DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Hoş geldiniz öncelikle.
Çok kıymetli basın mensupları, bildiğiniz gibi Pazartesi akşamı New York’a
geldik ve Salı günü bu Yeni Zelanda’nın Christchurch şehrindeki terör
saldırısından sonra önce İslam İşbirliği Teşkilatı Dışişleri Bakanları
toplantısını gerçekleştirmiştik ve Birleşmiş Milletler Genel Kurulunu
olağanüstü oturum için davet ettik ve ayın 2’sinde bu oturum gerçekleşti ve
burada sunucu ülkenin Dışişleri Bakanı olarak Genel Kurula hitap ettik.
Sonuçta birlikte hazırladığımız karar tasarısı da oybirliğiyle kabul
edildi. Her türlü ayrımcılığa, ırkçılığa ve din düşmanlığına karşı bundan
sonra mücadelemizi tüm uluslararası camiayla birlikte sürdüreceğiz. Ve bu
anlamda özellikle Medeniyetler İttifakı’nın yeniden canlandırılmasını
önemli buluyoruz. Ve Medeniyetler İttifakı’nın kurulmasında önemli rol
üstlenen o günkü İspanya Dışişleri Bakanı Moratinos da şu anda Yüksek
Komiser olarak görevi devraldı, onunla da bir görüşme gerçekleştirdik.
Zaten Genel Sekreter de kendisine bir yol haritası üzerinde çalışmak için
görev verdi ve Türkiye olarak da bu anlamda kendisini destekleyeceğiz.
Bildiğiniz gibi New York’ta yükselen Türk Evi’nin inşaatını da inceledik ve
geleneksel New York’ta düzenlenen bir törene katıldık. Kaba inşaat
bittikten sonra bu tür önemli projelere düzenlenen törene katıldık. Ve
artık binamızın kaba inşaatı bitti. 32+3, 35 katlı bir bina. İnşallah
gelecek sene tamamen dış cephesinin kaplaması da bitmiş olacak, her
aşamasını yakından takip ediyoruz. Bu vesileyle de Sayın Cumhurbaşkanımıza
verdikleri destek ve liderlik için de çok teşekkür ediyoruz.
Buraya, Vaşington DC’ye geldiğimiz andan itibaren de çalışmalarımızı,
görüşmelerimizi sürdürdük. Ama buraya gelmeden önce New York’ta da Türk
toplumunun temsilcileriyle biraraya geldik ve iki tane vatandaşımız, New
Jersey’de Chatham Belediye Başkanı Tayfun Selen ve Paterson Belediye Başkan
Yardımcısı Derya Taşkın’dan bahsediyorum, yerel yönetimde başarılı olan iki
arkadaşımız, onlarla da biraraya geldik. Gerçekten vatandaşlarımızın burada
Amerikan toplumuna entegre olduğunu görmek ve onların her alanda başarılı
olduğunu bizzat yerinde görmek bizleri de mutlu ediyor. Kendilerine
başarılar diliyoruz.
Burada da ikili görüşmelerimizi gerçekleştirdik. ABD Dışişleri Bakanı Mike
Pompeo, Kuzey Makedonya yeni ismiyle ve Çekya Dışişleri Bakanlarıyla dün
görüşmüştük. Bugün de Karadağ, Norveç, Almanya ve Fransa Dışişleri
Bakanlarıyla görüştük. Ayrıca Kanada ve Bulgaristan Dışişleri Bakanlarıyla
da yine “pull aside” şeklinde görüşmelerimizi gerçekleştirdik. Biraz sonra
Sayın Büyükelçi Bolton’la bir görüşme gerçekleştireceğiz.
