Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun NTV’ye Verdiği Özel Röportaj, 3 Mayıs 2023 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun TV 100'e Verdiği Mülakat, 24 Nisan 2023 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun A Haber’e Verdiği Özel Röportaj, 10 Nisan 2023 Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Yeni Şafak gazetesine Türkiye Yüzyılı Vizyon Eki kapsamında Verdiği Mülakat, 02 Ocak 2023 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun TV Net’e Verdiği Özel Röportaj, 11 Ekim 2022 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Haber Global’e Verdiği Özel Röportaj, 23 Ağustos 2022 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun TV 100’e Verdiği Özel Röportaj, 27 Temmuz 2022 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun TRT Haber'e Verdiği Özel Röportaj, 21 Temmuz 2022 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun NTV'ye Verdiği Özel Röportaj, 4 Temmuz 2022 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Anadolu Ajansı Editör Masası'na Verdiği Özel Röportaj, 31 Mayıs 2022 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun CNN Türk Tarafsız Bölge’de Verdiği Özel Röportaj, 20 Nisan 2022 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun NTV'ye Verdiği Özel Röportaj, 14 Nisan 2022 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun A Haber'e Verdiği Özel Röportaj, 31 Mart 2022 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun TRT Haber'e Verdiği Özel Röportaj, 10 Şubat 2022 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun NTV’ye Verdiği Özel Röportaj, 7 Eylül 2021, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Frankfurter Allgemeine Zeitung Gazetesi‘ne Verdiği Özel Mülakat, 6 Mayıs 2021 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Oslobodenje Günlük Gazetesi‘ne Verdiği Özel Mülakat, 4 Mayıs 2021 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Nezavisne Novine Günlük Gazetesi‘ne Verdiği Özel Mülakat, 4 Mayıs 2021 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun KANAL 24 ‘e Verdiği Özel Mülakat, 17 Aralık 2020 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Anadolu Ajansı Editör Masası’na Verdiği Mülakat, 30 Eylül 2020, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun CNN Türk “Tarafsız Bölge” Programına Verdiği Mülakat, 16 Eylül 2020, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun TRT Haber’e Verdiği Özel Röportaj, 13 Temmuz 2020, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun CNN Türk “Gece Görüşü” Programına Verdiği Mülakat, 18 Haziran 2020, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun NTV’ye Verdiği Özel Röportaj, 11 Haziran 2020, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun KANAL 24’e Verdiği Özel Röportaj, 3 Haziran 2020, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun DİM TV “İğneli Fıçı Özel” Programına Verdiği Mülakat, 23 Mayıs 2020 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Kanal V Yüksek Tansiyon Programına Verdiği Mülakat, 18 Mayıs 2020 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Akit TV Kanalına Verdiği Özel Röportaj, 12 Mayıs 2020, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun TV 100 Kanalına Verdiği Özel Röportaj, 6 Mayıs 2020, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun NTV’de Yaptığı Açıklama, 18 Nisan 2020
Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun NTV’ye Verdiği Özel Röportaj, 3 Mayıs 2023

SUNUCU- Günaydın. Antalya’dan Aspendos’tan, Roma tarihinin en görkemli yapılarından birinden canlı yayındayız Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’yla birlikte.

Efendim, NTV yayınına hoş geldiniz.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Hoş bulduk.

SUNUCU- Gerçekten çok görkemli, ihtişamlı ve etkileyici bir tarihi yapıda yapıyoruz bu yayınımızı. Üstelik Antalya tabi bir turizm kenti, böyle olunca burada da turistlerin bu yapıya ziyaretleri devam ediyor. Az önce burada bir öğrenci grubu vardı, şimdi çeşitli ülkelerden turistler gelmeye devam ediyorlar.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Los Angeles’tan bile gelen turistler olmuş.

SUNUCU- Evet, biraz önce sohbetinize şahit olduk. O zaman isterseniz oradan başlayalım, bu yapının da ruhunu biraz yansıtabilmek için.

Nasıl Antalya’da durum, özellikle turizm çerçevesinden girersek sohbete?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Biz de burada bu tarihi Aspendos Tiyatrosunda sizi ağırlamaktan, Antalya’da ağırlamaktan memnuniyet duyuyoruz. Tüm Akdeniz’de en çok korunan Roma tiyatrosudur Aspendos, Selçuklular özellikle korumuşlar. Cumhuriyetimiz kurulduktan sonra Atatürk gelip ziyaret etmiş ve burayı tekrar restore edin ve kullanın talimatı vermiş. O günden bu yana bir taraftan farklı etkinlikler için kullanılıyor, biliyorsunuz Aspendos Opera ve Bale Festivalinin 30. yılı bu sene. Diğer taraftan da çok sayıda turist geliyor Aspendos’a ve Antalya’mıza.

Şöyle baktığımız zaman Antalya’mıza Türkiye gelen turist sayısı bakımından; tabi geçen seneye göre, pandemiye göre çok ciddi artışlar var. Çünkü kaynak çeşitliliği oldu, yani birçok farklı ülkelerden turist gelmeye başladı, gelen ülkelerden daha fazla gelmeye başladı. Mesela geçen sene İngiltere üçüncü sıraya yükseldi. Antalya’nın her bölgesine, eskiden Kaş’a gidiyorlardı, şimdi her bölgesine. Gördünüz işte Amerika’dan da buraya turist geliyor, geçen gün Tayvan’dan da bazı turistlerle sohbet etme imkânı oldu, yine Körfez ülkelerinden de geliyor. Bu sene bu ayda bir sıkıntımız var; biliyorsunuz 1 Mayıs Rusya Federasyonu ve eski Sovyetler Birliği ülkelerinde, Bağımsız Devletler Topluluğu ülkelerinde önemli bir bayram. Bizde de biliyorsunuz emek bayramı. Geçen yıllarda buraya çok sayıda Rus turist gelirdi, bu sene Rus turistleri göremiyoruz, az sayıda Rus turist var. Onun da sebebi; muhalefetin sorumsuzca biz seçilirsek 14 Mayıs’ta Rusya’ya karşı yaptırım uygulayacağız. Dolayısıyla buraya gelip de uçaklarının kalkmama riski ve dolayısıyla ülkelerine geri dönmeme riskiyle, Avrupa’da karşılaştılar bu sorunlarla, o sebepten dolayı ilk defa Mayıs ayında normal geçen yıllarda gelen Rus turist sayısının çok altında Rus turist var. Ama Almanya, Avrupa, diğer ülkelerden ve dünyanın her yerinden gelen turist sayısında artış devam ediyor.

