DIŞİŞLERİ BAKANI HAKAN FİDAN- Değerli basın mensupları, bugün İstanbul’da
bölgesel barış ve istikrar açısından son derece önemli bir toplantıya ev
sahipliği yaptık.
Gazze’deki ateşkes sürecini değerlendirdik ve insani yardımlar konusunu ele
aldık. Toplantımıza Endonezya, Katar, Pakistan, Suudi Arabistan, Ürdün ve
Birleşik Arap Emirlikleri’nin kıymetli temsilcileri katıldı. Mısırlı
mevkidaşımız da bugün bizimle beraber burada olacaktı, fakat ülkesindeki çok
önemli bir uluslararası toplantıdan dolayı bizimle bir arada olamadı.
Değerli arkadaşlar, Sayın Cumhurbaşkanımız ve yedi kardeş ülkenin
liderlerinin ABD Başkanı Trump’la New York’ta yaptıkları toplantı bildiğiniz
gibi yeni bir süreci başlatmıştı. Akabinde Şarm El-Şeyh’te gerçekleştirilen
zirvede ortaya çıkan barış umudu bütün dünyanın desteğini kazandı. Varılan
anlaşma kapsamında rehine ve mahkumların takası ile insani yardımların
girişi başlamış, İsrail güçleri ilk etapta belirlenen hatta geri çekilmiş ve
Gazze’nin kuzeyine geri dönüşler gerçekleşmiştir. Ancak mutabakatın harfiyen
uygulanması konusunda bildiğiniz gibi bazı sorunlar da yaşanmakta. İsrail
ateşkesi düzenli biçimde ihlal ediyor ve insani yardımın ihtiyaç duyulan
düzeyde ulaştırılmasına engel oluyor. Artık son derece kritik bir aşamaya
ulaşmış durumdayız. Bugünkü toplantıya katılan ülkelerin ortak bir görüşü
var. Gazze’deki soykırımın yeniden başlamasını istemiyoruz. Ateşkesin
sürmesini ve iki devletli kalıcı barışın tesisi yönünde adımlar atılmasını
da sonuna kadar destekliyoruz. Bu konuda üzerimize düşen görevi yerine
getirmeye hazır olduğumuzu da ifade etmek istiyorum. Uluslararası toplumun
da İsrail üzerindeki baskıyı devam ettirmesi gerekmektedir.
Değerli basın mensupları, İsrail ateşkes ilanından bu yana iki yüz elliye
yakın Gazzeliyi öldürmüştür. Filistinlileri provoke etmeye çalışan bu
saldırılara bir an önce son verilmelidir. İsrail insani yardımların
ulaştırılması konusunda da üzerine düşen görevi yerine getirmemektedir.
Mutabakata göre günlük altı yüz insani yardım kamyonunun ve elli akaryakıt
tankerinin girişine izin verilmesi gerekmekte ama biz bu miktarın içeriye
girdiğini açıkçası görmüyoruz. İsrail’in bu politikası nedeniyle insani
yardımlar depolarda veya kamyonlarda beklemektedirler.
Değerli basın mensupları, toplantımızda ayrıca Gazze’nin yönetimi ve
güvenliğine ilişkin düzenlemelerle ilgili konuları da ele aldık. Hamas,
Gazze’nin idaresini Filistinlilerden oluşacak bir komiteye devretmeye
hazırdır. Söz konusu düzenlemeler Filistin halkının haklarını koruduğu
ölçüde zamana ve tahriklere dayanıklı hale gelecektir.
Önümüzdeki günlerde kurulması öngörülen Uluslararası İstikrar Gücü’nün görev
tanımı ve oluşumuna ilişkin müzakereleri de bugün kendi aramızda görüştük.
Bu sürecin, anlaşmanın arabulucuları ve Filistin tarafıyla uzlaşı halinde
yürütülmesi gerektiği konusunda hemfikiriz.
Bugün Gazze’de yeniden toparlanma ve yeniden imar faaliyetleri hakkında da
görüş alışverişinde bulunduk. Bu konuda uluslararası koordinasyonu açıkçası
çok önemsiyoruz. Özellikle kış aylarının yaklaştığını da dikkate alarak bu
alanda somut adımların hızla atılması gerekmektedir. Gazze’nin yeniden ayağa
kalkması, aynı zamanda Filistin halkının umutlarının ve geleceğe dair
inancının yeniden yeşermesi gerekmektedir. Toplantıya katılan ülkeler olarak
bu konuyu da yakından takip edeceğiz. Katılımcı ülkeler olarak Filistinliler
arası uzlaşı çabalarının da bir an önce sonuç vermesini ümit ediyoruz. Bu
yönde yapılan temasları olumlu karşılıyoruz. Filistinliler arasında
sağlanacak birlik Filistin’in uluslararası toplum nezdindeki temsilini de
güçlendirecektir.
Değerli basın mensupları, Orta Doğu geçmişte de krizlerle karşı karşıya
kalmış, ancak her defasında barış ve istikrar üretebilmiş bir coğrafyadır.
