KIBRIS KONUSUNDA TÜRKİYE’NİN YENİ AÇILIMI

 
DIŞİŞLERİ BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI SAYIN ABDULLAH GÜL’ÜN KIBRIS KONUSUNDAKİ YENİ ÖNERİ PAKETİNİN KAMUOYUNA DUYURULMASI AMACIYLA YAPTIKLARI AÇIKLAMA (24 OCAK 2006)

Değerli Basın Mensupları,

Bugün burada böylesine seçkin bir dinleyici topluluğuna hitap etmekten memnuniyet duymaktayım. Hepinize hoş geldiniz diyor ve teşekkür ediyorum.

Yılbaşından bu yana sadece üç hafta geçmiş olmasına rağmen, 2006 yılının uluslararası barış, güvenlik ve istikrarı etkileyecek bir dizi önemli gelişmeye sahne olacağını bugünden görüyoruz.

Bu bağlamda, Türkiye’yi çevreleyen bölge bu yıl da dünya politika sahnesinin merkezinde yer almaya devam edecektir.

Uluslararası camianın bu coğrafyada eski ve yeni sorunları, zorlukları ve fırsatları ele alış biçimi, bizden sonraki nesillerin geleceğini büyük ölçüde belirleyecektir.

Bu kritik aşamada Türkiye’nin, konumu itibariyle, bu sorunların barışçıl çözümlenmesine ve zorlukların aşılmasına özlü katkılarda bulunabileceğini düşünüyoruz.

Coğrafi konumu, stratejik önemi, ekonomik dinamizmi ve etkileyici toplumsal hareketliliğiyle Türkiye, içinde bulunduğumuz kritik dönemde bölgesinde olumlu bir rol oynama imkân ve kabiliyetine sahiptir.

Son dönemde AB üyeliğimiz yolunda önemli ilerlemeler kaydedilmiştir. Özellikle demokrasi alanında kapsamlı reformlar gerçekleştirilmiştir. Bu reform süreci devam etmektedir. Bütün bunlar bölgemizin güven ve istikrarına katkıda bulunma imkânımızı artırmıştır. Biz, çevremizdeki tüm gelişmelere bu açıdan bakıyoruz. Amacımız, geniş anlamda bölgemizde barış ve istikrar ortamının sağlanmasıdır.

Sorunlara, tüm tarafların kazançlı çıkacağı bir anlayışla çözüm bulunmasını amaçlayan bir işbirliği kültürü oluşturmak için çaba gösteriyoruz.

Nitekim birçok meselede bu yöndeki çabalarımızı gördünüz.

Ancak bugün, büyük önem taşıyan belirli bir konunun, Kıbrıs konusunun üzerinde durmak ve Ada’da barış ve istikrara katkıda bulunmak amacıyla başlatmakta olduğumuz yeni bir girişim hakkında sizleri bilgilendirmek istiyorum.

Neden Kıbrıs ve neden şimdi?

Değerli Basın Mensupları,

2005 yılında yaşanan gelişmeler, Kıbrıs’ta bir çözüme ulaşılamamasının her şeyden önce Ada’daki her iki halkın çıkarına olmadığını bir kez daha göstermiştir. Mevcut durumun, AB ve sorunun tüm tarafları dahil, herkesin çıkarlarına ters düştüğü açıktır.

Bu nedenle, kalıcı ve adil bir kapsamlı çözüm bulunması temel önceliğimiz olmalıdır. Hükümetimiz bu konudaki inancını muhafaza etmektedir. Hatırlarsanız, BM Genel Sekreteri’nin iyi niyet misyonu çerçevesinde böyle bir çözüme 2004 yılında çok yaklaşılmıştı. Biz bu hedefin halen gerçekleştirilebileceğine inanıyoruz.

Ancak, uluslararası camianın da gayet yakinen bildiği üzere, Türk tarafının tüm gayretlerine rağmen, geçtiğimiz yıl yaşanan gelişmeler, BM Genel Sekreteri’nin kapsamlı çözüme giden müzakere süreci için arzu ettiği uygun zemini oluşturmamıştır.

