Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 30 Aralık 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 16 Aralık 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 8 Aralık 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Arka Plan Bilgilendirme Toplantısı, 28 Kasım 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 5 Kasım 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç'in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 9 Ekim 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 15 Eylül 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 2 Eylül 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 27 Ağustos 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 7 Ağustos 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in İstanbul’da Yerleşik Yabancı Muhabirlere Verdiği Background Brifing, 31 Temmuz 2015, Hilton Harbiye Oteli, İstanbul Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 29 Temmuz 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 15 Temmuz 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 3 Temmuz 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in İstanbul’da Yerleşik Yabancı Muhabirlere Verdiği Background Brifing, 26 Haziran 2015, Hilton Harbiye Oteli, İstanbul Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 25 Haziran 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 18 Haziran 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 11 Haziran 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 15 Mayıs 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 8 Mayıs 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in İstanbul’da Yerleşik Yabancı Muhabirlere Verdiği Background Brifing, 17 Nisan 2015, Hilton Harbiye Oteli, İstanbul Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç'in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 16 Nisan 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç'in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 9 Nisan 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 31 Mart 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 24 Mart 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 11 Mart 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç'in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 27 Şubat 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç'in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 17 Şubat 2015, Ankara Enformasyon Genel Müdür Yardımcılığı’nda Daire Başkanı Beliz Celasin-Rende’nin Background Bilgilendirme Toplantısı, 12 Şubat 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in İstanbul’da Yerleşik Yabancı Muhabirlere Verdiği Background Brifing,05 Şubat 2015, Hilton Harbiye Oteli, İstanbul
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç'in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 9 Ekim 2015, Ankara

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ- Hepinize tekrar hoş geldiniz diyorum.

Malumunuz BM Genel Kurulu çerçevesinde New York’taydım Sayın Bakanımız ve Sayın Başbakanımızla beraber, onun için basın toplantılarına yaklaşık 2 haftalık bir ara verdik.

Ben her zaman olduğu gibi en son basın toplantısından bu yana Sayın Bakanımızın faaliyetlerini size özetleyerek basın toplantımıza başlayayım, ondan sonra varsa sorularınızı alayım.

Bu sırada Sayın Bakanımızın önümüzdeki döneme ilişkin programı hakkında da size bilgi vereceğim.

Her şeyden önce Profesör Doktor Aziz Sancar’ın Nobel Ödülü almasına ilişkin olarak birkaç cümle sarf etmek istiyorum. Çok güzel bir haber. Sayın Sancar 2015 yılı için kimya dalında Nobel’e layık görülen 3 bilim insanından birisi oldu, bu çok büyük bir gurur kaynağı ülkemiz için. Kendisini şahsım ve Bakanlığımız adına tebrik ediyorum. Sayın Bakanımız Feridun Sinirlioğlu da bu haberi Tokyo’da aldı, Tokyo’da bu haberi aldıktan sonra da Sayın Sancar’ı aradı ve ona tebriklerini iletti. Dün de zaten bazı internet sitelerinde bu haber yer aldı.

Sayın Bakanımız 18 Eylül 2015 günü Lüksemburg Dışişleri ve Avrupa Bakanı Asselborn’u Türkiye’de ağırladı, bunu zaten siz de takip ettiniz, ortak bir basın toplantısı yapıldı.

Ardından, aynı gün, Sayın Bakanımız Almanya Dışişleri Bakanı Steinmeier’i yine Ankara’da ağırladı, başbaşa ve heyetlerarası görüşmenin ardından bir ortak basın toplantısı oldu.

Cumartesi günü ise Sayın Bakanımız Avusturya Dışişleri Bakanı Kurz’u Ankara’da ağırladı, buna ilişkin olarak yine bir ortak basın toplantısı oldu.

Biliyorsunuz, Avusturya Dışişleri Bakanı basın toplantısında özellikle 1915 olaylarına ilişkin bazı ifadelerde bulundu. 22 Nisan 2015 tarihinde Avusturya Parlamentosunca 1915 olaylarına ilişkin açıklanan ortak deklarasyon sonrası biz de bir açıklama yapmış ve Büyükelçimizi istişareler için ülkemize davet etmiştik. Kurz’un basın toplantısındaki bu ifadelerinin ardından Viyana Büyükelçimiz Hasan Göğüş Viyana’ya giderek görevine tekrar başladı.

Daha önce de benzer bir şekilde Lüksemburg Büyükelçimizin Lüksemburg’a döndüğünü zaten biliyorsunuz, Lüksemburg Dışişleri Bakanının 1915 olaylarına ilişkin olarak yapmış olduğu açıklamadan sonra.

