SUNUCU- İyi günler efendim, biraz evvel de anons ettiğimiz gibi yayın
konuğumuz Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu.
Sayın Bakan, hoş geldiniz.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Hoş bulduk.
SUNUCU- Oldukça önemli bir dönemeçten geçiyor dış politika, ilk olarak
hemen Kuzey Irak’taki referanduma geçmek istiyorum.
Bugün Sayın Cumhurbaşkanı ve Başbakanın açıklamaları oldu. Bu arada Kürt
Bölgesi Başbakanı Neçirvan Barzani’nin de açıklamaları var. Bilmeyenler
için çok kısaca özetleyeceğim; bugün Kürt Bölgesinde gördüğümüz sonraki
gün, bir sonraki gün bağımsızlık anlamına gelmiyor diyor Neçirvan Barzani.
Ve referandum asla Türkiye için bir tehdit değildir, Türkiye’nin daha sakin
davranmasını istiyoruz diyor. Ne dersiniz, yanıtınız ne olur?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Bu bugünkü yapılan referandum her şeyden
önce anayasal değil, yani hukuki bir zemini yok, Irak Anayasasına
aykırıdır. Irak Anayasasında Kürt Bölgesel Yönetimi’nin nasıl olacağı,
hangi haklara sahip olduğu belirtilmiştir, ama tek taraflı bu karar
anayasaya aykırıdır. Diğer taraftan, anayasa mahkemesinin zaten bu
referandumu geçersiz saydığına dair bir kararı da vardır Türkmenlerin
başvurusu üzerine.
Tüm uluslararası camia gerekli uyarıları yaptı, Birleşmiş Milletler
Güvenlik Konseyi’nin açıklaması ortada, Amerika, diğer ülkeler, İngiltere,
Fransa, biz, herkes, ben bizzat Erbil’e giderek Bağdat’tan sonra Kürt
Bölgesel Yönetimi’nin Irak Anayasasına göre haklarını destekliyoruz, ama
referanduma kesinlikle karşıyız dedik, gerekçeleriyle izah ettik. Daha
sonraki açıklamalarımız, yine temaslarımız her defasında izah ettik.
Barzani’nin söylediği bir şey vardı, bunu Neçirvan Barzani de
arkadaşlarımıza tekrarladı, diğerlerinin ne dediği önemli değil, biz
Türkiye ne derse onu yaparız. Ama gördük ki, Türkiye’nin tavsiyelerini
dikkate almadılar. Dolayısıyla biz de bu referandumu yok sayıyoruz. Bu
sabah zaten Dışişleri Bakanlığı olarak da referandum başlayınca, oylama
başlayınca açıklamamızı yaptık. Bundan sonra bizim muhatabımız esas
itibarıyla Bağdat’tır, çünkü, daha önceki süreçte Kuzey Irak Yönetimi’ni
muhatap almamız esasen Irak Anayasasına göreydi, yani Irak Anayasasına göre
onlarla da ilişkilerimizin nasıl olacağı, yani daha doğrusu Kürt Bölgesel
Yönetimi’nin başka ülkelerle ilişkilerini nasıl kurabileceği de orada
düzenlenmişti. Sınır kontrolü, diğer konular, bazı defakto durumlar vardı,
artık bundan sonra bu konularda da bizim muhatabımız Bağdat’tır. Biz zaten
sınır anlaşması dahil tüm anlaşmaları Irak’la yaptık, Kürt Bölgesel
Yönetimi’yle yapmadık.
Ve bu referandumun bölge için oluşturacağı riskleri de biz çok iyi
anlattık. Kendilerine de herhangi bir hak getirmeyeceğini, tam tersi yine
Kürt kardeşlerimizin sorun yaşayacağını, işte geçmişten şikayet ediyorlar
daha önce Saddam zamanında yapılanlardan, esasen bugünle ilgili fazla bir
şey söylemiyorlar, ama geçmişte bize şu oldu, bu oldu. Yani bu referandumun
Kürt kardeşlerimize de ilave bir hak getiremeyeceğini, hatta hatta mevcut
haklarından da olabileceğini kendisine de gayet güzel bir şekilde izah
ettik. Burada Türkmenler var, Türkmenlerin hakkını korumak da bizim en
doğal görevimizdir. Bu bölgede yaşayan başka etnik gruplar da var, Araplar
da var, bu sabah Sayın Cumhurbaşkanımız gayet güzel bir şekilde arzetti,
Yezidiler var, Süryaniler var, Keldaniler var, hepsi var. Tüm bunların
haklarını yok sayarak tartışmalı bölgeleri de, Kerkük dahil, işin içine
katarak bir referandum yapacaksın, sonra da bu efendim, kimseye değil,
sakin olun, bilmem ne, bize yardım edin. Artık böyle olmaz. Biz dostane tüm
tavsiyelerimizi de yaptık, net bir şekilde uyarılarımızı da yaptık. Eğer
bunları dinlemiyorsanız…
SUNUCU- Ki dinlemediler.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Dinlemediniz, bundan sonra eskisi gibi
olmayacak, yani bu açık.
SUNUCU- O zaman “eskisi gibi olmayacak” bölümünü açmak istiyorum
müsaadenizle Sayın Bakan. Şöyle ki; şimdi muhatabımız Irak diyorsunuz, o
takdirde Irak’la birtakım uygulamaların hayata geçmesi için herhalde
çeşitli bakanlar düzeyinde görüşmeler yapılacak veyahut yapıldı ya da
yapılıyor. Bunların takvimi nedir? Bu bir.
İkincisi; bir de an itibarıyla Türkiye-Irak sınır kapısındaki durum nedir?
