Enerji Şartı Anlaşması
Enerji Şartı Anlaşması

Esra DEMİR (*)


I. Enerji Şartı’na Giden Yol ve İmzalanması Süreci:

Soğuk Savaş döneminin sona ermesi Avrupa’nın ekonomik olarak bölünmüşlüğünü ortadan kaldırmak için yeni fırsatlar yaratmıştır. Enerji, Doğu ile Batı arasında yakınlaşma aşamasında en dikkate değer sektörlerden birini oluşturmuştur. Her iki tarafın karşılıklı çıkarları bu alanda işbirliğini kolaylaştırmıştır. Enerji açısından dışarıya bağımlı olan Batı Avrupa ülkeleri, üretici Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ülkelerinden güvenli petrol ve gaz arzının sağlanmasında ve böylece Orta Doğu hidrokarbon kaynaklarına olan bağımlılıklarının azalmasında çıkarlarını görürken, Rusya ve SSCB ardılı ülkeler, Batılı büyük şirketlerin sağlayabileceği enerji üretme potansiyellerini artıracak yatırımlara ihtiyaç duymaktaydı. Bu çıkar birliği, 1991 yılında Avrupa Enerji Şartı Deklarasyonu’nun yolunu açmıştır. Sözkonusu deklarasyon, enerji alanında işbirliğinin serbest piyasa kurallarına, şeffaf ve rekabetçi temellere dayanması gerektiğini belirlemiştir.

Bu işbirliği ortamında yürütülen müzakereler sonucunda, 17 Aralık 1994’te Lizbon’da 50 ülke ve AB, Enerji Şartı’nı (Energy Charter Treaty - ECT) imzalamışlardır. Bu anlaşma, imzacı ülkeler için, enerji ticareti, şirketlerinin enerji yatırımları, transit konuları, anlaşmazlıkların çözümü ve enerji yeterliliği konusunda işbirliği alanlarında uluslararası kodifikasyonu gerçekleştirmiştir.

ECT, SSCB’nin dağılmasından sonra kurulan ülkeleri, daha önce planlı ekonomiyle yönetilmekte olan Merkezi ve Doğu Avrupa ülkeleri ile OECD ülkelerini (ABD, Kanada, Meksika ve Yeni Zelanda hariç) biraraya getiren ilk anlaşmadır.
ECT’yi imzalayan ülkeler; Almanya, Arnavutluk, Avusturya, Avustralya, Azerbaycan, Belarus, Belçika, Bosna Hersek, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Ermenistan, Estonya, Finlandiya, Fransa, GKRY, Gürcistan, Hırvatistan, Hollanda, İngiltere, İrlanda, İspanya, İsveç, İsviçre, İtalya, İzlanda, Japonya, Kazakistan, Kırgızistan, Letonya, Lihtenştayn, Litvanya, Lüksemburg, Macaristan, Malta, Moldova, Moğolistan, Norveç, Polonya, Portekiz, Romanya, Rusya, Slovakya, Tacikistan, Makedonya, Özbekistan, Türkiye, Türkmenistan, Ukrayna ve Yunanistan’dır.

Avustralya, Belarus, İzlanda, Norveç ve Rusya henüz ECT’yi onaylamamışlardır. Rusya, ECT’yi onaylamak için Duma’nın ECT Transit Protokolü müzakerelerinin sonuçlarını beklediğini ileri sürmektedir.

Türkiye, Enerji Şartı Anlaşmasını 17 Aralık 1994’te Lizbon’da imzalamıştır. 1 Şubat 2000 tarih ve 45119 sayılı kanunla onaylanması uygun bulunmuş ve 12 Temmuz 2000 tarih ve 24107 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanmıştır. Onay Belgesi 5 Nisan 2001’de depoziter ülke olan Portekiz makamlarına tevdi edilmiş ve Türkiye Enerji Şartı Anlaşması’nı onaylayan 42. ülke olmuştur.