Bu 3 AB üyesi ülkenin dışişleri bakanlarının ziyaretinin ardından BM Genel Kurulu için Sayın Bakanımız New York’a gitti. BM Genel Kurulu 15 Eylül – 5 Ekim tarihleri arasında yapıldı. Genel görüşmeler 25 Eylül’de Papa’nın Genel Kurula hitabı çerçevesinde başladı. BM Genel Kurulu’nun en önemli gündem maddesi BM Sürdürülebilir Kalkınma Zirvesi oldu. 2015’te süresi dolacak olan bin yıl kalkınma hedeflerinin yerini almak üzere son 3 yıldır sürdürülebilir kalkınma hedefleri konusunda müzakereler devam ediyordu, bunlar nihayete erdi ve dünya liderleri tarafından da kabul edildi.

Bunlar önümüzdeki 15 yılın küresel kalkınmasının temel yapı taşlarını oluşturacak hedefler. Türkiye zirvede yüksek bir görünürlük sergiledi, Sayın Başbakanımız pek çok temasta bulundu. Bunların ayrıntılarına tek tek burada girmeyeceğim, zaten bunları hem orada takip ettiniz, hem de bizim basınımıza yansıdı. Sayın Bakanımız da bazıları Sayın Başbakanımıza refakaten olmak üzere 22 çok taraflı toplantı ve etkinliğe iştirak etti, 50’ye yakın ikili görüşme yaptı, bunları da zaten takip ettiniz.

Sayın Bakanımız bu hafta sonu bazı telefon görüşmeleri yaptı, özellikle Rus uçaklarının Türk hava sahasını ihlal etmesinin ardından ABD, İngiltere, Fransa, İtalya ve İspanya dışişleri bakanlarıyla görüştü. NATO Genel Sekreteri’yle zaten Brüksel’de bir görüşme yaptı, buna ilişkin olarak zaten size bir bilgilendirmede bulunmuştuk.

Sayın Bakanımız, biraz önce de söyledim, BM Genel Kurulu’na katıldıktan sonra Sayın Cumhurbaşkanımızın Belçika ziyaretine refakaten 4-5 Ekim tarihlerinde Brüksel’de bulundu. Bu ziyaret çerçevesinde Sayın Cumhurbaşkanımızın Belçika Başbakanı, Temsilcisiler Meclisi Başkanı ve Senato Başkanı ile yaptığı görüşmelere katıldı. Aynı zamanda Sayın Cumhurbaşkanımız AB Konseyi Başkanı ve Avrupa Parlamentosu Başkanıyla da bir araya geldiğinde Sayın Cumhurbaşkanımızla beraberdi.

Sayın Bakanımız ikili olarak Belçika’da NATO Genel Sekreteri Stoltenberg ve AB Dış İlişkiler Yüksek Temsilcisi Mogherini ile de görüşmeler gerçekleştirdi. Sayın Bakanımızın NATO Genel Sekreteriyle yapmış olduğu görüşmeye ilişkin olarak size bir bilgilendirmede bulunduk.

NATO Genel Sekreteri ile yaptığı görüşmenin hemen ardından Kuzey Atlantik Konseyi bir toplantı yaptı, bu toplantıya ilişkin olarak sonunda bir basın açıklaması oldu, bunu da zaten biliyorsunuz.

Sayın Bakanımız ardından Sayın Cumhurbaşkanımızın Japonya ziyaretine eşlik etti, bu sabah itibarıyla heyetimizin İstanbul’a dönmeleri bekleniyor. Bunu da takip ettiniz.

