SUNUCU- Merhaba, iyi günler.
Türkiye dış politikada önemli bir haftaya girmiş bulunuyor. Özellikle
Zeytin Dalı Harekâtı Afrin’de Mehmetçiğin kahramanlıklar sergilemesi
uluslararası arenada birçok ülkeyi rahatsız ediyor. Aynı zamanda
Türkiye’nin dış politika gündeminde Ege ve Kardak kayalıkları gibi
başlıklar da geride bıraktığımız günlerde öne çıkmaya başladı.
Terör örgütü DEAŞ’la Mücadele Uluslararası Koalisyonu Dışişleri Bakanları
Toplantısı ve Irak’ın Yeniden İmarı Uluslararası Konferansı için Kuveyt’te
bulunuyoruz. Dışişleri Bakanımız Sayın Mevlüt Çavuşoğlu Türkiye’yi temsilen
bu iki konferansa katılıyor ve şimdi TRT Haber’in konuğu.
Sayın Bakan, hoş geldiniz.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Hoş bulduk.
SUNUCU- Öncelikle bu iki konferans.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Bugün DEAŞ’la mücadeleyi konuşuyoruz.
DEAŞ’la koalisyon içindeki tüm ülkelerin temsilcileriyle, birçok dışişleri
bakanı burada, biz de düşüncelerimizi söyledik; DEAŞ’la nasıl mücadele
edilir, DEAŞ hangi kimliğe bürünüyor, yeni stratejileri nedir, bunları iyi
bilmemiz gerekiyor, ama en önemlisi de etkin mücadele. Kendi
mücadelelerimizden ve bugüne kadar DEAŞ’a karşı aldığımız önlemler, aynı
şekilde yaptığımız operasyonlarla, Fırat Kalkanı Operasyonu dahil DEAŞ’e
yönelik vurduğumuz darbeleri anlattık.
Diğer taraftan tabii YPG-DEAŞ işbirliğine de vurgu yaptık ve Amerika’nın
özellikle YPG ile yaptığı işbirliğinin yanlış olduğunu, yani koalisyonun
içindeki bir ülkenin DEAŞ’I başka bir terör örgütünün koruması altına
aldığını son zamanlarda bunu söylüyoruz ki özellikle Afrin’de bunu
görüyoruz, YPG DEAŞ’la işbirliği yapıyor ve onları hapishaneden bıraktığı
gibi Fırat’ın doğusundan da DEAŞ teröristleri Afrin bölgesine gelmiştir.
Buradaki kısaca çifte standardı ve yanlışlıkları da söyledik ve terörle
etkili mücadelede DEAŞ başta olmak üzere ne yapmamız gerektiğini Türkiye
örnekleriyle anlattık.
Yarın ise Irak’ın yeniden imarı, sizin söylediğiniz gibi yeniden inşa
edilmesiyle ilgili bir konferans toplanacak. Biz de burada yapacağımız
yardımları, hem insani yardım miktarını, hem de Türk firmalarının
üstlenebileceği projelere verebileceğimiz kredi miktarını yarın burada
açıklayacağız. Ve bugüne kadar Irak’a her konuda, özellikle terörle
mücadele, yine referandum zamanında sınır bütünlüğüne, toprak bütünlüğüne
verdiğimiz destek gibi bundan sonraki süreçte de hem PKK’dan kurtulması
için Irak’la işbirliği yapacağız, destek vereceğiz, hem de Irak’ın yeniden
imarı için en güçlü desteği Türkiye verecektir daha önceki yıllarda
yaptığımız gibi.
SUNUCU- İroni, Kuveyt’te düzenleniyor Irak’ın yeniden imarı…
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Evet, ilginç değil mi?
