SUNUCU- Günaydın efendim.
Biraz evvel de anons ettiğimiz gibi yayın konuğumuz Dışişleri Bakanı Sayın
Mevlüt Çavuşoğlu.
Sayın Bakan, hoş geldiniz.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Hoş bulduk.
SUNUCU- 4 Haziran’da Amerikan mevkidaşınız Pompeo ile çok önemli bir
görüşmeniz olacak. Bu görüşmenin en önemli gündem maddelerinden bir tanesi
F-35. Şimdi siz daha evvelki açıklamalarınızda teslimat konusunda bir
sıkıntı hissetmediğinizi söylediniz. Ancak beri taraftan hem Temsilciler
Meclisi, hem de Senatonun alt komisyonlarında askıya alınmasına dair
kararlar var. Eğer bunlar Genel Kuruldan geçerse yönetimin elini
bağlayabilir; bu konudaki düşünceniz nedir? İkincisi; eğer hiçbir sıkıntı
yoksa gerçekten ilk teslimat ne zaman öngörülüyor?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Her şeyden önce 4 Haziran’daki
ziyaretimizin temel konusu tabii ki Suriye’yle ilgili yol haritamızın
onaylanması olacak, esas bunun için görüşüyoruz. Tabii iki Dışişleri Bakanı
biraraya gelince ilişkilerimizin gündemindeki diğer konuları
değerlendirmemiz normal.
F-35 konusunda biz niye sıkıntı görmüyoruz dedik, çünkü ABD ile bir
sözleşme imzaladık ve bugüne kadar Türkiye taahhütlerini yerine getirdi,
ödemelerini zamanında yaptı. Ayrıca, bu sadece bir F-35 uçak alımı değil,
bazı yedek parçaların ortak üretimi dahil kapsamlı bir anlaşma, sözleşme ve
hukuki sağlam bir anlaşma. Öyle bir tarafın kafasına esip de ben bunu
vermek istemiyorum ya da veremem diyeceği bir anlaşma değil.
Diğer taraftan tabii Kongrede bu çalışmaları biz de takip ediyoruz. Esasen
Savunma Bakanından Kongreye bir rapor sunmasını istiyor belli bir süre
içinde, o raporu sunmazsa bunlar geçerli diyor. Ve bu tür konuları, başka
konular da var, Türkiye’nin üzerinde böyle bir baskı unsuru olarak tutmaya
çalışıyor Kongre. Ama Kongrenin buna benzer aldığı kararlara baktığımız
zaman, tabii nihai yetkiyi yönetime veriyor, başkana veriyor ve burada bir
esneklik payı da var. Bir tek Rusya’yla ilgili yatırımlar konusunda alınan
kararda Başkana bir esneklik tanınmadı. Onun dışındaki tüm kararlara
baktığınız zaman, Kongreden çıkan kararlara, Başkanlığa ya da yönetime bir
esneklik bırakıyor. Dolayısıyla F-35’i ABD’nin bize vermemesi için herhangi
bir sebep yok. Suni sebeplerden böyle ciddi bir proje de iptal edilemez. O
nedenle zaten görüşmelerimizi de sürdürüyoruz. Bu F-35, S-400’ün
alternatifi de değil, o hava savunma sistemi, bunlar uçaklar. Yani,
müttefikimiz olan Amerika’dan böyle ilişkilerimizi zedeleyecek adımların
gelmesini biz istemeyiz. F-35 konusunda da söylediğim gibi ciddi bir
anlaşma. Bizim heyetlerimizi de davet etmeye başladılar, neticede zamanında
teslim edileceğini söylüyoruz.
SUNUCU- Zamanından kastınız, ilk teslimat için bir tarih söz konusu mu?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şu anda tam tarihi ben bilmiyorum, ama
arkadaşlarımız, askerlerimiz biliyor. Dolayısıyla ilk takvimde belirlenen
tarihte, şu anda uçakların zaten test edildiğini görüyoruz, teslim
edileceğini düşünüyoruz.
SUNUCU- Sayın Bakan, o zaman şununla devam edeyim: İsrail’in önde gelen
gazetelerinden Haaretz’in bir iddiası var, o da; uçakların teslim edilse
bile yazılım olmadan teslim edileceğine dair. Yani uçakların kapasitesini
olumsuz etkileyen bir teknik gelişmeden bahsediyoruz. Böyle bir şey mümkün
olabilir mi?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şimdi uçağı verdim, yazılımı yok. Uçağı
verdim tekeri yok, o zaman uçağı almanın bir anlamı yok. Neyse, sözleşmenin
içinde ne varsa o şekilde teslim edilmesi gerekiyor.
