Sözcü Selçuk Ünal'ın Olağan Basın Toplantısı, 27 Ekim 2011

Değerli Arkadaşlar,

 

Olağan basın toplantımıza hoş geldiniz.  Bir süreden beri buluşamadık ama gündemimiz hep yüklüydü.  Yüklü olmaya da devam edecek. Öncelikle izin verirseniz, bu haftaki bazı faaliyetlerimiz ve gelecek haftaki bazı çalışmalarımız hakkında özet bilgi vermek istiyorum. Sonra da varsa sorularınıza geçebiliriz.

 

Bildiğiniz gibi bu hafta Sayın Bakanımız Sırbistan’da bazı temaslarda bulundu. Burada  ikili ve bölgesel konularda görüş alışverişinde bulundu. Sırbistan Dışişleri Bakanı ve Sırbistan Cumhurbaşkanıyla Sırbistan’ı ve Kosova’yı ilgilendiren diğer konuları ele aldı. Daha sonra Katar’da ve Ürdün’de temaslarda bulundu. Bunların bir kısmını basından da izlediniz. Burada Katar ve Ürdün makamlarıyla daha ziyade Filistin, Libya’daki son durum, Suriye dahil Ortadoğu’da ki gelişmeler, Yemen, Tunus ve Mısır’daki son durum ele alındı. Özellikle Katar’la ikili ilişkilerimiz ve bundan sonraki üst düzey ziyaretler takvimi de ele alındı.

Bugüne gelecek olursak, zaten sabah basınımızda da yer almış, ABD Savunma Bakanlığı Uluslararası Güvenlik İşlerinden Sorumlu Bakan Yardımcısı Büyükelçi Alexander Vershbow başkanlığında bir heyet Bakanlığımızda temaslarda bulunacak. Bu heyet, son terör saldırılarından sonra ABD ile yaptığımız görüşmelerde ülkemizi ziyaret etmesi kararlaştırılan bir heyet. Diğer kurumlardan da katılımcılar var bu heyette. Biz de gerek Bakanlığımızda gerek diğer kurumlarla görüşmeleri sürdüreceğiz. Burada tabiatıyla terörizmle mücadeledeki işbirliğimizin nasıl daha da geliştirilebileceği üzerinde durulacak. Bu görüşmeler bugün Bakanlığımızda olacak.

Diğer bir konu, hepinizin toplantımızın başlamasından önce de sorduğu, üzücü deprem felaketi nedeniyle ülkemize gönderilen ya da gönderilecek olan yardımlar. Bu konuda da özet bilgi vermek istiyorum. Tabiatıyla bu konu Başbakanlık Afet İşleri Başkanlığı tarafından koordine ediliyor. Bununla birlikte, bize müştereken ulaşan bilgiler çerçevesinde bazı hususları aktarmak istiyorum. Daha önce de açıklamış olduğumuz üzere, şu ana kadar yaklaşık 30’dan fazla ülke ve uluslararası kuruluş yardım önerisinde bulunmuştu. Biz  ilk iki günkü sahada yapılan çalışmalarda bu konuda  makamlarımızdan aldığımız bilgiler uyarınca bunları memnuniyetle not etmiş ve kendilerine bilahare geri dönüleceğini bildirmiştik. Zaten yapılan son değerlendirme çerçevesinde afet sonrasında kullanılacak bazı malzemeleri - ki bunları açıkladık, çadır, battaniye ve konteynırdır - yardım olarak almaya hazır olduğumuzu belirtmiştik.  Şu ana kadar 12 ülke ve 2 uluslararası kuruluş  ülkemize resmi bildirimde bulunmuştur. Bunların çoğu bizim talep etmiş olduğumuz malzemelerin karşılanmasına yöneliktir.  Bu ülkeleri teşekkürle saymak isterim: Ukrayna, İngiltere,  Fransa, Kazakistan, Mısır, Rusya, İsrail, İsviçre, Azerbaycan, İrlanda, Japonya, Belçika, ayrıca BM Mülteciler Yüksek Komiserliği ile BM Afet İşleri Koordinasyon  Ofisi de bir kez daha bize gerekli yardımı yapmak için bildirimde bulunmuşlardır.

SORU : Bu ülkeleri bir kere daha söyleyebilir misiniz?

