Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun NTV’ye Verdiği Özel Röportaj, 3 Mayıs 2023 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun TV 100'e Verdiği Mülakat, 24 Nisan 2023 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun A Haber’e Verdiği Özel Röportaj, 10 Nisan 2023 Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Yeni Şafak gazetesine Türkiye Yüzyılı Vizyon Eki kapsamında Verdiği Mülakat, 02 Ocak 2023 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun TV Net’e Verdiği Özel Röportaj, 11 Ekim 2022 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Haber Global’e Verdiği Özel Röportaj, 23 Ağustos 2022 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun TV 100’e Verdiği Özel Röportaj, 27 Temmuz 2022 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun TRT Haber'e Verdiği Özel Röportaj, 21 Temmuz 2022 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun NTV'ye Verdiği Özel Röportaj, 4 Temmuz 2022 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Anadolu Ajansı Editör Masası'na Verdiği Özel Röportaj, 31 Mayıs 2022 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun CNN Türk Tarafsız Bölge’de Verdiği Özel Röportaj, 20 Nisan 2022 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun NTV'ye Verdiği Özel Röportaj, 14 Nisan 2022 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun A Haber'e Verdiği Özel Röportaj, 31 Mart 2022 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun TRT Haber'e Verdiği Özel Röportaj, 10 Şubat 2022 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun NTV’ye Verdiği Özel Röportaj, 7 Eylül 2021, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Frankfurter Allgemeine Zeitung Gazetesi‘ne Verdiği Özel Mülakat, 6 Mayıs 2021 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Oslobodenje Günlük Gazetesi‘ne Verdiği Özel Mülakat, 4 Mayıs 2021 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Nezavisne Novine Günlük Gazetesi‘ne Verdiği Özel Mülakat, 4 Mayıs 2021 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun KANAL 24 ‘e Verdiği Özel Mülakat, 17 Aralık 2020 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Anadolu Ajansı Editör Masası’na Verdiği Mülakat, 30 Eylül 2020, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun CNN Türk “Tarafsız Bölge” Programına Verdiği Mülakat, 16 Eylül 2020, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun TRT Haber’e Verdiği Özel Röportaj, 13 Temmuz 2020, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun CNN Türk “Gece Görüşü” Programına Verdiği Mülakat, 18 Haziran 2020, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun NTV’ye Verdiği Özel Röportaj, 11 Haziran 2020, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun KANAL 24’e Verdiği Özel Röportaj, 3 Haziran 2020, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun DİM TV “İğneli Fıçı Özel” Programına Verdiği Mülakat, 23 Mayıs 2020 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Kanal V Yüksek Tansiyon Programına Verdiği Mülakat, 18 Mayıs 2020 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Akit TV Kanalına Verdiği Özel Röportaj, 12 Mayıs 2020, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun TV 100 Kanalına Verdiği Özel Röportaj, 6 Mayıs 2020, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun NTV’de Yaptığı Açıklama, 18 Nisan 2020
Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun KANAL 24 ‘e Verdiği Özel Mülakat, 17 Aralık 2020

SUNUCU- Evet, dış politikaya dair çok önemli gelişmeler var, özellikle Amerika’nın yaptırım kararından sonra çok tartışıldı ne olacak diye. Başta bu konu olmak üzere dış politikaya dair önemli konuları çok önemli bir isimle, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’yla konuşacağız. Mevlüt Çavuşoğlu son dönemde dış politikada Türkiye’deki en önemli aktör kuşkusuz ve tabii söyleyecekleri tarihi kayıtlara geçiyor. Efendim, hoş geldiniz.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Hoş bulduk, iyi yayınlar.

SUNUCU- Bu yoğun tempoda zaman ayırdığınız için özel bir teşekkür ediyorum size.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Büyük bir memnuniyetle.

SUNUCU- Sağ olun, var olun. Efendim, şimdi bu Amerika’nın yaptırım kararı, izin verirseniz onunla başlayalım. Buna ilişkin neler söyleyeceksiniz, yani bu yaptırım kararına nasıl bakıyorsunuz?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Amerika’nın aldığı bu yaptırım kararı hukuken de, siyaseten de yanlış bir adım. Her şeyden önce hukuken baktığımız zaman, bir ülkenin tek taraflı aldığı bir karar, başka bir ülkenin, Türkiye’nin veya başka ülkenin, kim olursa olsun egemenlik haklarına da saldırı. Ayrıca, Türkiye S-400 savunma sistemini ne zaman aldı? CAATSA kararı çıkmadan önce aldı.

SUNUCU- Yani 2017 öncesi, CAATSA 2017.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- 2017’den önce, CAATSA öncesi aldı. Şimdi uluslararası hukuku herkes bilir, Amerika da bilir, ama ben böyle istiyorum böyle yapıyorum, olmaz. O zaman uluslararası düzen, özellikle de kurallara dayalı sistem zarar görür. Bugün zaten dünyanın karşı karşıya kaldığı sorunların çözülememesinin ya da daha çetrefilli hale gelmesinin sebebi de bu. Diğer taraftan, bir müttefike karşı yapılması da son derece yanlıştır.

SUNUCU- Efendim, siz şey mi diyorsunuz, yani CAATSA’dan önce olduğu için buraya CAATSA uygulanamaz mı diyorsunuz?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Uygulanamaz tabii.

SUNUCU- Çünkü çarpıcı bir şey söylüyorsunuz.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şimdi geçmişte her ülke anlaşmalar yapmış, imzalamış. CAATSA’nın kendisi doğru değil, onu söyleyeyim. Biz her türlü kim olursa olsun yaptırımlara karşıyız, yaptırımlarla sorunların çözülmeyeceğine inanıyoruz. Sadece bize değil, başka ülkelere yönelik, başta komşumuz İran olmak üzere yaptırımlara da karşı çıktık. Biz yaptırımlara karşıyız. Ama ben 10 sene sonra bir kanun çıkarıyorum, geçmişte başka ülkelerin yaptığı anlaşmalara yönelik yaptırım uyguluyorum, bu uluslararası hukuka da uymaz, diplomasiye de uymaz, siyasi olarak da, hukuki olarak da yanlış bir karardır.

