Sözcü Selçuk Ünal'ın Olağan Basın Toplantısı, 12 Temmuz 2011

SÖZCÜ ÜNAL: Öncelikle hoşgeldiniz. Bugünkü mutad toplantımızda son günlerdeki temaslarımız hakkında çok kısa bilgi vereceğim. Bilahare bu haftaki toplantı ve temaslar hakkında kısaca bilgi aktaracağım. Sonra da hemen sorulara geçeceğim.

Öncelikle bildiğiniz gibi, Sayın Bakanımız Hükümetin kurulmasından sonraki ilk dış seyahatini mutad olduğu üzere KKTC’ye yaptı. Ardından bir süre önce başladığımız Ortadoğu turunun devamı niteliğinde önce Mısır’a, bilahare sizlerle de birlikte Bingazi’ye gitmiştik. Son iki günde de takip ettiğiniz üzere, Suudi Arabistan ve İran’da temaslarda bulunduk.

Bütün bu temaslarda tüm bu ülkeler ile tabii ki ikili ilişkilerimiz de gündeme geldi. İçinde bulunulan, örneğin Libya gibi, özel bölgesel sorunlar da öncelikli olarak gündeme geldi. Ama tüm temaslarımızdaki temel ortak konu, Ortadoğu’daki son gelişmeler olmuştur. Ziyaretler bu bölge hakkında genel bir istişare yapmak amaçlıydı. Bu temaslar bu minval üzerinde yürüdü. Birçok ülkedeki durum tabiatıyla gündeme alındı ve görüşüldü. Bu temasları da zaten basına yansıyan şekilde siz de takip ettiniz.

Bu hafta da öncelikle AB Dış ilişkiler Komiseri Stefan Füle’nin ziyareti ile temaslarımız başlayacak. Bilahare Ukrayna Dışişleri Bakanı ikili bir ziyaret çerçevesinde Türkiye’ye gelecek ve Ukrayna ile Ortak Stratejik Planlama Grup toplantısını gerçekleştireceğiz.

Daha sonra İstanbul’da ayın 15’inde, Cuma günü Libya Temas Grubu’nun IV. Toplantısı olacak. Buraya da birçok ülkeden ve uluslararası kuruluştan temsilciler katılıyor. Ben müsaadenizle bunları saymak istiyorum. Şu ana değin Dışişleri Bakanı düzeyinde katılım sağlayacağını bize bildiren ülkeler: Avustralya, Bahreyn, Bulgaristan, Kanada, Danimarka, Fransa, İtalya, İngiltere, Malta, Fas, Hollanda, Polonya, eş başkan sıfatıyla Birleşik Arap Emirlikleri, ABD ve gözlemci olarak Portekiz. Genel Sekreter düzeyinde katılım sağlayacağını bildiren uluslararası kuruluşlar ise, Arap Ligi, Körfez İşbirliği Konseyi, NATO ve İKÖ, yeni ismi ile İİT’dir. NATO Genel Sekreteri de 14’ü akşamı İstanbul’a varacak ve bizimle temaslarına o akşam İstanbul’da başlayacak.

Libya toplantısının hemen arkasından da ABD Dışişleri Bakanı Sayın Clinton ikili çalışma ziyaretini gerçekleştirecek. Bu ziyaret uzun zamandır iki tarafça da istenen, ancak Ortadoğu’daki gelişmeler nedeniyle karşılıklı olarak ertelenen bir çalışma ziyareti idi. Bu vesile ile bu çalışma ziyareti de gerçekleştirilecek. Temasların çoğunluğunun İstanbul’da yapılması öngörülüyor. Türkiye ve Amerika dost ve müttefik iki ülkedir. Bu çerçevede model ortaklık kavramına yakışır bir şekilde temaslarımızı sürdürüyoruz. Sayın Clinton ile de hem ikili hem de küresel, bölgesel konuları daha etraflı çerçevede ele alma imkanımız olacak. Burada durmak istiyorum. Varsa hemen sorularınıza geçelim.