SUNUCU- Sayın Bakan, dün siz uçakta Almanya’dan dönerken gazeteci
arkadaşlarımıza eğer bir şey olur da sözlerini tutmazlarsa, o zaman başka
pazarlara yöneliriz demişsiniz. Eğer F-35’ler şu ya da bu şekilde bize
teslim edilmezse, teslimatı gecikirse alternatif pazar neresidir, Rusya
mıdır?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Biz 10 yıldır hava savunma sistemlerini
müttefiklerimizin ABD başta olmak üzere, onların Patriot sistemleri var
biliyorsunuz, bataryaları var, almak istedik, fakat bunu karşılayamadık,
dolayısıyla alternatiflere baktık. Şimdi ise F-35 konusunda önemli bir
safhaya geldik, teslim safhasına, ilk üretilen uçakların teslim safhasına
geldik. Dolayısıyla, ola ki, yani en kötü senaryoya göre bu olmazsa, şimdi
bizim ihtiyacımız varsa biz mutlaka başka müttefiklerimizden ya da başka
ülkelerden almak için girişimde bulunuruz. Bu A ülkesi olabilir, B ülkesi
olabilir. Bize en uygun şartlarda hangi ülke ya da konsorsiyum teklif
ederse biz onlarla anlaşırız. Ama ben o noktaya geleceğimizi düşünmüyorum.
Yani sizin sorunuz üzerine bunu söylüyorum, en kötü senaryoya göre Türkiye
alternatifsiz ya da çaresiz kalmaz.
SUNUCU- Rusya bir seçenek midir?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şu anda S-400’leri nereden aldık?
Rusya’dan. Rusya da seçenek olabilir, başka bir ülke de seçenek olabilir.
Sadece bir ülkeye bağlı seçenek olarak da, sadece tek ülkeye bağlı kalmak
doğru olmaz. Avrupa’dan ya da NATO ülkesi başka bir ülke de olabilir.
SUNUCU- Silah konusundan gündem açıldığı için, siz de atıfta bulundunuz,
S-400’lerin alımı konusunda da Amerika Birleşik Devletleri’nden tepki var.
O konuda ambargo veyahut yaptırım söz konusu olabilir mi, düşünceniz nedir?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Bu konuyu gündeme getirdiler, Kongreden çıkan karar var. Ama zaten
Kongreden bu karar çıkmadan önce biz Rusya’yla işlemleri tamamladık. Geriye
ne kalmıştı? Kredi, kredi anlaşmasının yapılması, yani faiz oranları ne
olacak, vadesi ne olacak, bu detaylar görüşülüyordu. Onun dışında zaten biz
anlaşmayı imzalamıştık. Ama bırakın, diyelim ki imzalamadık, yani bir
ülkenin ben istersem sen başkasından alırsın, hele de müttefik olan bir
ülkenin, ama ben istemezsem hiçbir yerden alamazsın anlayışı dayatması
doğru değil. Artık Türkiye böyle dayatmaları da zaten kabul etmiyor, kabul
etmesi de mümkün değil. Tamam ABD’yle müttefikiz. Ama ABD de bağımsız bir
devlet sonuçta, Türkiye de bağımsız bir devlet. Bağımsız bir devlet olarak
biz kendi kararlarımızı verebiliriz. Ben büyük ülkeyim, sana da baskı
yaparım, diğerine de baskı yaparım olmaz. Bu hele hele iki NATO üyesi ülke
arasındaki ilişkilerin seviyesine baktığımız zaman böyle bir yaklaşım doğru
da olmaz, biz de böyle bir yaklaşımı kabul etmeyiz.
SUNUCU- Bu konuda son kısa bir soru, kısaca yanıt rica edeceğim; hukuki
süreçten bahsediyorsunuz, bir uluslararası mahkeme mi söz konusu eğer ki
verilen sözler tutulmazsa?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şimdi F-35’le ilgili sözleşme ortada.
Teslimat olmazsa ya da bir taraf çekilirse, sözleşmenin içinde zaten bunun
hukuki boyutları, hangi adımların atılacağı da var, tüm sözleşmelerde
olduğu gibi o adımlar atılır.
SUNUCU- Sayın Bakan, Münbiç konusuna geçmek istiyorum. Sizinle Mart ayında
bir seyahat sırasında o zaman bir ön mutabakat olduğunu söylemiştiniz,
ardından Amerika Birleşik Devletleri’nde Bakan değişikliği oldu vesaire.
Gelinen noktada, şimdi Münbiç konusunda bir ön mutabakat teknik düzeyde,
bürokrat düzeyinde var gibi gözüküyor. Şimdi bu mutabakat üzerinden eğer
iki taraf da onaylayacaksa, PYD tamamen çekiliyor mu, çekiliyorsa nereye
çekiliyor. Beri taraftan onlar çekildikten sonra orada güvenliği kim
sağlayacak?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Bu konuda esasen
Münbiç’le başlayan bir yol haritası, yani ABD ile ön mutabakat sağladığımız
yol haritası sadece Münbiç’le sınırlı değil, ama önce Münbiç’ten
başlayacağız. Münbiç’ten YPG çekilecek. Münbiç’ten YPG’nin nereye gideceği
şimdilik bizim sorunumuz değil. Ama daha sonra YPG’nin kontrol ettiği
şehirlere yine bu Münbiç modelini uygulamaya başladığımız zaman, tabii o
zaman ciddi bir soru olacak. Bu esasen en çok da ABD’nin sorumluluğunda,
çünkü buralara YPG’nin yerleşmesine ben izin vermedim, ABD izin verdi. YPG
çekildikten sonraki kısmı, YPG nereye gidecek, ne olacak, bunlar tabii
hepimizin kafasındaki sorular. Ama YPG çekildikten sonra ne olacak,
buraları kim yönetecek? O şehirdeki insanlar, yerel insanlar yönetecek.