ABD, Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri, Cezayir, Çin, Fas, Kanada, Katar, Kuveyt, Oman, Suudi Arabistan, Tunus, Venezuela, Yugoslavya, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD), Uluslararası Enerji Ajansı, OECD, BM Avrupa Ekonomik Komisyonu (UN-ECE), Dünya Bankası, Dünya Çalışma Örgütü, Baltık Denizi Bölgesel Enerji İşbirliği (BASREC), Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü, Avrupa Yatırım Bankası, Elektrik Enerjisi Konseyi (CIS) Enerji Şartı Konferansı’na gözlemci olarak katılmaktadırlar.

II. Enerji Şartı’nın Amaç ve Hedefleri:

ECT’nin ne olduğunu anlamak için, ne olmadığının altını çizmekte yarar bulunmaktadır. ECT’nin ulusal enerji politikalarını belirlemek gibi bir hedefi yoktur. ECT bir kredi kuruluşu değildir ve enerji üreticisi ülkelerdeki projeleri finanse etmek gibi bir görevi bulunmamaktadır. Enerji ağlarının özelleştirilmesini veya üçüncü taraflara açılmasını empoze etmemektedir. Enerji kaynakları üzerinde ulusal egemenliği kabul etmekte ve ulusal hükümetlerin, enerji üretim alanlarını seçme, rezervlerin ve kaynakların geliştirilmesinde izlenecek politikaları belirleme, mali politikaları tespit etme ve üretim ve arama çalışmalarına katılma konusunda karar alma haklarını teyid etmektedir.

Enerji Şartı Anlaşması’nın amacını;

• enerji arzı güvenliğinin artırılması,
• enerji üretimi, çevirimi, taşınması, depolanması, dağıtımı, iletimi ve kullanımındaki verimliliğin en yüksek seviyeye ulaştırılması,
• güvenliğin güçlendirilmesi ve çevresel sorunların en aza indirilmesi,
• yatırımların teşviki ve korunması,
• enerji ticaretinin serbestleştirilmesi,
• uluslararası ve ulusal sermaye piyasalarına erişme

olarak sıralamak mümkündür.

Bu amaçlara ulaşmak için ECT tarafından düzenlenen belli başlı hususlar şu şekildedir:

Yatırımlar:

ECT’nin yatırımlarla ilgili maddeleri temel olarak enerji sektöründeki yatırımlara ilişkin ticari olmayan riskleri minimuma indirmeye yöneliktir. Bunun için yabancı yatırımlara ayrımcılık yapılmaması, bir başka deyişle yabancı yatırımlara yerli yatırımlarla aynı koşulların uygulanması öngörülmektedir.

Anlaşma halihazırda, bu kuralın varolan yatırımlara uygulanmasını düzenlemektedir. Yatırım öncesi aşamanın da aynı şekilde ayrımcı olmayan uygulamadan yararlanabilmesi için müzakerelere başlandıysa da 1998 yılından beri bir ilerleme kaydedilmemiştir.

Ticaret:

ECT başlangıçta GATT’ın ticaret rejimi esas alınarak düzenlenmiştir. 1998 Nisan’ında Anlaşma’da yapılan bir değişiklikle ticarete ilişkin esaslar, Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) kural ve uygulamaları ile paralel hale getirilmiştir. Temel olarak, ayrımcılık yapılmaması, şeffaflık ve uluslararası ticaretin aşamalı olarak serbestleştirilmesi taahhütlerini içeren ticaret rejimi, halihazırda DTÖ üyesi olmayan 10 ülke (Arnavutluk, Azerbaycan, Belarus, Bosna Hersek, Kazakistan, Özbekistan, Rusya, Tacikistan, Türkmenistan, Ukrayna) için de, DTÖ ilke ve uygulamaları ile yakınlaşmaları açısından önem taşımaktadır.

