Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 30 Aralık 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 16 Aralık 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 8 Aralık 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Arka Plan Bilgilendirme Toplantısı, 28 Kasım 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 5 Kasım 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç'in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 9 Ekim 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 15 Eylül 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 2 Eylül 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 27 Ağustos 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 7 Ağustos 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in İstanbul’da Yerleşik Yabancı Muhabirlere Verdiği Background Brifing, 31 Temmuz 2015, Hilton Harbiye Oteli, İstanbul Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 29 Temmuz 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 15 Temmuz 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 3 Temmuz 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in İstanbul’da Yerleşik Yabancı Muhabirlere Verdiği Background Brifing, 26 Haziran 2015, Hilton Harbiye Oteli, İstanbul Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 25 Haziran 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 18 Haziran 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 11 Haziran 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 15 Mayıs 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 8 Mayıs 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in İstanbul’da Yerleşik Yabancı Muhabirlere Verdiği Background Brifing, 17 Nisan 2015, Hilton Harbiye Oteli, İstanbul Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç'in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 16 Nisan 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç'in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 9 Nisan 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 31 Mart 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 24 Mart 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 11 Mart 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç'in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 27 Şubat 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç'in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 17 Şubat 2015, Ankara Enformasyon Genel Müdür Yardımcılığı’nda Daire Başkanı Beliz Celasin-Rende’nin Background Bilgilendirme Toplantısı, 12 Şubat 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in İstanbul’da Yerleşik Yabancı Muhabirlere Verdiği Background Brifing,05 Şubat 2015, Hilton Harbiye Oteli, İstanbul
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 18 Haziran 2015, Ankara

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ: Hoşgeldiniz diyorum. En son geçtiğimiz hafta bir basın toplantısı yapmıştık. Ben her zaman olduğu gibi o tarihten bu yana Sayın Bakanımızın yapmış olduğu ziyaretler ve etkinlikler hakkında kısaca bilgi vereyim, yine önümüzdeki döneme ilişkin bilgi vereyim ondan sonra da sorularınızı yanıtlayayım ve basın toplantımızı tamamlayalım.

Sayın Bakanımız geçtiğimiz hafta 12-13 Haziran 2015 tarihinde Cuma, Cumartesi günü Sayın Cumhurbaşkanımıza refakaten Bakü’deydi. 1. Avrupa Oyunlarının açılış törenine katıldı, ben de oradaydım. Açılış töreni gayet güzeldi, aslında mükemmel bir açılış töreni oldu. Türkiye de 19 spor dalında yarışan 192 sporcumuzla bu oyunlara katılacak. Bu çerçevede bu sabah itibariyle 4 tane milli sporcumuz altın madalya kazanmış, üç gümüş ve 10 bronz madalya almışız. Ben buradan milli sporcularımızı da tebrik ediyorum.

Sayın Bakanımız açılış törenleri sırasında Sayın Cumhurbaşkanımızın yaptığı bazı ikili görüşmelere de katıldı. Bu çerçevede Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Putin, Türkmenistan Devlet Başkanı Berdimuhamedov ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev’le de ikili görüşmeler oldu, Sayın Bakanımız da bu görüşmelere katıldı. Basında da çok yer aldığı için Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Putin’le gerçekleştirilen görüşmede ele alınan hususlara kısaca değineyim. Tabii Rusya’yla bizim çok girift ilişkilerimiz var ekonomik ilişkilerimiz de çok yoğun. Yaklaşık 800 tane inşaat şirketimiz Rusya’da iş yapıyor. Biliyorsunuz Akkuyu Nükleer Enerji Santrali Rus firmaları tarafından inşa ediliyor. 22 milyar dolarlık bir proje bu ve 32 megawatt’lık bir elektrik üretecek.

Bütün ekonomik konular Sayın Cumhurbaşkanımızın Putin’le görüşmesi sırasında ele alındı. Ayrıca önümüzdeki dönemde Putin G-20 Zirvesi vesilesiyle Antalya’ya gelecek. Aynı zamanda yine Üst Düzey İşbirliği Konseyi biliyorsunuz senede bir defa karşılıklı olarak düzenleniyor o çerçevede de önümüzdeki dönemde Kazan’da bir Üst Düzey İşbirliği Konseyi Toplantısı yapılacak. Tabii Türk akımı konusu da görüşüldü biraz önce söyledim ekonomik ilişkilerin tüm veçheleri masaya yatırıldı, ardından Sayın Cumhurbaşkanımız Sayın RF Devlet Başkanı Putin ile başbaşa görüşme de yaptılar. Bu başbaşa görüşmede tüm bölgesel konular, ikili siyasi ilişkiler, 1915 olayları, Ukrayna Kırım konusu ve Suriye konusu gündeme geldi.