SUNUCU- Yani seçim sürecinin ve bu dönemdeki tartışmaların hem turizme, hem dış politikaya yansımalarını da böylece görmüş olduk, ilk adımlardan biri bu gibi görünüyor.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Maalesef sorumsuz açıklamalar sebep oluyor. Her şeyden önce tarafsızlığı bozmanın Türkiye’ye ne faydası var? Herkesin imrendiği, Türkiye’yi çok saygın bir konuma getiren bu tarafsızlık denge politikamızın bozulmasının bize hiçbir faydası yok. Dolayısıyla daha öncesinde bile görüyorsunuz zararını görüyoruz.

SUNUCU- Bu sorular içerisinde dış politikaya yönelik muhalefetin eleştirileri ve sizin buna yanıtlarınızı da alma fırsatı bulacağız, ama hızla dış politika başlığındaki konulara geçelim.

Şimdi beklenen önemli başlıklardan biri Suriye, Suriye’yle normalleşme süreci. Dörtlü toplantılar marjında yeni bir sistem oturtuldu ve böyle devam ediyor. Seçimden önce dışişleri bakanları seviyesinde dörtlü toplantı olacak mı, buradan başlayalım?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Pek muhtemel. Daha önce hazırlık toplantıları yapıldı, zaten bir yol haritası çerçevesinde yapılıyor tüm görüşmeler. İstihbarat ve savunma bakanları toplantısı, teknik düzeyde toplantılar, özellikle sahada güvenliğin artırılması, terörle mücadele gibi konular detaylı bir şekilde ele alınıyor bu konularda iş birliği. Diğer taraftan dışişleri bakan yardımcıları toplantısı da yapıldı. Şimdi Ruslardan tarih önerileri geldi, herhalde 10’unda, 10 Mayıs’ta böyle bir toplantı gerçekleşecek. Şu anda İran Cumhurbaşkanı Reisi bir Afrika turuna çıkacakmış, dolayısıyla İran’dan kimin katılacağı tam netleşmedi. Bakan izin alıp mı gelecek ya da başka bir arkadaş mı gelecek o netleşmedi, ama öyle görülüyor ki 10’unda bu toplantıyı gerçekleştireceğiz.

SUNUCU- Adres yine Moskova.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Moskova, Moskova’da planlanıyor.

SUNUCU- Daha önceki toplantılardan sonra Şam Yönetiminden gelen, ısrarla gelen bu normalleşme süreci adını koymuyoruz biz bu sürece, çünkü bizim istediğimiz önce Türk askerinin bu topraklardan çekilmesi açıklamaları var. Bu açıklamalar, bu süreci nasıl etkiler, baştan bir baraj koymuş olmuyorlar mı?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Rejim sadece toplantılardan sonra değil öncesi de söylüyor, yine farklı vesilelerle söylüyorlar, açıklamalarını bunu görüyoruz, ama biz bunun gerçekçi olmadığını söylüyoruz. Her şeyden önce, bu Suriye rejimiyle angajman konusunu da bir normalleşme olarak değerlendirmek de doğru değil. Bu bir angajmandır, bu bir diyalogdur, neler yapabileceğimizi konuşuyoruz, nasıl iş birliği yapabileceğimizi konuşuyoruz. Sonuçta burada birlikte…

SUNUCU- Ben şunu vereyim, belki kullanırsınız.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Bu sene bahar mevsiminde Antalya’mız hafif rüzgârlı, son 3 senedir bu aylarda hava sıcaklığı normal mevsimin altında. Geçen sene Mart ayında biliyorsunuz Antalya Diplomasi Forumu’nu gerçekleştirmiştik, bayağı 10 derecenin altındaydı gündüz, soğuk bir Mart’tı, bu sene de fena değil. Geçen gün dağlara da kar yağdı, yağsın, daha iyi, yağmur da yağsın, bereket.

Sonuçta bu diyalogun, iş birliğinin önemi ortada. Burada bir önkoşulla bu toplantılara, müzakerelere, görüşmelere devam edilmesinin mümkün olmadığını söyledik. Daha doğrusu bu önkoşulla bir yere varılamayacağını söyledik biz, rejime de söyledik, Suriye’ye de, İran’a da aynı şeyi söyledik. Burada nedir amacımız; birincisi kalıcı bir istikrar ve barış. Kalıcı bir istikrar ve barışın bugün önündeki engel Türkiye değil ki, Suriye içinde çok mesele var. Özellikle de BM Güvenlik Konseyi kararı çerçevesinde, 2254 no’lu karardan bahsediyorum, bir yol haritası üzerine müzakereler başlamıştı. Ülkeyi seçime götürecek, tıkandı gitti. Önce bunu bir canlandırmak lazım, sonuç odaklı hale getirmek lazım, yani buralardan sonuç almak lazım. Oturup konuşup, işte Astana’da da bir araya geliyoruz, bazen esir takası, bazen başka konular, Anayasa Komisyonu kuruldu, 8 turda hiçbir şey olmadı. Bir gün iyi başlıyor, başlangıçta olumlu açıklamalar, ertesi gün, 2 gün sonra, özel temsilci toplantıyı kapatmak durumunda kalıyor. Buradan bir netice almak lazım, ikincisi terörle mücadele, terör örgütleri, işte DAEŞ, aynı şekilde YPG-PKK, bunlar Suriye’yi bölmek istiyor, buna karşı birlikte mücadele etmemiz lazım. Bizim Suriye’nin sınır ve toprak bütünlüğüne desteğimizi Suriye rejimi de biliyor, muhalefet de biliyor, herkes biliyor. Bizim Suriye topraklarında gözümüz yok. Diğer taraftan, Suriyeli göçmenlerin gönüllü bir şekilde Suriye’ye dönmesi, yani güvenli bir şekilde dönmesi de önem arz ediyor rejimin kontrol ettiği yerler başta olmak üzere ve insani yardımların da kesintisiz bir şekilde devam etmesi lazım. Bu anlamda rejimle bu formatta ikili-dörtlü diyalog önem arz ediyor, ama aynı zamanda uluslararası toplumla da iş birliği gerekir özellikle Suriyelilerin geri dönmesi ve insani yardımlar konusunda.

