SUNUCU- Merhabalar.
Türkiye bölgesel ve uluslararası sorunların bitmek bilmediği bir bölgede
sürekli değişen dengelerin ortasında çok büyük azimle çıkarlarını koruma
gayreti içerisinde, bu yüzden özellikle son yıllarda Dışişleri Bakanlığına
çok olağanüstü bir iş yükü bindi. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine
geçeceğimiz seçime 5 gün kala Türkiye’nin dış politikadaki önceliklerini,
yeni döneme devredeceği siyasi pozisyonları farklı alanlarda veya
bölgelerde ve muhtemel tehditlere karşı uyarıları Dışişleri Bakanı Sayın
Mevlüt Çavuşoğlu’yla konuşacağız. Sayın Bakan şu anda canlı yayın konuğumuz
Antalya Kaleiçi’nde.
Efendim, çok teşekkür ederiz bu imkânı bize verdiğiniz için.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Hoş geldiniz Antalya’mıza.
SUNUCU- Sağ olun efendim.
Çok olağanüstü, sıra dışı bir 4 yıl, baktığımız zaman sizin Dışişleri
Bakanlığınız döneminde türbülanslarla dolu, bölgemizde özellikle Suriye
başta olmak üzere sürekli sıkıntılarla, sorunlarla boğuşan bir Türkiye var,
ama bunların da gayretle üstesinden gelmeye çalışan bir Türkiye. Ve dün
itibarıyla Münbiç’te olağanüstü bir manzarayla karşı karşıya kaldık, Suriye
krizinin başladığı günden bu yana Türkiye’yle Amerika Birleşik Devletleri
sahada ilk defa yan yana göründüler, böyle bir fotoğraf karesi geldi.
Ardından Türk-Amerikan ilişkilerinde bir düzelme işareti olarak kabul
ettiğimiz bu manzaranın hemen daha üstünden 12 saat geçmeden Amerika
Birleşik Devletleri’nde Senatoda Türkiye’ye yönelik silah satışı konusunda,
ki başta F-35’ler olmak üzere, bunların engellenmesi hususunda bir
girişimde bunuldu. Tabi Kongrenin Temsilciler Meclisi kanadından sonra
Başkana gidecek bir süreç bu.
Ne oluyor Münbiç’te? İlk önce Münbiç’i bir konuşalım, arkasından
Türk-Amerikan ilişkilerin yansımalarını.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Teşekkür ediyorum.
Gerçekten ülkemizin etrafında çatışmalar var, sivil savaşlar var, iç
savaşlar var, terör var, bir de dondurulmuş ihtilaflar var. Dolayısıyla
bazen karşı karşıya kaldığınız tehditleri bertaraf etmek için sert gücünüz
de lazım Afrin’de, Fırat Kalkanı’nda olduğu gibi, bazen de diplomasiyi iyi
bir şekilde işletmek gerekiyor, yani masada da güçlü olmak gerekiyor. Biz
de bunu yapmaya çalışıyoruz. Esasen sadece zorluklar yok, zorluklar var ama
ülkemizin ve bölgemizin önüne çıkan fırsatlar da var bölgemizde ve
ötesinde, bunları da değerlendirmek için yine diplomasiyi en iyi şekilde
işletmeye çalışıyoruz, çıkarlarımızı her yerde güdüyoruz.
Münbiç konusu bizim için hassas bir konuydu. Esasen Münbiç niye bu kadar
hassas oldu? Suriye’de bu gelişmeler olurken, YPG/PKK Suriye’nin kuzeyinde
doğudan batıya bir terör koridoru; yani Kürt koridoru demiyorum, çünkü
PKK/YPG çok sayıda Kürt’ü de buralardan sürgüne göndermiştir, bizde 400 bin
civarında Kürt kardeşimiz var, bir terör koridoru oluşturmak istedi ve
Fırat’ın batısına geçmesi bu bakından onlar için önemliydi.
Biz ABD’ye en başından, Münbiç’te PKK/YPG’yi kullanmayın dedik. Onlar da
önce kullanmayacağız dediler, sonra operasyon için lazım, ama operasyondan
sonra hemen Fırat’ın doğusuna geri gidecekler, ama 2016’dan bu yana bu
sözünü tutmadılar, bu ilişkilerimize zarar verdi. Sonra ilişkilerimiz
kritik bir noktaya gelince bu bakımdan, ABD de bu konuda birlikte çalışmak
istiyoruz dedi. Sonra, nasıl çalışabiliriz, ne yapmamız gerekiyor, oturduk
konuştuk, çalışma gruplarını kurdurduk, bir yol haritası üzerinde çalıştık
ve en son 4 Haziran’da onayladık, şimdi uygulama safhasına geçildi. Ön
hazırlık, hazırlık ve artık hareketlilik başladı, artık uygulama
safhasındayız.
SUNUCU- Uygulamada önce keşif gücünü gördük biz dün herhalde.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Dün keşif gücünü gönderdik bölgeye ve
burada YPG/PKK Münbiç’ten çıkacak, silahlar elinden alınacak ve burada ABD
ve Türkiye birlikte devreye gezecek, Münbiç başka bir tehdit altında
olmayacak ve sonra Münbiç’i istikrara kavuşturma çalışmaları. Yani buradan
YPG/PKK’nın çekilmesi önemli, bu bizim güvenliğimiz bakımından da önemli, o
biraz önce söylediğimiz terör koridorunun engellenmesi bakımından da
önemli. Diğer taraftan, bize yönelik bir tehdidin bertaraf edilmesi,
ortadan kalkması da bizim için önemli. Suriye’nin geleceği için önemli,
Suriye’nin istikrara kavuşturulması bakımından da önemli. Ve bu şehirleri
teröristlerden temizlediğimiz zaman gerçek sahiplerine teslim etmemiz
lazım, daha sonra siyasi çözümde de merkezi yönetime bunların entegre
edilmesi gerekiyor, bu oluşumlar…
SUNUCU- Yani Münbiç aslında bir bakıma bir model.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Münbiç bir model, doğru. Ayrıca,
Türkiye’deki Suriyelilerin ve Suriye içinde yine buraları terk etmek
zorunda kalıp da başka yereler giden Suriyelilerin, yani göçmenlerin,
mültecilerin dönmesi bakımından da önemli Münbiç modeli. Münbiç için de
önemli, daha sonra Münbiç bittikten sonra Rakka dâhil YPG/PKK’nın kontrol
ettiği tüm alanlar için de, Fırat’ın doğusu için önemli, çünkü buralar
PKK’nın değil, YPG’nin değil. Kobani’de Kürtler var ama burayı da PKK/YPG
yönetmemesi lazım, oradaki Kürt kardeşlerimizden oluşan ağırlık tabi, Arap
da var, Türkmen de var, diğerleri de var, yani Suriye çok etnik yapılı, çok
kültürlü, farklı dinlerin yaşadığı bir ülke.
