Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun NTV’ye Verdiği Özel Röportaj, 3 Mayıs 2023 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun TV 100'e Verdiği Mülakat, 24 Nisan 2023 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun A Haber’e Verdiği Özel Röportaj, 10 Nisan 2023 Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Yeni Şafak gazetesine Türkiye Yüzyılı Vizyon Eki kapsamında Verdiği Mülakat, 02 Ocak 2023 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun TV Net’e Verdiği Özel Röportaj, 11 Ekim 2022 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Haber Global’e Verdiği Özel Röportaj, 23 Ağustos 2022 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun TV 100’e Verdiği Özel Röportaj, 27 Temmuz 2022 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun TRT Haber'e Verdiği Özel Röportaj, 21 Temmuz 2022 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun NTV'ye Verdiği Özel Röportaj, 4 Temmuz 2022 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Anadolu Ajansı Editör Masası'na Verdiği Özel Röportaj, 31 Mayıs 2022 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun CNN Türk Tarafsız Bölge’de Verdiği Özel Röportaj, 20 Nisan 2022 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun NTV'ye Verdiği Özel Röportaj, 14 Nisan 2022 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun A Haber'e Verdiği Özel Röportaj, 31 Mart 2022 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun TRT Haber'e Verdiği Özel Röportaj, 10 Şubat 2022 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun NTV’ye Verdiği Özel Röportaj, 7 Eylül 2021, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Frankfurter Allgemeine Zeitung Gazetesi‘ne Verdiği Özel Mülakat, 6 Mayıs 2021 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Oslobodenje Günlük Gazetesi‘ne Verdiği Özel Mülakat, 4 Mayıs 2021 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Nezavisne Novine Günlük Gazetesi‘ne Verdiği Özel Mülakat, 4 Mayıs 2021 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun KANAL 24 ‘e Verdiği Özel Mülakat, 17 Aralık 2020 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Anadolu Ajansı Editör Masası’na Verdiği Mülakat, 30 Eylül 2020, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun CNN Türk “Tarafsız Bölge” Programına Verdiği Mülakat, 16 Eylül 2020, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun TRT Haber’e Verdiği Özel Röportaj, 13 Temmuz 2020, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun CNN Türk “Gece Görüşü” Programına Verdiği Mülakat, 18 Haziran 2020, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun NTV’ye Verdiği Özel Röportaj, 11 Haziran 2020, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun KANAL 24’e Verdiği Özel Röportaj, 3 Haziran 2020, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun DİM TV “İğneli Fıçı Özel” Programına Verdiği Mülakat, 23 Mayıs 2020 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Kanal V Yüksek Tansiyon Programına Verdiği Mülakat, 18 Mayıs 2020 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Akit TV Kanalına Verdiği Özel Röportaj, 12 Mayıs 2020, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun TV 100 Kanalına Verdiği Özel Röportaj, 6 Mayıs 2020, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun NTV’de Yaptığı Açıklama, 18 Nisan 2020
Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Frankfurter Allgemeine Zeitung Gazetesi‘ne Verdiği Özel Mülakat, 6 Mayıs 2021

Soru: Sayın Bakan Çavuşoğlu, bu Perşembe günü Berlin’de Alman mevkidaşınız Heiko Maas’la bir araya geleceksiniz. Maas son olarak Ocak ayında Ankara’da misafiriniz olmuştu. Sıkça yapılan görüşmeler, Türkiye’nin Berlin ve Brüksel’le yaşanan ihtilafların çözülmesinde ilerleme kaydettiğinin göstergesi midir?

Cevap: Görüşmelerin sıkça gerçekleşmesi, ortak gündemimizin ne kadar yoğun olduğunun bir göstergesidir. Burada mesele ihtilafların çözülmesi değildir. Berlin’le fırsatlar ve sinerjiler görüyoruz. Komşu ülkeler olanlar dahil bu kadar kapsamlı ilişkiler sürdüren başka iki ülke neredeyse hiç bulunmamaktadır. Elbette görüş ayrılıkları olacaktır. Brüksel’le birlikte, ilişkilerin ortaklaşa kararlaştırılan olumlu bir gündem temelinde iyileştirilmesi üzerinde çalışıyoruz. Bu iki tarafın da gayret göstermesini gerektirmektedir.