Transit:

ECT’nin transitle ilgili maddeleri, transit özgürlüğü prensibi temelinde ayrımcılık yapılmaması ilkesine dayanarak, enerjinin transitinin kolaylaştırılmasına yöneliktir. Enerji Şartı Konferansı’nın, kuralların daha belirgin hale getirilmesi için bir protokol hazırlamak üzere görevlendirdiği Transit Grubu, 2000 yılı başından beri Enerji Şartı Transit Protokolü’nün müzakerelerini sürdürmektedir. Amacı, hidrokarbon ve elektrik enerjisinin kesintisiz ve güvenlik içinde transitini sağlamaya yönelik, herkes tarafından kabul edilen kurallardan oluşan bir rejim oluşturmaktır.

Enerji Verimliliği ve Çevresel Boyut:

Enerji Şartı Enerji Verimliliği ve İlgili Çevresel Boyut Protokolü 1994 yılında Enerji Şartı ile birlikte imzalanmıştır. Enerji verimliliğinin artırılması ve enerji kullanımının çevre üzerindeki olumsuz etkilerinin azaltılması için üye devletlerin açık siyasi hedefler belirlemeleri öngörülmektedir.

Anlaşmazlıkların Giderilmesine Yönelik Mekanizma:

ECT, yatırımcı ile anlaşmaya taraf devletler arasında yatırımlara ilişkin uyuşmazlıkların ve devletler arasında ECT’nin yorumlanması ya da uygulanmasına yönelik uyuşmazlıkların giderilmesi için mekanizmalar öngörmektedir.

Yatırımcı ile devlet arasındaki uyuşmazlıkların öncelikle dostane çözüme kavuşturulması öngörülmekte, üç ay içinde sonuç alınamaması halinde yatırımcının, yatırımın yapıldığı ülkede dava açması, tarafların aralarında daha önceden öngördükleri bir anlaşmazlıkların halli mekanizması varsa buna başvurması, hakemliğe gitmesi gibi yöntemlerden birini seçmesi mümkündür.

Devletler arasındaki anlaşmazlıklarda diplomatik yollardan çözüm arayışları sonuç vermediği takdirde, taraflar hakemliğe başvurabilmektedirler.

Hakemlik kararları hem yatırımcılar, hem devletler için nihai ve bağlayıcıdır.

III. Enerji Şartı’nın Kurumsal Yapısı:

Enerji Şartı’nın ana organı Enerji Şartı Konferansı’dır. Konferans periyodik olarak senede iki kere toplanır. Görevleri arasında, anlaşma ve protokolleri vasıtasıyla kendine verilen görevleri yerine getirmek, ECT ilkelerinin uygulanmasını izlemek ve kolaylaştırmak, ECT protokollerinin müzakeresine karar vermek, hazırlanan protokolleri onaylamak, yeni üye kabul etmek, ortaklık anlaşmaları müzakereleri için yetki vermek, genel sekreteri atamak, Sekretarya’nın çalışma programını ve bütçesini onaylamak sayılabilir.

Konferans, görevin yerine getirilmesi için uygun gördüğü alt organlar kurmaya da yetkilidir. Bu çerçevede dört çalışma grubu kurulmuştur. Bunlar, Yatırım Konuları Çalışma Grubu, Ticaret Çalışma Grubu, Transit Çalışma Grubu ve Enerji Verimliliği ve İlgili Çevresel Boyutlar Çalışma Grubu’dur. Enerji Şartı Konferansı’na bağlı olarak faaliyet gösteren Bütçe Komitesi ve Hukuk Danışma Komitesi de bulunmaktadır. Bütçe Komitesi Başkanlığı ülkemiz tarafından üstlenilmiştir.

Oylama kuralları alınacak kararlara göre belirlenmektedir. Anlaşmada değişiklik yapılması, yeni üyeliklerin kabul edilmesi, ortaklık anlaşması müzakere yetkisi verilmesi, anlaşma eklerine değişiklik getirilmesi, anlaşmazlıkların çözümü için genel sekreter tarafından atanan jüri üyelerinin onaylanması konularında oybirliği aranmaktadır.

