SUNUCU- Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Barış Pınarı Harekatının resmi olarak
başlamasıyla Suriye’nin kuzeyinde yoğun mücadelesi sürerken bir yandan da
masada diplomatik mücadele sürüyor elbette ve bu mücadelenin en önemli
isimlerinden birisi Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu, NTV’nin
yayınına konuk oldu.
Efendim, öncelikli olarak yayınımıza hoş geldiniz.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Teşekkür ediyorum.
SUNUCU- Yoğun bir gün, önemli bir gün, tarihi bir gün. Öncelikli olarak
güne geçmeden önce bugünün anlamını bize anlatabilir misiniz?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Bugün gerçekten Türkiye’nin bekası için,
bölgenin istikrarı, barışı, huzuru için ve mazlumlar için
Cumhurbaşkanımızın talimatıyla kahraman ordumuz, Mehmetçiğimiz Barış Pınarı
Harekatını başlattı. Dolayısıyla bugün gerçekten bu anlamda da tarihe geçen
bir adım attık. Ve bizim bekamız için diyoruz, çünkü ulusal güvenliğimize
çok ciddi bir tehdit vardı ve sürekli büyüyen bir tehdit. Ve ABD’nin de
desteğiyle sürekli güçlenen bir terör örgütünden bahsediyoruz sınırımızın
öbür tarafında ve Suriye’yi bölmeye çalışan, bölgemiz derken onu
kastediyoruz, Suriye’nin toprak bütünlüğü, sınır bütünlüğü için de esasen
bugün tarihi bir gündür. Çünkü bugün tepki gösteren ülkelere bakıyoruz,
özellikle batıda bazı ülkelere, onların da amacı esasen Suriye’yi bölüp ve
sözde bir bölgede devlet oluşturmak, yani terör devleti oluşturmak ya da
koridor ya da otonom bir statü oluşturmaya çalışıyorlardı, yapı oluşturmaya
çalışıyorlardı.
Bu bölgenin güvenli hale gelmesi bakımından da tarihi bir gün. Yıllardır
bunu konuşuyorduk, yıllar önce Cumhurbaşkanımız gerek Obama, gerek diğer o
günkü ülkelerin liderlerine bahsetmişti ve güvenli bölgenin oluşturulması
için bugün tarihi bir adım atıldı. Ülkelerine dönmek isteyen o masum
göçmenlerin de esasen dönebilmesi için bugün tarihi bir adım atıldı ve
bölgenin barışı için de keza öyle. Dolayısıyla her bakımdan bu harekat
tarihi bir harekattır.
SUNUCU- Efendim, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde yaklaşık 5,5 saati aşan bir
toplantıdan çıktınız ve ayağınızın tozuyla geldiniz, aslında o toplantıya
da ayağınızın tozuyla katılmıştınız. O toplantıda sahayı da anbean izleme
imkânınız vardı. Sahadaki havayı nasıl gördünüz? Sayın Cumhurbaşkanımızın
emirleri, direktifleri nasıl oldu askerlere?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Sahadaki askerlerimizin moralini çok iyi
gördük, burada Genelkurmay’daki, Milli Savunma Bakanlığımızdaki Harekat
Merkezinde de aynı şekilde. Kendimize güven var, canlı bir şekilde nerede,
hangi teröristler var bunların tespiti yapılıyor. İHA’larımız, SİHA’larımız
devrede, yani gece de olsa ne olup ne bittiğini görüyoruz ve
Cumhurbaşkanımızın talimatlarını harfi harfine yerine getirmeye çalışan
kahraman ordumuz da sahada ve masada görevini yapıyor, Kumanda Merkezini
kastediyorum, biz de diplomasi masasında onlara elimizden gelen desteği
veriyoruz ve sahadaki kazanımlarımızı masada hiçbir zaman artık kaybetmeyen
bir Türkiye var hamdolsun.