Ve bu ziyaretimizde New York ve Vaşington’dan sonra Florida ve Kuzey
Karolina’yı da ziyaret edeceğiz. Florida’da Türk toplumuyla biraraya
geleceğiz. Miami Belediye Başkanını ziyaret edeceğiz, Miami ile Antalya
biliyorsunuz iki kardeş şehir. Ayrıca, Miami’de Türk toplumunun dışında,
Türk iş adamlarının dışında yerel iş insanlarıyla, özellikle turizm
sektöründen insanlarla, şirketlerle de biraraya geleceğiz ve orada Müslüman
toplumuyla da yine biraraya gelmiş olacağız. Kuzey Karolina’da ise Sancar
Vakfı’na ait Türk Evi hakkında bilgi alıp Sayın Aziz Sancar’ın
laboratuvarını birlikte gezeceğiz. Gerçekten sadece Türkiye’de değil tüm
dünyada saygın olan, Nobel ödüllü bilim insanımız Sayın Sancar’la gurur
duyuyoruz ve kendilerinin çalışmalarını da yakından izliyoruz. Yine Kuzey
Karolina’da yaşayan vatandaşlarımız ve özellikle de Kuzey Karolina’da
üniversitelerde okuyan öğrencilerimizle de biraraya geldikten sonra
Türkiye’ye dönmek üzere ayrılmış olacağım.
Katılımlarınızdan dolayı çok teşekkür ediyorum.
Sorularınızı cevaplamak isterim.
Buyurun.
SORU- NTV Washington Temsilcisi Hüseyin Günay. Hoş geldiniz.
Sayın Bakanım, siz dün Mike Pompeo’yla görüştükten sonra önce siz tivit
attınız verimli bir görüşme geçirdiğinizi söylediniz. Sonra Amerikan tarafı
bir yazılı açıklama yaptı. Hami Aksoy da, o yazılı açıklamanın görüşmenin
içeriğini yansıtmadığını söyledi. Bu noktada görüşmenin içeriğine dair
bizimle paylaşabileceğiniz ne var?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Çok teşekkür ediyorum.
Gerçekten biz de çok şaşırdık. Gerek o açıklamanın tonuna baktığımız zaman,
gerekse orada Pompeo’nun bize söylediklerini iddia eden cümlelere baktığım
zaman gerçekleri yansıtmadığını görüyoruz. Öyle ki zaten Sözcümüz bu konuda
bir soruya cevap verirken gerekli açıklamayı yaptı. Önceden hazırlanmış bir
konu. Örneğin, Türkiye’deki bu Amerikan misyonlarında çalışan vatandaşlarla
ilgili konuda kendisi konuyu hiç açmadı, ben bilgi verdim. Bir tanesi
serbest bırakılmıştır, bir tanesi yine Yargıtay’a başvurdu, iki tanesi de
yine adli kontrol kapsamında. Yani biz bu konsolosluk konularında zaten
çalışıyoruz. Yani hesap verir gibi değil de, yani kendisiyle sürekli bu
konuları konuştuğumuz için bilgi verdim, kendisi de çok teşekkür etti, yani
herhangi bununla ilgili bir şey söylemedi.
Diğer taraftan, Suriye konusunda yine bu çekilme, güvenli bölge konularında
görev gücümüz var, bunlar toplantıya devam edecek dedik, beraber koordine
etmeye devam edelim. James Jeffrey de oradaydı ve son derece pozitif. Tabii
burada gerek S-400, gerek F-35 konusunda malum görüşlerimiz farklı. Onları
da samimi bir ortamda görüştük, değerlendirdik. Yani o açıklamada
vurgulandığı gibi o tonda değil. Hatta yani bu konuların çoğunu ben gündeme
getirdim. Nedense bazen arkadaşlarımız buna benzer açıklamalar yaparak biz
Dışişleri Bakanlarını da zor durumda bırakıyorlar. Ama o açıklama gerçeği
yansıtmıyor, bunu da söylemek durumundayım.
SORU- Efendim, bugün yine Dışişleri Bakanı Pompeo biraz önce bu sürecin
arkasında durduğunu söyledi, ne yazık ki hepsi doğru dedi. Peki, siz dün
dediniz ki S-400 bitmiş bir anlaşma. İki gündür de burada NATO liderleriyle
görüşüyorsunuz. Ne aşamadayız şu anda, yani tepkiler nasıl?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Yani biz herkese bunu başından beri
söyledik, bu gizli bir süreç değil ki, bu anlaşmanın bittiğini ilk defa da
söylemiyoruz, burada söylemiyoruz.
Ben de bu açıklamayla ilgili söylediklerimin arkasındayım ve kayıtlar da
var zaten. Dolayısıyla bu tür gereksiz, hani ben böyle konuştum, ben şöyle
söyledim, yani hiç kamuoyuna mesaj vermeye hiç birimizin ihtiyacı yok.