Tıkanıklığın devam ettiği görülmektedir. Ancak, BM Genel Sekreteri’nin konuya olan ilgisinin devam ettiğini ve koşullar uygun olduğunda müzakere sürecini yeniden başlatmaya hazır olduğunu memnuniyetle görmekteyiz.

Bununla birlikte, mevcut koşullar bizi, bölgedeki genel durumu iyileştirmeye yönelik somut adımlar atmaktan alıkoymayacaktır. Karşılıklı ve birbirini tamamlayıcı nitelikteki önlemlerin, iyi niyetle uygulanması halinde bu durum, BM müzakere sürecinin yeniden başlatılmasının yolunu da açabilecektir.

Değerli basın mensupları,

Bugün bu amaca bağlılığımızı bir kez daha ortaya koyan yeni bir girişimi başlatmakta olduğumuzu bilginize sunmak istiyorum. Eylem planımız şu şekildedir:

“BM Genel Sekreteri, aşağıda ana unsurları sunulan eylem planının uygulanması amacıyla ilgili taraflarla istişarelerde bulunma keyfiyetini değerlendirmeye davet edilir:

1. Türkiye’nin deniz limanlarının, AT-Türkiye Gümrük Birliği kapsamındaki malların ticareti çerçevesinde Kıbrıs Rum gemilerine açılması;

2. Kıbrıs Rum havayolu taşıyıcılarının üst uçuşlar için Türk hava sahasını kullanmalarına ve Türk havaalanlarını kullanmalarına, ilgili uluslararası kurallar ve usuller çerçevesinde izin verilmesi;

3. Gazimagosa, Girne ve Gemikonağı dahil, Kuzey Kıbrıs’taki limanların, Kıbrıs Türk yönetimi altında malların, kişilerin ve hizmetlerin uluslararası dolaşımına açılması;

4. Ercan Havaalanı’nın Kıbrıs Türk yönetimi altında doğrudan uçuşlara açılması;

5. Kuzey Kıbrıs’ın ekonomik bir varlık olarak AB gümrük birliğine pratik açıdan dahil edilmesi amacıyla, özel düzenlemelerin yürürlüğe girmesi. Ada’daki taraflar arasında ve taraflar ile dünyanın geri kalanı arasında ticaretin engelsiz biçimde yapılmasının sağlanması;

6. Kıbrıs Türk tarafının uluslararası sportif, kültürel ve sosyal alanlardaki diğer faaliyetlere serbestçe katılabilmesi;

Uygulama için şu adımların atılmasını öneriyoruz:

7. Üzerinde mutabık kalınacak bir takvim çerçevesinde bir bütün olarak uygulanacak eylem planına nihai şeklini vermek amacıyla, BM Genel Sekreteri’nin himayesinde ve Türkiye, Yunanistan, Kıbrıs Türk tarafı ve Kıbrıs Rum tarafının katılımıyla en geç Mayıs/Haziran 2006’ya kadar bir üst düzey toplantı gerçekleştirilmesi;

8. Eylem planı ve toplantının sonuçlarının BM Genel Sekreteri tarafından BM Güvenlik Konseyi’ne sunulması; BM Genel Sekreteri’nin ayrıca, gelişmeleri Güvenlik Konseyi’ne rapor etmek amacıyla, planın uygulanmasını sürekli gözetim altında tutacak bir mekanizma kurulması hususunu da değerlendirmesi;

9. BM’nin ve AB Komisyonu’nun özellikle Kıbrıs Türk tarafına sağlayacağı destek, önerilen tedbirlerin uygulanmasını kolaylaştırmaya yardımcı olacaktır.

10. Eylem planı hiçbir şekilde ilgili tarafların hukuki ve siyasi pozisyonlarına halel getirmeyecektir. Eylem planı, Kıbrıs sorununa kapsamlı çözüm perspektifinden, Ada’da gerçek bir işbirliği ve karşılıklı güven ortamı yaratmayı amaçlamaktadır. 

Bu bağlamda Türkiye, Kıbrıs sorununa BM Genel Sekreteri’nin iyi niyet misyonu çerçevesinde ve BM Genel Sekreteri’nin planı temelinde kapsamlı bir çözüm bulunmasına yönelik çabalara bağlılığını korumaktadır. Türkiye, 2006 yılı içinde kapsamlı bir çözüme ulaşılmasını içtenlikle ümit etmektedir.”