SELÇUK ÜNAL:  Tabii, Ukrayna, Fransa, Kazakistan, Mısır, Rusya, İngiltere, İsrail, İsviçre, İrlanda, Azerbaycan, Japonya, Belçika. Bunlara tabiatıyla Sayın Bakanımızın dünkü ve önceki günkü temasları çerçevesinde Katar ve Ürdün’ü de eklemek istiyorum. Katar ve Ürdün makamları da yaptığımız temaslar sırasında yardıma hazır olduklarını ve bu yardımı en kısa sürede yola çıkaracaklarını bize bildirmişlerdir. Bu çerçevede, bu yardımların bir kısmı da ülkemize ulaşmaya başlamıştır. Diğer ilgili makamlarımızdan da şu ana kadar derlediğimiz bilgiler çerçevesinde ilk uçak Ukrayna tarafından gönderilmiş olup, dün akşam saatlerinde Erzurum’a inmiştir. Keza Fransa tarafından gönderilen bir diğer uçak bu sabah erken saatlerde Erzurum’a varmıştır. İsrail’in gönderdiği uçak az önce Ankara’ya inmiştir. Yine BM Afet İşleri Koordinasyon Ofisi tarafından gönderilen ilk uçak da dün gece yarısı Erzurum’a gelmiştir.  Diğer ülkelerin de yardımlarını peyderpeyuçakla daha ziyade Erzurum’a göndermeleri beklenmektedir. Dediğim gibi, bu ülkelere tekrar teşekkür ediyoruz.

Bir diğer husus da gelecek haftaya yönelik çalışmalarımız. 1 Kasım Salı günü İstanbul’da Sayın Cumhurbaşkanımızın ev sahipliğinde Türkiye-Afganistan-Pakistan üçlü zirvesi gerçekleştirilecek. Bu 2007 yılında başlattığımız sürecin 6’ncı Zirve toplantısıdır. Üçlü zirve süreci Afganistan ve Pakistan arasındaki diyalog ve işbirliğinin daha da geliştirilmesini hedefliyor. Bu süreçte  ülkemiz Güney Asya’da istikrarın ve refahın hâkim kılınmasını amaçlıyor. Temel çıkış noktamız her zaman bu oldu, bu olacak. 1 Kasım’da yapılacak 6. Zirve Toplantısı da zaten bu yaklaşım çerçevesinde gerçekleştirilecek. Hemen akabinde 2 Kasım tarihinde  ise Sayın Bakanımızın ev sahipliğinde Afganistan için İstanbul Konferansı gerçekleştirilecektir. İstanbul Konferansı Güney Asya’nın geleceğinin ancak bölgesel işbirliği ile şekillendirilebileceği anlayışıyla hareket ediyor. Bölgede  ortak çalışma anlayışının geliştirilmesi için ne gibi adımlar atılabileceğine odaklanacak. Aralık ayında keza Afganistan hakkında düzenlenecek Bonn Konferansı da bu konuda gerçekleştirilen temel etkinliklerinden birini teşkil edecek. Bu noktada İstanbul ve Bonn Konferanslarını birbirinden farklı etkinlikler olduğunu da söylemeliyim. Ancak, İstanbul Konferansı bizim bu konudaki çalışmalarımızı ve uluslararası çalışmaları tamamlayıcı ve sinerji yaratmaya yönelik bir adımdır. İstanbul Konferansına bugün itibariyle toplam 23 ülke ve 7 uluslararası örgütten katılım bekliyoruz. Bunların arasında 10 ülke dışişleri bakanı düzeyinde temsil edilecek. 3 ülke devlet bakanı yani dışişlerinden sorumlu devlet bakanı düzeyinde temsil edilecek. Diğerleri ise şu aşamada ya bakan yardımcısı ya da Afganistan konusundaki özel temsilciler seviyesinde temsil edecek. Dışişleri Bakanı düzeyinde katılacak ülkeleri de saymak istiyorum. Şu ana kadar gelen bilgiler çerçevesinde, Afganistan, Pakistan, Hindistan, Türkmenistan, Tacikistan, Kazakistan, Amerika, Fransa, Almanya, Polonya Dışişleri Bakanları, Polonya aynı zamanda AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton’ı temsilen katılacaktır. Uluslararası örgütler ise BM, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) -İİT Genel Sekreter Sayın Ekmeleddin İhsanoğlu tarafından temsil edilecek- EİT, AİGK, AB, NATO ve AGİT. AGİT Genel Sekreteri de bu toplantıya katılacak. 