Güvenlikle ilgili de yine o şehirdeki insanlar, o bölgedeki insanlar görev
alacak. Peki, buna kim karar verecek? Türkiye ve ABD birlikte karar
verecek. Kriter ne? Nüfus yapısı, nüfus dengesi. O şehirde etnik grupların
oranına göre yönetim de oluşacak, güvenlik birimleri de oluşacak. Diyelim
ki Münbiç yüzde 90 Arap’sa, yönetim de, güvenlik birimleri de yüzde 90
oranında Araplardan oluşacak, geri yüzde 10 kimse onlardan da insanlar
olacak, kimse dışlanmayacak. Bu adımları atarken ileride siyasi çözüm
olduğu zaman, merkezi yönetime bu oluşumların entegre edilmesi de çok
önemli. Yani bu ne için önemli? Suriye’nin toprak bütünlüğü, sınır
bütünlüğü için önemli.
SUNUCU- Peki bu mutabakat madem teknokrat, bürokratik düzeyde, diplomatik
düzeyde belli bir noktaya gelmiş, Vaşington’da bir nihai karar çıkacağını
düşünüyor musunuz? Çıkarsa o takdirde uygulamaya ne zaman geçilecek? YPG ve
PYD’nin oraları boşaltması ne kadar sürecek? Çünkü sürekli Amerika Birleşik
Devletleri ile bu konuları biz neredeyse 2-3 senedir konuşuyoruz. Hep
verilen vaatler, tutulmayan sözler söz konusu.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şimdi ön mutabakatta, yani yol
haritasında bunların hepsi takvime bağlı. Hepsi somut bir şekilde
belirtilmiştir.
SUNUCU- Mesela?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Bu yol haritası, tabii iki Dışişleri
Bakanları tarafından onaylanmadan tam olarak kamuoyuna açıklamama kararı
aldık. Çünkü biz bunun onaylanacağını düşünüyoruz, en son Amerika’dan bir
heyet geldi. Ama olur da bazen bir virgülden dolayı bile iş tıkanabilir ya
da bir kelimeden dolayı tıkanabilir, ilave şeyler olabilir. Ama mutabakat
sağlandı, hemen ertesi gün hazırlık çalışmaları başlayacak. Hemen hazırlık
çalışmaları biter bitmez, uygulama safhasına geçeceğiz. Aylar
diyebileceğimiz, ama böyle 12 ay, 1 yıl, öyle değil, aylar diyebileceğiniz
somut bir takvime bağlı eylem planı, yol haritası. Bu uygulandığı zaman
esasen diğer bölgeler için de bir umut olacak. Suriye’nin tüm kuzeydoğu
bölgesini istikrara bu şekilde kavuşturabiliriz. Çünkü şu anda sürgünde
olan yüz binler var. Sadece Türkiye’de 400 bin Suriyeli Kürt var, bunların
çoğunu da YPG sürgüne gönderdi. Bu insanların buralara dönmesini bizim
sağlamamız lazım. YPG’nin olduğu yere dönemiyorlar, çünkü YPG onların
mallarını mülklerini de elinden aldı.
SUNUCU- Sayın Bakan, aylar dediniz, mutabakat olmadan, netleşmeden açıklama
yapmayacağız dediniz. O zaman şunu sormak istiyorum sadece: Yaz sonuna
kadar Münbiç boşalmış olur mu?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Yaz sonuna kadar bu eylem planı
uygulanabilir.
SUNUCU- O zaman Türk ve Amerika Birleşik Devletleri askerleri beraber mi
nezaret edecekler çekilmeye?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Evet, beraber nezaret edecekler, tabii
ki istihbaratımız da işin içinde olacak. Daha sonraki adımları da yine
birlikte, askerlerimiz, istihbaratımız birlikte atacaklar; kim olacak,
yönetimde kimler olur-kimler olmaz, nasıl temizlenir bu bölge. Sonra
buraların istikrara kavuşturulması, daha sonra buraları tabii şu anda YPG
çoğu yeri yaktı yıktı. Dolayısıyla esasen bunun insani boyutunu da ihmal
etmemek lazım. İnsani yardımların engelsiz bir şekilde ulaştırılabilmesi
için başta ABD olmak üzere, o bölgede ABD olduğu için diyorum, Birleşmiş
Milletler, diğer ülkelerle de yakın işbirliği içinde olmamız gerekiyor.
SUNUCU- PYD’nin çekilmesiyle yeni yönetimlerin oluşmasına kadar geçen
sürede orayı kim kontrol edecek, yine Türk ve Amerikan yönetimi mi?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Türk ve Amerikan birimleri.
SUNUCU- Münbiç’ten sonra başka yerlere uygulanabilir dediniz, Rakka ve
Kobani buna dahil midir?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Hepsi dahil.
SUNUCU- Sayın Bakan, o zaman şuna geçmek istiyorum: PYD’yle Suudi
Arabistan’ın dirsek temasına dair Türk medyasında haberler çıktı dün
gazetelerde, haberiniz olmuştur herhalde. PYD’ye destek şeklinde
değerlendirildi. Suudi Arabistan, PYD-YPG’ye destek mi veriyor?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Çıkan haberlere göre değerlendirme
yapmak doğru olmaz, yani bir Suudi yetkilinin ağzından duymak gerekiyor.
