Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Cumhuriyetin 100. Yılında Türk Dışişleri Sempozyumunda Yaptığı Konuşma, 13 Nisan 2023, İstanbul Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Cumhuriyetin 100. Yılında Türk Dışişleri Sempozyumunda Yaptığı Konuşma, 13 Nisan 2023, İstanbul Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Soydaşlarımızla İftar Programında Yaptığı Konuşma, 12 Nisan 2023, Şumnu/Bulgaristan Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Keçiören İftar Programında Yaptığı Konuşma, 10 Nisan 2023, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Afyonkarahisar İftar Programında Yaptığı Konuşma, 9 Nisan 2023, Afyonkarahisar Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Antalya İftar Programında Yaptığı Konuşma, 8 Nisan 2023, Antalya Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Eskişehir İftar Programında Yaptığı Konuşma, 7 Nisan 2023, Eskişehir Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Altındağ İftar Programında Yaptığı Konuşma, 5 Nisan 2023, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun 4 Nisan 2023 tarihinde Uluslararası Demokratlar Birliği tarafından düzenlenen iftar programında yaptığı konuşma, 4 Nisan 2023, Brüksel Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Kahramanmaraş Çadır Kenti Ziyaretinde yaptığı konuşma, 26 Şubat 2023, Kahramanmaraş Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Basını Bilgilendirme Toplantısında Yaptığı Konuşma, 26 Şubat 2023, Adıyaman Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Yunanistan Dışişleri Bakanı ile ilgili yaptığı konuşma, 12 Şubat 2023 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Yunanistan Dışişleri Bakanı Sayın Nikos Dendias ile basına yaptıkları konuşma, 12 Şubat 2023 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Azerbaycan Dışişleri Bakanı Sayın Jeyhun Bayramov ile basına yaptıkları konuşma, 11 Şubat 2023, Kahramanmaraş Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun 7. Tematik Kış Kampları etkinliğinde yaptığı konuşma, 2 Şubat 2023, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Antalya Diplomasi Forumu ve IFAT İşbirliğiyle Budapeşte’de düzenlenen panelde yaptığı konuşma, 31 Ocak 2023, Budapeşte Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Türkiye Gençlik Vakfı 8. Genç Diplomat Akademisinde yaptığı konuşma, 30 Ocak 2023, İstanbul Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Azerbaycan’ın Tahran Büyükelçiliği’ne yapılan saldırı hakkındaki Açıklaması, 27 Ocak 2023, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Stokholm Büyükelçiliğimiz Önünde Gerçekleştirilen Çirkin Eyleme Dair Açıklaması, 21 Ocak 2023, Antalya Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Houston’da Vatandaşlarla Buluşma Sırasında Yaptığı Açıklama, 19 Ocak 2023, Houston Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile Gerçekleştirdiği Görüşme Öncesinde Yaptığı Açıklama, 18 Ocak 2023, Washington Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Cape Town Başkonsolosluğu Resmi Açılış Töreninde Yaptığı Konuşma, 9 Ocak 2023, Cape Town / Güney Afrika Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun TBMM Bütçe Görüşmelerinde Yaptığı Konuşma, 12 Aralık 2022, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun İTÜ'de yaptığı konuşma, 9 Aralık 2022, İstanbul Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Hacı Bayram Veli Üniversitesi’nde Yaptığı Konuşma, 5 Aralık 2022, Ankara Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu'nun Lodz Fahri Başkonsolosluğumuzun Açılış Töreninde Yaptığı Konuşma, 30 Kasım 2022 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Türkiye-Azerbaycan-Kazakistan Üçlü Dışişleri ve Ulaştırma Bakanları İkinci Toplantısı Sonrası Basını Bilgilendirme Toplantısı, 25 Kasım 2022, Aktau Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nde Yaptığı Konuşma, 25 Kasım 2022, Van Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu'nun Birleşmiş Milletler Medeniyetler İttifakı Dostlar Grubu Bakanlar Toplantısı Hitabı, 22 Kasım 2022, Fes Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Birleşmiş Milletler Medeniyetler İttifakı Girişimi’nin 9. Küresel Forumu Açılış Konuşması, 22 Kasım 2022, Fes
Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi’nde Yaptığı Konuşma, 22 Ekim 2022, Hatay

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Öğrenci kardeşlerim, bugün güzel Hatay’da sizlerle beraber olmaktan büyük bir mutluluk duyuyorum. Üniversitemize, rektörümüze ve öğrenci konseylerimize bu toplantıyı düzenledikleri için huzurlarınızda teşekkür etmek istiyorum.

