DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ:
....Sayın Bakanımız 9 Temmuz Perşembe günü Hırvatistan’daydı biliyorsunuz. Her sene Dubrovnik’te Hırvatistan Forumu düzenleniyor, Sayın Bakanımız da buna
katıldı. Genel olarak AB ülkelerinin dışişleri bakanları katılıyor bu toplantıya. Bu yılın teması yeni kalkınma politikası, ortaklık ve müşterek vizyondu.
Sayın Bakanımız da burada bir konuşma yaptı. Temel olarak Türkiye’nin yaptığı insani yardımlara değindi ve özellikle de G-20 önceliklerimizi anlattı. Tabii
bu uluslararası forumların hepsi bakanların, dışişleri bakanlarının biraraya gelerek muhataplarıyla görüşmelerine de imkân sağlıyor. Sayın Bakanımız
Hırvatistan Dubrovnik’teki yaptığı konuşmanın ardından Hırvatistan Cumhurbaşkanı’yla ve Hırvatistan Dışişleri Bakanı’yla biraraya geldi.
Sayın Bakanımız ardından Sayın Başbakanımızın Bosna Hersek ziyaretine katılmak üzere Saraybosna’ya hareket etti. Biliyorsunuz Srebrenitsa soykırımının 20.
yıldönümünün anma törenleri düzenlendi. Sayın Bakanımız Bosna Hersek’teki ikili temaslarda Sayın Başbakanımıza eşlik etti. Devlet Başkanlık Konseyi
üyeleriyle görüştü. Ancak Srebrenitsa’daki törenlere Sayın Bakanımız katılamadı. Yine takip ettiniz, Sayın Bakanımız Suudi Arabistan’a Prens Faysal’ın
cenaze törenine katılmak üzere Cidde’ye hareket etti ve 11 Temmuz Cumartesi günü Prens Faysal’ın cenaze törenine katıldı. Tabii, Suud bin Faysal, aslında
40 yıl Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı yapmış önemli bir şahsiyet.
Dün hepiniz zaten basın toplantısını takip ettiniz, Irak Dışişleri Bakanı Caferi buradaydı. Sayın Bakanımızla hem başbaşa hem heyetlerarası görüşmelerde
bulundu, ardından Sayın Cumhurbaşkanımız ve Sayın Başbakanımız tarafından kabul edildi. Akşam da bir iftar yemeğinde Sayın Bakanımızla biraraya geldi. Dün
yapılan basın toplantısında görüşmelerin içeriği hakkında Sayın Bakanımız zaten bilgi verdi, fakat önemli olarak DEAŞ’la mücadelenin ortak kararlılık
konusu olduğu toplantılarda gündeme geldi, bu konuda mutabakat sağlandı.
Sayın Bakanımız önümüzdeki dönemde 22-24 Temmuz tarihlerinde Kırgızistan’a resmi bir çalışma ziyareti gerçekleştirecek. Biliyorsunuz Kırgızistan’la
aramızda yüksek düzeyli stratejik işbirliği konsey toplantıları var. Bunun da altında faaliyet gösteren ortak stratejik planlama grubu var. Sayın Bakanımız
Kırgız muhatabıyla bu ortak stratejik planlama grubu toplantısını gerçekleştirecek.
Ardından Sayın Bakanımız 27 Temmuz Pazartesi günü Portekiz’e günübirlik bir resmi ziyaret yapacak. Biliyorsunuz ASALA terör örgütü 1982 ve 1983 yılları
arasında Lizbon Büyükelçiliği mensubu üç diplomatımızı şehit etmişti, ayrıca bir Portekizli polis de bu saldırılarda can vermişti. Ermeni terör
saldırılarında hayatını kaybeden bu şehitlerimizin anısı için bir anıt projesi üzerinde çalışılıyordu. Bu anıt proje Sayın Bakanımızın da katılımıyla,
Portekiz Dışişleri Bakanının da katılımıyla 27 Temmuz 2015 tarihinde Lizbon Büyükelçiliğimizin ön cephesinde açılacak. Söz konusu anıt başka anıtlarla
birlikte Ermeni saldırılarına ilişkin yurt dışında açılan beşinci anıt olacak.
Sayın Bakanımız ayrıca Portekizli muhatabıyla da resmi görüşmelerde bulunacak.
Ben isterseniz burada durayım, sizin sorularınızı alayım. Önümüzdeki dönemde Sayın Bakanımızın programı da yine bu şekilde olacak. Sorularınızı
yanıtlayayım hızlıca.