Ama bu çok yanlış olur, neden yanlış olur? Biraz önce söylediğimiz o
bölgelerde YPG tüm Arap aşiretlerini ortadan kaldırdı, hatta birçok aşiret
liderini de öldürdü. En çok zulmü Araplara yapıyor YPG Suriye’de.
Dolayısıyla böyle Araplara zulmeden bir terör örgütünün herhangi bir Arap
ülkesinden veya bizlerden destek alması doğru olmaz.
İkincisi; bir ülkeyle, bir konuyla ilgili hesabınız da olabilir,
planlarınız da olabilir. Ama bunu siz terör örgütleriyle işinizi görmeye
çalışırsanız, bu hani eskiden biz iktidara gelmeden önce Türkiye’de herkes
çek-senet dahil işlerini mafyayla görmeye başlıyordu, ona benzer. Diğer
taraftan, terör örgütleriyle işbirliği devam ederse, ülkeler her işini
bunlarla görmeye başlarsa, o zaman dünyada terör örgütlerinin ağırlığı
artar ve dönüp dolaşır bu terör örgütleri bizi de vurur. Yani hangi ülke
olursa olsun o ülkeyi de vurur. O nedenle Suriye’de olsun, Irak’ta olsun,
başka yerde olsun, hesaplarınız olabilir. Ama bu hesaplar terör
örgütleriyle beraber görülemez.
SUNUCU- Sayın Bakan, 4 Haziran’da yapacağınız görüşme önemli bir gelişme,
ancak an itibariyle Washington’da Türk Büyükelçisi yok, çünkü istişareler
için geri çağrılmıştı. İhtimaldir sizinle beraber görüşmek için gidecek.
Ancak nihai olarak geri dönüşü ne zaman, acaba bu konuda bir takvim,
anlaşma var mı?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Büyükelçimizi istişareler için çağırdık
ABD’nin attığı bu son adımdan sonra. Ve gelir gelmez biz kendi aramızda
Bakanlıkta istişarelerimizi yaptık. Diğer taraftan Sayın Başbakanımız
Pazartesi günü Büyükelçimiz Serdar Kılıç’ı kabul etti ve istişarelerde
bulundular. Bugün de Sayın Cumhurbaşkanımız büyük olasılıkla Büyükelçimizi
kabul edecek ve elbette bu istişarelerden sonra Büyükelçimizi benim
ziyaretimden önce göndermeyi düşünüyoruz. Biz Büyükelçiyi ABD’den çekmedik,
istişareler için çağırdık ve istişarelerimizi yaptıktan sonra tabii
Vaşington’un da Büyükelçisiz kalması doğru değildir. Hele hele böylesine
önemli bir ziyaret öncesi gidip de ziyaretin hazırlıklarını yapması da
doğaldır. Çünkü oradaki temaslarımız sadece Pompeo ile sınırlı değil, diğer
temaslarımız da var. Dolayısıyla Büyükelçimiz bu hafta içinde tabii takdir
ve talimat Sayın Cumhurbaşkanı’mızdan, dönebilir.
SUNUCU- Sayın Bakan, Amerika Birleşik Devletleri’nde her ne kadar ana konu
Suriye olsa da, Münbiç olsa da muhtemeldir ki FETÖ’nün iadesi konusu da
gündeme gelecektir diye düşünüyorum. Bu konuda en ufak bir gelişme var mı?
Bir de, bu çerçevede bir konuyu, kamuoyunun çok merak ettiği bir soruyu
size yöneltmek istiyorum Dışişleri Bakanı olmanız hasebiyle; Sayın Muharrem
İnce Cumhuriyet Halk Partisi’nin Cumhurbaşkanlığı adayı. Amerikalılar beni
aradılar ve böyle bir başvuru süreci usulünün uygun yapılmadığını
söylediler diyor. Hangi Amerikalılar aramış olabilir, sizin bu konuda bir
bilginiz var mı? Dışişleri Bakanlığı mı, Büyükelçilik mi, Amerikan Adalet
Bakanlığı mı ya da hiç arama olmadı mı? Sizin bu konudaki bilginiz nedir,
hiç Amerikalılara sordunuz mu veyahut bu konuda size bir şey söylendi mi?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Siyaset ciddi bir iştir. Muhalefet,
özellikle ana muhalefetteysen en az iktidar kadar sen de sorumluluk
hissetmen lazım. Bizi herhangi bir Amerikalı aradığı zaman veya herhangi
bir ülkeden bir yetkili aradığı zaman bunu biz paylaşıyoruz. Dışişleri
Bakanı aradı, Müsteşarımı Müsteşar aradı, Adalet Bakanını Adalet Bakanımız
aradı, İçişleri Bakanını İçişleri Bakanını, Savunma Bakanı Savunma
Bakanını, bunlar söylenir. Beni bir Amerikalı aradı; böyle bir
ciddiyetsizlik olabilir mi? Kim aradı, nereden aradı? İnandırıcı olabilmesi
için, madem bir iddia ortaya atıyorsun, somut şeylerle iddiada bulun.