SUNUCU- Çünkü Saddam Hüseyin döneminde işgal edilmiş bir toprak parçası,
bir ülke Kuveyt ve şimdi Kuveyt Irak’ın yeniden imarı için devrede.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Bu da anlamlı tabii, sembolik ama,
gerçekten Kuveyt bölgenin akil bir ülkesi, Körfez krizinde de biliyorsunuz
bizim de desteklediğimiz arabuluculuk görevini yapmaya çalışıyor, işi kolay
değil. Ama bölgedeki toplantılara ev sahipliği yapıyor, son derece
objektif, dengeli bir tutum sergiliyor. Biz de Kuveyt’in bu tutumunu, bu
duruşunu destekliyoruz ki bölgede böyle akil insanlar ve akil devletler
lazım. Zaten Şeyh Sabah da bölgenin akil insanlarından birisi. Dolayısıyla
zaten hemen kuzey komşusu, böyle bir toplantının da burada, Kuveyt’te
olması bana göre isabetli.
SUNUCU- Türkiye’nin değerli yatırımları var, iş dünyasına kapısını açmış
bir Kuveyt, aynı zamanda havaalanı inşaatı devam ediyor, dün akşam siz
oradaydınız.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Havaalanı projesi petrol projelerinden
sonra en büyük projesidir ve buna çok önem veriyorlar. Eski havaalanı küçük
kaldı ve 4 yıl içinde bitecek bir havaalanı, bir Türk firması bunu inşa
ediyor. Dün akşam gittik yerinde inceledik gerçekten inşaat hızlı bir
şekilde ilerliyor ve çalışanlarla, işçilerle bir araya geldik, akşam
yemeğini beraber yedik. Daha önce Cumhurbaşkanımız geldiği zaman da yine
büyük bir sevgi göstermişlerdi, yine dün onlarla buluşmaktan biz de
mutluluk duyduk. Diğer alanlarda da Türk firmaları burada aktif. Türk
firmalarına, Türkiye’ye güvenen bir ülke. Türk firmaları da zaten yaptığı
işi en iyi şekilde yapıyor. Savunma sanayii olsun, yatırımlar olsun,
Türkiye’de yatırımlar olsun, ikili ticaret hacminin artması olsun her
alanda gerçekten Kuveyt’le ilişkilerimiz mükemmel düzeyde, siyasi
ilişkilerimiz keza öyle. En son Sayın Cumhurbaşkanımızın bir önceki
ziyaretinde müjdeyi de verdi Kuveyt vatandaşlarına vizeyi de kaldırdık,
onlar çünkü Türkiye’ye gelmeyi de çok seviyorlar, çok seyahat ediyorlar,
yani her alanda ilişkilerimizin çok iyi olduğu bir dost ve kardeş ülke.
SUNUCU- Ve buradaki mevkidaşlarınız arasında bugün kamuoyunun Türkiye’de
artık ismini ezberlediğimiz maalesef Amerika Birleşik Devletleri
müttefikimiz mi, değil mi hangi noktadayız bilemiyoruz? Hassasiyetlerimiz
öfkeye dönüşmüş durumda, kamuoyunda Amerika’nın izlediği politikalardan
PKK’ya Suriye’nin Afrin bölgesinde Fırat’ın doğusunda ve Münbiç’te verdiği
destek artık aleniyet kazandı. Az önce TRT Haber’e ulaşan bir görüntü var
insansız hava araçları Afrin’de sivil yerleşim bölgelerinde terör örgütü
PKK, PYD militanlarının Mehmetçiğe kurşun sıkmaya çalıştığına ilişkin
görüntüler ekranlara getiriyoruz şu anda.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- YPG’liler mi?
SUNUCU- Evet, YPG’liler biz PKK diyorum ben.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- YPG, PKK aynı onlar mı?
