Dış politikamız, içinde bulunduğumuz çalkantılı bölgesel ve uluslararası
ortamda ülkemizin çıkarlarını korurken, aynı zamanda sürdürülebilir barış
ve kalkınmaya uygun koşulların oluşmasını hedeflemekte, çevremizde barış,
refah ve istikrar kuşağı tesisine katkıda bulunmaktadır. Cumhuriyetimizin
kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün
Yurtta Barış, Dünyada Barış
ülküsü doğrultusunda, Sayın Cumhurbaşkanımızın ifadesiyle milletimizin
girişimci ruhunu ve insani değerlerini yansıtan
Girişimci ve İnsani
dış politika anlayışı Sayın Bakanımızın liderliğinde hayata
geçirilmektedir.
Dünya sahnesinde belirsizliklerin arttığı, öngörülebilirliğin azaldığı,
başta yakın çevremiz olmak üzere farklı bölgelerde ortaya çıkan kriz ve
ihtilafların barış ve istikrarı tehdit ettiği, çeşitli boyuttaki güçler
arasındaki siyasi ve ekonomik mücadelelerin hız kazandığı, çoktaraflılığın
ve evrensel değerlerin erozyona uğradığı bir dönemden geçilmektedir. Mevcut
küresel yönetişim mekanizmalarının yetersizliği, başta bölgemiz olmak üzere
çeşitli coğrafyalarda giderek artan kırılganlıklar, artan eşitsizlikler ve
hızlanan dijitalleşme uluslararası ortamı şekillendirmektedir.
Böyle bir ortamın tehdit ve sınamalarını bertaraf etmek ve fırsatlarından
yararlanmak için, öngörü ve manevra kabiliyeti yüksek bir diplomasi icra
ederek, sahada ve masada güçlü bir dış politika izlenmesi
gerekmektedir. Köklü bir diplomasi geleneğine sahip olan Türkiye, dış
politikasında merkezi coğrafi konumu, tarihi zenginliği, kuvvetli
kurumları, güçlü insan kaynakları ve dinamik ekonomisinin de aralarında yer
aldığı birçok unsurdan güç almaktadır. Böylece gelenek ile gelecek arasında
köprüler kurulmaktadır.
Türk dış politikasının girişimci niteliği çerçevesinde
ülkemiz, birbirini tamamlayan çok sayıda siyasi, ekonomik, insani ve
kültürel işbirliği araçlarından istifade etmekte ve küresel ölçekte düşünen,
ancak dünyanın her köşesinde yerel düzeyde etkinlik gösteren bir diplomasi
uygulamaktadır. Ülkemiz, toplam 260 dış temsilciliğiyle
dünya çapında en büyük 5. temsil ağına sahip hale gelmiştir.
Türkiye, 29 ülkeyle tesis ettiği Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi, 4
ülkeyle başlattığı Hükümetlerarası Zirve mekanizmaları, ayrıca üçlü veya
daha çok üyeli bölgesel oluşumlarla küresel ölçekte geniş bir işbirliği
ağına sahiptir. Balkanlar, Orta Doğu ve Kuzey Afrika, Güney Kafkasya, Güney
Asya ve Orta Asya'daki ülkelerle yakın bağlarını daha da güçlendirmekte
olan Türkiye, bu mücavir coğrafyalarla yetinmeyerek, Afrika Ortaklık
Politikasını ve Latin Amerika ile Karayipler’e yönelik Açılım
Politikalarını da her geçen gün derinleştirmektedir.
Ülkemiz, 2019 yılında ilan edilen Yeniden Asya girişimi
çerçevesinde ise, 21. yüzyılın yükselen güçlerine evsahipliği yapan Asya
bölgesine yönelik bütüncül ve kapsamlı bir politika izlemektedir.
En doğudaki Avrupalı, en batıdaki Asyalı olan Türkiye, mevcut
stratejik ilişkilerini güçlendirmeyi
ve yenilerini geliştirmeyi amaç edinmiştir. Ülkemiz NATO müttefiki ABD ile
stratejik bir ortaklığa sahiptir ve Avrupa’nın güvenliği ve refahı için
transatlantik bağları hayati önemde görmektedir. NATO'nun etkin bir üyesi
olan Türkiye, İttifakın "güvenliğin bölünmezliği" temel ilkesine de önemli
katkılarda bulunmakta olup, İttifakın operasyonlarına en fazla destek
sağlayan ilk 5, bütçesine en fazla destek sağlayan ilk 8 ülkeden biridir.