Bugün yedi ülke ortak sorumluluk bilinciyle bir araya geldik. Bugün burada
hep birlikte açık bir mesaj veriyoruz. Süreci baltalamak için temelsiz
gerekçeler üretmeye, bahanelere sığınmaya gerek yoktur. Ateşkesi sabote
eden, barışı baltalayan hiçbir eyleme izin verilmemelidir. Filistinlilerin
gösterdiği irade karşılık bulmalıdır. Barışa giden süreç korunmalıdır. Bu
yol sabır ve kararlılık gerektiriyor. Biz bu erdemlere sahip ülkeler olarak
bu yolda yürümeye devam edeceğiz. Toplantıya katılan tüm mevkidaşlarıma ve
heyetlerine bir kez daha bu vesileyle en içten teşekkürlerimi sunuyorum.
Ortak çabalarımızın Gazze’de ve bölgemizde kalıcı barış ve istikrarın
tesisine katkı sağlamasını temenni ediyorum.
İlginiz için de ayrıca çok teşekkür ediyorum.
SORU- Sayın Bakan teşekkür ederim.
Bugünkü toplantıda Gazze’de konuşlandırılacak istikrar güçlerinin de
konuşulduğunu belirttiniz. Bu konuyla ilgili biraz daha detay verebilir
misiniz? Hangi aşamada? Bu bağlamda aynı zamanda Türkiye’nin de Gazze’ye
asker göndermesi bugünkü toplantıya katılan diğer bazı katılımcı ülkelerle
birlikte konuşuluyor. Türkiye Gazze’ye asker gönderecek mi ve orada nasıl
bir görev üstelenecek?
Teşekkür ederim.
DIŞİŞLERİ BAKANI HAKAN FİDAN- Teşekkür ederim.
Uluslararası İstikrar Gücü’nün oluşumuyla ilgili biliyorsunuz çeşitli
görüşmeler, çalışmalar devam ediyor. Burada ülkelerin üzerinde önemle
durduğu bir konu bir Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararıyla
meşruiyet çerçevesi çizilen, görev tanımı yapılan bir gücün oluşturulması
konusu. Bu konuda yapılan birtakım çalışmalar var, ancak şu kadarını
söyleyebilirim. Konuştuğumuz ülkelerin ifade ettikleri şu: Bu tanımın
içeriğine göre asker gönderip, göndermemeye karar verecekler. Yani “ISF”nin
görev tanımı, yetkileri ne olacak ona göre ülkeler ağırlıklı olarak karar
verecekler. Gönderecek olan ülkelerin kendi prensipleriyle, politikalarıyla
çatışan bir görev tanımının onlar için asker gönderme açısından zor
olacağını düşünüyorum. Türkiye’ye gelince, Cumhurbaşkanımız da müteaddit
defalar ifade etti, biliyorsunuz Şarm El-Şeyh’te imza atan dört liderden
biriydi Cumhurbaşkanımız. Bu açıkça şunu gösteriyor: Biz barış için elimizi
taşın altına sokmaya hazırız, her türlü fedakârlığı yapmaya hazırız. Ama
burada da, az önce ifade ettim, ortaya çıkacak dokümanların, çerçevenin
bizim de açıkçası destekleyeceğimiz nitelikte olması önemli. Dolayısıyla bu
konudaki diplomatik temaslarımız, çabalarımız devam ediyor.
SORU- Teşekkür ederim.
ABD öncülüğündeki Gazze planının yerel yönetimin, yerel yönetişimin yerine
geçecek geçici bir vesayet düzenine dönüşmesine yönelik çok ciddi endişeler
dile getiriliyor Sayın Bakan. Bu anlamda bugün bir araya gelen Müslüman
ülkelerin Dışişleri Bakanları olarak hangi kırmızı çizgiler üzerinde
uzlaştınız ki Filistin halkı kendi kaderini tayin edebilmeye devam
edebilsin, bu hakkı baki olsun?
DIŞİŞLERİ BAKANI HAKAN FİDAN- Öncelikle hangi doküman hazırlanırsa
hazırlansın, hangi girişim yapılırsa yapılsın, birincisi Filistin
meselesinin uzun yıllardır yapılmış ve kabul edilmiş tanımının değişmemesi
gerekiyor. Günün sonunda, 1967 sınırlarına dayalı coğrafya içerisinde
Filistinlilerin bir devletinin olması ve iki devletli çözümün hayata geçmesi
şu ana kadar Filistin sorununun açıkçası uluslararası hukuk ve pratik
açısından tanımlanmış şekli. İsrail buna hiçbir zaman için razı olmadı, olma
yönünde de bir tavır içerisinde değil. Ama uluslararası toplumun kahir
ekseriyetinin kabul ettiği görüş bu. Bizim de desteklediğimiz açıkçası görüş
bu. Dolayısıyla Gazze'de vuku bulan insanlığa karşı suçların sona ermesi ve
bir an önce ateşkesin devamının sağlanması bizim birinci öncelikli olarak
desteklediğimiz bir husus. Fakat bu umarız cari bir an olur, çünkü Filistin
meselesinin genel tanımının bunu kullanarak değiştirilmesine izin vermemek
gerekiyor. Dolayısıyla burada bir diplomatik ihtimama ve dikkate ihtiyaç
var. Gazze'de bir yeniden yapılanmaya, yeniden inşaya ve nüfusun tekrar
yerine dönmesine ihtiyaç var, yaralarını sarmasına ihtiyaç var. Fakat bunu
yaparken de, sizin de ifade ettiğiniz gibi, yeni bir vesayet düzeninin
oluşmasını kimse görmek istemiyor açıkçası. Gazze'de yeniden imarı, huzuru
ve güvenliği sağlama yolunda atılan adımların buna dönüşme ihtimaline karşı
ülkelerin bu konudaki çekincelerini gündeme getirdiğini görüyoruz.
