DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Sayın Bakan Yardımcım, çok değerli
çalışma arkadaşlarım, sevgili Büyükelçimiz, hepinizi sevgiyle selamlıyor,
Başkonsoloslar Toplantısına hoş geldiniz diyorum.
Bu yıl Büyükelçiler Toplantımızın 11’incisini Ağustos ayında Ankara’da
gerçekleştirdik. Her yıl geleneksel olarak Büyükelçilerimizle adeta kamp
formatında biraraya geliyor, hem son bir yıldaki gelişmeleri
değerlendiriyor, hem de önümüzdeki dönemin yol haritasını birlikte istişare
ediyoruz.
Esasen göreve geldiğim günden bu yana aynı formatta Başkonsoloslarımızla da
biraraya gelmeyi arzu ediyordum. Dönem dönem gerek Avrupa’da, gerek
Amerika’da olsun bölgesel ölçekli bunu gerçekleştirdik. Ama bu kez daha
geniş bir katılımla Avrupa’daki bütün Başkonsoloslarımızla buluşalım
istedik, o nedenle sizleri buraya davet ettik. Toplam dünyada 86
Başkonsolosluğumuz var ve bu salonda bugün 86 Başkonsolosumuzun 42’si
bulunuyor, yani hemen yüzde 50’si, yarısı bugün burada bizlerle beraber,
hep beraberiz.
Sizler yurt dışındaki Türk toplumunun büyük çoğunluğunu oluşturan bir
bölgede görev yapıyorsunuz. Yurt dışında yaşayan insanlarımıza yönelik
gelişmeler sizleri yakından ilgilendiriyor, o yüzden bu toplantıyı biz çok
önemsiyoruz.
Aranızda görevine yeni başlayan Başkonsolos arkadaşlarımız da var, onları
bir kere daha tebrik ediyorum, başarılar diliyorum.
Daha uzun süredir bu görevde bulunan arkadaşlarımızın yeni arkadaşlarımızla
kaynaşmaları, tecrübelerini paylaşmaları ve de önümüzdeki süreçte birlikte
çalışmalar için de bu toplantıyı önemli buluyoruz.
Çok değerli arkadaşlar, bir Başkonsolosun görevi nedir, sorumluluğu nedir,
nasıl bir misyon üstlenmiştir, sizler her biriniz bunun bilincinde
olduğunuz için bu görevleri üstlendiniz ve bu görevleri yürütüyorsunuz. Ben
o yüzden her birinize şahsım, Hükümetim ve Cumhurbaşkanımız adına teşekkür
ederek sözlerime başlamak istiyorum.
Bugün Türk diplomasisini dünyada en ayrıcalıklı kılan unsurlardan biri,
vatandaşlarımıza sunduğumuz konsolosluk hizmetlerinin kalitesi, niteliği,
hızı ve çeşitliliğidir. Son dönemde birçok ülkeden farklı ülkelerde yaşayan
vatandaşları için de bizim Başkonsolosluklarımızın hizmet vermesi yönünde
talepler de alıyoruz. Her birinizin bu anlamda ne kadar özveri ve
fedakarlıkla çalıştığını bizler biliyoruz, şahidiz ve bunu her platformda
memnuniyetle ve gururla ifade ediyoruz.
Ne zaman vatandaşlarımıza dair bizlere bir sorun intikal etse,
Başkonsolosluklarımızın zaten anında o sorunlara müdahale ettiğini, hatta
biz devreye girdiğimizde çoktan çözüme kavuşturulmuş olduklarını da
görüyoruz, bundan da mutluluk duyuyoruz.
Şu anda dünyada konsolosluk hizmetleri açısından önemli bir konumdayız.
Hizmet kalitemiz, hızımız, çeşitliğimiz dünyanın birçok ülkesinde olmayan
bir niteliğe sahiptir, ama bununla yetinemeyiz ve yetinmeyeceğiz. Mütevazı
şekilde mevzuatı da sadeleştirerek daha iyi hizmet vermemiz lazım. İş
akışlarını kısaltmak, teknolojiden azami ölçüde faydalanmak için ilgili
kurum ve kuruluşlarla aynı yakın işbirliği içinde çaba sarf ediyoruz.