Önümüzdeki dönem Sayın Bakanımız Sayın Cumhurbaşkanımızın programlarına katılacak. Sayın Cumhurbaşkanımızın Türkmenistan’da üçlü Azerbaycan, Türkmenistan ve Türkiye Devlet Başkanları Zirvesi’ne katılacak. Ardından önümüzdeki hafta 14-16 Ekim tarihlerinde İstanbul’da Küresel Göç ve Kalkınma Zirvesi toplantısına ev sahipliği yapacak Sayın Bakanımız. Küresel Göç ve Kalkınma Forumunun Eşbaşkanlığını Türkiye yürütüyor. Ana tema ortaklıkların güçlendirilmesi, sürdürülebilir kalkınma için insan hareketliliği konusu. Açılış oturumunda Sayın Başbakanımız da bir konuşma yapacak. Küresel göç konusu, şu anda uluslararası kamuoyunu meşgul eden en önemli konulardan bir tanesi. Küresel Göç ve Kalkınma Forumu, 2006’da BM’de düzenlenen Uluslararası Göç ve Kalkınma Konulu Yüksek Düzeyli Diyalog Toplantısı çerçevesinde BM Genel Sekreterinin girişimiyle oluşturulmuş bir inisiyatif. Ülkemiz 2014-2015 Dönem Başkanlığını 1 Temmuz 2014 tarihi itibariyle 18 aylık süre ile üstlenmiştir. Bu forumun İstanbul’da yapılması, hem kaynak, hem transit, hem de hedef ülke olan Türkiye’nin bu konudaki inisiyatif alma çabalarının bir sonucudur. Göç yönetimi konusundaki deneyimimizi uluslararası platformlarda paylaşmak bizim öncelikli hedeflerimizden bir tanesi. Zirveye Küresel Göç ve Kalkınma Forumu dönem başkanı, ülke dışişleri bakanları, uluslararası örgütlerin genel sekreterleri başta olmak üzere pek çok katılımcı katılacak. Etkinliklere yaklaşık 1000 kişinin katılmasını bekliyoruz. Açılış töreninin ardından da hükümet temsilcileriyle, sivil toplum temsilcilerinin bir araya geldiği “common space” oturumu düzenlenecek.

Dönem Başkanlığımız 1 Ocak 2016 tarihinde Bangladeş’e devredilecek. Bu konuya ilişkin olarak da zaten önümüzdeki dönemde daha detaylı, belki Pazartesi günü programa ilişkin olarak basına bilgilendirme yapacağız. Arkadaşlar ben burada durayım, sizin sorularınız varsa sorularınızı alayım.

Buyurun.

SORU- Efendim Murat Koralp NTV’den. Dün NATO Genel Sekreteri istenirse 48 saat içinde NATO birliklerinin Türkiye’de konuşlanabileceğini ifade etti buna ilişkin bir hazırlık var mı, Türkiye’nin bir talebi var mı? Bir ikincisi, patriotların tekrar Türkiye sınırında Almanya’ya, Amerika’ya ait patriotların tekrar Türkiye sınırında konuşlanması söz konusu mu? Son Rusya’yla yaşanan gerilimi göz önünde bulundurursak?

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ- NATO Genel Sekreteri dün NATO Savunma Bakanları Toplantısı öncesinde bir basın açıklaması yaptı, basın açıklamasını da zaten hem televizyonlardan takip ettik, hem de yazılı basında bugün geniş şekilde yer aldı. NATO Genel Sekreteri, NATO’nun Türkiye’yle işbirliği içinde olduğunun altını en kuvvetli şekilde çizdi. NATO Genel Sekreterinin ifade ettiği çok yüksek hazır seviyeli müşterek görev gücünün gerektiği takdirde Türkiye’ye yönlendirilebileceğinden bahsetti, fakat bunun için bir konsey kararı gerekli.

Ülkemizin bu aşamada, bu yönde bir talebi bulunmuyor, ama NATO kolektif savunmayı hedef alan önemli bir örgüt. NATO Genel Sekreterinin bu yöndeki açıklamalarını da memnuniyetle karşıladık.

Patriotların durumuna gelince, bundan çok daha önce yine bu kürsüden bana yönelttiğiniz sorular çerçevesinde ben size yanıt vermiştim. 4 Aralık 2012 tarihinde NATO Dışişleri Bakanlarının aldığı bir karar çerçevesinde ülkemize 2013 yılının başı itibariyle Amerikan ve Alman patriot bataryaları yerleştirilmişti. Bunlar daha sonra 2014 ve 2015 yılında iki defa uzatıldılar. Ağustos ayı içinde de Amerikan bataryalarının küresel kuvvet yapılandırılması ve teknik yazılım ihtiyacı nedeniyle görev süresinin uzatılmayacağı zaten basınla paylaşılmıştı. Keza aynı şekilde Alman bataryasının ise personel rotasyonu nedeniyle faaliyetlerine son vereceği bildirilmişti.

Gaziantep’teki ABD patriot bataryası 30 Eylül tarihinde geri intikalini tamamladı. Kahramanmaraş’taki Alman bataryası ise 15 Ekim’de faaliyetlerine son verecek. Halihazırda İspanya bataryası Adana’da mevcut. Bunların da 2016 Ocak ayına kadar görev süresi devam edecek. İspanyol tarafı henüz süre uzatımı konusunda bir karar almadı, fakat İspanya Savunma Bakanın Ağustos ayı içinde …, yani ihtiyaç duyulduğu takdirde bataryaların kalacağı yönünde ifadeleri vardı. Bunu zaten siz de biliyorsunuz.