Sonuçta, bu Münbiç modeli esasen Suriye’nin geleceği bakımından da önemli.
Yani siyasi çözüm olduğu zaman, Suriye’nin sınır bütünlüğü, toprak
bütünlüğü bakımından önemli, güvenliği bakımından önemli.
Yaptığımız çalışma, bir; bölgemizdeki tehdit oradan kalkıyor. İki; bu
bölgeler istikrara kavuşuyor, göçmenler dönebiliyor. Üç; Suriye’nin
geleceği için önemli. Dört; tabi ABD’yle ilişkilerimize olumlu bir yansıma
yapıyor.
SUNUCU- Bir başlangıç sanki 8 sene sonra.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Aramızdaki en büyük problem şu anda
güven bunalımının olması, bu da ABD’nin hatalarından kaynaklanıyor. Biraz
önce söylediğiniz Kongredeki o girişimler bile, ABD’nin bir müttefikine
karşı yaptığı çok ciddi bir yanlıştır, hatadır, hata üstüne hata yaptılar.
Ve bu Münbiç’te birlikte çalışma esasen ilişkilerimizin normalleşmesi
bakımından, güvenin tekrar tesis edilmesi bakımından bir başlangıç, her şey
birden bitti, oldu diyemeyiz, diğer alanlardaki işbirliğimizi de görmemiz
lazım. Uygulama şu anda başladı, iyi, herhangi endişe duyacak bir şey yok,
ama daha bunu bir başlangıç olarak görüyoruz.
SUNUCU- Münbiç takvimi ne kadar sürer efendim?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Yani Münbiç takvimi şurada birkaç sürer,
zaten başladı. Bu sahadaki teknik çalışmalara bağlı biraz, ama bizim
anlaşmamıza göre somut takvim var. Zaten şu anda dedik ki, 10 gün içinde ön
hazırlık olacak, bir ay içinde uygulama başlayacak dedik ve şu anda o bir
ay doluyor, şurada 4 Temmuz’a az kaldı, Haziran’ın sonuna doğru gidiyoruz
ve şimdiden bizim askerlerimizin bölgeye nakli de başladı, girişler
başladı, bunların hepsi atılan ön adımlardır, bunun devamı da gelecek.
SUNUCU- Sayın Bakan, Suriye’de çok ilginç bir manzara var, Türkiye bir
taraftan şimdi Amerika Birleşik Devletleri’yle Münbiç’te yan yana
görünüyor, en azından bundan sonra bir devriye, güvenliğin sağlanması
konusunda yan yana görünecek. Yaklaşık 100-110 kilometre batıda Rusya’yla
işbirliği içerisinde, hem Rusya’yla, hem İran’la işbirliği içerisinde. Bu
tabii bölgesel dengeler açısından çok ilginç bir manzara, ama diğer
taraftan sıkıntı da yarabilecek endişesi var, bazı Batılı özellikle yayın
kuruluşlarında bununla ilgili haberler de çıkıyor. Sizin görüşünüz ne, bu
dengeyi Türkiye nasıl sağlayacak?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Bu esasen Türkiye’nin diplomasi
zaferidir. Gerçekten Türkiye artık sahada olduğu kadar masada da güçlüdür.
Ayrıca, Türkiye’nin Suriye konusundaki yaklaşımının da bir yaklaşımıdır.
Biz başka bir arka plan, yani arka planda hiçbir hesabımız olmadan
Suriye’nin istikrarı ve geleceği için mücadele eden bir ülkeyiz. Komşu bir
ülkenin istikrarı, güvenliği zaten bizim istikrarımız ve güvenliğimiz
demektir. O nedenle biz Suriye’de Suriye’nin istikrarı ve güvenliği için
çaba sarf eden herkesle işbirliği yapabiliriz. O ülkelerin kendi arasında
başka konularda rekabet olabilir, bizim de ABD’yle şu anda anlaşamadığımız
konular var, Rusya’yla da anlaşamadığımız konular var, ama bunların
hiçbirisi birbirine de alternatif değil.
YPG/PKK hem Rusya’yı, hem ABD’yi mesela kullanmaya çalışıyordu iki tarafı
da, bizim kontrolümüzde olsun diyordu. Şimdi iki taraf da anladılar bu
terör örgütünün esasen oynadığı oyunu görmemek için saf olmak lazım.
Diğer taraftan, şimdi bizim Münbiç’te ABD’yle yaptığımız olay Suriye’nin
geleceği için bir tehdit değil. Diğer taraftan, Rusya’yla, İran’la
yaptığımız çalışmalar ise rejimle muhalefet arasındaki çatışmaları
durdurarak onları masa etrafında biraraya getirip siyasi çözüm için, yeni
bir anayasa için, seçim kanunları vesaire, yani kısacası siyasi çözüm için
müzakereleri başlatmak.
SUNUCU- Türkiye Cenevre sürecinde lokomotif rol üstlendi, burada yeni
anayasa için Türkiye’nin büyük katkısı var, isim listeleri çıkılıyor,
Türkiye herhalde bu konuda demografiye uygun olarak isimler de zikrediyor
veya listeler veriyor yeni anayasayı yazacak komisyonun oluşturulması için.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Türkiye Cenevre sürecinde lokomotiftir,
Soçi sürecinde lokomotifti, Soçi’nin Cenevre’ye bağlanmasında çok önemli
bir rol oynadı, bunu BM de her yerde söylüyor. Astana’da Türkiye bir
lokomotiftir ve şu anda Münbiç dahil sahadaki çalışmalarla Türkiye
lokomotiftir, çatışmaların durdurulması ve güven artırıcı adımlar
konusunda, insani yardımlar konusunda Türkiye bir lokomotiftir. Ve yine şu
anda Suriyelilerin geri dönmesi konusunda, yani Suriye’yle ilgili her
konuda esasen en kilit ülke, lokomotif ülke Türkiye’dir.
SUNUCU- Oyun kurucu.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Oyun kurucu. DEAŞ’a karşı koalisyonda da
böyle.
SUNUCU- Şimdi ister istemez böyle tatsız sorular gelecek, çünkü kamuoyu
merak ediyor, bir taraftan başından beri de size sormaya devam edeceğiz,
yani YPG’ye Amerika Birleşik Devletleri’nin verdiği silahlar ne olacak? Bu
meseleyi siz Mike Pompeo’yla, yeni mevkidaşınızla da 4 Haziran’da
görüştünüz, var mı bir umut ışığı?
