Bugün, tüm bireylerin sahip olduğu vazgeçilmez hakları evrensel düzeye
taşıyarak insan hakları tarihinin bir dönüm noktasını oluşturan Birleşmiş
Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin kabulünün 70. Yıldönümünü
kutluyoruz.
İnsana saygı ve insan haklarının korunması, köklü devlet geleneğimizin,
asırlara dayanan birlikte yaşama kültürümüzün ve hoşgörü anlayışımızın
bizlere bir mirasıdır. Birleşmiş Milletlerin kurucu üyesi olan Türkiye
Cumhuriyeti, bu kültürün mirasçısı olarak, dünyanın dört bir yanında
meydana gelen insan hakları ihlallerine karşı insani ve girişimci dış
politikasıyla yürüttüğü mücadele ile uluslararası topluma örnek olmaya
devam etmektedir.
Uluslararası temel insan hakları sözleşmelerine taraf olan ülkemiz, geride
bıraktığımız yılda da dünyanın çeşitli coğrafyalarında yaşanan insan
hakları ihlalleri ve insani krizlerle mücadele etmek için sahip olduğu
olanakları seferber etmiş, bu alanda uluslararası kuruluşlarla güçlü bir
işbirliği içinde hareket etmiştir.
Beyannamenin kabulünden bu yana geçen 70 yılda uluslararası toplumun
edindiği tecrübeler göstermektedir ki, insan hakları ihlallerinin son
bulduğu ve tüm bireylerin insan onuruna yaraşır şekilde yaşayabildiği bir
düzenin tesis edilebilmesi, birkaç devletin değil tüm uluslararası camianın
ortak irade ve gayretini gerektirmektedir. Bu doğrultuda, tüm devletler,
uluslararası örgütler, sivil toplum kuruluşları ve diğer uluslararası
aktörler işbirliği içinde hareket etmeli, sahip oldukları olanakları insan
hakları ihlallerini önlemek ve meydana gelen ihlallere etkin ve zamanında
cevap vermek yönünde kullanmalıdır.
Milletimizin demokrasiye ve insan haklarına olan bağlılığını tüm dünyaya
gösterdiği 15 Temmuz terörist darbe girişimi gecesinden bu güne
karşılaştığı tüm tehditlerle uluslararası yükümlülüklerine bağlı kalarak ve
insan haklarına saygı anlayışı çerçevesinde mücadele eden ülkemiz,
Olağanüstü Hal döneminin sona ermesi ve Cumhurbaşkanlığı sistemine geçiş
ile girdiği bu yeni dönemde de insan haklarını koruyup geliştirmeyi
sürdürecek, gerek coğrafyamızda, gerekse tüm dünyada huzuru ve barışı hakim
kılma hedefi doğrultusunda çalışmaya devam edecektir.
Bu düşüncelerle, milletimizin ve tüm dünyanın İnsan Hakları Günü’nü en
içten dileklerimle kutluyorum.