SUNUCU- Evet onlar. Sivil yerleşim bölgelerinin içerisindeler ve oradan
Mehmetçiğe saldırı düzenlemeye çalışıyorlar.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Bu teröristlerin zaten bildiği en iyi
yöntemlerden birisidir bu. Türkiye’de de böyle yaptılar, bu bazı şehirlerde
biliyorsunuz işte çukur kazdıkları zaman sivilleri onların hayatını riske
atarak canlı kalkan olarak kullanıyorlar, zaten bunları yapacağını biz
biliyorduk böyle planlamalar yaptığını, sahadaki insanlar da bunu
söylüyordu. Hatta işte Süryanilerden bir açıklama geldi çocukları bile
zorla savaşmaya gönderiyorlar, Türk askerinin karşısına gönderiyorlar Özgür
Suriye Ordusu’yla çatışmaya gönderiyorlar bunlar da insanlık yok ki.
Bunların derdi zaten öyle Kürtlerin hakkıymış veya başkalarının insanların
sivillerin hakkıymış böyle bir derdi yok. Bunlar kendilerine bir terör
devleti oluşturmak istiyorlar. Şimdi bazen Türkiye’de kızıyorlar bunlar
işte kendi ideolojisinden olmayan herkese bu zulmü yapıyor diyoruz işte
Marksist komünist ideoloji. Benim bu ideolojilerle bir problemim yok, ben o
ideolojileri paylaşmıyorum, ama demokratik bir şekilde kendi ideolojisini
savunan insanlarla da bir problemim yok veya inancıyla da bir problemim
yok. Ateist olsun beni ilgilendirmez, benim dinim bana onun inancı ona.
Fakat bu ideolojiden olmayan herkese zulüm ettiği zaman veya sırf bu
ideolojiye sahip diye PKK’ya bu ideolojiyi savunan siyasi partiler destek
verdiği zaman işte ona karşıyız. Yani burada insanların ideolojisini biz
hedef almıyoruz. Aynı ideolojiyi paylaşıyoruz diyerekten bazı
siyasetçilerin ve siyasi partilerin PKK’yı terör örgütü olarak
görmemesinden rahatsızım. Biz şimdi DEAŞ’i İslam’ı kullanıyor diye veya
herhangi bir başka Müslüman veya bir Türk terörist diye ona sahip çıkabilir
miyiz? Hayır. O zaman benimle ne farkı var onun?
SUNUCU- Bu yapıyı beslediğini artık aleni bir şekilde ilan da etmiş bir
Amerika Birleşik Devletleri. Kimdir Amerikalılar bizim için artık?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Bugün konuşmalarında Türkiye'ye biraz
çiçek attılar, yani Tillerson işte Türkiye’nin endişelerini anlıyoruz,
McGurk de lütfetti Türkiye işte DEAŞ’a karşı şöyle etkili oldu, böyle
etkili oldu. Biz kendilerine de söyledik artık yani sözden çok eylem görmek
istiyoruz, yani bu tür sözler hani bizi kandırmaya yetmez. Çünkü bugüne
kadar ABD bize verdiği sözleri tutmadı ve söylenen sözler yerine gelmedi.
SUNUCU- Sadece Obama döneminde değil.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Sadece Obama döneminde değil, yeni
dönemde de böyle oldu. İşte Başkan Trump bir şey söylüyor, ama Pentagon’dan
ertesi gün başka bir ses geliyor veya CENTCOM’dan başka bir şey geliyor.
Hepsi başka bir şey söylese Suriye’de, Irak’ta sahada askerleri başka bir
şey yapıyor. Dolayısıyla bizim artık bu sözlere tahammülümüz kalmadı
gerçekten. Halkımızın, milletimizin kalmadı. Biz kimiz? Biz milletimizin
yetki verdiği insanlarız. Biz siyasetçileriz, milletimizi temsil ediyoruz.
Halkımızın verdiği yetkiyle, güçle biz siyaset yapıyoruz. Dolayısıyla
milletimizin hissiyatını, duygularını ve görüşlerini biz dikkate almak
zorundayız ve yansıtmak zorundayız. Milletimizin hissiyatı neyse bunu dış
politikada da, ekonomide de, her alanda da yansıtmak zorundayız ve
yansıtıyoruz.