Biz Eylem Planı’nın ilgili taraflarca kabul edilerek bir bütün olarak içtenlikle uygulanmasını öneriyoruz. Bu önerinin ana fikri Kıbrıs’ta her iki tarafa yönelik kısıtlamaların kaldırılması, taraflar arasındaki farklılıkların azaltılması suretiyle sosyo-ekonomik kalkınmanın teşvik edilmesi ve ilgili tüm taraflara özlü kazanımlar sağlanması olarak özetlenebilir.

Eylem Planı’nın tarafların karşılıklı olarak üzerinde mutabık kalacakları bir siyasi çözümü ikame etmediğini özellikle vurgulamak isterim. Temel hedef Kıbrıs’ta kapsamlı bir çözüme ulaşılmasıdır. Bununla birlikte, söz konusu girişimimizin Kıbrıs sorununa kapsamlı bir çözüm bulunmasını kolaylaştıracak yeni bir süreci başlatabileceğine inanıyoruz.

Diğer taraftan önerimiz ilgili tarafların hukuki ve siyasi pozisyonlarına da halel getirmemektedir. Bu hususun özellikle altını çizmek istiyorum.

Önerimizin temelindeki Eylem Planı tüm taraflar arasında yakınlaşma sağlanması amacı üzerine inşa edilmiştir. İlgili tüm tarafların karşılıklı ve tamamlayıcı adımlar atmaları suretiyle bir güven ve işbirliği ortamının tedricen yaratılması hedefine yöneliktir. Yeni girişimimizin fikri 30 Mayıs 2005 tarihli önerilerimizden kaynaklanmaktadır.

Eylem Planımız kapsamında, Türkiye’nin deniz limanları ile havalimanları Kıbrıs Rum deniz ve hava taşıtlarına açılacaktır. Aynı şekilde, Kuzey Kıbrıs’taki deniz ve hava limanları da uluslararası deniz ve hava trafiğine açılacaktır.

Uygulamaya dönük bu düzenlemeler, kabul edilecek bir takvim çerçevesinde, ulaşıma ilişkin olanlar dahil, malların, kişilerin ve hizmetlerin serbest dolaşımına getirilen tüm kısıtlamaların kaldırılmasını öngörmektedir. Ayrıca, Kıbrıs’taki her iki tarafa AB gümrük birliği çerçevesinde bütünleşme perspektifi sunmaktadır.

Eylem Planı’nın hayata geçirilmesinde BM Genel Sekreterinin liderliğine güveniyoruz. Bu bağlamda, BM Genel Sekreteri’nin himayesinde Kıbrıs’taki iki tarafa ilaveten Türkiye ve Yunanistan’ın katılımıyla tertiplenecek bir üst düzey toplantının da uygulama açısından yararlı olacağını düşünüyoruz.

Uluslararası toplumdan bu önerimizi dikkatlice incelemelerini ve aktif şekilde destek olmalarını beklemekteyiz. Kısıtlamaları ve çatışmaları artık geride bırakarak ileriye doğru hep birlikte yürümenin zamanı gelmiştir. Yeni bir sayfa açmak zorundayız. Bugün açıkladığım yeni öneri paketi bu yönde ilk adımı oluşturabilir.

Bizim başlatmak istediğimiz bu yeni girişim, başta Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin 28 Mayıs 2004 tarihli raporu, AB Konseyi’nin 26 Nisan 2004 tarihli kararı ile AB Parlamentosu, İslam Konferansı Örgütü ve Avrupa Konseyi kararları olmak üzere, referandum sonrası tüm uluslararası camianın her vesileyle yinelemiş olduğu, Kıbrıs Türklerinin dünya ile bütünleşmelerine yönelik beklenti ve çağrılarla uyum içindedir.

Öte yandan, önerimizin hayata geçirilmesi şu sonuçları da beraberinde getirecektir:

- İlgili taraflar arasında günlük yaşamda ilişkilerin düzelmesine yardımcı olacaktır. 

- Doğu Akdeniz bölgesinde istikrarın sağlanmasına katkıda bulunacaktır. 

- Tüm taraflara ekonomik kazanımlar getirecektir. 

