SUNUCU- Konuğumuz Dışişleri Bakanımız Sayın Mevlüt Çavuşoğlu. Aslında
ayağının tozuyla geldiğini söyleyelim, Cezayir’deydi ve hemen gelir gelmez
de Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde Başkan Erdoğan’ın başkanlık ettiği Barış
Pınarı Harekatı Koordinasyon Toplantısına katıldı kendisi.
Efendim, yayınımıza hoş geldiniz.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Hoş bulduk.
SUNUCU- Gerçekten çok önemli bir gün, önemli anlar yaşıyoruz. Siz de o
toplantıdaydınız, yaklaşık 5,5 saat sürdü Sayın Başkan Erdoğan’ın
başkanlığındaki toplantı. Öncelikli olarak neler değerlendirildi o kapalı
kapılar ardında? Biz görüntüleri gördük, ama elbette ki siz içerideydiniz.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Ben toplantının bir kısmına katıldım
Cezayir’de olduğum için. Tabii oradan da süreci hem takip ettik, hem de
Dışişleri Bakanlığı olarak atılması gereken adımları attık. İçeride de bir
taraftan harekatla ilgili gelişmeler takip ediliyor. Bir taraftan da işte
uluslararası toplumun açıklamaları var, onlarla ilgili yorumlar,
değerlendirmeler. Yani genel anlamda şu anda başlattığımız operasyonla
ilgili, harekatla ilgili içeride hem takip, hem de değerlendirmeler
yapılıyor ve yapılmaya da devam edecek.
SUNUCU- Efendim, tabii ki bizim açımızdan ve dünya açısından çok önemli bir
harekat. Siz Sayın Mevkidaşınızla da bir telefon görüşmesi
gerçekleştirdiniz bugün, yine zira Başkan Erdoğan’ın yürüttüğü diplomasi
trafiği vardı, bu anlamda neler söyleyeceksiniz bu harekata ilişkin olarak
yine?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Bu harekat bizim uluslararası hukuktan
kaynaklanan haklarımız çerçevesinde başlatılan bir harekattır. Biz
öncelikle müttefiklerimizle ya da sözde müttefiklerimizle, ABD ile burada
bir güvenli bölge oluşturulması için çaba sarf ettik. Trump’ın da bu konuda
ciddi bir iradesi vardı. Fakat sahada özellikle Amerikan askerlerinin bu
yönde adımlar atmadığını, bugün Pompeo’ya da onu söyledim görüşmemizde, tam
tersi bizi oyaladıklarını gördük. Ve diğer taraftan da bu terör örgütüne
destek vermeye devam ettiler. Hal böyle olunca, bizim de zaten sabrımız
kalmamıştı. Cumhurbaşkanımız Başkomutan olarak daha önce harekat talimatı
vermişti, ama Amerikalıların böyle teklifi olunca onlarla bu süreci
götürmek istedik, olmadı.
Bu bizim için ulusal güvenlik meselesi ve bugün bu adımı atmazsak yarın bu
adımı atmak çok daha zorlaşır, hatta imkansız hale bile gelir. Çünkü her
gün bizi daha iki gün önce bile Amerikalıların bu terör örgütüne silah
verdiğini de gördük, dolayısıyla harekatımızı başlattık. İnşallah bu
önümüzdeki süreçte bölgeden teröristleri temizleyeceğiz. Uluslararası
hukuktan kaynaklanan haklarımızdan bahsettim. Bu çerçevede yine
uluslararası hukuka saygı gereği biz gerekli bildirimlerde bulunduk, BM’ye
bildirimde bulunduk, Genel Sekretere, hem de özel temsilcisine. Diğer
taraftan Avrupa Birliği gibi, Avrupa Konseyi gibi, AGİT gibi teşkilatlara
da bildirimde bulunduk. NATO Genel Sekreteri bizzat kendisi zaten teyit
etti ve açıklamasını da yaptı, teşekkür ediyoruz. BM Güvenlik Konseyine
ayrıca bildirimde bulunduk ve BM Güvenlik Konseyi kararlarını ve BM
şartının 51. maddesini de hatırlattık.