Trump ve arkadaşları, o zamanki Ulusal Güvenlik Danışmanı McMaster dâhil,
hepsi bu silahları Genelkurmay Başkanları dâhil silahları toplayacaklarını
söylediler, yani seri numaraları aldık dediler. Tabii ki silahların
hepsinin toplanamayacağını, bazılarının kullanıldığını, bazılarının
kaybolduğunu ki Türkiye’ye de bunları sokmaya çalıştılar ya da soktular
zaten içeride de yakaladık. Silah satışı da yapıyorlar birbirlerine bunlar
öyle ki bakıyorsun DEAŞ’la PKK birbirine silah satıyor. Yani yiyecek içecek
alırsınız, ilaç alırsınız bu savaş ortamında bile olabilir, ama..
SUNUCU- Bunun borsası, pazarı oluşmuş durumda.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Borsası pazarı oluşuyor. Hepsini alamaz,
bazıları da kullanır, yıpranır ama alacağız dediler. Esasen bunun en
sağlıklı yöntemi şimdi Münbiç’ten ayrılırken silahların alınması. Bu konuda
da Pompeo silahların alınacağını söyledi. Amerikalılar bizim
arkadaşlarımıza da silahların alınacağını da söyledi, mutabakatımızda da bu
var. Dolayısıyla, Münbiç’ten sonra da Münbiç modeli diğer Fırat’ın
doğusundaki yerleşim yerlerinde uygulanmaya başladığı zaman esasen buradan
YPG’liler çıkarken silahları alınırsa olayı kökten çözmüş olur…
SUNUCU- Örneğin, Rakka’da bu model uygulandığında Rakka’dan çıkarken
YPG/PYD/PKK işte bu grubun içerisindeki silahları teslim etmesi gerekiyor.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Teslim etmesi gerekiyor çıkarken vermesi
gerekiyor, ABD’de alacağını söylüyor. O zaman YPG’nin sadece bu bölgeden
çıkması önemli değil, silahlarıyla beraber nereye gidecek? Şimdi bazı terör
grupları silahlarıyla beraber yine diğer bölgelerden kuşatılmış bölgelerden
Halep dahil nereye gönderildi? Özür dilerim İdil’e gönderildi. Şimdi o
teröristlerle biz mücadele ediyoruz sahada ve oradaki sivil halkta bundan
rahatsız o yüzden teröristlerin elinden silahları almak lazım. Yani bunları
terörden arındırmak için de bazıları da zorla bu grupların içine itilmiştir
Araplar da var orada işte Suriye Demokratik Güçleri. Eğer girmek istemeyen
olursa da infaz ediyorlar, isyan eden aşiret liderlerini de infaz ettiler;
bu tam bir terör örgütü. Yani Türkiye’de PKK Kürt kardeşlerimize nasıl
zulüm ettiyse orada da hepsine zulüm ediyorlar. Dolayısıyla, bu silahların
da elinden alınması lazım.
SUNUCU- Bu sohbeti aslında Suriye’den çıkacağım, ama bir İdlib deyince
ister istemez İdlib’e takıldım kaldım, çünkü son dönemdi Türkiye’ye bir
sivil göç ihtimali, çünkü Şam rejimi İdlib’de her ne kadar güvenliği
sağlamaya ve çatışmasızlık ortamı yaratma gayreti içinde olsa da Şam
rejiminin zaman zaman orada bir bombardıman yaptığını görüyoruz. Bir böyle
bir endişe var 2,5 milyon sivilin tekrar Türkiye’ye doğru sürülmesi gibi.
Birde tabi özellikle yani ikinci bir Doğu Guta faciası yaşanır mı endişesi
var. Birde tabi çok ilginç bir konu, buradaki köktenci radikal grupların
Türkiye açısından bir tehdit oluşturup oluşturmayacağı, yani geleceği ne
olacak İdlib’in?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Biraz önce söyledim, buradaki radikal
gruplar, terör grupları Türkiye için de tehdittir, Suriye için de
tehdittir. Fakat bu grupların buradaki mevcudiyetini bahane ederek bu
bölgeyi de İdlib bölgesini hiç ayırım yapmaksızın bombalamak yani
sivilleri, çocukları, kadınları, okulları bombalamak doğru bir yöntem
değil. Biz bunu ABD’ye, Rusya’ya, İran’a söyledik. Rejim tabi Doğu Guta’dan
sonra askeri çözüm konusunda daha kararlı görünüyor bunu görüyoruz biz de,
bu tehlikeyi görüyoruz. Bizim ama Asna sürecimizin amacı zaten çatışmaları
durdurmak, çatışmasızlık bölgelerini oluşturmak. Rejimin garantörü İran ve
Rusya. Onlar da üzerine düşeni yapmalılar, biz de muhalefetin garantörüyüz.
O nedenle İbdib bölgesine 12 gözlem noktası kurduk ve burada bizim
gözlemcilerimiz var, burada bizim askerlerimiz var. Umut ediyoruz ki İdlib
bölgesine sıçramasın, bunun için de gereken çabayı sarf ediyoruz. Eğer
sıçrarsa zaten Astana sürecinin de bir anlamı kalmaz, güven artırıcı
önlemlerin de bir amacı kalmaz ve anayasa komisyonun da bir anlamı kalmaz,
bir faydası da olmaz. Sahada bu çatışmalar devam ederken çatışan tarafların
bir taraftan anayasa taslağı üzerinde müzakere etmesi gerçekçi değil. O
zaman bunlar ortadan kalkar bizim İran’la, Rusya’yla iş birliğimizin de bir
anlamı kalmaz, zaten bu iş birliğinin amacı bu çatışmasızlık bölgelerinin
oluşturulmasıydı. O nedenle biz elimizden geleni yapıyoruz, üzerimize
düşeni yapıyoruz aksi takdirde o risk olabilir, ama şu anda böyle bir riski
görmüyoruz biz.
SUNUCU- Tekrar edeyim, batılı analistler, tabi batılı analistler deyince
ister istemez birkaç defe düşünmek gerekiyor, ama özellikle yeni bir DEAŞ
yapılanmasının bu bölgeden çıkacağı, İdlib’ten çıkabileceği ihmalini
ısrarla yazıyor olmaları nedeniyle bu soruyu şöyle özetlemek gerekiyor
cevabı: Türkiye bu konuda hazırlıklı ve bu örgütlerle mücadelesine devam
ediyor.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Elbette. Diğer ülkelere de diyoruz ki
gelin bu terörist gruplar nerede? Birlikte tespit edelim, onlara yönelik
birlikte hareket edelim ve etkisiz hale getirelim. Gelişi güzel saldırma
yerine birlikte hareket edelim, şehrin dışındakiler zaten ayrı onlara ne
yaparsan yap, ama şehir içindekileri de tek tek tespit edip, grup grup
tespit edip etkisiz hale getirmek lazım, bunlara yönelik ayrı stratejilerin
uygulanması lazım, bu konuda da çalışıyoruz. Ve şunu söylemek isterim:
Tabii İdlib bölgesinde bu radikal gruplar küçük terörist gruplar gittiği
zaman herkesin üzerinde bir hakimiyet oluşturmaya başladıl. Biz oraya
girince o gruplardan yani zorla oraya girmek zorla sokulan ya da baskı
altında tutulan birçok grup bu terörist gruplardan tabii kopuyor. Güveni
gördükçe kopmaya başlıyor. Şimdi Fırat’ın doğusunda da bu var Araplar yavaş
yavaş YPG’den, PKK’dan kopmaya başladılar. Çünkü korkusundan sesini
çıkaramıyordu ya da onlarla berabermiş gibi gözüküyordu, ama esasen gerçek
anlamda öyle değildi. O nedenle biz burada olduğumuz sürece böyle bir
yapılanmaya da müsaade etmeyiz, var olan yapılanmayla da mücadele ediyoruz.