SUNUCU- Efendim, masadaki bu çalışma sürerken operasyonun başlamasıyla
beraber dünyanın birçok ülkesinden tepkiler geldi, Amerika Birleşik
Devletleri, Rusya, Avrupa Birliği. Diplomasinin başındaki isim olarak bu
tepkileri nasıl değerlendiriyorsunuz? Özellikle Avrupa Birliği’nden
operasyon durdurulsun çağrısı var neredeyse.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Bu tepkilerin bir kısmını bekliyorduk,
ama bazıları sürpriz oldu işin doğrusu. Yani bu kadar PKK sevdalısının
olduğunu bilmiyorduk ya da gizli sevdalıların olduğunu bilmiyorduk, bu da
ortaya çıktı. Bu iddiaların çoğu mesnetsiz. Hani şunu söylüyorlar,
Türkiye’nin güvenlik endişesini anlıyoruz. Tamam, anlıyorsun da Türkiye’nin
güvenlik endişesinin giderilmesi için bugüne kadar ne yaptın ve bundan
sonra ne yapacaksın? Bir kere bu terör örgütünü bizimle görüşmelerinizde
PKK/YPG eşittir, bunu kabul ediyoruz, ama YPG’yi terör örgütü olarak
tanımadık diyerek geçiştiriyorsunuz, ama aynısının olduğunu söylüyorsunuz.
Peki, durdurun diyorsunuz da, o zaman bizim güvenlik endişelerimizi
anlıyorsunuz, çözüm ne? Tehdidi yaşayan benim. Bu bakımdan bir çifte
standart ya da ikiyüzlülük diyebiliriz işin doğrusu. Peki, bu harekat kime?
Terör örgütüne. Terörle mücadele edelim diyorsunuz, terör örgütüyle
mücadelemizi niye durdurmamızı istiyorsunuz, sebep ne? Başka bir ajandanız
mı var, başka bir gündeminiz mi var? Bahanelere bakıyoruz, efendim işte
siviller. Siviller konusunda kusura bakmayın biz herkesten daha hassasız.
Bakıyoruz bugün bizi kınayan bazı Körfez ülkeleri var. Siz Yemen’de o kadar
insanı katlettiniz, bu kadar insanı bombaladınız, bu kadar insanı açlıktan
öldürdünüz açlıktan, açlıktan ve bu kadar insan salgın hastalıklardan öldü
sizin kuşatmalarınızda, şimdi siz hangi yüzle bize dil uzatıyorsunuz?
İnsani konularda biz herkesten daha fazla hassasız. İşte Fırat Kalkanında,
yine Cerablus’ta, orada DEAŞ’le mücadele ettik, diğer tarafta PKK’yla,
YPG’yle mücadele ettik. Siviller bizi memnuniyetle karşıladı ordumuzu,
askerimizi, sonra polis özel harekatımız girdi, jandarma özel harekatımız
girdi, yani tüm güvenlik güçlerimizi. Çünkü biz bir yerde zalimlere karşı
gücümüzle gidiyoruz, diğer taraftan da sevgimizle ve şefkatimizle
gidiyoruz. Bunu oradaki insanlar nasıl askerlerimizi, güvenlik güçlerimizi
karşıladı, bunu orada gördük.
Dolayısıyla diğer taraftan, efendim buranın istikrarı, esas istikrarsızlığı
yaratan kim? Bu terör örgütü. Efendim, DEAŞ’le mücadele zayıflar mı?
DEAŞ’le mücadelede ne yaptınız bugüne kadar, hangi adımı attınız?
Ülkelerinizden gelen bu kadar yabancı terörist savaşçı var, onları niye
geri almıyorsunuz? Bizim gönderdiklerimizi de geçmişte ta size saldırıncaya
kadar, yani o ülkelere, Paris’e, Brüksel’e saldırıncaya kadar onları da
serbest bırakıyordunuz. DEAŞ’la göğüs göğse savaşan tek ordu kimin ordusu?