SUNUCU- Yarın bir toplantı var sanıyorum Birleşmiş Milletlerde.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Yarın Güvenlik Konseyini olağanüstü
toplantıya çağırdılar Fransa ve İngiltere, dolayısıyla bu toplantı yarın
gerçekleşecek.
Şimdi bu süreçte, yani biz yine uluslararası hukuka uygun bir şekilde ne
yaptığımızı, ne yapacağımızı, neden bu noktaya geldiğimizi bildiriyoruz,
açıklamalarımızı yapıyoruz. Rejime de yine İstanbul Başkonsolosluğuna
verdiğimiz bir nota ile bildirimde bulunduk ve gerekçelerini de biz burada
özellikle işte terörle mücadele vesaire açıklamalarımızı yaptık. Fakat
gelen açıklamaları gördüğümüz zaman, şimdi ABD’nin ve Fransa’nın bu YPG’ye
açıkça destek verdiğini görüyorduk, biliyorduk, fakat açıklamaları da
görünce gizli bir şekilde bu terör örgütüyle işbirliği içinde olanları, bu
terör örgütüne ne kadar sevdalı olanları gördük ve bu harekatımızdan sonra
yaptıkları açıklamalara bakıyoruz, gerçekten ne diyorlar; işte DAEŞ’le
mücadele aksayacak. Hanginiz DAEŞ’le göğüs göğse çarpıştınız? Türkiye 4
binden fazla DAEŞ’li terör örgütü mensubunu elimine etti. Diğer taraftan
yabancı terörist savaşçıları bu kadar yakalayıp da ülkelerine kim gönderdi?
Şu anda bizim hapishanelerimizde var. DAEŞ’le en çok mücadele eden ülke
Türkiye. Efendim, neymiş DAEŞ’le mücadele aksayacak.
SUNUCU- Özellikle Avrupa Birliği ülkelerine siz yaptığınız her ziyarette
zaten bizzat da yüzlerine bu mücadeleyi vermediklerini söylediniz ve şu
anda gelen tepkiler de yine aslında devam ediyor.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Aynı şekilde şimdi Amerikan Başkanı ne
diyor? Oradaki yabancı terörist savaşçıları, DAEŞ’lileri, Avrupalı ülkeler
geri almıyor diyor. Neden almıyorsunuz? Madem DAEŞ’le mücadelede bu kadar
hassassınız. Orada şimdi YPG bunları elinde tutarak, bak ben DEAŞ’lıları
kontrol ediyorum, bana destek verin diyor. Dolayısıyla bunlar son derece
samimiyetsiz açıklamalardır. Efendim, DAEŞ yeniden dirilecek; DAEŞ’in
yeniden dirilmemesi, orada-burada dirilmemesi konusunda herkes üzerine
düşeni yapmalıdır. En fazla da Türkiye yapıyor, özellikle DEAŞ’ın
ideolojisini öldürme konusunda Cumhurbaşkanımız kadar etkili konuşan ve bu
konuda mücadele yapan başka bir siyasi de yoktur. Ne diyor
Cumhurbaşkanımız; bu teröristlerin bizim dinimizle, barış dinimiz İslam’la
alakası yok. Diğerleri ise DAEŞ’i bahane ederek dinimize saldırıyorlar,
İslamofobiyi körüklüyorlar. Dolayısıyla bu konularda kimse bize ders
vermeye kalkmasın.
Şimdi diyorlar ki; Hristiyan azınlıklar ve diğer azınlıklara saygı duyun.
Peki, bugüne kadar YPG defalarca söylememize rağmen burada sahadaki
Hristiyan azınlıklara Süryaniler dahil, Aramiler dahil, bunlara YPG-PKK
baskı yaparken, daha önce DAEŞ yapıyordu, şimdi bunlar ve Dünya Aramiler
Kongresi Başkanı Johny Messo bas-bas bağırdı; bizim orada çocuklarımızı
zorla savaşa götürüyorlar, okullarımızI kapatıyorlar, bize baskı var diye.