SORU: NATO Genel Sekreteri 14’ü akşamı gelecek. NATO Genel Sekreteri Libya Temas Grubu Toplantısı çerçevesinde mi geliyor?

SAYIN ÜNAL: Evet, ama geliş saati ve tarihi itibariyle muhtemelen Sayın Bakanımız ile önceden ikili bir görüşmeleri olacak.

SORU: Libya Temas Grubu Toplantısına ilk defa Rusya ve Çin’in de davet edilebileceği söyleniyordu. Böyle bir gelişme yaşandı mı acaba. Davet edildiler mi?

SAYIN ÜNAL: Öncelikle bu defaki toplantının önemi daha çok ülkeyi davet etmek ve bu zeminde görüşmelerde bulunmaktır. Rusya ve Çin Halk Cumhuriyeti de BM Güvenlik Konseyi’nin daimi üyeleri olarak davet edildi. Katılım düzeyi henüz netleşmedi. Ancak, bu iki ülkenin de katılacağını ümit ediyoruz. Seviyesi konusunda şu anda bize ulaşmış net bir bilgi yok.

SORU: Hillary Clinton’un temasları çoğunlukla Cumartesi günü İstanbul’da olacak dediniz. İkili çerçevedeki temasları, NATO Libya Temas Grubu Toplantısının dışında. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile İstanbul’da olacak, bir de ertesi gün Ankara’da olacağı bilgisi var. Ankara’daki temasları hakkında bir bilginiz var mı?

SAYIN ÜNAL: En azından dün akşam itibariyle hazırlanan program çerçevesinde bütün kabul ve görüşmelerin İstanbul’da olması öngörülüyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın ve Sayın Başbakanımızın kabulleri konusunda tabiatıyla Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık gerekli açıklamaları yapacaktır, ama o kabullerin de şu aşamada İstanbul’da olması planlanıyor.

SORU:  Ankara’ya gelmeme ihtimali var mı?

SAYIN ÜNAL: Muhtemelen, zaten bu çalışma ziyareti biliyorsunuz.

SORU: Sayın Füle’nin temasları ile ilgili bilgi verebilir misiniz? Bugün gazetelerde Başbakan ve Cumhurbaşkanın kabul etmeyeceğine dair haberler vardı. Bu haberlerin doğruluk payı var mıdır?

SAYIN ÜNAL: Sayın Füle’nin programı iki güne yayılmış durumda. Bugün zaten İstanbul’da temaslarına başladı. Bazı sivil toplum kuruluşları ile de bugün basına yansıdığı üzere temasları olacak. Bizim planlamamızda Çarşamba günü Sayın Bakanımız tarafından bir çalışma kahvaltısı verilmesi ve başka temaslarının olması öngörülüyor. Sayın Cumhurbaşkanımızdan daha doğrusu Cumhurbaşkanlığından bir randevu talep edildiği yönünde bende herhangi bir bilgi yok. Sayın Başbakanımızın kabulü konusunu ise tabii en iyi şekilde Başbakanlık açıklayabilecektir, ama biliyorsunuz bir de işleyen bir iç politika takvimi, süreci var. Bu çerçevede bir zaman darlığı ortaya çıkmış olabilir. Yoksa bahsedildiği gibi başka bir sebebi olduğunu ben düşünmüyorum.

SORU: Selçuk Bey, Avrupa Birliği ile üyelik müzakerelerinin durumu ortada. Acaba Sayın Füle’nin ziyaretinin rekabet faslında olumlu bir ivmeye yol açması için Ankara umutlu mu? Bu konuda özel birtakım görüşmeler olmasını bekleyebilir miyiz?

SAYIN ÜNAL: Bu görüşmelerde tabii 12 Haziran genel seçimlerinden sonra başlayan yeni dönem ile birlikte Türkiye-AB ilişkilerine yeni bir ivme kazandırılması ve müzakere sürecinin daha ileriye götürülmesi hususlarında atılabilecek adımları ele alacağız. Buna ilaveten her zaman olduğu gibi vize muafiyeti sürecine dair beklentilerimizi dile getireceğiz. Rekabet faslına ilişkin görüşlerimiz zaten malum. Bu konuda biz Türkiye’nin üzerine düşeni yaptığını düşünüyoruz. Bu konu tabii gündeme gelecektir. Ancak bu ziyaret, daha ziyade Türkiye-AB ilişkilerinin ileriye götürülmesi bağlamında mevcut iradenin karşılıklı teyidi açısından bir vesile teşkil ediyor. Böyle görüyoruz.

