SUNUCU- Sayın Bakanım, hoş geldiniz.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Hoş bulduk.
SUNUCU- Konular belli, Gazze’de yaşananlar belliydi, bölgedeki problemler
belli. Londra’dan geldiniz, oradaki görüşmelerle ilgili bugün Sayın
Cumhurbaşkanının gazetelerde açıklamaları da var. Hepsini konuşacağız ama
önce aktüel olan, sıcak olan, canımızı yakan da Gazze’ydi. Birleşmiş
Milletler Genel Sekreteriyle hukukumuz çok yüksek olmasına rağmen kendisine
bile ulaşamıyoruz diye dün Sayın Cumhurbaşkanı bu konuyla ilgili bir
açıklama daha yaptı. İsterseniz Birleşmiş Milletler meselesinden mi
başlayalım, bu konuyla ilgili konuşulacak çok şey var. Genel Sektere hala
ulaşamıyor muyuz?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Esasen Londra’daydık, tabii yoğun bir
program. Genel Sekreterle telefon görüşmesi gerçekleşmedi, ama diğer
taraftan Genel Sekreterin bu olayı net bir şekilde kınaması önemli. Ayrıca,
yarın biz İslam İşbirliği Teşkilatı Zirvesini gerçekleştirirken Cenevre’de
de İnsan Hakları Konseyi toplanacak. Dolayısıyla bu konuda Birlemiş
Milletler’den tabii daha somut adımlar bekliyoruz.
Biz Türkiye olarak gereken tepkiyi de gösteriyoruz, duruşu da sergiliyoruz,
adım da atıyoruz. Fakat tek başına bu Türkiye’nin meselesi de değil, tek
başına Türkiye’nin çabalarıyla olacak bir konuda değil. O nedenle, tüm
aktörleri işin içine katmaya çalışıyoruz, bunlardan bir tanesi de Birleşmiş
Milletler, Birleşmiş Milletler’in buradaki rolü önemli. Bu işin siyasi
boyutu var, siyasi boyutu konusunda Cumhurbaşkanımız kendi muhataplarını
sürekli arıyor. Sadece İslam dünyasından liderler değil, Papa’yı da aradı,
Putin’i arıyor ve diğerlerini de. Biz de aynı şekilde muhataplarımızı
arıyoruz, dışişleri bakanlarını, uluslararası örgütlerin temsilcilerini,
genel sekreterlerini. Ve Başbakanımız da muhataplarını başından beri
arıyor.
Buradaki amacımız, tüm dünyayı bu konu etrafında birleştirmek, herkesi.
Yarın İslam İşbirliği Teşkilatı Zirvesini toplayacağız. Önce dışişleri
bakanları toplantısı Cuma’dan önce, sonra iftardan önce başlayacak bir
zirve ve büyük bir miting, bazı liderler, isteyenler buraya da katılacak.
Diğer taraftan, bugün Arap Ligi Dışişleri Bakanları Toplantısı Kahire’de
gerçekleşiyor ve Cuma günü İnsan Hakları.
Burada tabi güçlü kararların çıkması önemli. Neden önemli? Tüm dünyanın
ABD’ye ve İsrail’e güçlü mesaj vermesi lazım ve bu insanlık dışı özellikle
muamele, oradaki bebeklerin bile öldürülmesi İsrail tarafından, kabul
edilemez bir durum. Ama sadece yarınla yetinirsek, oradan bir karar
çıkacak, olmaz. Sonraki adım, Birleşmiş Milletler Güvenil Konseyine bu
konuyu getirmek. Kuveyt’tin zaten bir adımı var…
SUNUCU- Tekrar getireceğiz oraya yani?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Evet. Güvenlik Konseyine biz üye
olmadığımız için şu anda Kuveyt getiriyor. Fakat biz Güvenlik Konseyi üyesi
ülkeleri de tek tek arıyoruz, Cumhurbaşkanımız, ben, yine Başbakanımız. Bu
sabah İsveç Dışişleri Bakanıyla da görüştük, hem AB bakımından önemli, hem
de İsveç Güvenlik Konseyi geçici üyesi. Ve İsveç’in bu konudaki tutumu
gerçekten takdire şayan, başından beri takdire şayan, o yüzden İsrail de
sürekli İsveç’e de saldırır. Güvenlik Konseyi’nde öyle görünüyor ki yine
ABD veto edecek. Sonraki adım ise Genel Kurul, Genel Kurula getirip ve
burada bir karar çıkartmamız lazım.
Dün Güney Afrika Dışişleri Bakanıyla görüştüm ve kendisiyle yine hem Afrika
Birliği’nde, hem de Birleşmiş Milletler’de işbirliği yapacağız ki Filistin
konusunda yine sesini en çok çıkartan ve zamanında apartheid uygulamaların
en çok çeken bir ülke olarak, halk olarak bugün Filistin acısını en iyi
anlayan. Fakat buralardan karar çıkması önemli değil, artık hesap
verilebilirlik önemli. Yani bu insanlık dışı…
SUNUCU- Bu nasıl olacak Sayın Bakanım? Çünkü dediğiniz gibi orada veto
ediyor, buradaki kuralı uygulamıyor, ki geçen Birleşmiş Milletler kararını
gördük, neredeyse dünyanın yüzde 97’si, 98’si itiraz etti bu duruma.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- İşte bunun uluslararası ceza mahkemesine
götürülmesi gerekiyor ve Filistin tabii bunu götürebiliyor, üçüncü bir ülke
götüremiyor. Biz tüm hukuki adımların ne olabileceği konusunda
incelemelerimizi danışmanlarımızla, hukukçularımızla da yapıyoruz.