Sayın Bakanımız, Bakü dönüşünün ardından Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Başkanı ve AKPM’nin sığınmacı akını konusunda kurduğu Ad-Hoc Komitesini 14 Haziran Pazar günü İstanbul’da kabul etti. AKPM heyeti bizim açımızdan önemli bir heyet, çünkü AKPM heyeti özellikle Türkiye’nin Suriye ve Irak çerçevesinde karşı karşıya kaldığı yoğun mülteci akınına ilişkin bir farkındalık yaratmak için önemli.

Heyet, Kilis ve Nizip’teki barınma merkezleri ve halk eğitim merkezlerini, sığınmacı kayıt koordinasyon merkezlerini ziyaret etti. Sayın Bakanımız, tabii AKPM eski Başkanı ve AKPM Onursal Başkanı. Bu ziyaret sırasında daha önce de açıklamıştım, Avrupa Konseyine Türkiye en fazla katkıda bulunan ülkelerden bir tanesi oldu bu husus da yine gündeme geldi. Tabii Sayın Bakanımız AKPM heyeti üyelerinin özellikle Suriye çerçevesinde karşı karşıya kaldığımız sığınmacı, mülteci akını konusunda bunun nasıl üzerimize bir yük oluşturduğunu anlattı ve bu konuda uluslararası toplumun daha etkin rol oynaması gerektiğini bildirdi. AKPM Başkanı da özellikle Kilis ve Nizip’e yaptığı ziyaret sonrasında bazı açıklamalar yaptı belki bunu basında da görmüşünüzdür ama ben yine tekrarlayayım, çünkü bunlar aslında Türkiye açısından çok olumlu ifadeler.

AKPM Başkanı Brasseur Türkiye’nin Suriyelilere yaptığı yardımlara hayran kaldıklarına ifade etti. Misafirperverliğimizden etkilendiği söyledi. Ayrıca Kilis’e gelen misafir sayısının Kilis’in kendi nüfusundan fazla olduğunu ve Türkiye’nin yükünün paylaşılması gerektiğini de söyledi. Bence bu aslında uluslararası topluma vermek istediğimiz önemli mesajlardan bir tanesi.

Ardından 15 ve 16 Haziran günlerinde Sayın Bakan Yemen’deki durum hakkında düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı Olağanüstü Dışişleri Bakanları Toplantısı için Cidde’ye gitti. Tabii buradaki ana gündem konusu Yemen’di, Sayın Bakan burada Yemen konusunda bir konuşma yaptı ve özetle Hutilerin bu saldırısının hem ülkeyi kaosa sürüklediğini, hem de bölgesel anlamda bir bölünmenin eşiğine getirdiğini söyledi. Yemen’deki sıkıntıların sadece Yemen’in değil, bütün bölgenin güvenlik ve istikrarına bir tehdit oluşturduğunu söyledi. Siyasi çözüm sağlanması gerektiğini vurguladı. Ayrıca bu siyasi çözüm dendiğinde de bunun temel parametrelerini sıraladı. Bu daha önce de söylemiştim özellikle KİK inisiyatifi, milli ulusal diyalog konferansı, yine BM Güvenlik Konseyinin ilgili kararları. 2216 sayılı BMGK kararı ve 19 Mayıs tarihli Riyad bildirisi bunlar aslında bütün Yemendeki siyasi uzlaşıya temel teşkil edecek parametreler. Bu konuyu da yine gündeme getirdi.

Toplantı da biz özellikle Yemen konusunda bir temas grubu kurulması hususunu gündeme getirdik bu bizim bir inisiyatifimiz oldu. Ayrıca toplantıda yine özellikle Suriyeli sığınmacıların durumu da yine Sayın Bakanımız tarafından dile getirildi. Özellikle Tel Abyad’da ki çatışmalar çerçevesinde son dönemde özellikle 3 Haziran tarihi sonrasında gerçekleşen mülteci akını konusunda bilgi verdi ve insani sorumluluk çerçevesinde bu yükün paylaşılması gerektiği mesajı da yine İslam İşbirliği Teşkilatı toplantısı sırasında Sayın Bakanımız tarafından vurgulandı.

Bunun dışında tabii Türkiye’nin özellikle Yemen’e yapmış olduğu bazı insani yardımlar var, kısaca onları da söylemek istiyorum. Bu husus, toplantılar sırasında hem İslam İşbirliği Teşkilatı toplantısı, hem de Yemen Cumhurbaşkanıyla yapılan iki görüşmeler sırasında gündeme geldi. Türkiye krizin ortaya çıkmasının ardından 18-29 Mayıs tarihlerinde Cibuti’de bir AFAD ekibi görevlendirdi. Yine pek çok gıda malzemesi ve ilaç malzemesi tarafımızca Cibuti’ye ve Cibuti üzerinden de Yemen’e ulaştırıldı. En son olarak da 6.6 ağırlığında ilaç ve tıbbı malzemede peyderpey Cibuti’ye iletildi. Tabii özellikle ikili görüşme sırasında Yemen’e yapacağımız yardımlar özellikle önümüzdeki dönemdeki yardımlar da Cumhurbaşkanıyla konuşuldu özellikle tıbbi yardım, hastane, prefabrik konutların inşası gibi yardımların şartlar elverdiği ölçüde tarafımızca yapılması hususu yine Mansur Hadi’yle yapılan görüşmede gündeme geldi.