SORU: Libya Temas Grubu Toplantısında Türkiye’nin en önemli öncelikleri ne olacak. Toplantıya dair bir hedef planlaması var mı? Yani şu noktaları elde etmek istiyoruz diye. Bir de toplantının genel formatı nasıl olacak? Biraz bilgi verirseniz?

SAYIN ÜNAL: Öncelikle biz katılımcı düzeyini biraz önce de söylediğim gibi genişletmek arzusundayız. Bu nedenle bazı ülkelere de ek davetlerde bulunduk. Libya konusunda önemli bir aşamaya gelinmiştir. Siyasi çözüm arayışları sürmektedir. Siyasi sonuçların alınmasını da bu çerçevede bu toplantıdan bekliyoruz. Tabii ki önceki Libya Temas Grubu toplantılarında olduğu gibi bizim yol haritamız da gündeme gelecektir. Ancak, buradaki temel beklentimizin belirli somut sonuçlara ulaşmak yönündeki temaslarının sürdürülmesi olduğunu söyleyebiliriz. Daha önceki üç toplantıya da Türkiye katılmıştı. Hepsindeki format zaten aynıdır. İki eş başkan başkanlığında, yani bir önceki toplantının ev sahibi ile bir sonraki toplantının ev sahibi birlikte eş başkanlık edecekler. Bu çerçevede Sayın Bakanımız ve Birleşik Arap Emirlikleri Dışişleri Bakanı bu toplantıya beraber başkanlık edecekler. Toplantı bir açılış oturumu ile başlayacak. Açılış konuşmalarından sonra da toplantı basına kapalı olarak gerçekleştirilecek. Burada tüm dışişleri bakanları, tüm katılımcılar konuya ilişkin görüşlerini aktarıyorlar. Daha sonra da eşbaşkanların bir açıklama yayınlaması suretiyle toplantı sona erecektir. Şimdiye kadarki format da zaten bu şekilde idi. Bu toplantıda da böyle olması öngörülüyor. Tabiatıyla toplantı marjında birçok ikili temas da olacaktır.

SORU: Libya’dan katılım oluyor mu bu toplantılarda?

SAYIN ÜNAL: Daha önceki toplantılarda olmadı. Libya Arap Cumhuriyetinden de şu andaki toplantılara katılım olmayacak.

SORU: Muhaliflerden?

SAYIN ÜNAL: Bu mümkün olabilir.

SORU: Ülke çapında genişletmeyi düşünüyoruz dediniz. Zaten ülkeler var.  Rusya ve Çin de var. Bunun haricinde bizim bilmediğimiz sizin davet ettiğiniz başka ülke var mı?

SAYIN ÜNAL: Daha teyit edemediğimiz ülkeler var. Onları teyit ettikçe zaten söyleyeceğiz. Bu iki ülkeyi ben özellikle zikrettim, çünkü sorulmuştu. Zaten tam katılımcı listesi kısa sürede açıklanacak. Bu ülkelerin hepsi de zaten katılacaklarını açıkladılar. Bunların arasında bildiğim kadarıyla yeni ülkeler de vardı.

SORU: İlk defa katılacaklar var mı?

SAYIN ÜNAL: Eğer katılım olursa evet.

SORU: Dün Suriye’de Esad yanlıları bilindiği gibi Amerikan Büyükelçiliğini basmışlardı. Bu konu ile ilgili olarak ABD’den size herhangi bir talep, telefon, bilgi geldi mi?

