DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ: Arkadaşlar, ben her zaman olduğu gibi Sayın Bakanımızın geçtiğimiz haftalardaki programı hakkında bilgi vererek başlayayım, ama ondan önce birkaç hususu dikkatinize getirmek istiyorum.

Geçtiğimiz haftalarda bazı acı tecrübeler vardı, terör saldırılarıyla karşı karşıyayız, zaten bunu hepimiz üzüntüyle takip ediyoruz, biliyoruz. 20 Temmuz’da Suruç’ta gerçekleştirilen menfur bir bombalı intihar saldırısı sonucunda 32 genç vatandaşımız hayatlarını kaybettiler. Ben bu vahşi terör saldırısında hayatlarını kaybedenlere, ardından bu saldırıyı da bahane eden terör örgütlerince yapılan alçakça eylemlerde hayatını kaybeden güvenlik görevlilerimize ve vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, değerli ailelerine, yakınlarına ve tüm milletimize başsağlığı, yaralı vatandaşlarımıza ve güvenlik görevlerine ise acil şifalar diliyorum.

Bu saldırıların tümü ülkemizin istikrar ve güvenliğini hedef alan saldırılardır. Ayrıca terörün her türünden çok çekmiş ve halen çekmekte bir ülke olan Türkiye’nin Türkiye Dışişleri Bakanlığı adına da bu saldırıların tümünü ayrı ayrı kınıyorum.

Memleketimizin birlik ve beraberliğine karşı yapılan bu saldırılara karşı devletimizin üst düzeyinde toplantılar gerçekleştirilmiş ve gerçekleştirilmekte, burada alınan kararlar hayata geçirilmektedir. Malumunuz terör unsurlarına karşı eşzamanlı operasyonlar da düzenlenmektedir.

Burada şunu ifade etmek isterim ki; Türkiye’nin terörün her türlüsüyle mücadelesi kararlılıkla devam edecektir, bundan da hiç kimsenin şüphesinin olmaması gerekir.

Sayın Bakanımız geçtiğimiz haftalarda, 20 Temmuz’da Sayın Cumhurbaşkanımızla beraber KKTC’ye bir ziyarette bulundu. Bunun detaylarını ziyaret öncesinde sizinle paylaşmıştım, siz de basından zaten takip ettiniz. Özellikle müzakere süreci ikili ilişkiler çerçevesinde her konu detaylı olarak Sayın Bakanımızın ziyareti sırasında gündeme geldi.

Ardından Sayın Bakanımız, 22-24 Temmuz Çarşamba ve Cuma günleri arasında Kırgızistan’a çalışma ziyaretinde bulundu. Kırgızistan, Türk dünyasında aktif işbirliği içinde bulunduğumuz ülkelerden bir tanesi. Kırgızistan’la hem ikili, hem bölgesel düzeyde stratejik ilişkilerimiz var. 2011 yılında tesis edilen Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi bünyesinde Ortak Stratejik Planlama Grubu toplantısı yapıldı. 4’üncü YDSK toplantısı da Sayın Cumhurbaşkanlarının eşbaşkanlığında Kırgızistan’da yapılacak. Bu Ortak Stratejik Planlama Grubu toplantısında Kırgızistan’la olan ikili ilişkilerimiz ve bölgesel gelişmeler değerlendirildi. Özellikle ticari ilişkilerimizin daha da arttırılması, ticaret rakamlarının arttırılması hususu gündeme geldi, TİKA’nın yaptığı projeler yine bu toplantıda gündeme geldi.

Sayın Bakan ayrıca ziyaretin ikinci gününde Kırgız Cumhurbaşkanı tarafından da kabul edildi.