Gerçekler neyse onları da açıklamaya da yer vermemiz lazım. Bu konuda bizim
öyle bir kompleksimiz de yok işin doğrusu, doğruları söyleriz her zaman.
Burada S-400’le ilgili konuyu diğer müttefiklerimize de söyledik, daha önce
de söyledik, Amerikalılara da ilk defa söylemiyoruz. Yani bu konuda
endişeleri varsa nasıl gidereceğiz? Örneğin S-400’ün tamamen Türkiye’nin
kontrolünde olacağını ve NATO sistemlerine, F-35 dâhil herhangi bir tehdit
oluşturmayacağını biz başından beri söylüyoruz ve Rusya’ya da ilk şartımız
zaten buydu. Ve NATO sistemlerine entegre olmadığı gibi, olmayacağı gibi,
NATO sistemlerine ve bizim sistemimize yönelik bir risk ya da tehdit
oluşturmayacak. Bu konuda ortak bir teknik çalışma grubu kuralım dedik. Bu
önerimizi de dün yine Pompeo’ya söyledik. Hatta Genel Sekreter
Stoltenberg’e de bu konuda öncülük yapmasını da özellikle söyledik. Yani
biz bu konulara açığız. Çünkü aldığımız bu sistemin amacı ne? Bizim kendi
güvenliğimiz için, bizim acil olarak bu savunma, hava savunma sistemine
ihtiyacımız vardı. Ve müttefiklerimizden alamadığımız için bu S-400’ü almak
durumunda kaldık. Biz yeni yönetim geldikten sonra da yine Amerika’dan
Patriot almak için mektubu gönderdik ve 17 ay sonra bize cevap geldi. Ve
ilk teklif geldi, o ilk teklifteki çekincelerimizi söyledik. Bu arada
Pence’in de, Türkiye bu teklifimizi reddetti açıklaması da doğru değil. Ve
daha birkaç gün önce de yenilenmiş teklif tekrar geldi, fiyatlarla ilgili,
teslim süresiyle ilgili. Bu doğal, yani al ben bir teklif yapıyorum, al ya
da bırak olmaz. Pazarlık yapacaksınız, Rusya’yla da pazarlık yaptık, diğer
almak istediğimiz ülkelerle de Rusya’dan önce de pazarlık yaptık. Şimdi bu
süreçteyiz, arkadaşlarımız bunun üzerinde çalışıyorlar. Yani S-400 konusu
bitmiş bir konu. Bizim daha fazla sisteme ihtiyacımız var, hava savunma
sistemine ve Patriot almak isteriz, müttefiklerimizden almak isteriz. Ama
bunu da tabii müzakere edeceğiz, ortak bir noktada anlaşacağız. Ama esas
soru şu, Amerika bugün bile Patriotları Türkiye’ye satma konusunda garanti
veremiyor. Yani yarın verebilir misiniz? Garanti veremeyiz. O zaman benim
ihtiyacımı kim karşılayacak? Yani burada herkes, kendisine göre bunları
değerlendirip karar alırsa olmaz. Benim güvenliğimi, güvenlik endişemi kim
karşılayacak? Benim aldığım sistem herhangi birisine saldırı için değil ki,
adı başında hava savunma sistemi. Bize yönelik bir saldırı olduğu zaman
ülkemi, topraklarımı ve hava sahamı korumak için bu sistemi alıyoruz.
SORU- Yalnızca bir sorum var, [… duyulmuyor] ilişkinizi nasıl tarif
edersiniz?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Onlar da referandumun artık geçerli
olmadığını kabul ettiler ki bu akıllıca. Biz dost ülke olarak onlara bunu
yapmamalarını, referanduma gitmemelerini tavsiye ettik, ama ne yazık ki bu
oldu. Artık, Bağdat ile ilişkilerini normalleştiriyorlar, bu iyi bir şey.
Bizim ne Irak’taki ne de Suriye’deki Kürt kardeşlerimizle herhangi bir
sıkıntımız var. Bizim sorunumuz PKK ve Kürt bölge yönetiminin de PKK ile
sorunları aynı. Orada da istikrarı baltalıyorlar. Onun için, şimdi bütün
havaalanları açık ve Türk Hava Yolları diğer şehirlere de uçuşlarına
yeniden başladı. Yani, biz herhangi bir problem görmüyoruz ve
ilişkilerimizi normalleştiriyoruz. Ve biz prensip olarak Irak’taki Kürtleri
de her zaman destekliyoruz.