Avrupa’nın bir parçası olan Türkiye, Avrupa Konseyi ve
Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı dahil neredeyse bütün Avrupa
kurumlarının mensubu ve hatta kurucu üyesidir. Avrupa Birliği’ne üyelik
sürecimiz ise stratejik önceliklerimizden biri olmayı sürdürmektedir.
Türkiye, kıtamızı etkileyen kitlesel göç hareketleri dahil
birçok soruna çözüm bulma çabalarına etkin katkıda bulunmaktadır.
Enerji
hatlarının merkezi ve transit ülkesi konumundaki ülkemiz, Avrupa’nın ve
dünyanın enerji güvenliğinde de hayati bir rol oynamaktadır.
Türkiye, bölgesel sorunlarda
bölgesel sahiplenme ve çözümleri
savunmaktadır. Ülkemiz, Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı, Güneydoğu
Avrupa İşbirliği Süreci, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı gibi çeşitli bölgesel
örgütlerin ve girişimlerin kurucu üyesidir. İslam İşbirliği Teşkilatı
(İİT), Gelişen Sekiz Ülke (D-8), Türk Devletleri Teşkilatı, Asya İşbirliği
Diyaloğu ve MIKTA'nın (Meksika, Endonezya, Kore, Türkiye ve Avustralya)
üyesi olan Türkiye, mensubu bulunduğu tüm oluşum/örgütlere üstlendiği Dönem
Başkanlıklarıyla etkinlik ve dinamizm kazandırmıştır. Ülkemiz son olarak 1
Temmuz 2023’te KEİ Dönem Başkanlığını altı aylığına devralmıştır.
Küresel sorunların çözümü işbirliği ve etkin çoktaraflılık
temelindeki ortak çabalara bağlıdır. Bu gerçek Türkiye'nin çoktaraflı
forumlarda yürüttüğü diplomasiyi yönlendirmektedir. Kuruluşundan bu yana
G20'nin etkin bir üyesi olan ve 2015 yılında Dönem Başkanlığını yürüten
Türkiye, G20'de kapsayıcı ekonomik büyüme ve adaletli bölüşüm de dâhil
olmak üzere insani kalkınma boyutunu ön plana çıkartmaktadır. Sayın
Cumhurbaşkanımız tarafından ortaya konulan "Dünya Beşten Büyüktür"
ilkesiyle Türkiye, başta Güvenlik Konseyi olmak üzere Birleşmiş Milletler ve
diğer çoktaraflı kurumların günümüzün ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde
reforma tabi tutulmasını savunmaktadır.
Çatışmaların çözümü ve arabuluculuk alanında öncü bir role
sahip olan Türkiye, BM, AGİT ve İİT’de arabuluculuk ile ilgili
dostlar/temas gruplarının aynı zamanda eş-başkanı olan tek ülkedir. Türkiye,
sahada yürüttüğü faaliyetlerin yanısıra uluslararası İstanbul Arabuluculuk
Konferansı’na evsahipliği yapmakta, kapasite inşasını hedeflemekte, İİT üye
ülkelerinden genç diplomatlara yönelik “Barış için Arabuluculuk” Sertifika
Programını düzenlemektedir.
Dış politikamızın girişimci vasfına ilaveten, çabalarımızın odağında
insan unsuru bulunmaktadır. Türkiye bu şekilde
müşfik bir güç
olarak konumlanmaktadır. Koronavirüs salgını döneminde Türkiye’nin “dost
kara günde belli olur” anlayışıyla talepte bulunan 160 ülkeye ve 12
uluslararası örgüte yardım elini uzatarak tıbbi yardımlarda dünya lideri
haline gelmesi dış politikamızın insani niteliğinin bir tezahürüdür. Bu
süreçte Türkiye ayrıca, Cumhuriyet tarihimizin en kapsamlı tahliye
operasyonuyla 142 ülkeden 100.000’den fazla vatandaşımızın ülkemize
getirilmesini sağlayarak müşfik gücümüzü hissettirmiştir. Son olarak,
Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırılarıyla başlayan savaş sırasında
18.000’den fazla vatandaşımızın Ukrayna’dan ülkemize dönüşleri temin
edilmiştir.
Yurtdışındaki vatandaşlarımızın bulundukları ülkelerin
siyasi, ekonomik ve sosyal hayatına etkin olarak katılmaları, aynı zamanda
anavatanları ve kültürleriyle bağlarını korumaları hedeflenmekte;
kendilerine verilen hizmetin kalitesini sürekli artırmaya yönelik
çalışmalarımız devam etmektedir.