Evet.
SORU:
Tanju Bey, Türkiye’de, Türkiye ve Amerika’nın ortaklığında yürütülen eğit-donat kapsamında eğitim gören 54 kişinin dün Suriye’ye geçtiği yönünde haberler
var, bu haberleri doğruluyor musunuz?
Eğit ve donat programı için ikinci bir grup belirlendi mi? Belirlendiyse sayıları kaç kişi acaba ve bu eğitim ne zaman başlayacak ve ne zaman tamamlanması
öngörülüyor?
Teşekkür ediyorum.
DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ:
Eğit-donata ilişkin olarak burada aslında pek çok soruya yanıt verdim, yani genel olarak siz yaklaşımımızı da biliyorsunuz zaten, ama kısaca bir
özetleyeyim. Eğit-donat Suriye’ye ilişkin kapsamlı stratejinin önemli bir parçası, biz onu o şekilde değerlendiriyoruz ve eğit donat süreci de öngörülen
mecrada ilerliyor. Program arazideki koşullar ve ihtiyaçlara göre de evrimleşerek sürdürülecek. Daha önce katılımcı sayısının azlığına ilişkin bazı
iddialar gündeme getirilmişti. Bu durum aslında eleme sürecinin ciddiyet ve disiplin içinde yürütülmesinin bir sonucu. Tabii uygun olmayan hiç kimsenin
eğitilmesini biz istemeyiz. Sayılar da artacak. Bu programın üç yıllık olduğunu söylemiştim, yani uzun bir süreçten bahsediyoruz. Tarama süreci de biraz
önce söylediğim gibi ciddiyetle devam ediyor. Bunun dışında gerekli her türlü teknik çalışmanın da yürütüldüğünü söyleyebilirim.
Sabah bu konuya ilişkin olarak ben de basında bazı grupların Suriye’ye geçtiğine ilişkin iddiaları okudum. Operasyonel konular hakkında hiçbir bilgi
vermedik bugüne kadar, bundan sonra da vermeyeceğiz, onun için bu sorunuzu burada yanıtlamıyorum.
Bunun dışında biraz önce söylediğim gibi, süreç devam ediyor, uzun soluklu bir süreç ve aksamadan da devam edecek.
SORU:
Tanju Bey, IŞİD’e katılan bir İngiliz cihatçının Türkiye’de olduğu iddia ediliyor, kendisi Türkiye’de kamplarda kalıyormuş ve mülteci kılığında Türkiye’ye
girmiş. Bu haberler doğru mu, eğer doğruysa akıbeti hakkında bilgi verebilir misiniz?
Bir de, Tayland ülkede kalan son 60 Uygur Türk’ünün kendi istekleri doğrultusunda Türkiye veya Çin’e gönderilmesi kararı aldı. Bu 60 Uygur Türk’ünün
Türkiye’ye getirilmesiyle ilgili bir gelişme var mı?
DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ:
Şimdi bu yabancı terörist savaşçılara ilişkin olarak Türkiye’yi karalayan pek çok iddia aslında daha önce de gündeme getirildi. Bu iddiaların hiçbirisinin
doğru olmadığını zamanında da söyledik. DEAŞ bir terör örgütü ve biz terör örgütüyle de mücadele ediyoruz, uluslararası koalisyonun bir parçasıyız.
Özellikle yabancı terörist savaşçılara ilişkin olarak Hollanda’yla birlikte oluşturulan çalışma grubunun da eşbaşkanlığını yürütüyoruz. Bugüne kadar
yaptıklarımızı ben buradan defalarca dile getirdim, ama rakamları güncellemek adına tekrar söyleyeyim. Bugüne kadar 15 bin kişinin ülkemize girişi,
oluşturulan listelere isimlerinin dahil edilmesiyle engellenmiş durumda. Geldikleri ülkelere geri gönderdiğimiz şüpheli yabancı terörist savaşçıların
sayısı da 1500’ü çoktan aşmış durumda. Ayrıca havalimanlarında oluşturulan risk analiz birimlerince tespit edilerek geri gönderilen şahısların sayısı da
1200’ün üzerinde. Yani Türkiye yabancı terörist savaşçılarla adil ve ciddi bir şekilde mücadele ediyor. Tabii bizim temennimiz özellikle istihbarat
paylaşımının üçüncü ülkelerle en iyi şekilde yapılması ki biz bu insanları hava limanlarında tespit edelim ve bunları engelleyelim. Gerektiği şekilde
zamanlıca bizim makamlarımıza bilgi verildiğinde de biz bunları engelliyoruz.
