Dışişleri Bakanı Sayın Hakan Fidan'ın NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı Kapsamında Basına Yaptığı Açıklama, 4 Nisan 2024, Brüksel Dışişleri Bakanı Sayın Hakan Fidan'ın Basına Yaptığı Açıklama, 10 Ocak 2024, Duşanbe Dışişleri Bakanı Sayın Hakan Fidan’ın BM 78. Genel Kurulu Kapsamında Yaptığı Basın Toplantısı, 23 Eylül 2023, New York Dışişleri Bakanı Sayın Hakan Fidan'ın Brüksel'de Yaptığı Basın Toplantısı, 6 Temmuz 2023, Brüksel Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Basına Yaptığı Açıklama, 5 Nisan 2023, Brüksel Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Basın Bilgilendirme toplantısında yaptığı konuşma, 7 Şubat 2023, Antalya Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun ABD ziyareti kapsamında Basına Yaptığı Açıklama, 18 Ocak 2023, Washington Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Basınla Yılsonu Değerlendirme Toplantısı, 29 Aralık 2022, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Basına Yaptığı Açıklama, 26 Eylül 2022, Tokyo Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Basına Yaptığı Açıklama, 23 Eylül 2022, New York Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Ekvator Ginesi Basınına Yaptığı Açıklama, 22 Temmuz 2020, Ekvator Ginesi Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Basın Mensuplarının Sorularına Verdiği Yanıtlar, 20 Temmuz 2020, Lome Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Basın Mensuplarına Yaptığı Açıklama, 5 Mayıs 2020, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı Sonrası Yaptığı Açıklama, 2 Nisan 2020, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Basın Mensuplarına Yaptığı Açıklama, 15 Mart 2020, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Kızılcahamam’da Basın Mensuplarına Yaptığı Açıklama, 2 Şubat 2020, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Basına Yaptığı Açıklama, 17 Ekim 2019, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Basına Yaptığı Açıklama, 27 Eylül 2019, New York Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun XI. Büyükelçiler Konferansı’nda Düzenlediği Basın Toplantısı, 8 Ağustos 2019, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Basına yaptığı açıklama, 10 Temmuz 2019, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun 18. Doha Forumu Sonrasında Basına Yaptığı Açıklama, 16 Aralık 2018, Doha Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Basına Yaptığı Açıklama, 5 Aralık 2018, Brüksel Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Basına Yaptığı Açıklama, 17 Ekim 2018, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Basına Yaptığı Açıklama, 13 Ekim 2018, Londra Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Basına Yaptığı Açıklama, 27 Eylül 2018, New York Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Basına Yaptığı Açıklama, 3 Ağustos 2018, Singapur Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Basına Yaptığı Açıklama, 18 Haziran 2018, Antalya Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Basın Toplantısı, 5 Haziran 2018, Antalya Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Basın Toplantısı, 4 Haziran 2018, Vaşington Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Basına Yaptığı Açıklama, 15 Ocak 2018, Vancouver
Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Basına Yaptığı Açıklama, 23 Eylül 2022, New York

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Katılımınız için teşekkür ediyorum.

Bir Genel Kurul haftasının sonuna doğru yaklaşıyoruz, en azından bizim için sonuna doğru yaklaştığımızı söyleyebiliriz.

Sizlerin de yakından takip ettiği gibi, Cumhurbaşkanımızın liderliğinde yoğun bir diplomasi yürütüyoruz. Diplomasi trafiğimiz yoğun bir şekilde devam ediyor.

Son bir hafta içinde önce Semerkant’ta düzenlenen Şanhay İşbirliği Teşkilatı Zirvesi’nde Sayın Cumhurbaşkanımıza refakaten katıldık ve biliyorsunuz bu teşkilatın diyalog ortağı olarak davet edildik.