Tabii Yemen bizim için önemli bir ülke, köklü ilişkilerimiz var. Biz Yemen’in meşru Cumhurbaşkanı olarak Yemen Cumhurbaşkanı Hadi’ye vereceğimiz desteği yine yineledik ve siyasi çözümün meşru devlet otoritesine saygı çerçevesinde ele alınması gerektiğini vurguladık.

Arkadaşlar bunun dışında Sayın Bakan Suudi Arabistan Kralı’yla bir görüşme yaptı dün. Tabii Suudi Arabistan Kralı’yla özellikle bölgesel gelişmeler Yemen, Suriye ve Irak’taki son gelişmeler, bölgesel konular ele alındı. Özellikle iki ülkenin bölgesel meseleler konusunda benzer yaklaşımları olduğunu da biz bu vesileyle bir daha gördük ve bu husus da teyit edildi. En son Sayın Cumhurbaşkanımız Mart ayında Riyad’a bir ziyaret yapmıştı. Bu çerçevede bu ziyarette üzerinde mutabakatta varıldığı gibi ilişkilerin daha da geliştirilmesi hususu yine Sayın Bakanımızın yaptığı ziyaret sırasında vurgulandı.

Arkadaşlar, önümüzdeki dönemde BM Yüksek Komiseri Guterres’in Türkiye’ye bir ziyareti olacak. Aslında dün itibariyle Guterres Türkiye’ye geldi. Dünya Mülteciler günü 20 Haziran’da kutlanacak. O çerçevede yine mülteciler günü ve dünya mültecilerine ilişkin olarak bir mesaj verecek, bunu Türkiye’de verecek. Guterres bugün İstanbul’da, sabah ben de televizyonda gördüm, basına bazı mülakatlar verdi. Yarın itibariyle Ankara’da olacak. Sayın Bakanımızla ve bazı bakanlarımızla görüşecek, AFAD Başkanı’yla görüşecek, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı ve İçişleri Bakanımızla da görüşecek. Guterres Cumartesi günü Mardin’e seyahat edecek ve Mardin’de de bazı temaslarda bulunacak, özellikle Mardin Midyat barınma merkezinde olacak. Sayın Bakanımız da Cumartesi günü bu temaslar sırasında Mardin’de olacak. Pazar günü ise Suruç ve Gaziantep’i ziyaret ederek ülkemizden ayrılacak. Bu konuya ilişkin olarak da zaten dün bir basın açıklaması yaptık.

Arkadaşlar, biliyorsunuz 9. Cumhurbaşkanımız Sayın Demirel vefat etti bu çerçevede ben de başsağlığı diliyor, Allah rahmet eylesin diyorum; yakınlarına da sabırlar diliyorum. Bu çerçevede ulusal cenaze töreni düzenlenecek. Dün ulusal cenaze töreninin düzenlenmesine ilişkin olarak ilgili kurumların katılımıyla Bakanlığımızda bir toplantı yapıldı. Biliyorsunuz Başbakanlık tarafından ülkemizde bir ulusal yas ilan edildi. Dış temsilciliklerimizde de defin işlemi tamamlanana kadar bayrakla yarına indiriliyor. Ayrıca Türkiye’deki yabancı temsilcililklere ulusal yas ilan edildiği ve bu süre zarfında bayrakların yarıya ineceği ve söz konusu uygulamaya iştirak etmelerinden memnuniyet duyulacağına ilişkin bir nota da dün itibariyle iletildi.

Yarın ulusal cenaze programı Ankara’da şu şekilde olacak: Yarın merhum için Güniz Sokaktaki ikametgâhında sabah 8’de bir tören düzenlenecek. Ardından merhumun naaşı Güniz sokaktaki ikametgahından Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne intikal edecek ve 9’da da Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bir tören icra edilecek. Ardından Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden Kocatepe Camii’ne intikal edilecek ve Cuma namazını müteakip cenaze namazı kılınacak ve ardından da Esenboğa’ya geçilecek. Merhumun naaşı Esenboğa’dan Isparta’ya gönderilecek ve Isparta’da da yarın öğle namazını müteakip cenaze namazı kılınacak ve İslamköy Şehriban Hatun Camiinden anıt mezarın bulunduğu Çalca Tepe’ye intikal edecek ve orada toprağa verilecek. Genel anlamıyla ulusal cenaze töreninin programı bu şekilde olacak.