Sayın Başbakan sabahleyin buradan giden mallar için açık dedi, ancak Sayın
Cumhurbaşkanı hem giriş, hem çıkış kapatılacak dedi. An itibarıyla durum
nedir gümrük kapılarında?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şu anda herhangi bir kapatılma yok, ama
kontroller sıkılaştı ve şimdi Başbakanlıkta bir koordinasyon kurulu
oluşturduk, Bakanlığımızdan da Müsteşar Yardımcımız var, diğer ilgili
bakanlıklardan da üst düzey bürokrat arkadaşlarımız var ve burada hangi
adımlar nasıl atılacak ve Bağdat’la, yani Irak Hükümetiyle bu konular nasıl
koordine edilecek, bunun üzerinde çalışıyoruz. Elbette attığımız adımlar
olacak, şimdi bunları değerlendiriyoruz ve verdiğimiz kararları da
kamuoyuna da açıklayacağız, dünyayla da paylaşacağız. Gerek sınır kapısıyla
ilgili, gerek gümrükle ilgili, diğer konularda da…
SUNUCU- Petrol konusu.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Petrol konusu, diğer konularda da bizim
artık muhatabımız Irak’tır, Bağdat’tır.
Bu referandumla esasen o anayasal haklarından da vazgeçtiğini gösteriyor
Kürt Bölgesel Yönetimi’nin yani anayasa göre bir hakları vardı, bunu artık
dilemiyorlar, tek taraflı bağımsızlık referandumuna gittiler. Bu ne
demektir? Ben artık o anayasadaki haklarımdan vazgeçtim, ben kendi yoluma
gideceğim. Kendi yoluna gidecekse de bundan sonraki süreçte bunun mutlaka
bir bedeli olacaktır dedik kendilerine, bu bedelle de karşı karşıya
kalacaklar.
Yalnız burada altını çizerek söylemek istiyoruz: Bizim sorunumuz buradaki
Kürt kardeşlerimiz değildir, hiçbir yerde, Suriye’de de bizim sorunumuz
Kürt kardeşlerimiz değildir. Şu anda Türkiye’de 300 bin civarında
Suriye’den gelen Kürt kardeşimiz var, bunların yüzde 90’ı da PYD tarafından
sürgüne gönderilmiş, toprağı, evi elinden alınmış, çünkü onlar PYD’nin
ideolojisini paylaşmıyorlar, PYD’ye muhalif.
Ve Erbil’e gittiğim zaman şunu gördüm: Diğer siyasi partilerin yüzde 90’ı
referanduma karşı, halk da bakıyoruz öyle, çoğu da boykot ediyor zaten,
diğer etnik gruplar zaten boykot ediyor. Yani hiçbir meşruiyeti olmayan bir
sürece girdiler.
SUNUCU- Peki, bağımsızlık bu sürecin sonunda kısa vadede mümkün mü? Çünkü
Neçirvan Barzani, -yayına girdiğimizde söyledim- bugün gördüğünüz tablo
sonraki gün bağımsızlık anlamına gelmiyor diyor.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Gelmez tabi, zaten Irak da buna müsaade
etmez, Irak yönetimi de buna müsaade etmez. Yani tek başına atılan bir
adımın bir geçerliliği yoktur, Irak Anayasası da zaten geçersiz olduğunu
yazıyor. Bu topraklar esasen Irak Hükümetinin topraklarıdır, burada bir
yapı oluşturdular anayasayla bölgesel bir yönetim, o ayrı, zaten tartışmalı
bölgeleri de işin içine kattılar, bu bağımsızlık anlamına gelmez. Tüm dünya
zaten açıklamalarını yaptılar. Buradan tabi tüm dünyaya da sesleniyoruz,
herkes sözünde de dursun. Yani herkes diyor ki, Irak’ın toprak bütünlüğünü
destekliyoruz, o zaman Irak’ın bölünmesine kimse müsaade etmemeli, böyle
bir referandumu da kimse tanımamalı. Bugüne kadar da zaten bir tek
İsrail’den bazı açıklamalar geldi, bu açıklama da İsrail’in resmi görüşü
mü, bireysel görüş mü, onu tam olarak bilmiyoruz, resmi bir tutum gelmedi,
ama bazı siyasi açıklamalar oldu, ama dünyanın hiçbir yerinden, başka bir
ülkeden bir destek gelmedi.
SUNUCU- Neçirvan Barzani Türkiye’ye yardımlarından dolayı şükran borçluyuz
diyor. Ne derseniz, bu borç biraz çabuk mu unutuldu?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Bize çok ciddi borçları da var, yani
maddi borçları da var, ama biz onlara zor günlerinde çok yardım ettik,
Saddam döneminde de yardım ettik, sonra Irak’tan yine Amerika çıktıktan
sonra oluşan yapıda da zor günlerinde kendilerine yardım ettik, DEAŞ’e
karşı da yardım ettik. Yani bu esasen bizim oradaki Kürt kardeşlerimizle de
bir sorunumuzun olmadığı, tam tersi ne kadar onları sahiplendiğimizin
göstergesidir. Ama bu işte borç böyle ödenmez, bize hem diyeceksiniz ki
kimseyi dinlemeyiz, Türkiye ne derse onu yaparız, o önemli, ondan sonra da
sizin söylediğinizi de dinlemiyoruz diyeceksiniz, sonra da referandumu
yaparken de bu açıklamaları yapacaksınız. Neçirvan’ın bu yaptığı bu
açıklamaların bizim için bir önemi yok işin doğrusu.