Ardından Kraliçe II. Elizabeth’in cenaze töreninde ülkemizi temsil ettim. Londra’da törene katılan bazı konuklarla epeyce Kral, Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Dışişleri Bakanları dahil sohbetlerimiz oldu. Özellikle Birleşik Krallık’ta yeni göreve gelen Dışişleri Bakanı Cleverly ile, Savunma Bakanlığı görevine devam eden Wallace’la ve Dışişleri Bakanlığından üst düzey yöneticilerle, aynı şekilde MI6 Başkanı Richard Moore eski Ankara Büyükelçisi, Londra Belediye Başkanı Khan dahil birçok İngiliz muhatabımızla da görüşme fırsatımız oldu.

Sayın Cumhurbaşkanımız doğrudan Semerkant’tan 77. Genel Kurul Toplantılarına katılmak için New York’a geldi. Biz de 19 Eylül Pazartesi akşamı Sayın Cumhurbaşkanımıza refakat etmek için ve diğer ikili temaslarımızı gerçekleştirmek üzere Londra’ya intikal ettik.

Bu yılki Genel Kurul’un temasını biliyorsunuz, aslında önemli bir tema, biraz uzun ama; İç İçe Geçmiş Sınamalara Dönüştürücü Çözümler İçin Dönüm Noktası. Gerçekten bu sorunların çözülebilmesi için artık yeni şeyler yapmak gerektiği de bu Genel Kurul zamanında konuşuldu, o anlamda ana temayı anlamlı buluyorum.

Kovid-19 salgınının gerekli kıldığı bazı kısıtlamalar devam etse de birçok toplantı burada fiziki olarak gerçekleştirildi. Hafta boyunca çok sayıda görüşme yaptık, çok taraflı toplantılara iştirak ettik. İkili görüşmelerimizin neredeyse tamamını geçen sene açtığımız, şu anda içinde bulunduğumuz New York’taki evimiz olan Türkevi’nde gerçekleştirdik. Bu çerçevede epeyce Devlet Başkanı, Hükümet Başkanı, Dışişleri Bakanı ve diğer üst düzey zevatı burada ağırladık First Lady’ler dahil. Sayın Cumhurbaşkanımız Salı günü BM Genel Kurulu’na hitap etti, sizler de bunu takip ettiniz. Ve Sayın Cumhurbaşkanımız hitabında küresel sınamalar ve ülkemizi doğrudan ilgilendiren meseleler hakkında görüşlerimizi en üst düzeyde ortaya koydu. Ve dünyanın karşı karşıya kaldığı sorunların çözümüne yönelik öneriler ile gelecek ve adil bir dünya için bir vizyon ortaya koydu. Ayrıca tüm dünyaya Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanıma ve ambargoların kaldırılması çağrısında bulundu.

Sayın Cumhurbaşkanımızın yıllardır öncülüğünü yaptığı dünya 5’ten büyüktür vizyonunun diğer dünya liderlerince de gündeme getirilmeye başlandığını bu BM Genel Kurulu marjında görmüş olduk. Bu da önemli bir gelişme. Salgın ve ardından Ukrayna’daki kriz gibi küresel sınamalara cevap veremeyen uluslararası sistemin etkin çok taraflılık anlayışıyla yeniden yapılandırılması gerekiyor.

Değerli arkadaşlar, Sayın Cumhurbaşkanımız toplamda 25 ikili görüşme gerçekleştirdi ve diğer görüşmelerle birlikte 31 faaliyette bulundu, görüşme gerçekleştirdi. Ve bu görüşmelerin bir kısmına 16’sına ben de New York’a geldiğim andan itibaren refakat ettim.

Sayın Emine Erdoğan Hanımefendi de çeşitli faaliyetlere katıldı, BM Genel Sekreteri Guterres’le birlikte Küresel Sıfır Atık İyi Niyet Beyanını imzaladılar. Biraz önce BM Genel Kurul Başkanı 77. Dönem Başkanıyla da bu yıl içinde, daha doğrusu önümüzdeki 1 yıl içinde bu konuda nasıl faaliyetler yapabiliriz onları da değerlendirdik. Ayrıca Hanımefendi’nin öncülüğünde Türkevi’nde çok sayıda Devlet ve Hükümet Başkanı eşinin de katıldığı bir Türk mutfağı tanıtım etkinliği de düzenlendi. Saygıdeğer Hanımefendiye diplomasimize yaptığı katkılar için de ayrıca şükranlarımızı arz ediyoruz.