SUNUCU- Bu şartlar altında askerin çekilmesi, gündeme gelecek başlıklardan biri değil, zaten o aşamada değiliz diyorsunuz.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Yok, hayır, yani bu bir yol haritası neticesinde atılacak en son adımlardan birisi olur ancak. Buralar istikrara kavuşmadan nasıl olacak, şimdi rejimin buraları ele geçirme ya da yönetme kabiliyeti şu anda var mı, maalesef yok, çünkü çok parçalı bir Suriye’yi görüyoruz. Bu boşluğu kim dolduracak, terör örgütü dolduracak. Dolayısıyla o daha önce bizim engellediğimiz terör koridoru oluşturma sözü var. Bizim muhalefet de diyor ki, adına Millet İttifakı dedikleri, milletin değerlerinden uzak, diyor ki biz buralardan çekileceğiz, çekildiğimiz an buralara teröristler gelecek, terör örgütleri, zaten HDP’ye verdikleri galiba sözlerden bir tanesi bu, öyle görüyoruz açıklamalardan. Bu görüşmelerle ilgili detaylı bilgi alamadığımız için, ama iki taraftan verilen sözler ve taahhütlere baktığımız zaman açıklamaya, böyle. Buranın tekrar bir terör koridoru olması riski var, dolayısıyla bizim buradan çekilmemiz demek, rejimin buraya tam hâkimiyet sağlayacağı anlamına gelmez. Diğer taraftan burada ılımlı muhalefetle de bir diyalog angajmanı olmadan bunun mümkün olmayacağını da bilmeleri gerekiyor, çok ciddi çatışmalar olur, burası kan gölüne döner tekrar. Bizim terör örgütlerinin buraya gelmesine müsaade etmemiz mümkün değil, ayrıca bu belirsizlik ortamında Türkiye sınırlarına çok sayıda göçmen gelir, yani bu da kaçınılmaz. Dolayısıyla bu çok riskli bir şey, muhalefetin sözleri de riskli, rejimin bu, buradan Türkiye önce çekilsin sonra görüşelim yaklaşımı gerçekçi bir yaklaşım değil.

SUNUCU- Şimdi yeni göçmen riski bir tarafta kapıda dururken eğer Türk askeri çekilirse, bir taraftan da Türkiye’nin içindeki sığınmacılar artık siyasetin de bir malzemesi konusu haline geldi bu başlık, Yerel Seçimde de gördük, bu seçimde de görüyoruz. Millet İttifakı liderleri, özellikle cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu, bu 2 yıl içinde sığınmacıları Türkiye’den kendi istekleriyle göndereceğini söylüyor. Sizin de böyle bir planınız var mı sığınmacılarla ilgili?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Ben de onu anlatmaya çalışıyorum, şimdi bu angajmanın Suriye yönetimiyle girdiğimiz bu diyalog ve angajmanın zaten hedeflerinden bir tanesi bu, bu insanların güvenli bir şekilde Suriye’ye döndürülmesi. Biz 550 bin Suriyeliyi güvenli bölgelere döndürdük, onlar orada huzur içinde yaşıyorlar, hatta rejimin kontrol ettiği yerlerden birçok insan oralarda herhangi bir hizmet olmadığı için ya da ciddi sıkıntıları olduğu için bu güvenli bölgelere akın ediyorlar. Sonuçta güvenli bölgenin dışından gelen Suriyelileri de evlerine, şehirlerine döndürmemiz lazım, bunun için de rejimi bir kere bir af ilan etti, ama can güvenliği konusunda teminat vermesi lazım. Bunun çok iyi şekilde BM ve ilgili uluslararası kuruluşlar tarafından gözetlenmesi, denetlenmesi lazım. Dönen insanlara yine her türlü hizmetin, temel hizmetlerin verilmesi lazım. Bunu şu anda rejim yapabilecek durumda mı, hayır. Ülkenin içinde bulunduğu şartlardan dolayı yapamıyor, yani bunun birçok boyutu var. İşte bunları istifle, kamyonlara-tırlara gönder, aç kapıyı geri at, ne olursa olsun anlayışıyla olmaz bunlar, yani böyle bir geri gönderme olmaz. İnsana yakışır bir şekilde, karşı tarafla da diyalog ve iş birliği şeklinde, uluslararası toplumun da desteğini alacak bir yöntemle bunların geri dönmesi gerekiyor, bizim de zaten şu anda yaptığımız o. Yani muhalefet şu anda bizim yaptığımız ve yapmakta olduğumuz şeyleri taahhüt edebilir, ama sizin söylediğiniz bir nokta var, seçim öncesi tabii siyasi partilerin bunu özellikle popülizm içinde gündeme getirmesi ve farklı yöntemler uygulayacağız demesi de doğru bir yaklaşım değil.

SUNUCU- Bir başka konu, son dönemde dikkatle takip ettiğimiz Sudan’da yaşanan iç çatışmalar. Tahliyeler tamamlandı, sadece Türk vatandaşları değil diğer ülkelerden yardım isteyenlerin de ülkeden çıkışı sağlandı. Şimdi orada merak edilen iki nokta var, bir, bizim orada hala faaliyet veren bir hastanemiz ve o hastanedeki personelin durumu, iki, büyükelçilik. Bunlarla ilgili yeni bir planlama var mı?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Teşekkürler.