Sayın Bakanımız Pazar ve Pazartesi günleri Portekiz’e resmi bir ziyarette bulundu, bunu da yine basından takip ettin büyük ihtimalle. Sayın Bakanımız Portekizli mevkidaşı Rui Machette ile başbaşa, heyetlerarası görüşme ve ortak basın toplantısı yaptı. Aynı zamanda Sayın Bakanımız Türkiye-Portekiz İkinci Hükümetler Arası Zirvesinin Ankara’da düzenleneceğini de açıkladı.

Bu Portekiz ziyaretinin bir önemli hususu, Ermeni terörist örgütleri tarafından şehit edilen diplomatlarımıza ilişkin bir anıtın da Portekiz’de açılmış olmasıydı. Portekiz Dışişleri Bakanıyla beraber Sayın Bakanımız bu anıtın açılışını gerçekleştirdi.

Biliyorsunuz Lizbon’da 1982 ve 83 yıllarında iki ayrı Ermeni terör saldırısı yaşanmıştı. İdari ataşe Erkut Akbay ve eşi Nadide Akbay için Lizbon’da daha önce bir anıt açılmıştı, bu sefer ise Büyükelçilik Maslahatgüzarı Yurtsev Mıhçıoğlu’nun eşi Cahide Mıhçıoğlu ve Portekizli polis memur adına da bir anıt açıldı. Bu çerçevede yurtdışında özellikle Ermeni terör saldırıları sonrası şehit olan diplomatlarımız için anıt açma çalışmalarının devam ettiğini söylemem lazım. Lizbon’da bu ikinci anıttı, bunu biraz önce söyledim, toplam 5. anıt oldu.

Görevleri başında şehit düşen Bakanlığımız personeli ve aile fertleri anısına Fethiye Belediyesi’nde de geçtiğimiz günlerde bir saygı anıtı açılışı yapıldı. 23 Temmuz Perşembe günü bu anıt da törenle açıldı.

Sayın Bakanımız şu anda Sayın Cumhurbaşkanımızla beraber Çin’de. Sayın Cumhurbaşkanımızın ziyaretine ilişkin ortak açıklamayı siz de biliyorsunuz. Ardından Sayın Cumhurbaşkanımız Endonezya’ya bir ziyaret gerçekleştirecek, Sayın Bakanımız ona da katılacak. Ardından Sayın Bakanımızın Kuala Lumpur’da ASEAN toplantısına katılması sözkonusu. ASEAN toplantısı yaklaştığında zaten buna ilişkin olarak da basın açıklamamızı yapacağız ve siz de detayları göreceksiniz.

Dikkatinize getirmek istediğim son husus, bizim Dışişleri Bakanlığı olarak verdiğimiz e-vizeler. 10 milyonuncu e-vizeyi aslında geçtiğimiz günlerde verdik. 10 milyonuncu e-vize Bodrum’a seyahat eden bir aile tarafından alındı, bu aile, Dışişleri Bakanlığımız personeli tarafından da Bodrum’da karşılandı. E-vize çok başarılı bir şekilde devam ediyor. 17 Nisan 2013 tarihinde hayata geçirildi bu vize sistemi. 2014 yılında 6 milyon vize verdik. Günde yaklaşık 10 binlerle ifade edilen rakamlar yaz döneminde yaklaşık 40 bin vizeye çıkıyor. En çok vize düzenlenen ülkeler ise İngiltere, Hollanda, Irak, Belçika ve Polonya olarak sıralanmaktadır. Geçtiğimiz yıllarda e-vize kapsamında toplanan vize harcı 213 milyon ABD doları civarındadır, yani geçtiğimiz yıla oranla bu yüzde 36’lık bir artış artışa denk gelmektedir.

Dediğim gibi, e-vize çerçevesinde aslında özellikle bir turizm ülkesi olan Türkiye’ye turistler çok kısa zamanda çabuk ve kolay şekilde vize alarak gelebilmekteler. Ayrıca, bu başarılı çalışmamızın özellikle Moldova ve Gürcistan tarafından da örnek alındığını, sözkonusu ülkelerim Dışişleri Bakanlıklarının da benzer çalışmalar yaptığını biliyoruz, bu da bizi sevindiriyor örnek olması açısından.