Bugün Hatay’ımızda çok güzel bir programla başladık. Dün Mersin’deydik, orada da gençlerimizle beraber olduk. Hatay’da biraz önce Zeytin, Zeytinyağı Altınözü’nde ve Gastronomi Festivaline katıldık. Biraz sonra esnaf kardeşlerimizle buluşacağız. Daha sonra sivil toplum örgütleri ve de iş insanlarımızın bir araya geldiği toplantıda, ekonomi diplomasimizi, girişimci ve insani dış politikamızı anlatmaya çalışacağız. Ama bugün sizlerle beraber olmak her şehirde olduğu gibi Dışişleri Bakanı olarak ve bir kardeşiniz olarak bizim için hem mutluluk verici hem de öğretici.

Ben biraz sonra sizlere dış politikamızın genel çerçevesini, anlayışını, yoğunluğunu anlatmaya çalışacağım, daha sonra soru-cevap kısmına geçeceğiz. Ve soru-cevap kısmında tüm kardeşlerimiz serbestçe, özgürce istediği soruyu soracak, biz de dilimiz döndüğü kadar bu sorulara cevap vermeye çalışacağız inşallah. Ama Hatay’ımız gerçekten bunu söylemeden tabi konuşmamıza başlamak mümkün değil, medeniyetlere beşiklik etmiş, insanlık tarihinin dönüm noktalarına şahitlik etmiş bir şehrimizdir. Farklı dünyaların keşişim noktasında olan bu güzel şehir, birlikte yaşama ve hoşgörü kültürünün de güzel bir örneğidir. Sadece ülkemizde değil, tüm dünyada güzel bir örneğidir. Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün benim şahsi meselemdir dediği Hatay’ın gönlümüzdeki yeri bambaşkadır.

Hatay Türk dış politikası bakımından da önemli bir şehrimizdir. Hatay’ı 1939’da Anavatana katılması uluslararası hukuk ve diplomasi temelinde elde ettiğimiz tarihi başarılardan bir tanesidir. Biz de kadim diplomasi geleneğimizden istifadeyle dış politikamızda çok farklı sorunları milletimizin çıkarları doğrultusunda yönetiyor ve sonuçlandırıyoruz. Çok yoğun bir diplomasi çalışması içindeyiz, her şeyden önce onu söylemek isterim. Gerçekten gece-gündüz durmadan çalışmamız gereken bir yoğunluk içindeyiz. Ve dış politika artık sadece diplomatların, Dışişleri Bakanının yürüttüğü bir alan olmaktan da çıktı. Ve bugün Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bir taraftan burada milletvekillerimiz de var, parlamenter diplomasi, diğer taraftan üniversitelerimizin yurt dışındaki temasları, iş insanlarımız ve sanatçılarımız, aynı şekilde gençlerimiz Türk dış politikası için de çok önemli aktörler haline geldi. Biz de bu rolün, yani bizim Dışişleri Bakanlığımızın dışındaki aktörlerin rolünün daha aktif olması için çaba sarf ediyoruz, teşvik ediyoruz ve de destek oluyoruz. Tabi yoğun bir dış politika dedik gündemimiz var. Türkiye gibi tarihi derinliği ve coğrafi erişimi büyük bir ülkenin dış politikasının da yoğun olması son derece doğaldır.