Soru: Şansölye Merkel, bazı sıkıntılı yıllardan sonra ilişkilerin “olumlu bir gündem” aracılığıyla yeniden güçlendirilmesini istiyor. Böyle bir gündemde neler yer almalıdır?

Cevap: Şansölye Merkel altı yıl önce “Biz bunu başarırız!” şeklindeki meşhur ifadesini kullanmıştı. Bu, Almanya ile Türkiye arasındaki ilişkilerde nereye ulaşmak istediğimiz bakımından uygun bir slogandır. Yalnızca biraz gayret gösterirsek, birbirimizi daha iyi anlarsak ve - son derece önemli bir husus olarak - birbirimize saygı ve empatiyle yaklaşırsak yapamayacağımız hiçbir şey yoktur. Ekonomik ve ticari ilişkiler en üst sırada yer almalıdır. Ticaret hacmimiz muhtemelen 40 milyar Dolar’ı aşacaktır. Ticaret hacmimizin 100 milyara ulaşmaması için herhangi bir neden görmüyoruz. Bu yıl, ülkelerimiz arasında “İşgücü Anlaşması”nın imzalanmasının 60. yıldönümüdür. Bugün Almanya’da yaşayan Türk toplumu, iki milletimiz arasında güçlü bir bağ oluşturan önemli bir köprü işlevi görmektedir. Türk toplumu yaşamın birçok alanında Almanya’ya önemli katkılarda bulunmaktadır. Bunun en son örneği, BioNTech şirketinin kurucuları Uğur Şahin ve Özlem Türeci’dir.

Soru: Berlin’e hangi fikirleri getiriyorsunuz?

Cevap: Salgının neden olduğu sınamaların üstesinden gelebilmek için kuvvetlerimizi birleştirmeliyiz. Güvenli seyahat ve turizm konusunda geçtiğimiz yıl sağladığımız mutabakatlar bu bakımdan iyi bir örnektir. Bunun tekrarlanmasını istiyoruz. Kıbrıs konusunu ele alacağız, Libya ve Afganistan’da bir geçiş süreci yaşanacaktır, Almanya bu konular bağlamında önemli bir ortaktır. Terörle mücadele alanında Almanya’yla etkin diyalog mekanizmaları oluşturmuş bulunuyoruz. Ancak Alman dostlarımızdan daha fazlasını bekliyoruz.

Soru: Cumhurbaşkanı Erdoğan bir yıl önce Türkiye’deki mültecilere Yunanistan ve bu suretle de AB sınırlarının açık olduğunu söylemişti. Şimdi yeni bir mülteci anlaşması müzakere edilmektedir. Tartışmalı noktalar var mı?

Cevap: Göç alanında işbirliği, 18 Mart 2016 Beyanının önemli bir unsurudur. Ancak bu Beyan yalnızca bir göç anlaşması değildir. Beyan, Türkiye ile AB arasında göç alanında sağlamlaştırılan bir işbirliğini, Türkiye’ye yönelik olarak verilen somut taahhütlerle birleştirmektedir. Buna katılım müzakerelerinin hızlandırılması, Gümrük Birliği’nin güncellenmesi, vize kurallarının liberalleştirilmesi, düzenli aralıklarla üst düzey toplantılarının düzenlenmesi ve terörle mücadele alanında işbirliğin güçlendirilmesi de dahildir. Türkiye göç konusundaki yükümlülüklerini yerine getirmiştir. 2015 yılından bu yana Ege üzerinden AB’ye gerçekleşen yasadışı göç yüzde 92 oranında gerilemiştir. Buna rağmen AB’nin Türkiye’ye verdiği sözler konusunda büyük ilerlemeler kaydedilmemiştir. AB ve üye ülkelerinin, mutabakattan doğan kendi yükümlülüklerini göz ardı ettikleri ve yalnızca Türkiye’nin yasadışı göçün durdurulması yönündeki yükümlülüklerine odaklanmayı tercih ettikleri anlaşılmaktadır. AB ayrıca ne Suriyeliler için Gönüllü İnsani Kabul Programı’nı başlatmıştır ne de 18 Mart Beyanının 9. maddesinde öngörüldüğü üzere Suriyelilerin terörden kurtarılan bölgelere güvenli, gönüllü ve onurlu bir şekilde geri dönmesini desteklemiştir.

Soru: Peki şimdi beklentiniz nedir?

