Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun NTV’ye Verdiği Özel Röportaj, 3 Mayıs 2023 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun TV 100'e Verdiği Mülakat, 24 Nisan 2023 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun A Haber’e Verdiği Özel Röportaj, 10 Nisan 2023 Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Yeni Şafak gazetesine Türkiye Yüzyılı Vizyon Eki kapsamında Verdiği Mülakat, 02 Ocak 2023 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun TV Net’e Verdiği Özel Röportaj, 11 Ekim 2022 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Haber Global’e Verdiği Özel Röportaj, 23 Ağustos 2022 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun TV 100’e Verdiği Özel Röportaj, 27 Temmuz 2022 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun TRT Haber'e Verdiği Özel Röportaj, 21 Temmuz 2022 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun NTV'ye Verdiği Özel Röportaj, 4 Temmuz 2022 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Anadolu Ajansı Editör Masası'na Verdiği Özel Röportaj, 31 Mayıs 2022 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun CNN Türk Tarafsız Bölge’de Verdiği Özel Röportaj, 20 Nisan 2022 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun NTV'ye Verdiği Özel Röportaj, 14 Nisan 2022 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun A Haber'e Verdiği Özel Röportaj, 31 Mart 2022 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun TRT Haber'e Verdiği Özel Röportaj, 10 Şubat 2022 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun NTV’ye Verdiği Özel Röportaj, 7 Eylül 2021, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Frankfurter Allgemeine Zeitung Gazetesi‘ne Verdiği Özel Mülakat, 6 Mayıs 2021 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Oslobodenje Günlük Gazetesi‘ne Verdiği Özel Mülakat, 4 Mayıs 2021 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Nezavisne Novine Günlük Gazetesi‘ne Verdiği Özel Mülakat, 4 Mayıs 2021 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun KANAL 24 ‘e Verdiği Özel Mülakat, 17 Aralık 2020 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Anadolu Ajansı Editör Masası’na Verdiği Mülakat, 30 Eylül 2020, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun CNN Türk “Tarafsız Bölge” Programına Verdiği Mülakat, 16 Eylül 2020, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun TRT Haber’e Verdiği Özel Röportaj, 13 Temmuz 2020, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun CNN Türk “Gece Görüşü” Programına Verdiği Mülakat, 18 Haziran 2020, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun NTV’ye Verdiği Özel Röportaj, 11 Haziran 2020, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun KANAL 24’e Verdiği Özel Röportaj, 3 Haziran 2020, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun DİM TV “İğneli Fıçı Özel” Programına Verdiği Mülakat, 23 Mayıs 2020 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Kanal V Yüksek Tansiyon Programına Verdiği Mülakat, 18 Mayıs 2020 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Akit TV Kanalına Verdiği Özel Röportaj, 12 Mayıs 2020, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun TV 100 Kanalına Verdiği Özel Röportaj, 6 Mayıs 2020, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun NTV’de Yaptığı Açıklama, 18 Nisan 2020
Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun NTV Kanalına Verdiği Özel Röportaj, 19 Haziran 2018, Antalya

SUNUCU- Merhabalar.

Türkiye bölgesel ve uluslararası sorunların bitmek bilmediği bir bölgede sürekli değişen dengelerin ortasında çok büyük azimle çıkarlarını koruma gayreti içerisinde, bu yüzden özellikle son yıllarda Dışişleri Bakanlığına çok olağanüstü bir iş yükü bindi. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçeceğimiz seçime 5 gün kala Türkiye’nin dış politikadaki önceliklerini, yeni döneme devredeceği siyasi pozisyonları farklı alanlarda veya bölgelerde ve muhtemel tehditlere karşı uyarıları Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’yla konuşacağız. Sayın Bakan şu anda canlı yayın konuğumuz Antalya Kaleiçi’nde.

Efendim, çok teşekkür ederiz bu imkânı bize verdiğiniz için.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Hoş geldiniz Antalya’mıza.

SUNUCU- Sağ olun efendim.

Çok olağanüstü, sıra dışı bir 4 yıl, baktığımız zaman sizin Dışişleri Bakanlığınız döneminde türbülanslarla dolu, bölgemizde özellikle Suriye başta olmak üzere sürekli sıkıntılarla, sorunlarla boğuşan bir Türkiye var, ama bunların da gayretle üstesinden gelmeye çalışan bir Türkiye. Ve dün itibarıyla Münbiç’te olağanüstü bir manzarayla karşı karşıya kaldık, Suriye krizinin başladığı günden bu yana Türkiye’yle Amerika Birleşik Devletleri sahada ilk defa yan yana göründüler, böyle bir fotoğraf karesi geldi. Ardından Türk-Amerikan ilişkilerinde bir düzelme işareti olarak kabul ettiğimiz bu manzaranın hemen daha üstünden 12 saat geçmeden Amerika Birleşik Devletleri’nde Senatoda Türkiye’ye yönelik silah satışı konusunda, ki başta F-35’ler olmak üzere, bunların engellenmesi hususunda bir girişimde bunuldu. Tabi Kongrenin Temsilciler Meclisi kanadından sonra Başkana gidecek bir süreç bu.

Ne oluyor Münbiç’te? İlk önce Münbiç’i bir konuşalım, arkasından Türk-Amerikan ilişkilerin yansımalarını.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Teşekkür ediyorum.

Gerçekten ülkemizin etrafında çatışmalar var, sivil savaşlar var, iç savaşlar var, terör var, bir de dondurulmuş ihtilaflar var. Dolayısıyla bazen karşı karşıya kaldığınız tehditleri bertaraf etmek için sert gücünüz de lazım Afrin’de, Fırat Kalkanı’nda olduğu gibi, bazen de diplomasiyi iyi bir şekilde işletmek gerekiyor, yani masada da güçlü olmak gerekiyor. Biz de bunu yapmaya çalışıyoruz. Esasen sadece zorluklar yok, zorluklar var ama ülkemizin ve bölgemizin önüne çıkan fırsatlar da var bölgemizde ve ötesinde, bunları da değerlendirmek için yine diplomasiyi en iyi şekilde işletmeye çalışıyoruz, çıkarlarımızı her yerde güdüyoruz.

Münbiç konusu bizim için hassas bir konuydu. Esasen Münbiç niye bu kadar hassas oldu? Suriye’de bu gelişmeler olurken, YPG/PKK Suriye’nin kuzeyinde doğudan batıya bir terör koridoru; yani Kürt koridoru demiyorum, çünkü PKK/YPG çok sayıda Kürt’ü de buralardan sürgüne göndermiştir, bizde 400 bin civarında Kürt kardeşimiz var, bir terör koridoru oluşturmak istedi ve Fırat’ın batısına geçmesi bu bakından onlar için önemliydi.