İki gün önce Sayın Cumhurbaşkanımızla Karabağ’daydık. Hepinize Sayın Cumhurbaşkanımızın selamlarını getirdim, sevgilerini getirdim sevgili gençlere. Yine Karabağ’da yine tarihe şahitlik edildi, can Azerbaycan vatan muharebesinin ardından şimdi Karabağ’ı ihya ediyor. Biz de kardeşlerimize her konuda olduğu gibi bu konuda da her türlü desteği veriyoruz. Geçen yıl Karabağ’ı dünyaya bağlayan ilk havalimanını, yani Fuzuli Havalimanının açılışını gerçekleştirmiştik. Perşembe günü de bölgedeki ikinci havaalanının Zengilan Havaalanının açılışını gerçekleştirdik. Ama sadece havaalanı değil, diğer taraftan o bölgedeki tarım projeleri, yeni yollar, demir yolları, 30 yıl işgalin artından bir harabe kalmış, ağaçları bile yıkmışlar, yakmışlar. Bırakın evleri, ağaçları, ağaçları bile kırıp, döküp öyle gitmişler. Yani bu nefret, bu düşmanlık, doğaya düşmanlık nereden geliyor kardeşim? Ama şimdi buraları ihya etmemiz gerekiyor ve bu alanlarda da çok önemli projeler hayata geçiriliyor.

Hafta başında yine yoğunluktan bahsediyoruz, Türk Devletleri Teşkilatı Bakanlar Toplantısına İstanbul’da ev sahipliği yaptık. Çünkü gelecek ay 11 Kasım’da Semerkant’ta ata yurdumuz Semerkant’ta Türk Devletleri Teşkilatı Zirvesini gerçekleştireceğiz. 1 yıl önce adı Türk Konseyiydi, İstanbul Zirvesinde ismini değiştirdik, Türk Devletleri Teşkilatı oldu. Ama bu sadece isim değişikliği değil, kurumsallaştırıyoruz, ailemizi genişletiyoruz ve de bugüne kadar Türk Konseyine bağlı işte TÜRKSOY gibi aynı şekilde vakıf, akademi, vesaire şimdi yeniden fon da kurulacak, merkezi de inşallah İstanbul’da olacak. Tüm bunları teşkilat çatısı altında birleştireceğiz ve ailemizi daha da güçlendireceğiz. Türk dünyasının birliğini burada yüce Türk büyüğümüz de var inşallah daha da sağlamlaştıracağız.

Yine geçen hafta Sayın Cumhurbaşkanımızla Asya’da İşbirliği ve Güven Artırıcı Önlemler Zirvesine katıldık. Aşağı yukarı 36 Asya ülkesinin üye olduğu bir girişimden bahsediyoruz 30’ncu yılında. Asya, Astana, yani Kazakistan’da gerçekleşen bu zirve. Neden Asya diyoruz? Çünkü Asya güçleniyor, çünkü Asya ekonominin güç merkezi haline geliyor. Dolayısıyla, bizim Asya’ya tekrar bütüncül bir anlayışla dönmemiz gerekiyor. Neden yeniden Asya diyoruz Türk dış politikası olarak girişimlerimizden bir tanesi, çünkü köklerimiz, kökenlerimiz orada, yani biz orada yeni değiliz. Ama bu dünya değişirken, Asya değişirken, dengeler değişirken bütüncül bir yaklaşımla tekrar oralara geri dönmemiz gerektiğinin vurgusunu yapıyoruz. Ve tüm Asya’da bini aşkın değişik alanlarda somut adımlar atıyoruz, ülkelerle ve o bölgedeki bölgesel örgütlerle bağlarımızı güçlendirirken iş birliğimizi de artırıyoruz. Ama ondan önce yine Sayın Cumhurbaşkanımızla birlikte Prag’da Avrupa Siyasi Topluluğu Toplantısına katıldık bu yeni bir girişimdi. Avrupa’da Avrupa Konseyi var 47 ülkeydi, Rusya ayrıldı savaştan sonra 46 üye. Avrupa Birliği var, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatının içinde tabi Kanada gibi, Amerika Birleşik Devletleri gibi deniz aşırı ülkeler de var ama adı Avrupa. Ama bu bir yeni inisiyatif.

Biz şunu söylüyoruz: Tabi bunlar Avrupa Birliğine ve diğer kurumlara alternatif olmamalı, NATO’da Avrupa Atlantik Teşkilatı. Dolayısıyla niçin kuruluyor bu? Efendim sorunlar var, krizler var. Ama her kriz olduğunda yeni bir inisiyatif mi başlatacağız? Her kriz olduğunda yeniden bir örgüt mü kuracağız? Var olan örgütleri reforme ederek onları daha bir hale getirerek bu krizlerin çözümünde etkin hale getiremez miyiz? Ama bu bir girişim. Sonuçta girişim ister sevin, ister sevmeyin, ama daha başından bizim oralarda olmamız bu girişimlerin bir yerlere evrilmesi mutlaka kaçınılmaz. O doğrultuda bizim karar masalarında olmamız lazım. Avrupa’da da, Asya’da da, dünyanın her yerinde bunu yapmaya çalışıyoruz. Yani artık aynı anda farklı coğrafyalarda olan, olması gereken bir Türkiye var sevgili genç kardeşlerim.