Diğer taraftan, yarın Cenevre’de İnsan Hakları Konseyi toplanacak ve burada
soruşturma, yani bağımsız bir soruşturma yapılması için karar çıkacak. Bu
insanlık suçu, yani insanlığa karşı işlenen bu suçun bağımsız bir çalışma
grubu ya da komisyon tarafından incelenmesi gerekiyor ve bu rapor
doğrultusunda da İsrail’in artık hukuk önünde de hesap vermesi gerekiyor.
Bu konuda bugün dünyayı her zamankinden daha fazla kararlı gördük ve bu
önemli. Biz de tabii tüm bu imkanları seferber ederek uluslararası camiayla
beraber, kendi Türkiye olarak yaptıklarımızın dışında, uluslararası
camiayla birlikte hareket ederek artık netice almak istiyoruz.
Ve başka bir boyut ise, sürekli muhataplarımızla da konuştuğumuz, artık
Filistin Devleti’nin herkes tarafından tanınması ve Birleşmiş Milletler’de
artık ülke olarak, bağımsız bir devlet olarak üye olması, yer alması. Şimdi
bir gözlemci statüsü var, evet, bayrağı da çekildi, bu önemli. Ama artık
iki devletli çözüm için dünyanın hiç ara vermeden çaba sarf etmesi
gerekiyor. Umarım bu adımlardan geri dönme olmaz, çünkü ABD’nin
biliyorsunuz baskısı var, tehdidi var, daha önce Genel Kurulda bunu gördük,
fakat buna rağmen de çok etkili olmadılar. Avrupa Birliği içinde birkaç
Doğu Avrupa ülkesi var, onlardan dolayı Avrupa Birliği içinde de bir
huzursuzluk var, rahatsızlık var, ama ona rağmen birliği, bütünlüğü
sağlamaya çalışıyorlar. AB’yle de bu konuda yakın işbirliğimiz var. Bundan
birkaç hafta önce biliyorsunuz Brüksel’de İslam İşbirliği Teşkilatı Genel
Sekreteri, Filistin Dışişleri Bakanı, ben ve İcra Komitesinde olan
ülkelerin temsilcileriyle önemli bir toplantı yaptık, bunu devam
ettireceğiz, bu işbirliğini sürdüreceğiz.
SUNUCU- Uluslararası ceza mahkemesine gidecek olması önemli bir adım, bu
konuda da gelişmeyi takip edeceğiz. Bütün bunlar olurken taibi dünyada şu
algı vardı, Obama döneminde de netti bu Amerikan bakış açısından: 1967
sınırlarına çekilmesi… Doğu Kudüs niye kritik? Çünkü Doğu Kudüs, o
dediğiniz ikili devlet olursa Filistin’in Başkenti olarak kabul edilecekti,
batı da İsrail’in olabilirdi. Bütün bunları altüst eden bir gelişme oldu ve
bu ilişkilerde de bizim İsrail’le ilişkilerimiz ister istemez haklı olarak,
Türkiye’nin haklı eleştirileriyle gerildi. Şu andaki son durum nedir?
Karşılıklı olarak elçiler ve başkonsolosluklar çekilmiş durumda.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Tabi İsrail Büyükelçisi özellikle attığı
tweetlerle ciddi bir tahrik yaptı, dolayısıyla biz Bakanlığa çağırdık…
SUNUCU- Giderken de yolcuğuna dair bir itirazları var ama, bu Türkiye’yle
ilgili mi, kendisi mi bunu tercih etti?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Tamamen kendisiyle ilgili. Karşılıklılık
esası gereği İsrail’de de, bu Türkiye’de VIP’den geçmek için belli bir
ücret ödemeniz lazım, biz bunu artık tüm ülkelere de uyguluyoruz. O ülkeler
VIP’yi açıyorsa bizim bakanlarımıza, üst düzey yetkililerimize, biz de
açıyoruz, para karşılığı açıyorsa para karşılığı, parasını ödeyen
geçebilir…
SUNUCU- Tam mütekabiliyet…
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Tam mütekabiliyet, eğer açmıyorsa da
açmıyoruz. Dolayısıyla İsrail Büyükelçisi pekâlâ parasını ödeyip VIP’den
geçebilirdi.
SUNUCU- Çünkü onlar bize geçerken para mı ödetiyorlar İsrailler?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Elbette, İsrail’de bizim
büyükelçilerimiz ya da bizler VIP’den geçerken, dışişleri bakanları için
genellikle ayrı bir protokol uygulanıyor Viyana Sözleşmesi gereği, ama onun
dışında para ödeyerek geçiliyor. Dolayısıyla büyükelçi VIP’den değil de
normal geçişten gittiği zaman, ister istemez bu prosedürlere uyacak, herkes
uyuyor, vatandaş da uyuyor. Eğer buna tabi olmak istemiyorsan parasını
verip VIP’den geçeceksin. Sanırım burada bilinçli bir geçiş var buradan, ki
beni mağdur ettiler demek istedi. Ama ucuz bir politika bu, tam bunlara
yakışan bir yöntem.