Mesela niyetin hissiyatı şudur: Artık ABD’yi milletimiz dost olarak
görmüyor gerçekten. Bunun sorumlusu biz değiliz, biz çıkıp Amerikan
düşmanlığı yapmıyoruz veya Amerikan düşmanlığını tetikleyecek şeyler de
yapmıyoruz. Amerika’nın attığı adımlar, YPG’ye silah vermesi, FETÖ’nün
orada barınması, verilen sözlerin tutulmasından dolayı bir güven bunalımı
oldu, güven kayboldu. Biz de bunu kendilerine söylüyoruz. Bakınız, biz
halkın temsilcisiyiz ve halkımızın bakışı böyledir. Halkımızın bizden
talepleri var; Kürecik’le ilgili de talepleri var, İncirlik’le ilgili de
talepleri var, başka talepleri de var. Ama biz bunu da, yani halkımızın
haklı taleplerini de belli bir şekilde konsolide etmeye çalışıyoruz, bunu
halkımızla da konuşuyoruz. Tabii her hissiyata göre her ülkeyle ilişkileri
kes ya da bitir olmaz, diplomasiyi de sonuna kadar işletmemiz lazım. Biz
bugüne kadar diplomasiyi ABD’yle sonuna kadar samimi bir şekilde işletmeye
çalıştık, işlettik bizim taraftan, diyaloğumuz da var, olmalıdır da. Ama bu
diplomasi de netice getirmeli. Netice getirmiyorsa diplomasi, o zaman somut
adımlarla bir şeyler yapılması gerekiyor. Bizim ABD’den o nedenle
beklentimiz budur. Artık söz, nasihat ya da işte teşvik edici söylemler
bizim için anlamını yitirdi, gerçekten yitirdi, somut adım atması lazım.
Efendim, işte Rakka’dan sonra hani bitirecekti YPG’yle ilişkisini? Hani
Rakka’yı Araplara verecekti? Adını değiştirerek Araplara verdim dersen ben
buna inanmam, bu dürüstlük de olmaz. Münbiç’ten hani çekilecekti? Bizim
ekipleri davet ettiniz, bak çekildi dediniz, sonra çekilmediğini herkes
gördü, yani doğruyu söylemediniz orada veya buna benzer birçok şey.
Halkımız da görüyor, biz de görüyoruz. Yani bizi aptal zannetmesinler, biz
her şeyi görüyoruz, sahadaki gelişmeleri de görüyoruz, onların yaklaşımını
da görüyoruz. Eğer bizi gerçek bir müttefik olarak görüyorlarsa ve
samimilerse bunun gereğini yapmalılar ve bizim taleplerimizi yerine
getirmeliler bir müttefik gibi ki bizim onlardan taleplerimiz yapılamayacak
bir şey değil. Bize karşı oluşan düşmanlığın sona ermesi YPG üzerinde veya
başka şeyde. Aynı şekilde bizim endişelerimizin, yani halkımızın
endişelerinin bir kere karşılanması gerekiyor ve de bu güven kaybının
yeniden tesis edilmesi lazım. Güvensizliğin olduğu yerde konuşsan ne olur,
konuşmasan ne olur? Sözlerin yerine gelmediği yerde başka şeyler söylesen
ne olur, söylemesen ne olur? Yani ABD’nin artık bunu anlaması lazım. Yeni
Türkiye’yi bir kere görmesi gerekiyor. İki; Türkiye’nin hissiyatlarını,
düşüncelerini ve duruşunu da görmesi lazım. Türkiye öyle 10 bin nüfuslu, 20
bin nüfuslu, 50 bin nüfuslu veya işte kimseyi küçüksemek için söylemiyorum,
ama geçmişini bilmediği ne olduğu millet ya da hükümet gibi, devlet gibi
davranılmamasını öğrenmesi gerekiyor. Davranamayacağını öğrenmesi
gerekiyor. Bu Avrupalılar için de geçerli, bu ABD için de geçerli.