SUNUCU- Peki efendim, şimdi NATO üyesi bir ülke NATO üyesi bir ülkeye yaptırım uyguluyor; NATO’dan beklentiniz var mı bu anlamda?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- NATO Genel Sekreterinin başından beri yaklaşımı son derece olumluydu, objektifti ve ittifak içinde birliği sağlamaya yönelikti. Elbette başka bir müttefik olan ABD’nin bu konudaki endişelerini de bize aktarıyordu, ama diğer taraftan şu hususun altını çizerek tekrarlıyordu: Her müttefik kendi savunma sistemi ya da savunmayla ilgili ihtiyacını herhangi bir yerden temin edebilir diyordu NATO’nun başındaki kişi Genel Sekreter, en üst düzey yönetici bunu söylüyordu.

Biz de ne dedik o zaman? Peki, böyle kaygılar mı var, yani teknik konularda mı bir kaygısı var ABD’nin? O zaman ortak bir çalışma grubu oluşturalım, NATO başkanlık etsin, uzmanlar biraraya gelsin, Türk, ABD’li NATO içindeki uzmanlar incelesinler, ABD’nin bu iddiaları, endişeleri gerçek mi, geçerli mi-değil mi ortaya çıksın. Çünkü…

SUNUCU- Yani NATO buna karar versin.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- NATO’nun içinde olduğu ya da başkanlık ettiği bir çalışma grubu önerdik biz. ABD, Türkiye, NATO uzmanları içinde olsun, buna da NATO başkanlık etsin madem NATO sistemlerine olumsuz etkisi var. Tersine iddialar da var. F-16’ları bile etkilemeyen ya da sistemine giremeyen bir savunma sisteminin son derece yeni teknolojilerle üretilen, hatta Amerikan yönetimine göre görünmeyen, her görüşmemizde Sayın Trump da F-35’ler böyle büyük bir övgüyle Cumhurbaşkanımıza da anlatıyordu. Yeni teknolojilerle üretilen bir F-35 sistemine nasıl girecek ya da zarar verecek? Yani burada çok çelişkiler var. Suriye üzerinde F-35’ler S-400’ün üzerinden uçtu, Norveç’in kuzeyinde aynı şekilde gerçekleşti bu uçuşlar, girdiyse de, böyle bir imkan varsa da zaten oldu.

Ama biz yine de iyi niyetle bir çalışma grubu, bir komisyon teklifinde bulunduk, bunu kabul etmeyen kim oldu? ABD. Geçen gün Sayın Pompeo’yla telefon görüşmesi yaptık Gine’deyken, ben kendisine de bunu hatırlattım, o teklifimizi siz kabul etmediniz. En son NATO Dışişleri Bakanları Toplantısında da bunu hatırlattım ve niye kabul etmediklerini de sordum. Yani Amerika bu işi isteseydi gayet sakin bir şekilde, aklıselim bir şekilde bizimle ve NATO’yla işbirliği yaparak endişelerini giderecek şekilde çözebilirdi.

SUNUCU- Pompeo size bir şey söyleyebiliyor mu?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Biz bunu, zaten biliyordunuz, daha önce de söyledik, kanun, kanundan kaçamazdık, yani bizim elimizden başka bir şey gelmezdi dedi.

SUNUCU- Peki efendim, şimdi en çok tartışılan da Türkiye’nin bu CAATSA kararlarına karşı nasıl bir yol izleyeceği. Bir kere mesela geri adım olacak mı, S-400’den vazgeçilecek mi?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Hayır, geri adım olacak olsaydı şimdiye kadar olurdu. Yani niye biz bu yaptırıma maruz kaldık? Yaptırım haksız, doğru değil. Bazıları da diyor ki, efendim bu diyor 12’den en hafif olan 5 tanesini seçti. Yani bu yaptırımın ağır olması, hafif olması önemli değil, yaptırımın kendisi yanlış.

Dolayısıyla elbette bu yaptırım karşısında şimdi biz bu yaptırımın etkileri nedir enine-boyuna arkadaşlarımızla, savunma sanayi, Milli Savuna Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı hukuki boyutu dahil hepsini inceliyoruz ve buna uygun da tabii adımlarımızı atacağız. Ama diğer taraftan Sayın Cumhurbaşkanımızın da söyledi gibi savunma sanayinde daha da bağımsız olmak için hangi adımları atmaya devam edeceğiz, bu da çok önemli. Ve savunma sanayinde çok şükür şu anda dünyaya çok bağımlı değiliz, işte bazı ürünlerin motorları, bazı ürünlerin bazı parçaları. Bu tüm dünyada böyle yalnız, bizim Türkiye’deki savunma sanayi içindeki özel sektör ve kamu kuruluşları da başta F-35 olmak üzere, Airbus olmak üzere birçok ürünlere yedek parça üretiyor, bazı sistemlerini üretiyor, dolayısıyla bu tüm dünyada böyle, hiç kimse de bunu sorgulamaz. Ama biz tabii savunma sanayimizi daha da bağımsız hale getirmek için daha böyle bir şevkle, aşkla çalışmaya devam edeceğiz.

SUNUCU- Bu yaptırımların bize çok maliyeti olur mu Sayın Bakan, ilk baktığınızda?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Yok yok, baktığımız zaman bir maliyeti olmaz.

SUNUCU- Ya bizi sarsmaz mı?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Yok, bizi hiçbir şekilde sarsmaz. Biraz önce de söyledim, yaptırımın içeriğini tartışmıyoruz, zaten biz elimizin tersiyle yaptırımları reddettik. Yaptırımın içeriğine baktığımız zaman, bizi öyle kökten sarsacak, o çok olumsuz etkileyecek bir yaptırım değil. Ama tekrar söylüyorum, yani yaptırımın kendisi yanlış, bizim kabul etmediğimiz ve etmeyeceğimiz konu bu.

SUNUCU- Peki efendim, şimdi Biden dönemi başlayacak, 20 Ocak’ta görevi devralacak. Biz Türkiye olarak Biden’dan ne bekliyoruz bu yeni dönemde?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Biden’dan beklentilerimizi Sayın Biden da iyi biliyor, çünkü ABD’yle ilişkilerimizi olumsuz etkileyen konular Trump döneminde başlamadı, Obama döneminde başladı ve Sayın Biden da o zaman Başkan Yardımcısıydı. Suriye’de YPG- PKK’ya verilen destek Obama döneminde başladı ve o dönemde biz bir terör örgütüyle işbirliği yapmayın başka bir terör örgütüne karşı, bunun Suriye’ye ve bölgeye, bize dahil olumsuz etkileri olur, biz de gereğini yaparız demiştik. Ama maalesef YPG-PKK’yla işbirliğini tercih ettiler ve daha sonra attığımız adımlar da malum Trump döneminde, Barış Pınarı Harekatı dahil.