Diğer taraftan, biz tabii Büyükelçimizi istişare için çektik, onlar
göndermediler. Ve bu adımlar atıldı, Washington’daki Büyükelçimiz Serdar
Bey de istişareler için Ankara’ya çağrıldı, dün kendisini gördüm. İsrail
Büyükelçimizi de, yani Tel Aviv’de Büyükelçimiz Kemal Bey de dün geldi, onu
da kabul ettim, görüştüm, değerlendirmelerde bulunduk.
Tabii İsrail’le biz ilişkileri istediğimiz şartlar yerine getirildiği için
normalleştirdik, büyükelçi ataması yaptık. Ama o zaman da biz çok açık, net
söyledik ki, bu ilişkileri normalleştirmemiz sizin Filistin’de, Gazze’de
onların haklarını ihlal eden adımlara sessiz kalacağımız anlamına gelmez.
Kesinlikle burada biz tepkimizi de koyarız, adım da atarız, ilişkilerimiz
de zedelenir, biz bunu zaten en başından söyledik.
Efendim, işte eleştirinin tonu ne olur? Eleştirinin tonu senin orada
yaptığın ihlallerin seviyesiyle orantılı olur. Neticede biz İsrail’in bu
yaptıklarına, ilişiklerimizi normalleştirdik, daha önceki 3 şartımızı
yerine getirdi diye İsrail’in zulmüne göz yumamayız, sessiz kalamayız,
Hükümet olarak da, devlet olarak da, özellikle de milletimiz olarak biz
buna sessiz kalamayız.
SUNUCU- Sayın Bakan, bütün bunları da tabii Amerika Birleşik Devletleri’nin
gözetiminde, onun da aldığı yanlış karar ve desteğiyle, işte Birleşmiş
Milletler’de ya da uluslararası platformlarda desteğiyle yapıyor. Bu konuda
Amerika Birleşik Devletleri de bu olanı biteni yaptı ama, kenara çekildi,
sessizce seyrediyor gibi. Onlarla hiç oradan gelen tepki yok mu? Çünkü
orada güçlü bir medya, güçlü itirazlar, başka görüşler de var bildiğim
kadarıyla. Hatta bizzat İsrail’in içinde de eleştiriler var İsrail’in bu
tutumuna karşı.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- İsrail’in içinde eleştiriler çok,
Londra’daki Museviler de eleştiriyor, yani Siyonist olmayan tüm Museviler
eleştiriyor. Çünkü en ufacık vicdanı olan bir insan, kim olursa olsun hangi
dinden olursa olsun bunu kabullenemez. Dolayısıyla Musevilerin birçoğu da
Amerika içinde de, geçen gün İngiltere’deydik, orada da gördük, bunların
hepsi çok ağır bir şekilde İsrail’i eleştiriyorlar ve Siyonist oldukları
için eleştiriyorlar. Ve bize de diyorlar ki, Türkiye’ye, Cumhurbaşkanımıza,
siz Siyonistlerle Siyonist olmayan Musevileri çok iyi ayırt ediyorsunuz,
teşekkür ediyorlar Cumhurbaşkanımıza. Çünkü doğrusu da bu, bizim
Musevilerle bir problemimiz yok, tarih boyunca biz Musevilere yardım
etmişiz. Bizde antisemitizm yok, bizde İsrail’e tepki var, dolayısıyla
herkes karşı.
Amerika içinde de çok ciddi tepkiler olmaya başladı, çünkü atılan bu yanlış
adım ki Trump’ın tek başına yakın etrafıyla aldığı bir karar, bakanlar
kurulunda da bunu tartıştığını zannetmiyorum. Çünkü daha önce de biliyorum
ki, bakanlar kurulunda birçok kişi bir önceki Dışişleri Bakanı Tillerson
dahil bu adımlara karşıydı. Dolayısıyla ABD nezdinde…
SUNUCU- Hatta elçilik çok daha geç açılacakmış gibi bir şey vardı.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- ABD nezdinde Tillerson’un söylediğine
göre en az 5-6 sene sürerdi, Tillerson öyle söylüyordu. Biz de tabii ABD
nezdinde de tepkimizi koyuyoruz, ABD’nin yaptığı yanlışa biz başından beri
karşı çıkıyoruz, Birleşmiş Milletler’de aldırdığımız karar ABD’nin bu
yanlış adımına karşıydı alınan karar da. Dolayısıyla şimdiden ABD biraz
kenara çekildi, ama ABD içinde sesler yükselmeye başladı, bu da önemli.