Değerli arkadaşlar, sevgili hocalarımız, değerli konuklar, toplumsal ve teknolojik yeniliklerin birbirini kovaladığı, uluslararası gelişmelerin baş döndürdüğü bir dönemdeyiz. Dünya çok hızlı değişiyor, takip etmek bırakın, adapte olmayı, takip etmekte bile hepimiz zorlanıyoruz. Eskiden dönüşümler kısa sürerdi sistemler hızla istikrar kazanırdı. Oysa şimdi değişimin kendisi sistem olmaya başladı. Şöyle bir bakın Vestfalya’dan bu yana uluslararası ilişkiler, uluslararası hukuk okuyan arkadaşlarımız bilir, o zaman ki sistemler 1 asır sürerdi. Yine 2. Dünya Savaşından sonra kurulan sistem yarım asır sürdü. Ama bu soğuk savaşın bitmesinden sonraki dönem de yaşanan bu süreç ise çok kısa sürdü. Dolayısıyla, artık değişimin kendisi sistem olmaya başladı.

Bu değişimin size bir örnekle anlatmaya çalışayım sevgili kardeşlerim. Bugün hayatımızda onsuz yapamam dediğiniz ihtiyaçlarınız nelerdir? Şu anda yanınızda ne var? Herkesin cebinde aşağı yukarı cep telefonu var değil mi? Aynı şekilde bugün internetsiz yapabiliriz diyebiliyor musunuz? Yapamayız diyorsunuz. Hatta gittiğiniz yerlerde genç kardeşlerimiz, yurtlarda ve üniversite ortamlarında internetin yetersiz olduğundan şikayetçi oluyor. Burada böyle bir sorun var mı? Sayın Rektörüm, bu sizin şahsi üniversite kampüsü içinde doğru, ama buradan öz eleştiri yapalım gittiğimiz yerlerde de, gittiğimiz yerlerde öğrenci kardeşlerimizin zaten Gençlik ve Spor Bakanımıza da aktarıyoruz, genel anlamda internetten şikayeti var, doğrusu benim de var. Çünkü bu telefon şirketleri artık yeterince yatırım yapmıyorlar. Bir arabada giderken bir yabancı muhatabımla telefonda görüşürken kesiliyor. Eskiden böyle değildi, bir de reklam da yapıyorlar her yerde işte her yeri kapsıyoruz diye önemli aktörleri veya aktrisleri de oynatıyorlar reklamda. Ama telefon şirketlerine burada bir çağrıda bulunmak istiyorum, yatırımlarınız yetersiz. Bu gençliğin ve Türkiye’nin vizyonunu sizin de yakalamanız gerekiyor, sadece bu işler reklamla olmaz. Bu özeleştiriyse özeleştiri, çağrıysa çağrı. Yani şimdi telefon ve internete geri dönelim. Şöyle düşünün: Ben sizlerin yaşındayken üniversite sıralarındayken bunların hiçbiri yoktu. Yani siz bizlerin yerinize inşallah geçeceksiniz, geçtiğiniz zaman kim bilir ne tür yenilikler olacak?

Geçen gün BBC’nin 1979’da yaptığı fütüristtik bir belgeselini izledim. Bir kişi o belgeselde gelecekte herkesin evini ofis gibi kullanabileceğini anlatıyordu. Büyük bir bilgisayar ekranından takvime bakıyor, online uçak bileti alıyor, e-posta mesajı alıyor. Yani o gün fütüristtik bir belgesel ya olmayacak diye bunları hayal ediyor. Bunların hepsi bugün var mı? 79’dan bahsediyoruz. Yani bunlar hiç olmayacak gibi düşünülen şeylerdi o yıllarda. Biz her alanda olduğu gibi diplomaside de bu değişimi yakalamaya ve ona yön vermeye çalışıyoruz. Değişimi yakalayamazsanız ona yön veremezseniz değişim sizi yönetir, yönlendirir. Bu bağlamda özellikle günümüzü, geçmişten ayıran kolektif zekaya çok önem veriyoruz.