Diğer taraftan 15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra Türkiye’yi Biden ziyaret etmişti ve o zaman Sayın Cumhurbaşkanımızla, Binali Bey Başbakandı, görüşmeler gerçekleşmişti ve o günkü açıklamalarını da sizler hatırlayacaksınız darbeyle ilgili. Bu darbeyi kim yaptı, elebaşı kim? Amerika’da yaşayan Feto. Feto konusundaki beklentilerimizi de Sayın Biden herkesten daha iyi biliyor.

Diğer taraftan ilişkilerimizi olumsuz etkileyen unsurlardan kurtulmak için diyaloğa hazır olduğumuzu da kendileri biliyorlar. Ve o dönemde de anlaşamasak bile iyi bir diyalog içinde çalıştık. Sayın Biden’ı hepimiz iyi tanıyoruz, Sayın Cumhurbaşkanımız gayet iyi tanıyor, tanışıklığı var, birlikte çalıştı.

SUNUCU- Siz çok iyi tanıyorsunuz.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Biz de kendisini çok iyi tanıyoruz. Dışişleri Bakanlığı’na aday olarak gösterilen Tony Blinken’ı da şahsen iyi tanıyorum, kendisi de Türkiye’yi tanıyor ve sağlıklı bir şekilde çalışabileceğimiz bir arkadaş olarak görüyoruz. Görevi devraldığı zaman da tabii kendisiyle direkt tekrar temasları başlatacağız, ama yakından tanıdığımız bir arkadaş.

SUNUCU- Efendim, şimdi baktığımızda Amerika’yla 3 tane gerilimli alanımız var. Saydığınız gibi işte YPG-PKK’ya ısrarla verilen destek, FETÖ meselesi, bir de onların sorun yaptığı S-400 meselesi. Bu 3 temel gerilimli alan değil mi?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Yani 3 temel unsur bunlar.

SUNUCU- Peki, normalleşebilecek miyiz Biden dönemiyle birlikte?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Eğer Amerika isterse normalleşiriz. Tabii isterse derken şunu kastediyorum: Bizim bu konulardaki beklentilerimizi karşılaması lazım, yani YPG-PKK’ya destek vermeye devam ederse bu gerginlik devam eder. Feto orada yaşadığı sürece, faaliyetlerini sürdürdüğü sürece, -tüm dünyaya yönelik bir tehdit esasen- beklentimiz karşılanmazsa elbette bu sorun masada sürekli olmaya devam edecek. Oysa bu sorunları, olumsuz unsurları bir kenara bırakarak bizimle işbirliği yaparlarsa iki müttefik olarak ilişkilerimizi çok daha iyi bir noktaya götürebiliriz, bunu başarabiliriz. Ve ABD’nin de Türkiye’ye çok ihtiyacı var bölge politikaları bakımından da, yani biz burada kendimizi övmek için bunu söylemiyoruz, stratejik düşünürse ABD, Türkiye’ye çok ihtiyacı var.

SUNUCU- Kendileri de diyor zaten, Türkiye’den vazgeçemeyiz diyor Sayın Bakan.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Söylüyorlar, ama bunun gereğini yapmaları gerekiyor, benim de söylemek istediğim o.

SUNUCU- Peki efendim, bu Avrupa Birliği de benzer bir işte yaptırım kararıyla toplandı, ama onlar işte Mart ayını işaret etti. Avrupa Birliği zemininden baktığımızda ne düşünüyorsunuz?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şimdi tabii üye ülkeler içindeki dayanışma anlayışı ya da kararların oy birliğiyle alınması sebebiyle bir üyenin tüm sistemi tıkayabilmesi, Avrupa Birliği’nin karar almasını zorlaştırıyor ya da bazen yanlış kararlar almasına da sebep olabiliyor üye ülkeleri mutlu etmek için ya da tatmin etmek için. Biz de başından beri özellikle Doğu Akdeniz ve Kıbrıs meselesinde iki üyenin ilişkilerimizi rehin almaması gerektiğini söylüyorduk. Biz Türkiye olarak Doğu Akdeniz konusunda, Kıbrıs konusunda ne yapabileceğimizi herkese gösterdik hem diplomasi yoluyla, hem de sahada attığımız adımlarla. Yani diplomasi tercih edilirse neler yapabileceğimizi ve ne olması gerektiğini, Kıbrıs’ta hidrokarbon zenginlikleri konusunda hakça paylaşım ve Kıbrıs’ta kalıcı bir çözüm, artık iki devletli bir çözümü müzakere etmemiz gerekiyor, çünkü federasyon için müzakereler 52 yılda tüketildi, bir faydası da olmaz. Dün gayet iyi bir şekilde bunu ben ve daha sonra arkadaşlarım, yardımcılarım anlattılar.

Diğer taraftan Doğu Akdeniz’de yıllardır Türkiye’yi dışlamayın diyorduk, bizim burada kıta sahanlığımız var, egemenlik haklarımız var, bunu kimseye yedirmeyiz. Ama Doğu Akdeniz’in etrafındaki tüm ülkelerle hakça paylaşıma varız, bunun için hep birlikte bir araya gelmemiz lazım. Bu süreçte sahada adımlar atarken bile Sayın Cumhurbaşkanımız Doğu Akdeniz konferansını, çok taraflı konferansı teklif etti, yani böyle bir konferans gerçekleştirmeyi AB’ye teklif etti. Daha sonra Borrell’le biz bu süreci ilerlettik, şimdi Doğu Akdeniz’de bir konferans düzenlenmesi konusunda önümüzdeki süreçte birlikte adım atmayı planlıyoruz Avrupa Birliği’yle, herkes olacak.

SUNUCU- Herkes olacak.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Akdeniz’de herkes olsun. Kıbrıs’ta Rum Kesimi olacaksa, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti de olacak, ya ikisi ya hiç. Hatta Doğu Akdeniz’de şirketi bulunan ülkeler de gelsin, bizim kimseden…

SUNUCU- Genişletelim diyorsunuz.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Genişletelim, kazan-kazan anlayışıyla genişletelim. Ama bazı ülkelerin maksimalist yaklaşımları ya da talepleri doğrultusunda işbirliğini heba etmeyelim. Biz bu adımları niye attık? Bu çağrılarımız bugüne kadar karşılık bulmadı Yunanistan tarafından, Rum tarafından. Çok mu zor Rum tarafının hidrokarbon zenginliklerini Türk tarafıyla paylaşması. Kağıt üzerinde, kağıt üzerinde değil de sözde bunu kabul ediyorlar. Ama hadi bunu bir mutabakata bağlayalım, garanti altına alalım dediğimiz zaman yanaşmıyorlar. Avrupa Birliği de bundan dolayı onları tutmak zorunda kaldı. Ama son zirvedeki açıklama bir önceki zirveye göre daha makul. Onun içeriğiyle ilgili açıklamamızı yaptık zaten, olumlu bulduğumuz noktaları da vurguladık, kabul etmeyeceğimiz noktaları da vurguladık. Bir kere, bir sonraki zirveye kadar bakacağız-edeceğiz gibi böyle tehdit dilini kullanmaları doğru değil, bu işi nasıl çözebileceğiz demeli.