- Kıbrıs’taki iki tarafın AB normlarına, standartlarına ve değerlerine ulaşması sağlanacaktır.

- AB dahil uluslararası toplumun 2004 yılının ortasından bu yana amaç olarak benimsediği, Kıbrıslı Türklerin dünya ile bütünleşmeleri amacına ulaşılacaktır.

Özetle bu Eylem Planı beraberinde bir güven ve ekonomik kalkınma ortamı getirecektir. Bölgesel refahın sağlanmasına katkıda bulunacaktır. Bu ortam ilgili taraflara kapsamlı bir çözüm için birlikte çalışma fırsatını da verebilecektir.

İlgili tarafların, sunduğumuz bu öneri paketini olumlu ve yapıcı bir yaklaşımla değerlendireceklerini ümit ediyoruz.

Türkiye’nin, geçmişte olduğu gibi bugün de BM Genel Sekreteri ve tüm ilgili taraflarla barış, istikrar ve uyum için birlikte çalışmaya hazır olduğunu da bu vesileyle bir kez daha vurgulamak isterim.

Teşekkür ederim.

KIBRIS’TA KISITLAMALARIN KALDIRILMASINA YÖNELİK EYLEM PLANI

BM Genel Sekreteri, aşağıda ana unsurları sunulan eylem planının uygulanması amacıyla ilgili taraflarla istişarelerde bulunma keyfiyetini değerlendirmeye davet edilir:

1. Türkiye’nin deniz limanlarının, AT-Türkiye Gümrük Birliği kapsamındaki malların ticareti çerçevesinde Kıbrıs Rum gemilerine açılması;

2. Kıbrıs Rum havayolu taşıyıcılarının üst uçuşlar için Türk hava sahasını kullanmalarına ve Türk havaalanlarını kullanmalarına, ilgili uluslararası kurallar ve usuller çerçevesinde izin verilmesi;

3. Gazimagosa, Girne ve Gemikonağı dahil, Kuzey Kıbrıs’taki limanların, Kıbrıs Türk yönetimi altında malların, kişilerin ve hizmetlerin uluslararası dolaşımına açılması;

4. Ercan Havaalanı’nın Kıbrıs Türk yönetimi altında doğrudan uçuşlara açılması;

5. Kuzey Kıbrıs’ın ekonomik bir varlık olarak AB gümrük birliğine pratik açıdan dahil edilmesi amacıyla, özel düzenlemelerin yürürlüğe girmesi. Ada’daki taraflar arasında ve taraflar ile dünyanın geri kalanı arasında ticaretin engelsiz biçimde yapılmasının sağlanması;

6. Kıbrıs Türk tarafının uluslararası sportif, kültürel ve sosyal alanlardaki diğer faaliyetlere serbestçe katılabilmesi;

Uygulama için şu adımların atılmasını öneriyoruz:

7. Üzerinde mutabık kalınacak bir takvim çerçevesinde bir bütün olarak uygulanacak eylem planına nihai şeklini vermek amacıyla, BM Genel Sekreteri’nin himayesinde ve Türkiye, Yunanistan, Kıbrıs Türk tarafı ve Kıbrıs Rum tarafının katılımıyla en geç Mayıs/Haziran 2006’ya kadar bir üst düzey toplantı gerçekleştirilmesi;

8. Eylem planı ve toplantının sonuçlarının BM Genel Sekreteri tarafından BM Güvenlik Konseyi’ne sunulması; BM Genel Sekreteri’nin ayrıca, gelişmeleri Güvenlik Konseyi’ne rapor etmek amacıyla, planın uygulanmasını sürekli gözetim altında tutacak bir mekanizma kurulması hususunu da değerlendirmesi;

9. BM’nin ve AB Komisyonu’nun özellikle Kıbrıs Türk tarafına sağlayacağı destek, önerilen tedbirlerin uygulanmasını kolaylaştırmaya yardımcı olacaktır.

10. Eylem planı hiçbir şekilde ilgili tarafların hukuki ve siyasi pozisyonlarına halel getirmeyecektir. Eylem planı, Kıbrıs sorununa kapsamlı çözüm perspektifinden, Ada’da gerçek bir işbirliği ve karşılıklı güven ortamı yaratmayı amaçlamaktadır. 