İşte bizden de, efendim bizi fazla eleştirmeyin, çok ağır yüklemeyin gibi
böyle beklentiler içinde olduğunu Washington’dan öğreniyoruz. Ama yanlış
adım atacaksın, Ortadoğu barış sürecini tamamen ortadan kaldıracaksın,
yüzlerce masum insanın -daha önceki olaylarda da yine aynı şekilde İsrail
oradaki kardeşlerimizi katletti, çok sayıda şehidimiz var- ölümüne sebep
olacaksın, ne uğruna, ne amaçla? Kime hizmet ediyorsun? Yani burada tamamen
bir dini motif de var tabii, onun detaylarını siz zaten sürekli
yansıtıyorsunuz. Ondan sonra da, efendim bana dokunmayın, biz eleştirmeyin,
zaten ilişkilerimiz gergin; öyle olmaz. Sen de yanlış adım atacaksın, kimle
istişare ettin?
İslam İşbirliği Teşkilatı’nın Zirve Başkanı kim? Recep Tayyip Erdoğan. Sık
sık arıyorsun, görüşüyorsunuz, bu adımı atarken bunun doğru mu olacağını,
yanlış mı olacağını, sonuçlarının ne olacağını istişare ettin mi, danıştın
mı? Başka ülkelerden, yani Müslüman ülkelerden liderlerle görüştü mü,
görüşmedi mi, onu bilmiyoruz. Ama burada görüşülecek ve fikri alınacak bir
kişi varsa, o da birinci düzeyde Cumhurbaşkanımız, aynı şekilde Ürdün Kralı
Abdullah, çünkü Kudüs’ün hamisi, koruyucusu, hizmetkarı Ürdün’dür. Nasıl
Suudi Arabistan’da kutsal mekanların hizmetkarı, Hâdimü'l Haremeyni
Şerîfeyn diyoruz ya, Suudi Arabistan’sa, burada da Ürdün. Dolayısıyla
bunlarla istişare edildi mi? Ben yaptım, ettim olmaz, ben güçlüyüm olmaz.
İran konusunda da aynı şeyi yapıyorlar, ben istediğim kararı alırım olmaz,
olmayacak da. Artık tüm dünya sorgulamaya başladı, güvenilirlik gidiyor.
Avrupa Birliği’nden, Avrupa’dan gelen tepkileri görüyorsunuz. Yani burada
ne olacağı, ne yapılacağı, hangi adım atılacağı bile belli değil, bir
belirsizlik var, dolayısıyla ciddi bir endişe olduğunu görüyoruz. Herkes
bizim kadar dik de duramıyor, bir de böyle bir sorun var, değişik
sebeplerden dolayı. O zaman Türkiye de sesini çıkardığı zaman, kimse
Türkiye niye gür sesini de çıkarıyor da demesin, çünkü biz yanlışın
karşısında olmaya devam edeceğiz.
SUNUCU- Sayın Bakan, bu konuyla ilgili son sorum da, bir de fiili durum var
tabi, Filistinli kardeşlerimizin içinde çok sayıda yaralı var, o
yaralılarla ilgili de girişimlerde bir sorun mu yaşanıyor, şu anda
Türkiye’ye getirilebiliyorlar mı, başka ülkelere gidebiliyorlar mı?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Biz her türlü girişimi yaptık, BM
nezdinde girişimlerimizi yaptık. Fakat hukuk tanımayan, yani insani
değerlerden tamamen uzak bir yönetim anlayışı var orada. Aynı şekilde Recep
Bey, eski Sağlık Bakanımız, şimdi Başbakan Yardımcımız Dünya Sağlık
Örgütü’nün Başkanı kendisinin de yakın arkadaşı, onunla temasa geçti. Yani
tüm çabalarımızı gösteriyoruz. Biz Mısır’dan da aynı şekilde yardım
istedik. Mısır, kendi ülkesine gelmek şartıyla orada tedavi edebileceğini
söyledi. Fakat bu insanları bir an önce oradan alıp, Mısır’da da tedavi
olsunlar, fark etmez, biz karşı değiliz ona, biz rekabet etmiyoruz. Ama çok
sayıda yaralı var, bu insanların bir an önce Türkiye’de veya en yakın
yerlerde hastanelere taşınması lazım. Bu konuda biz hazırız, tüm
hazırlıklarımızı yaptık. Fakat buna bile engel çıkaran bir yönetim var.
Tamamen insanlıktan uzaklaşmış bir durum var, yönetim var maalesef şu anda.
SUNUCU- Buradan da diğer konulara geçmek istiyorum, biliyorum vaktiniz de
çok değil, siz buradan şehir dışına yolculuk yapacaksınız. Dün aktüel bir
gelişme oldu, Hakan Atilla davası sonuçlandı, Dışişleri Bakanlığının bir
açıklaması vardı hemen arkasından, bunu nasıl değerlendirdiğinizi bir de
burada konuşmak istiyorum.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şimdi cezanın azlığı ya da çokluğundan…
SUNUCU- Dolayısıyla beklenenden az oldu diye bir sevinç vardı en azından
sosyal medyadaki tepkilere baktığımız zaman.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Tabii talep edilen ceza miktarına
baktığın zaman öyle. Fakat suçsuz bir insanı 1 gün de tutsan hapishanede, 1
gün de ceza versen haksızlıktır. Neticede başından beri belli, FETÖ’nün
hazırladığı iddianamelerden yola çıkarak Amerika’da, New York’ta yine FETÖ
motifli bir dava açıldı ve FETÖ’ye yakın hakimler-savcılar bunu başlattı ve
bu şekilde de devam etti. Jüri niye karar vermekte zorlandı, jüriye kimler
baskı yaptı? Jüri uzun zaman karar vermedi, neden? Çünkü ortada bir delil
yok. Zaten Rıza Zarrap’ın da mesela Hakan Atilla’yla ilgili hiçbir
suçlaması da olmadı, tamamen siyasi motifli olduğu için, o yüzden 1 gün
bile haksızlık. İstenen miktara, yani talebe göre…
SUNUCU- 30 yıl istedi de 32 ay verdi diye sevinmek…
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Sevinmek bana göre doğru değil, bir an
önce çıkması, gelmesi doğru, önemli, ama suçsuz bir insana 32 ay ceza
vermek de hukuka aykırıdır.