Önümüzdeki dönemde yapay zeka başta olmak üzere modern ve dijital dünyanın
nimetlerinden vatandaşlarımızın işlerini kolaylaştırmak için nasıl
faydalanabileceğimiz noktasında çalışmalarımız hız kazanacak. Büyükelçiler
Konferansımızda da biliyorsunuz dijital diplomasiye öncelik vereceğimizi ve
önümüzdeki süreçte bununla ilgili çalışmalar yapacağımızı duyurmuştuk. Bu
çerçevede sizlerden gelecek katkı ve önerilere de Bakanlık olarak açığız,
lütfen önerilerinizi ve katkılarınızı esirgemeyin ve çekinmeyin.
Son dönemde yurt dışında vatandaşlarımızın hayatlarını kolaylaştırmak,
beklentilerini karışlamak ve sorunlarını çözmek için Hükümet olarak birçok
önemli adım attık.
Dövizli askerlik ödemeleri dış misyonlarımızca alınmaya başlandı,
vatandaşlarımız açısından bu yeni uygulama esasen ciddi bir kolaylık
sağladı.
Pasaport harçlarını yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız için biliyorsunuz
düşürdük.
Sanal pos sistemi önce Hollanda’da, sonra Belçika’da ve ardından tüm
Avrupa’daki misyonlarımızda kullanılmaya başladı, bugüne kadar 45 binden
fazla işlem gerçekleştirdik. Daha dün Strazburg’da taşınmaya başlayan
Başkonsolosluğumuzu ziyaret ettiğimizde de daha mobilyalar bile gelmeden
sanal pos sisteminin devreye girdiğini görmekten mutluluk duydum.
Adalet Bakanlığımızın çabalarıyla ülkemizde nöbetçi noterlik hizmeti
başladı. Sizlerin düzenlediği noterlik evraklarının örnekleri ülkemizdeki
herhangi bir noterlik tarafından görüntülenebiliyor ve örneği de
alınabiliyor.
Adli sicil belgesinin 8 yabancı dilde alınması imkanını da getirdik.
Yabancı ülke makamlarınca verilen boşanma kararlarının tanınması için daha
evvel tarafların ülkemizde de dava açması gerekiyordu, artık buna gerek
kalmadan bu kararlar misyonlarımızca aile kütüğüne tescil edilebiliyor.
Yurt dışında en geniş temsilcilik ağına sahip ülkelerden biriyiz, ancak
bize bu bile yeterli değil, dolayısıyla misyon sayımızı önümüzdeki süreçte
artıracağız. Özellikle coğrafi açıdan geniş ülkelerde her vatandaşımıza
ulaşmak için de gezici konsolosluk hizmetini uyguluyoruz, yani tasarruf
döneminde bile gezici konsolosluk hizmetlerinden hiçbir şekilde taviz
vermedik ve hizmeti vatandaşımızın ayağına götürüyoruz.
Konsolosluk hizmetleri sadece Bakanlığımızın tek başına üstlenebileceği ve
gerçekleştirebileceği işlemler değildir. Bu noktada bütün ilgili
bakanlıklarımıza, Bakan arkadaşlarımıza, tüm ilgili kurum ve
kuruluşlarımıza teşekkür ediyorum.
POLNET, UYAP, MERNİS gibi sistemlerle entegrasyonu sağladık, e-yazışmayla
haftalar süren kurumlarla misyonlarımız arasındaki yazışmaları da azalttık.
Vatandaşlarımız birçok konsolosluk işlemini artık sadece kayıtlı oldukları
konsolosluklarda değil, herhangi bir Başkonsolosluğumuzda yapabiliyorlar,
bu da tüm bilgilerin internet ortamında görülmesiyle mümkün olmuştur.
Randevu sistemi sayesinde misyonlarda daha az artık vatandaşlarımız
bekliyorlar, ancak bu da yeterli değil, vatandaşlarımızın randevu
almalarını daha da kolaylaştırmak ve hızlandırmak için teknik çalışmaları
da biz arkadaşlarımızla beraber hızlandırdık. Yalnız burada acil durumlarda
ve herhangi bir ihtiyaç duyulduğu zaman randevusuz gelmek zorunda kalan
vatandaşlarımızın da işlemelerinin mutlaka yapılması gerekiyor. Ve kapıdaki
arkadaşlara da bunu iyi öğretmemiz lazım, randevusu yok diye vatandaşımız
Başkonsolosluğumuzun kapısından geri çevrilemez, mutlaka içeriye alıp
işlemini de yapmamız gerekir.