Arkadaşlar, merak ediyorsunuz kimlerin katılacağını; uluslararası katılımcıların olup olmayacağını. Tabii bu çok hızlı gelişen bir olay uluslararası alandan katılımcıların kimler olacağı ancak bugün akşama kadar teyit edilecek yani bunun yanıtını belki akşama doğru daha net olarak sizlere verebilirim.

Arkadaşlar ben, burada isterseniz durayım sorularınızı varsa hemen onları yanıtlamaya başlayayım.

Sevil Hanım, buyurun.

SORU: YPG’nin Suriye’deki yerleşiminden sonra Sayın Bülent Arınç’ın geçtiğimiz günlerde Türkiye’nin ABD ve koalisyon güçleriyle temasa geçip endişelerini ilettiği yönünde bir açıklaması oldu. Herhangi bir yanıt alındı mı?

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ: Evet, şimdi sorularınızı not aldım hemen hızlıca yanıtlamaya çalışayım, hepsine ilişkin bir yanıtım yok doğrusunu söylemek gerekirse. Tabii geçtiğimiz günlerde, özellikle 3 Haziran’dan sonra özellikle Tel-Abyad’daki çatışmalar nedeniyle hem uluslararası koalisyonun bombalamaları hem de YGP ve DEAŞ’ın arasındaki silahlı çatışmalar nedeniyle çok sayıda insan bizim sınırlarımıza geldi. Bu konuda gelen Suriyeli, Arap ve Türkmenlerin özellikle sayılarına ilişkin olarak size bilgi vermiştim. Tam anlamıyla yani 3 Haziran’dan 16 Haziran’a kadar toplam 23349 kişi Türkiye giriş yapmış. 23349 kişi.

SORU: 16 Haziran...

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ: Evet, 3 Haziran ve 16 Haziran, 16 Haziran’da dahil bu rakama tabii 17 Haziran’ı soracaksınız dün itibariyle herhangi bir giriş bu anlamda bir yana kitlesel bir giriş olmamış onun için sayı 23449 kişi. Dün itibariyle daha farklı bir gelişme oldu. Yaklaşık 1000 kişi, 1100 kişi dün itibariyle Akçakale’den Tel Abyad’a döndü bu konuya ilişkin olarak da geri dönüşlerin başladığına ilişkin olarak da zaten bugün yazılı basında bazı haberler var. Tabii Suriye’de eli kanlı bir rejim var, o eli kanlı rejimin mezalimi çerçevesinde çatışmalar devam ediyor, bu rejimin yarattığı otorite boşluğu DEAŞ terör örgütü tarafından belli noktalarda doldurulmuş görünüyor. Uluslararası camia DEAŞ’ı güçlendiren nedenleri aslında tam anlamıyla göremiyor.

Biz en başından beri hem DEAŞ’la, hem de rejimle mücadelede kapsamlı bir stratejinin hazırlanması gerektiğini söylemiştik. Yüzeysel tedbirlerle de sonuç alınmasının mümkün olmadığını söyledik. Bu kitlesel göç çerçevesinde uluslararası alanda özellikle ne düşündüğümüzü muhataplarımıza ilettik. Her şeyden önce BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon’a bir mektupla bu durumun hassasiyetini ilettik, yine BM Güvenlik Konseyi’yle yine New York’ta yine mektupla durumun hassasiyetini ilettik. BM Mülteciler Yüksek Komiseri Guterres’e yine mektup yazarak hassasiyetimizi ilettik. Yine önemli başkentlerdeki temsilciliklerimiz resmi makamlar nezdinde yine girişimler yapıyorlar. Özellikle P5+1 Roma, Madrid bir kez daha yine Brüksel’de de yine aynı şekilde girişimler yapılıyor.

Yine AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Mogherini’ye Sayın Bakanımız bir mektupla durumun hassasiyetini iletti. NATO Genel Sekreteri ve müttefiklerimize de hızlı şekilde bilgi aktarıldı ve bu insani durumun ciddiyeti vurgulandı; durumun kabul edilemez olduğu da yine iletildi. Keza dün Cidde’de yapılan İslam İşbirliği Teşkilatı Toplantısı sırasında Sayın Bakanımız hem muhataplarına bu yaşanan son gelişmeleri aktardı, yine keza Suudi Arabistan Kralıyla da bu konu görüşüldü. Biraz önce yine söyledim Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Başkanı Brasseur ve AKPM’den bir heyet yine göç konularındaki bir heyet buradaydı yine bu konular gündeme geldi.