SORU- Birçok ülke aslında az önce de değindiniz, uluslararası istikrar
gücünün Gazze'ye konuşlandırılması ve görev tanımının netleşmesi konusunda
bir Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararı çıkması gerektiğini
söylüyor. Bu konudaki görüşmeler tam olarak ne aşamada ve siz kararın
içeriğinin nasıl olması gerektiğini düşünüyorsunuz?
DIŞİŞLERİ BAKANI HAKAN FİDAN- Değerli arkadaşlar, bu konudaki çalışmalar
devam ediyor. Yani ilk önce bir taslakta genel bir mutabakatın sağlanması
gerekiyor. Daha sonra Güvenlik Konseyi’ndeki üyeler tarafından kabul
edilmesi ve daimi üyelerden herhangi birinin de veto etmemesi gerekiyor.
Biliyorsunuz bu bir süreç. Bu sürecin her aşamasında biz gerek Türkiye,
gerek diğer paydaş ülkelerle beraber çalışmalarımızı devam ettiriyoruz. Bu
tabii ki hassas bir süreç. Bu süreçte oldukça dikkatli olmamız gerekiyor.
Filistin meselesinin çözümünde atılacak her türlü adım bugünkü bir sorunu
çözerken gelecekte yeni bir sıkıntıya sebep olacak yapısal bir zemini
oluşturmamalı. Buna çok dikkat ediyoruz.
SORU- Hem Arap dünyası, hem de İslam dünyası Filistin'in idaresinin yine
Filistinliler tarafından olması gerektiğini savunuyor. Gazze'de yönetim
anlayışı nasıl şekillenecek? Aynı şekilde Filistinliler ve uluslararası
toplumda ortak bir anlayış belirlendi mi bu anlamda?
DIŞİŞLERİ BAKANI HAKAN FİDAN- Bu konuda esas itibarıyla bizim aramızda bir
anlayış birliği var. Bu konuda gerek Filistinlilerin, gerek bizim hiçbir
sıkıntımız yok. Tabii İsrail'in ve etkili olduğu diğer uluslararası
aktörlerin başka bir görüş açısı oluyor. Tabii diplomatik müzakere, çekişme
ve zemin ilerletme de açıkçası bu iki farklı görüşün bir araya getirilmesi
için şu anda oluyor. Burada yazılacak metnin nasıl olacağı, kurulacak
sistemin nasıl olacağı, kimin önceliklerini ne kadar tatmin edeceği meselesi
fevkalade önemli. Ama bizim prensip olarak desteklediğimiz husus,
Filistinlilerin yönetimini Filistinliler yapmalı, Filistinlilerin
güvenliğini Filistinliler sağlamalı. Uluslararası toplum bunun hayata
olabilecek en iyi şekilde geçmesi için destek vermeli gerek diplomatik,
gerek kurumsal, gerek ekonomik olarak. Şimdi bunu hayata geçirirken işte
bazı ayarlamalar var, onların yapılması gerekiyor. Biz de açıkçası diğer
Dışişleri Bakanı arkadaşlarımızla yaptığımız görüşmelerde, bu konuda nasıl
daha yaratıcı adımlar atılabilir, çünkü her iki tarafın…Şu anda ateşkes var
ama ateşkesi daha kalıcı bir çözüme ilerletmek istediğiniz zaman Filistin
meselesinin temelinde olan çok zıt kutuplarda olan görüş farklılıkları
tekrar gündeme geliyor. Bunlar yıllarca çözülememiş görüş farklılıkları. Bir
de şu anda mevcut iki yıldır devam eden soykırımın ve savaşın ardından yeni
oluşan bir zihin ve güvenlik algısı var. Bütün bunların yeni bir sistemle
çözülmesi meselesi biraz daha açıkçası zaman alacak bir konu. Ama ümitvarız,
olumluyuz. Elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz. İnşallah bu konuda
ortaklarımızla çalışmaya devam edeceğiz.
Teşekkür ederim, sağ olun arkadaşlar.
* Interpress deşifresidir.