Türkiye´nin Uluslararası Acil İnsani Yardımları

1. Türk halkı insani yardımlar konusunda tarihinden ve kültüründen kaynaklanan güçlü bir geleneğe sahiptir. Bu bağlamda, Türkiye, doğal afetler, savaş, yoksulluk ve toplumsal çatışmalar nedeniyle zor durumda kalan ülkelere yardımda bulunmayı insani bir görev ve uluslararası toplumun istikrarında önemli bir unsur olarak görmektedir.

Bu düşünceden hareketle, ırk, din, dil, cinsiyet farkı gözetmeksizin ihtiyaç duyulan yerlere, süratle ve imkânların elverdiği ölçüde insani yardım ulaştırmaya gayret eden Türkiye, bu doğrultudaki uluslararası çabalara da katkıda bulunmaktadır.

1980’li yılların ortalarından itibaren gıda sevkiyatı şeklinde başlayan insani yardımlarımız, son on yılda ivme kazanarak dünyanın birçok bölgesine yayılmış, ayrıca nicelik ve nitelik bakımından da çeşitlenerek, gıda dışı alanları da kapsar hale gelmiştir.

Başta Türk Kızılayı olmak üzere pek çok sivil toplum örgütümüz de insani yardımlar alanında aktif bir tavır sergilemektedir.

Bu çerçevede ülkemiz ikili düzeydeki insani yardım faaliyetlerine ilaveten, başta BM İnsani İşler Eşgüdüm Ofisi (OCHA), Dünya Gıda Programı (WFP) gibi uluslararası kuruluşlar aracılığıyla da yapmaya gayret göstermektedir. Bu şekilde geliştirilen işbirliğiyle, insani yardımlarımıza uluslararası bir boyut da kazandırılmıştır. Türkiye bu doğrultuda, 1 Temmuz 2014 tarihinde OCHA’ya en fazla gönüllü bağış yapan ülkelerin yer aldığı ve OCHA’nın izlediği insani politikalara şekil vermeyi amaçlayan bir istişare mekanizması niteliğindeki OCHA Donör Destek Grubu’na (ODSG) üye olmuştur.

Küresel İnsani Yardımlar Raporuna göre Türkiye, 2021 yılında gayrısafi milli gelirinin %0,86’sını insani yardım için ayırarak 2015’ten beri sahip olduğu “dünyanın en cömert ülkesi” konumunu sürdürmüştür. Keza, gerçekleştirdiğimiz 5,587 milyar Dolar tutarındaki insani yardımla, ülkemiz 2021 yılında ABD’nin ardından en fazla insani yardımda bulunan ülkeler sıralamasında ikinci sırada bulunmaktadır. 2020 yılında bu veriler, sırasıyla, 8,036 milyar ABD Doları ve %0.98 olarak gerçekleşmiştir.

2. Türkiye’nin son dönemde insani yardımlar alanındaki faaliyetlerinin başlıca belirleyici unsuru Suriye örneğinde olduğu gibi yakın coğrafyasında devam etmekte olan krizlerin insani boyutları olmuştur. Küresel boyuttaki etkileri her geçen gün artan sözkonusu krizler, aynı zamanda ülkemizin mevcut insani yardım sistemi içindeki konumunu da güçlendirmiştir.

Türkiye ayrıca, BM Güvenlik Konseyinin ilgili kararları çerçevesinde, BM yardım ajanslarının Suriye’ye yönelik sınır ötesi insani yardım sevkiyatlarına 2014’ten bu yana destek sağlamaktadır.

Temmuz 2020’de kabul edilen 2533 sayılı BMGK kararıyla ülkemiz BM sınır ötesi insani yardımları için yegane geçiş noktası haline gelmiştir. Son olarak, Temmuz 2022’de görev süresi uzatılan sınır-ötesi insani yardım mekanizması, 2642 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararı temelinde hayata geçirilmektedir.

Cilvegözü sınır kapılarımızdan yapılan yardımlar, Suriye’ye yönelik tüm sınır ötesi insani yardımların tamamını teşkil etmektedir.