SUNUCU- Sayın Bakan, şununla devam etmek istiyorum: Şimdi anladığım
kadarıyla Türkiye ilk aşamada ekonomik yaptırımlar seçeneğini ön planda
tutuyor. Sınır kapısının kapatılması, hava sahasının kapatılması, petrol
konusundaki kısıtlamalar, bütün bunların hayata girmesi için bir takvim var
mı? Bir hafta, 10 gün, 15 gün, bir ay?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şimdi biz burada özellikle Irak
yönetiminin taleplerini dikkate alacağız.
SUNUCU- O talepler Ankara’ya ulaşmış.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Ulaşmaya başladı. Bizim muhatabımız
kimdir? Bağdat’tır, Bağdat’ın biz bir talebi olduğu zaman bunu dikkate
almak durumundayız. Biraz önce de söyledim, bugüne kadarki tüm ikili
anlaşmaları, aramızdaki ilişkilerin hukuki zeminini oluşturan anlaşmaları
Bağdat’la yaptık, dolayısıyla Bağdat’tan gelen talepleri biz geldikçe
değerlendireceğiz ve hangi kararı alacağımızı da o zaman görürüz.
SUNUCU- Peki, o zaman şunu sormak istiyorum: Çünkü kağıt üzerindeki
olasılıklarından bir tanesi de, bugün Sayın Başbakan da açıkladı, 3 tane
yaptırım olasılığımız var dedi ve askeri güvenliğe de atıfta bulundu.
Askeri seçenek an itibarıyla ne kadar yakın ya da uzak Türkiye için?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şimdi uzak veya yakın diye
değerlendirmek doğru olmaz, bu gelişmelere bağlı. Şimdi Türkmen
kardeşlerimize yönelik bir şey olursa bu hemen olur…
SUNUCU- Askeri operasyon?..
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Hemen olur. Yani Türkmen kardeşlerimize
yönelik bir fiili müdahale olursa hemen olur. Yani bunun herhangi bir
planlaması olmaz, gelişmelere göre olur.
Ayrıca, şimdi bizim Irak’la ticaretimiz var, ticaretimizi engelleyen veya
yolda işte kamyonlarımıza, tırlarımıza, şoförlerimize yönelik bir şey
olursa, onların güvenliğini sağlamak da bizim görevimiz. Yani uluslararası
hukuktan doğan tüm haklarımızı kullanırız.
Ayrıca, yine burada Bağdat yönetimiyle atacağımız adımlar olur, yine
onlarla bugüne kadar birçok anlaşmamız var, askeri anlaşmamız var, askeri
işbirliği anlaşmamız var, burada kamplarımız var vesaire. Dolayısıyla
gelişmelere göre her türlü adımı atabiliriz. Yani burada şu adımı şu zaman
atarız, bu adımı bu zaman, gelişmelere göre ve Irak’tan gelecek taleplere
göre bunları değerlendireceğiz. Zaten kararlılığımızı gösterdik, Milli
Güvenlik Kurulumuz toplandı, ben katılamadım New York’taydım, Bakanlar
Kurulu yine Milli Güvenlik Kurulunun tavsiyelerini dikkate alan kararlar
aldı.
Ayrıca, geçtiğimiz hafta sonu biliyorsunuz yine Türkiye Büyük Millet
Meclisinden tezkere geçti. Zaten tüm hazırlıklarımız var,
yapabileceklerimizin çerçevesini çizdik. Dolayısıyla gelişmelere göre
adımlarımızı atacağız, ama atmamız gereken bazı adımlar var ki bunların
zaten sinyalini Sayın Cumhurbaşkanımız da, Sayın Başbakanımız da
konuşmalarında, bu sabah yine ortak bir televizyon programında Sayın
Başbakanımız da söyledi.
SUNUCU- Şimdi benim anladığım kadarıyla, eğer oradaki Türk vatandaşlarına,
oraya giden Türk vatandaşlarına ya da Türkmenlere herhangi bir fiili
müdahale olursa Türkiye askeri seçeneği uygulamakta tereddüt etmeyecek.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Hiçbir şekilde tereddüt etmez.
SUNUCU- Peki, tampon bölge gündemde mi Sayın Bakan? Çünkü şu yüzden
soruyorum bunu: Geçtiğimiz dönemlerde, yaşı olanlar hatırlayacaklar, Körfez
Savaşından sonra Kürtler Kerkük’e, Musul’a girdikleri zaman nüfus
idaresinde büyük tahribat yarattılar, kayıtlarla oynadılar ve oranın yapısı
değiştirildi. Peki, böyle bir olasılıkla yeni bir göç olasılığına karşı bir
tampon bölge kurmamız söz konusu mudur, hazırlığında mıyız?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şu anda tampon bölge kurma diye bir
fikrimiz yok. Ama esasen Kerkük Bölgesi ve o bölge etrafı Irak Anayasasına
göre yine Bağdat Yönetiminindir, yani Irak Hükümetine aittir, Irak
Devletine aittir, Kürt Bölgesel Yönetimi’nin sınırları içinde değildir,
anayasada belirtilmiş sınırları içinde değildir, ama fiili durum
oluşturdular. Yani buralar zaten daha önceki anlaşmaya göre, ki artık bu
anlaşma da anayasada Kürtlerin tek taraflı attığı adım, Kürt Bölgesel
Yönetimi diyelim, sayesinde bana göre ortadan da kalkmıştır, buraların
hepsi Irak Yönetiminindir, Irak Devletinindir.
