Türkiye’nin DAEŞ ile mücadelesi ve Yabancı Terörist Savaşçılar (YTS) konusuna yaklaşımı

BM Güvenlik Konseyi’nin 1267(1999) ve 1989(2011) sayılı kararları çerçevesinde oluşturulan terör listesine 2013 yılında dahil edilen DEAŞ terör örgütü, örgüte finansman sağlayan kişi ve kuruluşların malvarlıklarını donduran 10 Ekim 2013 tarihli ve 2013/5428 sayılı Bakanlar Kurulu kararı uyarınca yeni adıyla da terör örgütü olarak listelenmiştir.

Ülkemiz DEAŞ’la Mücadele Uluslararası Koalisyonu (DMUK) bünyesindeki Terörist Seyahatleri çalışma grubu ve Diplomatik Grubun eşbaşkanlığını yürütmekte, DMUK içinde aktif bir rol oynamaktadır.

Keza, DEAŞ terör örgütünün finansmanının önlenmesi doğrultusunda etkin tedbirler hayata geçirilmekte, uluslararası toplumun bu alandaki çalışmalarına aktif katkı sunulmaktadır.

Türkiye, DEAŞ için başından beri hedef olmuştur. Yüzlerce vatandaşımız DEAŞ saldırıları sonucu hayatını kaybederken, çok sayıda vatandaşımız da yaralanmıştır. Bununla birlikte, alınan etkin terörle mücadele tedbirleri sayesinde son yıllarda bu terör örgütünün ülkemizde büyük çaplı eylem gerçekleştirmesi önlenmiştir.

Nitekim, yürütülen sürekli operasyonlarla örgütün yeniden güç kazanmasına imkan tanınmamakta, olabilecek eleman devşirme, propaganda ve finansman arayışları engellenmektedir.

Türkiye’nin Suriye’de giriştiği terörle mücadele harekatları, PKK-PYD/YPG’nin yanında DEAŞ terör örgütüne karşı da büyük darbe teşkil etmektedir. Bu sayede, harekat bölgeleri DEAŞ varlığından arındırılmış, DEAŞ ile mücadelede uluslararası çabalara büyük katkı sağlanmıştır.

Ülkemiz, DEAŞ terör örgütüyle sahada göğüs göğüse mücadele eden tek NATO üyesidir.

Cezaevlerimizde Türk ve yabancı DEAŞ ile iltisaklı tutuklu ve hükümlüler bulunmakta, bunlara yönelik olarak radikalleşmenin giderilmesine yönelik programlar hayata geçirilmektedir.

Türkiye, Yabancı Terörist Savaşçılar (YTS) sorunu bağlamında özellikle kaynak ülkelerin daha fazla sorumluluk üstlenmelerinin gerektiği görüşünü savunmaktadır. Bu bağlamda, kaynak ülkelerin YTS’leri tespit ederek ülke dışına çıkışlarına izin vermemeleri lazım geldiği, çatışma bölgelerinde veya üçüncü ülkelerde ele geçirilen YTS’lerin kaynak ülkelerce kabul edilerek buralarda yargılanmaları ve rehabilite edilmelerinin zaruret arzettiği ilgili taraflara her vesileyle hatırlatılmaktadır.

Türkiye, 2011 yılından beri on binlerce YTS şüphelisi şahsa ülkeye giriş yasağı koymuştur. Keza, terör örgütleriyle ilişkisi olduğundan şüphelenilen ve yasadışı yollarla ülkemize giriş yapan yabancılar ilgili kurumlarımızca tespit edilerek idari gözetim altına alınmakta ve sonrasında sınır dışı edilmektedir.

Bu bağlamda, çeşitli havalimanı ve otobüs terminallerinde kurulan Risk Analiz Birimlerince şüpheli şahıslar kontrol edilmekte ve gerekli görülenlerin ülkeye girişleri engellenmektedir.

Ülkemizde ele geçirilen YTS durumundaki şahıslar kaynak ülkelerle eşgüdüm içinde bu ülkelere sınırdışı edilmekte, sağlanan eşgüdüm sayesinde olabilecek güvenlik riskleri önlenmektedir.

YTS sorununa kalıcı çözüm, kaynak ülkelerin daha fazla sorumluluk almalarından ve YTS’lerin yargı önüne çıkarılması ve rehabilite edilmelerinden geçmektedir.