Yine diğer Hristiyan azınlıkların temsilcileri de bunu söylerken niye hiç
bunların sesini duymadınız da şimdi oradaki Hristiyan azınlıkları gündeme
getiriyorsunuz? Biz bu konularda herkesten daha hassasız, dolayısıyla bize
ders vermesinler.
Efendim, insani krizler artacak. Peki, bugüne kadar bu kadar sahada zulüm
var, baskı var, Araplar, Türkmenler, diğer Kürtler, yani YPG’yi
benimsemeyen diğer Kürtlere bu kadar baskı var, mal-mülk elinden alınıyor,
madem Kürtleri de savunuyorsunuz, Türkiye’deki 300 bin Kürt’ün hakkını niye
savunmuyorsunuz da şimdi Kürtler diyerek YPG’ye, PKK’ya destek vermeye
çalışıyorsunuz? Bunların çifte standartlarını, ikiyüzlülüklerini yüzlerine
vurmaktan biz yorulduk, bunlar maalesef ikiyüzlülüğü ve çifte standardı
sürdürmekten yorulmadılar, bıkmadılar, ama yüzlerine vurmaya devam
edeceğiz.
Sivil zayiat konusunda, siviller konusunda en hassas ülke biziz. Fırat
Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatlarında da bunu gayet güzel bir şekilde tüm
dünya gördü ve siviller konusunda askerimizin, özel harekatımızın,
polisimizin ve diğer güvenlik güçlerimizin, tüm arkadaşlarımızın ne kadar
hassas olduğunu sadece biz değil bütün dünya biliyor. Dolayısıyla…
SUNUCU- Efendim, zaten Mehmetçiğin bu noktada hem merhameti, hem sevgisi
zaten operasyonlar sonrasında da yansıyan fotoğraflarla hepimiz, dünya
şahit oldu buna.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Hem çocuklara, hem de yaşlı yaşlı
annelerin, ninelerin, dedelerin Mehmetçiğimize, Mehmetçiğimizin de onlara
yaklaşımını görüyoruz. Bizim derdimiz teröristlerdir. Kimse diğer konuların
arkasına sığınarak bu operasyonumuza, harekatımıza karşı çıkmasınlar.
Bölgede siyasi istikrar var mı? Bu terör örgütünün gündemi ne? Suriye’yi
bölmektir, bölücü bir terör örgütüdür zaten. Siz hep Suriye’nin sınır
bütünlüğünü, toprak bütünlüğünü destekleyeceğiz diyeceksiniz, hem de ondan
sonra Türkiye’nin buraya girmesiyle beraber bölgede istikrarsızlık vesaire
şu olacak diyeceksiniz. Bugüne kadar niye sesiniz çıkmıyordu? Suriye’yi
bölmek için bu kadar sarf ettiniz, özellikle Fransa’ya söylüyorum; gidip
her yerde Suriye’de, Irak’ta, her yerde, diğer bölge ülkelerinde de burada
ayrı bir devlet oluşturmak için çaba sarf ettiniz. İşte bugün yine
YPG’lileri sarayında kabul eden kim? Macron. Dolayısıyla bunların
açıklamalarına biz gerçekten bakacak olursak hep çifte standardı görüyoruz.
Bir de, ortak herhalde birileri bunların eline bir yazı vermiş, hepsi ne
diyor? Efendim, burada oluşacak güvenli bölgeyle ilgili biz maddi destek
vermeyeceğiz. Hani Cumhurbaşkanımız bizim projelerimizi tüm görüşmelerinde,
telefonlarda, New York’taki görüşmelerinde oluşturduğumuz güzel bir çalışma
yapmış arkadaşlar, kitapçıkları da vererek İngilizce ve Türkçe de ilgili
muhataplarımıza vererek izah etti. Yani burada insanların buraya, evlerine
dönebilmesi lazım. Türkiye’deki 300 bin Suriyeli Kürt buraya niye
dönemiyor? Çünkü YPG izin vermiyor, malını mülkünü elinden aldı.