SUNUCU- Peki, o zaman Başika Kampıyla ilgili herhangi bir gelişme söz
konusu mu?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şu anda Başika Kampının konuşulması
doğru değildir. Daha önce zaten biz kendilerine de söyledik, Irak
Yönetimine de, biz sizin sınır, toprak bütünlüğünüzü herkesten daha fazla
savunuyoruz, şu süreçte de onlar da gördüler ki bu konuda en büyük
hassasiyeti Türkiye gösterdi. Ve ileride bu kampla ilgili kararı sizlerle
beraber vereceğiz dedik. Biz her zaman Irak’ın toprak bütünlüğüne,
bağımsızlığına saygı duyduk ve Irak’ın milli birlik, beraberliği için de
çok katkı sağladık. Şu anda kampı konuşmanın zamanı değil. Sonra biz
otururuz Irak’la, bu kampla ilgili ne yapacağımızı beraber konuşuruz,
değerlendiririz, dostça bu işi hallederiz.
SUNUCU- Peşmerge güçlerine eğitim vermemiz söz konusuydu. Peki, bu
koşullarda artık hala bu eğitim devam edecek mi veyahut kesildi mi?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şimdi DEAŞ’a karşı, DEAŞ hepimizin ortak
düşmanı, Türkmenlerin de ortak düşmanı, Arapların da, Kürtlerin de,
herkesin ve bizim ortak düşmanımız, dolayısıyla DEAŞ’a karşı biz bu desteği
verdik, ama bu şartlarda artık bu desteğin devam etmesi mümkün değil.
SUNUCU- Eğitim, donanım, mühimmat, her türlü desteği kesiyoruz.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Zaten donanım, mühimmat yok, eğitim
desteği veriyorduk biz.
SUNUCU- O da kesildi.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- O da bundan sonra kesilir, olmaz. Daha
referandum bugün oluyor, biz bugün kadar bekledik iptal etsinler, bundan
sonra bu tür desteği vermemiz söz konusu değil.
SUNUCU- Sayın Bakan, bölgenin önemli ülkelerinden bir tanesi de kuşkusuz
İran. İran’dan çok sert yaptırımlar geldi, Bağdat Yönetiminin talebi
üzerine hava sahasını, kara sahasını kapattılar. Türkiye-Irak-İran
arasındaki bir etkili işbirliğini mümkün görüyor musunuz? İran-Türk ikili
işbirliği bu konuda ne gibi sonuçlar verebilir?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Biz New York’ta 3 bakan biraraya geldik,
Türkiye, İran ve Irak dışişleri bakanları olarak ve referandum sürecini
değerlendirdik ve referandum olursa ne yapabiliriz, bunları değerlendirdik.
Şimdi uzmanlarınız yine çalışmaya devam ediyorlar.
Tabi İran yine Irak’tan gelen talep üzerine bu kararları aldı. Dolayısıyla
İran’ın kendisine göre başka hesapları olur, düşünceleri olur, tabi biz ona
doğrudan müdahale edemeyiz, neticede Irak Hükümetinden gelen talepleri
birebir uygulamaya başladı. Ama bu tabi bölgesel bir sorun olduğu için
sadece Irak’ı ilgilendiren bir sorun değil, İran’ı da ilgilendiriyor, bizim
güvenliğimizi de ilgilendiriyor, bölgenin istikrarını ilgilendiriyor. Yarın
burada kargaşa olduğu zaman DEAŞ benzeri başka bir terör örgütü ortaya
çıkar. Yani biz derdimiz artık Irak’a ve Suriye’ye istikrar, güven gelsin
ve oraya huzur gelsin, hepimiz için önemlidir bu, insanların hayatı normale
dönsün artık. Bu hareket maalesef buna büyük bir engel olarak ortaya çıktı.
Dolayısıyla bölgeyi de ilgilendirdiği için ülkelerin ayrı ayrı atacağı
adımlar da vardır kendi güvenliğini düşünerek, elbette bu konuda neler
yapılacağını değerlendirmemiz de gayet doğaldır bölge ülkeleriyle.
SUNUCU- Gerek İran’la, gerekse Irak’ı katacak şekilde, 3’lü şekilde
eşzamanlı, İran’ın aldığı tedbirlere ek olarak eşzamanlı askeri ya da
ekonomik tedbirler devreye girebilir mi?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Biraz önce söyledim, yani askeri
tedbirler, diğer tedbirler gelişmelere göre değerlendiririz dedik.
Dolayısıyla bizim tek taraflı şu anda atacağımız adımları çalışıyoruz, yani
önceden illa şöyle olur, böyle olur diye bir değerlendirme yapmamız
sağlıklı olmaz, vatandaşlarımıza da sağlıklı olmaz, vatandaşlarımıza da
sağlıklı bilgi vermemiş oluruz. Ama bunların hepsini biz son 15 gündür
zaten referandum olursa neler yapılabilir diye değerlendirmeye başladık,
değerlendiriyoruz.
SUNUCU- Bu konuda son bir soru, yani referandumla ilgili son bir soru,
bugün referandum yapılıyor, sonuç da zaten belli Kürt nüfus göz önünde
bulundurulduğunda. Peki, o zaman bundan sonra ne olacak? Yani sizce Kürt
Yönetimi 3 ay sonra mı bağımsızlığını ilan etme yoluna gidecek, yoksa bu
referandumun sonucunu bir tarafa koyup beklemeye mi geçecek?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Onlara sormak lazım. Şimdi dertleri ne,
bağımsızlık mı istiyorlar, yoksa işte ben referandumu yaptım, hadi Irak,
Bağdat bana daha fazla hak ver, işte petrolden şu kadar daha fazla ver mi
diyecek, bunu önümüzdeki süreçte göreceğiz. Ama daha önceki kadar masada
güçlü olmayacaklarını söyleyebilirim, yani bu hareketle esasen daha güçlü
olacaklarını düşündüler, öyle değil.