Biz ABD’ye en başından, Münbiç’te PKK/YPG’yi kullanmayın dedik. Onlar da önce kullanmayacağız dediler, sonra operasyon için lazım, ama operasyondan sonra hemen Fırat’ın doğusuna geri gidecekler, ama 2016’dan bu yana bu sözünü tutmadılar, bu ilişkilerimize zarar verdi. Sonra ilişkilerimiz kritik bir noktaya gelince bu bakımdan, ABD de bu konuda birlikte çalışmak istiyoruz dedi. Sonra, nasıl çalışabiliriz, ne yapmamız gerekiyor, oturduk konuştuk, çalışma gruplarını kurdurduk, bir yol haritası üzerinde çalıştık ve en son 4 Haziran’da onayladık, şimdi uygulama safhasına geçildi. Ön hazırlık, hazırlık ve artık hareketlilik başladı, artık uygulama safhasındayız.

SUNUCU- Uygulamada önce keşif gücünü gördük biz dün herhalde.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Dün keşif gücünü gönderdik bölgeye ve burada YPG/PKK Münbiç’ten çıkacak, silahlar elinden alınacak ve burada ABD ve Türkiye birlikte devreye gezecek, Münbiç başka bir tehdit altında olmayacak ve sonra Münbiç’i istikrara kavuşturma çalışmaları. Yani buradan YPG/PKK’nın çekilmesi önemli, bu bizim güvenliğimiz bakımından da önemli, o biraz önce söylediğimiz terör koridorunun engellenmesi bakımından da önemli. Diğer taraftan, bize yönelik bir tehdidin bertaraf edilmesi, ortadan kalkması da bizim için önemli. Suriye’nin geleceği için önemli, Suriye’nin istikrara kavuşturulması bakımından da önemli. Ve bu şehirleri teröristlerden temizlediğimiz zaman gerçek sahiplerine teslim etmemiz lazım, daha sonra siyasi çözümde de merkezi yönetime bunların entegre edilmesi gerekiyor, bu oluşumlar…

SUNUCU- Yani Münbiç aslında bir bakıma bir model.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Münbiç bir model, doğru. Ayrıca, Türkiye’deki Suriyelilerin ve Suriye içinde yine buraları terk etmek zorunda kalıp da başka yereler giden Suriyelilerin, yani göçmenlerin, mültecilerin dönmesi bakımından da önemli Münbiç modeli. Münbiç için de önemli, daha sonra Münbiç bittikten sonra Rakka dâhil YPG/PKK’nın kontrol ettiği tüm alanlar için de, Fırat’ın doğusu için önemli, çünkü buralar PKK’nın değil, YPG’nin değil. Kobani’de Kürtler var ama burayı da PKK/YPG yönetmemesi lazım, oradaki Kürt kardeşlerimizden oluşan ağırlık tabi, Arap da var, Türkmen de var, diğerleri de var, yani Suriye çok etnik yapılı, çok kültürlü, farklı dinlerin yaşadığı bir ülke.

Sonuçta, bu Münbiç modeli esasen Suriye’nin geleceği bakımından da önemli. Yani siyasi çözüm olduğu zaman, Suriye’nin sınır bütünlüğü, toprak bütünlüğü bakımından önemli, güvenliği bakımından önemli.

Yaptığımız çalışma, bir; bölgemizdeki tehdit oradan kalkıyor. İki; bu bölgeler istikrara kavuşuyor, göçmenler dönebiliyor. Üç; Suriye’nin geleceği için önemli. Dört; tabi ABD’yle ilişkilerimize olumlu bir yansıma yapıyor.

SUNUCU- Bir başlangıç sanki 8 sene sonra.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Aramızdaki en büyük problem şu anda güven bunalımının olması, bu da ABD’nin hatalarından kaynaklanıyor. Biraz önce söylediğiniz Kongredeki o girişimler bile, ABD’nin bir müttefikine karşı yaptığı çok ciddi bir yanlıştır, hatadır, hata üstüne hata yaptılar. Ve bu Münbiç’te birlikte çalışma esasen ilişkilerimizin normalleşmesi bakımından, güvenin tekrar tesis edilmesi bakımından bir başlangıç, her şey birden bitti, oldu diyemeyiz, diğer alanlardaki işbirliğimizi de görmemiz lazım. Uygulama şu anda başladı, iyi, herhangi endişe duyacak bir şey yok, ama daha bunu bir başlangıç olarak görüyoruz.

SUNUCU- Münbiç takvimi ne kadar sürer efendim?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Yani Münbiç takvimi şurada birkaç sürer, zaten başladı. Bu sahadaki teknik çalışmalara bağlı biraz, ama bizim anlaşmamıza göre somut takvim var. Zaten şu anda dedik ki, 10 gün içinde ön hazırlık olacak, bir ay içinde uygulama başlayacak dedik ve şu anda o bir ay doluyor, şurada 4 Temmuz’a az kaldı, Haziran’ın sonuna doğru gidiyoruz ve şimdiden bizim askerlerimizin bölgeye nakli de başladı, girişler başladı, bunların hepsi atılan ön adımlardır, bunun devamı da gelecek.

SUNUCU- Sayın Bakan, Suriye’de çok ilginç bir manzara var, Türkiye bir taraftan şimdi Amerika Birleşik Devletleri’yle Münbiç’te yan yana görünüyor, en azından bundan sonra bir devriye, güvenliğin sağlanması konusunda yan yana görünecek. Yaklaşık 100-110 kilometre batıda Rusya’yla işbirliği içerisinde, hem Rusya’yla, hem İran’la işbirliği içerisinde. Bu tabii bölgesel dengeler açısından çok ilginç bir manzara, ama diğer taraftan sıkıntı da yarabilecek endişesi var, bazı Batılı özellikle yayın kuruluşlarında bununla ilgili haberler de çıkıyor. Sizin görüşünüz ne, bu dengeyi Türkiye nasıl sağlayacak?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Bu esasen Türkiye’nin diplomasi zaferidir. Gerçekten Türkiye artık sahada olduğu kadar masada da güçlüdür. Ayrıca, Türkiye’nin Suriye konusundaki yaklaşımının da bir yaklaşımıdır. Biz başka bir arka plan, yani arka planda hiçbir hesabımız olmadan Suriye’nin istikrarı ve geleceği için mücadele eden bir ülkeyiz. Komşu bir ülkenin istikrarı, güvenliği zaten bizim istikrarımız ve güvenliğimiz demektir. O nedenle biz Suriye’de Suriye’nin istikrarı ve güvenliği için çaba sarf eden herkesle işbirliği yapabiliriz. O ülkelerin kendi arasında başka konularda rekabet olabilir, bizim de ABD’yle şu anda anlaşamadığımız konular var, Rusya’yla da anlaşamadığımız konular var, ama bunların hiçbirisi birbirine de alternatif değil.

YPG/PKK hem Rusya’yı, hem ABD’yi mesela kullanmaya çalışıyordu iki tarafı da, bizim kontrolümüzde olsun diyordu. Şimdi iki taraf da anladılar bu terör örgütünün esasen oynadığı oyunu görmemek için saf olmak lazım.