Arkadaşlar, ben burada durayım ve sizin sorularınız varsa sorularınız üzerinden gidelim.

Evet, Ebru’dan başlayayım. Ebru, buyur.

SORU: Benim ilk sorum güvenli bölgeyle ilgili olacak. Güvenli bölge konusunda bir anlaşmaya varıldı mı? Çünkü Amerika’dan yine çelişkili açıklamalar geliyor, güvenli bölge konusunda net bir mutabakata varılmadığı konusunda. Eğer varıldıysa tam olarak nerede kurulması planlanıyor ve hangi muhalifler tarafından buranın kontrolü sağlanacak?

İkinci sorum da İncirlik’le ilgili olacak. Sayın Bakanımızın geçtiğimiz gün yaptığı basın toplantısında bir ifadesi vardı, hangi ülkeler hangi üslerde konuşlanacak, bunu konuşuruz şeklinde. Türkiye’de üsler hangi ülkelere açılacak?

Son sorum da Kıbrıs’la ilgili. Kıbrıs’ta geçtiğimiz gün İsrail Başbakanı Netanyahu bir ziyaret gerçekleştirdi. Bir yandan da Kıbrıs müzakerelerinde yürüyen bir süreç var, görüşmelerdeki ana gündem maddesi yine enerjiyle ilgiliydi. Ve birtakım toplantılar yapılacak yine Ekim ayında Güney Kıbrıs, Mısır ve İsrail arasında. Süreçle ilgili değerlendirmelerinizi alabilir miyiz?

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ: Şimdi her şeyden önce güvenli bölge konusuyla başlayalım. Güvenli bölgeye ilişkin olarak da dün Sayın Cumhurbaşkanımıza Çin’e hareket etmeden güvenli bölgeye ilişkin olarak bir soru soruldu. Güvenli bölge bizim baştan beri kullandığımız ve ihtiyaç olduğunu vurguladığımız bir unsur. Güvenli bölge kapsamlı stratejinin de, bunu zaten baştan beri vurguluyoruz, bir parçası. Suriye’de insani durumun her geçen gün daha kötüye gittiğini sizler de görüyorsunuz. Yani yaklaşık 2 milyon mülteci var ülkemizde, bunun 1.7 milyonu Suriye’den gelen mülteciler, 60 bin civarındaki mülteci kamplarda kalıyor. Suriyeli mültecilerin geriye dönüşleri, kendi ülkelerine dönüşlerine ilişkin olarak da bir beklentileri var; bunu Sayın Cumhurbaşkanımız da zaten ifade etmişti.

Bizim ABD’yle bir mutabakata vardığımızı biliyorsunuz, bu konuya ilişkin olarak geçtiğimiz günlerde hem Hükümet Sözcümüz Sayın Bülent Arınç, hem de Dışişleri Bakanlığımız bir açıklama yaptılar. Bizim için temel hedef olan bu geri dönüşlere imkan sağlayacak gerekli koşulların sağlanması konusunda Amerika Birleşik Devletleri’yle bir mutabakata varıldı. Halen DEAŞ elinde bulunan bölgelerin kalıcı olarak temizlenmesinden sonra bunun doğal sonucu olarak da bir güvenli bölge oluşacak. Bu hususu tekrar ben de dile getirmiş olayım.

Bunun dışında, İncirlik konusunda varılan mutabakat çerçevesinde geçtiğimiz hafta Hükümet Sözcümüz bu konuya ilişkin olarak bir Bakanlar Kurulu kararının imzaya açıldığını söylemişti, bunun süreci tamamlandı. Yine geçtiğimiz hafta yaptığımız açıklamada bu Bakanlar Kurulu kararı ve varılan mutabakat çerçevesinde Türkiye’deki üslerin kullanılabileceğini söyledik. Herhangi bir üs demedik, orada zaten yazımda da tek üs yok, üsler var. Gerekli görüldüğü takdirde ihtiyaca binaen ilgili üsler tespit edilebilecek.