Ampulü kim buldu? Edison değil mi? Radyoyu? Marconi. Telefonu kim buldu? Alexander Graham Bell bunları icat ettiler. Ama akıllı telefon biraz önce bahsettik internetin tek mucidi var mı? Var mı akıllı telefonu şu buldu diye? Değişik markalar üretiyor. Bunlar kolektif zekanın ürünüdür sevgili arkadaşlar. Steve Jobs, Elon Musk ve Selçuk Bayraktar gibi isimler aslında icatları yapmaktan ziyade, kolektif zekaya liderlik eden isimlerdir. Hayatlarımız gibi kullandığımız ürünler de karmaşıklaşıyor bugün. Bunları sadece bireysel çabayla yapılması mümkün değil. Bu yüzden kolektif zeka ve sistem tasarımı öne çıkıyor. Kolektif zekayı oluşturan bazı temel unsurlar vardı, vizyoner ve güçlü liderlik, yüksek yeteneğe sahip bireyler, birlikte çalışma isteği ve becerisi gibi. İşte biz de başta dış politikamız olmak üzere devlet yönetiminde bu sinerjiyi yakalamaya çalışıyoruz, başka çaresi yok.

Bugün Kafkaslar’da, Balkanlar’da, Afrika’da, Asya’da güçlü diplomasiyle bir Türkiye varsa bu, bu yaklaşımın sonucudur. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Bakanlığımız, tüm yurt dışındaki temsilciliklerimiz, TİKA’mız, AFAD’ımız, Kızılay’ımız, Yurt Dışı Türkler Başkanlığımız, Diyanet Vakfımız, Türk Hava Yollarımız gibi, üniversitelerimiz gibi, Maarif Vakfımız gibi birçok unsurumuzla dünyanın her yerinde bu ortak akılla hareket ediyoruz, yumuşak gücümüzü dünyanın her yerinde daha görünür hale getiriyoruz, daha da pekiştiriyoruz.

Bu başarıyı yakalayabilmek için birçok farklı disiplini de bir araya getirmek zorundasınız, tek bir disiplinle olmaz. Sosyoloji, hukuk gibi disiplinler kadar mühendislik, tıp, psikoloji gibi alanları sinerji içinde hayata geçirebilmeyi başarmamız gerekiyor. Her an kendinizi yenilemek, yeniliğe açık olmak ve hatta ona biraz önce de söyledim yön vermek zorundasınız, bu kaçınılmazdır.

Örneğin, geçen yıl yaptığımız 2. Antalya Diplomasi Forumunda tabi ki siyasi gelişmeleri ele aldık, çünkü diplomasi alanları da çok gelişiyor, değişiyor. Rusya-Ukrayna Dışişleri Bakanlarını savaştan sonra ilk defa biraraya getirdik, aynı masaya oturttuk. Normalleşme bağlamında Ermenistan Dışişleri Bakanı Ararat Mirzoyan’ı de yine Antalya’da ağırladık. Taliban temsilcileriyle, Batılı ülkelerin temaslarına ev sahipliği yaptık ki, en çok Taliban temsilcisiyle farklı ülkelerin Bakanları veya temsilcileri görüşme gerçekleştirdi. 75 ülkeden 17 devlet başkanı, devlet ve hükümet başkanı, 80 bakan, 39 üst düzey uluslararası teşkilat temsilcisini yine Antalya’da ağırladık. Ama belki aynı derecede önemli başka konuları da görüştük. Yapay zekanın geleceğini konuştuk. Metaverse gibi gelişmeleri ayrı ayrı oturumlarda ele aldık. Gençlik oturumlarında spor, eğitim ve kültürün yumuşak güce etkilerini de aynı şekilde hem gençlerle hem uzmanlarla konuştuk. Bu yolla geleceğin diplomasi sahasına hazırlık yapmayı hedefledim. Bu yenilikçi anlayışla başlattığımız bir başka girişim dijital diplomasidir. Dijital diplomasiyi pandemi başlamadan önce başlatmıştık bir Büyükelçiler Konferansında bunu ilan etmiştik. Ve pandemi başladıktan sonra ne kadar isabetli olduğunu övünmek gibi olmasın da Bakanlığımızın da ne kadar öngörülü olduğunu ve bu pandemiye de ne kadar hazırlıklı olduğumuzu göstermiş olduk.