SUNUCU- Kişisel dostluğunuz aleniyet kazanmış bir isim Rex Tillerson, zaman
zaman görüşüyorsunuz telefonla. Rex Tillerson Perşembe günü Sayın
Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından kabul edecek, akabinde siz görüşeceksiniz
ve kameraların karşısına geçeceksiniz. Kolay bir basın toplantısı
olmayacağı aşikâr Rex Tillerson, en azından meslektaşlarımız rahat
bırakmayacaktır. Ama Rex Tillerson bugün yaptığı açıklamada Suriye’deki
kurtarılmış bölgeler için 200 milyon Dolarlık ek bütçe ayrıldığını söyledi.
Aynı Rex Tillerson’ın başkentinden, Washington’dan dün de 500 milyon Dolara
aşkın bir para terör örgütü PKK-YPG için. Masada nasıl oturulacak ve nasıl
güven?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- İşte problem bu. Farklı kurumlar, farklı
şeyler. Ve kendi aralarında da bu sorunu çözmeleri gerekiyor.
Doğru, Rex Tillerson benim dostum. Dostum dediğim zaman bile halkımız tepki
gösteriyor, bunlardan dost mu olur diyor. Ama her şeyden önce dışişleri
bakanları arasında bu dostluk olmalıdır, yani resmi ilişkilerin dışında o
samimi diyalog da olmalı anlaşsanız da, anlaşmasanız da. Ama ben Rex
Tillerson’un şahsında da, kendisine yönelik de bir güvenim var. Yani
doğruları açık açık söylemeye çalışan bir arkadaşımız. Ama bu işler sadece
Rex Tillerson’a bağlı değil, siz de zaten bir tane örneğini verdiniz. Rex
Tillerson’un ilişkileri düzeltmek istediğinden de ben eminim, şahsen eminim
ve bunun için çaba sarf ettiğini de biliyorum. Ama Amerika’dan kaynaklanan
sorunlar esasen sadece Rex Tillerson’la ya da Dışişleri Bakanlığıyla ilgili
değil, daha doğrusu Dışişleri Bakanlığının dışındaki gelişmeler; sahadaki
gelişmeler, CENTCOM’un yaptıkları, aynı şekilde Pentagon’un yaptıkları veya
onun ötesinde atılan adımlar. Dolayısıyla Türkiye’de şimdi Dışişleri Bakanı
ayrı söylerse, Cumhurbaşkanı ayrı söylerse, böyle bir şey olabilir mi? Veya
cumhurbaşkanı bir söz verecek, asker diyecek ki hayır ben böyle
düşünmüyorum, böyle düşünüyorum. Eski Türkiye’de bunlar vardı, ama bugünün
Türkiye’sinde bunlar artık yok. Dolayısıyla bizim içeride milli
birlik-bütünlüğümüz var çok şükür. Her konuda herkes aynı fikirde olduğu
anlamına gelmez, ama bu konularda farklı partilerin tabanları da aynı
düşünüyor. Çünkü bu tehdit sadece bir partiye yönelik tehdit değil veya
toplumun bir kesimine yönelik tehdit değil. Bu tehdit Türkiye
Cumhuriyeti’ne ve Türk milletine yönelik bir tehdittir. O nedenle işte
Amerika’da bu kopukluklar var, farklı duruşlar var, bunların hepsini
konuşacağız ki onları düzeltmesi gereken onlardır. Biz onların iç işlerine
girip de müdahale edecek değiliz. Ama bunun yansıması bize olduğu zaman,
bizim de buna tepki koymamız ya da tedbir almamız son derece doğaldır. Ve
bu ziyaret önemli kritik bir ziyaret olacak, bunları da açık açık
kendisiyle de konuşacağız. Tabii ki birinci şeyimiz; ilişkileri düzeltmek.