Dolayısıyla Sayın İnce’nin bu söylemi gerçekten ciddiyetten uzak,
inandırıcılıktan da uzak, seviyesiz. O nedenle alternatif bir cumhurbaşkanı
adayı olmak istiyorsa biraz daha ciddi olması lazım, güven vermesi lazım.
Diğer taraftan biz, yani söyledikleri de doğru değil, çünkü işin içinde biz
de varız. Adalet Bakanlığımız hazırladığı iddianameler, talepler, burada
mahkeme kararları, ifadeler, deliller, ne varsa biz bunları Vaşington
Büyükelçiliğimiz aracılığıyla ABD Dışişleri Bakanlığı’na ve Adalet
Bakanlığı’na, ilgili birimlere-kurumlara ilettik. İlave gelen bilgileri,
delilleri de iletiyoruz. Dolayısıyla Amerika’dan iade talebimiz hukuka
uygundur, somuttur ve gerekçeleri de, yani delilleri de somuttur. O nedenle
bu usulüne uygun bir şekilde yapılmadı demek ve iddiada bulunmak
saçmalıktır. Ben o zaman şunu sorarım: Niye CHP’nin seçim beyannamesinde
bir kelime dahi FETÖ yok, neden yok? Bir kelime yok, FETÖ’yle ilgili bir
kelime yok. Herhalde FETÖ’den birisi aramıştır Amerika’dan aradıysa.
SUNUCU- Peki, FETÖ’nün iadesi, Fethullah Gülen elebaşının iadesi konusunda
bir umut ışığı var mı?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şimdi FETÖ konusunu ve diğer hukuki
konuları da biz esasen ABD’yle kurduğumuz ikinci çalışma grubunun içine
koyduk ya da birinci diyebilirsiniz, üç tane çalışma grubu var, diğeri de
PKK’ya ortak mücadele. Tillerson’ın Ankara ziyaretinde biz bu kararı aldık
biliyorsunuz. Dolayısıyla bu çalışma grubunda nasıl Münbiç Suriye konusunda
somut adımlar atılacaksa, çalışma grubunda da deliller ortaya konacak,
neresine itiraz ediyorsun? Bu delil hukuki değil mi? Nedir? Bu bizim
verdiğimiz bilgilerle ilgili itirazınız ne? Bunların hepsi uzmanlar
tarafından çalışma grubunda oturulacak, masaya konulacak ve
değerlendirilecek. Böyle izafi bir şekilde efendim deliller yetersiz ya da
şöyledir-böyledir demeye kimsenin hakkı da olmayacak, böyle yorumlar da
yapılmayacak. Ortaya tüm belgeleri koyacağız, bu çalışma grubu çerçevesinde
adım atacağız. Ha üzüntü verici olan nedir? Maalesef bugüne kadar Amerika
içinde bazı soruşturmalar başlatıldı. Onun dışında FETÖ’nün yakalanması,
tutuklanması ya da iade edilmesiyle ilgili ya da kapsamlı bir soruşturmayla
ilgili bir adım atılmadı. Bu da üzüntü verici. Zaten YPG’ye verilen
destekle beraber ABD ile bizim ilişkilerimizi zedeleyen en önemli ikinci
unsurdur.
SUNUCU- Sayın Bakan, Almanya’ya geçmek istiyorum. Dün malum
Solingen’deydiniz, oradaki meslektaşlarım bir son dakika haberi geçtiler,
Alman Başbakanı Merkel, Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı
Almanya’ya çağırdı diye. Bugün Hürriyet Gazetesinde bir haber var, o da
Deutsche Welle’ye konuşan hükümet yetkilileri, böyle spesifik bir davetin
söz konusu olmadığını belirtiyorlar. İşin doğrusunu sizin ağzınızdan duymak
isterim. Seçimlerden önce, seçim sonucu belli olmadan böyle bir davet
gelmesini siz nasıl yorumluyorsunuz?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Alttaki yorumda da, zaten devamında da
diyor ki; bazı ziyaretler değerlendirildi. Şimdi bir Şansölye, Başbakan
tutup da elden Dışişleri Bakanına sizin Cumhurbaşkanınıza davet ediyorum
diye bir davet mektubu vermez, bu devlet geleneklerine de uygun değil.
Esasen resmi davet de nereden gelir? Cumhurbaşkanından gelir. Peki, olayın
özü ne? Sayın Cumhurbaşkanımız son telefon görüşmelerinde hem Cumhurbaşkanı
Steinmeier’le yaptığı telefon görüşmesinde hem de Merkel’le yaptığı telefon
görüşmesinde Sayın Cumhurbaşkanımızın Almanya ziyareti görüşüldü ve
Almanya’ya beklediklerini de söylediler, o zaman tabii daha seçim kararı da
çıkmamıştı. Ve Sayın Cumhurbaşkanımızın, Başbakanımızın selamlarını Sayın
Merkel’e ilettiğimde de kendisi de dedi ki, seçimlerden sonra Sayın
Cumhurbaşkanının ziyaretini planlayacağız, Sayın Cumhurbaşkanını bekliyoruz
dedi, al resmi bir davet demedi. Dolayısıyla daha önce konuşulan bir
konunun devamıdır, bu da son derece doğaldır ve seçimden sonra Sayın
Cumhurbaşkanının ziyaretini bekliyoruz demesi de bir başbakan için gayet
doğaldır. Bunun seçimle ilgili bir boyutu yoktur. Yani biz seçim için
burada bir prim toplamaya da çalışmıyoruz koskoca Türkiye Almanya davet
etti bak işte seçimlere faydası olacak diye de düşünmüyoruz. Bir taraftan
seçim kampanyasını yürütürken, diğer taraftan devletimizin işlerini takip
ediyoruz. Sonuçta seçim gelecek geçecek seçim sonrası çalışmaları da biz
planlamamız lazım, bunların adımlarını da atıyoruz. Oturup sadece seçime
odaklanmak önemli, halkımızın huzuruna çıkmak önemli, ama özellikle dış
politikayla ilgili planlamalar, adımlar önceden atılır ki ziyaretler
başarılı olsun, takvim önceden belirlenir, hani son gün ben geliyorum
olmaz. Sayın Merkel’in de gayet güzel bir şekilde Sayın Cumhurbaşkanın
seçimlerden sonra ziyaretini bekliyoruz demesi gayet doğal bir şey.