Biraz önce rüzgârdan dolayı uçuşan belgemizdi aslında, Sudan’la ilgili bilgileri içeriyordu, hemen oradan size son rakamları vereyim. Biz bugüne kadar Sudan’dan 2 bin 61 kişiyi tahliye ettik, bunlardan bin 763’ü kendi vatandaşımız, 298’i 22 farklı ülkenin vatandaşı. Mısır üzerinden 48 mühendisimizi tahliye ettik, Sudi Arabistan üzerinden yine 59 vatandaşımızı, yani Port Sudan’dan gemiyle karşı tarafa gönderdik Cidde’den uçaklarla Türk Hava Yolları’yla getirdik. Yine Port Sudan’dan askeri uçaklarımızı da gönderdik biliyorsunuz, 394 vatandaşımızı getirdik. Yine Hartum’dan da 82 vatandaşımızı hani o bir kurşun alma şeyi vardı, uçağımız sonra hasar tespiti yapıldı, oradan Mısır’a uçtu, Mısır’dan daha kapsamlı bir bakımla ülkemize döndü. Diğer bir uçağımız da 82 vatandaşımızı –iki uçak inmişti oraya- alarak döndü. Şu anda biz bu tahliyeleri tamamladık, dönmek isteyen her vatandaşımızı. Tabii birçok vatandaşımız orada özellikle Hartum’da kalmak istediklerini veya ülkenin başka bölgelerinde kalmak istediklerini söylediler. Nyala’da Sağlık Bakanlığımız işlettiği bir hastanemiz var, bu arada tabii sağlık personellerimiz var, doktor, diğer personelimiz. Bunlar da tabii ciddi bir böyle şey oldu, paniklediler ister-istemez, bu kadar şiddetli bir çatışmanın olduğu yerde paniklememeleri mümkün değil. Şimdi bir nöbet değişimi üzerinde Sağlık Bakanlığı’yla çalışıyoruz ve bir ekibi gönderip diğer bir ekibi Türkiye’ye oradaki ekibi getirmeyi düşünüyoruz. O bölgede yine bazı vatandaşlarımız var, gelmek isteyen vatandaşlarımızı da bu şekilde buraya getireceğiz, ama…

SUNUCU- Bunun takvimi belli mi?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Bunun takvimi şu anda belli değil, Sağlık Bakanlığımızla görüşüyoruz, yine Milli Savunma Bakanlığımızla da görüşüyoruz, askeri bir uçakla buraya yeni sağlık personelini göndereceğiz. Ama tabii şu anda sahadaki şartları da çok iyi takip ediyoruz, yani sahada çatışmalar devam ederken tahliye yapmak mümkün değildi, daha doğrusu çok riskliydi, çünkü çok sayıda insan da serseri kurşunlarla vefat etti, yaralandı, bizim vatandaşlarımızdan da 1-2 tane yaralanan da oldu. Bizim büyükelçiliğimizin camına kurşun isabet etti, yine büyükelçiliğimizin gittiği konvoyda bir aracımıza yine kurşun isabet etti, ama bunların hepsi bizim misyonlarımıza ya da araçlarımıza yönelik saldırılar değildi, sokak çatışması bu. Özellikle bizim büyükelçiliğimiz olduğu bölgede çok ciddi çatışmalar var, dolayısıyla şu andaki yönetim, geçici hükümeti bize Port Sudan’a geçici olarak büyükelçiliğimizin taşınmasında fayda var dediler, çünkü ateşkese uyulmuyor, bu önümüzdeki süreçte çatışmaların daha da artacağı anlamına geliyor. Vatandaşlarımız hiç panik yapmasınlar, biz dönmek isteyen her bir vatandaşımızı ülkemize getirmek için bugüne kadar olduğu gibi, Afganistan’da olduğu gibi, pandemi döneminde olduğu gibi, yine Ukrayna’da olduğu gibi, Sudan’da olduğu gibi getiririz. Dolayısıyla hizmet vermeye devam edeceğiz, şimdi bunu bir değerlendiriyoruz, Sayın Cumhurbaşkanımıza da arz ettik, ilgili kurumlarımızla, istihbaratımızla da değerlendiriyoruz.

Port Sudan üzerinden de zaten havaalanı işlemeyeceğine göre artık bundan sonra zaten tahliyelerimiz olursa Port Sudan üzerinden vatandaşlarımızı getirmeyi de planlıyoruz. Orası daha güvenli, çatışmaların olmadığı bir bölge. Sonuçta bu ateşkesi nasıl tesis edebiliriz, çatışmaları nasıl durdurabiliriz. Cumhurbaşkanımız hem El-Burhan’la, hem de Hemedti’yle görüştü, ben de Hemedti’yle görüştüm. Dışişleri Bakanı Ali kardeşimle de görüştük. Daha önce geçiş hükümetini oluşturan anlaşmanın imzalanmasında Etiyopya’nın çok büyük rolü vardı, Abiy Ahmed’in, Başbakan, hatta Nobel ödülü aldı biliyorsunuz. Sonuçta Etiyopya’nın şimdi bize bir teklifi oldu Cumhurbaşkanımızın da bu temaslarından sonra, Sudan’da her kesimin size saygısı var, Türkiye’ye saygısı var, çünkü Türkiye taraf tutmuyor, Türkiye, kardeş Sudan halkının huzurunu ve refahını arzu ediyor. Başka ülkeler gibi Sudan’ın iç işlerine karışma anlayışımız yok bizim, bazı ülkeler gibi diyelim. Şimdi Bakan Yardımcımız Burak Akçapar Bey, Addis Ababa’da, Etiyopya’da, onların da daveti üzerine. Hem Afrika Birliği’yle, hem de Etiyopya tarafıyla görüşüyorlar. Ayrıca, Sudan tarafıyla da temastalar birlikte. Yani burada Afrika Birliği ve Etiyopya’yla birlikte Sudan’da bir kalıcı ateşkes için çaba sarf ediyoruz. İleri günlerde daha üst düzey temaslar da olacaktır, telefon görüşmelerimizin dışında yüz yüze görüşmeler de olacaktır.