Şimdi bir zemin var mı? Var. Yunanistan’la diyalog kurabilir miyiz? Evet, biz her zaman diyalogdan yana olduk. İstikşafi görüşmelerin başlamasını biz 2016 yılından bu yana, Yunanistan’ın bunu durdurduğu yıldan bu yana sürekli söylüyoruz. Var olan meseleleri çözmek için masada diyaloğu işletmemiz lazım. Şimdi gemi sahadayken de biz bunu söylüyorduk, Oruç Reis çalışmalarını tamamladığı için döndü. Daha önce de iki defa, bir kere yine bakım için döndüğü zaman bir fırsattı, ondan önce de Oruç Reis’in sahaya inmesini Cumhurbaşkanımız Merkel’in ricasıyla biraz geciktirdi diplomasiye bir şans daha verelim diye ilk başta, daha sonra bakım için çekildi ve şimdi de çalışmalarını tamamladı. Yunanistan şimdi hangi mazereti bulacak? Bizimle diyalog mu istiyorsun iki komşu olarak? Sorunları diyalog yoluyla, diplomasiyle çözmek mi istiyorsun, yoksa Avrupa Birliği’nin arkasına sığınmaya devam mı edeceksin; Yunanistan’ın bir karar vermesi gerekiyor. Aynı kararı Rum Kesiminin de vermesi gerekiyor. Fransa da son zirvede yine olumsuz tutumunu devam ettirdi, fakat son noktaya doğru bu tutumunu yumuşattığını da görüyoruz, öğreniyoruz.

SUNUCU- Almanya’nın rolü önemli değil mi Sayın Bakanım?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Ben her zaman söylüyorum, Almanya’yla anlaşamadığımız konular var, Sayın Merkel’in her söylediğini ya da her yaptığını da biz her zaman takdir etmiyoruz. Ama burada Sayın Merkel’in liderliğinde Almanya’nın gerçekten Avrupa’da farklı bir duruşu var, sadece Türkiye’yle ilgili değil Avrupa’nın geleceğiyle ilgili. O yüzden bu zirvede de Almanya’nın bu tutumunu takdirle karşıladığımızı söylemek isterim. NATO Dışişleri Bakanları Toplantısında da söyledim, bir tek Almanya. Bazı diğer ülkeler elbette objektif tutumunu korudular, desteklediler, Türkiye’den diyalogdan yana tavrını koydular da, Almanya Dönem Başkanı olduğu için arabuluculuk görevini de üstlenmişti, dürüst bir arabuluculuk görevi yaptı. Zirvede de aynı ilkesel tutumunu devam ettirdi. Diğer ülkeler de tabii birçok Akdeniz ülkesi, yine AB Orta Avrupa ülkeleri, Batı Avrupa ülkeleri, birçok ülke Almanya’nın bu tutumunu desteklediği için herhangi bir yaptırım kararı çıktı. Ha biz yaptırım olmadı diye oturup sevinecek bir ülke de değiliz, bir millet de değiliz. Dediğim gibi, açıklamanın içinde beğenmediğimiz unsurlar da var, ona yönelik tepkimizi Dışişleri Bakanlığı açıklamasında net söyledik, Cumhurbaşkanımız aynı şekilde, yine diğer arkadaşlarımız. Sonuçta şimdi daha pozitif bir atmosfer yaratma imkanımız var mı? Var. Biz buna hazır mıyız? Evet, hazırız. Ama Avrupa Birliği’nin ve Avrupa Birliği ülkelerinin de hazır olması lazım. Geçenlerde Sayın Le Drian’le telefon görüşmesi gerçekleştirdik Fransa Dışişleri Bakanı ile ve karşılıklı birbirimize yönelik açıklamalardan vazgeçelim dedi. Ben de, karşılıklı açıklamalar…

SUNUCU- Teklif ondan geldi, önemli.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Açıklamalardan vazgeçelim de, doğru, ama sahada da birbirimize karşı olumsuz tutumdan vazgeçelim. Siz her yerde Türkiye aleyhine karar aldırmaya çalışırsanız biz bunu ister istemez eleştiririz. Bu konuda şimdi arkadaşlarımız, hatta bugün Büyükelçiliğimizde bir toplantı yapacaklar Paris’te, bir yol haritası üzerinde çalışacağız. Bizim baktığımız zaman Fransa’yla durup dururken ne problemimiz var? Biz Fransa’nın yanlışlarına karşı tepki gösteriyoruz. Bize yönelik açıklamaları, bize yönelik tutumları, ayrıca son zamanlarda kutsallarımıza yönelik hakaret ve söylemleri. Hem Kur’an-ı Kerim’e yönelik, hem de Peygamber Efendimize yönelik sözlerini biz kınadık, eleştirdik. Bunu yaparlarsa tekrar biz kınarız, bunları kabul etmemiz mümkün değil. Burada başkalarının kutsallarına hakaret etmeyi ifade özgürlüğü sayacaksınız, ama kendinizi eleştirdikleri zaman da bunu kabul edilemez göreceksiniz, bu doğru bir yaklaşım değil.

SUNUCU- O zaman Fransa’yla bir normalleşme gelebilir, doğru mu anlıyorum.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Fransa’yla normalleşme gelebilir, ama Fransa biraz önce söylediğim gibi Barış Pınarı Harekatından sonra bize yönelik takındığı tavrı değiştirmesi lazım. Bunu değiştirirse Fransa’yla da pekala normalleştiririz.