Şimdi diyorlar ki maddi destek vermeyeceğiz. Hem iki gün önce geleceksiniz
daha fazla destek nasıl olabiliriz, hem bu Suriyeli göçmenleri nasıl
döndürebiliriz, nasıl çalışabiliriz diyeceksiniz, şimdi de hepiniz, birisi
ellerine tutuşturmuş bu açıklamaları, efendim buraya para vermeyeceğiz.
AB’den gelen açıklamaları söylüyorum; ülkeler de böyle söylüyor, AB
yetkilileri de. İyi o zaman, buyurun alın göçmenleri kendi evinizde bakın,
o zaman görün bakalım maliyeti ne kadardır. Böyle deyince de, Türkiye bizi
tehdit ediyor, Türkiye şantaj yapıyor, blöf yapıyor diyorlar. Hayır, biz bu
yükü bugüne kadar paylaştık, zorla kimseyi de geri göndermek mümkün değil,
insani değil, hukuki değil, biz bunu hiçbir zaman yapmadık. Ama oraya
dönecek insanlara yardım etmeyecekseniz, o zaman buyurun madem sizin
ülkeleriniz daha güvenli ve onları çok düşünüyorsunuz, o zaman alacaksınız
kendi ülkelerinizde bunlara bakacaksınız, sadece Türkiye’nin sorumluluğu
değil yani. Bunun birçok boyutu var, gördüğünüz gibi bu harekatın amacı
var, boyutu var. Ama tüm bunları görerek görmezden gelmelerinin tek sebebi
var; bu ikiyüzlülerin bugüne kadar bu PKK ve YPG’ye verdiği destekler,
açıkça bugüne kadar söylemediler, ama bu operasyonu, harekâtımızı bahane
ederek şimdi içindeki gerçek duyguları da yansıtmaya başladılar.
Kim ne derse desin, biz kendi göbeğimizi Cumhurbaşkanımızın dediği gibi
kendimiz keseceğiz ve burada bizim için ulusal güvenlik meselesi olan,
hayati derecede önemli olan bu harekatımızı başarıyla tamamlayacağız. Ama
bunun Suriye’ye de katkısı var, sınır bütünlüğü, toprak bütünlüğü daha da
güçlü bir şekilde tesis edilecek. Bölgenin istikrarı için önemli, oradaki
insanlar için de önemli, terörle mücadele için önemli, her bakımdan önemli
olan, ama bizim için de hayati derecede önemli olan bu harekatımızı
başarılı bir şekilde inşallah tamamlayacağız.
SUNUCU- Efendim, aslında çok merak edilen var, şimdi biz harekata yeni
başladık, ama harekat ne kadar sürebilir, hedeflenen süre ne kadar?
Bir de, ikinci sorum şu: Başkan Erdoğan’ın elbette ki 13 Kasım’daki Amerika
ziyaretinde de aslında gözler, biz harekatı yapmış olarak gideceğiz o
ziyarete. Bu alandan baktığınızda neler söyleyeceksiniz?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şimdi bunlar tabii ki teknik konular.
Ben burada askerlerimiz, güvenlik güçlerimiz adına şu kadar sürer, bu kadar
devam eder dersek, her şeyden önce onlara saygısızlık etmiş oluruz. Ama
amacımız nedir? En kısa sürede hiçbir sivil zayiat vermeden bu teröristleri
elimine ederek burada güvenli bölgeyi oluşturmaktır. Kahraman askerlerimiz
diğer yerlerde olduğu gibi inşallah askerlerimizden sonra Polis Özel
Harekatımız, Jandarma Özel Harekatımız, onlar da girecek. Kahraman
askerimiz, polisimiz, jandarmamız inşallah en kısa zamanda oraları
temizledikten sonra güvenli bölgeyi de oluşturacaklardır. Bildiğiniz gibi
Afrin bölgesinde, Zeytin Dalı Harekatında da zamanlamasıyla ilgili değişik
yorumlar oldu, ama bir gün sürpriz bir şekilde orası temizlendi ve bugün
Afrin’de ve yine Cerablus, El Bab bölgesinde huzur var, insanlar dönüyor,
360 binden fazla insan döndü. Yani zamanlamasıyla ilgili teknik konuları
Hulusi Paşama ve ilgili arkadaşlara sorarsanız onlardan daha sağlıklı
bilgiler alırsınız. Ama daha henüz bugün başladı, önümüzdeki süreçte
inşallah daha sağlıklı bu konuda bilgiler arkadaşlarımız tarafından gelir
kamuoyuyla paylaşırız.