Konsolosluk çağrı merkezimiz 7 gün 24 saat görev yapıyor. Bugüne kadar 6
milyondan fazla çağrıya yanıt verdik. Çağrı merkezini her ziyaret ettiğimde
gerçekten çalışan arkadaşlarımızın deneyimlerinden ve çağrı merkezimizi
arayana vatandaş ve üçüncü ülke vatandaşlarının taleplerine karşı
duyarlılığından etkilendiğimi söylemek isterim.
Bildiğiniz gibi, 2014 yılından bu yana yurt dışında seçim
gerçekleştiriyoruz. Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın ülkemizdeki
genel seçimler ve referandumlarda oy kullanması artık geleneksel
konsolosluk hizmetlerimiz arasında yer almaktadır. Bu çerçevede yurt dışı
seçimlerde vatandaşlarımızın özellikle katılım oranı da sizlerin de
katkılarıyla, çalışmalarıyla artmaktadır. Vatandaşımızın oy kullanımının
kolaylaştırılması için yenilikler getirdik ve halen de Yüksek Seçim
Kuruluyla çalışıyoruz. Ve yurt dışındaki ilk seçimlerde randevuya dayalı oy
kullanımı mevcutken önce randevusuz oy kullanılmasına geçildi, ardından da
tek seçim bölgesi imkanı tanındı, böylelikle yurt dışında yaşayan
vatandaşımız, yani her bir seçmen kütüğüne kayıtlı olduğu yerlerde değil
istediği sandıkta oy kullanabiliyor. Bu imkanı da vatandaşlarımıza sağlamış
olmaktan mutluluk duyuyoruz.
İlk seçimlerde Almanya’da sadece 7 Başkonsolosluğumuzda oy
kullanılabilirken, daha sonraki seçimlerde Almanya’da ve diğer yerlerde tüm
misyonlarımızda, Başkonsolosluklarımızda sandık açılabildi.
Çok kıymetli çalışma arkadaşlarım, yurt dışındaki vatandaşlarımız için en
büyük temennimiz, ana dillerini ve kültürlerini unutmadan, bulundukları
toplumların sosyal, ekonomik, siyasal ve kültürel hayatına katkıda bulunan
mutlu ve müreffeh bireyler olarak yaşamalarıdır. Vatandaşlarımızın hem
Türkçeyi, hem de yaşadıkları ülkenin dilini ya da daha farklı dilleri
bilen, donanımlı bireyler olarak bulundukları ülkelere önemli katkılar
sağladığını her fırsatta ifade ediyorum, sizler de bunu sahada
görüyorsunuz. Siyasette, ticarette, sporda, sağlıkta ve her alanda başarı
hikayelerini çoğaltmamız, Türk toplumunu buna teşvik etmemiz gerekiyor. O
yüzden sizlerin üzerinde sadece ülkemizin vatandaşlarımıza sunduğu
konsolosluk hizmetlerini yerine getirme yükümlülüğü yok, buradaki Türk
toplumunun güçlenmesi için gerekli çalışmaları yapmanız sizlerden temel
beklentimizdir.
Bakınız, son dönemde özellikle Batı Avrupa’da Türk toplumuna dair dışlayıcı
tutumların çoğaldığını, ayrıcı ve ırkçı politikaların artık sistematik ve
görünür şekilde devlet kademelerine sirayet ettiğini kaygıyla takip
ediyoruz.
Değerli Başkonsoloslarım, sevgili çalışma arkadaşlarım, dil ve din unsuru
hiç şüphesiz Türk toplumunun geleceği için çok kritik iki alandır. Bugün
yurt dışında görevlendirilen 1361 öğretmenimiz var, bunların 660’ı Avrupa
ülkelerinde görev yapıyor. Yurt dışındaki vatandaşlarımızdan Türkçe eğitimi
alabilecek seviyede 18 yaş altında 1,5 milyonun üzerinde öğrencimiz var,
sadece Almanya’da bu sayı 775 bin civarındadır. Sizlerin bu konudaki
çalışmaları hiç kuşkusuz büyük önem taşıyor. Ana dili derslerinin
yaygınlaştırılması için eğitim ataşelikleri, veli dernekleri ve sivil
toplum kuruluşları ve de çatı kuruluşlarıyla el ele vererek çabalarımızı
devam ettirmeliyiz.