Diğer taraftan, şimdi bizim Münbiç’te ABD’yle yaptığımız olay Suriye’nin geleceği için bir tehdit değil. Diğer taraftan, Rusya’yla, İran’la yaptığımız çalışmalar ise rejimle muhalefet arasındaki çatışmaları durdurarak onları masa etrafında biraraya getirip siyasi çözüm için, yeni bir anayasa için, seçim kanunları vesaire, yani kısacası siyasi çözüm için müzakereleri başlatmak.

SUNUCU- Türkiye Cenevre sürecinde lokomotif rol üstlendi, burada yeni anayasa için Türkiye’nin büyük katkısı var, isim listeleri çıkılıyor, Türkiye herhalde bu konuda demografiye uygun olarak isimler de zikrediyor veya listeler veriyor yeni anayasayı yazacak komisyonun oluşturulması için.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Türkiye Cenevre sürecinde lokomotiftir, Soçi sürecinde lokomotifti, Soçi’nin Cenevre’ye bağlanmasında çok önemli bir rol oynadı, bunu BM de her yerde söylüyor. Astana’da Türkiye bir lokomotiftir ve şu anda Münbiç dahil sahadaki çalışmalarla Türkiye lokomotiftir, çatışmaların durdurulması ve güven artırıcı adımlar konusunda, insani yardımlar konusunda Türkiye bir lokomotiftir. Ve yine şu anda Suriyelilerin geri dönmesi konusunda, yani Suriye’yle ilgili her konuda esasen en kilit ülke, lokomotif ülke Türkiye’dir.

SUNUCU- Oyun kurucu.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Oyun kurucu. DEAŞ’a karşı koalisyonda da böyle.

SUNUCU- Şimdi ister istemez böyle tatsız sorular gelecek, çünkü kamuoyu merak ediyor, bir taraftan başından beri de size sormaya devam edeceğiz, yani YPG’ye Amerika Birleşik Devletleri’nin verdiği silahlar ne olacak? Bu meseleyi siz Mike Pompeo’yla, yeni mevkidaşınızla da 4 Haziran’da görüştünüz, var mı bir umut ışığı?

Trump ve arkadaşları, o zamanki Ulusal Güvenlik Danışmanı McMaster dâhil, hepsi bu silahları Genelkurmay Başkanları dâhil silahları toplayacaklarını söylediler, yani seri numaraları aldık dediler. Tabii ki silahların hepsinin toplanamayacağını, bazılarının kullanıldığını, bazılarının kaybolduğunu ki Türkiye’ye de bunları sokmaya çalıştılar ya da soktular zaten içeride de yakaladık. Silah satışı da yapıyorlar birbirlerine bunlar öyle ki bakıyorsun DEAŞ’la PKK birbirine silah satıyor. Yani yiyecek içecek alırsınız, ilaç alırsınız bu savaş ortamında bile olabilir, ama..

SUNUCU- Bunun borsası, pazarı oluşmuş durumda.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Borsası pazarı oluşuyor. Hepsini alamaz, bazıları da kullanır, yıpranır ama alacağız dediler. Esasen bunun en sağlıklı yöntemi şimdi Münbiç’ten ayrılırken silahların alınması. Bu konuda da Pompeo silahların alınacağını söyledi. Amerikalılar bizim arkadaşlarımıza da silahların alınacağını da söyledi, mutabakatımızda da bu var. Dolayısıyla, Münbiç’ten sonra da Münbiç modeli diğer Fırat’ın doğusundaki yerleşim yerlerinde uygulanmaya başladığı zaman esasen buradan YPG’liler çıkarken silahları alınırsa olayı kökten çözmüş olur…

SUNUCU- Örneğin, Rakka’da bu model uygulandığında Rakka’dan çıkarken YPG/PYD/PKK işte bu grubun içerisindeki silahları teslim etmesi gerekiyor.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Teslim etmesi gerekiyor çıkarken vermesi gerekiyor, ABD’de alacağını söylüyor. O zaman YPG’nin sadece bu bölgeden çıkması önemli değil, silahlarıyla beraber nereye gidecek? Şimdi bazı terör grupları silahlarıyla beraber yine diğer bölgelerden kuşatılmış bölgelerden Halep dahil nereye gönderildi? Özür dilerim İdil’e gönderildi. Şimdi o teröristlerle biz mücadele ediyoruz sahada ve oradaki sivil halkta bundan rahatsız o yüzden teröristlerin elinden silahları almak lazım. Yani bunları terörden arındırmak için de bazıları da zorla bu grupların içine itilmiştir Araplar da var orada işte Suriye Demokratik Güçleri. Eğer girmek istemeyen olursa da infaz ediyorlar, isyan eden aşiret liderlerini de infaz ettiler; bu tam bir terör örgütü. Yani Türkiye’de PKK Kürt kardeşlerimize nasıl zulüm ettiyse orada da hepsine zulüm ediyorlar. Dolayısıyla, bu silahların da elinden alınması lazım.

SUNUCU- Bu sohbeti aslında Suriye’den çıkacağım, ama bir İdlib deyince ister istemez İdlib’e takıldım kaldım, çünkü son dönemdi Türkiye’ye bir sivil göç ihtimali, çünkü Şam rejimi İdlib’de her ne kadar güvenliği sağlamaya ve çatışmasızlık ortamı yaratma gayreti içinde olsa da Şam rejiminin zaman zaman orada bir bombardıman yaptığını görüyoruz. Bir böyle bir endişe var 2,5 milyon sivilin tekrar Türkiye’ye doğru sürülmesi gibi. Birde tabi özellikle yani ikinci bir Doğu Guta faciası yaşanır mı endişesi var. Birde tabi çok ilginç bir konu, buradaki köktenci radikal grupların Türkiye açısından bir tehdit oluşturup oluşturmayacağı, yani geleceği ne olacak İdlib’in?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Biraz önce söyledim, buradaki radikal gruplar, terör grupları Türkiye için de tehdittir, Suriye için de tehdittir. Fakat bu grupların buradaki mevcudiyetini bahane ederek bu bölgeyi de İdlib bölgesini hiç ayırım yapmaksızın bombalamak yani sivilleri, çocukları, kadınları, okulları bombalamak doğru bir yöntem değil. Biz bunu ABD’ye, Rusya’ya, İran’a söyledik. Rejim tabi Doğu Guta’dan sonra askeri çözüm konusunda daha kararlı görünüyor bunu görüyoruz biz de, bu tehlikeyi görüyoruz. Bizim ama Asna sürecimizin amacı zaten çatışmaları durdurmak, çatışmasızlık bölgelerini oluşturmak. Rejimin garantörü İran ve Rusya. Onlar da üzerine düşeni yapmalılar, biz de muhalefetin garantörüyüz. O nedenle İbdib bölgesine 12 gözlem noktası kurduk ve burada bizim gözlemcilerimiz var, burada bizim askerlerimiz var. Umut ediyoruz ki İdlib bölgesine sıçramasın, bunun için de gereken çabayı sarf ediyoruz. Eğer sıçrarsa zaten Astana sürecinin de bir anlamı kalmaz, güven artırıcı önlemlerin de bir amacı kalmaz ve anayasa komisyonun da bir anlamı kalmaz, bir faydası da olmaz. Sahada bu çatışmalar devam ederken çatışan tarafların bir taraftan anayasa taslağı üzerinde müzakere etmesi gerçekçi değil. O zaman bunlar ortadan kalkar bizim İran’la, Rusya’yla iş birliğimizin de bir anlamı kalmaz, zaten bu iş birliğinin amacı bu çatışmasızlık bölgelerinin oluşturulmasıydı. O nedenle biz elimizden geleni yapıyoruz, üzerimize düşeni yapıyoruz aksi takdirde o risk olabilir, ama şu anda böyle bir riski görmüyoruz biz.