SUNUCU- Irak’ta Kandil’e yönelik, Kandil bölgesine yönelik yaklaşık 100-120
kilometre derinlikte askerlerimiz ilerliyor iyi bir operasyon var. Bir
taraftan da muhalefetin tabii seçim yatırım diye bir eleştirisi de var yani
niye şimdi? Ayrıca orada kapsamlı bir harekatta yok gibi eleştiriler
geliyor muhalefetten. Kandil operasyonu ne durumda nereye doğru gidiyor
askerlerimiz?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Gayet emin adımlarla ilerliyor
askerlerimiz. Burada bir bataklık var ve yıllardır bu bataklık sebebiyle
biz Türkiye’de terörün hedefi olduk çok şehit verdik sivil, asker, polis
veya kamu görevlisi, çok şehit verdik bunun seçimle ne ilgisi var? Ben
seçimi düşünseydim Afrin operasyonunu da seçim zamanında yapardım. Seçim
hesabı yapsaydım Fırat Kalkanı Operasyonunu zamanında başlatmazdım. Terörle
mücadelenin seçimle ne ilgisi var? Yani maalesef bu milli konular da bile
muhalefet ucuz siyaseti tercih ediyor. Oysa bu konuda ne diyorsun onu
söyle. Diğer taraftan tabii PKKlıların, PKK yandaşlarının desteğini
alabilmek içinde bu milli konularda zikzak çiziyorlar bu doğru değil. Bunun
terörle mücadelenin seçimle ilgisi olmaz biz başından beri ne söylüyoruz?
Sonuna kadar gideceğiz. Seçim kararıyla başlamadık biz terörle mücadeleye.
İki senedir şehirlerde çukur siyaseti yaptıkları zaman ne yaptık?
Buralardan temizledik, sonra dağlardan temizlemeye başladık, o zaman
seçimin S’si konuşulmuyordu.
SUNUCU- Kandil operasyonu aslında bir mutabakat çerçevesinde gerçekleşiyor
anlaşılan yani Erbil, Bağdat, Ankara, hatta Vaşington da var, değil mi?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Biz Vaşington’la yani ABD’yle PKK’yla
mücadeleyle ilgili de bir çalışma grubu kurduk. ABD, özellikle Irak ve
Erbil yönetiminin de yani Bağdat ve Erbil yönetiminin de içinde olması
gerektiğini söylediler biz de öyle düşünüyoruz. Bir kere bu terör örgütü
bir Irak sınırları içinde, tabii Bağdat’ın desteği önemli.
İki, bu terör örgütü Erbil’e çok yakın bulunduğu yerler hatta
Süleymaniye’nin etrafında şehre kadar indiler orada tabii Talabani’nin
partisinin maalesef bir iş birliği var oranın bir desteği var ve bazı
ülkelerin teşvikiyle oldu, bunu da biliyoruz. Burada PKK en büyük tehdidi
Erbil’e oluşturuyor ve Erbil diyor ki, zaten birinci bizim düşmanımız,
ikinci sizin düşmanınız. Tabii onlar da bunu söylerken yani bizim de
düşmanımız demek için vurgulamak için söylüyorlar. O nedenle PKK’nın
buradan temizlenmesi Irak’ın geleceği için de önemli ve Kuzey Irak
bölgesindeki Kürt kardeşlerimizin güvenliği için de önemli. Şimdi
Talabani’nin partisindekiler diyor ki, bizim bazı idarecilerimiz bunları
şımarttı, şehre de indiler, şimdi bizim partiyi tahakküm altına aldılar,
bizim partiye talimat veriyorlar uymayan olursa tehdit ediyor diyorlar.
Düşünün bir terör örgütüyle birlikte yaşamanın doğurduğu risklere bakın,
tehlikeye bakın.
SUNUCU- PKK, KYB üzerinde, yani Talabani partisi üzerinde belli bir
tahakküm oluşturdu.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU-Aynen öyle.
SUNUCU- Şimdi İran meselesi de var tabii bu o kadar derinliğe inince bir
taraftan da dağların diğer tarafında İran’a kaçma riski de var Tahran’la
görüşüyor musunuz bu konuyu? Onlar hassasiyet gösteriyorlar mı?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Tahran’la konuşuyoruz. Esasen tabii
Tahran PJAK’la epeydir çatışma yok, ama onlar da biliyorlar ki bugün
olmazsa yarın bu teröristler İran’a da saldırır. İran’ın sınır bütünlüğü
için de ciddi bir risk oluşturuyor. İran’daki Kürtler demiyorum,
teröristlerden bahsediyorum. Ve tabii buralar dağlık bölgeler; biz
ilerledikçe ya da bombalama oldukça özellikle lider kadrosu ara ara İran
tarafına da kaçıyor bu konuda istihbari bilgiler var sınırı geçiyorlar,
geliyorlar. Tabii daha İran’ın izniyle demiyoruz, İran’ı da suçlamak
istemiyoruz bu konuda, ama dağlık bölge nasıl bize sızıyorlarsa İran
tarafına da kaçabiliyorlar.
SUNUCU- Şimdi iyi bir örnek olur mu bilmiyorum, ama Münbiç veya İdlib’de
Türk askeri varlığını görüyoruz dün de bir harita yaptırdı NTV’de biz Türk
askeri varlığının mevcut olduğu alanı. Şimdi Türk askeri 100-1500 kilometre
güneye doğru iniyor çok geniş bir saha Kandi,l tek bir yerden pek çok dağın
üstünde yerleşim ya da işte kamplar var. Şimdi burayı temizlediği takdirde
Türk askeri orada bir süre en azından belli bir güvenliği sağlamak ya da
gözlem, denetim yapmak için kalacak mıdır orada böyle bir süreç yaşanır mı?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şimdi burası Irak’ın toprakları ve biz
Irak’ın toprak bütünlüğünü destekliyoruz sınır bütünlüğünü destekliyoruz
terörle mücadelesine de destek veriyoruz. Buralarda terörü temizle çekil
ertesi gün tekrar gelir. O nedenle esasen buralarda yani Irak’ın güvenlik
tedbirlerini alması gerekiyor. Yani burada kontrolü Irak’ın güçleri ele
geçirmesi lazım. Ve teröristlerin bu bölgeye tekrar gelmesine müsaade
etmemesi lazım. Sincar bölgesine kadar gittiler. Şimdi Sincar’dan çekildi
diyorlar Iraklılar bunu söylüyor.