Günümüzde insanlık,
etnik ve dini nefret, ayrımcılık, aşırılık, yabancı düşmanlığı, İslam
karşıtlığı ve diğer dışlayıcı yaklaşımlar
gibi çeşitli sorunlardan muzdariptir. Türkiye, bu sorunları ele alırken
şeffaflığa, çeşitliliğe, iletişime ve kapsayıcı politikalara duyulan
ihtiyacın altını çizmektedir. Ülkemiz, farklı kültürler ve dinler arasında
karşılıklı saygı ve ortak değerleri teşvik etmeye yönelik çabalarda da öncü
rol üstlenmiştir. Türkiye ve İspanya'nın ortaklığında başlatılan BM
Medeniyetler İttifakı girişimi, sözde “medeniyetler çatışması” tezlerine
sağduyulu bir yanıt teşkil etmektedir.
Terörizm ve aşırıcılık yanlısı eğilimler, dünya çapında
tehlikeli bir yoğunluğa ulaşmıştır. Terörist gruplar, uluslararası barışı
ve güvenliği tehdit etmektedir. Terör, küresel bir felaket ve insanlığa
karşı bir suçtur. Herhangi bir ırk, etnik grup, inanç ya da coğrafya ile
ilişkilendirilemeyecek bu suçla küresel mücadele ve dayanışma elzemdir.
Türkiye, hangi örgüt tarafından hangi gerekçeyle uygulanırsa uygulansın
terörizmle etkin şekilde mücadele etmektedir.
İnsanı odakta gören devlet geleneğimiz,
kalkınma ve insani yardımlar
alanına da yansımaktadır. İlk Dünya İnsani Zirvesi’ne 2016'da İstanbul'da
evsahipliği yapan Türkiye, milli gelire oranla kişi başına düşen insani
harcama miktarına göre dünyanın en cömert ülkesi konumundadır.
Türkiye aynı zamanda, dünyada en fazla mülteciye evsahipliği yapan ülkedir.
Kendi ülkelerindeki yıkımdan kaçmak zorunda kalan 3,7 milyona yakını geçici
koruma altındaki Suriyeli olmak üzere, toplam 4 milyonu aşkın yerinden
edilmiş kişiyi misafir etmektedir. Suriyelilere her türlü hizmet ve yardımı
sağlamak için bugüne kadar 40 milyar ABD Doları’nın üzerinde ulusal harcama
yapılmıştır. Öte yandan, gönüllü ve onurlu bir şekilde Suriye’ye geri
dönüşleri teşvik eden Türkiye’nin çabaları sayesinde yüzbinlerce Suriyeli
evlerine geri dönmüştür.
Dış politikanın etkinliği aynı zamanda değişimi yakalayabilmekten ve
araçlarını bu şekilde çeşitlendirebilmekten geçmektedir. Türkiye, attığı
yenilikçi adımlarla sadece bugünün değil, geleceğin
diplomasisini de şekillendirmektedir. Teknolojinin dönüştürücü gücünden dış
politikanın tüm kulvarlarında istifade etmek için başlatılan
Dijital Diplomasi
girişimi, konsolosluk hizmetlerinden kamu diplomasisine, bilişim
altyapısından dış politika analizine kadar her alanda verimliliği ve
etkinliği artırmayı hedeflemektedir.
Küresel ve bölgesel meseleler hakkında görüş alışverişi sağlamayı,
stratejik dış politika sorunlarına yaratıcı bir yaklaşımla çözüm önerileri
getirmeyi amaçlayan bir girişim olarak tasarlanan
Antalya Diplomasi Forumu (ADF)
kısa sürede küresel diplomasi açısından tanınan bir marka haline gelmiştir.
İlk toplantısı 18-20 Haziran 2021 tarihlerinde yapılan
ADF’nin ikincisi 11-13 Mart 2022 tarihleri arasında
“Diplomasiyi Yeniden Kurgulamak”
(Recoding Diplomacy) temasıyla gerçekleştirilmiştir.
Güçlü Türkiye, çevresindeki tüm havzalar bakımından da sürdürülebilir barış
ve kalkınma yönünde bir teminat ve itici güç anlamını taşımaktadır. Sayın
Cumhurbaşkanımızın liderliğinde belirlenen somut hedeflerin
gerçekleştirilmesi, yalnızca yurtta barış ve refahın standartlarını
yükseltmekle kalmayıp, aynı zamanda Türkiye'nin kendi coğrafyasına ve
ötesine yaptığı katkıları da güçlendirecektir. 2023 yılında Türkiye
Cumhuriyeti’nin 100. ve Hariciye Teşkilatı’nın 500. yıldönümü gururla
kutlanmakta olup, girişimci ve insani dış politikamız ulusal çıkarlarımızı
güvence altına alırken, eşzamanlı olarak insanlığın ortak hedeflerine
katkıda bulunmayı önümüzdeki dönemde de sürdürecektir.