SUNUCU- Bunun devamı açısından da, bu bir suç teşkili açısından da
Türkiye’yle bundan sonraki, çünkü davanın başka boyutları olabilir mi? İşte
Halkbank boyutu var biliyorsunuz, gündeme gelmişti, bunlarla ilgili de bir
işaret anlamına geliyor mu ya da Türkiye’nin bu konudaki hukuki girişimleri
devam edecek mi?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Biz hukuki girişimlerimizi zaten devam
ettiriyoruz, her düzeyde devam ettiriyoruz, diplomatik girişimlerimizi
devam ettiriyoruz. Bize ulaştırılan bilgi belgelerin karşı tarafa
ulaştırılması için gerekeni yapıyoruz. Adalet Bakanlığımız, tabii bankanın
avukatları var, her türlü hukuki çabayı gösteriyoruz. Çünkü burada haksız
bir süreç var, hakkımızı da bizim savunmamız lazım. Geçenlerde iki
vatandaşımız biliyorsunuz cezaevinden çıktı, o vatandaşlarımızın içinde
kafası yarılanlar da var, kim yaptı? PKK. PKK’lıları bir gecede serbest
bıraktılar, bize yakın vatandaşları kaç ay hapiste tuttular, yazık değil mi
bu insanlara, yazık günah değil mi? Böyle bir çifte standart içinde. Ondan
sonra da Türkiye’ye hukuk dersi, yargının bağımsızlığı gibi konularda ahkam
kesmeye çalışıyorlar.
SUNUCU- Yeni Bakan Pompeo ile de görüşmeniz olacak, burada birden fazla
başlık var biliyorum, ama bunlar dâhil neler konuşacağınıza ilişkin
şimdilik kafanızda bir şeyler netleşti mi?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Tabii çalışma gruplarımız var, çalışma
gruplarımız konsolosluk konuları, hukuki konular, onları zaten
sürdürüyorlar. Fakat bizim görüşmemizin en önemli sebebi, Münbiç yol
haritasının onaylanması, daha doğrusu Münbiç’te başlayacak yol haritasının
onaylanması. Ve bu konuda bir ön mutabakat var. Ama Dışişleri Bakanlığı
değişikliği sebebiyle, ABD’de, maalesef bu onay gerçekleşemedi, bizim
düzeyimizde gerçekleşemedi, biraz vakit kaybı oldu. Şimdi 4 Haziran için
bizi davet ettiler, Tillerson daha önce gelmişti, şimdi sıra bizde, gitme
sırası. Dolayısıyla o tarihte gidip bunun onayını inşallah yaparız ve bir
an önce uygulamaya geçeriz. Burada özellikle YPG’nin Münbiç’ten çekilmesi
önemli. YPG’nin sadece Münbiç’ten çekilmesi yetmez, şu anda YPG’nin
kontrolündeki tüm bölgelerin istikrara yeniden kavuşturulması önemli,
buranın güvenliği, kimler yönetecek, elbette ileride siyasi çözüm olduğu
zaman merkezi yönetime entegre edilecek şekilde olması lazım. Burada da en
önemli kriter nüfus yapısı, her şehrin nüfus yapısı ve o şehirde yaşayan
insanlara teslim edilmesi şehrin yönetimi ve güvenliği. O zaman Suriye’nin
siyasi bütünlüğü bakımından da önemli bir ön adımı da atmış oluruz. Yarın
başkalarının eline geçtiği zaman, özellikle YPG-PKK, bunların amacı belli,
bunlar Suriye’yi bölmek istiyorlar. Dolayısıyla bu Amerika’yla atacağımız
adım sadece iki ülke arasındaki ilişkileri biraz olsun normalleştirmeyecek.
Bizim ilişkilerimizi bozan en önemli etken, ABD’nin YPG’ye silah vermesi,
destek vermesi ve sınırımızın hemen ötesinde bir terör koridorunun
oluşturulmasına yardım etmesi. Dolayısıyla bu ilişkilerimizin
normalleştirilmesi için önemli, ama sadece bu yol haritası ilişkilerimizin
biraz olsun normalleşmesine vesile olmayacak, Suriye’nin geleceği için de
çok önemli bir adım olacak.
SUNUCU- Suriye’nin geleceği dediğiniz zaman, birden fazla süreç var.