 

Bunun dışında beşinci veson olarak söyleyeceğim husus geçtiğimiz günlerde Arnavutluk’un Durres Limanının yaklaşık 20 mil açığında gerçekleşen üzücü deniz kazası hakkındadır. Bu kazada ilk aşamada sağ olarak kurtarılan birinci kaptan Ahmet Bal ile ikinci kaptan Ahmet Soytürk tedavi edildikleri hastaneden taburcu edilmişlerdir. Bunu müteakip önceki gün Türk Havayollarının Tiran-İstanbul seferiyle ülkemize dönmüştür. Kendilerine ve ailelerine bir kez daha geçmiş olsun diyoruz. Diğer taraftan arama kurtarma çalışmaları da devam etmekle beraber çalışmaların belirli bir aşamaya geldiği anlaşılıyor. Bu çerçevede Barbaros  firkateynimiz de daha önce başladığı bu çalışmaları tamamlayıp ülkemize müteveccihen dün bölgeden ayrıldı.  Bunu da bu vesile ile belirtmek istedim. Eğer sorularınız varsa onlara geçebiliriz.

 

SORU: Selçuk Bey, Mahmut Gürer Akşam gazetesinden. İlk sorum birçok ülkeden yardım geldiğini söylediniz. En çok çadıra ve konteynıra ihtiyaç olduğunu söylediniz. Bu ülkeler ne kadar çadır ve konteynır gönderdi? Birinci sorum bu. Ya da, gönderilmesi konusunda söz verilen miktar nedir? İkinci sorum,  biliyorsunuz bir terör olayı yaşandı Çukurca’da. 24 Mehmetçik şehit oldu ve ardından operasyonlar başladı. Bu süreçte sınır ötesi harekât oldu. Hatta Türkiye’nin Irak’ın kuzeyinde kalıcı üslerde kalacağı söylendi. Artık iki adet üssün açılacağı söylendi. Bu doğru mudur? Teşekkürler.

SELÇUK ÜNAL: Öncelikle demin belirttiğim hususlara ekleyebileceğim rakamlar tabiatıyla var. Ancak insanı yardım felsefesinin ilkesine bağlı kalmak kaydıyla, burada değişik ülkelerin verdiği yardımları birbiriyle karşılaştırır gibi aksettirmek doğru olmaz. Tüm sayı şu anda halen şekilleniyor. Ama bunların çoğunun çadır ihtiyacını karşılamak üzere olduğunu söyleyebilirim. Keza biraz önce Esenboğa Havalimanı’na indiğini belirttiğim İsrail uçağında da konteynırler bulunduğunu söyleyebilirim. Ama dediğim gibi hangi ülke ne kadar yardım yaptı, bizim tarafımızdan bu konuda rakamsal bilgi vermek, insani yardım felsefesine aykırı olabilir. Ama siz bunu ilgili ülkelerden, saydığım ülkelerden ulaşıp tabii ki alabilirsiniz. Veyahut Başbakanlık Afet İşleri Başkanlığı bunları zaten topluca bildirecektir.

Diğer konuyla ilgili olarak da bu saldırı sonrasında bizim Bakanlığımızı ilgilendiren boyutlar açısından bilgi verebilirim. Burada biliyorsunuz Neçirvan Barzani ülkemize geldi. İran Dışişleri Bakanı ülkemize geldi. Bu konuda görüşmeler yapıldı. Keza biz birtakım diplomatik faaliyetlerimizi sürdürdük. Az önce bahsettiğim heyet de zaten bu diplomatik faaliyetlerin çerçevesinde ele alınmalı. Onun dışındaki bilgiler için de Genelkurmay Başkanlığımızın yaptığı açıklamaları esas almanızı rica edeceğim.

 

SORU : Selçuk bey bu çerçevede Mesud Barzani’nin en kısa sürede Ankara’yı ziyaret edeceği belirtilmişti daha önce. Acaba ziyareti ne zaman, belli oldu mu?

SELÇUK ÜNAL: Sayın Başbakanımızın kendisiyle yaptığı görüşmede bu konu gündeme geldi. Kendisinin de en kısa sürede Ankara’ya gelmesi bekleniyor ama tarihi şu anda daha kesinleşmedi.