Eğitim sorunları bağlamında yurt sorunu yaşayan gençlerimize STK’lar ve iş
adamlarıyla yardımcı olmanın imkanlarına araştırarak bunları proje haline
getirmenizi bekliyoruz. Yurt dışındaki gençlerimizin ve okul çağındaki
çocuklarımızın eğitimleri konusunda maalesef hala istediğimiz noktada
olmadığımızı hep birlikte görüyoruz. Eğitim, çocuklarımızın ve
gençlerimizin bulundukları ülkelerdeki güvenli gelecekleri ve sosyal
konumları bakımından hayati önemde. Bunun için çocuklarımızın okullardaki
başarılarının sağlanması yönünde eğitim ataşeliklerimizle ve diğer
derneklerle birlikte başta takviye dersleri olmak üzere aileleri daha da
bilinçlendirilmeleri dahil her türlü proje ve çalışmayı teşvik etmeli ve de
desteklemeliyiz.
Öte yandan, din görevlilerimizin yaşadıkları sorunların sadece
vatandaşlarımız için değil, Avrupa’daki tüm Müslüman toplumunun inanç
özgürlüğünü kısıtlayıcı bir hal aldığını görüyoruz, bunu da açıkça
belirtmemiz gerekiyor.
Tabii bütün bu meseleleri görev bölgelerinizde müttefiklerimizin kapılarını
sonuna kadar araladığı FETÖ’cülerin bir istismar alanı olarak kullandığını
da görüyoruz, bu bir gerçektir. O yüzden FETÖ’ye karşı daha da kararlı
mücadelemizi devam ettireceğiz.
Aynı şekilde PKK ve DHKP-C gibi terör örgütleriyle de mücadelemizi aynı
kararlılıkla devam ettirmemiz gerekiyor.
Değerli arkadaşlar, son yıllarda özellikle Batı Avrupa ülkelerinde yaşayan
vatandaşlarımıza yönelik ırkçı saldırılarda artış gözlemliyoruz. Son olarak
saygın düşüne kuruluşlarımızdan SETA tarafından yayınlanan Avrupa’daki
İslamofobi raporu bu konudaki gerçekleri çarpıcı rakamlarla ortaya koyuyor.
Müslümanlara karşı saldırılardaki kaygı verici artış dikkat çekiyor. Rapora
göre, 2018’de Fransa’da 676, Avusturya’da 540 İslamofobi vaka
kaydedilirken, bu rakam Almanya’da 678 oldu. Yabancı düşmanlığı saikli
saldırılara maruz kalan vatandaşlarımıza ihtiyaç duydukları her türlü
desteği vermeniz ve her daim yanlarında olduğunuzu hissettirmeniz önem
taşımaktadır.
Camilerimize yapılan ihbarlar, çirkin saldırılar, evlere bırakılan tehdit
mektupları asla peşini bırakmayacağımız ve çözümünün takipçisi olacağımız
konulardır.
Diğer taraftan, yabancı düşmanlığı ve İslam karşıtlığıyla birlikte
istihdam, eğitim ve sosyal yaşamda, hatta hastanelerde vatandaşlarımız
tedavi alırken karşılaşılan güncel ayrımcı davranışlar da artıyor. Ayrımcı
söylemler toplum içindeki bölünmenin tohumlarını atıyor, vatandaşlarımızın
bulundukları toplumlara aidiyet ve güven duygularını maalesef sarsıyor. Bu
noktada yerel ve merkezi yönetimlerin daha etkin tepki vermesi gerekiyor.
En başta hukuki alanda gerekli tedbirleri almalarını bekliyoruz,
vatandaşlarımızın da haklarını takip etmelerini önemli. Ve vatandaşlarımız
haklarını ararken bizim de onlara destek verirken yönlendirmemiz de burada
önem arz ediyor. Burada büyük görev vatandaşlarımızla, öğrencilerimizle,
işverenlerle ve STK’larla birebir temas sağlayan sizlere düşmektedir. Hukuk
danışmanlarımız yardımıyla yabancı düşmanlığı motifli saldırıya maruz kalan
vatandaşlarımıza gerekli hukuki yönlendirmeyi sağlıyoruz.
Başkonsoloslar olarak sadece vatandaşlarımızla değil, yerel siyasetçilerle
de muhatap oluyorsunuz ve bu konuda da çalışmalarımızı, çabalarımızı
yoğunlaştırmamız gerekiyor.
