Dışişleri Bakanı Sayın Ali Babacan'ın Brüksel ve Moskova Ziyaretleri Dönüşünde Gerçekleştirdikleri Basın Toplantısı, Ankara, 27 Mart 2009 Dışişleri Bakanı Sayın Ali Babacan'ın EİT Bakanlar Konseyi Toplantısı'na Katılmak Üzere İran'a Hareketinden Önce Yaptıkları Basın Toplantısı, Ankara, 8 Mart 2009 Dışişleri Bakanı Sayın Ali Babacan'ın Brüksel’e Hareketinden Önce Yaptıkları Basın Toplantısı, Ankara, 4 Mart 2009 Dışişleri Bakanı Sayın Ali Babacan'ın Şarm El Şeyh’te Düzenlenen “Gazze’nin Yeniden İmarı İçin Filistin Ekonomisine Destek Uluslararası Konferansı”na Katılmak Üzere Mısır Arap Cumhuriyeti’ne Hareketinden Önce Düzenledikleri Basın Toplantısı, Ankara, 1 Mart 2009 Dışişleri Bakanı Sayın Ali Babacan'ın Yemen'e Hareketinden Önce Havaalanında Yaptıkları Basın Toplantısı, Ankara, 16 Şubat 2009 Dışişleri Bakanı Sayın Ali Babacan'ın 45. Münih Güvenlik Politikaları Konferansı’na Katılmak Üzere Almanya’ya Hareketinden Önce Havaalanında Düzenledikleri Basın Toplantısı, Ankara, 6 Şubat 2009 Dışişleri Bakanı Sayın Ali Babacan'ın Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne Hareketinden Önce Havaalanında Düzenledikleri Basın Toplantısı, Ankara, 5 Şubat 2009 Dışişleri Bakanı Sayın Ali Babacan'ın Davos Dünya Ekonomik Forumu’na Katılmak Üzere İsviçre’ye Hareketinden Önce Havaalanında Yaptıkları Basın Toplantısı, Ankara, 27 Ocak 2009 Dışişleri Bakanı Sayın Ali Babacan’ın Brüksel’e Hareketinden Önce Havaalanında Düzenledikleri Basın Toplantısı, Ankara, 25 Ocak 2009 Dışişleri Bakanı Sayın Ali Babacan'ın Kosova Cumhuriyeti Ve Bosna Hersek Cumhuriyeti’nden Dönüşünde Havaalanında Yaptıkları Basın Toplantısı, Ankara, 16 Ocak 2009 Dışişleri Bakanı Sayın Ali Babacan'ın Kosova Cumhuriyeti Ve Bosna Hersek Cumhuriyeti’ne Hareketinden Önce Havaalanında Düzenledikleri Basın Toplantısı, 12 Ocak 2009 Dışişleri Bakanı Sayın Ali Babacan'ın AB Başmüzakerecilik Görevinin Devir-Teslimi Vesilesiyle Düzenlenen Basın Toplantısında Yaptığı Konuşma, Ankara, 11 Ocak 2009 Sayın Bakanımızın Azerbaycan, Belçika Ve Finlandiya’yı Kapsayan Ziyaretleri İçin Hareketinden Önce Esenboğa Havaalanında Yaptıkları Basın Toplantısı, 30 Kasım 2008 Sayın Bakanın Afganistan Ziyareti Dönüşünde Düzenledikleri Basın Toplantısı, Esenboğa Havalimanı, 27 Ekim 2008 Sayın Bakanımızın AB Gymnich Toplantısına Katılmak Üzere Portekiz´e Hareketinden Önce Havaalanında Düzenlediği Basın Toplantısı, 7 Eylül 2007
Sayın Bakanımızın AB Gymnich Toplantısına Katılmak Üzere Portekiz´e Hareketinden Önce Havaalanında Düzenlediği Basın Toplantısı, 7 Eylül 2007