SUNUCU- Sayın Erdoğan’ın Amerika ziyareti bu noktada efendim, biz bu
operasyonu yapmış olarak gitmiş olacağız ve Amerika’dan gelen de farklı
açıklamalar oluyor zaman zaman bu Türkiye’nin operasyonuna ilişkin hem
Başkan, hem de Pentagon’dan.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şimdi bu açıklamanın esasen anlamı şu:
Biz daha önce bu harekatı başlatmak istedik. Amerika; tamam, beraber
yapalım dedi, güvenli bölge konusunda çalışalım dedi, biz bunları çekelim
buradan, dolayısıyla burayı istikrara kavuşturalım dedi, olmadı.
Dolayısıyla Amerika’dan böyle bir davet gelince yine Türkiye’yi acaba
Amerika oyalayacak mı, dolayısıyla Türkiye harekat için bu ziyareti
bekleyecek mi diye sorular gelince Cumhurbaşkanımız da tabii, Türkiye oraya
gitmeden önce bu işi başlatacak ve harekatı başlattık, anlamı buydu işin
doğrusu. Ve inşallah oraya gitmeden önce değil çok önceden tamamlarız ve de
gereğini yaparız.
SUNUCU- Sizin ya da Sayın Başkan Erdoğan’ın yakın zamanda bölgeye bir
ziyareti öngörülüyor mu?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Bölge derken şuandaki operasyon bölgesi…
SUNUCU- Operasyon…
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Tabii ki biz her zaman askerimizin, her
zaman güvenlik güçlerimizin yanındayız ve gerek duyduğumuz zaman da oraya
gideriz. Bu vesileyle toplumun her kesiminden, yani partiler üstü destekler
geliyor. Yine sanatçısından sporcusuna tüm halkımızdan, milletimizden büyük
bir destek var, dualar var. Rabbim kahraman ordumuzu inşallah muzaffer
eyler, biz de her zaman onların yanındayız, ne zaman ihtiyaç duyarlarsa da
hemen yanındayız, gideriz, her zaman gideriz. Daha önce yine Hatay bölgesi
dahil Zeytin Dalı Harekatında da sadece Başkomutan olarak Cumhurbaşkanımız
değil birçok sporcu, sanatçı, toplumumuzun temsilcileri de gittiler. Sadece
Cumhurbaşkanımızla birlikte değil sürekli oraya giderek askerimize,
polisimize moral desteği verdiler ve milletimiz sağ olsun sevgisini de,
duasını da esirgemiyor. Ne kadar teşekkür etsek azdır.
SUNUCU- Efendim, çok önemli açıklamalar yapıyorsunuz, yayın konuğumuzsunuz.
Ama ben size çok da geç bırakmak istemiyorum.
Şimdi bu harekat sonrası Türkiye, Suriye’nin güvenliği ve özellikle bizim
gündeme getirdiğimiz güvenli bölge. Güvenli bölgenin tesisi nasıl olacak,
yani nasıl planlanıyor?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Güvenli bölge nasıl oluşur? Öncelikle
buradaki tehditleri ortadan kaldırmak lazım. Burada tehdit kimdir?