Bizim ordumuz. 4 binden fazla DEAŞ’liyi biz elimine ettik hem Suriye’de,
hem Irak’ta. Siz DEAŞ’le mücadelede ne yaptınız bugüne kadar? Ancak vekalet
savaşları yapmışsınızdır, onların da sonucunu gördük. Rakka’da ve
Deyrizor’da DEAŞ’lileri otobüse bindirip gönderenler biz değiliz. Biz ya
elimine ettik, ya hapse attık ya da ülkelerine geri gönderdik. Dolayısıyla
bu tür safsatalarla Türkiye’nin bu harekatının önüne geçmeye çalışıyorlarsa
ya da durdurmaya çalışıyorlarsa bilsinler ki biz kararlıyız ve bu bizim
için ulusal güvenlik meselesidir. O tehdidi sen orada yaşamayabilirsin, ama
ben burada yaşıyorum. Ve insanlarla ilgili, geri dönmeyle ilgili, efendim,
parasını vermeyiz. Vermeyin, bugüne kadar ne verdiniz zaten, hangi sözünüzü
tuttunuz, hangi insani konularda duyarlısınız? Aman göçmen bize gelmesin,
onun maliyetinin hesabı, ırkçı partilerin işte durumu belli, siyaseten işte
ortalık karışık. Dolayısıyla bu süreçte gördük ki gerçekten bunlar samimi
değiller. O yüzden biz bunların lafına bakarak bu harekatı bugün
durdurursak –Allah korusun, öyle bir şey yok- yarın bu tehdit çok büyür ve
bunların hiçbirisi de bizim yanımızda olmaz bugüne kadar olmadıkları gibi
terörle mücadelede yarın olmazlar. Dolayısıyla bu tür gelen açıklamaların
biz tabii ki cevabını veriyoruz, ama onları da dikkate alarak
politikalarımıza ya da sahadaki harekâtımıza yön vermeyiz. Kendi milli
çıkarlarımız ve bölgenin istikrarı, güvenliği, barışı için gerekli adımları
atmaya devam edeceğiz.
SUNUCU- Efendim, Güvenlik Konseyinde acil çağrısıyla bir toplantı
yapılacak. Türkiye bu toplantıdan ne karar çıkmasını bekliyor ve karşı adım
olarak eğer olumsuz bir karar çıkarsa ne yapılır?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şimdi varsayımlar üzerine konuşmak
istemeyiz. Tabii ki Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi şu anda bizim
yapısını eleştirdiğimiz BM’nin bir organı, öyle söyleyelim. Kararların da
çıkması, zaten bir kişi veto ettiği zaman çıkmıyor, çıksa da kimse
uygulamıyor. Ama burada herkesin kendi çıkarına ve de terör örgütüyle
bugüne kadar girdiği angajmana göre değil, bölgenin istikrarı ve barışı
için bir şey söylemesi gerekiyor, adım atması gerekiyor. Onun dışındaki
herhangi bir şeyi de biz ciddiye almayız işin doğrusu. Varsayım üzerinde
konuşmayalım. Bizim yapacağımız nedir? Biz bir beka mücadelesi veriyoruz,
terörle mücadele ediyoruz, bölgemizden teröristleri temizliyoruz ve
temizleyinceye kadar da bunu sürdüreceğiz.
SUNUCU- Birçok temasınız oldu hem operasyon öncesinde, hem operasyon
başladıktan sonra Mike Pompeo başta olmak üzere. Bu temaslarınız devam
edecek mi?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Devam edecek, yarın da görüşmelerimiz
olacak. Saatlerini belirlediğimiz bazı görüşmelerimiz var. Yarın sabah
İngiltere Dışişleri Bakanıyla, Almanya Dışişleri Bakanıyla görüşeceğiz.
Yine bazı ülkelerin Dışişleri Bakanlarından talepler geldi, Kanada dahil
arkadaşlarım iletti, onların da saatlendirmesini yaparız ve herkesle
görüşürüz. Diyalog, diplomasi işlemesi lazım ve sahada olduğu kadar masada
da aktif olmamız gerekiyor. Tutumumuz belli, bugüne kadar bildirimleri de
bu nedenle yaptık, herkese bildirimde bulunduk, Rejim dahil nota ile
bildirdik İstanbul Başkonsolosluğuna. Ve diğer uluslararası örgütler,
sadece NATO ve BM değil Avrupa Birliği, Avrupa Konseyi, AGİT gibi
kuruluşlara da bildirimlerde aynı şekilde bulunduk. Bizimle görüşmek
isteyen herkesle görüşürüz. Haklı davamızı da her yerde hem anlatırız, hem
savunuruz. Bu kibir değildir, bu bir kompleks de değildir, haklı bir
davamız var onun peşindeyiz ve bunu da anlatmaktan çekinmeyiz. Tüm görüşmek
isteyen herkesle de görüşürüz ve vermemiz gereken cevap olduğu zaman da
veririz.