SUNUCU- Büyükelçiliğin taşınması kararı henüz verildi mi bu karar?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Sudan tarafı böyle bir öneride bulundu, çünkü bizim büyükelçiliğin, büyükelçiliklerin olduğu bölgede her iki tarafta mevcut ciddi çatışmalar var. Port Sudan’da bir yer temin edeceklerini söylediler, biz yani kararı verdik aslında, böyle bir risk alamayız, çünkü çatışmalar daha da tırmanırsa buradan çıkmak da zor olabilir. Geçici olarak Port Sudan’a taşımayı düşünüyoruz. Ukrayna savaşının biliyorsunuz ilk birkaç haftasından sonra şiddetlenince, yine misyonlarımızı hemen sınıra doğru kaydırmıştık, daha sonra özellikle Kiev’deki kuşatma sona erince de tekrar büyükelçiliğimiz geri döndü. Ama büyükelçiliğimizi kapatmıyoruz, arkadaşlarımız orada ve tüm vatandaşlarımıza her türlü hizmet vermeye devam edecek.

SUNUCU- Yer değişikliği olacak sadece.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Sadece yer değişikliği.

SUNUCU- Yer değişikliği olacak sadece.

Tahıl Koridoru Anlaşmasında durum merak ediliyor Sayın Bakan. 18 Mayıs’a az bir süre kaldı, Rusya’nın tahıl ve gübre satışı için ödemelerde bir Türk bankasının devreye girmesi önerisi gündeme gelmişti, bu konuda yeni bir adım var mı? Bu hafta sonu savunma bakan yardımcıları düzeyinde yeni bir toplantı olacağı bilgisi de geldi. Buradan bir sonuç çıkar mı?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Gayretler devam ediyor, buradan bir sonuç çıkmasını arzu ediyoruz. Ama burada esas problem, şu anda Rusya’nın 60 günlük uzatmasının sebebi, Rusya’nın ihracatındaki sorunlar devam ediyor, bunlar ciddi sorunlar. Burada samimi çaba var, Genel Sekreter çok samimi bir şekilde çaba sarf ediyor, biz de kendisiyle çok yakın iş birliği içinde çalışıyoruz ve destekliyoruz. Bizim de ilave çabalarımız var, Sayın Cumhurbaşkanımız bu yoğun seçim döneminde bile bu konuda biliyorsunuz çaba sarf ediyor.

Diğer taraftan, Rusya Tarım Bankası’nın SWIFT sistemin tekrar dahil edilmesi gündemde, bununla ilgili de bazı görüşmeler devam ediyor. BM Genel Sekreterinin açıklamasını da herhalde izlemişsinizdir. Ayrıca, bu banka SWIFT sistemine dahil edilse bile bu banka üzerinden Batılı şirketlerin çalışma konusunda çok hevesli olmadığını da görüyoruz, bunu İngiltere, Amerika da söylüyor, Genel Sekreter de söylüyor. O nedenle Genel Sekreter bir Türk bankasıyla çalışalım teklifinde bulundu, Sayın Cumhurbaşkanımıza da arz ettik. Bizim bankalarımızla yönelik herhangi bir tehdit oluşmayacaksa, oluşmayacağına dair bir garanti verilirse, biz destek olabileceğimizi söyledik. Sonra Bankalar Birliği Başkanı Ziraat Bankası Genel Müdürümüzü aradık ve daha sonra Bankalar Birliği Ziraat Bankası’ndan bir uzman arkadaşın bilgilerini verdiler ve Genel Sekreterlikle onları temas geçirdik, şu anda o teknik detayları görüşüyorlar. Yani bir taraftan Rus Tarım Bankası’nın SWIFT sistemine dahil edilmesi, bir taraftan da eğer şartlar olursa bir Türk bankası üzerinden, belki Ziraat Bankası üzerinden böyle bir katkı sağlanması konuşuluyor.

Elbette bu sorun karmaşık bir sorun. Bir taraftan da biliyorsunuz Rusların Odesa Limanı üzerinden amonyak ihracatı vardı, bu boru hattının tekrar açılması da gündemde. Başka konuları da bu işin içine katmaya çalışıyorlar müzakerenin, biz onları ayrı tutmaları gerektiği yönünde her iki tarafı da ikna ediyoruz Gerek Genel Sekreter, gerekse Sayın Cumhurbaşkanımız Putin ve Zelenski’yle görüşmelerinde bunları gündeme getiriyor. Şu anda tam bir garanti yok, ama ciddi bir çalışma var, netice alabileceğimizi umut ediyorum ben.

SUNUCU- Şimdi hem dış politikayla, hem seçimle çok bağlantılı bir başlığa geçelim, Avrupa Birliği’yle ilişkiler.

Şimdi son dönemde Avrupa Birliği’yle ilişkiler bir vize sorunu başlığında geldi, oraya tıkandı gibi görünüyor karşılıklı olarak. Kaldı ki bu da yine bir muhalefet vaadine dönüştü, bir aday vaadine dönüştü daha doğrusu Kılıçdaroğlu tarafından, 3 ay içinde vizesiz Avrupa Birliği vaadi.

Şimdi öncelikle bu Türk vatandaşlarına vizeyle ilgili çıkarılan engeller konusundaki girişimlerden somut bir sonuç alabildik mi?

İkincisi, bu 3 ay içinde vizesiz Avrupa vaadi ne kadar gerçekçi?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şimdi niye vize ön planda? Vatandaşa da sorduğunuz zaman, niye Avrupa Birliği’ne üye olmak istiyoruz diye sorulduğu zaman da büyük bölümü vize serbestisinden dolayı diyor. Oysa Avrupa Birliği’yle ilişkilerimizde bir tıkanma var. Sadece 16 fasıl açıldı, daha 20 fasıl var, bir tanesi geçici olarak kapatıldı, eğitim faslı. 8 tane fasıl AB Komisyonu tarafından bloke edildi, 6 tane fasıl Rum Kesimi tarafından bloke edildi, bunların bazıları aynı fasıllar, dolayısıyla yıllardır süren bir tıkanıklık var. Ve bu göç mutabakatı ya da ortak deklarasyonunda birçok vaatler vardı, fasılların açılması dahil, açılmadı. Vize serbestisi de yine bu vaatlerden bir tanesiydi, daha doğrusu vaat değil taahhüttü, yani Avrupa Birliği’nin taahhüdüydü. Gümrük Birliği Anlaşmasının modernizasyonu Avrupa Birliği’nin bir taahhüdüydü. Avrupa Birliği bugüne kadar sözünde durmadı.