Yabancı medyada bu Cihatçı John ismindeki kişinin Türkiye’de olduğuna ilişkin olarak bazı iddialar var. Tabii bu kişi hakkında ben spesifik olarak yorum
yapma durumunda değilim. Ama şunu söyleyebilirim: Emniyet makamlarımız bu konuya ilişkin olarak işbirliği yapmak isteyen her türlü yabancı emniyet
makamlarıyla zaten iyi niyetli işbirliği tesis ediyor. Bu konuya ilişkin olarak da İngiliz makamlarıyla, İngiliz Emniyet makamlarıyla yakın bir
işbirliğimiz mevcut. Şu aşamada söyleyebileceğim bu kadar.
Şimdi Tayland’da 60 Uygurlu soydaşımızın olduğu konusuna gelince, tabii bu konuya ilişkin olarak geçtiğimiz günlerde basın açıklamaları yaptık. Ben zaten
bu kürsüde size görüşlerimi çok açık ve net bir şekilde söylemiştim. Ama şunu tekrarlamak istiyorum: Türkiye Çin’in toprak bütünlüğüne ve egemenliğine her
zaman saygılı. Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nin de Çin’in bir parçası olduğunu düşünüyor. Uygur soydaşlarımızla tarihi, kültürel ilişkilerimiz, bağlarımız
var, kamuoyunun ilgisi zaten çok açık. Türkiye’de, bugün baktığımızda çok sayıda Suriyeli, Iraklı mülteci var. Türkiye hiçbir zaman kapısına gelen kişileri
çevirmemiştir. Bu çerçevede bu kişilerin, 60 Uygur soydaşımızın da Türkiye’ye gelmesi halinde Türkiye kapısını her zaman açacaktır.
SORU:
Tanju Bey, Kuzey Irak Kürt Bölgesel Yönetimi bildiğiniz üzere geçen günlerde Kuzey Irak ve Kerkük’ten çıkan petrolün Bağdat’a bağlı kalmadan satılmasını
kararlaştırdı. Tabii buna ilişkin Irak Parlamentosundan bazı yorumlar geldi. Arezi Abdullah Petrol Komisyonu Başkanı, bu Irak’ın bölünmesine yönelik ilk
adım dedi. Başka bir yetkilinin ilginç açıklamaları var, Türkiye bize bu konuda güvence verdi diyor. Neler söylemek istersiniz?
DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ:
Şimdi spesifik olarak kişilerin söyledikleri üzerinden değil, ama Türkiye’nin bu konuya yaklaşımına ilişkin olarak birkaç cümle söyleyeyim. Tabii 2 Aralık
2014 tarihinde Irak Merkez Hükümetiyle IKBY arasında bir ara mutabakatın imzalandığını biliyoruz. Aslında bu ifadelerinizden ciddi bir sınama döneminde
olduğunu anlıyorum. Tabii şimdi biz Türkiye olarak bunun Irak’ın bir iç meselesi olduğunu düşünüyoruz. Kerkük-Ceyhan üzerinden ulaşan petrol bizim
açımızdan Irak petrolüdür, bunda da herhangi bir şüphe yok ve Irak-Türkiye hattı anlaşma hükümleri çerçevesinde yönetilmektedir. Bu vesileyle Ceyhan’da
SOMO, yani Irak Milli Petrol Şirketinin çalışanlarının olduğunu da hatırlatmak isterim.
Türkiye aslında her iki tarafa da 2014 mutabakatının sürdürülmesi ve uzun vadeli bir anlaşmaya yönelinmesine çaba gösterilmesi konusunda telkinde
bulunmaktadır. Tabii Türkiye IKBY ile ilişkilerini enerji de dahil olmak üzere Irak Anayasası temelinde geliştirme arzusundadır.
SORU:
Tanju Bey, iki sorum olacak. Birincisi; Uygur konusunda dün Türk medyasında yer alan bir haber var. Çin Kamu Güvenliği Bakanlığından bir yetkiliye
dayandırılarak yapılan haberde, bu yetkilinin özellikle Güneydoğu Asya’daki Türk diplomatlarının Uygur Türklerine pasaport sağladığı, daha sonra bu Uygur
Türklerinin de Suriye’de IŞİD saflarında savaştığı yönünde açıklamaları var. Bu açıklamalara cevabınız ne olacak?