Dijital dünyanın sağladığı imkanları dış politika analizlerinden, konsolosluk hizmetlerine kadar da etkin bir şekilde kullanmaya çalışıyoruz. Biraz önce dedim ya her şey çok hızlı değişiyor. İnanın dış politikada bu değişimi yani insan gücü olarak takip etmek ve analizini yapmak, ona göre politika oluşturmak o kadar kolay değil. O yüzden yapay zekadan faydalanıyoruz dış politika analizlerini oluşturmak, yapmak ve dış politikanın unsurlarını hayata geçirmek için yapay zekadan faydalanmak artık bir lüks değil, bir zaruriyettir.

Örneğin, konsolosluk hizmetlerinden bahsettim, bu konsolosluk hizmetlerinde yapay zeka temelli Hızır Platformunu da devreye soktuk ve yurt dışında yaşayan 7 milyon vatandaşımız ve yine Dışişleri Bakanlığından hizmet bekleyen herkesin 7 gün, 24 saat bundan faydalanmasını sağladık. Yani dünyanın her yerinde artık bizlere anlık mesajlaşma platformlarından herkes ulaşabiliyor.

Değerli hocalarım, sevgili öğrenci arkadaşlarım, yenidünyada başarı için birçok farklı disiplini bir araya getirmek zorunda olduğumuzu biraz önce sözlerimin başında söylemiştim. Sizler gibi farklı disiplinlerde eğitim alan kardeşlerimle bu sohbeti yapmak elbette bana ayrı bir heyecan ve zevk veriyor. Uluslararası ilişkilerde hem teori düzeyinde hem de sahadaki pratikte çok disiplinli bir alandır. Yine dış politikamızın temel önceliklerini oluşturan dosyalarda bu çok disiplinlilik daha da belirgin bir hale geliyor. Uluslararası hukuk bilmezseniz Kıbrıs konusunda haklarınızı savunamazsınız. Türkiye hukukunu bilmezseniz de konsolosluk işlerini tam olarak yapamazsınız. Tarih bilmezseniz haksız Ermeni iddialarına karşı cevap veremezsiniz. Enerji ve jeopolitik bilmezseniz Türkiye’nin küresel bir enerji merkezine dönüşümünü sağlayamazsınız. Bugün Türkiye küresel bir enerji hub’ı, bir merkezidir enerji üretmediği halde. İnşallah seneye Karadeniz’deki bulduğumuz gaz sisteme bağlanacak, daha fazla petrol kuyuları bulmaya başladık. Yavaş yavaş kendi üretimimizi arttırıyoruz, ama halen dışa bağlıyız. Ama ona rağmen Türkiye enerjide bir hub, bir üs oldu. İşte Putin’in de son teklifinin sebebi de budur.

Yine değerli arkadaşlar, sosyoloji bilmezseniz Afrika, Latin Amerika gibi birçok yerdeki açılımlarımızı da başarıyla yürütemezsiniz. İletişim zaten bu işin en önemli esaslarından, özellikle sosyal medya bu anlamda önemli. İşte Elon Musk’ın biraz önce kendisinden bahsettik, Rusya-Ukrayna veya Tayvan anlaşmazlığı gibi konularda ki attığı mesajların, tweetlerin yankısını gördünüz, tüm dünyada yankı buldu. Kendi kültürümüzü de genel kültür bilmezseniz medeniyetimizin insanlığa katkılarını küçümsersiniz. O yüzden kendi kültürümüzü, medeniyetimizi de çok iyi bilmemiz lazım, tarihimizi aynı şekilde çok iyi bilmemiz lazım. Gelişen teknolojiyi yakından takip etmezseniz değişimin çok gerisinde kalırsınız. Teknolojiyi takip etmek de yine bir zorunluluktur. Biraz önce yapay zekadan da bahsettim.