Oysa biz onlara şunu da söyledik: Bakınız, biz referanduma karşıyız, bu
referandumu iptal edin. Ama sizin anayasadaki haklarınızın yerine
gelmediğine dair bir şikayetiniz varsa, bunu doğrudan Bağdat’la konuşun.
Eğer doğrudan sizin aranızdaki diyalogla çözülmeyecekse, biz belli
ülkelerle arabuluculuk da yaparız, hatta bazen tepki geliyor niye bunların
hakları diye, ama anayasadaki hakları, o haklarınızın yerine gelmesi için
biz garantör de oluruz; Irak Anayasasındaki haklardan bahsediyorum. Ama tüm
bu tavsiyelerimizi dinlemediler. Dolayısıyla bunlar zannediyorlar ki, şimdi
referandum oldu, ben masada daha güçlüyüm. Artık bizden de öyle bir desteği
bulamayacaklar, neticede masada daha güçlü olmazlar.
SUNUCU- Peki, Barzani’nin bu adımının terör koridoru olarak tabir edilen
oluşuma etkisi ne olur sizce, çabuklaştırır mı?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Bir daha sorabilir misiniz, tam
anlayamadım?
SUNUCU- Şunu kastetmek istiyorum: Barzani’nin referandum kararı terör
koridoru olarak nitelendirdiğimiz oluşuma katkıda bulunur mu, ne derseniz?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şimdi esasen bunu oluşturacak bir huzura
da kavuşamayacaklar. Şimdi PKK köşede bekliyor zaten, Barzani Yönetimini
zaten zayıflatmak için PKK’ya destek verenler de vardı. Burada PKK
kendilerinin de söylediği gibi Kürt Bölgesel Yönetimi’ni, özellikle de
Barzani Yönetimine karşı bir tehdit; hatta onlara göre birinci derede
onlara tehdit, ikinci derecede bize tehdit, yani bu tartışılır da. Neticede
bugüne kadar Barzani Yönetimini zayıflatmak için PKK hep fırsat
kollamıştır. Şimdi önümüzdeki süreçte göreceksiniz PKK da bunlara
saldıracak.
SUNUCU- Barzani’ye?..
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Barzani’ye saldıracak ve başka unsurlar
da devreye girecek. Biz bunların hepsini gördük, kendilerine de izah ettik,
yani sizin kaşı karşıya kalacağınız eğer referandum yaparsanız neticeler
bunlardır. Yani bu referandum karşılığında sizin karşı karşıya
kalabileceğiniz durumlar, tehditler, riskler nedir diye kendilerine tek tek
izah ettik ve bizimle de hemfikir oldular bu tehditler konusunda, tehlike
konusunda.
SUNUCU- O zaman?..
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- O zaman işte ne oluyoruz?
SUNUCU- Peki, o zaman terör koridoru dediğim için Suriye’ye hafif bir geçiş
yapmak istiyorum. Suriye’de çatışmazlık bölgeleri…
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Terör koridorunun bir kere oluşmasına
biz müsaade etmeyiz, o ayrı bir şey, yani ne Suriye’de oluşmasına müsaade
ederiz, ne sınırımızın öbür tarafında neresinde olursa olsun, Irak’ta,
Suriye’de veya başka bir yerde, biz buna izin vermeyiz, bu bizim için
hayati derecede önemlidir, doğrudan bize yönelik bir tehdittir. Biz bir
terör koridorunun oluşmasına izin verirsek, zaten geleceğimizi riske
atarız. O yüzden biz onların ne düşündüğünü değil, biz ne deriz, biz ne
yaparız, o önemli.
SUNUCU- Sayın Bakan, Suriye’deki çatışmazlık bölgeleriyle ilgili belli bir
anlaşmaya varılmıştı ve Türkiye de İdlib’e asker gönderecek. 500 askerden
bahsediliyordu, hala bu rakam geçerli mi? Gönderileceklerse ne zaman
hareket edecekler bölgeye?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Astana’da artık mutabakata varıldığının
açıklaması yapıldı. Bundan sonraki süreci askerler yönetiyor, istihbarat da
askerlere yardımcı oluyor, arazide nerede ne var, neresi iyi. Bu İdlib
bölgesinin dış tarafında biliyorsunuz bu anlaşmaya göre Rus ve İranlı
gözlemciler olacak, iç tarafta ise Türk gözlemciler olacak. Dolayısıyla
bunların nereye nasıl yerleştirileceğini askerlerimiz ve istihbaratımız
birlikte yürütüyorlar bu süreci ve esasen Astana’dan sonra da süreç zaten
başlamıştır.
Fakat burada önemli bir şey var; son günlerde Rusların İdlib bölgesinde
bombalama yaptığını görüyoruz ve burada tabii terör grupları da var. Terör
gruplarına karşı tabii ki müsamaha göstermemek gerekiyor. Ama görüyoruz ki
çok sayıda sivil insan ve ılımlı muhalif de öldürüldü. Ve burada dikkatli
olmamız gerekiyor. Yani bu esasen sivillere yönelik bir saldırı olursa,
ateşkesin ihlalidir, Astana anlaşmasının da bozulması anlamına gelir.
Burada bizim önerimiz şu oldu: Amerikalılara da, Amerika ile Rusya arasında
da buradaki terör gruplarına yönelik mücadele konusunda bir mutabakat var.
