Sayın Bakanımızın 15 Temmuz Hain Darbe Girişimi'ne ilişkin ''Terörün milliyeti, etnik kökeni veya dini yoktur, FETÖ tüm insanlığı tehdit ediyor'' başlıklı makalesi, 15 Temmuz 2022 Sayın Bakanımızın 25 Mayıs Afrika Günü Vesilesiyle Yayımlanan Makalesi Sayın Bakanımızın Venezuela Ziyareti Kapsamında El Universal Gazetesinde Yayımlanan Makalesi, 29 Nisan 2022 Sayın Bakanımızın Kolombiya Ziyareti Kapsamında El Tiempo’da Yayımlanan Makalesi, 26 Nisan 2022 Sayın Bakanımızın “Daimi Dostluktan Daimi Ve Güçlü Ortaklığa” başlıklı makalesi, 23 Nisan 2022 Sayın Bakanımızın “Tarihi Dönemeçte Türkiye-Ürdün İlişkileri” başlıklı makalesi, 16 Ağustos 2021 Sayın Bakanımızın “Cezayir ve Türkiye: Akdeniz'in İki Yakasında Geçmişten Geleceğe Ortak Yürüyüş” başlıklı makalesi, 15 Ağustos 2021 Sayın Bakanımızın “Neden FETÖ’yle Kararlılıkla Mücadele Etmeliyiz?” başlıklı makalesi, 15 Temmuz 2021 Sayın Bakanımızın L'Opinion gazetesinde yayımlanan “Türkiye ile Fransa Dost ve Müttefik Kalacaklar” başlıklı makalesi, 6 Haziran 2021 Sayın Bakanımızın 25 Mayıs Afrika Günü Vesilesiyle Yayımlanan Makalesi Sayın Bakanımızın Özbekistan Ziyareti Kapsamında Halk Sözü Gazetesinde Yayımlanan Makalesi, 10 Mart 2021 Sayın Bakanımızın La Razon gazetesinde yayımlanan “İspanya ve Türkiye: Akdenizli İki Müttefik ve İşbirliği Ortağı” başlıklı makalesi, 8 Ocak 2021 Sayın Bakanımızın Kathimerini gazetesinde yayımlanan “Doğu Akdeniz’de Tercihimiz Önkoşulsuz Diplomasidir” başlıklı makalesi, 15 Eylül 2020 Sayın Bakanımızın Daily Sabah gazetesinde yayımlanan “Yeni Nesil Bir Terör Örgütüyle Karşı Karşıyayız” başlıklı makalesi, 16 Temmuz 2020 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun “Politico Europe” dergisinde yayımlanan “AB-Türkiye ilişkileri gergin, ancak üzerinde ilerleyebileceğimiz ortak bir zemin mevcut” başlıklı makalesi, 13 Temmuz 2020 Sayın Bakanımızın Afrika Günü vesilesiyle Afrika'daki çeşitli basın-yayın organlarında yayımlanan ''Afrika'yla Birlik Şimdi Her Zamankinden Daha Gerekli'' başlıklı makalesi, 25 Mayıs 2020 Sayın Bakanımızın Alman medyasında yayımlanan “Bu Yaz Alman Dostlarımızı Güvenli Ve Huzurlu Bir Tatil İçin Türkiye’ye Bekliyoruz” başlıklı makalesi, 21 Mayıs 2020 Sayın Bakanımızın The Washington Times gazetesinde yayımlanan “Bugün Yaptıklarımız Yarını Belirleyecek” başlıklı makalesi, 2 Nisan 2020 Sayın Bakanımızın İngiliz Financial Times gazetesinde yayımlanan “AB’nin Suriyeli mülteciler konusundaki ataleti insanlık vicdanında kara bir lekedir.” başlıklı makalesi, 22 Mart 2020 Sayın Bakanımızın Alman Bild gazetesinde yayınlanan “Avrupa Artık Uzun Uykusundan Uyanmalı” başlıklı makalesi, 5 Mart 2020 Sayın Bakanımızın The New York Times gazetesinde yayımlanan “Neden Türkiye mücadeleyi Suriye’ye taşıdı?” başlıklı makalesi, 11 Ekim 2019 Sayın Bakanımızın “Kıbrıs Postası” Gazetesinde Yayınlanan Makalesi, 14 Temmuz 2019 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun “Politico Europe” dergisinde yayımlanan “Türkiye’nin AB Üyeliğini Yeniden Yoluna Koyalım” başlıklı makalesi, 14 Mayıs 2019” başlıklı makalesi Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Üye Ülkeler İkinci Arabuluculuk Konferansı ve V. İstanbul Arabuluculuk Konferansı vesilesiyle yayımlanan “Barış Arayışı Girişimci Bir Dış Politika Gerektirir” başlıklı makalesi, 29 Kasım 2018 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun 28 Eylül 2018 tarihli “Washington Post” gazetesinde yayımlanan “Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı: ABD Suriye’deki teröristleri silahlandırmayı durdurmalı” başlıklı makalesi Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun ABD’nin yaptırımları hakkında “USA Today” gazetesinde yayımlanan makalesi, 20 Ağustos 2018 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun 25 Mayıs Afrika Günü münasebetiyle yayımlanan “Türkiye ile Afrika’nın Sağlam bir Ortaklık İnşası” başlıklı makalesi Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Foreign Policy dergisinde yayımlanan “Zeytin Dalı Harekatı’nın Anlamı” başlıklı makalesi, 5 Nisan 2018 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Le Monde gazetesinde yayımlanan “Türkiye: Avrupa'nın güvenliği için vazgeçilmez müttefik” başlıklı makalesi, 20 Mart 2018 Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun The Telegraph gazetesinde yayımlanan “Türkiye hakkındaki hurafeleri yok etme zamanı. Avrupa Türkiyesiz yapamaz.” başlıklı makalesi, 2 Mart 2018
Sayın Bakanımızın L'Opinion gazetesinde yayımlanan “Türkiye ile Fransa Dost ve Müttefik Kalacaklar” başlıklı makalesi, 6 Haziran 2021