Bunun yanı sıra ben de Genel Kurul marjında bugünkü temaslarımı da sayarsak 33 ikili görüşme gerçekleştirmiş olacağım. Temaslarımızda hem ikili ilişkilerimizi hem de güncel bölgesel gelişmeleri ele alma fırsatımız oldu ve olacak bugünkü yaptığımız temaslarda da. Tabi ki birçok görüşmenin odak noktasını Rusya-Ukrayna bağlamındaki gelişmeler oluşturdu. Birçok mevkidaşımdan uluslararası barışa katkılarımız hakkında övgü dolu ifadeler duydum, özellikle Sayın Cumhurbaşkanımızın üstlendiği rol hakkında. Küresel gıda güvenliği bağlamında İstanbul Anlaşması’nın işlemesi ya da işlemeyi sürdürmesi herkesin ortak temennisi.

BM Genel Kurul haftası esnasında Rusya’nın kısmı seferberlik kararı, Luhansk, Donetsk ve Zaporijya ve Herson’da referandum ilanı ve esir takası önemli gelişmeler oldu. Rusya-Ukrayna arasında adil ve kalıcı bir çözüm için Türkiye olarak elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz.

Öte yandan ikili temaslarımızın yanı sıra 10 üçlü ve çok taraflı toplantıya katıldık. Bu toplantılarda da ülkemizin görüşlerini ve gündemdeki sorunlara dair çözüm önerilerimizi paylaşma imkânı bulduk. Finlandiya’yla birlikte öncülüğünü yaptığımız Barış İçin Arabuluculuk Girişiminin Dostlar Grubu 12. Toplantısını yine burada Türkevi’nde bizim ev sahipliğimizde gerçekleştirdik.

Dönem Başkanlığını yürüttüğümüz, Meksika, Endonezya, Kore, Türkiye ve Avusturalya’nın oluşturduğu MIKTA’nın 22. Dışişleri Bakanları Toplantısını gerçekleştirdik. Önce kendi aramızda 5’li, daha sonra MIKTA+ formatında Polonya Dışişleri Bakanı’yla da bir araya geldik.

Öncülük ettiğimiz bir diğer girişim olan Medeniyetler İttifakı kapsamında Yüksek Temsilci Moratinos ve İspanya Dışişleri Bakanı Albares ile 3’lü formatta Türkevi’nde bir araya geldik.

Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov ve İranlı mevkidaşım Abdullahiyan’la, Astana Dışişleri Bakanları Toplantısı’nı da Türkevi’nde gerçekleştirdik.

Bunların dışında, İslam İşbirliği Teşkilatı Yıllık Koordinasyon Toplantısı, BM Filistinlilere Yardım Komitesi Toplantısı, Terörle Mücadele Küresel Forumu, Rohingya etkinliğini de katıldık. Bugün de Güneydoğu Avrupa İşbirliği sürecinin, 2 yıl önce Dönem Başkanlığını yaptığımız bu platformun toplantısına da katılmış olacağım.

Çok değerli basın mensupları, bugün yapacağım görüşmelerin ardından New York’taki ikili temaslarımı sözlerimin başında da söylediğim gibi tamamlamış olacağız.

Son olarak da, Dış İlişkiler Konseyi CFR’da bir konuşma gerçekleştireceğim. Onların da sorularını cevaplandıracağız. Küresel konular, bölgesel konular ve Türkiye-Amerikan ilişkilerini de burada değerlendirme imkânımız olacak. Ve buradan bu akşam Los Angeles’a geçerek vatandaşlarımızla yarın sabah bir araya geleceğiz. Ve ardından Japonya eski Başbakanı Şinzo Abe’nin cenaze törenine katılmak üzere, Türkiye’yi orada temsil etmek üzere, Sayın Cumhurbaşkanımızı ve ülkemizi, Tokyo’ya geçeceğim.