SUNUCU- Peki, şimdi Amerika yaptırım kararı aldıktan sonra, işte Avrupa Birliği de Mart ayında tekrar düğmeye basabilir diyorlar. Siz böyle bir şey bekliyor musunuz, birbiriyle ilişkisi var mı?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Ben beklemiyorum. Şimdi Avrupa Birliği Türkiye ile ilişkileri daha kötüye götürmek istiyorsa her şeyi yapabilir. Bizim de karşılığında atacağımız adımlar var. Ama 5 dakikadır anlatmaya çalıştığım ise, bunların bir faydası yok. Bu tür adımlar, bu tür söylemler sorunları çözer mi? Çözmez. Doğu Akdeniz’de hakça paylaşım konusunda adım atabilir miyiz böyle? Atamayız. Kıbrıs sorununu çözebilir miyiz? Hayır. Kıbrıs’ta yine hakça gelir paylaşımı olabilir mi? Olmaz. O zaman ne olur? Biz hem kendimizin, hem Kıbrıs Türk halkının haklarını korumak için adımlar atmaya devam ederiz. O zaman ortalık yine gerilir. Yani bunların Avrupa’ya da bir faydası yok.

SUNUCU- Avrupa Birliği de Türkiye’yi gözden çıkarmış değil Sayın Bakan.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Hayır çıkarmadı…

SUNUCU- Yani her seferinde; Türkiye önemli müttefik bir ülke, bizim için çok hayati öneme sahip diyorlar, dolayısıyla hani onlar da gözden çıkarmış değil ve normalleşmek istiyor gibi görünüyor.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şimdi Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne ihtiyacı var, biz bunu hiçbir zaman saklamadık. Ama aynı şekilde Avrupa Birliği’nin de Türkiye’ye ihtiyacı var. Ama Avrupa’daki bu ırkçılık, yabancı düşmanlığı, Türkiye düşmanlığı, aşırı akımların yükselmesi gibi olumsuz durumlar ve bazı üye ülkelerin yarattığı sorunlar maalesef bunu gölgeliyor. O yüzden Avrupa Birliği’nin bir bölgesel aktör olarak başka bir aktör, Türkiye’ye yönelik tavrı makul olmalı, aklıselim olmalı ve dayanışmaya, işbirliğine yönelik olmalı. Böyle olduğu zaman Türkiye’den karşılık bulur. Biz millet olarak da, devlet olarak da her zaman bize bir adım yaklaşana iki adım yaklaşmışızdır. Olumsuz yaklaşana da tabii tavrımız açık ve nettir, ama niye olumsuz olsun.

SUNUCU- Çünkü Türkiye eski Türkiye değil diyorsunuz. Çünkü şöyle bir tez var Sayın Bakan, diyorlar ki; Türkiye’yi eski tezler üzerine okudukları için bu hataları yapıyorlar. Yani Türkiye’nin gücü bölgede belli…

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Sadece Türkiye’ye yönelik değil Batının şöyle bir yaklaşımı var: Onlar herkese ders verecek, herkes onların taleplerini tereddütsüz, sorgulamadan karşılayacak, yerine getirecek, ama onlar eleştirilmeyecek. Onlara yönelik herhangi bir ders verici söylem içinde hiç kimse olmayacak, hep buna alışmışlar. Ama dünya çok değişti, Avrupa da çok değişti, Türkiye de çok değişti. Siz birisine yönelik bir eleştiride bulunuyorsanız karşılığını göreceğinizi de bilmelisiniz.

Ayrıca, Avrupa Birliği küresel bir aktör olmak istiyor mu, istemiyor mu? Saygınlığını, etkinliğini, görünürlüğünü arttırmak mı istiyor? Yoksa dar kalıplar içinde kalıp kısır döngüler içinde giderek zayıflamak mı istiyor? Buna bir karar vermesi lazım. Ama birincisi tercih ediyorsa Türkiye’siz bunun olmayacağını da bilmesi gerekiyor.

SUNUCU- Ve aynı şey Amerika için de geçerli.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Aynı şey Amerika için de geçerli. Bugün sadece Batı için değil, yeniden Asya girişimimiz var biliyorsunuz Asya’yla da ilişkilerimizi geliştirmek için daha bütüncül bir yaklaşımla ilişkilerimizi ülkelerle ya da bölgesel örgütlerle her alanda geliştirmek için yeni bir inisiyatif başlatmıştık Yeniden Asya diye. Asya ülkeleri için de geçerli, Afrika ülkeleri içinde geçerli. Yani bugün Türkiye dünyada en önemli aktörlerden bir tanesi oldu. İstediğini yapan, sorunları çözmek için diplomaside olmuyorsa masada, sahada özür dilerim. Gerekeni yapan, ama herkesle de ilişkileri iyi bir şekilde ilişkilerini devam ettirmek isteyen bir ülke. Bakınız bu Karabağ meselesinden sonra bile Ermenistan’a yönelik sürekli pozitif mesajlarda veriyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın Bakü konuşmasını sizler de takip ettiniz. Dışişleri Bakanı olarak sürekli her ortamda biz de bunu söylüyoruz. Yani Güney Kafkasya’daki istikrardan Ermenistan ve Ermenistan halkı da faydalanır. Ama başka ülkenin topraklarında gözü varsa, husumeti devam ettirirse bu olmaz. İyi bir fırsat yakalandı şimdi. Burada Azerbaycan’ın haklı davasına güçlü destek verdik. Şimdi bir ateşkes var, bir fırsat var ve sorunun tamamen kalıcı bir şekilde çözülmesi için ve bunu Ermenistan’a ve Ermenistan halkına olan faydasını da biz hatırlatıyoruz. Şimdi ateşkes var diye yine olumsuz tavrımızı sürdürmüyoruz, yani bu bizim ülkemizin ve milletimizin büyüklüğünü gösterir aslında.

SUNUCU- Oraya geleceğim ama son bir soru Sayın Bakanım Biden dönemiyle ilgili. Şimdi Biden geliyor eyvah Türkiye’yi köşeye sıkıştıracak, işte seçim döneminde söyledikleri ortada benim anladığım kadarıyla böyle düşünmüyorsunuz. Yani o koltuğa oturduktan sonra o işler öyle olmuyor.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Biden’la, Obama’yla biz çalıştık böyle değil. Demokratlarla ve Cumhuriyetçilerle defalarca çalıştık. Sayın Cumhurbaşkanımız yaklaşık 20 yıldır hepsiyle yakından çalıştı. Hepsiyle anlaştığımız konular oldu çok, anlaşamadığımız noktalar oldu. Son zamanlarda bu anlaşamadığımız konular gerginliği arttırdı o başka. Ama Biden gelecek öyle olacak, böyle olacak, yok Türkiye’ye şunu getirecek bu tür boş beklentiler içinde kimse olmasın. Her ülke kendi menfaatini savunmak durumundadır. Ama baktığımız zaman Amerikan yeni yönetimin devir alacak yönetiminin politikalarına baktığımız zaman içeride tabii başta pandemi olmak üzere odaklanacakları konular var. Ama uluslararası ilişkilere baktığımız zaman da kural temelli bir sisteme dönüş sinyalleri alıyoruz. Yani tek taraflı adımlar değil de, uluslararası hukuka dayalı kural temelli sistem, bu da etkin çok taraflılık demektir. Etkin çok taraflılığı savunan bir yönetim Türkiye gibi bir ülkeyi göz ardı etmez. Dolayısıyla, dış politikasının sinyallerine baktığımız zaman daha böyle ülkelerle Türkiye dahil sağlıklı ilişkiler sürdürmek isteyen bir politika görüyoruz.