Hangi ülkelerin bu üsleri kullanacağına gelirsek, bu Amerika Birleşik Devletleri’yle ortaklaşa karar verilecek bir husus. Yine dikkatli okursanız yaptığımız basın açıklamasında da buna ilişkin unsurlar var, bunlar ortaklaşa karar verilerek belirlenecek.

İsrail Başkanı Netanyahu’nun ziyaretine ilişkin olarak ise şunları söyleyebilirim: Burada bir doğalgaz anlaşması imzalandığını ya da doğalgaz konusunun gündeme geldiğine dair bazı haberleri bugün ben de basından okudum. Halen Kıbrıs’ta kapsamlı çözüme yönelik müzakereler yoğun şekilde devam ediyor. Ada’daki tarafların irade ve kararlılıkla bu müzakerelere odaklanması, ilgili taraflar olarak Türkiye’nin bir beklentisi. Esasen Kıbrıs’ta kapsamlı çözüme varılması doğal kaynakların paylaşımıyla ilgili meselenin de hallini sağlayacak. Bununla birlikte kapsamlı çözüm öncesinde Ada’nın etrafındaki doğal kaynakların değerlendirilmesine yönelik her türlü formül Kıbrıs Türklerinin bu kaynaklar üzerinde eşit ve asli haklarını dikkate almak durumundadır; bu hususun altını çizmek istiyorum.

Sevil Hanım, buyurun.

SORU: Tanju Bey, az önce bahsettiniz Amerika’yla varılan mutabakata ilişkin yazılı bir anlaşma yapıldı mı acaba ya da önümüzdeki günlerde yapılacak mı?

İncirlik dahil diğer hava üslerinin fiilen kullanımı ne zaman başlayacak, bunun tarihi netleşti mi?

Bir üçüncü sorum da, Cerablus’la Azez arasında oluşturulacak arındırılmış bölgeye sonrasında yaklaşık 5 bin kişilik bir Türkmen ordusunun konuşlandırılacağı ve buna ilişkin Türkiye’nin bir çalışma yürüttüğüne ilişkin haberler var; doğru mudur, detay verebilir misiniz?

Teşekkürler.

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ: Şimdi bir mutabakata varıldığını söylemiştim, buna ilişkin olarak da gerekli Bakanlar Kurulu kararı tekemmül etti, sonuçlandı. Herhangi bir yazılı anlaşma, herhangi öyle bir şey söz konusu değil. Bakanlar Kurulunda sonuçlandığı için, nihayete erdiği için İncirlik gerekli görüldüğü takdirde her zaman, her an kullanılabilir. Bunun için askeri makamlarımız gerekli temasları yapıyorlar, yani bu askeri ve operasyonel bir konu.

Türkmen ordusuna ilişkin olarak, yani ben ilk defa duyuyorum bu iddiayı, onun için bu iddia konusunda herhangi bir yorum yapmam doğru değil. Ama önemli olan, güvenliği sağlanan bu bölgelere mültecilerin geri dönüşleri için gerekli şartların sağlanması. Burada mültecilerin bu yöndeki iradeleri ve istekleri de tabi dikkate alınacaktır, en önemlisi de budur.

Evet, buyurun.

SORU: Tanju Bey, Amerikan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü John Kirby’nin bir açıklaması oldu bu üslerin açılması çerçevesinde, YPG’ye Amerika’nın verdiği hava desteği bağlamında bu üslerin açılmasıyla bu destek daha etkili ve daha hızlı bir hale gelecek, dedi. Ankara daha önce özellikle PYD, YPG ve Amerika arasındaki bu iş birliğinden rahatsız olduğunu ifade etmişti. Üslerin bu çerçevede kullanılmasını Ankara nasıl değerlendiriyor; buna karşı herhangi bir itirazı, karşı çıkışı var mı acaba?