Şimdi vize serbestisine dönecek olursak, 66 kriteri yerine getirmişiz, 72 kriterden 66’sını, geriye kaldı 6. Aslında baktığımız zaman bir tanesi Geri Kabul Anlaşması, bu yürürlükteydi, vize serbestisini bilinçli olarak geciktirdikleri için, bizimle konuşmaya, geri kalan kriterleri müzakere etmeye yanaşmadıkları için, bizi oyalamaya kalktıkları için biz Geri Kabul Anlaşmasını uygulamasını askıya aldık, dolayısıyla bu olabilecek bir şey. İnterpol’le iş birliği konusunda sona doğru geldik, bir de adli iş birliği var. Burada Rum Kesimi’yle tanımadığımız için doğrudan değil Avrupa Birliği üzerinden olabileceğini söylüyoruz.

Diğer taraftan, siyasetin saydamlığı, işte GRECO tavsiyeleri var Avrupa Konseyi’nin, şeffaflık, ondan sonra diğer Siyasi Partiler Kanunu gibi önemli bir madde var, bunun için de kapsamlı bir Siyasi Partiler Kanunu gerektiriyor.

Diğer bir konu ise, kişisel verilerin paylaşılmasıyla ilgili konu, burada Avrupa Birliği’yle henüz bir mutabakata varmış değiliz.

Ama en önemli konu, Terörle Mücadele Kanunundaki değişiklik talepleri, burada da henüz Avrupa Birliği’yle mutabakata varmış değiliz. Burada tabi İçişleri Bakanlığımızla bizim Adalet Bakanlığımızın bu olası değişiklikler konusunda da bunun Meclisten geçirilmesi, daha sonra nasıl yorumlanması da tabi önemli özellikle yargı bakımından. Ama burada Avrupa Birliği’yle bir mutabakata varamadık, Avrupa Birliği bunları müzakere etmeye yanaşmıyor uzun zamandır, 4-5 senedir. Bu kriterler azaldıkça onlar da geri çekilmeye başladılar, burada da samimi olmadıklarını görüyoruz.

Şimdi Sayın Kılıçdaroğlu sonuçta Türkiye’nin tek taraflı bir tasarrufu olmayacağı için nasıl bir vaatte bulunabiliyor? Bana göre boş bir söz, sana söz gibi boş bir sözdür bu. Sonuçta burada Avrupa Birliği’nin karar vermesi lazım. Avrupa Birliği’nin son 7-8 aydır Türk vatandaşlarına vize verme konusunda çıkarttığı zorluklar da ortada, dolayısıyla bunu kasıtlı yaptığını da biliyoruz. Burada Avrupa Birliği Kılıçdaroğlu’na bir söz verdiyse, siz gelirseniz işte vize serbestisini 6 kriteri de gerçekleştirmeden temin edeceğiz diye söz verdilerse onu bilemem. O zaten bizim her zaman söylediğimiz, yani kasıtlı bir şekilde vize problemi çıkarıyorlar diyoruz ya, onu teyit eder. Söz vermedilerse nasıl garanti verecek? Yani sonuçta bunu bence siyaset üstü bir mesele olarak düşünüp Avrupa Birliği’nin bu konudaki siyasi engelleri bir kenara bırakıp teknik olarak bizimle çalışmasını sağlamamız lazım. Samimi olması gerekiyor Avrupa Birliği’nin bu konuda.

SUNUCU- Onun için de tabi seçim önemli bir aşama olacak, yurt dışında oy verme işlemleri devam ediyor.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Seçim önemli bir aşama olacak derken, yani biz kazanırsak o sorun devam edecek anlamında mı diyorsunuz, muhalefet kazanırsa?..

SUNUCU- Yok, hayır, ben öyle bir şey söylemiyorum. Yani seçim sürecini hepimiz izleyip göreceğiz manasında söylüyorum.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şimdi tabi şu bir gerçek: Seçim sürecinde tabi bu tür adımlar atılmaz. Neden atılmaz? Ama sadece seçim sürecinde değil, öncesinde özellikle engellediler. Seçim zamanında atılacak her bir adım iktidara muhalefet destek gibi algılanır, ama bizim Avrupa Birliği ve tüm uluslararası toplumla tüm müzakerelerimiz, görüşmelerimiz her şey şeffaf.

Sayın Kılıçdaroğlu’nun 300 milyar dolar getireceğim sözü de şeffaf değil. Nereden, kim söz verdi? Faiz oranı kaç olacak? Onlar uygun kredi mi, hibe mi? Böyle ekonomiyle ilgili ciddiyetsiz açıklamalardan sakınmak lazım, varsa bir plan nasıl getireceğinizi, nasıl şimdi deprem için yurt dışından alabileceğiniz krediler için Dünya Bankası, BM Kalkınma Programı, Avrupa Birliği’yle Strateji Bütçe Başkanlığımızın bir rapor hazırlaması gibi ciddi bir temel üzerinde olur. Ve tüm bu alınacak kredi ve hibelerle ilgili de biliyorsunuz Hazine Bakanlığı’nda bir fon kuruldu, onun üzerinden şeffaf bir şekilde depremzedeler için kullanacak. Böyle şeffaf ve ciddi olmak lazım, öyle ciddiyetsiz açıklamalarla, popülizmle bu işler olmaz.

SUNUCU- Yurt dışında oy verme işlemleri devam ediyor, rekor da bir katılım var, öyle geliyor haberler. Şimdi Marsilya’da Fransa’da oy kullanan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarıyla PKK yandaşları arasında bir gerilim, hatta bir saldırı şeklinde olduğu şeklinde haberleri var, başka ülkelerden de ufak ufak gelmeye başladı. Bununla ilgili bir girişimde bulunuyor muyuz, nasıl önlem alacağız?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Tabi tabi, bulunuyoruz, hem Fransızları uyardık, hem de biz özel güvenlik şirketiyle çalışıyoruz, burada güvenlik personel sayısını da artırdık.