Bu yoğun Genel Kurul haftasındaki temaslarımızın bizim için önem taşıyan konulardaki tutum ve önceliklerimizin uluslararası toplumun dikkatine getirilmesi bakımından son derece yararlı olduğunu söylemek isterim. Buradaki temaslarımızın ve mesajlarımızın da kamuoyuna yansıtılması konusunda sizler de çok gayret sarf ettiniz. Yağmur da yağdı ara sıra, ama yoğun çalışmalarınızı da ben de gözlemledim, hepinize bu anlamda da teşekkürlerimi sunuyorum.

Şimdi sorularınız varsa onları cevaplamak isterim.

Çok teşekkür ederim.

SORU- Efendim, çok teşekkür ediyoruz öncelikle vakit ayırıp basın toplantısı düzenlediğiniz için.

Ben öncelikle Türkiye’nin Ukrayna’daki savaş başta olmak üzere pek çok bölgedeki krizleri küresel çapta bir krize dönüşmesini önlemek için attığı adımlar buradaki görüşmelerinizde nasıl değerlendirildi? Ve Türkevi’nin de geçtiğimiz yıldan bu yana sizin de bahsettiğiniz artan bir rolü var. Uluslararası toplantılara ev sahipliği yapıyorsunuz, Cumhurbaşkanımız Devlet ve Hükümet Başkanlarını ağırlıyor, siz Dışişleri Bakanlarını ağırlıyorsunuz. Bu çerçevede hem Türkiye’nin rolü, hem de özellikle Türkiye’nin başta Ukrayna savaşı olmak üzere artan rolünün burada değerlendirilmesi, geri dönüşü nasıl oldu acaba?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Evet, açılış konuşmamda da kısaca değindiğim gibi tüm muhataplarımız, bizim görüştüğümüz muhataplarımız, Sayın Cumhurbaşkanımızın görüştüğü muhatapları ve yine ayaküstü karşılaştığımız tüm üst düzey Cumhurbaşkanları, Başbakan, uluslararası örgütlerin temsilcileri, Dışişleri Bakanları Türkiye’nin şu anda barış için bir umut olduğunu söylüyor. Aynı şekilde bu tahıl anlaşmasının imzalanmasında Türkiye’nin oynadığı rol ortada bunu herkes görüyor.

Diğer taraftan, bu tahıl anlaşmasının sorunsuz bir şekilde işlemesinde de çünkü kolay değil bunu yürütmek de kolay değil. Türkiye’nin BM’yle birlikte üstlendiği rolün herkes farkında. Gıda fiyatlarında, özellikle tahıl fiyatlarında 2008’den sonra en büyük düşüş yaşandı bu anlaşma sayesinde. Tabii herkes 4 aylık olan bu anlaşmanın uzatılması mümkün mü, değil mi diye soruyorlar. Biraz önce Genel Kurul Başkanı’yla yaptığımız ikili görüşmede de sordular. Ve yine bir ateşkes olacaksa Rusya ile Ukrayna arasında bunun da Türkiye sayesinde olacağını herkes biliyor, yani umut Türkiye’de.

Tabii savaşın bitmesini isteyenler var, istemeyenler var, istemeyenlerin sayısı az, ama genel anlamda gördük ki, artık bu savaş bitsin istiyor ülkeler. Bu savaşın olumsuz etkilerini herkes her alanda hissetmeye başladı. O nedenle biz çabalarımızı tabii sürdüreceğiz, biz bu denge politikasını epeydir, uzun zamandır sürdürüyorduk. Ve bu denge politikasını sürdürürken dış politika ekseninde kayma mı var Türkiye’nin diye çok eleştiriler de oldu. İçeride de oldu, dışarıda da oldu, sorgulandı. Biz bu ilişkilerimizin diğer politikalarımıza ya da temaslarımızın alternatif olmadığını her zaman söylüyorduk. Şimdi bunun ne kadar önemli olduğunu herkes de görmeye başladı.

Türkevi’yle ilgili sorduğunuz soru ne bir daha tekrar edebilir misiniz?