Teşekkür ederim.

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ: Tülay Hanım, Kirby’nin ifade ettiği bu husus, bizimle ABD arasındaki mutabakatı tam olarak yansıtmamaktadır. ABD’yle mutabakatımız aslında DEAŞ’la mücadeleye ilişkindir, mutabakatımızda PYD gibi kendi gündemi olan bir gruba yönelik destek söz konusu değildir. Bu hususlar aslında ABD makamlarının da dikkatine getirilmiştir. ABD makamları dün yaptıkları bir background toplantıda Kirby’nin ifadelerine ve ABD’yle varılan mutabakata ilişkin açıklık getirmişlerdir. Bu çerçevede, tekrarlıyorum, yani Kirby’nin ifade ettiği gibi YPG unsurlarına hava desteği verilmesi hususu bizim ABD ile varılan mutabakatımızın unsurlarından birisi değildir.

Evet, var mı?..

SORU: Tanju Bey, birinci sorum Cuma günü ABD Dışişleri Bakan Yardımcısının Türkiye’ye geleceği söyleniyor, bu ziyaret doğru mudur? Ve bu ziyarette bu ABD’yle varılan mutabakata ilişkin yan görüşmeler yapılacak mıdır?

Bir diğer sorum, bu oluşturulacak arındırılmış bölgeye ılımlı muhaliflerin yerleştirilmesi ve güvenliğinin onlardan sorulması açıklanmıştı. Bu ılımlı muhalifler Türkiye’de eğit-donattan geçen ÖSO grubu mu olacak? Çünkü eğit-donatta da çok az bir askerin eğitildiğini izliyoruz, 54 kişiden bahsediliyor bunca süre içerisinde. Bu süreç nasıl devam ediyor? Burada eğitilenler mi oraya aktarılacak; onu öğrenmek istiyorum.

Sağolun.

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ: Blinken’in ziyaretine ilişkin olarak, bu ziyaretin bazı özel sebepler nedeniyle ertelendiğini biliyorum, yani bu hafta olmayacak.

Diğer konuya ilişkin olarak ise, öncelikli olarak bu bölgenin DEAŞ tehdidinden arındırılması gerekiyor. Yani bu süreç operasyonel bir süreç, bu süreç zarfında da olabilecek gelişmeler çerçevesinde değerlendirilecek. Ama tabiatıyla bizim önceliğimiz, buradaki mültecilerin kendi istekleri doğrultusunda buraya dönebileceği koşulların yaratılması.

SORU: Suriye’deki muhalif Türkmen birliklerinin Esad’a karşı birleştiğine dair haberler basında yer almıştı. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ayrıca, bu DEAŞ’tan temizlenecek bölgelere hangi unsurların yerleşeceğini öngörüyorsunuz?

Bir de, bu oluşturulacak veya kendinden oluşacak güvenli bölgelerin güvenliği nasıl sağlanacak? Türkiye’nin katkısı nasıl ve ne ölçüde olacak?

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ: Arkadaşlar, Suriye’de rejime karşı bir Türkmen dayanışmasının olduğu hususları zaten bugün basında da vardı. Suriye ve Irak’ta yaşayan Türkmenlerin güvenliği her şeyden önce bizim için çok önemli; bunu bu kürsüden defalarca söyledim. Bu bağlamda Türkmenlerin durumuna ilişkin olarak gerekli koordinasyonun tüm kurumlarımızca yapıldığını da söylemem lazım.

Spesifik olarak Suriye’de yaşayan Türkmenlere gelirsek, Suriye’de yaşayan Türkmenler Suriye’nin asli bir unsuru, yüzyıllardır bu ülkede geniş bir coğrafyaya yayılmış şekilde yaşıyorlar. Türkmenler Suriye’de hem Esad rejimiyle, hem de DEAŞ’la mücadele ediyorlar. Türkmenlerin bulundukları bölgelerde gerek kendi güvenliklerini, gerek Suriye’nin ortak geleceklerini tehdit eden tüm diğer oluşumlara karşı eşgüdüm içinde hareket etmeleri gayet normaldir.