Ve diğer ülkelere de tavsiyemiz şu oldu: Bu İdlib bölgesindeki teröristleri
dikkatli bir şekilde, ortak bir çalışmayla belirleyelim. Ayrı yerlerdeyse
belirleyelim, burada mücadelemizi yapalım. Eğer halkın arasına
karışmışlarsa, bazen bir ailede bir kişi, bir oğul diyelim ki ılımlı
muhalefette, bir tanesi bir terör örgütüne üye oluyor. Dolayısıyla şimdi bu
aileyi yok mu etmek lazım? Orada bir terörist varsa ailenin içinde, onu
dikkatlice, titizlikle belirleyip ona göre hareket etmek lazım. Yani gelişi
güzel her yeri bombalamaya devam ederlerse…
SUNUCU- Ruslar…
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Ruslar, rejim, kim olursa olsun, Halep
gibi bir netice ortaya çıkar. O zaman işte biraz önce söylediğiniz o göç
dalgaları da olur, insani dramlar da olur. Zaten Sayın Cumhurbaşkanımız
Putin’le bir telefon görüşmesi yapacak, yine Putin’in bir ziyareti söz
konusu, bunları da Ruslarla da özellikle değerlendireceğiz ki yeniden
katliamlar olmasın, dramlar olmasın, sivil insan etkilenmesin.
SUNUCU- Putin’in ne zaman Türkiye’ye geleceği kesin mi?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Önümüzdeki günlerde gelecek, daha şu
anda tam şey olmadı.
SUNUCU- Cumhurbaşkanının İran seyahatinden sonraya mı denk gelecek, çünkü 4
Ekim’de gidiyor Cumhurbaşkanı İran’a?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Büyük olasılıkla öncesi olur.
SUNUCU- O zaman bu önümüzdeki günlerde gerçekleşecek.
Sayın Bakan, gündemin bir diğer önemli maddesi de Almanya’daki seçimler.
Önce şunu sormak istiyorum: Almanya’daki seçimleri nasıl yorumluyorsunuz
sonuçları?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Tahmin ettiğimiz sonuçlar, anketlerde
aşağı-yukarı görülen sonuçlar. Merkel biraz daha düşük aldı, 1-2 puan daha
düşük aldı anketlere göre. SPD ise Sigmar Gabriel ile Schulz’un partisi ise
yine beklenenden 1-1,5 puan daha düşük aldılar. Alman halkının tercihi,
demokrasi. Yani biz şimdi bir tanesi yüzde 33 aldı, 32 aldı, yüzde
67-68’nin hakkını savunuyoruz, onlar bizim için önemli demiyoruz. Ya da
Gabriel’in partisine göre Alman halkının yüzde 80’i onlara karşı, ne
yapacağız şimdi? Ama demokrasi bu, seçim böyle bir şey, onlarda böyle bir
sistem var. Bizde de şimdi bir referandum oldu, yüzde 50+1. Yüzde 51 küsur,
yüzde 52’ye yakın bir oy oldu, önümüzdeki süreçte cumhurbaşkanı da yüzde
50+1’le seçilecek halk tarafından, demokrasi bu. Ama tabii Türkiye
karşıtlığının veya popülizmin bir faydasının olmadığını merkez partiler
gördü, inşallah ders alırlar. Esasen bu söylem ve eylemle yüzde 13,5 oy
alan aşırı sağ partiyi meşrulaştırıyorlar.
SUNUCU- En kazançlı da zannederim onlar çıktı.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- En kazançlı onlar. Yani nasıl
meşrulaştırıyorlar? Zaten o parti bunları savunuyor. Şimdi merkez partileri
de Türkiye karşıtlığı, İslam karşıtlığı, yabancı karşıtlığı, göçmen
karşıtlığıyla o partinin çizgisine geçiyorlar. Zaten burada orijinali var.
Alman halkı da diyor ki; demek ki bu alternatif partinin, AfD’nin
söyledikleri doğru, çünkü Merkel’in partisi de bunu söylemeye başladı,
sosyal demokratlar da bunu söylemeye başladı. Şimdi bu 13,5 oy nereden
geldi? Görüyoruz ki sadece Merkel’den değil, yani CDU’da değil sosyal
demokratlardan da buraya geçiş var, yüzde 13,5 nereden geldi? Merkel’in
kaybı belli. Şimdi liberaller de arttı, ayrıca diğer aşırı partiler,
Yeşiller ve sol parti PKK’nın ekürisi, en büyük dostu, onların da 05-05 oyu
artmış. Görüyoruz ki şimdi sosyal demokratlardan da oy almış bu aşırı sağ
parti. Çünkü sosyal demokratların da söylemi zaten onlarla örtüşüyordu
seçimden önce.
SUNUCU- Peki, normalleşme artık başlayabilir mi, çünkü Almanya’da seçimler
bitti?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Biz ilişkilerimizi her zaman normal ve
iyi tutmak isteriz, geliştirmek isteriz. Gerçekten Almanya gibi bir ülkeyle
daha önce de söyledim, neden kötü olayım? En büyük ticaret ortağım. 4
milyona yakın Türk yaşıyor. Almanya ne kadar güçlü olursa, bizim oradaki
vatandaşlarımız da o kadar güçlü olur. İlişkilerimiz ne kadar iyi olursa,
oradaki vatandaşlarımız o kadar huzurlu olur. Ticaretimiz ne kadar artarsa
iki tarafın da yararına olur, hatta Almanya’nın daha çok yararına olur,
ticaret dengesine baktığımız zaman onların lehine bir açık var. Yine
Almanya’yla geçmişte de, tarihimizde de hiç kötü olmamışız bugüne kadar.