Yunanistan’ın irrasyonel Türk korkusunu anlamak için de herhalde biraz klinik psikoloji bilmek gerekiyor. Bu yüzden artık çok disiplinli kafa yapısına ihtiyacımız var, yani sizlere bizim ihtiyacımız var. Bu anlayışla diplomat adaylarının mezun olabilecekleri alanları da genişlettik. Eskiden işte sosyal bilimlerden mezun olana idari neydi bölümün ismi? İdari bilimler fakültesi. Dar alandaydı, şimdi bunun içine iletişimi kattık, tarihi koyduk, sosyolojiyi koyduk, mühendislik de koyduk, çünkü çeşitlendirmemiz lazım, dil bakımından da çeşitlendirmemiz lazım. Sadece İngilizce, Fransızca olmaz, bugün Çince bilen, Japonca bilen, Rusça bilen, İspanyolca bilen, İtalyanca bilen, Arapça maalesef sayısı az ama arkadaşlarımızı Bakanlığımıza almaya başladık ve uzmanlaştırmaya da çalışıyoruz. Sizleri de inşallah Bakanlığımızda, aramızda görmek isteriz. Buradan elde ettiğiniz teorik bilgilerinizle, yabancı diliniz güçlü bir şekilde bunlarla mezun olup da aramıza katılmanızı isteriz. Eğer Bakanlığa ilgi duyarsanız Bakanlığımıza girmeyi, nasıl hazırlanacağınız konusunda sizlere detaylı bilgi vermeye hazırız. Ayrıca staj programlarıyla genç kardeşlerimize bu sene sanırım üç grup olarak genç kardeşlerimizi Bakanlığımıza davet ettik.

Cumhurbaşkanlığı biliyorsunuz İnsan Kaynakları Ofisinin organizasyonunda. Ve Bakanlığımız stajyerler arasında yapılan anketle en çok memnuniyet duyulan Bakanlık seçildi. Ödülü de Sayın Cumhurbaşkanımızdan geçen hafta aldık. İnanın bu da bir tesadüf değildir, çünkü gerçekten genç arkadaşlarımızı biz diplomasi odasına alıyoruz ve simülasyonla da gerçek diplomasi masasına oturtuyoruz. Ve bir diplomat nasıl olunur, dış politikanın unsurları nedir, öncelikleri nedir, nasıl takip ediyoruz, değişimi nasıl okuyoruz, dış politikamızı nasıl oluşturuyoruz ve nasıl hayata geçiriyoruz? Tüm bunları arkadaşlarımıza anlattık. Ayrıca Büyükelçiler Konferansının açılışına davet ettik genç kardeşlerimizi. Yine Azerbaycan’ın diplomatlar için düzenlediği bir Şuşa seyahati vardı. Ankara’da yabancı diplomatları da davet ettiler, çünkü birçok Ankara’daki mukim büyükelçi Azerbaycan’a da akredite, orada büyükelçilik yok. Onlarla beraber bizim arkadaşlarımız, genç diplomatlarımız ve stajyerler de Şuşa’ya giderek tarihe de tanıklık ettiler. Ve bu arkadaşlarımıza tabi Bakanlığımıza girmeleri için de gerekli desteği verdik, nasıl hazırlanacaklarını anlattık.

Yine uluslararası ilişkilere ilgi duyan, ama farklı alanlarda okuyan arkadaşlarımızı da mutlaka bekleriz. Örneğin, uluslararası ilişkiler okuyup da veya mühendislik okuyup da uluslararası ilişkiler bölümünde master yapan, yüksek lisans yapan arkadaşlarımıza da biraz önce söylediğim çerçevede Bakanlığımıza giriş yolunu açmış olduk. Ülkemiz ve diplomasimiz sizlerle inşallah çok daha güçlü olacak. Sadece diplomasimiz değil, her alanda siz gençlerin ideallerine ve vizyonuna, enerjisine, vatan millet sevgisine bizlerin ve ülkemizin, milletimizin ihtiyacı var.

Hepinize başarılı bir eğitim yılı diliyorum. Ve yolunuz açık olsun, Rabbim gönlünüze göre versin. Bu dış politika kısa sunumundan sonra şimdi sizlerin sorularına cevap vermeye çalışacağım söz verdiğim…

* Interpress deşifresidir.