Türkiye Astana sürecinde bulunuyor, Cenevre görüşmeleri yapılıyor, bir ara
çok hızlı gündeme geldi, ama işte Amerika Birleşik Devletleri sanki
çekilecekmiş gibi duruyordu, aksine bir füze saldırısıyla tekrar orada
başka bir şey oldu. Ama o günden beri de bir sessizlik var takip ettiğimiz
kadarıyla. O bir sonuca doğru gidiyor mu, yoksa bir müddet daha bu
karışıklıklar sürecek mi?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Burada en büyük problem, Cenevre
sürecinin canlandırılamaması. Maalesef Cenevre süreci Astana sayesinde 6
defa toplandı, ama herhangi bir somut adım görmedik. Onun da sebebi belli.
Rejim Cenevre’de herhangi bir konuyu muhalefetle veya diğerleriyle görüşmek
istemiyor. Astana ve Soçi önemli bir işlevi gördü, fakat siyasi süreç için
Cenevre süreci daha da önemli. Fakat orada bir gelişme olmuyor. Rejimi kim
ikna edecek?
SUNUCU- Rusya ve İran büyük ihtimalle.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Rusya ve İran, iki garantör ülke. Eğer
onlar ikna etmezse ya da edemezse, bu sefer rejimi masaya oturmak için kim
zorlayacak? Burada önemli sorular var. Anayasa komisyonu kurulması kararı
verildi Soçi’de ve nerede kurulacaktı? Cenevre’de. Kurulması için anayasa
komisyonuna isimlerin verilmesi gerekiyor. Biz muhalefet adına, muhalefetin
garantörü olarak 50 kişilik bir listeyi De Mistura’ya verdik. Ama henüz
daha rejim bir liste vermedi, ikna edemiyoruz diyorlar. İkna edeceksiniz,
garantörsünüz, sizin desteğinizle ayakta duruyor, benim desteğimle değil. O
zaman bu süreç istenmiyor mu? Batı ülkelerinde de küçük gruplar var
değişik. Fikirdaş ülkeler var, biz de içindeyiz. Onun toplantısını da
Ramazan’dan sonra yaparız. Batı ülkelerinde de tamam terörle mücadele
önemli, ama Cenevre sürecini canlandırmak konusunda tam istediğimiz kıvamda
değiller, onu göremiyoruz. Ama korkarım Cenevre’de bu iş gelişmezse,
adımlar atılmazsa başka bir platforma gidebilir, mesela Astana’ya da
gidebilir. Biz Astana’dayız, önemli bir aktörüz, tüm platformlarda önemli
bir aktörüz, Cenevre’de de. Bizim için fark etmeyebilir, ama çözümün
meşruiyeti bakımından ve tüm uluslararası camianın desteği bakımından
Cenevre’nin artık işlevsel hale gelmesi lazım, bunu da herkese anlatmaya
çalışıyoruz. Ruslara da anlatıyoruz, İran’a da anlatıyoruz, koalisyonun
içindeki Suriye’yle yakından ilgilenen Batı ülkelerine de, Körfez
ülkelerine de anlatıyoruz.
SUNUCU- Yine de biz, beklenti; çatışmanın daha azaldığı, ne olacağını
görmeye çalışan bir Suriye manzarası var herhalde son birkaç aydır.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Tabii burada Türkiye’nin çok önemli rolü
var ve katkısı var, Halep’ten bu yana çok önemli bir rolü var. Astana
süreci, kim ne derse desin bu anlamda çok büyük bir görev yerine getirdi
Astana’daki anlaşmalar sayesinde, ateşkes, çatışmasızlık bölgeleri.
İhlaller oluyor, evet, Doğu Guta’da olanları gördük, kimyasal silah. Ama bu
tür ihlaller her gün her yerde vardı daha önce, şimdi daha sınırlı.
İdlib’teki çatışmasızlık bölgesi ve buradaki bizim gözlem noktalarımız da
Astana’daki yaptığımız anlaşmanın bir neticesidir, uygulamasıdır. Ve 12
gözlem noktasını arkadaşlarımız, Genelkurmayımız kurdu. Kendilerini de
tebrik ediyoruz, kolay şartlarda yapmadılar, çünkü sahada da zorluklar var.
SUNUCU- Tabii.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şimdi amacı ne? İhlallerin önüne geçmek
veya ihlal olursa, hangi taraftan olursa olsun, diğer taraftan rejimden de
olsa, bu taraftan herhangi bir gruptan da olsa bunun tespiti ve bunların
önlenmesi. Çünkü ihlaller önlenirse siyasi süreç de hızlanır. Aksi takdirde
çatışmalar devam ederken siyasi süreç olmaz. Tabii İdlib bölgesinde radikal
gruplar da var, bazı terör grupları da var. Onlar da değişik bölgelerden
özellikle koridorlar açılarak oraya gönderildi silahlarıyla beraber.