Biraz önce Bahar Hanım da benzer bir soruyu sordu, kimler bu bölgeye yerleşecek? Tabiatıyla ılımlı muhalefet ve oraya dönmek isteyen Suriyeli mülteciler öncelikte. Buna ilişkin olarak operasyonel detaylar bu süreç çerçevesinde ortaya çıkacak ve ancak o zaman netleşecek. Yani operasyonel konularda çok daha detaylı bilgi vermem aslında doğru değil bu soru çerçevesinde.

SORU: ...

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ: İşte o da bu süreç zarfında ortaya çıkacak ve süreç zarfında değerlendirilecek.

Evet.

SORU: Teşekkür ederim Sayın Bilgiç.

İki tane sorum olacaktı.

Bir tanesi, ılımlı muhalefet derken YPG’yi bu grubun içerisinde şu anda Türkiye görüyor mu ya da görebilir mi?

İkincisi ise, özellikle 24 Temmuz’dan beri başlayan sınır ötesi hava harekâtlarının önemli bir kısmının PKK’ya yönelik olduğu ve burada DEAŞ kamplarının ya da pozisyonların bir şekilde daha geri planda kaldığı yorumunu yapan birçok analist oldu. Sizin bu konuyla ilgili yorumunuz nedir?

Bir de, elinizde bir sınıflandırma var mıdır? Yani yüzde 70’i şuraya, yüzde 30’u buraya olduğu gibi bir sayı vermek mümkün mü? Yurt dışında vurulan hedefler açısından söylüyorum.

Teşekkür ederim.

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ: Birincisi, ılımlı muhalefet derken Özgür Suriye Ordusundan bahsediyorum.

İkincisi, hem PKK bizim için bir terörist örgüt tabiatıyla, hem de DEAŞ, o da bir terör örgütü, buna yönelik hedeflere hava operasyonları düzenleniyor. Sizin de söylediğiniz gibi, yani bir rakam benim elimde yok, bunlar operasyonel rakamlar. Bunun dışında ekleyecek bir şeyim yok.

Evet, bir sonraki soru.

SORU: Mısır’ın Süveyş Kanalı projesinin 6 Ağustos’ta yapılacak açılışına Türkiye’yi davet ettiği yönünde bazı haberler var. Böyle bir davet geldi mi Türkiye’ye, eğer varsa nasıl karşılık verilecek?

Teşekkür ediyorum.

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ: Bu aşamada bize yapılan herhangi bir davet bulunmamaktadır.

SORU: Sayın Cumhurbaşkanı dün Çin’e giderken de açıklamıştı, uzun süredir gündemde olan hava savunma füze sistemi konusunun Çin ziyaretinde tekrar gündeme geleceğini söylemişti. Bu konuda yakın zamanda Çin’le bir anlaşma beklemeli miyiz?

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ: Bu sorunun muhatabı aslında Savunma Sanayi Müsteşarlığı ve Savunma Bakanlığı, onun için onlara yöneltmeniz daha doğru olur, yani içerik olarak konuyu takip eden kurumlar onlar. Tabiatıyla bu konu da Sayın Cumhurbaşkanımızın ziyareti sırasında gündeme gelebilecektir, ama ziyaret bugün oluyor, şu an oluyor, onun için şu anda bir yorum yapmak doğru olmaz bununla ilgili olarak.

SORU: Amerika’yla İncirlik’in kullanımına ilişkin anlaşmanın çok detaylarına girmek istemiyorsunuz farkındayım, ama verilen izinler acaba blok izinler mi, yoksa her uçak için Amerika Türkiye’ye bildirimde bulunmak durumunda olacak mı?