Siyasi liderlerin sağduyu sahibi olmaları, ayrıştırıcı dilden
uzaklaşmaları, inanç ve etnik köken üzerinden siyaset yapmamaları,
özellikle de kullanılan dile dikkat etmeleri gerekiyor. Zira ötekileştirici
ve toplumun belli kesimlerini dışlayıcı söylemler bu tür ırkçı saldırılara
ortam hazırlayabiliyor. Bu hususu muhataplarınıza her görüştüğünüzde lütfen
hatırlatın.
Eğitim, din, ırkçılık ve İslam karşıtlığının yanı sıra, Avrupa başta olmak
üzere yurt dışındaki Türk toplumunun geleceğini ilgilendiren başka önemli
sınamalarla da karşı karşıyayız. Çocukların velayeti konusunda artık daha
büyük bir ciddiyetle çaba sarf etmemiz gerekiyor, bu konuyu çok daha
hassasiyetle değerli arkadaşlar, ele almamız gerekiyor. Vatandaşlarımızı
koruyucu aile olma konusunda bilinçlendirme çalışmalarına seminerler ve
bilgilendirme faaliyetleriyle devam etmeniz ve onları bu yönde teşvik
etmeniz, Avrupa’da yaşayan ve velayet konusunda sıkıntılar yaşayan
çocuklarımızın geleceği için elzemdir.
Diğer taraftan, yurt dışındaki Türk ailelerin artan boşanma sayılarına daha
farklı bir dikkatle eğilmek durumundayız, bunların sebepleri nedir,
gerekirse sivil toplum örgütleriyle ve bu işin uzmanlarıyla birlikte
araştırmamız lazım.
Vatandaşlarımızın diğer taraftan sınır kapılarında her yıl yaşadıkları
sıkıntıları ilgili kurumlarımızla yeniden ele alacağız. Bu sene de yine
özellikle sosyal medya üzerinden vatandaşlarımızdan çok ciddi eleştiriler
aldık. Ama bu sadece bizim tarafımızda yaşanan sıkıntılar değil, komşu
ülkelerde de yaşanan sıkıntılar olduğu bir gerçektir. İkili
görüşmelerimizde muhataplarımıza bunu anlatıyoruz. Ve en son New York’ta da
komşu ülkelerin liderleriyle yapılan görüşmelerde Sayın Cumhurbaşkanımız
tüm açıklığıyla, hatta biz yardım edelim dedik, birlikte yapalım. Gerekli
düzenlemeleri yapmamız lazım, vatandaşlarımızın ve tır şoförlerimizin uzun
uzun buralarda beklemeleri bizi üzüyor. Bu çerçevede vatandaşlarımıza bu
konudaki hizmetlerin tatil aydınlatma projesi kapsamında
Başkonsolosluklarımızca daha iyi duyurulması da önem taşımaktadır.
Çok kıymetli çalışma arkadaşlarım, değerli Başkonsoloslarım, Başkonsolosluk
kariyeriniz de sizlerin kariyerinde gerçekten önemli bir aşamadır. İlk defa
bu anlamda bir misyonun şefi oluyorsunuz, yöneticisi oluyorsunuz. Ancak bu
bir o kadar da sorumluluk gerektiren bir görevdir.
Başkonsolosluklarımızın ana işlevi, olağan konsolosluk işlemlerinin çok
ötesindedir, bunu bir kere çok iyi anlamamız lazım. Türkiye Cumhuriyeti’nin
Başkonsolosları olarak vatandaşlarımızın hak ve çıkarlarının korunması,
onlara devletimizin ilgi ve desteğinin her an gösterilmesi öncelikli
görevinizdir. Bu anlayışla Başkonsoloslarımızın da vatandaşlarımıza
devletin sıcaklığını her daim hissettirecek güçlü bir yaklaşımla onların
istek ve sorunlarını ele almalarını ve bu sorunlara etkili ve kalıcı
çözümler üretmelerini bekliyoruz. Vatandaş taleplerinin süratle
karşılanması öncelikli hedefiniz olsun lütfen.
Öte yandan vatandaşa hizmetin asla mesaisi olmaz, yani şu saatte işlem
yapılacak, bu saate kadar yapacaksınız ya da bu saate kadar derdin varsa
anlat olmaz. Biz hepimiz siyasetçi olarak, Büyükelçiler ve Başkonsoloslar
olarak da devletimize ve milletimize hizmet etmek için bu görevleri
üstlendik. Dolayısıyla ihtiyaç hasıl olduğu takdirde gece yarısı, hafta
sonu veya tatil demeden hızlı bir şekilde vatandaş işlemlerini
gerçekleştirin. Biraz sonra istişare toplantılarında buna yönelik bazı
tedbirlerimiz var, onları da sizlerle paylaşacağız.