Değerli basın mensupları,

Avrupa Birliği Dönem Başkanı Portekiz tarafından 7-8 Eylül 2007 tarihlerinde Portekiz’in Viana de Castelo şehrinde “Gymnich” tipi AB gayrıresmi Dışişleri Bakanları toplantısına katılmak üzere biraz sonra ülkemizden ayrılacağım. Bildiğiniz gibi, bu formattaki toplantıların ilkinin yapıldığı Almanya’daki Gymnich Şatosu aslında bu toplantılara ismini veriyor ve her dönem başkanlığında bir kere bu gayrıresmi toplantı Dışişleri Bakanları arasında düzenleniyor. Toplantılarda hem AB’ni ilgilendiren konular görüşülüyor hem de AB’nin dışındaki fakat AB’ni ilgilendiren konular gündeme geliyor. Bu toplantıda daha önce muhtelif vesilelerle görüşmüş olduğum, ziyaret etmiş olduğum ya da beni ziyaret eden AB’ne üye ülkelerdeki Dışişleri Bakanlarıyla, meslektaşlarımla bu kez topluca bir araya gelme fırsatını bulacağım ve yine bu vesileyle yarın sabah dönem başkanı olan Portekiz’in Dışişleri Bakanı Sayın Luis Amado ile bir çalışma kahvaltısında buluşacağım. Ayrıca, yine benimle görüşmek isteyen bazı muhataplarımla, bazı ülkelerin Dışişleri Bakanlarıyla ve Komisyon’un Genişlemeden Sorumlu Üyesi Sayın Olli Rehn’le ikili temaslarımız olacak. Bu ikili temaslarda Türkiye-AB ilişkilerini ele alacağız, özellikle bu yıl sonundaki takvimi beraber değerlendireceğiz ve Türkiye’nin içinden geçmiş olduğu son 4-5 aylık önemli dönem konusunda muhataplarımıza bilgilendirme yapacağım. Ayrıca yine bizim içinde bulunduğumuz bölgeyi ilgilendiren konularda ilgili muhataplarımızla görüş alışverişinde bulunacağız.

Bildiğiniz gibi Türkiye AB ile katılım müzakerelerini yürüten bir ülke olarak hem bölgemizle ilgili konularda hem de diğer uluslararası konularda belli vesilelerle AB’ne üye ülkelerle istişare yapıyor, görüş alışverişinde bulunuyor. Bu konularda Türkiye’nin yaklaşımları her zaman için AB’ne üye ülkeler ve AB’nin kendisi için büyük önem taşıyor. Bu toplantılardaki konulardan bir tanesi de bölgemizde bizi de, AB’ni de yakından ilgilendiren gelişmeler olacak. Bu konularda da yine Türkiye’nin yaklaşımlarını, Türkiye’nin politikalarını meslektaşlarımızla paylaşmak, değerlendirmek ve onların bu hususlardaki görüşlerini almak imkânını bulacağım. Benim söylemek istediklerim bu kadar, eğer sorularınız varsa birkaç soru aldıktan sonra müsaadenizi isteyeceğiz.

SORU: Sayın Bakan, önemli bir ziyaret bu. Kasım ayında da ilerleme raporu yayınlanacak. Bu ziyaret öncesinde Avrupa’dan gelen sert eleştiriler var. Özellikle 301. madde ve Vakıflar Yasası konusunda Türkiye’den beklentiler var. Türkiye bu süreçte yeni bir adım atacak mı ya da süreci hızlandıracak mı? Bir diğer sorum da Ortadoğu önemli bir gündem maddesi bu toplantıda. Bakanlığınız açıklama yaptı ama sizden de duymak istiyoruz. İsrail’in Suriye’ye yönelik sınır ihlali ve ardından bombalamaya yönelik iddialar var. Bununla ilgili özellikle bu toplantı öncesinde değerlendirmeleriniz olacak mı?

CEVAP: Biliyorsunuz, geçtiğimiz Nisan ayından bu yana önemli bir dönem geçirdik, parlamentonun yenilendiği bir seçim yaşadık ve bu seçime halkımızın çok büyük ilgisi oldu, çok büyük katılımı oldu ve sonuçta da halkımızın iradesinin çok önemli bir yüzdesini temsil eden bir meclis kadrosu ortaya çıktı. Aslında bizim bütün bu siyasi reform dediğimiz süreçte Kasım 2002 seçimlerinden bugüne kadar yapmış olduğumuz pek çok reformun olumlu sonuçlarını gördük. Türkiye ifade özgürlüğünün çok iyi bir şekilde işlediği bir seçim dönemi yaşadı. 300’ün üzerinde televizyon kanalı ve bin yüz adet radyo kanalı aracılığıyla belki binlerce kişi özgürce tartıştı, görüşlerini ortaya koydu ve halkımız bütün bunları takip etti, kararını verdi ve seçimlerde oyunu kullandı. Geçtiğimiz dönem belki Türk demokrasisinin çok önemli bir test, bir sınav dönemiydi ve demokrasimiz bu sınavı başarı ile verdi. Aynı zamanda yine bu dönem sonunda Cumhurbaşkanımız seçildi, görevine başladı, yeni bir hükümet kuruldu ve iki gün önce de hükümetimiz güven oyunu alarak artık yoluna devam ediyor. Geçtiğimiz dönem aslında Türk demokrasisinin ne kadar olgunlaştığını gerek tüm dünya kamuoyuna, gerek AB’ne, gerek AB’ne üye ülkelere gösterilmesi bakımından önemli bir vesile oldu. Bunun yanında biliyorsunuz yeni bir Anayasa çalışmamız var. Kaldı ki bu yeni Anayasa çalışması Türkiye’yi gerçek anlamda Kopenhag siyasi kriterlerine ulaştıracak bir anayasa çalışmasıdır. Yani münferit yasalar önemli kuşkusuz, ama bunun yanında öylesine bir hazırlığımız var ki Türkiye artık kalıcı olarak temel hak ve özgürlükler, Türkiye’nin hukuk devleti olması, demokrasimizin birinci sınıf bir demokrasi olması konularında yeni anayasayla çok büyük bir açılım yapıyor. Tabii bütün bunları biz değerlendireceğiz. AP’nun bu önümüzdeki dönemde çıkacak olan ilerleme raporu var biliyorsunuz. Ayrıca yeni bir raportör var. Camille Olmech Ulaştırma Bakanı olduktan sonra yeni bir Hollandalı raportör görevi devraldı. Onun hazırlayacağı bir rapor sözkonusu olacak. Biz bu raporlardan tabii istifade edeceğiz. Bu raporlardaki görüşleri dikkate alacağız. Ama bir anlamda, kendi iç reform sürecimize de kararlılıkla devam edeceğiz. Bizim ileride nasıl bir Türkiye hayal ettiğimiz, Türkiye’yi nereye götürmek istediğimiz konusunda en ufak bir şüphemiz yok. Bu konuda aklımız çok berrak, amaçlarımız net. Bunu da sanırım Avrupalı muhataplarımız her geçen yıl daha iyi anlıyorlar. Meclis biliyorsunuz 1 Ekim’e kadar tatilde ve Meclis açılmadan önce kuşkusuz bir reform takvimi de oluşturacağız. Gündemde hem siyasi alanda hem de ekonomik alanda çok önemli reformlarımız var, daha detaylı bir takvimin üzerinde de çalışmalar şu anda devam ediyor.