SAYIN ÜNAL: Bu konuda bize herhangi bir taraftan gelmiş herhangi bir bilgi ya da talep yok. Biz tabii ki konuyu ya da gelişmeleri, Suriye’deki tüm gelişmeleri yakından izlediğimiz gibi, bu durumu da yakından izledik, izliyoruz. Dolayısıyla bu yönde bize iki ülkeden gelmiş herhangi bir bilgi yok.

SORU: Sayın Bakan Ortadoğu turu kapsamında Suriye’ye gidecekti. Bir tarih planlaması var mı? İlk sorum bu. İkincisi de Türkiye’nin Kıbrıs Sorununun çözümü için yeni formülü Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Yönetimi ile birlikte AB’li muhataplarına bildirdiğine dair haberler var. Bu formülün de limanların açılması eksenine oturduğuna ilişkin duyumlar var. Böyle bir şey doğru mudur? Türkiye bir formül iletmiş midir? Böyle bir girişimde bulunmakta mıdır?

SAYIN ÜNAL: Ortadoğu’daki gelişmeler, içinde bulunduğu vehametini sürdürdüğü sürece, tabiî ki biz Ortadoğu ülkelerindeki temaslarımızı sürdüreceğiz. Zaten Sayın Bakanımızın başlamış olduğu Ortadoğu turu da devam edecek. Ama biliyorsunuz Türkiye’de işleyen bir iç takvim ve yine Libya Temas Grubu toplantısı nedeniyle bunları mümkün olan en sağlıklı lojistik ayarlamalarla gerçekleştirmeyi çalışıyoruz. Birtakım ülkelere ziyaretlerimiz olacak. Bunları da o ülkelerden teyit aldıkça ve zaman uygun oldukça gerçekleştireceğiz.

Kıbrıs konusunda Sayın Bakanımızın KKTC’yi ziyaretleri sırasında açıkladığı gibi, biz bu sorunun yani Kıbrıs konusunun mümkün olan en kısa sürede müzakereler yoluyla çözümlenmesini bekliyoruz. Kıbrıs Türk tarafı da zaten bu yönde çalışmalarını yapıcı bir şekilde sürdürüyor. Son Cenevre görüşmeleri Kıbrıs Türk tarafı açısından gayet yapıcı bir görüşme oldu, Kıbrıs Türk tarafı yapıcı katkısı sürdürdü. Ekim’de tekrar bir buluşma olacak. Bu buluşmalardan sonra mutlaka ki değerlendirme yapılacaktır. Diğer sorunuza gelince, her dönem başkanlığı zamanında Kıbrıs konusunda özellikle gerek fasılların açılması olsun, gerek ek protokol konusunda olsun, birtakım gayriresmi çalışmalar, denemeler veyahut projeler olabilir. Ancak Sayın Füle’nin ziyareti sırasında böyle bir konu gündeme gelmeyecek. Bizim şu aşamada böyle bir hazırlığımız yok.

SORU: Vaşington Times’ın 6 Temmuz tarihli bir haberinde, Türkiye’nin önümüzdeki haftalarda ABD ile füze kalkanı projesi çerçevesinde TPİ-2 adlı radar istasyonu kurulması ile ilgili anlaşma imzalayacağını yazıyordu. O bu haftaya denk geliyor. Türkiye’nin böyle bir anlaşmaya bu hafta içerisinde Amerika ile imzalama projesi var mı? Bu konu gündem de mi?

SAYIN ÜNAL: Lizbon Zirvesi’nde teknik bazı kararlar alınmıştı. Bu kararlar çerçevesinde İttifak bünyesinde bir füze savunması yeteneği geliştirilmesi de kararlaştırılmıştı. Ama bunun da başka bir ülkeye taarruzu hedeflemeyen savunma amaçlı bir yetenek olduğu vurgulanmıştı. Bu konuda biz savunma nitelikli olan bir sistemin sadece NATO ülkeleri içinde değil, genel olarak küresel ve bölgesel güvenliğe ve silahsızlanma çabalarına katkıda bulunacak olmasına önem veriyoruz. İttifak bünyesinde tabiî ki danışmalar devam ediyor. Tabiatıyla tüm ülkeler arasındaki görüşmeler de sürüyor. Danışmalar devam ediyor. Bu konuda şu anda başka gelişme yok.