SORU : Selçuk bey, İncirlik’in Amerika tarafından istihbarat üssü haline getirileceği Türkiye’den bu konuda destek istendiği iddiaları var. Bunu doğrular mısınız? İnsansavar araçlarının Türkiye’ye getirilmesi konusunda mutabakata varılmıştı Sayın Başbakanın Amerika ziyareti sırasında. Bunda bir gelişme var mı? Teşekkürler.

SELÇUK ÜNAL:  İlk sorunuz dünkü ve bugünkü bazı basın haberlerine dayanıyor olsa gerek. Her ne kadar basında yayınlanmış haberler de olsa, bildiğiniz gibi genel olarak, prensip olarak, sadece bizim için değil başka ülkeler için de uyulan ilkeler çerçevesinde, istihbari konularda herhangi bir yorumda bulunmuyoruz.

SORU : Bu gelen heyetin ziyareti sırasında gündeme gelebilir mi acaba?

SELÇUK ÜNAL: Gelen heyetin ziyareti tamamen terörizmle mücadelede ABD ile gayet iyi bir çerçevede sürdürülen işbirliğimizin daha nasıl geliştirilebileceği üzerine odaklanıyor. İnsansız hava araçları konusunda gelişmelerse New York’ta BM Genel Kurulu sırasındaki görüşmelerde bu konu zaten Sayın Başbakanımız tarafından açıklanmıştı. Bu konudaki görüşmeler, yani teknik görüşmeler tabii ki devam ediyor. Bildiğiniz gibi bu konuda sorun olmadığı açıklanmıştı. Diğer hususlar üzerinde teknik çalışmalar devam ediyor.

SORU : Selçuk bey ben şunu merak ediyorum. İlk Van’da deprem yaşandığı zaman yardım önerisinde bulunan 30 kadar ülke olmuştu. Şu ana kadar olumlu cevap veren ise  12 tane olduğunu söylediniz. Yani Türkiye’nin yardımlara açık olduğunu  söylediği iki gün önceydi.  Bunu nasıl anlamalıyız ben anlamadım açıkçası.

SELÇUK ÜNAL: Hemen şunu söyleyeyim. Bize ilk öneride bulunan ülkelerin sayısında artma da var. Bununla beraber sonuçta birçok ülke bize ilk aşamada arama kurtarma ekibi ve malzemesi önerisinde de bulundu. Biz daha sonra o aşamada bu konuda yeterli yeteneklerimizin olduğunu, imkan ve kabiliyetimizin bulunduğunu, ancak diğer taleplerin, önerilerin de not edildiğini, teşekkürle not edildiğini söylemiştik. İç makamlarımızla yapılan değerlendirme sonucunda ihtiyaç duyulan belirli malzemeleri bildirip bu ülkelere tekrar dönüş yaptık. Ve onlardan bu malzemeleri yardım olarak almaya hazır olduğumuzu söyledik. Zaten listemiz bu 12 ülkeyle sınırlı değil. Halen yapılan çalışmalar, sürdürülen temaslar var. Dolayısıyla bize ek bilgi tahmin ediyorum gelecektir.

SORU : Özgür Yakış Hürriyet Gazetesi. Efendim, Amerika’dan gelen heyet acaba Türkiye’de daha ne kadar kalacak. Kimlerle görüşecek. Bu konuda bilgi alabilir miyiz? Bir de, İsrail’den geldiğini söylediğiniz konteynırlar. Van’a nasıl taşınacak acaba.

SELÇUK ÜNAL: Bahsettiğim heyet dün geldi. Bugün Bakanlığımızda çeşitli temaslarda bulunacak. Gidiş tarihini bilmiyorum, ama yarın da belirli temasları olabilir. Ama daha uzun süre kalacak mı onu şu aşamada bilmiyorum, ama kalacağını da sanmıyorum.

Bahsettiğimiz uçakta gelen konteynırlar; uçağın teknik nitelikleri nedeniyle Ankara’ya geldi. Buradan kendi makamlarımızca karayolundan Van’a götürülecek.

SORU: Peki İsrail heyeti de gidecek mi yardım için her hangi bir şekilde yoksa sadece konteynırlar mı gidecek.

SORU :Benim bildiğim şu aşamada sadece konteynır. Ama konteynırın yanında gelen personel var mı onu şu aşamada bilmiyorum.

SORU  : O zaman biz mi taşıyacağız onları.

SELÇUK ÜNAL: Evet, şu aşamada bizim kendi makamlarımızın taşıyacağı bildirildi.