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ: Bu çok teknik bir soru, bunu askeri makamlarımız ilgili muhataplarıyla görüşüp sonuçlandırırlar. Yani bildiğim bir soru değil, bir malumatım yok.

Bahar Hanım…

SORU: Tanju Bey, Türkiye’ye gelecek yabancı askerler, yani mesela askerlerin ülkeleriyle ikili anlaşmalar mı yapılacak, yoksa bu genel varılan koalisyonla ilgili mutabakatın içinde mi sayılacak bu? Birinci sorum bu.

İkinci sorum da, Türkiye kendi sınırında bir Kürt koridorunun oluşmasına karşı olduğunu hep dile getirmişti. Fakat şu an Amerika’yla yürütülen müzakerelerde sadece IŞİD bölgesinin temizlenmesi gündeme geliyor. Acaba varılan mutabakatta ya da görüşmelerde burada oluşan Kürt koridoruyla ilgili Türkiye herhangi bir endişesini iletti mi ya da bir önlem alınması, buraya da yönelik bir önlem, bir operasyonları, bunlar tartışılan konular arasında mı acaba?

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ: Birinci konuya ilişkin olarak, o askerlerin Türkiye’de mevcudiyetine ilişkin olarak zaten hukuki altyapı var, Bakanlar Kurulu kararı da var.

İkincisi, bu müzakerelerin içeriğine ilişkin bir unsur, ona ilişkin bir yorum yapmayacağım ikinci soruya ilişkin olarak.

Evet…

SORU: Dördüncü maddenin işletilmesiyle birlikte NATO dün toplandı ve Türkiye’ye siyaseten güçlü bir destek mesajı çıktı. Bunun ötesinde NATO’dan bir beklentiniz var mı ya da önümüzdeki dönem olacak mı? Özellikle NATO’nun askeri kabiliyetlerinin Türkiye’nin son dönemdeki teröre karşı mücadelesinde kullanılmasına ilişkin somut beklentileriniz var mı?

Teşekkürler.

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ: Arkadaşlar, biliyorsunuz NATO’nun 4’üncü maddesi, yani Vaşington Anlaşmasının 4’üncü maddesi çerçevesinde bir istişare talebimiz NATO tarafından olumlu karşılandı ve dün NATO’da bir toplantı gerçekleştirildi, ardından NATO Genel Sekreteri bir basın açıklaması yaptı, orada da sorulara aslında çok detaylı bir şekilde yanıt verdi.

Bizim için önemli olan, ilk aşamada NATO’yu bu konuya ilişkin olarak bilgilendirmekti. Bu çerçevede parantez açarak, hem Sayın Cumhurbaşkanımız, hem Sayın Başbakanımız, hem Sayın Bakanımız çok sayıda telefon görüşmeleri yaptılar, bunları zaten biliyorsunuz.

Biz müttefiklerimizi özellikle bu hava operasyonlarının niye yapıldığına ilişkin olarak bilgilendirdik. Müttefiklerimiz de zaten yapılan basın açıklamasında Türkiye’nin terörle mücadelesine destek ifade ettiler. Bu çerçevede müttefiklerimiz ayrıca terörizme hiçbir biçimde tolerans gösterilmeyeceğini de vurguladılar, taziyelerini yinelediler. Ayrıca, ülkemizin BM şartının 51. maddesi uyarınca meşru müdafaa hakkını kullanmasına da destek beyanında bulundular. Bu çerçevede NATO’dan beklentilerimiz bizim bu aşamada bu şekilde, ama tabiatıyla önümüzdeki dönemde olabilecek gelişmeler çerçevesinde bu konu tekrar gündeme gelebilir veya tekrar değerlendirilebilir, ama şu aşamada başkaca herhangi bir beklentimiz NATO’dan bulunmuyor.

Evet arkadaşlar, teşekkür ediyorum, sağolun.