SORU: Bir sorum daha var. Libya Temas Grubu Toplantısı’nın daha öncesinde İngiltere’nin hazırladığı Libya ile ilgili bir rapor vardı. Kaddafi’siz bir Libya’yı öngörüyordu. Burada Türkiye’ye bir ekonomik altyapı sistemleri kurulmasında yer ayrıca rapor iki taraf arasında bir ateşkes olması durumunda BM gücü yeterli gelmez ise Türk askerinin de arada yer alabileceğini öneriyordu. Bu toplantıda da bu İngiltere’nin raporunun temel alınacağı söyleniyor. Bu konuda bir düşünce, tasarı, plan var mı?

SAYIN ÜNAL: Bir uluslararası haber ajansında ya da gazetede adıgeçen bu rapor Bingazi merkezli olarak, aralarında ülkemizin de bulunduğu 5-6 ülkenin altyapı çalışmalarına, yani çatışma sonrası altyapı çalışmalarına ve insani yardım çalışmalarına yönelik bir çalışmanın ürünüdür. Bu anlamda Türkiye en başından beri tüm Libya genelinde insani yardımın nasıl daha arttırılabileceği, altyapının nasıl tamir edilebileceği konusunda zaten ikili ve çok taraflı çalışmalara katılmaktadır. Bu rapor Türkiye’nin bu çalışma grubuna katılımından bahsediyor. Basınımıza veya uluslararası basına bazı hususlar yanlış aksetmiş de olabilir. Bu raporda İngilizce deyimiyle “post-conflict situation”a, yani silahlı çatışma sonrası döneme yönelik hazırlıklar var. Bu konuda bizim tabiî ikili temelde olsun, çok taraflı temelde olsun, BM çerçevesinde olsun çalışmalarımız sürüyor, sürecek. Bunda bir beis yok. Diğer hususlar zaten bu raporun ya da bu çalışma grubunun gündeminde olan konular da değil, çünkü bu çalışma grubu tamamen insani yardım ve insani konulara, altyapı çalışmalarına odaklıdır. Tabiatıyla İstanbul’da yapacağımız toplantıda bu konular gündeme gelecek. Ancak, bu çerçevede ele alınabilecektir.

SORU: Selçuk Bey, Esad yanlılarının ABD ve Fransız Büyükeçiliğine düzenliği saldırının ardından bizim Büyükelçiliğimizde de güvenlik önlemleri arttırma gibi bir politika izleyecek miyiz acaba? Gerek görüyor mu Türkiye?

SAYIN ÜNAL: Hayır, şu aşamada özel bir ek önlem düşünmüyoruz. Zaten tüm ülkelerde olduğu gibi, Büyükelçiliğimiz de her zaman her türlü olaya karşı gerekli önlemleri almış durumdadır. Bunlar olağan önlemlerdir. Bilinmelidir ki Büyükelçiliğimiz en iyi şekilde korunmaktadır.

SORU: BM Panelinin, Mavi Marmara ile ilgili raporu 27 Temmuz’a kadar Genel Sekretere sunması bekleniyor. Geçen hafta yapılan görüşmeler bir sonuca varmadı. Bu raporun yayınlanması öncesinde yeni bir görüşme yapılacak mı? Taraflar arasında bir takvim var mı?

SAYIN ÜNAL: Geçtiğimiz günlerde yapılan çalışmalardan, temaslardan sonra geçmişte de olduğu gibi bir takım temaslar olabilir, olacaktır. Bunları hiçbir zaman dışlamadık. Daha önce de söylediğimiz gibi, bize karşı taraftan gelen görüşme taleplerini hiçbir zaman reddetmedik. Uzatılan eli hiçbir zaman geri çevirmedik. Ancak, bu konudaki tutumumuz nettir, değişmemiştir. Özür ve tazminat beklentimiz sürmektedir. Bu konunun en kısa sürede aşılmasını biz de temenni ediyoruz.

Teşekkür ederim.