SUNUCU- Üst düzey yöneticileri.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Öyle görülüyor ki bir çekilme var, ama
Sincar’da olması ne demek? Karşı taraftan YPG/PKK sınırdan geçişler silah
ve diğer işte her türle teröristlerin gelip geçmesi bu Irak için de bir
tehdit. özür dilerim El-İbadi bunun farkında. Bağdat’ta görüştüğümüzde
kendisi bana sınırları göstererek izah etti. Ve Irak’ın tamamen
teröristlerden ve her türlü teröristten temizlenmesi gerekiyor sadece
DEAŞ’tan kurtulmak yetmez.
SUNUCU- Şimdi terör örgütü deyince tabii Türkiye’nin başında maalesef
birçok terör örgütü var dert var, onlardan bir tanesi de FETÖ. Amerika
Birleşik Devletleri nezdinde siz işte 4 Haziran görüşmesi çok önemliydi çok
önemli bir kırılma noktası gibi gördük biz özellikle Münbiç mutabakatı
gerçekten heyecan verici, yani büyük bir diplomasi zaferi, ama diğer
taraftan FETÖ meselesi var yani Amerika Birleşik Devletleriyle sürekli son
yıllarda özellikle 15 Temmuz darbe girişiminden sonra bu FETÖ meselesini
bir türlü çözemiyoruz. Çözme umudu var mı bu konuda? Özellikle FBI’nın FETÖ
yapılanmasıyla ilgili olarak Amerika Birleşik Devletlerindeki 189 okul
Amerikan basınından okuduğum ve 500 milyon doların üzerinde de gelir elde
ediyor burada yani örgütü besleyen para o Amerika’nın içerisindeki
okullarda.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Daha önce daha fazlaydı 700
civarındaydı, şimdi biraz düştü.
SUNUCU- FBI bu konuda bir çaba içerisinde bununla ilgili mesaj verdiler mi
size?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Bizim ABD’den iki isteğimiz olur. Bir,
bu haini bu FETÖ’yü bize iade et. Ve FETÖ’nün diğer mensuplarını da iade
et; bununla ilgili resmi talepte bulunduk belgeleri, delilleri verdik
ortaya çıktıkça da veriyoruz.
İki, bunlar sizin de kanunlarınızı ihlal ettiler, vergi kaçakçılığından,
vize kaçakçılığından kara para dâhil bir soruşturma açın ve siz de
göreceksiniz ve bu konuda ne yapabilirizi de konuştuk daha önce MASAK’tan
bir arkadaşımız da müşavir olarak Vaşington Büyükelçiliğimize de gönderdik.
Ve daha önce Büyükelçimizin verdiği bilgiyi Pompeo toplantımızda teyit
etti, yani sizin de sorduğunuz gibi FBI’nın başlattığı soruşturma. Ve bu
soruşturma kapsamlı ve ciddi bir soruşturma… Tabii ki ben Dışişleri Bakanı
olarak içeriğini bilemem, bilmem doğru olmaz dedi doğru olabilir hak
veririz.
SUNUCU- Ama FBI peşinde.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Ama FBI’nın ciddi ve kapsamlı bir
soruşturma başlattığını söyledi. Esasen 20 civarında eyalette FBI’nın bir
soruşturma başlattığını Büyükelçimiz de söylemişti. Zaten ciddi ve gerçek
bir soruşturmada tüm ihlaller ortaya çıkar, bu diğer ülkeler için de
geçerli. Biz diğer ülkelere diyoruz ki, bu FETÖ okullarını kapatın derken
sadece bize tehdit olduğu için değil, bizim kurumlarımıza nasıl sızdı?
Eğitim yoluyla sızdı. Sizin içinde önemli bazı ülkeler mesela bu tehdidi
iyi gördüler ve tedbir aldılar, bazıları gördüler tedbir alamıyorlar biraz
geç kaldıklarını düşünüyorlar, bazılarına da yardım ediyoruz. Bu ABD için
de önemli.
SUNUCU- İkinci bölüme girdik Amerika’dan döneceğim Avrupa’ya.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Pompeo bir şey daha söyledi sizden
iadeyle ilgili FETÖ’yle ilgili gelen her bilgi ve belgeyi çok ciddiye
aldığımızı bilmenizi isterim dedi.
SUNUCU- Yani 85 koli gönderdik bunlara kanıt, ama hala araştırma,
soruşturma süreci.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Tabii bunları önceki yönetim inceledi
diyorlar, ama biz artık yani bu işi daha ciddiye alıyoruz demek istiyorlar.
Almanya’da da son zamanlarda FETÖ’yla ilgili biliyorsunuz araştırmalar
çıkmaya başladı, bizimle de görüştüler bu araştırmayı yapan gazeteciler,
yazarlar.
SUNUCU- Artık dikkate alınıyor yani Türkiye’nin uyarıları.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Artık Almanya için de bir tehdit
olduğunu görmeye başladılar. Biz onlara dedik ki, yani PKK belli uyuşturucu
kaçakçılığı yapıyor, zorla para onlar da biliyor. Hangi düğünde ne kadar
para topladıkların Almanlar biliyor, onlar bize anlatıyorlar. Sigmar
Gabriel gayet güzel anlatıyordu Karin Kneissl Avusturya Dışişleri Bakanı
şimdi benden daha iyi biliyor, o ülkenin vatandaşı olduğu için daha iyi
anlatıyor. PKK’nın yine görünür bir şeyi var, ama bunlar daha tehlikeli
diyorduk ve şimdi Almanya’nın geleceği için bunların tehlikeli olduğunu
dillendirmeye başladılar.
SUNUCU- Şimdi tabii iade konusunda somut bir şey söylenmedi anlaşılan.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Daha henüz yani iade etmeyeceğiz ya da
şöyledir böyledir demediler ciddiye alıyoruz dediler. Ama biz tabii bu işi
de şansı bırakmayalım dedik bir çalışma grubu daha oluşturduk ve bu tür
hukuki konuları iade dâhil onlarda işte Brunson meselesini koydular veya
buradaki bazı konsoloslukta çalışanlar var çifte vatandaşlar var bunları
koydular, ama bu FETÖ meselesiyle ilgili iadeyle ilgili verdiğimiz
deliller-belgelerin birlikte incelenmesi dâhil bu çalışmaları yapacak bir
çalışma grubu kurduk. 4 Haziran’da bizim toplantımızdan sonra bu çalışma
grubu ön toplantısını yaptı Vaşington’da, şimdi en geç Temmuz içinde
Ankara’da kapsamlı bir toplantı olacak. Bunun içinde Adalet Bakanlığımızı
var, İçişleri Bakanlığımız var, İstihbaratımız var, Dışişleri Bakanlığımız
var diğer çalışma gruplarını da tabii Genelkurmayımız ve Milli Savunma
Bakanlığımız da var.