SUNUCU- Bu önemli. Efendim, şimdi Karabağ meselesi Rusya’yla bir mutabakata vardır, işte bir gözlem merkezi oluşturulacak, yani barış koruma merkezi. Ne aşamadayız, orada başladı mı çalışmalar?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Çalışmalar başlıyor, Rusya’yla anlaşmaları imzaladık biliyorsunuz mutabakat zaptlarını imzaladık. Bir diğer taraftan sahada atılacak adımları tabii ev sahibi Azerbaycan’la görüşmemiz gerekiyor. Şimdi hem Türkiye hem Azerbaycan bu gözlem noktalarının merkezi ve diğer yerler. Ve ne kadar insan gelecek? Ev sahibi ülke anlaşmasına ihtiyaç var mı, yok mu? Herhangi bir kaza bela durumunda. Ve diğer detaylar ev sahibi ülkeyle görüşülüyor en kısa zamanda bu gözlem merkezini kuracağız ve burada ateşkesin kalıcı olması için gereken adımları atacağız. Bunun bir an önce hayata geçmesinde fayda var, son günlerde Ermenistan’ın bazı ihlalleri oldu, Azerbaycan karşılığını verdi, ama tabii burada da Rusya’nın da sorumluluğu var, çünkü diğer tarafta Rusya’nın da aynı şekilde Karabağ’ın Laçin tarafında, yani Ermenistan’a yakın bölgelerinde ayrıca üçlü anlaşma gereği Rusya’nın da orada barış koruma güçleri var. Dolayısıyla, Rusya’nın da bu ihlalleri durdurması gerekiyor, aksi takdirde Sayın Aliyev gerekli mesajı verdi ne yapabileceğine dair.

SUNUCU- Ama toplamda ateşkes konusunda ve çözüm konusunda iyi bir noktadayız yani küçük ihlallere rağmen anladığım kadarıyla.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Tabii daha önce üç defa ateşkes olmuştu biliyorsunuz bu Minsk üçlüsünün eş başkanların girişimiyle, o zaman Ermenistan her seferinde bunu bozmuştu. Şimdi ihlaller var, ama daha önceki ateşkese göre şimdi daha iyi bir noktadayız ve kalıcı bir çözüm içinde iyi bir fırsat yakalanmış durumda.

SUNUCU- Efendim, bu süreçte Türkiye önemli bir rol oynadı siz hem Sayın Cumhurbaşkanı hakikaten takdire şayan bir durum ki bunu Sayın Aliyev de söylüyor sadece biz değil.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Bütün dünya da söylüyor.

SUNUCU- Evet evet. Bu gözlem merkezi nerede olacak Azerbaycan toprağında mı, yeri belli mi?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Tabii bu Agdam bölgesi o bölgelerde olacak yani Yukarı Karabağ Dağlık Karabağ kısmına çok yakın noktalarda olacak. Şimdi Azerbaycan’ın bizim mutabakat zaptımızda zaten açık net bir şekilde söylüyor Rusya’yla imzaladığımız. Azerbaycan’ın gösterdiği noktalarda olacak, ev sahibi nereyi gösterirse orada olması gerekir.

SUNUCU- Sayın Cumhurbaşkanı da söyledi her şey hani iyi giderse bu kapıların açılması da söz konusu olabilir Ermenistan’la.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Elbette bu kapıların açılması bu sürecin sağlıklı işlemesine bağlı. Biraz önce dedim ya Ermenistan ve Ermenistan halkı en çok faydalanacak. Kapıların açılması, ticaretin başlaması, yıllardır Ermenistan kendi kendini izole etti. Tüm komşularıyla İran’la fazla sorun olmadı, ama Türkiye’yle, Azerbaycan’la, yani Gürcistan’la da ilişkileri tam yani bilmiyorum ne kadar sağlıklı gitti, gitmedi o konuda yorum yapmak istemiyorum, fakat özellikle Türkiye ve Azerbaycan’la sınırların kapalı olması Ermenistan ekonomisine de çok zarar verdi. Yani Ermenistan halkı başka bir ülkenin topraklarını işgal etme pahasına gerçekten acılar çekti ekonomi bakımından, diğer konulardan. Şimdi başkasının toprağını kendi toprağıymış gibi görüp de kaybettim diye ağlayacağına ya da üzüleceğine bu normalleşmenin ve kapıların normalleşme neticesinde sınırların, kapıların açılmasından sonra elde edebileceklerine odaklanması gerekiyor, ne kazanacağına odaklanması gerekiyor.

SUNUCU- Efendim, şimdi birde iç siyasetle ilişkili ama çok gündemde. Şimdi bütçe konuşmanız birkaç gündür tartışılıyor, fakat anlaşılamayan şey şu, içinden çıkamadığımız: Dün peş peşe basın toplantıları oldu işte CHP’den, İYİ Partiden ve diyorlar ki Mevlüt Çavuşoğlu bütçe konuşmasında siz kazansanız da, sandıkta çıksanız da biz size iktidarı vermeyiz dedi gibi bir iddiaları var. Siz orada tam olarak ne dediniz? Hayrola hani iktidara mı geliyorsunuz, kastınız neydi tam olarak?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şimdi yeni bir sistem var Cumhurbaşkanlığı sistemi. Bu sistem niye geldi? Artık ülkede koalisyonlar olmasın, erken seçimler olmasın diye, seçimler zamanında yapılsın, tıpkı belediye başkanlığı seçimleri ya da yerel seçimlerin beş yıldı bir yapıldığı gibi. Ve bir sonraki seçim de 2023 yılında yapılacak. Sayın Erozan bütçeyi iyi kullanın gelecek yılın ikinci yarısında biz devir alacağız dedi, yani tarih vererek. Şimdi o tarihte bir seçim yok, seçimler zamanında yapılacak, Cumhur İttifakının tüm yetkilileri, Sayın Cumhurbaşkanımız, Sayın Bahçeli ve parti yetkilileri de zaten bunu açıkladılar. Şimdi bu kadar emin nasıl konuşabilir bir milletvekili? Hani seçim olduğu zaman biz devir alacağız dese ben de derim ki, seçim olduğu zaman devir almak isteyebilirsiniz, ama bunun için kazanmanız gerekiyor. Benim de söylediğim son derece net yani bunların bu söylemi yanlış bir söylem. Yani Sayın Erozan bizim Bakanlığımızın bir mensubu, emekli büyükelçi.