SORU- Hiç ziyaretiniz ettiniz mi?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Neden olmasın? Rahip Brunson’un
duruşması nedeniyle geçen sefer olmadı, Bağdat’tan geri dönmem gerekti. Ama
bir dahaki sefer Bağdat’ın yanı sıra, Erbil ve diğer şehirleri, belki
Süleymaniye, Kerkük ve hatta Basra ve Necef’i de tabii ki ziyaret edeceğim.
Eğer mümkün olursa Musul’u ziyaret etmekten de memnun olurum.
SORU- Efendim NATO Genel Sekreteri bu sabah Türkiye’nin silah alımları, her
NATO üyesi kendi ulusal kararını verir dedi. Bu kapsamda Başkan Yardımcısı
Mike Pence’in dünkü açıklamalarını nasıl yorumluyorsunuz? NATO kararlarıyla
bir çelişki oluşturduğunu düşünüyor musunuz?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Genel Sekreter Jens Stoltenberg başından
beri bunu söylüyor, ilk defa dün söylemedi ve her NATO üyesi, her müttefik
kendi ihtiyaçlarını istediği yerden alabilir dedi, yani bunun üstüne
herhangi bir ülkenin illa oradan almayacaksın, buradan alacaksın diye
dayatması bir kere müttefiklik ruhuna da uymuyor, uluslararası hukuk
düzenine de uymuyor. Ve ikili ilişkiler bakımından da yine aynı şekilde
karşılıklı saygı temelinde ilişkilerimizi biz geliştirmemiz lazım.
Dolayısıyla, bu anlamda Sayın Pence’in yaptığı açıklamaya zaten Başkan
Yardımcımız Fuat Oktay da gayet net bir şekilde, güzel bir şekilde cevabını
vermiş oldu. Ve buna benzer üslupla, yöntemlerle daha önce de defalarca
söyledik, ilişkilerimizin bir yere gitmesi mümkün değil. Dayanışma içinde,
işbirliği içinde, samimiyet içinde, diyalog zemininde karşılıklı saygı
anlayışıyla ilişkilerimizi geliştirebiliriz. S-400 dahil diğer konularda,
yani her konuda biz açığız, Suriye’den çekilme kararı dahil hepsini
Amerika’yla yine bu diyalog anlayışında koordine etmeye çalışıyoruz.
Aramızda çalışma grupları var, görev gücü var, birçok mekanizma var bu
mekanizmaları da değerlendirmemiz lazım.
SORU- Efendim, Patriot konusuna müsaadenizle geri dönmek istiyorum.
Amerikan Meclisinden yansıyan bazı son güncel haberlerde, ABD’nin son [...
duyulmuyor] endüstriyel katılımın da yer aldığı ve anlaşma yapılması
durumunda ABD’nin iki rampayı [… duyulmuyor] gönderebileceği yönünde bazı
haberler söz konusu. Bu anlamda ne söyleyeceksiniz?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- ABD bir rampayı daha önce verebileceğini
söyledi, yani sözlü bir şekilde bize ilettiler, fiyat konusunu da
konuşuyoruz. Ama dediğim gibi, sonuçta ABD’nin Kongreden onay alması lazım
ve bu konuda henüz daha bize garanti veremiyorlar ya da alınmış bir onay
yok.
Fiyat konusunda, diğer konularda anlaşabileceğimizi düşünüyoruz. Ama bu
sorunu da Amerika’nın kendi içinde çözmesi lazım yaklaşık 10 yıldır devam
eden, bunu S-400’e bağlamaları da doğru olmaz. Çünkü S-400’ü neden almak
zorunda kaldık biz? Patriot bataryalarını alamadık, 10 yıldır alamadık.
Bırakın Patriotları, basit bazen korumalar için ihtiyaç olan, geçen dönem,
Obama döneminden bahsediyorum, bazı silahları da biz alamadık. Yani burada
S-400’ü alıyorlar, o yüzden veremiyoruz ya da Kongrede zorluk var, o
nedenle böyle derlerse, biz de bu doğru değil deriz, çünkü bu 10 yıldır
yaşadığımız bir sorun ve acil ihtiyacımızı maalesef Amerika gibi bir
müttefikimizden karşılayamadık.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Kim soru sormak istiyor, sadece bir
soru.