SUNUCU- Efendim, ABD Başkanı Donald Trump’la Sayın Cumhurbaşkanının çok
yoğun temasları devam ediyor, operasyon öncesinde de devam etti ve Donald
Trump bugün mesajlar da verdi bir sürü. Ama onunla beraber diğer kamuoyunda
da, dünyanın diğer ülkelerinden de mesajlar geliyor. Rejimle de temas
kurulduğunu söylediniz. Bundan sonraki aşamada Türkiye’ye yönelik gelen
eleştiriler konusunda, özellikle Kürtlere yönelik eleştiriler getiriliyor
ve Türklerin Kürtleri hedef aldığına yönelik eleştiriler getiriliyor, bunu
nasıl değerlendiriyorsunuz?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şimdi bu samimiyetsizliğin bir
göstergesidir. Madem Kürtleri bu kadar çok düşünüyorsunuz, Türkiye’de ve
Avrupa’da şu anda YPG’nin sürgüne gönderdiği Kürtleri o kadar uyarmamıza
rağmen niye gitmediniz, onları niye dinlemediniz? YPG’nin nasıl bir terör
örgütü olduğunu esas onlar anlatsın.
Peki, biz Kürtlerin düşmanı mıyız? Türkiye’de bu kadar Kürt kökenli
vatandaşımız var ve PKK’dır onların düşmanı. İşte Diyarbakır’daki anneler
çocuklarımızı geri verin derken, madem Kürtleri düşünüyorlardı neredelerdi,
hangisi geldi o anneleri dinledi? O kadar insana söyledik, bu anneleri bir
dinleyin, derdi ne, çocuklarını zorla dağa götürmüşler. Aynı şekilde bu YPG
Suriye’de ve Irak’ta Yezidiler ve Süryaniler dahil, Aramiler dahil bunlara
işkence yaparken, çocuklarını zorla dağa götürürken, o Nobel ödüllü Nadia
Murad da bunu herkese söyledi. NATO toplantısı marjında Washington’da
Pompeo dahil herkese anlattı oradakilere bizim çocuklarımızı PKK zorla dağa
götürüyor diye, bunu durdurun diye. Niye madem Kürtleri ve diğerlerini
düşünüyorsunuz, niye YPG’nin bu zulmüne dur demediniz bugüne kadar?
Her zaman söylüyoruz, bizde Meclis’te en çok Kürt milletvekili kimde var?
AK Parti’de. Aynı şekilde bugün yine baktığımız zaman birçok Kürtlerin,
Kürt kökenli vatandaşlarımızın çoğunlukta yaşadığı yerlerde belediye
başkanlıkları kimde? Bizde. Peki, oya baktığımız zaman genel anlamda
Türkiye’deki Kürt vatandaşlarımız bugüne kadar en çok oyu kime
vermişlerdir, PKK yanlısı HDP’ye mi, AK Parti’ye mi? Dolayısıyla kimse
bizim Kürtlere yönelik bunu başlattığımızı söylemesinler, tam tersi
Türkiye’deki 300 bin Suriyeli Kürt dahil sahadaki Kürt kardeşlerimiz,
Suriye’deki Kürt kardeşlerimiz dahil herkesin hakkını hukukunu korumak için
bir terör örgütüne yönelik bu harekâtı başlattık. Yani bu konuda da kimse
affedersiniz safsata yapmasın, biz ne yaptığımızı biliyoruz ve bu tür
suçlamalarla da bizim terörle mücadelemizi zayıflatmaya kalkmasın, bunu da
başaramazlar.
SUNUCU- Çok teşekkür ediyoruz yayınımıza katıldığınız için.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Sağ olun, çok teşekkürler.
SUNUCU- Yorduk sizi biraz, kusura bakmayın lütfen.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Estağfurullah, çok teşekkürler.
SUNUCU- Barış Planı Operasyonun ilk saatlerinden itibaren aktif bir şekilde
masada görev yapmaya devam eden Sayın Mevlüt Çavuşoğlu yayın konuğumuzdu.
Türkiye’nin haklı gerekçelerini anlattıklarını ve dünyaya anlatmaya devam
edeceklerini söyledi ve Türkiye’ye getirilen eleştirilere NTV yayınında da
yanıt verdi diyelim ve sözü yeniden size bırakalım.