SORU- Geçtiğimiz yıldan bu yana Cumhurbaşkanı Devlet ve Hükümet Başkanlarını ağırlıyor, siz Dışişleri Bakanlarını ağırlıyorsunuz ve uluslararası toplantılar, Astana Süreci Toplantısı mesela oldu, Birleşmiş Milletler marjında da toplantılar oluyor. Türkiye’ye aslında küresel diplomasinin merkezi olan Birleşmiş Milletler’in tam karşısında Türkevi de diplomasinin merkezlerinden olmaya başladı gibi. Bu diplomasideki ağırlığı konusunda…

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Çok haklısınız. Daha birinci yılında, sadece Genel Kurul marjında değil diğer zamanlarda da, Mayıs’ta da biz buradaydık. Türkevi, hemen tabii BM’nin karşısında olması ve tüm imkânların burada olması. Çok şükür geçen sene açma imkânımız oldu. Pandemiye rağmen Türkevi’nin inşaatı gerçekleştirildi Sayın Cumhurbaşkanımızın destekleriyle. Ve Genel Kurul marjında da o kadar yoğunluk vardı ki, hatta birçok insan bunu bize de espri olarak da söylediler, ama gerçeklik payı da var, birçok insan Türkevi’nin BM’nin bir ek binası olduğunu sanmış, çünkü çok büyük bir trafik vardı. Sürekli kameraların bir kısmı BM girişini-çıkışını gösteriyor, epeyce kamerada da buraya çevrilmişti, çünkü çok gelen giden oldu, üst düzey liderler geldi. Şöyle bir baktım ben bu yorumlar gelince; 13 Devlet ve Hükümet Başkanı ikili görüşme için Türkevi’ne geldiler. 10 tane First Lady ve iki Başbakan eşi Sayın Hanımefendinin etkinliklerine katılmak ve Hanımefendiyle ikili görüşme yapmak için Türkevi’ne geldiler. 56 Dışişleri Bakanı Türkevi’ne 4 gün içinde geldi. Bu dünyadaki Dışişleri Bakanı’nın dörtte birinden fazlası. Yine 5 Devlet Bakanı geldi, 6 Bakan Yardımcısı ve 54 ülkeden Genel Müdür vesaire o düzeyde üst düzey yönetici buradaki toplantılara katılmak için geldi. Bunlardan bir tanesi Barış İçin Arabuluculuk Dostlar Grubu Toplantısı’ydı biliyorsunuz. Ve 54 ülkeden üst düzeyde temsilcilerin yanında, yaklaşık 320 üst düzey resmi görevlinin geldiğini arkadaşlarımız tespit etmişler ve 420 yabancı sivil toplum mensubu. Yani sivil toplum, yöneticiler, diplomatlar, Bakanlar, First Lady’ler, Devlet ve Hükümet Başkanları, her seviyede ciddi bir katılım oldu.

SORU- Astana, MIKTA, Arabuluculuk…

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- İşte Astana, MIKTA, onları zaten açılış konuşmamda da söylemiştim.

SORU- Sayın Bakanım, öncelikle kolay gelsin…

Ben F16’larla ilgili soru sormak istiyorum. Biden Yönetimi, bizzat Başkanın kendisi Türkiye’ye F-16 satışına destek verdiğini açıkladı. Ama üç aylık bir süre geçti, süreç normal ilerliyor mu, Amerika’nın Türkiye’yi oyaladığı bir durum söz konusu mu, siz mevkidaşınız Blinken’la görüştünüz, bu konudaki değerlendirmelerinizi alabilir miyiz?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şu anda normal işliyor süreç. Tabii Kongre’den gelen bazı sesler sebebiyle ister istemez herkes bir engel mi çıkacak ya da işte şartlı mı olacak diye sorular da soruyor. Ama teknik düzeydeki müzakereler normal seyrinde devam ediyor, yönetimin bu konudaki kararlılığı da devam ediyor. Blinken yaptığımız ikili görüşmede de bunu söyledi.

Bu arada Sayın Blinken’ın da babası vefat etti, kendilerine taziyelerimi buradan iletmek istiyorum.