SUNUCU- Amerika’yı hemen bitirmek istiyorum, çünkü son 10 dakikamız sizinle
konuşacak o kadar konu başlığı var ki bir de tabii son 4 yılı yani oturmaya
kalksak herhalde günlerce sürer, çünkü olağan üstü türbülanslı bir süreci
tamamlıyor görüyorsunuz hayırlısıyla inşallah. Diğer taraftan da tabii
S-400’ler meselesi var Amerikan tarafından işte şimdi F-35, S-400 Rusya’dan
bunu alıyorsunuz F-35’leri vermeyiz, İsrail lobisinin etkisi yani bir
taraftan da Türk Amerikan ilişkilerinin bir türlü yani iyileşmemesi için
gayret sarf eden bir grup da varmış gibi görünüyor.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU-Var. Birde Amerika’nın mentalitesi tabii
Batı’nın bu mentalitesi ilişkilerimiz de suni krizler yaratıyor bazen
gerçek krizlere de dönüştürüyor o mentalite de şudur: Alışmışlar Türkiye’ye
istedikleri gibi davranacaklar, istedikleri zaman silah verecekler,
istedikleri zaman borçlandıracaklar, IMF’yle standby Türkiye bağımsız fazla
hareket etmesin, belli bir çemberin içinde hareket etsin uzağa da gitmesin
yakında dursun, bu mentalite. Şimdi Türkiye tabii bunun dışında çıktı 16
yılda veya savunma sistemini vermeyeceksin. Diğer taraftan da Rusya’da
alırsan ben yaptırım uygularım. Hangi kanunlar hangi hukuka göre yaptırım
uyguluyorsun. Ben senden daha güçlüyüm yaparım, dersen o zaman benim de
kendi gücüm var kendi gücümle sana cevap veririm. Öyle veya böyle diplomasi
olur başka şey olur; bu, doğru bir yaklaşım değil, bu ilişkileri uçuruma
götürür bitirir. O yüzden bu tür yaklaşımlar maalesef ilişkilerimizi biraz
etkiliyor. Şu anda S-400’lü alamazsa o alırsan ben buradan yaptırım
çıkarırım, oradan yaptırım uygularım olmaz. Biz S-400’ü aldık bir kere bu
işi kapatalım. Sen patriot satabildin mi bana? Satmadın. Bunun sorumlusu
ben miyim? Hayır, benim param olmadığı için değil işte F-35 alıyorum param
var ödemişim, sen satmak istemedin ya da satamadın, Kongreden onay
alamadın. Şimdi satma garantisi ver, ben yeni savunma sistemleri de
alacağım, senden alayım, müttefikimden alayım, tercih de ederim, niye
tercih etmeyeyim? Ama satmadın ve başkasından alamazsın. O zaman ne
yapacağım, beni kim koruyacak? Ben ülkemi, hava sahamı, topraklarımı ve
milletimi korumak durumundayım.
F-35 konusunda da zaten Kongrede bazı girişimler oldu, mektuplar yazıl
vesaire. Ama 21’inde işte davet edildi, ilk teslim yapılacak, 2 F-35 teslim
edilecek. Tabii F-35’in mülkiyeti bize geçiyor ama, orada pilotlar eğitim
süreci var vesaire, bu sürece geçiyoruz, 21’inde de tören yapılacak. Buna
benzer girişimler var, ama bu yöntemlerle biz ilişkilerimizi sağlıklı
yürütemeyiz. Sağlıklı yürütebilmek için var olan sorunları oturalım
konuşalım aynı Münbiç yol haritası gibi ve ne yapacağımıza birlikte karar
verelim, sorunları nasıl aşalım, ama samimi olalım. Bizde bu samimiyet var,
biz kimseye karşı samimiyetsizlik yapmadık, arkasından başka işler
çevirmiyoruz hiçbir ülkenin, hiçbir müttefikimizin, Amerika’nın da bunu
anlaması lazım. Yani Türkiye önemli bir müttefik, Türkiye’ye güvenmeleri
gerekir, Türkiye ABD’nin ve NATO’nun aleyhine veya NATO’yu, yani
müttefikliğimizi sarsacak ve tehlikeye atacak hiçbir oluşumun içinde de
olmaz. Ve S-400 alırken de NATO’nun ve müttefiklerimizin düşman olarak
tanımlanmaması için zaten her türlü şartı da ortaya koyduk, bu bizim
kontrolümüzde olacak böyle bir endişeye kapılmaya hiç gerek yok veya bunu
bahane ederek diğer taraftan yaptırım gibi söylemler içinde olmasınlar.
SUNUCU- Samimiyet testleri deyince Avrupa’ya geçeceğim hemen, birkaç dakika
da Avrupa konuşalım, çünkü Avrupa Birliği’nin Dönem Başkanlığını 1
Temmuz’da Avusturya üstleniyor. Sayın Ömer Çelik Avrupa Birliği Bakanı, yok
hükmünde görebiliriz gibi bir kelam etti. Yani Güney Kıbrıs Rum Yönetimine
Türkiye’nin hiç dönüp bakmaması gibi bir durum. Yani Avusturya’nın Dönem
Bakanlığında aynı Kıbrıs Rum Kesimine uyguladığımız ilişki biçimini mi
uygulayacağız?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şimdi Rum Kesimini biz tanımıyoruz,
dolayısıyla hiç bakmadık. Ama Avusturya Başbakanı, Şansölye şu anda Kurz
eski Dışişleri Bakanı, Türkiye’nin AB üyeliğini durdurmak için, yani
müzakere sürecini durdurmak için çaba sarf ediyor ve yalnız da kalıyor.