PKK destekçileri Fransa’da var, olduğunu görüyoruz. O 1 Mayıs günü 1 Mayıs’ı bahane ederek orada gerginlik yarattılar, fakat gerekli tedbirleri aldık, onlara da pabuç bırakmayız. Aynı şekilde tüm misyonlarımızı da uyarıyoruz, içeride-dışarıda propaganda falan yapamaz hiç kimse. Müşahitler olsun, sandık görevlileri olsun herkes Türkiye’nin kanunları çerçevesinde orada hareket etmek zorunda. Ama Almanya’da da böyle ufak tefek bir iki olay oldu orada de tedbirlerimizi aldık şu anda sakin bir şekilde seçim oy kullanma devam ediyor. Vatandaşlarımızın müthiş bir ilgisi var. Yurt dışındaki heyecan, yurt içinden de fazla, Çünkü Türkiye’nin bekasıyla ilgili bir seçim olduğunu yurt dışındaki vatandaşlarımız çok daha iyi görüyor. O nedenle ben birkaç yurt dışında özellikle Avusturya’ya gittiğim zaman Viyana’ya oradaki heyecanı da gördüm herkes sabırsızlıkla sandıkları bekliyordu. Ve oradan inşallah çok ciddi bir destek Cumhurbaşkanımıza ve Cumhur İttifakına ciddi bir destek gelecek diye düşünüyorum.

SUNUCU- 9 Mayıs’a kadar devam edecek oy verme işlemleri ben de biraz hızlanmak istiyorum.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Gördüm heyecanınızı.

SUNUCU- Evet, şimdi taraftan normalleşme süreci yürütülen ülkelerden bir tanesi de Ermenistan. Fakat Ermenistan’da Osmanlı döneminde siyasileri ve hatta Azerbaycanlılara düzenlenen suikastlere de ithafen bir anıt yapıldı NEMESİS adı verilen bir anıt. Dışişleri Bakanlığı buna tepki gösterdi. Bu süreci nasıl etkileyecek Ermenistan’la atılan adımları. Biraz da yavaşlama var galiba o adımlarda da.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Biz Azerbaycan’la beraber Karabağ savaşı bittikten sonra samimi bir şekilde Ermenistan’la ilişkilerimizi normalleştirmek istedik. Azerbaycan’da barış anlaşması teklifinde bulundu bu bir samimiyettir, bir somut adımdır. Fakat Ermenistan tabi 30 yıl işgal ettiği toprakları kendi topraklarıymış gibi kabullenmiş demek ki bir gün geri alınacağını unutmuş. Şimdi geri alınınca böyle rahatsız yani hazmedemedi bunu. Oysa başkalarının topraklarında saltanat böyle uzun sürmez kusura bakmasınlar. Azerbaycan kendi topraklarını geri aldı. Sürekli böyle Dağlık Karabağ’a silah sızdırıyorlar, aynı şekilde gerginlik yaratıyorlar. Tabi Azerbaycan’da buna karşı hem siyasi hem de askeri adımlar atıyor biz her zaman Azerbaycan’ın yanındayız. Biz de samimiyetimizi gösterdik, Ermenistan’la ilişkilerin normalleştirilmesi konusunda Azerbaycan’la da istişare ederek, koordine ederek bazı adımlar attık, hava sahamızı açtık mesela, doğrudan uçuşlar başladı, kargo ticareti başladı. Diğer sınırda işte bazı çalışmalar ileride sınırın açılma ihtimaline karşı hazırlıklı olmak için ortak veya ayrı ayrı çalışmalarımız var. Şimdi biz bu ilişkileri yani diyalogu başlatırken ne Ermenistan bize sözde soykırımı kabul et dedi, ne de biz yani bundan vazgeçerseniz ancak olur demedik. Çünkü iki tarafın da pozisyonu belli, biz açık şeffaf bir şekilde komisyon bile kuralım diyoruz. İnşallah bir gün Ermenistan buna da yanaşır, çünkü bilim insanları tarihi incelemesi lazım. Neyse toparlayacak olursak, ama bu diktikleri anıt yani bizim diplomatlarımızı şehit eden terör örgütlerini, teröristleri ve 1920’lerde Azerbaycanlı kardeşlerimizi ve bizim vatandaşlarımızı şehit eden terör örgütlerini yüceltmek için sözde yaptılar. Dolayısıyla, güvenlik kurumlarından sonra en çok şehit vermiş bir kurumun Dışişleri Bakanlığının başında Bakan olarak benim bunu kabul etmem mümkün değil. Burada da Ermenistan yok efendim belediye yaptı, yok efendim ondan sonra bizim yetkimiz yok gibi açıklamalarını da samimi de bulmuyorum, doğru da bulmuyorum. Dolayısıyla iyi niyetli olmadıklarını da gösteriyorlar. Bu iyi niyet karşısında tabi ben elim kolum bağlı kalacak değil, Ermenistan uçaklarını bizim üzerimizden birçok yere uçmaya başlamışlardı hava sahamızı da kapattık. Eğer bunu devam ettirirlerse başka tedbirler de alırız kusura bakmasınlar.

SUNUCU- Bu yeni bir karar değil Ermenistan uçaklarına hava sahasının kapatılması.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Tabi tabi hava sahamızı kapattık. Doğrudan uçuşlar var bizim Pegasus uçuyor sanırım şu anda bir hava yolu şirketimiz onlardan da var, ama bizim hava sahamız üzerinden Avrupa’ya uçuyorlar, diğer yerlere uçuyorlar. Bir tek Ermenistan Meclis Başkanı bu KEİPA toplantısı için Türkiye’ye gelecek ona izin verdik, çünkü bu uluslararası bir toplantı o bir istisnadır. Ama onun dışında VIP uçuşlar dahil uçuşlara da izin vermeyeceğiz. Eğer devam ettirirlerse bunu kaldırmazlarsa bu sefer ilave tedbirler de alacağız, bizim bunu kabul etmemiz mümkün değil. İyi niyetli olmadıklarını da net bir şekilde görmüş olduk hiç kimse kusura bakmasın. Bizim yetkimizde değil diye de bizi kandırmaya kalkmasınlar.