Bununla eş zamanlı olarak Sayın Bakanımız bazı telefon görüşmeleri gerçekleştirdi. Rus Dışişleri Bakanı Lavrov’la görüştü, İngiltere Dışişleri Bakanı Hammond’la görüştü, yine BM Mülteciler Yüksek Komiseri Guterres’le görüştü. BM Güvenlik Konseyi Dönem Başkanı Malezya Dışişleri Bakanı’yla görüştü ve Fransa Dışişleri Fabius’le görüştü. Kerry’le görüşmesi öngörülüyordu, ama o görüşme henüz gerçekleşmedi dün olacaktı, programları uyuşmadı. Önümüzdeki günlerde belki bugün büyük bir ihtimalle yine Kerry’le de görüşecek ve bu konuya ilişkin olarak rahatsızlığımızı iletilecek. Bu mektuplarda neler söylendi genel anlamıyla söyleyeyim ama 2011 yılından beri Türkiye, Suriye’den kaynaklanan önemli risk ve tehditler altında olduğunu vurgulandı. Bu sıkıntının Suriye rejiminin kendi halkının demokratik taleplerine yanıt vermemesi nedeniyle ortaya çıktığı söylendi. Yine Türkiye’nin açık kapı politikası çerçevesinde yaklaşık iki milyon Suriyeli ve Iraklı’yı Türkiye’ye aldığını ve bunun bir mali yük ortaya çıkardığı söylendi. Keza Akçakale ve Tel Abyad’daki yani bu bölgedeki o yapılan olaylar özetlendi ve gerekli tedbirlerin alınması gerektiği muhataplarımızdan istendi. Tabii burada önemli olan aslında uluslararası toplumun bu konuya hassasiyet göstermesi. Özellikle daha önce bölgede yaşanan mesela Kobani’de yaşanan olaylar gibi bu konuya da duyarsız kalmaması.

Bu konuya ilişkin olarak da tabii ilgili kurumlarımızın katılımıyla Sayın Cumhurbaşkanımız ve Sayın Başbakanımız başkanlığında bazı toplantılar oluyor ama bunların sonuçları hakkında ben burada yorum yapamıyorum. Önümüzdeki günlerdeki gelişmeler çerçevesinde durumu tekrar değerlendireceğiz, tekrar bakacağız, ama yaptığımız girişimler bu aşamada bu şekilde…

SORU: Devam sorusu sorabilir miyim?

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ: Tabii buyurun.

SORU: Gerekli tedbirlerin alınması gerektiği iletildi dediniz, bu tedbirler nedir acaba?

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ: Şimdi her şeyden önce bu sadece Tel Abyad’daki sorun değil daha geniş bir büyük bir sorun var. Yani 2 milyon mülteci var, 6 milyar dolar bizim harcadığımız para var, 260 bin mülteci yaklaşık 26 kampta yaşıyorlar. Bir defa insani gözle bakmak lazım bu soruna. Burada eğitim gören çocuklar var, yeni doğan çocuklar var, sağlık hizmetleri var, yani her ne kadar biz iyi imkanlar sağlamaya çalışsak da mültecilere ve sığınmacılara, bunlar yeterli değil, her şeyden önce bu durumun ortadan kalkması lazım. Uluslararası toplum maddi açıdan daha fazla katkı sağlayabilir. Bazı sığınmacıların üçüncü ülkelere sığınma başvuruları var, bunlar daha fazla yanıtlanabilir, yapılacak çok şey var. En önemlisi krizin ortadan kalkması için Suriye’de bizim baştan beri söylediğimiz siyasi bir transformasyon siyasi bir değişim sürecinin hızlıca sağlanması. Bunun bazı alt koşulları da var. Biz uzun zamandan beri uçuşa yasak bölgenin, güvenli bölgenin ihdas edilmesi gerektiğini söylüyoruz. Bunu da şunu için söylüyoruz: Bu tarz kitlesel girişlerin bizim kapımızda yaşanmaması, kapımızda yığılmaların olmaması için… Amerika Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü de yine bu konuya ilişkin bir açıklama yapmış. İnsan hakları konusundaki endişeleri paylaştıklarını ve PYD’nin kontrol altına aldığı bölgelerdeki halkın yerinden edildiğine dair iddiaları izlediklerini söylemiş. Uluslararası alanda bu hem bizim yaptığımız girişimler, hem de zaten medyanın takibi nedeniyle zaten izleniyor. Ama bizim istediğimiz insani sorumluluğun ve yükün biraz daha uluslararası toplum tarafından paylaşılması ve yangının söndürülmesi tabiatıyla.

SORU: Az önce bahsettiğiniz Amerikan Dışişleri Sözcüsünün yaptığı açıklama dışında Türkiye’nin Washington ve Ankara’da ilettiği rahatsızlığa resmi kanallardan herhangi bir yanıt verildi mi acaba? İkinci bir sorum, Katar Dışişleri Bakanı bugün Ankara’da Sayın Cumhurbaşkanı’yla görüşecek, Sayın Bakanla bir görüşmesi olacak mı? Bu ziyaretin nedeni nedir, siz de bir bilgi var mı acaba? Bir de yakın zamanda Türkiye ve Katar arasında imzalanan bir anlaşma çerçevesinde Türkiye’nin Katar’a bir askeri üs kurmaya hazırlandığı haberleri çıktı basında. Yakın vadede böyle bir plan var mı ve bu ziyaretin bununla bir bağlantısı var mı?