Bunların da tabii elimine edilmesi lazım. Yani burada içerideki huzuru
bozacak grupların da burada olmaması gerekiyor. Bu konuda da
istihbaratımız, yine Genelkurmayımız, arkadaşlarımız, biz de destek
veriyoruz, ciddi ve titiz bir çalışma yapıyoruz. Bazı mesafeler de kat
ettik. Çünkü biliyoruz ki burada adımlar atılmazsa, hatta bu adımları
Rusya’ya diyoruz ki beraber atalım, ABD’ye diyoruz ki, diğer aktörlere,
beraber atalım. Aksi takdirde rejim ve destekçileri bu grupların burada
olmasını bahane ederek yarın buralara da İdlib Bölgesine de saldırır, o
zaman tam bir felaket olur, 2 milyondan fazla sivil insan var ve şehirlerde
insanlar yaşıyor. Yani birçok insan ölür Allah korusun. Tüm bunların önüne
geçmek için işte biz risk de alarak gözlem noktalarını da oluşturduk.
Burada diğer faaliyetlerimiz de, buranın istikrar için çalışıyoruz. Tabii
hangi alanda olursa olsun, ister Fırat Kalkanı, ister Zeytin Dalı ister
İdlib’teki gözlem noktalarımız, tüm bu bulunduğumuz bölgelerde de işin
insani boyutunu hiçbir zaman ihmal etmiyoruz. Ve insani yardımlarımızı,
sağlık dahil, su vesaire yiyecek, içecek, her türlü yardımlarımızı da
ulaştırıyoruz. …
SUNUCU- Sayın Bakanım, işte Suriye biraz sakin, düzelir, durulur gibi
olurken İran yaptırımlarıyla ilgili yeni kararlar alındı. Biraz önce
aslında siz de söylemiştiniz, Batıda, Avrupa Birliği’nde çok ciddi
itirazlar var, Türkiye’nin baştan beri bu konuyla ilgili itirazları var.
Sizce bu ne olacak ve Türkiye’yi etkileme ihtimali de var mı?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Bir ülkenin tek başına ben anlaşmayı yok
sayıyorum demesiyle anlaşma yok sayılmaz. Bir ülkenin tek başına ben
yaptırım kararı alıyorum, herkes uysun demesiyle de bu işler artık olmaz.
Birleşmiş Milletler’in yaptırım kararlarına herkes uyar, biz de uyuyoruz.
Fakat ABD’nin tek başına ben yaptırım kararı alıyorum, herkes alsın
demesinden herkes rahatsız, başta Avrupa Birliği olmak üzere. Şimdi biz
temaslarımızı sürdürüyoruz. Avrupa Birliği’yle arkadaşlarımız yakın temas
içindeler, uzmanlarımız da görüşüyor, bizim Bakanlıktan arkadaşlarımız
muhataplarıyla görüşüyor. Bu esasen ABD’nin güvenirliliğini zedeliyor,
imajını zedeliyor. Gerçekten yani bu bölgenin istikrarı bakımından da çok
önemli, çok ciddi bir tehdit oluşturuyor. Şeffaf bir şekilde bu anlaşmanın
uygulanması takip edilsin. Bir önceki yönetim imzaladı diye ben iptal
ediyorum demek olmaz. Devlette devamlılık vardır. Üstelik herkes bunun
faydalı olduğunu düşünürken sen ben bunu faydalı görmüyorum dersen o da
olmaz. Yani ben güçlüyüm, benim dediğim olacak anlayışı, ABD’nin bu
dayatmacı yaklaşımları yüzünden çok ciddi bir şekilde sorgulanmaya başlandı
ve artık direnç de başladı. Ve bu esasen ABD’nin uluslararası camia
üzerindeki o eskiden beri istediğini yaptıran anlayışıyla, eskiden beri
devam eden o nüfuzu ciddi bir şekilde de azalmaya başladı.
SUNUCU- Aslında prestij kaybına uğradı bu hareketler diyorsunuz.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Prestij kaybı oldu evet. Bir iki
kelimeyle söylediniz ciddi bir prestij kaybı var.
SUNUCU- Sayın Bakanım, az vaktimiz kaldığı için son olarak da şunu sormak
istiyorum: Seçime çok az vakit kaldı, bir yandan yine de bu işin bir
parçası gurbetçilerimizdi daha doğrusu yurt dışında yaşayan
vatandaşlarımızdı ama hem vakit daraldığı için kolay olmayacak anladığım
kadarıyla eskisi kadar oy verme potansiyeli görünmüyor. Hem de bir yandan
da sanki bazı zorluklar hala sürüyor. İşte miting yasağıydı, işte bazı
Türkiye’nin adım atılmasının sebebi, seçim nedeniyle adımlarla ilgili
galiba direnç mi var?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Yok öyle çok ciddi bir direnç görmedik.
Zaten Hollanda’yla geçen sene yaşanan sorunu biliyorsunuz 1,5 sene önce.
SUNUCU- Bu yıl daha mı iyi bir şey bekliyorsunuz.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Almanya’dan böyle birkaç ses geldi, ama
genel bir şey değil. Fransızlar aradılar gelebilirsiniz, ama önceden haber
verin. İngilizler keza öyle, diğer ülkelerden de böyle şeyler söylediler.
Avusturya var işte birde edemeyiz diyen Başbakan konuşuyor. Bence hiç gerek
yok yani bu benim fikrim, vatandaşımızı da huzursuz etmeye gerek yok. Zaten
yurt dışında yaşayan vatandaşımız kararını vermiş bugüne kadar da öyle.