Cevap: AB’nin bu ve benzer konularda somut ve anlamlı adımlar atmasına ihtiyacımız vardır. 18 Mart Beyanı bir mülteci anlaşması değildir, Türkiye-AB ilişkilerine dair bir anlaşmadır. Beşinci yılında, bu Beyanın, değişen ve sınamalarla dolu durum karşısında bir bütün olarak yeniden gözden geçirilmesini istiyoruz. Afganistan ve Suriye’de devam eden ihtilaflar nedeniyle ortaya çıkacak yeni göç riskleri ya da salgının yavaşlaması karşısında AB, işbirliğinin nasıl sürdürülebileceğini ve yük paylaşımı açısından neler yapılması gerektiğini planlamaya başlamalıdır.

Soru: Almanya’yla işbirliği bağlamında sınırların olmadığını söylediniz. AB bağlamında sınırlar var mıdır?

Cevap: Türkiye-AB ilişkilerinin güvenlik, savunma ve bölgesel istikrar sağlama çabalarından eğitim, bilim ve kültür gibi alanlara kadar çok büyük bir potansiyele sahip olduğuna inanıyoruz. Ancak ilişkilerin Yunanlıların ve Kıbrıs Rumlarının akıl dışı ve maksimalist talepleri tarafından rehin alınması üzücüdür. Bu durum, işbirliği konusundaki devasa potansiyelimizi tehdit etmektedir.

Soru: Yunanistan’la diplomatik bir çözüme yaklaşıyor musunuz?

Cevap: İkili deniz meselelerini çözmenin tek yolu diplomasidir. Ancak müzakere masasına oturmaktan kaçınan taraf Yunanistan’dı. Siyasi iradeyle bütün sorunların çözülmesi mümkündür.

Soru: Rusya, Suriye ve Libya’daki taşeronlarını Türkiye’ye karşı harekete geçirmek ya da yaptırımlar kararlaştırmak suretiyle Türkiye’ye baskı uygulayabilir. Moskova’nın baskısını nasıl savuşturacaksınız?

Cevap: Rusya’yla bir iş ilişkisi tesis etmeye çalışıyoruz. Rusya bazı bölgesel meselelerde en önemli aktördür. Bu bağlamda olumlu sonuçlar elde etmek her zaman kolay değildir, fakat mümkündür. Bu, her zaman aynı fikirde olduğumuz anlamına gelmemektedir. Ancak açık konuşabilecek durumdayız. Diyalog kanallarını açık tutmak önemlidir. Milli menfaatlerimizi korumalıyız ve güvenliğimizi tehlikeye atamayız. Rusya bunu anlamaktadır. Mümkün olan durumlarda Rusya’yla işbirliği yapıyoruz, fakat gerekmesi halinde de tavrımızı ortaya koruyoruz. Rusya’yla diyaloğumuzun bölgesel ve uluslararası istikrara katkı sağlamasını istiyoruz. Bunun bir örneği Suriye’dir. Farklı görüşlerde olduğumuz aşikardır, ancak buna rağmen işbirliği yolları bulduk. Bunun sonuçlarından birisi, BM’nin 2254 sayılı kararının işleyen tek mekanizması olan Anayasa Komitesi’dir.

Soru: “Sofagate” meselesi Avrupa’da halen yoğun bir şekilde tartışılmaktadır. Size göre, AB liderlerinin Cumhurbaşkanı Erdoğan’la yaptıkları görüşmede ters giden unsur nedir?

Cevap: Bu olay, yalnızca AB içi siyasi anlaşmazlıklar ve rekabet düşünceleri nedeniyle yaşanmıştır. Devlet ziyaretlerinin önemli unsurlarından birisi, hazırlıklardan sorumlu protokol heyetleri arasında gerçekleşen görüşmelerdir. Türkiye, ziyaret öncesinde AB heyetinin tüm isteklerini yerine getirmiştir. Ancak AB Komisyonu’nun protokol birimi yetkilileri, müteaddit defa hatırlatmamıza rağmen, Türkiye’ye seyahat eden AB öncü heyetinde yer almamıştır. AB Komisyonu Başkanı erkek olsaydı, protokol düzeni yine aynı olacaktı. Zira AB tarafı, düzenin özellikle bu şekilde olmasını arzu etmişti. AB’nin iç sorunlarının bu ziyarete gölge düşürmüş olması üzücüdür.