Sosyal medya araçlarını etkin bir şekilde kullanarak vatandaşları lütfen
doğru bir şekilde bilgilendirin, vatandaşlarımızın şikâyetlerini dinleyin.
Ne olursa olsun vatandaşlarımızın şikâyetlerini sizlerin ya da sizin
yanınızda çalışan arkadaşların çok dikkatli bir şekilde dinlemesi
gerekiyor. Daha baştan vatandaşın taleplerine hayır demek yok, olmaz demek
yok, olur açısından bakacağız, olmayacaksa da vatandaşımıza gayet güzel bir
şekilde anlatacağız. Bizzat bu konuda sizlerin de vatandaşlarımızla diyalog
içinde olmanızı özellikle istiyoruz. Ve biz hep özeleştiri yapıyoruz,
Bakanlık olarak da yapıyoruz, dış politikamızla ilgili de yapıyoruz,
siyasetçi olarak ben de yapıyorum, bizler de yapıyoruz. Dolayısıyla sizler
de Başkonsoloslar olarak ve Başkonsolosluklar olarak tüm çalışan
arkadaşlarınızla beraber arada istişare ve özeleştiriyi lütfen yapın, ancak
o zaman hatalarımızı düzeltebiliriz, yanlışlarımızdan vazgeçeriz,
vatandaşlarımıza daha iyi hizmet verebiliriz.
Vatandaşlarımızla her zaman el ele olun, her fırsatta biraraya gelin. Yani
makamlarımızda oturarak vatandaşlarımızın dertlerini öğrenmemiz, onlara
devletin ve Türkiye’nin şefkatini hissettirmemiz mümkün değildir.
Vatandaşımız neredeyse oraya gideceğiz. Camide toplanıyorsa camide,
dernekte toplanıyorsa dernekte, iş yerine gideceğiz, evine gideceğiz, gidip
çayını içeceğiz, dolayısıyla her fırsatta ve her platformda lütfen
vatandaşlarımızla bir araya gelin.
Sadece vatandaşlarımızla değil soydaşlarımız ve akraba topluluklarımıza da
ülkemizin lütfen desteğini hissettirin. Vatandaşlarımız ve soydaşlarımız
asla yalnız değildir. Vatandaşlarımız ve soydaşlarımızın, akraba
topluluklarımızın yalnız olmadıklarını hamdolsun son 15 yılda hep beraber,
sizlerle beraber hissettirdik, hissettiriyoruz.
Dünyanın neresinde olursa olsun soydaşlarımızın uluslararası hukuktan ve
ikili anlaşmalardan kaynaklanan haklarının takipçisi olacağız.
Görev yaptığınız ülkeyi lütfen iyi tanıyın, yerel makamlarla iyi ilişkiler
geliştirin. Görev bölgenizdeki üniversiteler, düşünce kuruluşları, kanaat
önderleri ve iş dünyasıyla irtibatlı olun. Yani göreviniz sadece resmi
törenlere katılmak veya davet ederlerse gitmek değildir. Toplumun her
kesimiyle ve bulunduğunuz şehirdeki yöneticilere sizler gideceksiniz.
Efendim, işte randevu alamadım, olmaz, bir daha isteyeceksiniz, mutlaka
kapılar size açılır. O yüzden sahada lütfen bu anlamda da aktif olun.
Yine tüm vatandaşlarımızın huzur ve refahına katkı sağlamak için yurt
dışında doğup büyüyen tüm çocuklarımıza, gençlerimize ülkemizin her zaman
arkalarında ve yanında olduğunu hissettirin.
Başkonsolosluklarımız hem vatandaşlarımız için, hem zora düşen, dara düşen
ve gönlünü ülkemize yöneltmiş mazlumlar için en güvenilir sığınak olmaya
devam edecektir sizlerin sayesinde. Bu sıcak anlayışı gösterme konusunda
sizlere güveniyoruz.
Çok kıymetli arkadaşlarım, sizlere çalışmalarınızda başarılar diliyorum,
tekrar hoş geldiniz.