İleride belki bu oy verme biçimini de değiştirebiliriz.
SUNUCU- Yeni bir yöntem…
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Daha önce Anayasa Mahkemesi iptal etti
bir girişimde bulunduk. Esasen artık elektronik oya geçmemiz lazım bizim.
Bu güvensiz bir ortam değil, Estonya’da biz bu sistemi inceledik. Tüm
siyasi partilerimiz, Yüksek Seçim kurulumuz gitsin incelesin. Orada oyunuzu
veriyorsunuz, zarfa koyuyorsunuz, elektronik ortamda kimse görmüyor
oyunuzu. Seçim günü sandık kurulu açıyor. Sandık kurulunun açtığını siz
takip edebiliyorsunuz yine. Oyunuzun açılıp sayıldığını da takip
edebiliyorsunuz, oyunuzun kime gittiğini.
SUNUCU- Oyunuzun doğru sayılıp sayılmadığını da.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Tabii doğru sayılıp sayılmadığı
verdiğiniz adaya ya da verdiğiniz partiye gidip gitmediğini de yine takip
edebiliyorsunuz.
SUNUCU- Bu varsa bu garantili bir şey çünkü. Irak’ta oldu bayağı bir
ortalık karıştı biliyorsunuz.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Yani orada cihazda kullanıldı, bu
elektronik ortam herkes kendi kimlik numarasıyla. Bu o gün, biz yaklaşık 3
sene önce Cumhurbaşkanımızla gittik inceledik gördük bize anlattılar. Çünkü
Estonya IT konusunda Avrupa’nın başkenti oldu pilot ülke, biz çok
etkilendik. Fakat daha önce zaten böyle bir girişimimiz olmuştu Anayasa
Mahkemesi iptal etti. Gerekli yasal düzenlemeler yapılır dediğim gibi tüm
siyasi partiler, Yüksek Seçim Kurulundaki üyeler orada da zaten partilerin
üyeleri var. Uzmanlar inceler, buna bizim geçmememiz lazım. Yani
vatandaşlarımızın, yurt dışında özellikle.
SUNUCU- Bunu yurt dışı için öneriyorsunuz değil mi?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Avusturalya mesela. Yüksek Seçim Kurulu
500’ün altında olunca sandık açmamıza izin vermiyor, daha doğrusu
temsilciliğimiz yoksa izin vermiyor. Ben, onların gerekçeleri haklı
olabilir, suçlamak için söylemiyorum. Ama sandık kurduğumuz yerle oradaki
vatandaşlarımızın bulunduğu şehir uçakla 5 saat Avusturalya’da, nasıl
olacak? En az 1000 Avusturalya doları, yazık günah. Ama o vatandaşımızın da
orada yaşayan vatandaşımızın da seçimlerde söz sahibi olması lazım, oy
hakkının olması lazım onu da elinden almamanız lazım. Herkesin, yani hiç
kimsenin şüphe etmediği güvenilir bir sistemle biz bunu başarabiliriz.
Artık dünyada teknoloji nerelere gidiyor. Irak bile elektronik oya
geçebiliyorsa kendi ülkesinde birçok ülkenin geçtiğini görüyoruz, gayet
başarılı bir şekilde işlediğini de görüyoruz. Irak’ta işte Kerkük
bölgesinde bir sorun oldu yeniden sayılması konusunda da talepler oldu biz
de yakından takip ettik süreci. Başbakan İbadi’nin de bu konudaki çağrısı
önemli. Oradaki Türkmen kardeşlerimizin haklarının gasp edilmemesi için ya
da onların mağdur edilmemesi için biz gerekli temasları da zaten
sürdürüyoruz. Fakat benim söylediğim tabii yurt dışında yaşayan
vatandaşlarımız zaten oyunu kullanacaklar. Bosna’da işte Cumhurbaşkanımızın
bir etkinliği olacak önümüzdeki Pazar günü. Onun dışında partiler yurt
dışında kampanya konusunda bir karar almadı, bizim partimiz de almadı,
zaman da kısa belki böylesi daha da iyi.
SUNUCU- Evet vakit de kısa olduğu için, ama anladığım kadarıyla iyi, geçen
seferki gibi bir gerilim yok Avrupa Birliğiyle aramızda ya da bazı
ülkelerle çok özel sorunlar yaşamayacağız. Dediğiniz o Anayasa Mahkemesinin
iptal ettiği yöntemi de tekrar kanun anayasa haline getirilse belki çok
rahat olacak herkes için sorun çözülecek. Orada söylediğiniz ilginç çünkü
oyunun doğru sayılıp sayılmadığını da geriye dönük kontrol edebiliyorsa ki
bu günkü sistemde yok mesela gizli attığımız için zarflar da kapalı.
Aslında oldukça da güvenilir hale gelebilirmiş.
Sayın Bakanım, çok teşekkür ediyorum. Biliyorum yola çıkacaksınız o yüzden
size verdiğim sözün de aslında üzerine çıktık, ama önemli konular vardı.
İlerleyen süreçte tekrar konuk etmek isteriz, çok sağ olun.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Ben teşekkür ederim siz sağ olun.