Bu bağlamda Türkiye, Kıbrıs sorununa BM Genel Sekreteri’nin iyi niyet misyonu çerçevesinde ve BM Genel Sekreteri’nin planı temelinde kapsamlı bir çözüm bulunmasına yönelik çabalara bağlılığını korumaktadır. Türkiye, 2006 yılı içinde kapsamlı bir çözüme ulaşılmasını içtenlikle ümit etmektedir.

TÜRKİYE’NİN KIBRIS’A İLİŞKİN GİRİŞİMİ HAKKINDA AÇIKLAYICI NOT

• Türkiye, Kıbrıs sorununa BM Genel Sekreteri’nin iyi niyet misyonu çerçevesinde ve BMGS’nin planı temelinde kapsamlı bir çözüm bulunmasına yönelik çabalara bağlılığını korumaktadır. Türkiye, adil ve kalıcı bir çözümün bölgede barış ve istikrarın sağlanması ile uyumlu ilişkilerin kurulmasına büyük katkısı olacağına inanmaktadır.

• Bu çerçevede, Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Sayın Abdullah Gül’ün 30 Mayıs 2005 tarihinde, Kıbrıs konusu bağlamında, özellikle malların, kişilerin ve hizmetlerin serbest dolaşımına getirilen tüm kısıtlamaların eşzamanlı olarak ilgili tüm taraflarca kaldırılması için sunduğu öneriler hatırlanacaktır.

• Sözkonusu öneriler, bütün tarafların BM çerçevesinde kapsamlı bir çözüm için birlikte yeniden çaba harcayabilecekleri, taraflar arasındaki farklılıkların azaltıldığı bir karşılıklı güven ve ekonomik kalkınma ortamı yaratılmasını teminen bütün taraflara özlü kazanımlar sağlayacak şekilde, iki tarafa yönelik kısıtlamaların dengeli ve adil bir biçimde kaldırılmasının önünü açmaktaydı.

• Kapsamlı çözümün temel ihtiyaç olduğu kuşkusuzdur. Ancak buna ulaşılana değin, Kıbrıs Adası ve çevresindeki ekonomik ve sosyal kalkınmayı engelleyen ve istikrarı tehdit eden tüm kısıtlamaların kaldırılmasına yönelik bir sürecin başlatılmasının zamanının geldiği görüşünü de taşımaktayız. Bu bağlamda, bir Eylem Planı kabul edilerek bir bütün olarak iyi niyetle uygulanabilir. Uluslararası toplumu böyle bir uzlaşıyı teşvik etmeye ve önerilen eylem planını aktif biçimde desteklemeye davet ediyoruz.

• Bu yeni girişim, Kıbrıs sorununa kapsamlı bir çözüm bulununcaya kadar, uygulamaya dönük düzenlemelerle ekonomik kalkınmanın önünü açacak bir geçiş süreci yaratma yönünde güçlü bir potansiyeli beraberinde getirmektedir. Önerilen eylem planı taraflarca karşılıklı olarak kabul edilecek kapsamlı bir çözümün alternatifi olmadığı gibi, ilgili tarafların hukuki ve siyasi pozisyonlarına da halel getirmemektedir.

• Uygulamaya dönük bu düzenlemeler, kabul edilecek bir takvim çerçevesinde, ulaşıma ilişkin olanlar dahil, malların, kişilerin ve hizmetlerin serbest dolaşımına getirilen tüm kısıtlamaların kaldırılmasını öngörmeli ve AB gümrük birliğinin uygulanması kapsamında tarafların tedricen birbirlerine uyumlaştırılmaları perspektifini Kıbrıs’taki iki tarafa sunmalıdır.

• Doğrudan ticaret, seyahat, doğrudan uçuş ve artırılmış temaslar, daha güçlü bir bölgesel işbirliğinin temel dayanaklarını oluşturabilir. Öneriler, gerçekten ortaklık anlayışıyla uygulandıkları takdirde, BM çözüm sürecini son aşamaya doğru ilerletmeye de büyük katkıda bulunacaktır.