SUNUCU- Şimdi sizinle bu röportajı yaparken Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’yla birlikte elbette Antalya milletvekili adayı Mevlüt Çavuşoğlu’yla da konuşuyoruz. Siz Türkiye Cumhuriyetinin en uzun Dışişleri Bakanlığı yapan ikinci ismisiniz şu tarih itibariyle söylüyorum, sonra milletvekili seçildiğinizde seçim sonuçlarına göre ne olur onu tabi göreceğiz. Tüm bu sürece baktığımız zaman insani, girişimci ve dengeli bir dış politika yürüttüğünüzü hatta proaktif bir dış politika yürüttüğünüzü söylediniz yıllar boyunca, ama bir taraftan da tarafsızlığını koruyamayan, sorunların direkt olarak bir parçası haline gelin ya da bu normalleşme süreçleriyle ilgili de geri adım atan bir dış politika yürütmekle muhalefet tarafından eleştirildiniz. Şimdi bu çerçeveden baktığınızda Türk dış politikasına yönelik bu eleştirilere ne diyorsunuz?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şimdi tarafsızlığını koruyamayan derken Ukrayna savaşında dünyanın gözünde ne tarafsız ülke kim? Türkiye. Bu tarafsızlığı bozacağız diyen kim? Muhalefet yani Millet İttifakı. Rusya’ya karşı yaptırımları başlatacağız diye sorumsuz açıklama yapan kim? Onlar. Batı’ya işte biz sizin yanınızdayız diye göstereceğiz ve sizden iyi bir aferin alacağız diyen kim? Bunlar. Şimdi muhalefetin şöyle bir sorunu var bütçe görüşmelerinde de bunu söyledik: Biz dış politika adımlarımıza karşı olabilirler, ama bunlar Türkiye’ye ve Türkiye’nin çıkarlarına karşılar, o yüzden Suriye’den çekileceğiz diyorlar, o yüzden Libya’da ne işimiz var diyorlar. Irak’tan çekileceğiz diyorlar, yani terörle mücadeleden vazgeçeceğiz diyorlar açıkçası. Bunlar Türkiye’nin diğer menfaatlerine de karşılar, yani bize karşı olun, ama Türkiye’ye karşı olmayın diyoruz, maalesef Türkiye’ye karşı. Diğer taraftan, ne yapsak onlara göre yanlış. Oysa Türk dış politikasıyla ilgili anketler yapıyoruz, halkımızın geneli anlamda memnun kaldığı alanların başında dış politika geliyor. Elbette başka konular da var, ama özellikle muhalefet partilerine oy veren seçmenlerin önemli bir kısmı dış politikayı başarılı buluyor dolayısıyla, bunlar kendi tabanlarıyla da çelişiyor sırf eleştirmek için. Ayrıca muhalefette ciddi bir tutarsızlık var. Neden tutarsızlık var? Şimdi bu ülkelerle normalleşme adımlarını attığımız ülkelerle ilişkiler kopukken niye kopuk, niye normalleşmiyorsunuz? Biz gelince normalleşeceğiz diyorlardı doğru mu? Şimdi biz normalleşiyoruz, adım atıyoruz bu sefer geri adım attınız diyor. O zaman niye söylemiyorsun yarın bir gün normalleşirseniz bu geri adım olur diye. Yani ilişkiler soğukken eleştiriyor, ilişkileri normalleştirince gene eleştiriyor bu tutarsızlıktır, ikiyüzlülüktür, çifte standarttır.

Bizim attığımız adımlar bugün bu bölgede ihtiyaç olan adımlar. Bazı ülkelerle ilişkileri biz bozmadık ki, onlardan kaynaklanan bazı adımlar. Ama Mısır’la ilişkileri biz kestik doğruya doğru. Kesmeli miydik, kesmemeli miydik bu konuda bizim kendi tabanımızın da görüşlerinde farklılıklar var. Belki kesmeseydik ülkeye daha fazla katkı sağlayabilirdik. Bu özeleştiriyi de bazen biz kendimiz de yapıyoruz. Ya şu anda da diyaloğun faydasını görüyoruz, ama şu anda etrafımızda yaşanan sorunlara baktığımız zaman çatışmaların, krizlerin yüzde 60’ı bizim etrafımızda.

Küresel sistemde de ciddi sorunları olduğu bir ortamda her zamankinden fazla iş birliğine ihtiyaç var. Böyle bir ortamda niye ilişkilerinizi normalleştirdiniz geri adım atıyorsunuz diye muhalefetin eleştirisi samimiyetsiz.

SUNUCU- Mısır’la ilişkiler konusunda bu söylediğiniz de altı çizilecek noktalardan biri oldu yani kesmeden de başka bir yöntemle o süreci yürütebiliriz mi diyorsunuz?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şimdi atılan her adımdan çıkarılacak elbette dersler var. Şimdi Suriye’yle ilgili angajmana giriyoruz tüm dünya kesti Suriye’yle ilişkileri o ayrı bir konu, Amerika’da kesti, tüm İslam ülkeleri de kesit, Arap Liginden de çıkardılar, İslam İşbirliği Teşkilatından da askıya aldık üyeliklerini yani herkes kesti. Ama bizim yanı başımızda olan gelişmelerde yani şöyle olsaydı, böyle olsaydı herkesin diyeceği bir şey var açıkça yalnız. Ama şimdi bu angajmana ihtiyaç var geldiğimiz noktada, çünkü 11 yıldır sorun çözülmedi.

SUNUCU- Anladım. Çok teşekkürler hem bilgiler, değerlendirmeler ve yorumlar için. Size Antalya’daki çalışmalarda da kolaylıklar diliyoruz sağ olun.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Çok teşekkürler.

SUNUCU- Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Antalya’dan Aspendos Tarihi Tiyatrosunda sorularımızı yanıtladı.

İyi günler.

* Interpress deşifresidir.