Bunu Steinmeier’e de sordum, şu anda Cumhurbaşkanı, Dışişleri Bakanıyken
sordum, aynı şekilde Sigmar Gabriel’e de sordum, Türkiye’nin hiç kötülüğünü
gördünüz mü? Yok. Peki, siz Türkiye’den ne istiyorsunuz, ne istiyorsunuz
Türkiye’den, yani derdiniz ne Türkiye’yle? Öyle görüyoruz ki büyük bir
kıskançlık var, Türkiye artık güçlenerek yoluna devam ediyor, kimseye bağlı
değil. Elbette uluslararası sorumluluğunu veya yükümlülüğünü bilen bir
ülke. Ama bir devletin boyunduruğu altında yaşamayan, güçlü, ama kimseye de
zararı olmayan, hatta Türkiye’nin güçlenmesinin tüm dünya mazlumlarına
faydası var, insani yardım…
SUNUCU- Peki, ilk adım kimden gelecek Sayın Bakan, çünkü şu anda sanki
buzdolabındaki gibi durum söz konusu, bir tarafın bir adım atması
gerekiyor, düşünceniz nedir?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Yine daha önce de anlattım, Sigmar
Gabriel bana dedi ki Malta’da, bizim size yönelik, bu bizdeki referandumdan
sonraydı Dışişleri Bakanları Toplantısı, size yönelik çok büyük
yanlışlarımız oldu. Daha sonraki söylemleri gerçi o yanlışlardan ders almış
gibi değildi de. Biz hangi adımları atalım dedi ilişkileri düzeltmek için.
Ben de kendisine dedim ki; tek taraflı atılan adımlar kalıcı olmaz, o
yüzden birlikte adımlar atalım. Siz bir adım bize gelirseniz, biz size iki
adım geliriz dedim. Bu söylediğim bugün için de geçerli, yani birlikte adım
atabiliriz, illa şu adım atsın, bu adım atsın değil. Ama Almanya da
hatalarından ders alsın. Bir kere Türkiye’ye böyle davranarak Türkiye’den
bir netice alamayacağını Almanya’nın öğrenmesi lazım. Bazı Avrupa ülkeleri
öğrendi, yani Türkiye’ye patronluk taslayarak Türkiye’den bir netice
alınmaz. Dostane yaklaşarak Türkiye’den netice alınır. Samimi yaklaşarak,
dürüst yaklaşarak, dürüst davranarak Türkiye’den, eşit bir ortak olarak
görürsünüz. Farklılığımız olabilir o konuda, bu konuda, bunları daha önce
de söyledim. Dolayısıyla ortak adımlar atarak ilişkileri daha sağlıklı bir
şekilde bugünkü durumdan çıkarıp daha ileri noktaya götürebiliriz.
SUNUCU- Sayın Bakan, Almanya çerçevesinde bir sorum daha olacak; Sabah
Gazetesinin Avrupa baskısına Almanya’dan yarım milyon euroyu aşan,
neredeyse 1 milyon euroya yaklaşan bir vergi cezası söz konusu, bunu nasıl
değerlendiriyorsunuz?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Nedeni gayet belli, kendi hoşuna
gitmeyen yayınlar olduğu zaman ve baskı altına almak için medyayı bu
yönteme başvuruyorlar. Esasen Almanya’da sistem tüm basını bu şekilde
kontrol altında tutuyor. Yani o en büyük gazetelere bakın, televizyonlara
bakın, hepsine çok ciddi cezalar yazarak kontrol altında tutuyorlar. Daha
önce cezaları parayla, yani ceza yazarak şu kadar milyon euro, 3 milyon, 4
milyon, 5 milyon cezalandırıyorlar, daha sonra kontrol altına aldıktan
sonra da ödüllendiriyorlar.
SUNUCU- Nasıl yani?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Bu sefer de ilave yardımlar ederek,
ilanlar şunlar bunlar, tamamen kontrol altında tutuyorlar. Ben daha önce de
söyledim, bugün de söylüyorum; Almanya’da sağda-solda fark etmez, tüm basın
sistemin kontrolü altındadır ve özgürlüğü de yoktur. Bize karşı
açıklamaların aynı kelimelerle olmasından dolayı sadece bunu söylemiyorum,
bu benim net bildiğim bir şeydir. Ve Sabah Grubuna yazılan cezanın da
sebebi budur, yani tepenizdeyiz, bizim dediklerimize uyacaksınız demektir.
Kendi gazetelerine, televizyonlarına yaptıklarını şimdi Sabah Grubuna da
yapıyorlar. Sabah Grubu her gün yayınlarında Türkiye’ye küfretseydi, PKK’yı
övseydi, mutlaka ödüllendirirlerdi. Sabah Grubu milli bir duruş sergilediği
için haz etmiyorlar, sebebi bu.