SUNUCU- Tekrar edeyim, batılı analistler, tabi batılı analistler deyince ister istemez birkaç defe düşünmek gerekiyor, ama özellikle yeni bir DEAŞ yapılanmasının bu bölgeden çıkacağı, İdlib’ten çıkabileceği ihmalini ısrarla yazıyor olmaları nedeniyle bu soruyu şöyle özetlemek gerekiyor cevabı: Türkiye bu konuda hazırlıklı ve bu örgütlerle mücadelesine devam ediyor.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Elbette. Diğer ülkelere de diyoruz ki gelin bu terörist gruplar nerede? Birlikte tespit edelim, onlara yönelik birlikte hareket edelim ve etkisiz hale getirelim. Gelişi güzel saldırma yerine birlikte hareket edelim, şehrin dışındakiler zaten ayrı onlara ne yaparsan yap, ama şehir içindekileri de tek tek tespit edip, grup grup tespit edip etkisiz hale getirmek lazım, bunlara yönelik ayrı stratejilerin uygulanması lazım, bu konuda da çalışıyoruz. Ve şunu söylemek isterim: Tabii İdlib bölgesinde bu radikal gruplar küçük terörist gruplar gittiği zaman herkesin üzerinde bir hakimiyet oluşturmaya başladıl. Biz oraya girince o gruplardan yani zorla oraya girmek zorla sokulan ya da baskı altında tutulan birçok grup bu terörist gruplardan tabii kopuyor. Güveni gördükçe kopmaya başlıyor. Şimdi Fırat’ın doğusunda da bu var Araplar yavaş yavaş YPG’den, PKK’dan kopmaya başladılar. Çünkü korkusundan sesini çıkaramıyordu ya da onlarla berabermiş gibi gözüküyordu, ama esasen gerçek anlamda öyle değildi. O nedenle biz burada olduğumuz sürece böyle bir yapılanmaya da müsaade etmeyiz, var olan yapılanmayla da mücadele ediyoruz.

SUNUCU- Irak’ta Kandil’e yönelik, Kandil bölgesine yönelik yaklaşık 100-120 kilometre derinlikte askerlerimiz ilerliyor iyi bir operasyon var. Bir taraftan da muhalefetin tabii seçim yatırım diye bir eleştirisi de var yani niye şimdi? Ayrıca orada kapsamlı bir harekatta yok gibi eleştiriler geliyor muhalefetten. Kandil operasyonu ne durumda nereye doğru gidiyor askerlerimiz?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Gayet emin adımlarla ilerliyor askerlerimiz. Burada bir bataklık var ve yıllardır bu bataklık sebebiyle biz Türkiye’de terörün hedefi olduk çok şehit verdik sivil, asker, polis veya kamu görevlisi, çok şehit verdik bunun seçimle ne ilgisi var? Ben seçimi düşünseydim Afrin operasyonunu da seçim zamanında yapardım. Seçim hesabı yapsaydım Fırat Kalkanı Operasyonunu zamanında başlatmazdım. Terörle mücadelenin seçimle ne ilgisi var? Yani maalesef bu milli konular da bile muhalefet ucuz siyaseti tercih ediyor. Oysa bu konuda ne diyorsun onu söyle. Diğer taraftan tabii PKKlıların, PKK yandaşlarının desteğini alabilmek içinde bu milli konularda zikzak çiziyorlar bu doğru değil. Bunun terörle mücadelenin seçimle ilgisi olmaz biz başından beri ne söylüyoruz? Sonuna kadar gideceğiz. Seçim kararıyla başlamadık biz terörle mücadeleye. İki senedir şehirlerde çukur siyaseti yaptıkları zaman ne yaptık? Buralardan temizledik, sonra dağlardan temizlemeye başladık, o zaman seçimin S’si konuşulmuyordu.

SUNUCU- Kandil operasyonu aslında bir mutabakat çerçevesinde gerçekleşiyor anlaşılan yani Erbil, Bağdat, Ankara, hatta Vaşington da var, değil mi?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Biz Vaşington’la yani ABD’yle PKK’yla mücadeleyle ilgili de bir çalışma grubu kurduk. ABD, özellikle Irak ve Erbil yönetiminin de yani Bağdat ve Erbil yönetiminin de içinde olması gerektiğini söylediler biz de öyle düşünüyoruz. Bir kere bu terör örgütü bir Irak sınırları içinde, tabii Bağdat’ın desteği önemli.

İki, bu terör örgütü Erbil’e çok yakın bulunduğu yerler hatta Süleymaniye’nin etrafında şehre kadar indiler orada tabii Talabani’nin partisinin maalesef bir iş birliği var oranın bir desteği var ve bazı ülkelerin teşvikiyle oldu, bunu da biliyoruz. Burada PKK en büyük tehdidi Erbil’e oluşturuyor ve Erbil diyor ki, zaten birinci bizim düşmanımız, ikinci sizin düşmanınız. Tabii onlar da bunu söylerken yani bizim de düşmanımız demek için vurgulamak için söylüyorlar. O nedenle PKK’nın buradan temizlenmesi Irak’ın geleceği için de önemli ve Kuzey Irak bölgesindeki Kürt kardeşlerimizin güvenliği için de önemli. Şimdi Talabani’nin partisindekiler diyor ki, bizim bazı idarecilerimiz bunları şımarttı, şehre de indiler, şimdi bizim partiyi tahakküm altına aldılar, bizim partiye talimat veriyorlar uymayan olursa tehdit ediyor diyorlar. Düşünün bir terör örgütüyle birlikte yaşamanın doğurduğu risklere bakın, tehlikeye bakın.

SUNUCU- PKK, KYB üzerinde, yani Talabani partisi üzerinde belli bir tahakküm oluşturdu.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU-Aynen öyle.

SUNUCU- Şimdi İran meselesi de var tabii bu o kadar derinliğe inince bir taraftan da dağların diğer tarafında İran’a kaçma riski de var Tahran’la görüşüyor musunuz bu konuyu? Onlar hassasiyet gösteriyorlar mı?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Tahran’la konuşuyoruz. Esasen tabii Tahran PJAK’la epeydir çatışma yok, ama onlar da biliyorlar ki bugün olmazsa yarın bu teröristler İran’a da saldırır. İran’ın sınır bütünlüğü için de ciddi bir risk oluşturuyor. İran’daki Kürtler demiyorum, teröristlerden bahsediyorum. Ve tabii buralar dağlık bölgeler; biz ilerledikçe ya da bombalama oldukça özellikle lider kadrosu ara ara İran tarafına da kaçıyor bu konuda istihbari bilgiler var sınırı geçiyorlar, geliyorlar. Tabii daha İran’ın izniyle demiyoruz, İran’ı da suçlamak istemiyoruz bu konuda, ama dağlık bölge nasıl bize sızıyorlarsa İran tarafına da kaçabiliyorlar.