SORU- Pompeo, gerçekleştirdiğiniz toplantıdan çıkarımınızın […. duyulmuyor]
olduğunu söyledi, merak ettiğim oradaki konu neydi ve ayrıca Türkiye’yi Rus
S-400’ü satın almamaya ikna etme konusunda bir anlaşma ihtimali var mı?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Biz zaten satın aldık. Bir anlaşma
yapıldı.
SORU- Ama NATO Genel Sekreteri ve Pompeo hala bir tür müzakere önerecekler
gibi görünüyor.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Genel Sekreter ne dedi bilmiyorum, ama
Amerika Birleşik Devletleri bunu umuyor. Ama bu sürecin başından beri
müttefikimiz Amerika Birleşik Devletleri dahil herkese karşı şeffaf olduk.
Onun için, ne kadar süre önceydi hatırlamıyorum ama biz onlara anlattık.
Ama anlaşma yapıldı. Yani iptal edemeyiz. İhtiyacımız olduğu için satın
aldığımız S-400, F-35’ler dahil NATO sistemine herhangi bir risk ya da
tehdit oluşturmuyor, ki bu bir savunma sistemi. Bu yüzden ikna etmek için
teknik ekip ya da ortak çalışma grubu oluşturulmasını teklif ettim. Ben
oradaydım, ne konuştuğumuzu biliyorum. Suriye konusunda bu çeşit bir dil
asla kullanılmadı. Türkiye’nin tek taraflı eylemleri hakkında asla böyle
şeyler söylemediler. Bu görev gücü ve ortak çalışma grubu ile birlikte
çalışmaya devam etmek konusunda mutabık kaldık. Ve James Jeffrey Türkiye’ye
sıklıkla geliyor. Bu yüzden, Sözcümün ifadelerinin de arkasındayım.
Son, sonuncu, tamam.
SORU- Dün Başkan Yardımcısı Pence, NATO ve Rusya arasında seçim yapmanız
gerektiğini söyledi. Amerikanın şu anki durumu baltalamasından endişe
duyuyor musunuz?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Bu bana yıllar önce Ukrayna’ya
sordukları soruyu hatırlatıyor. Hem Rusya hem de ABD aynı şeyi yaptı, ya
biz ya onlar dediler. Karar ne olursa olsun, bugün Ukrayna’nın durumu daha
iyi olmazdı. Bu arada, bu konuda Ukrayna’yı suçlamıyorum. Yani, Ukrayna
bağımsız bir devlet, kendi kararlarını alabilir. Yani, bölgemizdeki hiçbir
ülkenin aslında başka seçeneği yok, ama bölgedeki herkesle ilişkilerini
dengelemeliler. Ve bizim Rusya ile ilişkilerimiz NATO üyeliğimize ya da AB
politikalarımıza ya da ortaklık arzumuza bir alternatif değildir. Bu yüzden
çok boyutlu, çok fonksiyonlu, proaktif bir dış politikamız var ve sadece
Rusya’ya değil her yere uzanıyoruz. Rusya komşumuzdur ve bizler, ABD
dışında, diğer müttefiklerimiz gibi Rusya’dan doğalgaz ve petrol alıyoruz.
Bu arada dediğim gibi sadece biz değil, ABD ve Kanada dışındaki diğer tüm
müttefikler. Yani, Rusya bizim için ticaret ortağı, ama biz NATO üyesiyiz.
Stratejik hedefimizde hiçbir değişiklik yok. Ve biz her zaman NATO’nun doğu
kanadının da, Karadeniz’de de tüm icraatlarını destekliyoruz. Bu nedenle
Türkiye her yerde NATO faaliyetlerine katkıda bulunuyor. Bu yüzden uzun
zaman önce seçimimizi yaptık. Ve şimdi herkesle iyi ilişkilerimiz olmalı ve
bunu dengelemeliyiz. Yani o ya da bu arasında seçim yapmak zorunda değiliz
ve zaten kararımızı NATO müttefiki olma konusunda vermişiz. Çok teşekkür
ediyorum.