Dün de söylediğim gibi iki seçenek kaldı; ya ilişkileri düzelteceğiz, ya
tamamen bozulacak. Tabii ki düzeltmeyi deneyeceğiz, çaba sarf edeceğiz.
SUNUCU- Bozulmasından kastımız nedir?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- İlişkilerin bozulmasından kasıt nedir?
İlişkilerimiz bozulur yani böyle ortada kalmaz. Şu anda güven bunalımı var,
somut adımlar atılması gerekiyor. İlişkiler bozulduğu zaman bunun birçok
negatif, ben bunları düşünmek bile istemiyorum, yani ilişkiler bozuldu,
hemen birçok adımlar atılır, o ayrı bir şey. Ama önce bizim görevimiz, biz
diplomatız, dışişleri bakanlarıyız. Düzeltmek, ama bu düzeltmenin de
şartlarını bugüne kadar kendileriyle paylaştık. Şimdi o beklentilerimiz
konusunda ne yapacaklar, hangi adımları atacaklar. Kuru sözler değil.
SUNUCU- Umutlu musunuz?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Umudumu kaybetmek istemiyorum, ama
gerçekçiyim aynı zamanda. Ben her zaman iyimser bir insanım, ama reel
politiği de biliyorum. Tecrübe de edindim, sağduyumuz da var,
tecrübelerimiz de var, gördüklerimiz de var, dolayısıyla hani böyle
hayalperest de değiliz, umudumu korumak istiyorum, ama gerçekleri de
biliyorum.
SUNUCU- Beyaz Evin yaklaşımı NATO eşittir Amerika Birleşik Devletleri
şeklinde ve bu Amerika Birleşik Devletleri bugün terör örgütüyle
omuz-omuza, resmen de bunu ilan etmiş. Sahada Münbiç’te bir general adeta
aba altından sopa gösterir bir tavır sergiliyor. Bu ciddi anlamda
hassasiyetlerimizi, milli duygularımızı ve müttefiklik anlayışımızı
sarsıyor.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Münbiç’teki general yeni değil ki orada
zaten var. Yani Amerikan askerleri getirdi YPG’yi. Ben götürmedim YPG’yi
oraya. Zaten her gün beraberler, ara ara fotoğrafları yansıyor. Onların
bezlerine takmadılar mı? Taktılar. Onlarla aynı konvoyda dolaşmadılar mı?
Dolaştılar. Aynı bayrakları paylaşmadılar mı? Paylaştılar. Yani düşünün,
terörle mücadelede en önde olduğunu söyleyen, öncüsü olduğunu söyleyen bir
ülkenin içine düştüğü duruma bakın. Yani burada bir amacınız mı var, ayrı
bir devlet mi kurmak istiyorsunuz? Hedefiniz ne? Hedefiniz Türkiye mi?
Suriye’yi bölmek mi? Yani hedefiniz ne? Bu konularda da dürüst olun. Açık
açık söyleyin. Biz Afrin’e giriyoruz, diyoruz ki; bizim Suriye’nin sınır
bütünlüğü konusunda bir tereddüdümüz yok, bir gizli planımız da yok, biz
Suriye’nin sınır bütünlüğünü destekliyoruz ve buna bağlıyız, bir komşu ülke
olarak buna bağlıyız kardeşim. Fırat Kalkanı Operasyonunu yaptım, burada
bir terör koridorunun oluşturulmasını da engelledim, sınırımdan DEAŞ’i de
temizledim. Ama biliyoruz ki buralar Suriye topraklarıdır ve Suriyeliler
dönüyor buraya. Benim tutumum gayet net, sen de net ol, ne istediğini
bilelim. Hem öyle, hem böyle olmaz. Yani sözlerle uygulamalar arasında
farklılıkların da olmaması gerekiyor.
SUNUCU- Stratejik ortak mıyız Amerika Birleşik Devletleri’yle?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Bugüne kadar stratejik ortağız, hatta
bir ara model ortak da olduk, Obama tanımladı bunu. Ama model ortaklığın
gereği yerine getirilmedi maalesef.