Hatta bazı ülkeler, Türkiye’nin AB üyeliğini istemeyen diğer bazı ülkeler
de şimdi durdurulmasına da karşı çıkıyor, Kurz tek başına kalıyor. Bu
konuda tabii bunun attığı adımları yok hükmünde sayabiliriz. Ama Avusturya
gibi bir ülkeyi tamamen Rum Kesimi gibi tanımadığımız bir ülke gibi yok
saymak doğru değil, Ömer Beyin de kastettiği bu değil zaten, onun Başkanlık
sürecindeki politikalarını diyor. Ama diğer taraftan şimdi Kurz’un bu
politikaları Dışişleri Bakanıyken de ortadaydı. Şimdiki Dışişleri Bakanı
ise Türkiye’nin önemini bilen, Türkiye’yle çalışmak isteyen, Osmanlı’nın
dünya medeniyetine katkılarını derslerinde anlatan, İslam medeniyetini
derslerinde anlatan bir akademisyen diplomat Karin Kneissl, benim de yakın
arkadaşım, dostum. Daha yemin eder etmez ilk beni aradı, Türkiye’yle
ilişkileri düzeltmek istiyoruz, dedi ve bazı jestler yaptık. Tabii Kurz’un
söylemleri bunu zehirliyor, hemen o işte imamları gönderme açıklaması, o iç
siyasete yönelik bir şeydi ve bazı camileri kapatacağız dedikten sonra,
Karin Kneissl da İtalya’daydı, İtalya Dışişleri Bakanını kutladıktan sonra
onunla da görüştüm, şimdi üzerinde çalışıyoruz, imamların ortak eğitimi
dâhil çalışıyoruz. Yani bir tarafta bizimle çalışmak isteyen bir Dışişleri
Bakanı var, bunu da yok sayamazsınız, görmezden gelemezsiniz, diğer
taraftan da koalisyona bakın, bir tarafta aşırı sağ parti, bir tarafta
merkez sağ parti, ama başındaki kişi aşırı sağ partiden daha da aşırı olan
bir Başbakan, böylesine bir ikilem içindeyiz. Ama tabii Ömer Beyin
kastettiği, bu AB Dönem Başkanlığı sürecinde bu tür bize karşı
faaliyetlerini yok sayarız anlamındaydı.
SUNUCU- Şimdi 5 dakika kaldı, çok hızlı bir şekilde.
Avrupa Birliği’yle ilişkilerde, aslında Yunanistan’la geri kabul
anlaşmasını dondurduk, daha doğrusu askıya aldık diyelim, diğer tarafta
Türkiye’nin Avrupa Birliği’nden bazı beklentileri var, vize muafiyeti,
Gümrük Birliği’nin güncellenmesi, diğer tarafta da tabii bu geri iade
anlaşması Avrupa Birliği düzleminde devam ediyor. Şimdi bunlar
karşılanmadığı takdirde, vize muafiyeti veya Gümrük Birliği’nin
güncellenmesi ki Almanya ve Avusturya karşı çıkmışlardı, hatta orada nahoş
durumlar oldu. Bu konuda bir yumuşama bekliyor muyuz? Olmazsa Türkiye geri
kabul anlaşmasını Avrupa Birliği çerçevesinde askıya alabilir mi,
Yunanistan’a yaptığını Avrupa Birliği’ne yapabilir mi?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Yani bu yapılabilir, her an yapabiliriz,
ama biz bu süreci işletmek istiyoruz herkesin yararına, şu ana kadar da
işletiyoruz. Ama bu geri kabul anlaşması, yani göçmen anlaşması ya da göç
anlaşması, 18 Mart anlaşması, ayrıca vize serbestisi ve diğer geri kabul
anlaşmasına da bağlandı, o nedenle onları da biz uygulamamız lazım. Geri
kabul anlaşmasını biz uygulamayız, AB’yle geri kabul anlaşmasını yürürlüğe
koymadık, çünkü vize serbestisi gerçekleşmediği için, bunlar da birbirine
bağlı, hepsi birbirine bağlı.
Burada tabii AB’yle vize süresinde 7 kriter kalmıştı…
SUNUCU- Şimdi 6 kriter sanıyorum.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- 6 kriter, bu pasaport konusunda…
SUNUCU- Biyometrik pasaport da kabul edildi.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Evet, çok güzel bir yeni pasaportumuz
var, Türkiye’nin her yerinden de çok güzel fotoğraflar da koyduk,
Antalya’mızdan Aspendos’un yanında şu gördüğünüz minare dâhil Antalya’nın
bu görüntüsü diğer taraftan çekilmiş var ve Alanya’da da tersane, Kızıl
Kule’nin olduğu çok güzel kaleyi gösteren bir fotoğraf var. Tabii böylesine
dünya markası olmuş ilimizden fotoğraflarının olması gerekiyordu. Ama
Nemrut da var, Karadeniz’den de var, İstanbul’dan, İzmir’den, her yerden
var, güzel bir pasaport oldu.
Geri kalan 6 kriter üzerinde de çalışıyoruz. Biz en son ne yaptıklarımızı
gönderdik, onlar bir çalışma yaptılar, ekipleri geldi, işte burası iyi
olmuş, şurasını şöyle yapabilir miyiz, böyle yapabilir miyiz; şu anda o
aşamadayız.
SUNUCU- Yani terörün tanımı mesela.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Terörün tanımı meselesi değil de,
Terörle Mücadele Kanununda bazı değişikler istediler, biz de bizim terörle
mücadelemizi zaafiyete uğratacak bir değişiklik yapmayız, yani bu konuda
net baştan beri tavır sergiliyoruz. Ama ekiplerimiz şu anda çalışıyor,
çalıştıktan sonra bir aşamaya geldikten sonra Timmermans’la biz bir araya
geleceğiz ve bu süreci karşılıklı yürütmek için irade var, anlayış var,
samimiyet var.
SUNUCU- OHAL’in kalkması bu sürece etki eder mi, katalizör, yani
hızlandırabilir mi?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- OHAL zaten geçici bir uygulama ve teröre
karşı hızlı kararlar almak için bir uygulamamızdı ve hiçbir şekilde bizim
faaliyetlerimizi ve Avrupa Birliği’yle ilişkilerimizi de etkilemiyor, yani
süreci de etkilemiyor, zaten seçimden sonra da OHAL’i kaldıracağız, yani
kaldırmak için bir komisyon kuracağız ve bunun zamanlamasını da
açıklayacağız Cumhurbaşkanımız da söyledi. Ama bu bir zaruretti, benim
güvenliğim her şeyden, vizeden de önemli, Türkiye’nin imajından da bugüne
kadar önemliydi. Ama OHAL’i ilk geldiği zaman kaldıran bir hükümet ömür
boyu OHAL’le de yaşayamaz, zaten biz bunun farkındayız, ama bizim için bir
zaruretti.
Gümrük Birliği’nin güncellemesinin vizeyle bir ilgisi yok, o ayrı bir şey
ve her iki tarafın da yararına ve birçok Avrupa Birliği üyesi ülke
Türkiye’den daha fazla istiyor bu güncellenmeyi, çünkü kazan-kazan, bunun
için de bir engel çıkarmaya gerek yok. Almanya’yla ilişkilerimiz gerildiği
dönemde, biliyorsunuz Almanya bir siyasi engellemeye gitti, ama şimdi orada
da bir yumuşama var.
SUNUCU- Son olarak, seçim sattı mahalli demeye gerek kalmadı, 5 gün,
Avrupa’da da bugün son gün, 3 milyondan fazla Türk seçmen, fakat katılım az
gibi, yüzde 40-50 gibi civarında gibi görünüyor. Siz bunun…
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Referandumdaki katılıma yaklaşık, yani
herhalde yine yüzde 47-48-50’ye yaklaştı.