Diğer taraftan, tabii Kongre’de bazı çatlak sesler geldi. Kongre’den bir karar çıktı, ama bu bağlayıcı bir kanun değil, biliyorsunuz alt kanadından, Temsilciler Meclisinden, Senatodan yine bir karar daha, sonra iki karar birleştiriliyor, sonuçta bir karar çıkıyor F-16’yla ilgili. Biz tabii Kongre düzeyinde de temaslarımız devam ediyor. Sayın Volkan Bozkır ve Efkan Ala buradan Washington’a geçtiler ve Kongre’de temaslarda bulunuyorlar. Daha önce de parlamenter heyetlerimiz Washington’a gelerek temaslarda bulundu. Biz de temaslarda bulunduk. Sayın Cumhurbaşkanımızın burada görüştüğü Kongre üyeleri, Senatörler oldu, bu görüşmelerde de bu önemli Senatörler de F-16’ların Türkiye’ye verilmesi konusunda güçlü destek veriyor.

Ama biz yönetime şunu da söylüyoruz gerek teknik görüşmelerde, gerekse siyasi görüşmelerde: Yani bizim elimizi kolumuzu bağlayan bir anlaşma içinde biz olmayız, yani biz F-16’yı alacağız, şöyle kullan, böyle kullan, şunu yapamaz, bunu yapamaz... Bir NATO üyesinin diğer bir NATO üyesine böyle kısıtlama getirmesi de zaten kabul edilir bir şey değil. Burada bazı lobilerin, özellikle Yunanistan Başbakanı’nın Washington’a gelmesinden sonra Yunan lobisi, işte Ermeni lobisi gibi bazı lobilerin buna karşı çıktığını, engellemeye çalıştığını biliyoruz. Ama şu anda ciddi bunu destekleyen lobilerin, yani Türkiye’ye verilmesi konusunda destek veren lobilerin olduğu da bir gerçek.

SORU- Bir soru daha sormak istiyorum bu söylediğinizden.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Buyurun.

SORU- Amerika Birleşik Devletleri yönetimi eğer koşullu bir satış sözleşmesi Türkiye’nin önüne sürerse, Türkiye F-16’ları satın almaktan vazgeçer mi?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Biraz önce size net bir cevap verdim, yani şartlı bir anlaşmanın içinde biz olmayız dedik. Kullanamayacağımız ürünü niye alalım biz?

SORU- Anadolu Ajansı, Betül Bölük; teşekkürler basın toplantısı için.

S-400’ler ve ABD’li yetkililerle F-35 konusunda yapılan görüşmelerde hangi noktayız, o konudaki değerlendirmelerinizi alabilir miyiz?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- CAATSA yaptırımlarının kaldırılması konusunda çabalarımız devam ediyor. Bu konuda ABD’nin bir çiftçe standart içinde olduğunu da doğrudan yüzlerin de söylüyoruz. Örneğin Hindistan’a yönelik yaptırımlar kaldırıldı, doğru bir şekilde kaldırıldı, öyle olması lazım, çünkü Hindistan da Amerika’dan da almaya çalıştı. Neticede Hindistan gibi bir ülke de istediği ürünü istediği yerden alabilmelidir. Zaten NATO üyesi de değil. NATO üyesi de olsa bir yerden alamayınca… Şimdi F-16’yı biz diyelim ki bu şekilde oldu alamadık. Şimdi F-16 gibi savaş uçaklarını biz üretinceye kadar, kendi çalışmamız var biliyorsunuz, mutlaka bir yerden alacağız.

Dolayısıyla bu F-35 programına da bu NATO müttefikliği çerçevesinde diğer 9 ülke gibi biz de katıldık. CAATSA’dan dolayı şu anda bizim oradaki üyeliğimiz, ortaklığımız askıya alındı, bu çok yanlış bir karar, bunun düzeltilmesi için de çabalarımız sürüyor.

SORU- Sayın Bakan, tekrar hoş geldiniz.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ndeki Biden’ın konuşmasıyla bir reform önerisi geldi, Sayın Cumhurbaşkanımızın bu konuda çok uzun zamandır önerileri vardı. Biden’la Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın öneri anlamında farklılıkları var. Bundan sonra acaba Türkiye’nin atacağı adımlar Birleşmiş Milletler içinden de bir ivme ve öneri gelmişken ne olacak acaba?

