DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- ABD Başkanı Trump Cumhurbaşkanımıza telefonda daha önce açıkladığım gibi artık YPG’ye, PYD’ye silah vermeyeceğini defaatle söylemiştir, vurgulayarak, altını çizerek söylemiştir. Fakat Amerika içinden, yönetimden, değişik kesimlerden, Pentagon’dan, CENTCOM’dan farklı ifadeler geliyor, işte en son bölgedeki bir askerin böyle bir açıklaması oldu. Amerika’nın bir kere tarafını belli etmesi gerekir. Her şeyden önce koalisyon adına açıklama yapamaz, çünkü biz de koalisyonun içindeyiz. Amerika müttefiklerini mi seçiyor, bir terör örgütünü mü tercih ediyor? Amerika bir terör örgütünü tercih ediyorsa, o zaman bizim de tavrımız elbette farklı olur ve biz kendi tedbirlerimizi alırız. Kim olursa olsun, arkasında Amerika olmuş, arkasında başka ülke olmuş o bizi ilgilendirmez. PKK’nın arkasında da birçok ülke var, ama biz PKK’yla nasıl mücadele ettiysek YPG’yle de mücadele ederiz. Afrin’de de ederiz, Fırat’ın doğusunda da ederiz, nerede gerekiyorsa orada mücadelemizi yaparız. Bu bizim için var oluş meselesidir. Bize karşı oluşan, Türk milletine yönelik oluşan bir tehdidi yok etmek, bertaraf etmek bizim görevimizdir. Ve bunun için de ne gerekiyorsa yaparız. Ama terör örgütünü tercih eden ülkelere yönelik de tavrımız farklı olur. Çünkü bizim düşmanımız olan bir terör örgütüyle işbirliği yapan, ona destek veren ülkelere bizim güvenmemiz söz konusu olmaz. Dolayısıyla ne yaparlarsa yapsınlar, biz Sayın Cumhurbaşkanımızın da söylediği gibi kendi göbeğimizi kendimiz keseriz. Umarım bu açıklama sadece bireysel bir açıklamadır, gerçeği yansıtmaz. Zaten koalisyon adına böyle bir açıklama yapamazlar ve böyle bir adım atılmaz. Aksi takdirde bölgede kaos olur. Sadece bizim YPG’ye yönelik operasyonlarımız değil, bunu da kimse durduramaz, Suriye’nin geleceği de riske atılır. Suriye’yi bölmek mi istiyor, Suriye’nin sınır bütünlüğünü mü, toprak bütünlüğünü mü destekliyor; bu konuda da dürüst olması gerekiyor. ABD’nin de, Batının da dürüst olması gerekiyor. Çünkü bize söyledikleri her zaman Suriye’nin toprak bütünlüğü, sınır bütünlüğü. Ama bize söylenen daha önceki sözler de tutulmadı. Rakka’da operasyon bittikten sonra ABD burayı Rakkalı insanlara, Araplara verecekti, olmadı, Münbiç’te de olmadı. Sadece bize değil Fransa’ya ve diğer ülkelere de söz verdiler, onu da görmüyoruz. Dolayısıyla sözünü tutmayan bir ülke ne kadar güvenilir ve itibarlı bir ülke olur? En son Birleşmiş Milletler Genel Kurulundaki oylamada da zaten gördük. Artık tehditlerle, artık böyle ayak oyunlarıyla, terör örgütleriyle işbirliği yaparak bir yere varamayız. Dolasıyla ABD’nin burada net bir karar vermesi lazım, bir tavır ortaya koyması lazım. Yarın Rex Tillerson’la da zaten bunu burada görüşeceğiz.