SUNUCU- Sayın Bakanım, yayınımın sonuna geliyorum, ama bir soruyu da
Amerika Birleşik Devletleri’yle ilgili sormak istiyorum. Malum New
York’taki temasları çerçevesinde Sayın Cumhurbaşkanı sizin de bulunduğunuz
bir şekilde Başkan Trump’la biraraya geldi. Amerika’yla ilişkiler, çünkü
çok geniş bir yelpazeyi kapsıyor bu bahsettiğimiz hem Irak konusu, Suriye
konusu, Avrupa Birliği’yle ilişkiler, ekonomi, FETÖ’yle mücadele, hepsinde
aslında Amerika Birleşik Devletleri’nin çok büyük etkisi var. ABD ile
ilişkiler istenilen düzeye girdi mi, giriyor mu, girecek mi?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Henüz değil. Ama şunu söylemek isterim:
Sayın Trump’la Cumhurbaşkanımız Erdoğan arasında samimi bir dostluk var,
güvene dayalı bir dostluk var. Esasen Başkan Yardımcısı Pence ile Sayın
Başbakanımız arasında da Münih’te ilk görüşmeden sonra bir dostluk oldu,
telefon görüşmeleri de devam ediyor. Ama bu kişisel dostlukların ötesinde
ilişkilerimiz istediğimiz düzeyde değil. Henüz Amerika bizim beklediğimiz
konularda adım atmadı. YPG’ye Amerika’nın 3 bin tır dolusu ve daha
fazlasını vermesi bizim için ciddi bir hayal kırıklığıdır, Sayın
Cumhurbaşkanımız çok net bir şekilde New York’taki görüşmede de bunu Sayın
Trump’a söyledi. Dolayısıyla Trump’ın orada bazı sözlü garantileri oldu da,
ilişkilerimizin kişisel ilişkiler bu kadar iyiyken istediğimiz noktaya
gelmemesinin sebebi nedir? Orada sistemler var, yani o sistemler içinde
yukarıdaki dostluk henüz daha alana yansımadı, öyle söyleyelim. Bizim
beklentilerimiz yine FETÖ konusunda bugüne kadar dedik ki; bir soruşturma
başlatın, işte deliller, henüz daha FETÖ’nün Amerika’daki faaliyetlerine
yönelik eyaletlerde, yani bölgesel soruşturmalar var da, yani federal bir
soruşturma daha henüz yani bizim bildiğimiz yok, belki gizliden
yürütüyorlarsa ona bir şey diyemem. Bizim için ikisi de hayati derecede
önemli konular. FETÖ konusu ve bir terör örgütüne verilen destek ve silah,
onunla yapılan işbirliği. Bu hayati konuda adımlar atmamız lazım ki,
Amerika’nın adımlar atması lazım ki ilişkilerimize de yansısın. Halkımızın
duygularına baktığımız zaman, Amerikan karşıtlığı çok yüksek, ciddi hat
safhada. Bu benim yönlendirmemle değil ki halk görüyor ne olduğunu. Bunları
anlatıyoruz Amerikalılara, biz müttefikiz, biz model ortak olduk, ama gel
gör ki attığınız bazı adımlar neticesinde maalesef ilişkilerimizde bir şey
var. Dolayısıyla benim mesela Dışişleri Bakanı Tillerson’la da güvene
dayalı bir işbirliğim var. Şimdi onların iç işlerine karışmak değil, ama
Dışişleri Bakanlığının da tam bir yapılanıp kurumsal ilişkilerinin de çok
iyi olması lazım. Tillerson, benim gördüğüm kadarıyla son derece düzgün bir
insan, düz bir insan, temiz bir insan, yani burada bir sıkıntı yok, çabuk
da öğreniyor, yani iş dünyasından da geldiği için, konuları da çabuk
kavradı, gerçekleri de görüyor. Kendisine şahsen benim güvenim var, ama
mesele sadece Mevlüt Çavuşoğlu-Rex Tillerson meselesi değil ki, iki ülke
arasındaki ilişkiler meselesi ve bunun birçok boyutu var. Diğer alanlardaki
işbirliğimiz iyi, görüş birliği içinde olduğumuz birçok konu var, ama bu
iki konu bizim için çok hassas.
SUNUCU- Sayın Bakan, son iki soru. Madem referandumla başladık,
referandumla bitirmek istiyorum. Bundan sonra birçok konuda, aslında hemen
hemen her konuda Bağdat Yönetimini muhatap alacağınızı söylediniz. O zaman
şunu sormak istiyorum: Yakın bir süreçte Bağdat Yönetiminden Ankara’ya ya
da bizden siz seviyede, Başbakan seviyesinde ya da Cumhurbaşkanı
seviyesinde Bağdat’a bir ziyaret söz konusu mu?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Telefon görüşmeleri devam ediyor, ama
ziyaretler de olacak. Askeri düzeyde, istihbarat düzeyinde, siyasi düzeyde
elbette olacak. Zaten komşumuz, geçenlerde ben gittim, yine İstihbaratımız
gidiyor, daha önce Sayın Başbakanımız gitti, onlardan ziyaretler geliyor.
Ama bundan sonraki süreçte tabii olağanüstü bir durum yaşıyoruz, bu
ziyaretin sıklığı artacak, telefon görüşmelerimiz de aynı şekilde sık sık
devam edecek.
SUNUCU- Son soru, ortak bir tatbikat, çünkü madem meselenin bir güvenlik
boyutu var. Iraklı subayların buraya gelmesinden vesaire bahsediliyor, ama
iki ülke askerlerinin katıldığı ortak bir tatbikat yakın vadede söz konusu
mu?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Bunu askerlerimize sormak lazım tabii,
ama neden olmasın, yapılabilir. Çünkü bölgede ciddi tehditler var, PKK var,
DAEŞ var, diğer riskler var. Dolayısıyla biz her zaman Irak’ın ve
Suriye’nin güvenliğini destekliyoruz, istikrarını destekliyoruz, defalarca
söyledik. O sebepten dolayı askeri alanda işbirliğimizi de güçlendiririz.
SUNUCU- Sayın Bakan, çok teşekkür ediyorum vakit ayırdınız, soruları
yanıtladığınız için.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Ben teşekkür ediyorum, sağ olun.
SUNUCU- Efendim, yayın konuğumuz Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt
Çavuşoğlu’ydu, Türk dış politikası açısından oldukça önemli bir günde
sorularımızı yanıtladı.
Her zaman söylediğimiz gibi, yorum siz dinleyenlere ait, yeniden
görüşünceye kadar iyi bir gün dileğiyle efendim.