SUNUCU- Siz nasıl tanımlıyorsunuz ortaklığımızı?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- NATO içindeyiz. Stratejik ortaklığımız
var, halen var, İşte biraz önce dediniz ya ilişkiler iyi olursa ne olur?
İyi olursa bunlar devam eder. Normalleştirirsek. İlişkilerimiz tamamen kötü
olursa da, bu ortaklıklar da ortadan kalkar. Yani bunun ortası yok artık.
Yani bize yönelik tehdit çok büyük. Biz bu tehdide yönelik kendi
tedbirlerimizi almak durumundayız. Bu ABD olsun, fark etmez, bizim için
hangi ülke olduğu da önemli değil. Ya bizim için dostsa-müttefikse bunun
gereğini yapacak ya da dost değilse de-müttefik değilse de bu tablo da
ortaya çıkacak. Yani bu önceden tüm ilişkilerin geleceğini ben prejudge
etmek istemiyorum, hani önyargılı da davranmak istemiyorum. Ama ortada
adımlar var, tecrübeler var, konuştuklarımız var, tutulmayan sözler var,
bize yönelik eylemler var, terör saldırıları var, bir sürü şey var ortada.
Bunları konuşacağız, sonra ilişkilerimizin nereye gideceğine beraber karar
vereceğiz. İşte bizim ilişkilerimiz gelecek için önemli. Gelecek için
önemli de, gelecek için benim güvenliğim de önemli. Yani stratejik
ortaklığımız önemli, tamam, ama sadece senin faydana stratejik ortaklık
olmaz ki benim faydama da olması lazım veya sadece ben seni korumayacağım,
sen de beni koruyacaksın, ortaklıkta bu var. Biz niye NATO’yu kurduk? Neden
NATO’nun içinde hep beraber varız? Başka bir ülke olduğu zaman NATO hareket
edecek veya işte dördüncü madde, beşince madde yürürlüğe konulacak. Türkiye
olduğu zaman laf çevireceksin. Olmaz.
SUNUCU- Güven arttırıcı önlemler dediğimizde hangi iki başlık aciliyet
kazanıyor?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Güven arttırıcı önlemler dediğimizde,
bir; bir kere YPG’ye silah vermeyi kesecekler, silahları alacaklar,
bunlarla bağını koparacaklar. Bir terör örgütüyle yan yana biz bir ortak
görmek istemiyoruz.
İki; derhal Münbiç’ten YPG’lileri geri gönderecekler.
Üç; FETÖ’yle ilgili de bugüne kadar hiçbir adım atmadılar, FETÖ’yle ilgili
de artık adım atmalarını bekliyoruz. Bize darbe yapan, 251 vatandaşımızı
şehit eden, öldüren ve 2193 vatandaşımızı ağır şekilde yaralayan bir terör
örgütünün başı hala Amerika’da özgür dolaşıyor. Hiçbir araştırma
başlatılmadı. Hiçbir soruşturma başlatılmadı ve oradan halen Türkiye’yi
tehdit etmeye devam ediyor. Dolayısıyla terör örgütlerinin mi dostusun,
Türkiye’nin mi dostusun; bu konuda Amerika’nın kararını vermesi gerekiyor.