Teşekkür ederim.

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ: Son sorunuzdan başlayayım. Sayın Bakanımızla, Katar Dışişleri Bakanı’nın herhangi bir görüşmesi şu an itibariyle öngörülmüyor. Sayın Cumhurbaşkanımızla ne görüşeceği hususunu Cumhurbaşkanlığı kaynaklarından takip etmeniz daha doğru olur.

Askeri üs konusuna ilişkin olarak da, zaten geçtiğimiz hafta sorulara yanıt vermiştim. Resmi Gazetede yayınlandı, her şey gayet şeffaf bir şekilde yürüyor. Bu askeri anlaşmanın neler içerdiğine ilişkin hususlar da zaten Resmi Gazetede var, oradan bakarsanız bulabilirsiniz.

Amerikalı yetkililerden herhangi bir tepki alıp almadığımızı sordunuz. Amerika Birleşik Devletleri bizim müttefikimiz, pek çok konuda da zaten çok derin işbirliğimiz var. Her konuda ve her seviyede istişarelerimiz devam ediyor. Bu çerçevede bu konuya ilişkin olarak da her seviyede gerekli girişimimizi yaptığımızı söyleyebilirim.

Evet, Mahmut Bey.

SORU: Tanju Bey, az önce bilgi verirken güvenli bölge ve uçuşa yasak bölge konularından bahsettiniz, aslında bu konu eğit-donat sürecinin de bir parçası olarak önümüzde duruyor diye anımsıyorum Sayın Bakanın demeçlerinden. Acaba eğit-donat kapsamında eğitilip donatılacak ve devamında Suriye’ye gidecek olan ılımlı muhalefetin ya da Özgür Suriye Ordusu mensuplarının nasıl korunacağına ilişkin Amerika Birleşik Devletleri’yle bir uzlaşı sağlanmış mıdır? Birinci sorum bu.

İkinci sorum da, hafta içerisinde Kırım Tatarlarıyla ilgili gayri resmi heyetin raporu açıklandı, çok ilginç saptamalar var. Acaba önümüzdeki dönemde Türkiye’nin bu konuyla ilgili tavrı ne olacak? Az önce söylediniz, Sayın Putin’e de verildiği söylendi raporun, Rusya’nın tepkisi ne oldu? Ve Ukrayna’ya Türkiye tarafından yapılacak ayni ya da nakdi yardımın yardım olacaktı, bunun miktarı belli oldu mu ya da yapıldıysa ne kadarı yapıldı?

Teşekkürler.

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ: İlk sorunuzdan başlayayım. Eğit-donat çerçevesinde eğitilip donatılacak kişilerin Suriye’ye girdiğinde hava desteği sağlanıp sağlanmayacağı hususu aslında daha önce de gündeme geldi, iki hafta önceki basın toplantısında bunu konuşmuştuk. Bu konuya ilişkin olarak ABD tarafıyla çalışmalarımız ve görüşmelerimiz devam ediyor, sadece onu söyleyebilirim. Kırım konusuna gelince, biraz önce de söylediniz. Kırım konusu bizim için çok önemli bir konu. Sayın Cumhurbaşkanımızın, Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Putin’le yaptığı görüşme sırasında bu konu da gündeme geldi ve Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından sivil toplum örgütü temsilcilerince hazırlanan raporun bir örneği de Rusya tarafına verildi. Raporun temel amacı Kırım Katarlarının durumu hakkında ilk elden bilgi edinmek ve soydaşlarımızla doğrudan temas kurmaktı ve heyette herhangi bir resmi kurum olarak bizim bir dahlimiz olmadı. Heyet 27-30 Nisan tarihlerinde Kırım’a ziyaret gerçekleştirdi, ilk önce Kiev’e oradan da Kırım’a gittiler.

Heyetin başındaki eski Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Profesör Doktor Zafer Üskül de Anadolu Ajansına bir mülakat verdi. Raporun detayları web sitesinde bildiğim kadarıyla var. Şunu vurgulamam lazım: Raporun hazırlanması sürecinde herhangi bir müdahalemiz olmadı, tamamen oradaki gözlemler çerçevesinde rapor hazırlandı. Bu rapor sadece 4 günlük ziyaret çerçevesinde sadece o an içinde bulunduğumuz ihlalleri tespit etmeye yönelik bir rapordu, bunu da söylemek lazım. Geçmişe dönük Kırım Tatarlarının yaşadığı sürgün, yerlerinden edilme gibi konulara bu raporda değinilmedi. Raporun içeriğine bakıldığında, detaylı olarak incelendiğinde siz de göreceksiniz orada pek çok hak ihlali var, özellikle baskı ve sindirme faaliyetlerinin devam ettiği, sistematik bir biçimde uygulandığı hususu raporda vurgulanmış. Ayrıca Rusların özellikle fiili Rus Yönetiminin verdiği sözlerin de tutulmadığı hususu açıkça görülüyor. Ben raporun içeriğine girmeyeceğim, çünkü raporu okuyunca pek çok detayı orada bulabileceksiniz. Ama şunu söyleyebilirim: Kırım Tatar soydaşlarımıza her türlü desteği her zaman vermeye hazırız. Dün olduğu gibi bugün de bunları yapıyoruz.