İkinci sorunuza gelince bahsettiğiniz konudaki haberleri biz de kaygıyla izliyoruz ve bölgemizin içinden geçmekte olduğu bu kritik dönemde bu gibi gelişmelerin ilave gerginliklere yol açabileceği kanaatindeyiz ve tarafların teeniyle hareket etmelerini bekliyoruz açıkçası.

SORU: Efendim, bu ziyaret çerçevesinde ikili temaslarınızın olacağını söylediniz. Hangi bakanlarla görüşmeyi planlıyorsunuz? İkincisi de önümüzdeki dönemde, Portekiz Dönem Başkanlığı sürecinde müzakere başlıkları ile ilgili hedefiniz nedir?

CEVAP: Portekizli bakanla yarın sabah kahvaltıda buluşacağız. Bunun haricinde sanırım 4-5 ülkeyle daha temaslarımızın olması sözkonusu. Portekiz’e indiğimizde ülke isimleri ve saatleri netleşecek. 3-4 bakanla da öğlen yemeğinde birlikte olacağım için herkesle kısa da olsa bir sohbet etme imkanımız kuşkusuz olacak. İkinci sorunuzu tekrar alabilir miyim?

SORU : Portekiz Dönem Başkanlığı süresinde müzakere süreci.

CEVAP : Biz Alman dönem başkanlığında 3 fasıl açtık. Sanayi politikaları faslı, istatistik ve mali kontrol faslı. Şu anda AB Komisyonu’nun Türkiye’nin açmaya hazırdır dediği 5 tane fasıl daha var. Ama bu fasıllardan bir tanesi, mesela eğitim-kültür, geçen sene Mart-Nisan ayından bu yana birkaç ülkenin farklı değerlendirmesi sebebiyle bekliyor. Diğer fasıllarda da başka ülkelerin farklı değerlendirmeleri olabilir. Ama nereden baksanız Portekiz dönem başkanlığında da birkaç fasıl daha, ki sayı vermekten özellikle çekiniyorum, açılabilir. Çünkü teknik olarak hazırız. Bazı ülkelerin siyasi görüşlerden kaynaklanan farklı değerlendirmeleri fasıllarda değişik tutumlarla karşımıza çıkabiliyor. Biz mümkün olduğunca çok sayıda faslı açmak için kuşkusuz her türlü girişimi yapacağız. Gerek komisyon nezdinde gerek üye ülkeler nezdinde açıkladığımız bir reform programı var. AB müktesebatı adını verdiğimiz bu reform programında da fasılların tümünde ne zaman ne yapacağımız takvim haline getirilmiştir. 2013 yılına kadar 1400 sayfalık bir dökümanla öngördük. Biz kendi reformlarımıza devam edeceğiz. Bu konuda en ufak bir endişemiz, en ufak bir tereddütümüz yok. AB’ne üye ülkeler komisyonda bu çalışmalarımızı izleyecek. Ancak fasılın açılıp açılmamasında siyasi değerlendirmeler de etkili olacak. Bu sebeple fasıllarla ilgili sayı vermekten özellikle kaçınıyoruz. Burada şu önemli, her bir faslın açılması için 27 üye ülkenin mutabakatı gerek. Her bir faslın açılması zaman içerisinde bizim tam üyelik yolunda ilerlememizin kilometre taşını oluşturuyor. Bu şekilde üyelik sürecimiz teyid edilmiş oluyor. Siyasi kararlılık yenilenmiş oluyor. 27 ülkenin birden Türkiye’nin bu yolda devam etmesi konusundaki siyasi kararlılığı teyid edilmiş oluyor. Bizim için fasılların resmen açılmasının önemi bundan ibaret. Yoksa fasılların açılıp açılmaması, kapanıp kapanmaması bizim reform sürecimizi herhangi bir şekilde etkilemiyor.