SUNUCU- Sayın Bakan doğal olarak konumuz gereği dış politikadan
bahsettiğimiz için şöyle bir soru daha var onu da size hemen yöneltmek
istiyorum. Antalya ya da Alanya’da geçtiğimiz günlerde yaptığımız bir
konuşmada ülkemizdeki finansal büyük boyuttaki dalgalanmalara dikkat ederek
arkalarında kimler var biliyoruz. Hangi ülkeler, hangi gizli servisler var
biliyoruz dediniz. Çok net bir görüş ortaya koydunuz, ben de aynı netlikte
size sormak istiyorum madem biliyorsunuz, hangi ülkeler, hangi dış
servisler?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şimdi elbette ki zamanı geldiği zaman
bunları da açıklarız. Ama kredi kuruluşlarının notları düşürmeye bakın
notları nasıl düşürüyorlar bunun içinde bunlar da var. Ve esasen 15 Temmuz
darbe girişimi başarısız olduktan sonra artık son bir çare olarak
Türkiye’yi ekonomiyle nasıl yıkabiliriz çalışmaları başlatıldı. Ve bu
çalışmaları son darbeden bu yana 1,5 yıl içinde hatta 2 yıl oluyor
neredeyse bunların hepsini gördük, yaşadık. Fakat biz aldığımız tedbirlerle
tabi Ekonomimizin en az hasarla bu saldırılardan kurtulması ya da yoluna
devam etmesi için gerekli tedbirleri aldık. O nedenle de zaten geçen sene
ekonomimiz yüzde 7.4 büyüdü. Ticaretle ilgili, ihracatla ilgili sıkıntılar
yaratmaya çalıştılar ya da Türkiye’nin kredilerini engellemeyle ilgili
sıkıntılar yaratmaya çalıştılar ki, Türkiye’de likidite sorunu olsun,
dolayısıyla döviz yükselsin, hükümet de zor durumda kalsın. Tüm bunlara
rağmen Türkiye ekonomisi geçen sene büyüdü. Şimdi baktılar ekonomi de
büyüyor, ihracat da artıyor, kur politikasıyla Türkiye’yi köşeye sıkıştırma
çalışmaları var. Elbette bunun içinde bazı ülkeler de var, hatta işin
içinde Müslüman ülkeler de var bir-iki tane, bunun içinde bazı diğer
ülkeler de var, finans kuruluşları var, bir de faiz lobisi var tabii.
SUNUCU- Bazı diğer ülkeler derken bunlar müttefikimiz, NATO’da beraber
olduğumuz ülkeler mi?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Yani bazı ülkeler var, Batı ülkeleri
var, Batı ülkelerini içinde mutlaka müttefikimiz olan ülkeler de var.
SUNUCU- Müslüman, Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri?..
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Bahreyn küçük ama, güzel bir ülke, çok
da severiz, yani Bahreyn böyle oyunlar içinde olacak bir ülke değil. Yani
şimdi Katar sorununda, Katar bir tarafta, 4 ülke bir tarafta, içinde
Bahreyn de var, ama Bahreyn’in bugüne kadar bize yönelik herhangi bir
hasmane tutumunu görmedik, ilişkilerimiz de gayet iyi.
SUNUCU- Suudi Arabistan?..
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Yani burada ülke ismi vermeyeceğim ben,
onları siz bulursunuz, o ülke, bu ülke, ama ben genel bir çerçeve
çiziyorum. Tabii bu işin içinde bir de faiz lobisi var, yani faizlerin
yüksek olması için sıkıştırma çalışmaları da var ki Türkiye’de özellikle
faizden gelir elde eden kurum ve kuruluşlar da bu işin içinde var. Ama bu
tür dalgalanmalar bizi, elbette piyasalarla çok dikleşmek de doğru değil,
serbest piyasa ekonomimiz var, serbest kur politikamız var, ama bizim kendi
aldığımız ve alacağımız tedbirlerle de bu tür saldırıları, bu tür şokları
da absorbe ediyoruz ve dengelemeye çalışıyoruz. Ama sahada dolaşıyorum,
milletimiz, yani oy veren-vermeyen herkes bunun bir oyun olduğunu zaten
görüyoruz.