Ukrayna’ya yönelik 10 milyon Dolarlık bir hibe taahhüdümüz var. Bu hibe taahhüdümüzün büyük bir kısmı gerçekleşmedi, ama bir kısmı mağdur olan Tatar soydaşlarımız için kullanılacak, onu söyleyebilirim.

Evet, Bahar Hanım.

SORU: Tanju Bey, sınırdaki PYD ve DEAŞ arasındaki çatışmalar sonucunda sınırımızda bir Kürt koridoru oluşma yolunda giden bir hareketlilik var. Türkiye buna nasıl bakıyor, bunu bir tehdit olarak görüyor mu? Çünkü bölgede PYD, Türkmenlerin ve Arapların barınmasına izin vermiyor. Bu bir tehdit midir, Türkiye bunu tehdit olarak mı görüyor, asker ve PYD güçlerinin arasında oluşan bu gerilimi nasıl aşmayı düşünüyor Türkiye?

Bir diğer sorum, Mursi’nin idam kararı onandı, temyiz hakkı da bulunuyor gerçi ama Türkiye’nin Mursi’nin idamını önlemek için yaptığı görüşmeler var mıdır? Bu kapsamda Suudi Arabistan’ın ve Körfez ülkelerinin bir rol oynayacağı söyleniyordu, bununla ilgili bir girişimi olmuş mudur?

Teşekkür ederim.

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ: İlk sorunuzla ilgili olarak baştan beri biz sorunun siyasi bir çözüm çerçevesinde Suriye’de çözülmesi gerektiğini söylüyoruz. Sorun bu şekilde çözüldüğünde kitlesel nüfus hareketleri de tabiatıyla olmayacak. Biz özellikle demografik açıdan bu şekildeki zorlamalara karşıyız. Eğer bu demografik açıdan bir değişiklik yaratacaksa bu tabiatıyla bizim kabul edebileceğimiz bir husus değil. Tabii önümüzdeki dönemdeki gelişmeler Türkiye’nin politikasını belli edecektir. Belli sayıda, biraz önce de söyledim, Tel Abyad’dan Türkiye’ye gelen kişilerin geri döndüğünü de görüyoruz. Önümüzdeki süreci takip etmemiz gerekir.

Mısır’a ilişkin olarak ise dün biz zaten bir basın açıklaması yaptık, onu da görmüşsünüzdür. Sayın Cumhurbaşkanımız ve Sayın Başbakanımızın da açıklamaları oldu. Biz Mısır’ın seçilmiş Cumhurbaşkanı Mursi ve diğer 106 kişiye verilen idam cezalarının onanmasını şiddetle kınıyoruz. Bu kararların keyfi, uluslararası standartları karşılamaktan uzak ve hukuki sayılmayacak bir süreç içinde olduğunu da düşünüyoruz. Ayrıca bu kararların hukukun temel hak ve özgürlüklerin ihlali olduğunu da zaten hep söyledik, dün de bunu tekrarladık.

Mısır’da bu karar toplumsal barış ve istikrarın sağlanması çabalarına herhangi bir katkı sağlamayacak. Bizim beklentimizse, Mısır’ın aldığı bu kararın tekrar gözden geçirilmesi ve kararlarını geri almasıdır. Mısır’a yönelik bizim ilkeli bir tutumumuz var ve bu tutum çerçevesinde de bundan sonraki çabalarımızı devam ettireceğiz. Türkiye her zaman, daha önce de söyledik, kardeş Mısır halkının yanında olmaya devam edecektir. Bu kararların bozulmasının sağlanması özellikle uluslararası toplumun demokrasi ve insan haklarına ne kadar sahip olduğunu ve sahip çıkacağının görülmesi açısından da önemli. Özellikle bu idam kararının onanması sonrasında Sayın Bakanımız yaptığı telefon görüşmelerinde sadece Türkiye’ye yönelik kitlesel nüfus hareketlerine, göç hareketlerine değil Mursi’ye verilen idam cezasını da gündeme getirdi ve bu konudaki tepkilerimizi iletti. Uluslararası toplumun daha sorumlu şekilde hareket etmesi gerektiğini vurguladı yaptığımız görüşmelerde.

Buyurun.

SORU: Tanju Bey, Doğan Haber Ajansı bir haber geçti az önce. Bir Rus öğrencinin IŞİD’e katılmak üzere Türkiye’ye geldiği ve kaybolması nedeniyle Ankara’nın Rusya Büyükelçiliğinin Dışişleri Bakanlığına bir Nota verdiği yönünde. Bu konuyla ilgili bilgi alabilir miyiz?