PKK-YPG’dir, burada yaşayan Kürtler değildir; bakın onun altını tekrar
çizeriz, bizim Kürt kardeşlerimizle hiçbir problemimiz yok. Herkes sözde
Kürtleri sevdiğini söyler. Bugün Türkiye’de de en çok Kürt Milletvekili
bizim partimizdendir şu anda Meclis’e baktığınız zaman. Şırnak gibi bir
yerde çoğunluğu büyük oranda Kürt olan, Kürt kökenli vatandaşlarımızın
yaşadığı Şırnak’ta bile Belediyeyi biz kazandık. Dolayısıyla Kürt
kardeşlerimizle ilgili bir sorunumuz yok. Onları da, Kürtleri de terörist
olarak görmüyoruz, bunu da açıkça söyleyelim. Terör örgütü olan, terörist
olan PKK-YPG’dir ve Diyarbakır’daki anneler de zaten bunu herkesten fazla
söylüyor. Dolayısıyla bu teröristler buradan temizlenecek. Dolayısıyla
buranın güvenliği tesis edilecek. Kimler tesis edecek? Biz tabii ki diğer
bölgelerde olduğu gibi burada yardımcı da olacağız. Özgür Suriye Ordusu da
yine aynı şekilde burada ve buranın yerel insanlarıyla beraber burada,
diğer yerlerde olduğu gibi güvenliği tesis edecek birimler oluşur. Ve bu
şekilde güvenli bölge oluşacak 30 kilometrelik bir derinlikte, her zaman
Cumhurbaşkanımız bunu söylüyor. Ve bu bölgenin güvenliği sağlandıktan sonra
artık insanların dönmesi için diğer çalışmaları yapmamız lazım. Yani
onların temel ihtiyaçlarını, barınak dahil, yeme-içme, su, elektrik,
hastane, yani sağlık hizmetleri dahil temel ihtiyaçlarının karşılanması
için gerekli adımlar da atılır ve insanlar güvende hissettiği zaman zaten
dönmek istiyor. Bugün rejimin kontrol ettiği yerlere dönmemelerinin sebebi,
maalesef güvenlik endişesinden, ne olacaklarını bilmiyorlar. Ama bizim
kontrol ettiğimiz yerlere, teröristlerden daha doğrusu temizlediğimiz
bölgelere insanlar dönüyor, kendini güvende hissediyor. Yani Afrin’de ve
esasen Fırat Kalkanı bölgesinde ne yaptıysak burada da teröristlerden
temizlendikten sonra aynısını yapacağız.
SUNUCU- Bu noktada zaten üçlü zirvelerde de gündeme gelmişti Putin’le,
Ruhani’yle görüşmelerde. Güvenli bölgenin tesis edilmesi zamanlamasında
destek alabilecek miyiz o noktada?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şimdi bu destek konusunu zaten biraz
önce değerlendirdim. Cumhurbaşkanımız tüm ülkelere bu projemizden bahsetti,
birçoğu da değerlendireceğini söyledi. Şimdi harekat başlayınca Avrupa
Birliği ülkelerinden ya da yetkililerden; biz buna destek vermeyeceğiz
açıklamaları gelmeye başladı. Ama sonuçta biz tek başımıza da kalsak, bu
insanların buraya güvenli bir şekilde dönebilmesi için ve güvenli bölgenin
oluşturulması için gereken neyse biz onu yaparız. İlla birilerinden yardım
gelecek, zaten vaatlerini de yerine getirmiyorlar ki. 2018 yılı sonuna
kadar 6 milyar Avroyu Türkiye’deki Suriyeliler için aktaracağını kim
söyledi? AB. Bugüne kadar 2.6 milyar para geldi. Efendim, biz parayı
hazırladık da, Brüksel’de duruyor da, Brüksel’de duran paranın buradaki
Suriyelilere ne faydası var? Onu da birçok şartlara bağlıyorlar,
uzatıyorlar, en son Alman İçişleri Bakanı ve Avrupa Birliği yetkilileri,
Avramopoulos dahil geldikleri zaman bunları da görüştük.
SUNUCU- Bu konuya en hakim sizsiniz aslında.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Yani şimdi uluslararası toplumun buna
yardım etmesi gerekiyor, bu insanlara. Amacımız ne? Gönüllü bir şekilde,
güvenli bir şekilde dönmelerini sağlamak. Onun için de herkes üzerine
düşeni yapmalı.