Bir de, Başkan Biden’la Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın G-20 Endonezya’da görüşme imkânı var mı?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Çok teşekkürler.

Tabii şu anda planlanmış bir görüşme yok, Kasım ayına daha çok var, ama genellikle bu tür platformlarda Sayın Biden’la Sayın Cumhurbaşkanımız NATO toplantılarında olsun, G-20 olsun görüşme imkânları buluyorlar, daha önceki zirvelerde de, işte en son yine Roma’da da bir araya geldiler, yani bu tür görüşmeler oluyor, normal yani olması.

Diğer taraftan sorduğunuz ilk soruya gelecek olursak; şimdi BM reformundan ne anlıyoruz, nasıl bir reform istiyoruz? Biliyorsunuz G-4 ülkeleri var, onların talebiyle bizim reform anlayışımız farklı. Onlar diyor ki, P5 olacağına biz de katılalım P9 olsun, bizim de veto hakkımız olsun. Dolayısıyla bu sorun çözer mi? Burada veto edebilecek ülke sayısı artıyor, yani ikna etmeniz gereken, veto etmemesi için ülke sayısı 9 oluyor, bu sistemi daha da zayıflatıyor, karar alma mekanizmasını daha da zorlaştırıyor. Dolayısıyla bu sorunu çözmez, tam tersine BM’yi ve Güvenlik Konseyi’ni daha da zayıflatır ve BM Güvenlik Konseyi hiçbir konuda karar alamaz. Biden’ın söylemek istediği buysa, biz aynı çizgide değiliz, ama BM’nin reforme edilmesi gerektiği anlayışını doğru buluyoruz tabi.

Ama bizim önerimiz, Sayın Cumhurbaşkanımızın “Dünya 5’ten büyüktür” mottosuyla BM reformuyla ilgili düşünceleri, Türkiye’nin düşünceleri farklı. Türkiye, BM’nin ve Güvenlik Konseyinin daha kapsayıcı olmasını istiyor ve dönüşümlü olarak tüm ülkelerin burada ……. sistemi olabilir, birçok formülleri var bunun, tüm ülkelerin burada temsil edilmesini istiyor. Tabi her ülkenin nüfusuna göre kriterler belli olur, nüfusuna göre, büyüklüğüne göre, coğrafi dağılıma göre bunlar çalışılır.

Ama diğer taraftan, tabii veto hakkının da mutlaka kaldırılması gerekiyor, bunun alternatifleri var, nitelikli çoğunluk olur, yani 3’te ikisinin oyuyla bir karar alınabilir; bugün bir ülke hayır dediği zaman hiçbir karar çıkmıyor. Oradan Genel Kurul’a götürelim diyorsunuz, orada bazı konularda ancak Genel Kurul’un kararı geçerli oluyor, tüm ülkelerin oy verdiği platformda alınan kararlar geçerli olmuyor; yani sonuçta 5 ülkeye bağlı her şey.

Bizim reformdan anlayışımız, kapsayıcı olması, vetonun kalkması, BM kurumlarının, Güvenlik Konseyi dahil daha etkin olması, beklentileri karşılayabilecek adımları atacak kapasiteye ulaşması, daha görünür olması gerekiyor. Ve beklentileri karşılarken de sorunları çözebilecek hüviyette de kavuşması gerekiyor. Dolayısıyla burada bizim o G-4 ülkeleriyle ve diğer bunu savunan ülkelerle görüşlerimiz biraz ayrışıyor. Ama dünyanın geneli, çoğunluğu bizim görüşümüzden yana.

SORU- Öncelikle kusura bakmayın geç kaldım. Arkadaşımın sorusuna devam edeceğim, yani … bu konuda?..

