Kosova Cumhuriyeti ve Bosna Hersek Cumhuriyeti’ni kapsayan 4 günlük bir program için biraz sonra heyetimizle hareket edeceğiz. Kosova Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Sayın İskender Hüseyin’in ve Bosna-Hersek Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Sayın Sinem Alkalaj’ın davetine icabeten 13-14 Ocak tarihlerinde Kosova Cumhuriyeti’nde, 15-16 Ocak tarihlerinde de Bosna-Hersek Cumhuriyeti’nde olacağız. Kosova Cumhuriyeti’nde Cumhurbaşkanı Sayın Fatmir Sejdui, Başbakan Sayın Haşim Taci ve Dışişleri Bakanı İskender Hüseyin ile görüşmelerde bulunacağım. Kosova Meclisine hitap edeceğim. Ziyaret vesilesiyle Kosova Türk Toplumu Temsilcileriyle de bir araya geleceğim. Ayrıca, Prizren’deki KFOR bünyesindeki Türk taburunu da ziyaret edeceğim.

Ülkemiz, 2008 yılında bağımsızlığını ilan eden Kosova’nın kalkınmasına ve istikrarına büyük önem vermekte. İyi komşuluk ilişkileri çerçevesinde bölgesel barışı sağlamaya yönelik gayretleri de takdirle karşılamaktadır. Tarihi temelleri olan Türk ve Kosova hakları arasındaki kardeşlik ilişkilerimizin bu ziyaret vesilesiyle yeni bir ivme kazanmasını umuyorum. Bosna-Hersek’de ise, Cumhurbaşkanlığı Konseyi üyeleriyle, Parlamento Halklar Meclisi ve Temsilciler Meclisi Başkanı ile, Başkan Yardımcıları ile, Bakanlar Kurulu Başkanı ile ve Dışişleri Bakanı ile ayrı ayrı görüşmeler yapacağım. Bosna-Hersek’te ikamet eden vatandaşlarımızla bir araya gelmeyi ve EUFOR-ALTHEA harekâtının Butmir kampını ve bu çerçevede görev yapan Türk taburunu da ziyaret edeceğim. Türk ve Bosna-Hersek halkaları arasında tarihe dayalı ilişkilerin her alanda geliştirilmesini çok önemsiyoruz.

Ülkemiz, Bosna-Hersek’de tesis edilen barış ve istikrar ortamının sürdürülmesine büyük önem atfetmekte ve bu anlayışla Bosna-Hersek ve uluslararası toplumla işbirliğinde bulunmaktadır. Devlet yapılanmasının ve kurumlarının Dayton Barış Anlaşmasında öngörülen şekilde güçlendirilerek, Bosna-Hersek’de barış, güven ve kalkınma ortamının sağlanması, bu işbirliğini yönlendiren temel unsurlar arasındadır.

Kosova ve Bosna-Hersek’de ekonomik ilişkilerimizin geliştirilmesine de ağırlık vereceğimiz bu ziyaretim sırasında geniş bir işadamı heyeti de bana eşlik edecek. Ayrıca, her iki ülkede de iş konseylerini toplayacağız. Ziyaretimiz sırasında kuşkusuz bu ülkelerle ikili ilişkilerimizin tüm veçhelerini ele alacağız, aynı zamanda bölgesel konuları da muhataplarımızla değerlendirme imkanımız olacak. Eğer sorularınız varsa birkaç soru alayım ondan sonra hemen hareket edeceğiz.

SORU : Ortadoğu krizini sona erdirmek için diplomatik temaslar sürüyor mu ? Sayın Başbakanın Başdanışmanı Ahmet Davutoğlu, Şam’dan Kahire’ye gidiyor. Ateşkes konusunda nihai bir mutabakata, çok zor ama, varılmasını bekliyor musunuz ?

SAYIN BAKANIMZ : Şimdi bu ateşkes, biliyorsunuz, İsrail ile Hamas arasında yapılması gereken bir ateşkes. Ancak Gazze’ye sınırı olan, biliyorsunuz bir ülke daha var, o da Mısır. Özellikle Mısır’ın da bu ateşkes şartlarının yerine gelmesiyle alakalı atması gereken bazı adımlar var. Mısır burada konunun tarafı, çünkü özellikle Gazze’ye giriş çıkışlarla alakalı. Ürünlerin, insanların Gazze’ye giriş çıkışıyla alakalı olarak Mısır’a düşen görevler var. Türkiye de resim içerisinde. Niçin? Çünkü, Türkiye, tüm taraflarla rahat görüşebilen bir ülke ve Mısır’ın ateşkes ile ilgili yapmakta olduğu çabalara destek veriyor.

Heyetimiz, biliyorsunuz, önce Kahire’ye gitti. Arkasından Şam’a döndü. Şimdi tekrar Kahire’ye gidiyor ve bu görüşmeler bir süre daha devam eder. Kuşkusuz, görüşmelere belli bir noktada İsrail’in de dahil olması önem taşımakta. Bu müzakereleri, görüşmeyi yöneten heyetin başkanlığını Sayın Davutoğlu yapıyor. Bizim de Dışişleri Bakanlığı’ndan arkadaşlarımız heyette ve aynı zamanda Ankara’dan da ilgili tüm taraflarla temas halindeyiz. Burada kuşkusuz amaç, biran önce silahların susması. Bu temel öncelik. Silahların susmasıyla beraber İsrail birliklerinin Gazze’den çekilmesi, Gazze’ye giriş çıkışların mümkün olduğunca hızlı bir şekilde normalleşmesi, bu ablukanın sona ermesi ve arkasından da Filistinlilerarası bir uzlaşı çabasının başlaması. Yani, safhaları bu şekilde düşünmek lazım.

Türkiye, tüm tarafların güvenini kazanmış bir ülke olarak ve tüm taraflarla rahat görüşebilen bir ülke olarak bu ateşkes çabalarına, ateşkes görüşmelerine yoğun bir şekilde destek vermektedir.

SORU : BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon’un Türkiye’yi ziyareti sözkonusu mu?

SAYIN BAKANIMIZ : BM Genel Sekreteri Sayın Ban Ki-Moon’un bölgeyle alakalı bir tur yapma niyetinde olduğunu geçen haftaki New York temaslarımdan biliyorum. Kendisi ile yaptığımız toplantıda da bana bundan bahsetti. Ben, kendisini Türkiye’ye özellikle, iki kere ayrı ayrı davet ettim. Bir toplantı sırasında, bir de ertesi gün Güvenlik Konseyi’nin son karar aldığı gün. Yine bölge turu çerçevesinde Türkiye’ye de uğramasının büyük önem taşıdığını söyledim ve biz oradan ayrılırken kararını verdi.

Cuma günü akşam saatlerinde kendisi Türkiye’de olacak. Sayın Cumhurbaşkanımızla, Sayın Başbakanımızla ve benimle görüşmeler yapacak. Biz, Bosna- Hersek’ten biliyorsunuz öğleden sonra dönüyoruz. Sayın Ban Ki-Moon’un buradaki ziyaretlerinde ben de kendisiyle görüşmeler yapacağım.

Evet, teşekkür ediyorum.