Türkiye ile Fransa dost ve müttefik kalacaklar

Türkiye-Fransa ilişkileri, iki müttefik ülke için alışılmadık, gerilimli bir süreçten geçti. Ancak, Cumhurbaşkanlarımız arasında Mart ayı başında tesis edilen temas, bağlarımızı yeniden sağlamlaştırmak için bize fırsat verdi. Paris’e bugün gerçekleştirdiğim ziyaret, bu karşılıklı iradeyi yansıtmaktadır.

Son dönemde bizi karşı karşıya getiren bölgesel meselelere göz attığımızda, birçok konuda görüş birliği ve ortak çıkarımızın bulunduğunu göreceğiz.

İki ülke, Suriye’de insani yardımların sürekliliğinin sağlanması ve ülkenin toprak bütünlüğünü savunurken siyasi süreçte ilerlenmesi gerekliliği gibi önemli konularda esasen benzer öncelikleri paylaşmaktadır. Nitekim, son dönemde Fransa ile Suriye konusunda samimi ve verimli bir istişare süreci yürütmekteyiz. DEAŞ’a karşı mücadelede müttefiklerimizce PKK/YPG terör örgütüyle işbirliği yapılmasına bağlı anlaşmazlıklarımız ise, ancak bu işbirliği sona erdiğinde geride bırakılabilecektir. PKK/YPG'nin asıl amacının DEAŞ'a karşı mücadele değil, Suriye'yi bölmeye çalışmak, Avrupa ve NATO sınırında bir terör bölgesi oluşturmak olduğu gözardı edilmemelidir. Bu örgütün, ülkemizin milli güvenliğine tehdit oluşturduğunu ve buna kayıtsız kalamayacağımızı müttefiklerimizin idrak etmesini bekliyoruz.

Libya’da bugün, istikrar ve siyasi birliğin tesisi, Milli Birlik Hükümetinin yetkilerini tüm ülkede kullanabilmesi, kurumların birleştirilmesi, ateşkesin sürdürülebilir kılınması, terörle ve düzensiz göçle mücadele Fransa’yla paylaştığımız önceliklerdir. Bölgedeki istikrarı da etkileyen Libya’da ortak menfaatler bulunması için Fransa’yla diyaloğa açığız.

Doğu Akdeniz’de, komşumuz Yunanistan’la yaşadığımız anlaşmazlıkları hâlihazırda Atina’yla muhtelif mekanizmalar çerçevesinde, serinkanlı bir diyalogla ele almaktayız. Türkiye Cumhuriyeti’nin hiçbir zaman yayılmacı hedefleri olmamıştır, Yunanistan’la diyalog da bunu bir defa daha teyit etmektedir. Kıbrıs meselesi bağlamında ise Türkiye, müzakerenin hedeflerine dair mutabık kalmaları halinde Kıbrıslı Türkler ile Rumların çabalarını destekleyecektir. Önceki girişimlerin başarısızlığı göz önünde tutulduğunda, çözüme ancak eşit egemenlik ve eşit uluslararası statü temelinde ulaşılabileceğini düşünüyoruz.