SORU  :Selçuk bey ben yine çadırlar konusuna yardımlar konusuna dönmek istiyorum. Kendi iç değerlendirmemizi yaptıktan sonra ihtiyaç olması üzerine ülkelere geri dönüş yapıldığını söylediniz ama çok büyük de eleştiriler var. Yani, özellikle barınma konusundaki sıkıntı noktasında, “Türkiye en başından beri sıkıntısını bilmiyor muydu yani? Çadır olmadığını, konteynırlara ihtiyaç olmadığını. Yani elindekini bilmiyor muydu da iki gün boyunca bekledik” şeklinde bu eleştirilere nasıl  bakıyorsunuz?

SELÇUK ÜNAL: Öncelikle şunu söylemek isterim; bu konuda zaten  kamuoyuna resmi yetkililerimiz, siyasilerimiz tarafından gerekli açıklamalar yapıldı, Sayın Bakanımız da dahil olmak üzere. Burada bütün kurumlarımızın Başbakanlık Afet İşleri Başkanlığının koordinasyonunda hareket ettiğini söylemek isterim. Bu konuda ilk 2 gün yapılan bazı çalışma ve değerlendirmelerde zaten bölgeye kendi imkanlarımızla yeterince arama kurtarma ekibi ve çadır gönderildiği duyurulmuştu. Bu aşamada ilk 1-2 günde neye ihtiyaç olup olmayacağı yapılan bir değerlendirmedir. Sonuçta bu konudaki yetkili makamlar değerlendirmeyi yapıp bize bildirmişlerdir. Biz de bu çerçevede hareket ettik. Bunun getirdiği diğer hususları anlıyorum, ama bu konu kamuoyunda tartışılıyor. Fakat burada, dediğim gibi, ihtiyacımız olan malzemeleri bize yardım öneren ülkelere bildirdik. Ve bu malzemeler de gelmeye başladı.

SORU: Selçuk bey, İsrail’in Türkiye’ye yardımda bulunmasının 2 ülke ilişkileri arasındaki durumu yumuşatabileceği yönündeki yorumlara katılıyor musunuz?

SELÇUK ÜNAL:  Bizim bu konudaki temel çıkış noktamız en başından beri bellidir. İnsani konularla siyasi konuları hiçbir zaman birbirine karıştırmıyoruz. Bunlar birbiriyle ayrı konulardır. Daha önce Sayın Bakanımızın da açıkladığı üzere, biz de biliyorsunuz İsrail’e orman yangınları sırasında hemen yardımda bulunmuştuk. Şimdi de İsrail diğer ülkelerle beraber yardım önerisinde bulunmuştur. Bu yardım da gelmiştir. Ama bizim diğer  ikili siyasi ilişkilerimiz konusundaki temel beklentilerimizde bir değişiklik bulunmamaktadır. Bunlar birbirinden ayrı konular.

SORU: Selçuk   bey, Irak’tan son dönemde çok yoğun ziyaretler oldu. Zebari geldi. Mesud Barzani’nin gelmesi gündemde. Bu süreçte Türkiye’nin bu heyetlerle temel gündemi ne oluyor. Hangi konular gündeme geliyor.  Sadece terör konusu mu? Yoksa aynı zamanda Irak’ta son dönemdeki iç gelişmeler de görüşülüyor mu?

SELÇUK ÜNAL: Demin de söylediğim gibi tabiatıyla son dönemdeki tüm temaslardaki temel konu terörizmle mücadeledir. Ama Irak hakkında herhangi bir yetkiliyle yapılan veya Irak tarafıyla yapılan herhangi bir görüşmede doğal olarak söylediğiniz konular da gündeme geliyor. Ancak, şu andaki temel konu terörizmle mücadeledir. Bu konuda işbirliğidir.

SORU : Irak’ın kendi iç işleriyle ilgili temel gündemi nedir.

SELÇUK ÜNAL: Biz Irak’ın istikrara kavuşmasını ve içinde bulunduğu siyasi süreçten başarıyla çıkmasını diliyoruz. Bu konudaki çalışmalarımız ve temennimiz zaten belli ve açıktır.

SORU: Bir de Suriye ile ilgili bir sorum olacaktı. Daha önce Sayın Başbakanın bir açıklama, yaptırım açıklamaları yapacağı konusu gündeme gelmişti. Sonra annesinin vefatı nedeniyle ertelendi. Ama Dışişlerinin bu konuda birtakım çalışmalar yaptığı da gündeme gelmişti. Bu konu devam ediyor mu? Çalışmalar ya da bunun için bir takvim var mı açıklamalar acısından?