SUNUCU- Ahmet Kamil Erozan evet.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Evet. Dolayısıyla, bir diplomatın böyle konuşmaması gerekiyor, yani biz şu tarihte alacağız, şu tarihte başbakan olacağım, şu tarihte bu olacağım gibi söylemlerin geçmişte de geçerli olmadığını gördük, milletimiz de gördü. Sonuçta benim de söylemek istediğim buydu. Seçim yok hayrola yani neden bu kadar eminsiniz? Ben orada seçim olsa da size vermezler derken yanlış bir ifade kullandım. Seçim olsa da halkımız size iktidarı vermez niyetiyle yanlış bir kelime çıktı ben onu kabul ediyorum. Çünkü bunu neye göre söylüyorum? Neticede Meclis’te en küçük grubu olan bir parti ve anketleri de ben fazla iç siyasete Dışişleri Bakanı olduğum için fazla girmemeye çalışıyorum, ama bu partinin de AK Parti’nin de kurucu üyesi olmaktan da onur duyuyorum partimin bir mensubuyum. Ve demokrasiye de son derece bağlıyız, darbelere çok karşıyız, ailecek de biz böyle büyüdük. Ve 28 Şubat’tan sonra Demokrat Aydınlar Hareketini biz Ankara’daki arkadaşlarımızla başlattık darbeye karşı mücadele için. Üniversite yıllarında da yasaklara karşı, -84’te Ankara’da biliyorsunuz üniversiteye başladım- başörtüsü yasağı, sakal yasağı gibi yasaklara karşı da o öğrencilik yıllarımızda hep mücadele ettik. Biz yasaklara karşı mücadeleyle büyüyen bir vatan evladıyız, dolayısıyla darbelere de karşıyız.

O söylemi doğru bulmadım, yani neye göre devralacaksınız, neden bu kadar? Şimdi buradan başka bir şey çıkarmasınlar, herkes de benim seçim olsa da halk sizi iktidara getirmez demek istediğimi çok iyi biliyor. Zaten o salonda bulunan herkes, orada çok akıllı insanlar var, muhalefet partisinin de grup başkanvekilleri vardı, Lütfi Bey de çıktı söz aldı. Ben o niyetle söylemiş olsaydım, hemen oracıkta çıkar hepsi beni eleştirirdi, siz niye böyle…

SUNUCU- Ha orada bir şey olmadı çünkü.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Orada hiç öyle bir şey söylemediler, çünkü biliyorlar seçim olsa bile halk sizi seçmez demek isteğimi. Ama vermezler kelimesini kullandım, size iktidarı vermezler derken halk vermez demek istediğimi çok iyi biliyorlardı. Tabii halk bu söylemine karşı tepki gösterdi, benim söylemime destek verince ertesi gün kalktılar, ondan sonra o kelimeden vermezleri başka yere çektiler. Yani seçimi kazansa da size iktidarı vermezler cümlesi ya da kelimeleri kullanmadım ben kullanmam da hiçbir zaman.

İşte son yerel seçimler oldu, Antalya’da CHP kazandı, Muhittin Başkan göreve geldi. Ankara’da CHP kazandı. İstanbul’da itiraz oldu, yenilendi, ikinci turda tekrar CHP seçimi kazandı ve göreve Belediye Başkanı başladı. Başka yerlerde diğer partiler, İYİ Partiden, MHP’den, ondan sonra Cumhuriyet Halk Partisinden seçimi kazan belediye başkanları var veya işte diğer seviyedeki insanlar var, bu demokrasi, halkımız ne derse o olur. Ama benim söylemek istediğim, yani anketleri de görüyoruz, diyelim ki olağanüstü bir şey oldu, yani seçim yok, 2023’te olacak, seçim olsa bile halk iktidarı İYİ Partiye vermez demek istedim, bu benim görüşüm. Onlar da diyebilir ki, hayır, biz çok iyi çalışıyoruz, anketler sizi yanıltmasın, halk bizi iktidar getirecek desin; her siyasi parti bu iddiayla ortaya çıkar. Ama ben de iktidar partisinin bir Bakanı olarak iç siyasete çok fazla karışmıyorum diyorum ama bu takip etmiyorum anlamına gelmez, hepimiz siyasetçiyiz, anketleri de takip ediyoruz, dış politikayla ilgili anketleri de takip ediyoruz.

Bir de bir tablo çiziyorlar, dış politika son derece başarısız, bittik, öldük, kaldık, hep haksızız. Bütçe Komisyonunda da kendilerine anket sonuçlarını söyledim, yani dış politikanın kötü ya da çok kötü olduğunu söyleyen yüzde 30. Dış politikanın fena değil, iyi, çok iyi olduğunu söyleyen ise yüzde 69 nokta küsur, neredeyse yüzde 70.

SUNUCU- Çok yüksek bir rakam.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şimdi bizim partide de, MHP’de de elbette bizim dış politikamızı beğenmeyen mutlaka vardır, anketlerde de görünüyor. Ama bizim partimizin tamamı ve MHP’nin tamamı da destekliyoruz çok iyi dese bile, bakıyoruz ki bu partilere oy verenlerin yarısı da bizim dış politikamızı başarılı buluyor, en azından kötü bulmuyor; yani bu tür anketleri de açıklıyoruz.

Yani benim söylediğimi hiç başka yere seçmesinler. Ben seçimi kazansanız da iktidar size verilmez demedim, öyle bir kelime kullanmadım, seçim olsa da dedi iktidarı size vermezler, burada halkımızı kast ettim. Onlar da, o gün Mecliste bulunan herkes, tüm muhalefet milletvekilleri ve grup başkanvekilleri benim konuşmamla ilgili söz aldılar, beni başka konularda eleştirmeye çalıştılar ama bu konuyu hiç böyle yorumlamadılar, ertesi gün ne olduysa birden böyle yorumlamaya başladılar.