Güney Kafkasya’da, Azerbaycan ve Ermenistan’ın refahına fayda sağlayabilecek kalıcı bir barışa birlikte katkıda bulunabiliriz. Tarihin siyasi amaçlar için kullanılması ve çarpıtılması hiçbir zaman anlaşmazlığın çözülmesini ve adaletin yerine getirilmesini sağlamadı. Eğer radikal Ermenilerin asılsız taleplerinin Türk-Fransız ilişkilerini rehin alması engellenebilirse, Türkiye ve Fransa ortak çabalarıyla Güney Kafkasya’nın istikrarına daha fazla katkıda bulunabilecektir. Balkanlarda da, Türkiye’nin bir rakip olmadığını, aksine, bölgede istikrar ve refah için AB ve transatlantik politikalarını tamamlayıcı bir rol üstlendiğini unutmamak gerekir.

S-400 sistemleri NATO’nun güvenliği için herhangi bir risk oluşturmamaktadır. Türkiye, S-400 konusunu gerçekçi bir zeminde, yapıcı diyalog yoluyla ele almaya kararlıdır. NATO’da gündeme gelen Courbet fırkateyni konusunda da sunduğumuz deliller, ileri sürülenlerin aksine, Türkiye’nin hiçbir müttefik gemisine karşı hasmane bir eylemde bulunmadığını teyit etmiştir.

Terörizme karşı Fransa, Atlantik İttifakı bünyesinde en büyük ikinci müttefiki olan Türkiye'ye güvenebileceğini bilmelidir. Türkiye, özellikle bilgi paylaşımı ve Suriye sınırında yakalanan Fransız terörist savaşçıların düzenli şekilde ülkelerine geri gönderilmesi çerçevesinde, Fransa’nın terörle mücadelesine belki de en fazla katkıda bulunan müttefikidir. Bu işbirliğinin hiçbir zaman aksamamış olmasından ve halen devam etmesinden memnuniyet duyuyorum.

Avrupa Birliği ile ilişkilerimize gelecek olursak, Fransa’nın, hem Birliğin hem de ikili ilişkilerimizin yararına olan ilerlemelere katkıda bulunarak Türkiye-AB yakınlaşmasının yeniden itici gücü haline gelmesini ümit ediyoruz. AB üyelik hedefimizden bağımsız olarak Türkiye, Avrupalıdır ve Fransa ile paylaştığı ortak değerlerin gelişmesine ve bu değerlere saygı gösterilmesine katkıda bulunmaya devam edecektir. Türkiye-AB ilişkileri, birkaç üyenin maksimalist ve milli emellerine rehin bırakılmamalıdır. AB, ancak Türkiye’nin üyeliğiyle birlikte bir küresel güç olabilecektir.

Mevkidaşım Jean-Yves Le Drian'ı da davet ettiğim Antalya Diplomasi Forumu vesilesiyle, tüm bu konuların 18-20 Haziran tarihlerinde "Yenilikçi Diplomasi: Yeni Dönem, Yeni Yaklaşımlar" teması altında ele alınacak olmasından memnuniyet duymaktayım.

Uluslararası sorunların yanı sıra, Fransa'daki Türkiye algısının son zamanlarda birtakım klişelerden ve yanlış anlamalardan etkilendiğini müşahede ediyoruz.

Türkiye'nin hiçbir zaman, Fransa’nın iç işlerine herhangi bir müdahalede bulunma niyetinin olmadığını yüksek sesle ve net bir şekilde yineliyoruz. Ülkemin Fransa'daki Türklere yönelik tek önceliği, Fransa’ya başarılı şekilde uyum sağlamalarını teşvik ederek, Türkiye'den bekledikleri tüm kamu hizmetlerini kendilerine sunmaktır. Türkçe öğretmenleri ve imamlar da, vatandaşlarımızın bu talebini karşılamaktadır. Sözkonusu imamlar, bilhassa kendi camilerinde hiçbir radikalleşme vakası gözlenmediğinden Fransız makamları için de önemli bir güvence oluşturmaktadır. Türkiye, radikalleşmenin farklı biçimleriyle mücadelede önemli bir müttefiktir. Türkiye, radikalleşmeyle mücadelede, İslam karşıtlığı ve Müslümanlara yönelik önyargıların ve ayrımcılığın ortadan kaldırılmasında Fransa’yla çalışmaya devam edecektir.

Tüm bu hususlar, önceliklerimizin örtüştüğünü ve karşılıklı güvenin güçlendirilmesi suretiyle birlikte hareket etmemizin yararını teyit etmektedir.

Türkiye ile Fransa iki dost ve müttefik ülkedir. Ve öyle kalacaklardır. Samimiyetle bağlı olduğumuz bu dostluk ilişkisinin zedelenmemesi için yanlış anlamalara mahal vermemeliyiz.