SORU:Yeni Anayasa’dan bahsedeceğinizi söylediniz. Ancak bildiğim kadarıyla henüz bir taslak metin yok. Tam olarak nasıl bir anayasa değişikliğinden bahsedeceksiniz? Bir de geçtiğimiz günlerde David Miliband buradaydı. Sizinle görüşmesinden sonra BBC’ye verdiği demeçte Türkiye’de ordunun hükümetin emri altında kalması gerektiğini söyledi. Bu konu eminim temaslarınız sırasında da gündeme gelecektir. Orada bununla ilgili bir güvence verecek misiniz yeni anayasada böyle birşey yeralıp almayacağına dair?

CEVAP: Sayın Miliband’in BBC’ye yaptığı açıklamayı açıkçası takip etmedim. Herhalde bizimle görüştükten sonra yapmış olsa gerek ki kendisiyle görüşene kadar öyle bir açıklaması bana ulaşmadı. Yeni Anayasa’ya gelince, kuşkusuz yeni Anayasamızın henüz partimiz tarafından çalışılmış, partimizin karar mekanizmalarından geçmiş ve tartışılmaya açılmış bir metni yoktur. Ancak teknik bir çalışma yapıldı, tamamen teknik bir heyet tarafından. Zaten hazırlık yapanlar, basınla bu çalışmaları oldukça geniş bir şekilde paylaştılar. Tabii bu hususlar, partimizin yetkili organlarında değerlendirilecek. Daha sonra bir taslak olarak yayınlanacak. Görüşe açılacak ve bir süre tartışılacak. Toplumun her kesiminden, sivil toplum kuruluşlarından, muhalefet partilerinden, konunun uzmanlarından görüşler alınacak. Ancak Anayasa taslağı ya da tartışmaya açılacak Anayasa taslağı henüz elimizde olmasa da biz hem seçim beyannamesi hem de hükümet programımızda nasıl bir Anayasa istediğimizi ortaya koyduk. Dedik ki bu Anayasamız öncelikle Türkiye Cumhuriyeti’nin demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olma niteliklerini koruyucu hatta güçlendirici bir Anayasa olacak ve aynı zamanda özgürlükçü, normal bir ortamda normal bir dönemde hazırlanmış, geniş bir mutabakatla hazırlanmış sivil bir Anayasa olacak. Keza hukukun üstünlüğü ilkesinin korunması, temel hak ve özgürlüklere riayet, insan hakları evrensel beyannamesi, Avrupa insan hakları sözleşmesi gibi pek çok uluslararası artık kabul görmüş bazı metinlerle, mutlaka uyumlu bir Anayasa olacağını yine biz daha önce muhtelif vesilelerle açıkladık. Dolayısıyla bizim yeni Anayasamız mutlaka ve mutlaka Kopenhag kriterlerini yeterince değil mümkün olduğunca tam olarak karşılayan bir Anayasa olacaktır. Biliyorsunuz 2004 yılında Türkiye Kopenhag siyasi kriterlerini yeterince karşılayan bir ülke oldu. Kritik eşiği geçtik ve müzakerelere başlama hakkını kazandık. Ancak bundan sonraki dönemdeki uygulamalarımız, hem Anayasamız olsun hem diğer yasalar olsun, o kriterleri mümkün olduğunca tam olarak karşılamaya yönelik unsurları kuşkusuz içerecek. Bu Türkiye için önemli bir fırsattır. Türkiye’nin artık bundan sonra hem birinci sınıf demokrasiye sahip bir ülke olması, hem kişi başına gelirinin onbin doların üzerine çıkması ve hem de 2023 yılında dünyanın en büyük 10 ekonomisi içine giren bir ülke olması bakımından bu tür çalışmalar büyük önem arzetmektedir. Çünkü hangi ülke olursa olsun öncelikle sağlam bir hukuk çerçevesi olmak zorunda ki o ülke ekonomik anlamda da ilerleyebilsin. O ülkede yaşayanlar gerçek anlamda özgürlüklerini yaşayabilsinler ve temel hakları konusunda da herhangi bir endişeleri olmasın.

Hepinize teşekkür ediyorum, hepinize iyi günler.