• Bu bağlamda Türkiye, BM Genel Sekreteri’ni, ilgili tüm taraflar arasındaki tüm kısıtlamaların tamamının kaldırılmasına yönelik kapsamlı bir girişimin geliştirilmesine öncülük etme keyfiyetini değerlendirmeye davet etmektedir. BM himayesinde ve Kıbrıs’taki her iki taraf ile Türkiye ve Yunanistan’ın katılımıyla üst düzey bir toplantı düzenlenmesi bu yönde ilk adımı oluşturabilir. Bu toplantıda nihai aşamaya getirilecek eylem planı BM Güvenlik Konseyi’ne sunulacaktır.

Türkiye, hazırladığı eylem planının ana çizgilerini, bu notun ekinde uluslararası toplumun değerlendirmesine sunmaktadır.

TÜRK TARAFININ KIBRIS KONUSUNDAKİ AÇILIMLARI

2 Nisan 2003: KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş GKRY lideri Papadoupulos’a, 6 adet güven artırıcı önlem içeren bir mektup gönderdi. Kıbrıs Rum liderliğinin isteksizliği bu önlemlerin bir paket halinde uygulanmasını engelledi.

16 Nisan 2003: KKTC Bakanlar Kurulu Kuzey’den Güney’e mal ihracatı üzerindeki kısıtlamaları kaldırdı.

23 Nisan 2003: KKTC Bakanlar Kurulu iki taraf arasındaki sınırı Kuzey’den Güney’e insan geçişlerine açma kararı aldı. Kıbrıs Rum liderliği başlangıçta bu fikre karşı çıktı ve Kıbrıs Rum halkına, KKTC’ye geçmeme çağrısında bulundu. Buna rağmen, bugüne kadar yaklaşık 9 milyon geçiş kaydedildi.

23 Mayıs 2003: Türkiye, Kıbrıs Rum vatandaşları için yeni ve kolaylaştırılmış bir vize rejimi uygulamaya başladı.

11 Temmuz 2003: KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş, Ada’daki atmosfere olumlu katkıda bulunabilmek amacıyla Lefkoşa Uluslararası Havaalanı’nın hava trafiğine açılmasını da içeren ilave önlemler teklif eden bir mektubunu, BM Genel Sekreteri Annan’a gönderdi.

24 Temmuz 2003: KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş, Kıbrıs Türk tarafının sınır bölgesinin mayınlardan temizlenmesi konusunu BM ile görüşmeye hazır olduğunu ifade eden bir mektubu BMGS Annan’a gönderdi.

Ağustos 2003: Kıbrıs Türk tarafı, isteyen Rumlara Kuzey’de bıraktıkları taşınmaz mallarının tazmin edilmesi talebinde bulunabilmelerini sağlamak amacıyla Tazmin Komisyonu’nu kurdu. Rum liderliği halkına, sözkonusu Komisyon’a başvurmamaları çağrısında bulundu. Komisyon’a başvuranlar için çeşitli cezalar öngören yasa tasarısı GKRY Parlamentosu’na sunuldu.

25 Mayıs 2004: KKTC makamları, Kıbrıslı Rumların KKTC’yi sadece kimlik kartlarıyla ziyaret edebilmesine imkan veren yeni bir tüzük kabul etti. Pasaport yükümlülüğü kaldırıldı.

25 Mayıs 2004: KKTC makamları Kuzey ile Güney arasındaki mal ihracat ve ithalatına yönelik tüm kısıtlamaları kaldırdı. Böylece iki-taraflı ticaret tamamen serbest hale getirildi.

Ağustos 2004: KKTC ile GKRY arasında doğrudan telefon hattı açıldı.

Temmuz – Ağustos 2004: KKTC Bakanlar Kurulu, Karpaz bölgesinde yaşayan Rumlar için ortaokul açma kararı aldı. Okul 13 Eylül’de hizmete girdi. Güney’den gelen Kıbrıslı Rum öğretmenlerin okulda hizmet vermelerine izin verildi.

2 Eylül 2004: Güzelyurt’taki Ay Mama Kilisesi’nde, 30 yıl aradan sonra ilk kez Rum Ortodoks ayini düzenlendi. Dönemin Başbakanı Talat, KKTC’deki tüm kiliselerde ayin yapma serbestisinin bulunduğunu açıkladı. 2 Eylül günü yapılan ayine çok sayıda Rum katıldı.