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Biz şimdi bu girişimi yanlış bulduğumuz için buraya dahil olmak istemeyiz. Bizim derdimiz Türkiye de illa bir yerde olsun değil. Ve bu daha önceden başlatılmış bir inisiyatif bu G-4 dediğimiz, Japonya, Almanya, Hindistan ve Brezilya değil mi? Sonuçta şimdi bu, biz de diyelim ki P5 değil de Türkiye de katıldı P10 oldu, bu sorunu çözer mi? Çözmez. Veto hakkı olduğu sürece çözer mi? Çözmez. Biz her yerde biz olalım demiyoruz, herkes olsun, adil olsun diyoruz. O nedenle bu P4 grubuna katılma diye bir derdimiz yok, tam tersi katılmayı da arzu etmeyiz, tam tersine biz o G-4 içindeki ülkelere; gelin sizin yaklaşımınız doğru değil, sorunu çözmez, siz bize katılın…

SORU- Benim bir sorum vardı, başını kaçırdım; Kılıçdaroğlu Amerika’ya gideceğini duyurdu, Washington’da temaslarda bulunacak…

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Gayet normal, bir muhalefet partisinin, Ana Muhalefet Partisinin yurt dışı temaslarının olması son derece doğaldır, bundan doğal ne olabilir? Biz her zaman olduğu gibi yurt dışındaki misyonlarımızla, gerek yerel yöneticiler, gerekse siyasi partilerin temsilcileri, tabii ki Yüce Meclisimizin üyeleri dahil, geldikleri zaman eğer bizden bir talepleri olursa biz gereğini yapıyoruz devletin yurt dışındaki kurumları, misyonları olarak. Sonuçta özellikle dış politika ve diğer konulara baktığımız zaman tabii ki ana sorumluluk iktidarda, ama muhalefetin de sorumluluğu var. Muhalefetin de Türkiye’nin milli meselelerinde, ana meselelerinde neredeyse iktidar kadar sorumluluğu var. Dolayısıyla Sayın Kılıçdaroğlu’nun Amerika olsun veya başka ülkelerdeki temasları olsun, bunlar son derece doğal.

SORU- Eğer mümkünse ben Rusya’nın kısmı seferberlik ilanını sormak istiyorum. Şimdi Lavrov Türkevi’ne geldi, Astana Süreci Toplantısı düzenlediniz, o Suriye’yle ilgili bir toplantıydı, ama Putin’in kısmi seferberlik ilanı Lavrov’la o toplantı dışında bir görüşme fırsatınız oldu mu acaba? Çünkü siz bu konuda durum ciddiyetini gösteriyor demiştiniz.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Evet, toplantıda herhangi bir görüşme imkânımız olmadı, üçlü formatta Suriye’yi konuştuk. Ama daha sonra Lavrov’un BM Güvenlik Konseyi toplantısındaki konuşmasını arkadaşlarımız takip etmişler, bize de anlattılar. Tabii ki Lavrov, kendi ülkesinin kararlarını savunacak. Yani kısmi seferberlik ilanı bir ülkenin kendi kararıdır, ama sebebi ne? Bir savaş var, bu savaş ne zaman sora erecek, herkes bunu soruyor. Dolayısıyla böyle bir seferberlik, savaşın kısa sürmesine mi etkide bulunacak, daha uzun sürmesine mi? Herkes de görüyor ki bu karar uygulandığı zaman savaş daha da uzun sürebilir. O nedenle bizim ne yapıp ne edip bir an önce, Sayın Cumhurbaşkanımızın da tüm çabası bu yönde, iki lideri bir araya getirerek bu savaşı sonlandırmak. Tabii sadece iki ülkeyi ikna etmek yetmez, bu savaşın devamını isteyen ülkelerin de ikna edilmesi gerekiyor savaşın bitmesi konusunda. Çünkü bu savaşın bedelini herkes ödüyor, herkesten çok tabii Ukrayna ödüyor, Rusya’nın kendisi de bunun bedelini ödüyor, ama hepimiz bu bedeli ödüyoruz. O yüzden uzaması hiç kimsenin yararına değil. Savaşın kazananı olmaz, adil bir barışın da kaybedeni olmaz.

SORU- Teşekkür ederim.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Başka soru var mı arkadaşlar?

Çok teşekkürler, sağ olun.

* Interpress deşifresidir.