SUNUCU- Yoksa sandıktan çıkarlarsa eyvallah yani.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Elbette sandık, milletimiz ne derse o olur. Biz milletimizin iradesine inanıyoruz, güveniyoruz ve millet ne derse o olur. Söz de, oy da, mühür de her zaman milletindir.

SUNUCU- Efendim, şimdi son üç-dört dakikamız var.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Buyurun.

SUNUCU- O yüzden sıcak bir gündem daha var, onu da es geçmek istemiyorum, dün gerçi açıkladınız. Kuzey Irak’ta Peşmergelerle PKK çatışmaya başladı. Bu bizim için ne ifade ediyor?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Bizim yıllardır uyarımızda haklı olmak istemezdik, ama ne kadar haklı olduğumuzu ortaya koydu; bir.

İkincisi, PKK nerede olursa olsun en başta Kürt kardeşlerimizin düşmanıdır. Ve şunu da unutmasınlar: İçeride-dışarıda, nerede olursa olsun PKK’ya destek veren, PKK’yı savunan herkes Kürt düşmanıdır, bunu açıkça söylemek istiyorum. Ve yıllardır biz Kuzey Irak’taki Kürt partilerini ve yönetimleri uyardık. Bakınız önce Kandil Dağında ve bölgede, Mahmur’da, şimdi yavaş yavaş şehirlere-köylerinize iniyor. Yarın buralarda gücü ele geçirmek için sizlere saldıracak diyorduk, esasen bunu onlar da biliyordu. Ve Süleymaniye’de Talabanilerin yaptığı açıklamalar gerçekten ibretlik. Ama halen de adım atamıyorlar, korkuyorlar. Ama Peşmerge şimdi PKK’ya karşı mücadele başlattı. Bu mücadeleyi bugün veremezse yarın veremez, hiç veremez. Aynı şekilde Sincar’da biliyorsunuz o gün Sayın Uca, Ezidi milletvekili, -ben bilmiyordum Ezidi olduğunu, bu ülkemizin de bir zenginliğinin göstergesi, o gün de söyledim- Türkiye’yi suçlamaya kalktı. Ben de kendisine oradaki Ezidilerin ne dediğini, ne çektiğini biliyor musunuz diye sordum, Nadia Murad’dan örnekler verdim, DEAŞ mağduru hanımefendiden. Onun söylediği gibi DEAŞ gittikten sonra PKK geldi ve oradaki Ezidi halkına zulmediyor, çocuklarını zorla dağa götürüyor. Yine Suriye’de de PKK-YPG’ye biat etmeyen tüm Kürtlere PKK-YPG saldırmaya başladı. Kuzey Irak’taki bu gelişme esasen PKK’nın Irak’tan, Kuzey Irak topraklarından ve tüm Irak’tan temizlenmesi gerektiğini bir kere daha gösterdi. Bu Sincar olsun, dağ olsun, şehir olsun ve binlerce köyü PKK Irak’ta kontrol altında tutuyor; bu acı verici bir tablo.

SUNUCU- Barzani Yönetimi bunun farkında değil mi Sayın Bakanım, görüşüyorsunuz çünkü?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Farkında, tabii görüşüyoruz. Açıklamalarını da takip ediyorsunuzdur hem Neçirvan Barzani’nin, Mesut Barzani’nin ve Başbakan Mesrur Barzani’nin açıklamalarını sizler de takip ediyorsunuz. Son derece rahatsızlar ve mücadele konusunda da kararlılar. Zaten o mücadeleyi vermezlerse, yani PKK oraları ele geçirir; yani bu acı söylem, ama gerçek bir söylem.

SUNUCU- Siz daha önce de uyarmıştınız da.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Defalarca uyardık hepimiz, Sayın Cumhurbaşkanımız nasihatlerde bulundu, biz aynı şekilde, diğer arkadaşlarımız, İstihbaratımız, Milli Savunma Bakanlığımız, her görüşmemizde bizler hem Bağdat Yönetimine, hem de Kuzey Irak Bölgesel Yönetime bu uyarılarımızı yaptık. Gelin bu PKK’yı buralardan birlikte temizleyelim; hem bize yönelik tehdit, şimdi bize yönelik sızmalar azaldı, bizdeki PKK’lılar temizlendi, burada da temizliyoruz. Ama esas Irak için bir tehdittir, DEAŞ kadar tehlikelidir ve tehdittir sizin için diye hem Bağdat Yönetimini, hem de Kuzey Irak yönetimlerini biz bugüne kadar çok defa uyardık ve işbirliği teklifinde bulunduk.

SUNUCU- Sayın Bakanım, çok çok teşekkür ediyorum, sağ olun, var olun.

Ben sizin nasıl yoğun çalıştığınızı bildiğim için bu çok kıymetli bir zamandı, özel bir teşekkür ediyorum, sağ olun.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Ben teşekkür ediyorum. Elbette yoğun bir şekilde çalışacağız, çalışmaya devam edeceğiz.

SUNUCU- Kolaylıklar diliyoruz biz de.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Millete yönelik aşkımız, heyecanımız her geçen gün artıyor. Sorunlar olabilir, dış politika sorunsuz olmaz, dikensiz gül bahçesi değildir. Ama milletimiz şundan emin olsun: Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde hiçbir konu bizim kontrolümüzün dışında olmuyor, yani hiçbir konuyu kontrol dışına çıkarmaya da müsaade etmiyoruz, yönetmeye çalışıyoruz. Taraflı tarafsız dış politikaya, diğer siyasi parti seçmenlerinin de destek verdiğini açıkça görüyoruz. Özellikle milli konularda partileri duyarsız olsa bile milletimiz gerçekten çok duyarlı. O gün siyasi partilere de bir uyarıda bulunduk, muhalefetteki partilere; bize muhalif olun, ama Türkiye Cumhuriyeti’ne ve Türkiye Cumhuriyeti’nin ve Türk milletinin menfaatlerine muhalif olmayın, bu dengeyi iyi gözetin diye dostane uyarılarda da bulunduk.

Milletimize de bize verdikleri destek ve güven için çok teşekkür ediyoruz.

SUNUCU- Sağ olun, var olun efendim.

Başta Amerika’nın yaptırım kararı, Avrupa Birliği gündeminde konular, dış politikaya dair çok önemli konuları çok ama çok önemli bir aktörle, dış politikaya dair son dönemde Türkiye’nin en önemli aktörü Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’yla konuştuk.