Ayrıca, Türkiye’de 2+2, yani Türkiye, Rusya, Almanya ve Fransa zirvesi oldu
biliyorsunuz. Ve bu zirvenin sonuç bildirgesine baktığımız zaman da,
Suriye’deki ve Suriye’ye dönen kişilerin, göçmenlerin temel ihtiyaçları da
karşılanacaktır vardır. Ama dediğim gibi orada olması önemli değil sonra
sözünü tutup tutmadıklarını göreceğiz.
Diyelim ki hiç kimseden yardım gelmedi. Biz bugüne kadar Türkiye’de bu
göçmenler için, Suriyeli kardeşlerimiz için bu kadar yardım yaptık. Şimdi
oraya döndürürüz, orada da ne gerekiyorsa onu yapmaya çalışırız Allah’ın
izniyle. Biz büyük bir devlet, büyük bir milletiz ve hiçbir zaman da insani
konularda biz hiç kimsenin gerisinde kalmadığımız gibi insani yardımlarda
çok şükür yıllardır dünyada en öndeyiz, orada da ne gerekiyorsa onu
yaparız.
SUNUCU- Sizin bu aşamada yeniden mevkidaşlarınızla bir telefon görüşmesi
trafiğiniz söz konusu mu?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Var. Yarın Alman Dışişleri Bakanıyla
görüşeceğim, açıklaması çok çirkin, twitter hesabından açıklamayı gördük,
yarın kendisiyle görüşeceğiz. İngiltere Dışişleri Bakanıyla görüşeceğiz.
Biraz önce haber geldi, Kanada Dışişleri Bakanı Freeland görüşmek istemiş,
onun da zamanlamasını yaparız. Biz herkesle görüşürüz,
saklayacağımız-gizleyeceğimiz bir şey yok ve korkacak da bir şeyimiz yok,
meşru bir şey yapıyoruz. Terörle mücadele ediyoruz ve bölgenin istikrarı
için mücadele ediyoruz. Diğer taraftan Anayasa Komisyonu da biliyorsunuz
kuruldu, ilk toplantısını yapacak. Dolayısıyla herkesle görüşürüz, bu
bildirimleri yaparken de birilerine hesap vermek zorunda olduğumuz için
yapmadık. Biz etkin birçok taraflılığı ve hukuk üzerine kurulmuş bir
uluslararası sistemi savunduğumuz için gerekli bildirimlerde bulunduk.
Çünkü yaptığımız iş doğru, meşru ve gereğini yapıyoruz. O nedenle de
herkesle de görüşürüz, herkese de anlatırız. Ama haksız bir şekilde
Türkiye’yi eleştiren olursa, ikiyüzlülük yapan olursa, çifte standarda
tevessül eden olursa da gerekli cevabı bizden alır. Hem bizden Türkiye’yi
yönetenler olarak Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, hem de milletimizden bu
cevabı alırlar.
SUNUCU- Şimdi Komuta Kontrol Merkezindeki, Harekat Merkezindeki toplantıya
girdiniz siz. Sayın Başkan Erdoğan’ın Mehmetçiğimize mesajı ne oldu?
Sanıyorum karadan giren birliklerin girişini de izledi.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Sayın Cumhurbaşkanımızın mesajını zaten
sizler de gördünüz harekat başlarken, yine bağlantıda. Dün ben de
Cezayir’den yola çıkmadan önce gördüm. Orada Sayın Cumhurbaşkanımız gerekli
mesajları verdi ve buradan da Mehmetçiğimize, kahraman ordumuza da
selamlarını dualarını da gönderdi. Dolayısıyla onun dışında herhangi bir
şey söylemem mümkün değil.
SUNUCU- Efendim, çok teşekkür ediyoruz yayınımıza katıldığınız için. Yayın
konuğumuz, ayağının tozuyla hem Cezayir’den gelen, hem de burada
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki toplantıya katılan Dışişleri Bakanı Mevlüt
Çavuşoğlu’ydu, önemli paylaşımlar gerçekleştirdi bizimle diyelim ve sözü
yeniden size bırakalım.