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ: Şimdi bu konu yeni bir konu değil. Bizim yabancı terörist savaşçılara ilişkin olarak politikamız belli. Biz baştan beri yabancı terörist savaşçıların engellenmesi gerektiğini söyledik. Bu konuya ilişkin olarak da zaten iki önemli forum var, bir tanesi DEAŞ’la mücadele uluslararası koalisyonu çerçevesinde bazı alt gruplar, çalışma grupları oluşturuldu. Türkiye yabancı terörist savaşçılara ilişkin çalışma grubunun Hollanda’yla birlikte eş başkanı bir tanesi bu.

İkincisi, terörle mücadele küresel formu var. Bu forumda da Türkiye, Amerika Birleşik Devletleri’yle beraber eşbaşkan. Türkiye bu konuda mücadelesini her zaman sürdürüyor, özellikle yabancı terörist savaşçıların ülkemiz üzerinden Suriye’ye geçişinin engellenmesi için başta istihbarat paylaşımı olmak üzere, pek çok konudaki ihtiyacımızı zaten dile getiriyor. Bu spesifik olarak sorduğunuz konu tabii benzer pek çok konu var, yani bu sorduğunuz konuya ilişkin spesifik olarak benim bir malumatım yok, siz de söylediniz biraz önce haber bültenlerine düştü diye. Ama bizim yaptığımız bu ve benzer konularda her zaman aynı aşağı yukarı. İlgili ülkelerin Büyükelçilikleriyle temas etmek… Özellikle güvenlikten sorumlu kuruluşlarımızla ve o ülkenin güvenlikten sorumlu kuruluşlarıyla bir işbirliği içinde eğer tespit edilebilirse ve yakalanırsa bunu iade etmek… Bu çerçevede Türkiye’nin 14 bin kişilik bir tahdit listesi var. Türkiye’ye girişi yasak kişilerin listesini oluşturduğunu zaten daha önce de söylemiştim. Türkiye 1400 kişiyi bu çerçevede sınır dışı etti. Geçtiğimiz haftalarda 19 yaşında bir Rus öğrencinin sınır dışı edildiğine tanık olduk, bu zaten basında da Rus basınında da yer aldı. Anladığım kadarıyla bu sorduğunuz olay daha yeni bir olay. Ama dediğim gibi bizim için temel olan şeyler ilkeler. Bizim yabancı terörist savaşçıları engellemek için uluslararası alanda yaptığımız bazı çağrılar var, istihbarat paylaşımı bizim açımızdan önemli. Bu istihbarat paylaşımı sağlandığı sürece bizim de bu kişileri yakalamamız ve özellikle Türkiye üzerinden Suriye’ye geçişini engellememiz mümkün, aksi takdirde tabii sorumluluğu tek başına Türkiye üzerine bırakmamak lazım. Sadece Rusya’da değil, özellikle bazı Batı Avrupa ülkelerinde de benzer konular yakın zamanda hatta geçen günlerde sıklıkla işleniyor. Tabii burada aslolan biraz önce de söylediğim gibi istihbarat paylaşımı. Yani bu çok usulen bir şey… Zaten iki ülke arasındaki tüm yazışmalar, tüm iletişim Nota üzerinden yapılıyor. Bildiğiniz gibi Nota dediğimiz şey resmi yazışma formatı, yani bir talep olduğunda bunu muhakkak Notayla göndermeniz lazım.

Büşra Hanım…

SORU: PYD’yle bir görüşme oldu mu ya da olacak mı?

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ: O konuda bir bilgim yok.

SORU: Filistin’de Ulusal Uzlaşı Hükümeti dün istifa etti, bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ: Teşekkür ederim. Şimdi bu sabah ben de basında gördüm Filistin’de Ulusal Birlik Hükümetinin istifa ettiğine dair bazı haberler yer aldı. Ama bu çerçevede resmi bilgi henüz bizim tarafımıza ulaşmadı. Tabii bu konu Filistinli kardeşlerimizin takdirinde olan bir konu, biz tabiatıyla Birlik Hükümetinin devam etmesinden yanayız ve bir Hükümet krizi de arzu etmiyoruz ve bunu beklemiyoruz. Hükümette bazı değişiklikler olabileceğini ve bazı değişiklerin görüldüğünü anlıyorum haberlerde. Yani bizim resmi yaklaşımımız Filistin davası bakımından büyük önem taşıyan Filistin Ulusal Birliğinin mevcut kazanımlarının korunarak arttırılması ve güçlendirilmesi gerektiği yönündedir ve bu çerçevede biz Filistinli kardeşlerimize her türlü desteği vermeye devam edeceğiz.

Teşekkürler arkadaşlar, sağ olun.