SUNUCU- Sayın Bakan, bir soru daha Almanya’yla ilgi, o da Almanya HDP
mitingine izin verirken, bilebildiğim kadarıyla, eğer yanılıyorsam beni
düzeltin lütfen, AK Partinin talebine sıcak yaklaşmadı, o yüzden Bosna
Hersek’te miting düzenlendi. Bu konudaki yanıtları nedir? Çok kısaca yanıt
rica ediyorum, çünkü sürem azalıyor, birkaç sorum daha var.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Bu konuyu gündeme getirdim. Cevapları
şu: Biz, HDP’liler vardı, konuşmasına izin vermedik. Yani Almanya’daki
diğer Türkler de bu tür toplantılar yapabilir, fakat Türkiye’den gelip
siyasetçilerin konuşması doğru değil, böyle bir karar aldık dediler. Ve
HDP’lileri konuşturmadıkları doğru, biz basından da bu bilgiyi aldık Alman
basından da, Antalya’da da mülakat yapmıştık ZDF’yle, onlar da söylediler.
Şimdi bu toplantıda ne vardı? Bölücü başı ve PKK’nın paçavraları vardı,
dolayısıyla bir taraftan demokratik seçim diyorsunuz, diğer taraftan terör
örgütünün gölgesinde bir miting. Ayrıca, PKK sembolleri Almanya’da yasak,
dolayısıyla bunlara izin verilmemesi gerekiyor. Her şeye rağmen, yani bu da
bir hayal kırıklığıdır, ama her şeye rağmen, çok objektif konuşuyoruz, son
1 yıl içinde PKK’ya yönelik Almanya’nın daha ciddi ve katı durduğunu
görüyoruz, bu da memnuniyet verici. Ama birçok insanın tutuklanması ve
mallarına el konulması, mahkeme kararıyla dondurulması, çünkü PKK’ya,
teröre finansman sağlıyorlar ve PKK propagandasının önlenmesiyle ilgili
Almanya’dan daha fazla beklentimiz var, daha somut ciddi adımların da
atılması gerekiyor, bu oradaki FETÖ mevcudiyeti için de geçerlidir.
SUNUCU- Sayın Bakan, PKK’dan bahsettiğiniz için, malum terör örgütünün en
önemli merkezlerinden bir tanesi hala Kuzey Irak. Belki bir ufuk turu
çerçevesinde Pompeo’yla yaptığınız görüşmede Irak konusu da gündeme
gelecektir diye düşünüyorum. Kamuoyunda veyahut kulislerde bir bilgi var,
bir Hükümet üyesi olması hasebinizle sormak istiyorum, seçimden öncesi
Kandil’e bir operasyon söz konusu olabilir mi?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Yani biz Kandil’e zaten ve o bölgeye,
yani sınırın diğer tarafına askerlerimiz, artık polisimiz, Özel
Harekâtımız, aynı şekilde jandarmamız, tüm bu birimlerimizle gerekli
gördüğümüz zaman bu saldırıları zaten yapıyoruz, yani terör örgütünün
tepsine binmek için buralarda müdahaleyi yapıyoruz. Ama bizim esas
itibarıyla ABD’yle üçüncü çalışma grubu dediğimiz PKK’yla mücadelede, şimdi
Irak’ta da seçimler bitti, hükümet kurulsun, Bağdat Merkezi Yönetim, Erbil,
ABD, Türkiye hep birlikte PKK’yla mücadele etmemiz lazım.
Süleymaniye bölgesi, Talabani’nin ve Gora’nın güçlü olduğu bölgede YPG
şehre de inmiştir, PKK, ve o partiler yardım etmiştir. Bizim referandum
konusundaki tutumumuz net, ama Barzani ve Erbil yönetimi PKK’ya karşıdır,
çünkü PKK onların da düşmanıdır. Zaten Kobani meselesinde biliyorsunuz
Peşmergenin oraya gelmesini de bu sebeple engellemek istediler. Bu
mücadelemizi, yani PKK’nın ara ara müdahalelerin dışında tamamen Irak
topraklarından Kandil dahil temizlenmesi için kararlı bir şekilde
adımlarımızı atacağız.
SUNUCU- Bu adımlar Barzani ve Merkezi Yönetimle beraber üçlü bir operasyonu
gündeme getirebilir mi?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- üçlü, dörtlü, bunun içinde istihbarat
paylaşımı da olacak, hem de anlık istihbarat paylaşımı PKK yöneticilerine
yönelik. Onlar şimdi sıkıştığı zaman, bombalama olduğu zaman, uçaklarımız
gittiği zaman kaçıyorlar, bazen sınırın, burada İran’ın da desteği önemli,
çünkü sınırın diğer tarafına, İran tarafına da kaçtıklarını görüyoruz.
Burada İran’ın da mutlaka terörle mücadelede bizim yanımızda olması
gerekiyor, çünkü PKK, PJAK aynı terör örgütüdür, İran için de bir
tehdittir, İran’ın sınır bütünlüğü, toprak bütünlüğü bakımından bir
risktir, dolayısıyla İran’ın desteği de çok önemli.
SUNUCU- Sayın Bakan, Amerika’yla başladık, Amerika’yla bitirmek istiyorum.