SUNUCU- Kıbrıs açıklarındaki doğalgaz arama ve Ege’deki kayalıklar konusu
son sorum olsun.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Kıbrıs konusunda, bugüne kadar Kıbrıs
Rum Kesimi bir çözüme yanaşmadı. Dolayısıyla buradaki gücü, yönetimi
Türklerle paylaşamayacağını da gördük Crans-Montana’da. Ama Kıbrıs
etrafındaki rezervlerde Kıbrıs Türk halkının da hakkı var. Eğer siz bunu da
paylaşmak istemiyorsanız, o zaman biz Kıbrıs Türk halkının ve Kuzey Kıbrıs
Türk Cumhuriyeti’nin ve Türkiye’nin haklarını koruruz. Biz İtalyanlara da
söyledik, göndermeyin ENI’yi kardeşim. Geçen sene de söyledik, 2 sene önce
de söyledik, her düzeyde söyledik, diğer ülkelere de söyledik. Avrupa
Birliği şimdi bazen konuşuyor, sen önce Rum Kesimini aldın hukuksuz bir
şekilde, şimdi Rum Kesimine Türk tarafının haklarını hatırlat, tek taraflı
bu faaliyetlerde bulunma, ortamı germe de. Bunları söylemiyorlar,
dolayısıyla her zaman Türkiye ve Türk tarafı haksız; böyle bir şey yok. Biz
artık kendi hakkımızı ve Kıbrıs Türk halkının hakkını, vatandaşlarımızın,
soydaşlarımızın, akraba topluluklarımızın hakkını koruyacak güce sahibiz
elhamdülillah. Dolayısıyla biz burada düşmanlık istemiyoruz, gerginlik de
istemiyoruz. Ve bu tek taraflı faaliyetlerden Rum tarafı zaten vazgeçtiği
zaman ki onlar da Türk tarafının haklı olduğunu söylüyorlar konuştukları
zaman. O zaman gereğini yapalım, bir mutabakat, bir anlaşmaya varılsın.
Avrupa Birliği’ne dedik ki; siz yapın, gelin beraber yapalım, bir
çalışalım. Rum tarafı bunu kabul etsin, anlaşma sağlansın, ondan sonra bu
faaliyetlerde devam edin, problem yok, ama öyle tek taraflı olmaz.
Kardak konusu biliyorsunuz 96’dan bu yana her sene yıldönümünde işte
Yunanlılar oraya gelmeye çalışır, çiçek atmaya çalışır, vesaire. Bizimkiler
de gerekli tedbirleri alırlar. Esasen Yunanlıların bu tür gerginliklerden
uzak durması gerekiyor. Yarın bir kaza olur, başka bir şey olur, bak
ilişkilerimizde iyi bir noktaya geldik. O sorunlu alanlar parantez içinde
duruyor, hatta istikşafi görüşmelerle bunları nasıl çözeceğimizi
konuşuyoruz. Fakat ilave gerginlikler yaratmanın hiç kimseye, özellikle de
Yunanistan’a hiçbir faydası olmaz, tam tersi zararı olur. O yüzden ne gerek
var böyle popülizm içinde hareket etmenin? Bir Savunma Bakanı var maşallah,
onların tabiriyle şımarık çocuk. Şımarık çocuk olabilir de, hani şımarık
çocuk bizim başımıza iş açmasın. Yani iki ülke arasında ilişkileri
koparmasın. Çünkü çok önemli mesafeler kat ettik. Cumhurbaşkanımızın mesela
ziyareti tarihi bir ziyaret oldu. Bu nedir? Biz Yunanistan’la dostluğumuzu,
iyi komşuluğumuzu sürdürmek istiyoruz. Ama her şey onların istediği şartta
da olmaz, bizim istediğimiz şartta da olmaz, ortak anlayışla bunu
sürdürmemiz gerekiyor.
SUNUCU- Sayın Bakan, teşekkür ederim bize zaman ayırdınız, çok sağ olunuz.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Ben teşekkür ederim, sağ olun.
SUNUCU- Evet TRT Haber’de Kuveyt’ten karşınızdaydık. Dışişleri Bakanı
Mevlüt Çavuşoğlu Irak’ın yeniden yapılandırılması ve DEAŞ’la mücadele
konusundaki konferanslarda ikili temaslarda bulunuyor, konuşma yapıyor ve
bize de zaman ayırdı.
Bir başka yayında yeniden birlikte olmak dileğiyle, ben Fuat Kozluklu,
Kuveyt’ten iyi günler.