SELÇUK ÜNAL: Bu konuda şu anda ayrıntıya girmeyeceğim; bazı çalışmalarımız tabii ki sürüyor. Ama zaten bunlar Sayın Başbakanımız tarafından da açıklandı.

SORU: Yardım gönderen bazı ülkelerin, belki hani Dışişleri koordinasyonu dışında olabilir emin değilim, prefabrik evler değil de daha başka ihtiyaçlar, belki de bazı ülkelerin gönderdiği yardımların, gümrüğe takıldığı, bazı ekiplerin ilk günlerde Pazar yada Pazartesi geri gönderildiğine dair birtakım haberler çıktı. O gün, hani ilk Pazar Pazartesi günü, Türkiye henüz yabancı yardımları kabul etmediği için, belki en azından sadece not  ettiği için böyle şeyler yaşanmış olabilir mi? Biraz detay verebilir misiniz acaba?

SELÇUK ÜNAL: Somut verebileceğiniz bir örnek var mı?

SORU:Mesela, Almanların gönderdiği sanırım bazı yardımların gümrükte takıldığına dair iddiaları var. Bunu tamamen basının üzerinden söylüyorum.

SELÇUK ÜNAL: Bu konuda bende çok ayrıntılı bilgi yok. Tabiatıyla, insani afetler durumunda insani yardım kuruluşlarının, uluslararası kuruluşların kendi içlerinde daha hızlı yardım ulaştırmak için kurdukları ilişkiler, networkler, çerçeveler vardır. Bu çerçevede, birçok kuruluş, sivil toplum kuruluşları dahil, her ülkenin insani yardım kuruluşuyla, yani insani yardım organizatör makamlarıyla doğrudan temaslarda bulunurlar. Bunların hepsini o nedenle bilmemiz, en azından benim şu anda bilmem, mümkün değil. Bunun amacı afetlere hızlı tepki verebilmektir. Bizim makamlarımız, bizim kuruluşlarımız, bizim sivil toplum kuruluşlarımız da böyle  çalışmaktadır. Benim de basından izlediğim, bir veya iki yabancı sivil toplum kuruluşunun daha önce makamlarımızla koordinasyonda bulunmadan geldiği yönünde haberler var. Onlara baktık, bunların hiçbirisi geri çevrilmiş veya ülkemize sokulmamış değil. Fakat makamlarımızın o sırada yaptığı değerlendirme çerçevesinde kendileriyle temas edileceğinin bildirildiği bilgisi bende mevcut. Fakat onun dışında, sokulmayan veyahut geri gönderilen bir kuruluş var mı, bunu ancak spesifik bir örnek veyahut spesifik bir bilgi verilmesi halinde tetkik edebilirim. Gümrükte bir mal takılıp takılmadığını da bilmiyorum açıkçası, araştırılabilir. Ancak, bu gibi durumlarda bütün makamlarımız, gümrük makamlarımız başta olmak üzere, bu gibi malzemenin geçişi için önceden bildirilmiş olması ve o anda acil bilgi verilmiş olması kaydıyla gerekli kolaylığı göstermekteler. Göstereceklerdir de.

SORU : Selçuk bey, füze kalkanı projesiyle ilgili olarak bir sorum olacak. Dışişleri Bakanlığı kökenli ana muhalefet partisinin Genel Başkan Yardımcısının bir iddiası oldu ve dedi ki “ABD ile imzalanan, Malatya’da kurulacak olan radara ilişkin anlaşmanın metninde NATO’ya ilişkin herhangi bir atıf bulunmuyor.” Acaba, Dışişleri Bakanlığı anlaşmanın metnini paylaşmayı düşünüyor mu? Ya da açıklamayı düşünüyor mu? İkinci olarak, acaba  Meclis’in sizden, anlaşmanın metnini Meclise göndermenize ilişkin bir talebi oldu mu teşekkür ederim.

SELÇUK ÜNAL: Bu konudaki açıklamalar esasen daha önce yapıldı. Bu anlaşma, imzalanan anlaşma içeriği itibariyle basınla paylaşılacak bir anlaşma değil. Diğer hususu bilmiyorum. Teyit edeyim. Bize bilgi geldi mi bilmiyorum.

Teşekkürler arkadaşlar.