SUNUCU- Nasıl değerlendiriyorsunuz?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Tabii vatandaşlarımız oy kullanıyorlar,
maalesef bu temsilciliğimizin olmadığı yerlerde sandık açamıyoruz, yani
Yüksek Seçim Kurulu, biz yine başvurduk, dedik ki, Dışişleri Bakanlığı
olarak biz buralarda da sandık kurabiliriz, yer kiralayabiliriz ve
Başkonsolosluklarımız var, yine diğer memurlarımız var, buralarda da sandık
kurulu oluşturabiliriz dedik, fakat maalesef YSK böyle bir karar almadı.
İleride belki elektronik oya da geçmemiz lazım bizim, Estonya modelini çok
iyi incelememiz lazım, güvenli bir şekilde tüm partiler ortaklaşa karar
vermek lazım, yani bu sisteme güven duymak çok önemli, güven esastır. Ve oy
veren kişinin de seçim günü oyunun açılıp sayıldığını ve verdiği partiye ya
da adaya gittiğini görmesi lazım, gidip-gitmediğinden emin olması lazım.
Artık güvene dayalı sistemler var, bunları belki ileride yapabiliriz. Ama
artık bu seçim için bugün son gün ve tüm yurt dışındaki vatandaşlarımızı
bir kere daha buradan çağrı yapıyoruz, lütfen bu demokratik hakkınızdır,
kullanın, Türkiye’nin yönetiminde söz sahibi olun, bu hak sizin için
verildi, bu hakkı da kullanın. Ama ilk yıllardaki seçimlere göre 30’lardan
başladık 47’ye kadar çıktık, 50’ye doğru çıkıyoruz şimdi, inşallah
önümüzdeki seçimlerde bunlar daha da iyi olacak.
SUNUCU- Evet, demokratik hak.
Artık bitti süremiz ama, ben kişisel bir soru, dış haberlere bakıyorum, son
4 yıldır olağanüstü bir iş yüküyle iştigal ettiniz, yani çok zorlu
konuların üstesinden gelme çabası, gayreti içerisinde oldunuz. Yeni dönemde
ne olacak, Dışişleri Bakanlığı devam ihmali var mı, arzunuz var mı,
yoruldunuz mu, nasıl hissediyorsunuz kendinizi?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Hiçbir zaman yorulmadık, yani burada
sahada da, Antalya’da da hiçbir zaman yorulmadık, dış politikada da
yorulmadık, daha yorulduk diyemeyiz. Allah’ın izniyle, yani milletimizden
de aldığımız destek ve güven ve enerjiyle, yorulmayı bırakın enerjimiz
sürekli artıyor, azmimiz de artıyor. Zorlu konularda da şahsıma güvenim
var, kibirli bir insan değilim, ama güvenim var. Ama insanın kendisine
güvenmesi yetmez, arkanızda güçlü bir lider olacak, Cumhurbaşkanımız var ve
arkanızda güçlü bir hükümet olacak, devlet ve millet olacak. Yani aramızda
sağlam duran bir millet olduğu zaman en zor konularda bile masada
kendinizden emin oluyorsunuz, rahat oluyorsunuz, bir de çözüm odaklıysanız
–zaten öyleyiz- problem yok.
Siyasete girmek benim hayalimdi, diplomata olmak istiyordum, ASALA terör
örgütü diplomatlarımızı şehit ettiği için lise yıllarında diplomat olmak
istiyorum dedim, o yüzden uluslararası ilişkileri okudum. Ve aileden de
gördüm, etrafımda da gördüm, siyaset de benim içimde bir uhdeydi, yani bir
heyecandı, aktif siyasete de girmek arzumdu ve o da nasip oldu. AK Parti
kurucusu olarak hiç beklemediğim bir şeydi, yani milletvekili olmak
istiyordum ama böyle bir şeyi Cenabı Allah lütfetti, Cumhurbaşkanımızın
takdiri, kurucu oldum. Ve ondan sonra hiç siyasette o olayım, bu olayım,
hiçbir hırs içine girmedim. Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisinde bir karar
vermek lazımdı adaylık konusunda, o zaman Cumhurbaşkanımız Başbakanımız,
Egemen Bağış kardeşimle gittik, böyle bir şans var, aday olalım mı,
olmayalım mı, şansımız yüksek dedi, yürüyün dedi. Koyduğum adaylığımı ve
bir İngiliz arkadaşa karşı seçimi kazandım. Onun dışında genel başkan
yardımcılığı, Avrupa Birliği bakanlığı, dışişleri bakanlığı, hiçbir konuda
benim talebim, imam olmadı, hepsi Cumhurbaşkanımızın Cumhurbaşkanı olarak,
Başbakan olarak takdiriydi. Ve Cenabı Allah’ın lütfu, siyaset hizmet için
bir araçtır ve mevki, makam o kadar önemli değil, o da hizmet için araçtır;
gerçekten bunu gönülden söylüyorum, bir seçim atmosferinde olduğu için
söylemiyorum. Seçimi inşallah Cumhurbaşkanımız kazanacak ve ondan sonra
takdir tabii ki milletin yetkisini alan cumhurbaşkanında olacak, hükümette
kime görev verecek, kime görev vermeyecek, kime nerede görev verecek,
Cumhurbaşkanımızın takdiridir.
Ben siyasete girdiğim günden bu yana elbette ülkem, milletim için hizmet
önemli, ama en büyük gayem de Recep Tayyip Erdoğan’ın yükünü almaya
çalışmak oldu, çünkü onun üzerindeki yükü görüyoruz, gerçekten bir insanın
dayanması mümkün değil. Bizim yoğunluğumuza herkes diyor ki, nasıl
yapıyorsunuz? Hemen bir gün Amerika’dasınız, ertesi gün sabah yedi buçukta
Antalya’da seçim çalışması yapıyorsunuz. Bir bakıyoruz Çin’de, hemen
geliyorsunuz akşam burada çalışıyorsunuz. Bu tamam, ama Cumhurbaşkanımızla
kıyasladığınız zaman bizimki devede kulak bile olmaz. Cumhurbaşkanımıza
yardımcı olmak, onun yükünü almak ve bu yolla da ülkemize, milletimize
hizmet etmek gayemiz. Mevkiler, makamlar gelir geçer, bunlar hizmet için
araçtır, mevki, makam düşkünü de hiç olmadım çok şükür.
SUNUCU- Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu, çok teşekkür ederiz
yayınımıza Antalya’dan Kaleiçi’nden katıldığınız için.
Türkiye’nin dış politikadaki son 4 yılını aslında biraz değerlendirmeye
çalıştık ve önceliklerini değerlendirdik Sayın Dışişleri Bakanıyla.
Görüşmek üzere, hoşça kalın.