SUNUCU- Şimdi iyi bir örnek olur mu bilmiyorum, ama Münbiç veya İdlib’de Türk askeri varlığını görüyoruz dün de bir harita yaptırdı NTV’de biz Türk askeri varlığının mevcut olduğu alanı. Şimdi Türk askeri 100-1500 kilometre güneye doğru iniyor çok geniş bir saha Kandi,l tek bir yerden pek çok dağın üstünde yerleşim ya da işte kamplar var. Şimdi burayı temizlediği takdirde Türk askeri orada bir süre en azından belli bir güvenliği sağlamak ya da gözlem, denetim yapmak için kalacak mıdır orada böyle bir süreç yaşanır mı?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şimdi burası Irak’ın toprakları ve biz Irak’ın toprak bütünlüğünü destekliyoruz sınır bütünlüğünü destekliyoruz terörle mücadelesine de destek veriyoruz. Buralarda terörü temizle çekil ertesi gün tekrar gelir. O nedenle esasen buralarda yani Irak’ın güvenlik tedbirlerini alması gerekiyor. Yani burada kontrolü Irak’ın güçleri ele geçirmesi lazım. Ve teröristlerin bu bölgeye tekrar gelmesine müsaade etmemesi lazım. Sincar bölgesine kadar gittiler. Şimdi Sincar’dan çekildi diyorlar Iraklılar bunu söylüyor.

SUNUCU- Üst düzey yöneticileri.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Öyle görülüyor ki bir çekilme var, ama Sincar’da olması ne demek? Karşı taraftan YPG/PKK sınırdan geçişler silah ve diğer işte her türle teröristlerin gelip geçmesi bu Irak için de bir tehdit. özür dilerim El-İbadi bunun farkında. Bağdat’ta görüştüğümüzde kendisi bana sınırları göstererek izah etti. Ve Irak’ın tamamen teröristlerden ve her türlü teröristten temizlenmesi gerekiyor sadece DEAŞ’tan kurtulmak yetmez.

SUNUCU- Şimdi terör örgütü deyince tabii Türkiye’nin başında maalesef birçok terör örgütü var dert var, onlardan bir tanesi de FETÖ. Amerika Birleşik Devletleri nezdinde siz işte 4 Haziran görüşmesi çok önemliydi çok önemli bir kırılma noktası gibi gördük biz özellikle Münbiç mutabakatı gerçekten heyecan verici, yani büyük bir diplomasi zaferi, ama diğer taraftan FETÖ meselesi var yani Amerika Birleşik Devletleriyle sürekli son yıllarda özellikle 15 Temmuz darbe girişiminden sonra bu FETÖ meselesini bir türlü çözemiyoruz. Çözme umudu var mı bu konuda? Özellikle FBI’nın FETÖ yapılanmasıyla ilgili olarak Amerika Birleşik Devletlerindeki 189 okul Amerikan basınından okuduğum ve 500 milyon doların üzerinde de gelir elde ediyor burada yani örgütü besleyen para o Amerika’nın içerisindeki okullarda.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Daha önce daha fazlaydı 700 civarındaydı, şimdi biraz düştü.

SUNUCU- FBI bu konuda bir çaba içerisinde bununla ilgili mesaj verdiler mi size?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Bizim ABD’den iki isteğimiz olur. Bir, bu haini bu FETÖ’yü bize iade et. Ve FETÖ’nün diğer mensuplarını da iade et; bununla ilgili resmi talepte bulunduk belgeleri, delilleri verdik ortaya çıktıkça da veriyoruz.

İki, bunlar sizin de kanunlarınızı ihlal ettiler, vergi kaçakçılığından, vize kaçakçılığından kara para dâhil bir soruşturma açın ve siz de göreceksiniz ve bu konuda ne yapabilirizi de konuştuk daha önce MASAK’tan bir arkadaşımız da müşavir olarak Vaşington Büyükelçiliğimize de gönderdik. Ve daha önce Büyükelçimizin verdiği bilgiyi Pompeo toplantımızda teyit etti, yani sizin de sorduğunuz gibi FBI’nın başlattığı soruşturma. Ve bu soruşturma kapsamlı ve ciddi bir soruşturma… Tabii ki ben Dışişleri Bakanı olarak içeriğini bilemem, bilmem doğru olmaz dedi doğru olabilir hak veririz.

SUNUCU- Ama FBI peşinde.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Ama FBI’nın ciddi ve kapsamlı bir soruşturma başlattığını söyledi. Esasen 20 civarında eyalette FBI’nın bir soruşturma başlattığını Büyükelçimiz de söylemişti. Zaten ciddi ve gerçek bir soruşturmada tüm ihlaller ortaya çıkar, bu diğer ülkeler için de geçerli. Biz diğer ülkelere diyoruz ki, bu FETÖ okullarını kapatın derken sadece bize tehdit olduğu için değil, bizim kurumlarımıza nasıl sızdı? Eğitim yoluyla sızdı. Sizin içinde önemli bazı ülkeler mesela bu tehdidi iyi gördüler ve tedbir aldılar, bazıları gördüler tedbir alamıyorlar biraz geç kaldıklarını düşünüyorlar, bazılarına da yardım ediyoruz. Bu ABD için de önemli.

SUNUCU- İkinci bölüme girdik Amerika’dan döneceğim Avrupa’ya.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Pompeo bir şey daha söyledi sizden iadeyle ilgili FETÖ’yle ilgili gelen her bilgi ve belgeyi çok ciddiye aldığımızı bilmenizi isterim dedi.

SUNUCU- Yani 85 koli gönderdik bunlara kanıt, ama hala araştırma, soruşturma süreci.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Tabii bunları önceki yönetim inceledi diyorlar, ama biz artık yani bu işi daha ciddiye alıyoruz demek istiyorlar. Almanya’da da son zamanlarda FETÖ’yla ilgili biliyorsunuz araştırmalar çıkmaya başladı, bizimle de görüştüler bu araştırmayı yapan gazeteciler, yazarlar.

SUNUCU- Artık dikkate alınıyor yani Türkiye’nin uyarıları.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Artık Almanya için de bir tehdit olduğunu görmeye başladılar. Biz onlara dedik ki, yani PKK belli uyuşturucu kaçakçılığı yapıyor, zorla para onlar da biliyor. Hangi düğünde ne kadar para topladıkların Almanlar biliyor, onlar bize anlatıyorlar. Sigmar Gabriel gayet güzel anlatıyordu Karin Kneissl Avusturya Dışişleri Bakanı şimdi benden daha iyi biliyor, o ülkenin vatandaşı olduğu için daha iyi anlatıyor. PKK’nın yine görünür bir şeyi var, ama bunlar daha tehlikeli diyorduk ve şimdi Almanya’nın geleceği için bunların tehlikeli olduğunu dillendirmeye başladılar.