12 Kasım 2004: Kayıp şahıslar konusunda bilgi temin ederek Kıbrıs Türk ailelerinin yanısıra Rum ailelere de yardımcı olmak amacıyla Türk kesiminde, Kayıp Şahıslar Komitesi (KŞK)’nın Türk üyesinin ofisi bünyesinde bir “Özel Bilgilendirme Birimi” oluşturuldu.

Ocak 2005: Kayıp şahısların kemiklerinin bulunması amacıyla KKTC’de kazı çalışmaları başlatıldı.

Eylül 2004 ve 2005: KKTC’de yaşayan Rum öğrencilerinin kullandığı okul kitaplarının tarama işlemi Avrupa standartları ile uyumlaştırıldı.

23 Mayıs 2005: KKTC Bakanlar Kurulu, Karpaz’da yaşayan Rum kökenli çocukların ilk, orta ve lise düzeyinde öğrenimlerini sürdürecekleri okulların yasal statüsünü düzenleyen kararı aldı.

30 Mayıs 2005: Türkiye, Kıbrıs’ta her iki tarafa uygulanan tüm kısıtlamaların ilgili tüm taraflarca eşzamanlı olarak kaldırılması çağrısında bulundu. Öneri BM belgesi olarak da yayınlandı.

12 Ağustos 2005: Ara bölgedeki mayınların temizlenmesi konusunda KKTC ile Kıbrıs’ta konuşlu BM Barış Gücü (UNFICYP) arasında anlaşmaya varıldı.

31 Ağustos 2005: Kıbrıs Türk tarafının girişimiyle Bostancı Kapısı karşılıklı geçişlere açıldı. Kıbrıs Rum tarafı, kapının açılması konusunda ciddi engeller çıkardı.

Eylül 2005: Kıbrıs Türk tarafı, 2 Eylül’de bölgenin mayınlardan arındırılmasının tamamlanmasını takiben Lefkoşa kent merkezindeki (Ledra Caddesi) Lokmacı Kapısı’nın açılması için istikşafi çalışmalar başlattı.

Kasım 2005: Türkiye, Kayıp Şahıslar Komitesi (KŞK) tarafından yürütülen çalışmalara 150.000 ABD Doları maddi katkıda bulunma kararı aldı. Diğer taraftan KKTC Bakanlar Kurulu‘nun 8 Kasım 2005 tarihli Bakanlar Kurulu kararıyla, KŞK çerçevesinde ara bölgede kurulması öngörülen antropoloji laboratuvarının tesisi için KKTC tarafından 195.000 YTL tutarında katkıda bulunulması kararlaştırıldı.

25 Kasım 2005: Lokmacı Kapısı’nın KKTC ile GKRY arasında karşılıklı geçişlere açılması çalışmalarına KKTC tarafınca fiilen 25 Kasım 2005 günü başlandı. KKTC makamları tarafından yürütülen çalışmaların desteklenmesi amacıyla, ülkemiz tarafından 500.000 YTL katkıda bulunulması kararlaştırıldı.

Aralık 2005: KKTC sınırları içinde yer alan ve 1974’ten önce Rumlara ait olan mallar için iadeyi, tazminat ödenmesini veya sözkonusu mülkün Kıbrıslı Türklere ait olan ve Güney Kıbrıs’ta bulunan bir gayrımenkulle takas edilmesini öngören Tazmin Komisyonu yasa değişikliği tasarısı, KKTC Cumhuriyet Meclisi'nde 19 Aralık 2005 günü kabul edildi. Yasa değişikliği, KKTC Resmi Gazetesi'nde yayımlandığı 22 Aralık tarihinde yürürlüğe girdi.

4 Ocak 2006: Kara sınır kapısından geçişlere ilaveten, KKTC’ye hava ve deniz yoluyla yapılan girişlerde GKRY ve Yunanistan vatandaşları ile üçüncü ülke uyruğunda bulunan Rum ve Yunan asıllılara yönelik vize uygulaması, KKTC Bakanlar Kurulu kararıyla kaldırıldı.

- Kıbrıslı Rumlar, Türkiye’de düzenlenen uluslararası nitelikli tüm sportif, kültürel ve sosyal etkinliklere katılabilmektedir.