İkincisi; biliyorsunuz BRICS ülkeleri geçtiğimiz hafta Rusya’da bir zirve gerçekleştirdi, bir sonraki zirvelerini gayriresmi olarak G-20 Zirvesi kapsamında
Antalya’da yapacaklarını söyledi. Bu bağlamda Türkiye’nin BRICS’e bakışı nedir?
DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ:
Şimdi burada bu kürsüde ben defalarca söyledim. Sayın Bakanımız, Sayın Başbakanımız, Sayın Cumhurbaşkanımız da defalarca söyledi. DEAŞ terör örgütüyle
Türkiye ciddi bir şekilde mücadele ediyor, uluslararası koalisyonun bir parçası. Biraz önce söyledim, yabancı terörist savaşçılara ilişkin çalışma grubunun
bir parçası olarak aldığımız tedbirleri zaten hepiniz biliyorsunuz. Onun için bu iddiayı ben gülünç buluyorum aslında. Yani Uygurlulara pasaport verilip
Türk pasaportuyla Suriye’ye, Irak’a geçirilmesi iddiası aslında gülünç bir iddia, yanıt verilecek bir iddia değil, tabiatıyla bunlar doğru değil.
İkincisi, BRICS ülkelerinin tümü aslında G-20 üyesi. Her G-20 zirvesinde de mutad olarak BRICS liderleri toplanıyor. Antalya’da da Kasım ayı içinde G-20
Zirvesi toplanacak biliyorsunuz. Bu zirve marjında BRICS ülkelerinin de Antalya’da mutad toplantı yapacağını biliyoruz. Bunun dışında detaylı olarak sizin
BRICS’le ilgili sorduğunuz soru, Türkiye’nin BRICS’in bir parçası olup olmayacağı mı?
SORU:
BRICS konusu zaman zaman gündeme geldiğinde, Türkiye’nin yakın vadede olmasa da BRICS’e üye olabileceği şeklinde yorumlar yapılıyor. Bu yorumlara karşı
Türk Dışişleri’nin bakışı nedir?
DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ:
BRICS’in genişlemesine ilişkin olarak, BRICS’in genişlemesi bildiğim kadarıyla şu anda zaten gündemde değil. Türkiye tüm BRICS ülkeleriyle iyi ilişkiler
içinde ve Türkiye BRICS’i uluslararası alanda önemli bir oyuncu olarak görüyor. Bunun dışında herhangi bir gelişme olduğunu söyleyemem.
SORU:
Tanju Bey, benim sorum dünkü ziyaretle ilgili olacak. Caferi ziyaretinde basın toplantısı, açıklamalar yapıldı, ama biraz da işin ekonomik boyutunu sormak
istiyorum, görüşmelerde herhangi bir anlaşma yapıldı mı ya da ekonomik boyutla ilgili ne konuşuldu?
DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ:
Sayın Bakanımızla görüşmesinin ardından Sayın Caferi Sayın Başbakanımız ve Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından da kabul edildi. Toplantının o boyutuyla
ilgili olarak Başbakanlıktan ve Cumhurbaşkanlığından bilgi alabilirsiniz. Ama ekonomik ilişkilerimizin artırılmasına yönelik irade teyit edildi. Bu konuda
özellikle biraz önce sorduğunuz petrol konusu dahil her konu gündeme geldi, ama spesifik olarak bir anlaşma imzalanması hususu konusunda benim bir bilgim
yok. Bu konuyu isterseniz araştırıp ben size dönerim.
SORU:
Tanju Bey, geçtiğimiz hafta Allen başkanlığındaki heyet tarafından Ankara’ya önemli bir ziyaret yapıldı. Bunun ardından iki predatorun silahlanmasına
Ankara’nın resmen onay verdiği söyleniyor. Bu ziyaretin kapsamında böyle bir gelişme olmuş mudur? Bu iki predator eğitenleri mi koruyacaktır, bununla mı
sınırlıdır? Yoksa İncirlik’in uçaklar anlamında Suriye için kullanılması gündemde midir?
SORU:
Silahlı dronların operasyonel kullanımı başlamış mıdır acaba? Eğer başladıysa geçtiğimiz haftalarda Amerika’nın IŞİD’in liderlerine yönelik
gerçekleştirdiği hava saldırılarında yer aldılar mı acaba?
Teşekkürler.
DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ:
Arkadaşlar, bu konuya ilişkin olarak zaten geçtiğimiz hafta Allen Sayın Müsteşarımızla görüştükten sonra basına kısa bir açıklamada bulunmuştum. Bir NATO
müttefiki olarak Amerika ile her konuda işbirliğimiz devam ediyor, eğit-donat bunların bir parçası. Tabii hedefimiz, Suriye’deki ihtilafa kapsamlı bir
çözüm bulunması ve Suriye kaynaklı aşırıcılık ve terörizm konusunda terörizmin önüne geçilebilmesi. Bu çerçevede biraz önce söyledim hem uluslararası
koalisyon kapsamında hem de ikili olarak Amerikalılarla işbirliği içindeyiz. Amerika’yla aynı zamanda ortak hedeflerimiz doğrultusunda her türlü işbirliği
seçeneğini de ele alıyoruz. Biliyorsunuz geçtiğimiz Ekim ayında Meclisimiz tarafından kabul edilen 1071 Sayılı tezkere var. Türkiye’nin de ulusal
güvenliğine yönelik Suriye ve Irak kaynaklı risk ve tehditlere karşı gerekli önlemlerin alınabileceğini zaten bu tezkere söylüyor.
Ülkemiz DEAŞ’a karşı uluslararası koalisyonun bir parçası olarak çeşitli lojistik ve teknik imkanlardan zaten uluslararası koalisyonu yararlandırıyor.
Geçen haftaki ziyarette bu işbirliği mekanizmaları masaya yatırıldı. Tabii bu bağlamda belli sayıda insansız hava aracına ilişkin düzenlemelerin her
aşamada olduğu gibi yine üzerinde duruldu. Ancak bunun yeni bir husus olduğunu söylemek zor. Zaten Sayın Bakanımız yaklaşık 3 hafta önce Haziran sonunda
basınla mülakatında bu soruya yanıt vermiş, hava araçlarının silahlı uçtuğunu söylemişti. Onun için bu yeni bir husus değil.
Tabii bu Amerika’yla işbirliğimizin sadece bir kısmı. Birçok alanda işbirliğimiz devam ediyor, kapsamlı bir stratejinin parçası olarak biz zaten bunu
görüyoruz ve kapsamlı bir stratejiye sahip olmadan da Suriye’ye istikrarın ve barışın gelebileceğini düşünmüyoruz.
Şimdi bir diğer soruya gelirsek, bu predatorler silahlı olarak operasyona katıldılar mı, katılmadılar mı? Zaten içinde operasyon kelimesi geçiyor,
operasyonel konularda bilgi vermeyeceğimi söylemiştim. Bunlar askeri konular, yani bu konulara ilişkin olarak tabiatıyla benim burada bilgi vermem zor ve
doğru değil.
SORU:
Benim sorumun ek bölümü vardı. Yani uçakların kullanılması, İncirlik’in kullanılması şu an masada görüşülüyor diye anlıyorum sizin sözlerinizden.
Tezkeremiz de olduğuna göre bunun Suriye için kullanılması için yeni bir MOU üzerinde mi çalışılıyor. ABD’den ne gelmesini bekliyorsunuz?
Bir de, bir sorum daha var; Alman Focus Dergisinin iddiasıydı, Türkiye Dışişleri Bakanlığı’ndaki malum dinleme skandalını Amerikan istihbaratının yaptığı.
Bu yönde sizde de bilgi var mı acaba?
DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ:
Şimdi bu ilk sorunuza ilişkin olarak görüşmelerimizin devam ettiğini söylemekle yetineceğim. Hatta bu konuya ilişkin olarak bir mutabakat zaptı imzalandı
şeklinde birtakım haberler var. Bunların doğru olmadığını da söyleyeyim, imzalanan bir belge yok, ama görüşmelerimiz devam ediyor.
İkinci soru, yani Focus Dergisinin haberini ben de gördüm. Ama bu konu yargıya intikal etmiş bir konu. Onun için ben bu konuya ilişkin olarak herhangi bir
yorum yapmayacağım. İlgili kurumlarımızda bilgi var mı yok mu, onu ben de bilmiyorum. Çünkü bu yargının takip ettiği konulardan birisi, hukuki süreç devam
ediyor.
Evet arkadaşlar, teşekkür ediyorum. Bu arada hepinizin Ramazan Bayramını kutluyorum, artık Ramazan’dan sonra tekrar biraraya geleceğiz.
Sağ olun.