SUNUCU- Şimdi tabii iade konusunda somut bir şey söylenmedi anlaşılan.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Daha henüz yani iade etmeyeceğiz ya da şöyledir böyledir demediler ciddiye alıyoruz dediler. Ama biz tabii bu işi de şansı bırakmayalım dedik bir çalışma grubu daha oluşturduk ve bu tür hukuki konuları iade dâhil onlarda işte Brunson meselesini koydular veya buradaki bazı konsoloslukta çalışanlar var çifte vatandaşlar var bunları koydular, ama bu FETÖ meselesiyle ilgili iadeyle ilgili verdiğimiz deliller-belgelerin birlikte incelenmesi dâhil bu çalışmaları yapacak bir çalışma grubu kurduk. 4 Haziran’da bizim toplantımızdan sonra bu çalışma grubu ön toplantısını yaptı Vaşington’da, şimdi en geç Temmuz içinde Ankara’da kapsamlı bir toplantı olacak. Bunun içinde Adalet Bakanlığımızı var, İçişleri Bakanlığımız var, İstihbaratımız var, Dışişleri Bakanlığımız var diğer çalışma gruplarını da tabii Genelkurmayımız ve Milli Savunma Bakanlığımız da var.

SUNUCU- Amerika’yı hemen bitirmek istiyorum, çünkü son 10 dakikamız sizinle konuşacak o kadar konu başlığı var ki bir de tabii son 4 yılı yani oturmaya kalksak herhalde günlerce sürer, çünkü olağan üstü türbülanslı bir süreci tamamlıyor görüyorsunuz hayırlısıyla inşallah. Diğer taraftan da tabii S-400’ler meselesi var Amerikan tarafından işte şimdi F-35, S-400 Rusya’dan bunu alıyorsunuz F-35’leri vermeyiz, İsrail lobisinin etkisi yani bir taraftan da Türk Amerikan ilişkilerinin bir türlü yani iyileşmemesi için gayret sarf eden bir grup da varmış gibi görünüyor.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU-Var. Birde Amerika’nın mentalitesi tabii Batı’nın bu mentalitesi ilişkilerimiz de suni krizler yaratıyor bazen gerçek krizlere de dönüştürüyor o mentalite de şudur: Alışmışlar Türkiye’ye istedikleri gibi davranacaklar, istedikleri zaman silah verecekler, istedikleri zaman borçlandıracaklar, IMF’yle standby Türkiye bağımsız fazla hareket etmesin, belli bir çemberin içinde hareket etsin uzağa da gitmesin yakında dursun, bu mentalite. Şimdi Türkiye tabii bunun dışında çıktı 16 yılda veya savunma sistemini vermeyeceksin. Diğer taraftan da Rusya’da alırsan ben yaptırım uygularım. Hangi kanunlar hangi hukuka göre yaptırım uyguluyorsun. Ben senden daha güçlüyüm yaparım, dersen o zaman benim de kendi gücüm var kendi gücümle sana cevap veririm. Öyle veya böyle diplomasi olur başka şey olur; bu, doğru bir yaklaşım değil, bu ilişkileri uçuruma götürür bitirir. O yüzden bu tür yaklaşımlar maalesef ilişkilerimizi biraz etkiliyor. Şu anda S-400’lü alamazsa o alırsan ben buradan yaptırım çıkarırım, oradan yaptırım uygularım olmaz. Biz S-400’ü aldık bir kere bu işi kapatalım. Sen patriot satabildin mi bana? Satmadın. Bunun sorumlusu ben miyim? Hayır, benim param olmadığı için değil işte F-35 alıyorum param var ödemişim, sen satmak istemedin ya da satamadın, Kongreden onay alamadın. Şimdi satma garantisi ver, ben yeni savunma sistemleri de alacağım, senden alayım, müttefikimden alayım, tercih de ederim, niye tercih etmeyeyim? Ama satmadın ve başkasından alamazsın. O zaman ne yapacağım, beni kim koruyacak? Ben ülkemi, hava sahamı, topraklarımı ve milletimi korumak durumundayım.

F-35 konusunda da zaten Kongrede bazı girişimler oldu, mektuplar yazıl vesaire. Ama 21’inde işte davet edildi, ilk teslim yapılacak, 2 F-35 teslim edilecek. Tabii F-35’in mülkiyeti bize geçiyor ama, orada pilotlar eğitim süreci var vesaire, bu sürece geçiyoruz, 21’inde de tören yapılacak. Buna benzer girişimler var, ama bu yöntemlerle biz ilişkilerimizi sağlıklı yürütemeyiz. Sağlıklı yürütebilmek için var olan sorunları oturalım konuşalım aynı Münbiç yol haritası gibi ve ne yapacağımıza birlikte karar verelim, sorunları nasıl aşalım, ama samimi olalım. Bizde bu samimiyet var, biz kimseye karşı samimiyetsizlik yapmadık, arkasından başka işler çevirmiyoruz hiçbir ülkenin, hiçbir müttefikimizin, Amerika’nın da bunu anlaması lazım. Yani Türkiye önemli bir müttefik, Türkiye’ye güvenmeleri gerekir, Türkiye ABD’nin ve NATO’nun aleyhine veya NATO’yu, yani müttefikliğimizi sarsacak ve tehlikeye atacak hiçbir oluşumun içinde de olmaz. Ve S-400 alırken de NATO’nun ve müttefiklerimizin düşman olarak tanımlanmaması için zaten her türlü şartı da ortaya koyduk, bu bizim kontrolümüzde olacak böyle bir endişeye kapılmaya hiç gerek yok veya bunu bahane ederek diğer taraftan yaptırım gibi söylemler içinde olmasınlar.