Amerika’yla ilişkiler çok dalgalı yıllardan beri, Obama’nın dönemi, şimdi
Trump döneminde. İncirlik Üssü konusu zaman zaman gündeme geliyor, eğer ki
Haziran ayındaki görüşmelerinizden olumlu bir sonuç çıkmazsa, aksine bizi
mutsuz edecek gelişmeler olursa, İncilik Türk tarafının elinde bir koz
mudur?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Bizim elimizdeki koz ya da güç sadece
İncirlik değildir. Şu anda iki müttefik ülkeyiz, ilişkileri
normalleştirmeye çalışıyoruz, normalleşebilmesi için de ABD’nin
hatalarından geri adım atması lazım ve birlikte adımlar atmamız lazım
Münbiç dahil, YPG konusunda, PKK konusunda aynı şekilde, FETÖ’nün iadesi
konusu vesaire, diğer konular, bazı hukuki konular da var.
Şimdi daha önce Vancouver’da, yani Tillerson Ankara’ya gelmeden önce
Mattis’e ve Tillerson’a, yani sizin bu yanlış adımlarınız neticesinde bizim
halkımız da artık İncirlik’i kapatın diyor, Kürecik’teki radarı kapatın
diyor, vesaire vesaire. Yani halkımızı bu noktaya getiren ne oldu? Sizin bu
yanlış adımlarınız. Şimdi bu yol haritasıyla beraber bunları düzeltirsek
sıkıntı olmaz. Sizin söylediğiniz İncirlik olsun, diğerleri olsun, biz
bağımsız bir ülkeyiz bu konuda karar alabiliriz. Ama ne zaman alınır, ne
zaman masaya konulur? Artık ilişkilerden umut kesilir, ilişkiler artık yani
hiç geri dönülmez bir noktaya doğru gider. Yani biz bunu arzu etmeyiz, ama
giderse o zaman elbette Türkiye’de elindeki güç ve koz neyse bunu masanın
üstüne koyar. Yani ABD bizim gibi bir müttefiki kaybetmemesi lazım, çünkü
Türkler güvenilir bir millettir. Dolayısıyla, Türkiye güvenilir bir
ülkedir. Bizim Hükümetimiz Cumhurbaşkanımız seven de sevmeyen de hep aynı
şeyi söylüyor güvenilir bir liderdir. Bizim durup dururken Amerika’ya bir
yanlışımız olmuyor. Bugüne kadar ABD’nin bize yönelik yanlışları oldu bu
yanlışlardan dönmesini temenni ediyoruz ve bunun için de çalışıyoruz. Sizin
söylediğiniz şey en kötü senaryoda gelişmelerde ne olacak? O zaman bu tür
konular gündeme gelebilir. Şimdi ilişkileri düzeltmek için çabalar sarf
ettiğimiz bir dönemde ilişkiler düzelmezse öyle yaparız, böyle yaparız
değil, nasıl düzeltiriz bunları konuşmamız lazım.
SUNUCU- Sayın Bakan, son 1 dakikam son bir soru soracağım çok kısaca yanıt
rica ediyorum. Hamas, İsrail arasında ateşkese dönme kararı alındı, ne
diyorsunuz? Peki, bu bağlamda Tel Aviv Büyükelçimizin dönüşünün zamanı
nedir?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Tabii bu bir ateşkes bunu olumlu
buluyoruz, ama bu sadece başlangıç için bazı şeylerin başlangıcı için
olumlu bir adım olarak görüyoruz. Ama diğer taraftan Kudüs’ü, Kudüs’ün
statüsünü yok saymak, illegal yerleşimlere devam ettirmek ve Filistin ve
Gazze’nin haklarını gasp etmek devam ederse, bu anlaşmanın bir anlamı yok.
Yarın İsrail’in Gazze’ye durup dururken saldırmayacağının bir garantisi de
yok. Bunu olumlu buluyoruz, ama artık siyasi bir çözüme doğru da gitmemiz
lazım. İsrail’den de biz büyükelçimizi tam olarak, kesin olarak çekmedik,
istişareler için çağırdık. Aynı şekilde İsrail Büyükelçisine ve de İstanbul
Başkonsolosuna ülkenize dönün dedik onlar da döndüler. Yarın İsrail bu
hatalarından vazgeçerse, bizimle de ilişkilerini düzeltmek için olumlu
gayret sarf ederse ve en önemlisi tabi Gazze, Filistin konusunda
hatalarından vazgeçerse ancak bazı adımlar atılabilir. Biz başta
ilişkilerimizi düzeltirken tamam üç şart yerine geldi, ama siz Gazze’ye
saldırmaya devam ederseniz, siz illegal yerleşimlere yani Filistin
topraklarını gasp etmeye devam ederseniz biz buna sessiz kalmayız ve
kalmayacağız diye daha başında da çok net bir şekilde İsraillilere de
söyledim.
SUNUCU- Sayın Bakan, çok teşekkür ediyorum vakit ayırdınız soruları
yanıtladınız.
DIŞİLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Teşekkür ederim.
SUNUCU- Efendim yayın konuğumuz Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’ydu
vaktimiz el verdiğince geniş bir yelpazede sorularımızı yanıtladı. Yeniden
görüşünceye kadar hoşça kalın efendim, iyi bir gün dileğiyle.