Oydaşma genel kural olmakla birlikte, bütçe konularında oydaşma sağlanamadığı takdirde, nitelikli çoğunlukla (katkılarının toplamı ECT bütçesinin en az 3/4’ünü oluşturan devletlerin oyu) karar verilir.

Oy birliği veya nitelikli çoğunluk gerektirmeyen kararlar basit çoğunlukla alınır.
Konferansın Sekretaryası bulunmaktadır. Genel Sekreter, Konferans tarafından beş yıllığına seçilir. Sekretarya, Enerji Şartı Konferansı’nın görevlerini yerine getirmesi için her türlü hizmeti verir ve Konferans tarafından kendisine verilen görevleri yerine getirir.

IV. Sonuç:

Enerji Şartı’nın işbirliği için ortak bir yasal çerçeve oluşturulması temel hedefine henüz ulaşılamamıştır. Örgütün en önemli eksikliği, imzacıların tamamının henüz anlaşmayı onaylamamış olmalarıdır. Özellikle Rusya’nın halen anlaşmayı onaylamamış olması örgüt için bir zaaf oluşturmaktadır. Rusya’nın anlaşmayı onaylama işlemlerini ağırdan almasının en önemli nedeni, Rusya’nın en büyük doğal gaz şirketi olan Gazprom’un muhalefetidir. Gazprom, ECT’nin transitle ilgili 7. maddesi nedeniyle, kendi gaz boru hattı ağını, diğer Orta Asya ülkelerine kullandırmak zorunda kalacağını düşünmektedir. Nitekim, transite ilişkin daha detaylı bir mevzuat oluşturmak amacıyla müzakereleri sürmekte olan Transit Protokolü’nün yapılmasına karar verilmesinin temelinde bu olgu bulunmaktadır.

Yatırımlara ilişkin ayrımcılık gözetmeme, bir başka deyişle yabancı yatırımcıların da ulusal yatırımcılarla aynı haklara sahip olmaları ilkesinin, ön yatırım aşamasına (pre-investment phase) teşmil edilememiş olması da örgütün üzerinde çalışıp henüz sonuç alamadığı alanlardan biridir.

Ancak, Soğuk Savaş sonrası Avrupa’sında tüm tarafların katılacağı bir kurallar manzumesi oluşturmak uzun soluklu bir süreçtir ve kısa sürede sonuç alınması ve tüm hedeflere ulaşılması beklenmemelidir. ECT, hem enerji üreticilerinin hem enerji tüketicilerinin çıkarlarına ve beklentilerine cevap vermek için oluşturulmuş ve bu alanda yasal çerçeveyi genel olarak kurmuş bir anlaşmadır. DTÖ üyesi olmayan ülkelerin, DTÖ kurallarını uygulamasına yardımcı olmuştur.

ECT, enerji alanında doğu-batı koridoru olmak hedefini benimsemiş Türkiye için önemli bir platform olarak ortaya çıkmaktadır. Nitekim Türkiye, ECT içinde oldukça aktiftir. Transit Protokol müzakerelerine faal olarak katılmaktadır. Ayrıca Bütçe Komitesi Başkanlığını da yürütmektedir.

Daha ileri bir aşamada, ECT üyesi ülkelerin tamamının DTÖ’ye üye olmaları ile birlikte, tüm ECT üyeleri, özellikle ticaret alanında aynı kurallara tabi olacaklardır. Gelecekte Enerji Şartı’nın varlığını sürdürmek için, kendine enerji alanında enerji verimliliği, çevresel etkiler, yenilenebilir enerjinin yaygınlaştırılması gibi yeni misyonlar yaratması gerekebilecektir.

(*) Şube Müdürü, Enerji, Su ve Çevre İşleri Genel Müdür Yardımcılığı; Dışişleri Bakanlığı