SUNUCU- Samimiyet testleri deyince Avrupa’ya geçeceğim hemen, birkaç dakika da Avrupa konuşalım, çünkü Avrupa Birliği’nin Dönem Başkanlığını 1 Temmuz’da Avusturya üstleniyor. Sayın Ömer Çelik Avrupa Birliği Bakanı, yok hükmünde görebiliriz gibi bir kelam etti. Yani Güney Kıbrıs Rum Yönetimine Türkiye’nin hiç dönüp bakmaması gibi bir durum. Yani Avusturya’nın Dönem Bakanlığında aynı Kıbrıs Rum Kesimine uyguladığımız ilişki biçimini mi uygulayacağız?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şimdi Rum Kesimini biz tanımıyoruz, dolayısıyla hiç bakmadık. Ama Avusturya Başbakanı, Şansölye şu anda Kurz eski Dışişleri Bakanı, Türkiye’nin AB üyeliğini durdurmak için, yani müzakere sürecini durdurmak için çaba sarf ediyor ve yalnız da kalıyor. Hatta bazı ülkeler, Türkiye’nin AB üyeliğini istemeyen diğer bazı ülkeler de şimdi durdurulmasına da karşı çıkıyor, Kurz tek başına kalıyor. Bu konuda tabii bunun attığı adımları yok hükmünde sayabiliriz. Ama Avusturya gibi bir ülkeyi tamamen Rum Kesimi gibi tanımadığımız bir ülke gibi yok saymak doğru değil, Ömer Beyin de kastettiği bu değil zaten, onun Başkanlık sürecindeki politikalarını diyor. Ama diğer taraftan şimdi Kurz’un bu politikaları Dışişleri Bakanıyken de ortadaydı. Şimdiki Dışişleri Bakanı ise Türkiye’nin önemini bilen, Türkiye’yle çalışmak isteyen, Osmanlı’nın dünya medeniyetine katkılarını derslerinde anlatan, İslam medeniyetini derslerinde anlatan bir akademisyen diplomat Karin Kneissl, benim de yakın arkadaşım, dostum. Daha yemin eder etmez ilk beni aradı, Türkiye’yle ilişkileri düzeltmek istiyoruz, dedi ve bazı jestler yaptık. Tabii Kurz’un söylemleri bunu zehirliyor, hemen o işte imamları gönderme açıklaması, o iç siyasete yönelik bir şeydi ve bazı camileri kapatacağız dedikten sonra, Karin Kneissl da İtalya’daydı, İtalya Dışişleri Bakanını kutladıktan sonra onunla da görüştüm, şimdi üzerinde çalışıyoruz, imamların ortak eğitimi dâhil çalışıyoruz. Yani bir tarafta bizimle çalışmak isteyen bir Dışişleri Bakanı var, bunu da yok sayamazsınız, görmezden gelemezsiniz, diğer taraftan da koalisyona bakın, bir tarafta aşırı sağ parti, bir tarafta merkez sağ parti, ama başındaki kişi aşırı sağ partiden daha da aşırı olan bir Başbakan, böylesine bir ikilem içindeyiz. Ama tabii Ömer Beyin kastettiği, bu AB Dönem Başkanlığı sürecinde bu tür bize karşı faaliyetlerini yok sayarız anlamındaydı.

SUNUCU- Şimdi 5 dakika kaldı, çok hızlı bir şekilde.

Avrupa Birliği’yle ilişkilerde, aslında Yunanistan’la geri kabul anlaşmasını dondurduk, daha doğrusu askıya aldık diyelim, diğer tarafta Türkiye’nin Avrupa Birliği’nden bazı beklentileri var, vize muafiyeti, Gümrük Birliği’nin güncellenmesi, diğer tarafta da tabii bu geri iade anlaşması Avrupa Birliği düzleminde devam ediyor. Şimdi bunlar karşılanmadığı takdirde, vize muafiyeti veya Gümrük Birliği’nin güncellenmesi ki Almanya ve Avusturya karşı çıkmışlardı, hatta orada nahoş durumlar oldu. Bu konuda bir yumuşama bekliyor muyuz? Olmazsa Türkiye geri kabul anlaşmasını Avrupa Birliği çerçevesinde askıya alabilir mi, Yunanistan’a yaptığını Avrupa Birliği’ne yapabilir mi?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Yani bu yapılabilir, her an yapabiliriz, ama biz bu süreci işletmek istiyoruz herkesin yararına, şu ana kadar da işletiyoruz. Ama bu geri kabul anlaşması, yani göçmen anlaşması ya da göç anlaşması, 18 Mart anlaşması, ayrıca vize serbestisi ve diğer geri kabul anlaşmasına da bağlandı, o nedenle onları da biz uygulamamız lazım. Geri kabul anlaşmasını biz uygulamayız, AB’yle geri kabul anlaşmasını yürürlüğe koymadık, çünkü vize serbestisi gerçekleşmediği için, bunlar da birbirine bağlı, hepsi birbirine bağlı.

Burada tabii AB’yle vize süresinde 7 kriter kalmıştı…

SUNUCU- Şimdi 6 kriter sanıyorum.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- 6 kriter, bu pasaport konusunda…

SUNUCU- Biyometrik pasaport da kabul edildi.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Evet, çok güzel bir yeni pasaportumuz var, Türkiye’nin her yerinden de çok güzel fotoğraflar da koyduk, Antalya’mızdan Aspendos’un yanında şu gördüğünüz minare dâhil Antalya’nın bu görüntüsü diğer taraftan çekilmiş var ve Alanya’da da tersane, Kızıl Kule’nin olduğu çok güzel kaleyi gösteren bir fotoğraf var. Tabii böylesine dünya markası olmuş ilimizden fotoğraflarının olması gerekiyordu. Ama Nemrut da var, Karadeniz’den de var, İstanbul’dan, İzmir’den, her yerden var, güzel bir pasaport oldu.

Geri kalan 6 kriter üzerinde de çalışıyoruz. Biz en son ne yaptıklarımızı gönderdik, onlar bir çalışma yaptılar, ekipleri geldi, işte burası iyi olmuş, şurasını şöyle yapabilir miyiz, böyle yapabilir miyiz; şu anda o aşamadayız.

SUNUCU- Yani terörün tanımı mesela.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Terörün tanımı meselesi değil de, Terörle Mücadele Kanununda bazı değişikler istediler, biz de bizim terörle mücadelemizi zaafiyete uğratacak bir değişiklik yapmayız, yani bu konuda net baştan beri tavır sergiliyoruz. Ama ekiplerimiz şu anda çalışıyor, çalıştıktan sonra bir aşamaya geldikten sonra Timmermans’la biz bir araya geleceğiz ve bu süreci karşılıklı yürütmek için irade var, anlayış var, samimiyet var.

SUNUCU- OHAL’in kalkması bu sürece etki eder mi, katalizör, yani hızlandırabilir mi?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- OHAL zaten geçici bir uygulama ve teröre karşı hızlı kararlar almak için bir uygulamamızdı ve hiçbir şekilde bizim faaliyetlerimizi ve Avrupa Birliği’yle ilişkilerimizi de etkilemiyor, yani süreci de etkilemiyor, zaten seçimden sonra da OHAL’i kaldıracağız, yani kaldırmak için bir komisyon kuracağız ve bunun zamanlamasını da açıklayacağız Cumhurbaşkanımız da söyledi. Ama bu bir zaruretti, benim güvenliğim her şeyden, vizeden de önemli, Türkiye’nin imajından da bugüne kadar önemliydi. Ama OHAL’i ilk geldiği zaman kaldıran bir hükümet ömür boyu OHAL’le de yaşayamaz, zaten biz bunun farkındayız, ama bizim için bir zaruretti.

Gümrük Birliği’nin güncellemesinin vizeyle bir ilgisi yok, o ayrı bir şey ve her iki tarafın da yararına ve birçok Avrupa Birliği üyesi ülke Türkiye’den daha fazla istiyor bu güncellenmeyi, çünkü kazan-kazan, bunun için de bir engel çıkarmaya gerek yok. Almanya’yla ilişkilerimiz gerildiği dönemde, biliyorsunuz Almanya bir siyasi engellemeye gitti, ama şimdi orada da bir yumuşama var.