3. Türkiye insan kaynaklı kriz ve doğal afetlere yönelik acil insani yardım sağlamaktadır. Ülkemizin yakın geçmişte yaptığı insani yardım faaliyetleri arasında, 2004 sonunda meydana gelen Güneydoğu Asya depremi, 2005’teki Pakistan depremi, 2006’da Lübnan’da yaşanan insani kriz, 2008 yılının sonunda patlak veren Gazze Krizi, 2010 yılında meydana gelen Haiti ve Şili depremleri ile Pakistan’da yaşanan sel felaketi, 2011 yılında meydana gelen Japonya depremi, 2013 yılında Filipinler’de meydana gelen tayfun, 2014 yılında Balkanlar’da meydana gelen sel felaketi ve Gazze’ye yönelik saldırı, 2015’de Nepal depremi ile Irak’taki çatışma kaynaklı insani kriz, 2015 ve 2016’da Yemen ve Libya’daki insani kriz ile 2016’da Makedonya’daki sel felaketi sonrasında gerçekleştirilen yardım operasyonları önemli yer tutmaktadır.

Bu bağlamda, insani yardımlarımız son dönemde de artarak devam etmektedir. 2017 yılında Kolombiya ve Gürcistan’da, 2018 yılında Vietnam, Laos ve Endonezya’da, 2019 yılında Mozambik, Afganistan, Arnavutluk, Bangladeş, Bosna-Hersek, Burkina Faso, Cezayir, Cibuti, Çad, Etiyopya, Filistin, Gambiya, Güney Sudan, Gürcistan, Irak, İran, Kamerun, Kolombiya, Komorlar, KKTC, Lübnan, Moğolistan, Myanmar, Namibya, Nijer, OAC, Özbekistan, Pakistan, Somali, Sudan, Ürdün ve Yemen’de, 2020 yılında Afganistan, Arnavutluk, Bangladeş, Çad, Cibuti, Etiyopya, Filipinler, Filistin, Fiji, Güney Sudan, Kamboçya, KKTC, Kuzey Makedonya, Myanmar, Nijer, Özbekistan, Pakistan, Romanya, Somali, Tanzanya, Tunus, Ukrayna, Ürdün ve Yemen’de, 2021 yılında Bosna-Hersek, Fiji, Guatemala, Güney Sudan, Haiti, Hırvatistan, Honduras, Moğolistan, Mozambik, Panama, Saint Vincent ve Grenadinler, Tacikistan’da, 2022 yılında Afganistan, Brezilya, Irak, Madagaskar ve Pakistan’da meydana gelen sel felaketi, orman yangını, deprem, kasırga, yanardağ patlaması gibi doğal afetler nedeniyle nakdi ve ayni yardımlar gerçekleştirilmiştir.

4. Türkiye, uluslararası insani yardım alanındaki tecrübeleri ışığında, BM liderliğindeki küresel insani sistemin daha adil ve etkin hale getirilmesine yönelik çalışmalara da destek vermektedir. Bir önceki BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon’un şahsi girişimi çerçevesinde tarihte ilk defa olmak üzere, Dünya İnsani Zirvesi (DİZ) Sayın Cumhurbaşkanımızın himayelerinde Devlet ve Hükümet Başkanları düzeyinde 23-24 Mayıs 2016 tarihlerinde İstanbul’da gerçekleştirilmiştir.

Uluslararası örgütler, sivil toplum kuruluşları, akademik camia, özel sektör ve krizlerden etkilenen toplumların temsilcilerinin iştirakiyle çok paydaşlı formatla gerçekleştirilen Zirve, BM Genel Sekreteri’nin 9 Şubat 2016 tarihinde yayımladığı “One Humanity: Shared Responsibility” başlıklı raporu ışığında, küresel insani sistemin mevcut koşullarda karşı karşıya bulunduğu zorlukların aşılmasına yönelik hususların kapsamlı biçimde ve sistemde yer alan tüm aktörlerin katılımıyla ele alınmasını sağlamıştır. Zirve vesilesiyle ülkemizin, insani sistemin içinde bulunduğu sorunlara yönelik çözüm önerileri, sistemin geleceğine dair görüşleri ve bu kapsamda hayata geçirdiği uygulamalar uluslararası toplumla paylaşılmıştır.

180 BM üyesi ülkenin hazır bulunduğu Zirve’ye 55 Devlet ve Hükümet Başkanı iştirak etmiş; ayrıca 60’ı aşkın Bakan ve 40’tan fazla uluslararası teşkilat da Genel Sekreter / Başkan seviyesinde katılım sağlamıştır. Diğer paydaşlarla birlikte Zirveye toplam katılımcı sayısı 9 bine ulaşmıştır. Bu katılım düzeyiyle, DİZ, bir kerede en fazla ülkenin katılım sağladığı, BM merkezi New York dışında düzenlenen en büyük BM Zirvesi unvanını almıştır.