SUNUCU- Son olarak, seçim sattı mahalli demeye gerek kalmadı, 5 gün, Avrupa’da da bugün son gün, 3 milyondan fazla Türk seçmen, fakat katılım az gibi, yüzde 40-50 gibi civarında gibi görünüyor. Siz bunun…

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Referandumdaki katılıma yaklaşık, yani herhalde yine yüzde 47-48-50’ye yaklaştı.

SUNUCU- Nasıl değerlendiriyorsunuz?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Tabii vatandaşlarımız oy kullanıyorlar, maalesef bu temsilciliğimizin olmadığı yerlerde sandık açamıyoruz, yani Yüksek Seçim Kurulu, biz yine başvurduk, dedik ki, Dışişleri Bakanlığı olarak biz buralarda da sandık kurabiliriz, yer kiralayabiliriz ve Başkonsolosluklarımız var, yine diğer memurlarımız var, buralarda da sandık kurulu oluşturabiliriz dedik, fakat maalesef YSK böyle bir karar almadı. İleride belki elektronik oya da geçmemiz lazım bizim, Estonya modelini çok iyi incelememiz lazım, güvenli bir şekilde tüm partiler ortaklaşa karar vermek lazım, yani bu sisteme güven duymak çok önemli, güven esastır. Ve oy veren kişinin de seçim günü oyunun açılıp sayıldığını ve verdiği partiye ya da adaya gittiğini görmesi lazım, gidip-gitmediğinden emin olması lazım. Artık güvene dayalı sistemler var, bunları belki ileride yapabiliriz. Ama artık bu seçim için bugün son gün ve tüm yurt dışındaki vatandaşlarımızı bir kere daha buradan çağrı yapıyoruz, lütfen bu demokratik hakkınızdır, kullanın, Türkiye’nin yönetiminde söz sahibi olun, bu hak sizin için verildi, bu hakkı da kullanın. Ama ilk yıllardaki seçimlere göre 30’lardan başladık 47’ye kadar çıktık, 50’ye doğru çıkıyoruz şimdi, inşallah önümüzdeki seçimlerde bunlar daha da iyi olacak.

SUNUCU- Evet, demokratik hak.

Artık bitti süremiz ama, ben kişisel bir soru, dış haberlere bakıyorum, son 4 yıldır olağanüstü bir iş yüküyle iştigal ettiniz, yani çok zorlu konuların üstesinden gelme çabası, gayreti içerisinde oldunuz. Yeni dönemde ne olacak, Dışişleri Bakanlığı devam ihmali var mı, arzunuz var mı, yoruldunuz mu, nasıl hissediyorsunuz kendinizi?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Hiçbir zaman yorulmadık, yani burada sahada da, Antalya’da da hiçbir zaman yorulmadık, dış politikada da yorulmadık, daha yorulduk diyemeyiz. Allah’ın izniyle, yani milletimizden de aldığımız destek ve güven ve enerjiyle, yorulmayı bırakın enerjimiz sürekli artıyor, azmimiz de artıyor. Zorlu konularda da şahsıma güvenim var, kibirli bir insan değilim, ama güvenim var. Ama insanın kendisine güvenmesi yetmez, arkanızda güçlü bir lider olacak, Cumhurbaşkanımız var ve arkanızda güçlü bir hükümet olacak, devlet ve millet olacak. Yani aramızda sağlam duran bir millet olduğu zaman en zor konularda bile masada kendinizden emin oluyorsunuz, rahat oluyorsunuz, bir de çözüm odaklıysanız –zaten öyleyiz- problem yok.

Siyasete girmek benim hayalimdi, diplomata olmak istiyordum, ASALA terör örgütü diplomatlarımızı şehit ettiği için lise yıllarında diplomat olmak istiyorum dedim, o yüzden uluslararası ilişkileri okudum. Ve aileden de gördüm, etrafımda da gördüm, siyaset de benim içimde bir uhdeydi, yani bir heyecandı, aktif siyasete de girmek arzumdu ve o da nasip oldu. AK Parti kurucusu olarak hiç beklemediğim bir şeydi, yani milletvekili olmak istiyordum ama böyle bir şeyi Cenabı Allah lütfetti, Cumhurbaşkanımızın takdiri, kurucu oldum. Ve ondan sonra hiç siyasette o olayım, bu olayım, hiçbir hırs içine girmedim. Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisinde bir karar vermek lazımdı adaylık konusunda, o zaman Cumhurbaşkanımız Başbakanımız, Egemen Bağış kardeşimle gittik, böyle bir şans var, aday olalım mı, olmayalım mı, şansımız yüksek dedi, yürüyün dedi. Koyduğum adaylığımı ve bir İngiliz arkadaşa karşı seçimi kazandım. Onun dışında genel başkan yardımcılığı, Avrupa Birliği bakanlığı, dışişleri bakanlığı, hiçbir konuda benim talebim, imam olmadı, hepsi Cumhurbaşkanımızın Cumhurbaşkanı olarak, Başbakan olarak takdiriydi. Ve Cenabı Allah’ın lütfu, siyaset hizmet için bir araçtır ve mevki, makam o kadar önemli değil, o da hizmet için araçtır; gerçekten bunu gönülden söylüyorum, bir seçim atmosferinde olduğu için söylemiyorum. Seçimi inşallah Cumhurbaşkanımız kazanacak ve ondan sonra takdir tabii ki milletin yetkisini alan cumhurbaşkanında olacak, hükümette kime görev verecek, kime görev vermeyecek, kime nerede görev verecek, Cumhurbaşkanımızın takdiridir.

Ben siyasete girdiğim günden bu yana elbette ülkem, milletim için hizmet önemli, ama en büyük gayem de Recep Tayyip Erdoğan’ın yükünü almaya çalışmak oldu, çünkü onun üzerindeki yükü görüyoruz, gerçekten bir insanın dayanması mümkün değil. Bizim yoğunluğumuza herkes diyor ki, nasıl yapıyorsunuz? Hemen bir gün Amerika’dasınız, ertesi gün sabah yedi buçukta Antalya’da seçim çalışması yapıyorsunuz. Bir bakıyoruz Çin’de, hemen geliyorsunuz akşam burada çalışıyorsunuz. Bu tamam, ama Cumhurbaşkanımızla kıyasladığınız zaman bizimki devede kulak bile olmaz. Cumhurbaşkanımıza yardımcı olmak, onun yükünü almak ve bu yolla da ülkemize, milletimize hizmet etmek gayemiz. Mevkiler, makamlar gelir geçer, bunlar hizmet için araçtır, mevki, makam düşkünü de hiç olmadım çok şükür.

SUNUCU- Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu, çok teşekkür ederiz yayınımıza Antalya’dan Kaleiçi’nden katıldığınız için.

Türkiye’nin dış politikadaki son 4 yılını aslında biraz değerlendirmeye çalıştık ve önceliklerini değerlendirdik Sayın Dışişleri Bakanıyla. Görüşmek üzere, hoşça kalın.