Özellikle biraz önce söylediğim hususların hepsi Ağustos ayı içinde gerçekleşti. Türkiye’nin güvenlik ihtiyacına ilişkin olarak ve patriot bataryalarının geri çekilmesine ilişkin olarak 16 Ağustos 2015 tarihinde ABD’yle bir ortak bildiri yayınladık. Bunu zaten sizler de biliyorsunuz. Orada detaylı bir şekilde Türkiye’nin güvenlik ihtiyacının ikili bazda nasıl karşılanacağı hususunda hem Amerikalılarla Türkiye’nin ortak bir kağıdını zaten basınla paylaştık. Ama şu aşamada biraz önce de söyledim, Patriot bataryalarının yerleştirilmesine ilişkin olarak bir NATO Dışişleri Bakanları kararı var. Patriot misyonunun geleceği hakkında da NATO’da henüz bir karar alınmış değil.

Rusya’nın özellikle son günlerdeki -Eylül ayı itibariyle ve özellikle son bir haftadır- Suriye’deki askeri hareketleri çerçevesinde bunlar tekrar gözden geçirilebilecek hususlar. Biraz önce de söyledim, Savunma Bakanımız NATO Savunma Bakanları toplantısı çerçevesinde zaten Brüksel’deydi. Özellikle patriotların tekrar yerleştirilip, yerleştirilmemesi teknik konular. Bunlar oradaki bu görüşmelerde de tekrar gündeme geldi.

Ayrıca Türkiye’nin savunması için en önemli husus ulusal kapasitemizin, ulusal yeteneklerimizin kullanılması. Biz bu ulusal imkanları kullanıyoruz, ulusal imkanlarımız da Türkiye’nin savunması için yeterli. Ezcümle söyleyebileceğim husus, özellikle önümüzdeki dönemde savunma yeteneklerimizin arttırılmasını teminen hem NATO kapsamında, hem de ikili temelde ilgili müttefiklerimiz nezdinde gerekli çalışmalarımız devam ediyor. NATO’dan görünür, düzenli mevcudiyetinin devamını bekliyoruz. NATO’dan ve yeteneği olan müttefiklerimizden beklentimiz bu şekildedir ve bu gayretlerimizin, çalışmalarımızın temel hedefi de budur.

Mahmut Bey.

SORU- Mahmut Gürer, Akşam Gazetesi. Tanju Bey, öncelikli olarak Rusya askeri yetkililerinin durumuyla ilgili bir açıklama yaptınız siz de soruya cevap olarak önceki gün. Rusya askeri yetkililerinin yakın vade de Ankara’ya bir ziyaret gerçekleştirmesi konusunda Rus Makamlarıyla herhangi bir diyalog oldu mu, gelecekler mi, gelmeyecekler mi?

İkinci sorum, acaba Türkiye’nin Suriye sınırında Rus uçaklarına ya da herhangi bir başka uçağa da üçüncü ülke uçağına da Suriye’ye uygulanan angajman mı uygulanmaktadır ya da bundan sonraki süreçte uygulanacaktır değilse, Rus uçaklarına yönelik angajman kuralları nedir?

Bir diğer sorum, basında bazı haberler yer alıyor Amerika Birleşik Devletleri’nin farklı askeri üstleri de IŞİD’e yönelik mücadelede kullanmaya başladığıyla ilgili, helikopter birlikleri geldiğiyle ilgili. Bu konuda biraz ayrıntılı bilgi verebilir misiniz? Bir de son soru olarak G-20 15 Kasım’da yapılacak biliyorsunuz Antalya Zirvesi. Katılımını ABD ve Rusya Devlet Başkanları teyit etmiş midir, etmediyse son durum nedir?

Teşekkürler.

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ- Teşekkür ederim. Mahmut Bey, ilk sorunuzdan başlayayım. Özellikle, biliyorsunuz, iki tane hava ihlali oldu, birisi 3 Ekim’de, birisi 4 Ekim’de. Buna ilişkin 3 Ekim’de bir açıklama yaptık. Rus Büyükelçisini hem 3 Ekim’de, hem 5 Ekim’de Bakanlığımıza davet ettik, ondan sonra 6 Ekim’de tekrar Rus Büyükelçisi Bakanlığımıza geldi. Bu sırada askeri makamlarımız arasında bir çalışma grubu oluşturulacağına dair bazı bilgiler özellikle Rus basınında yer aldı. Her şeyden önce bunların doğru olmadığını söyleyebilirim. Bu konuya ilişkin olarak da Ankara’daki Rus Büyükelçisini bilgilendirdik. Bizim talebimiz, Rus yetkililerinin buraya gelerek, bu ihlale ilişkin bize bilgi vermesidir. Bu konuya ilişkin zaten basın açıklaması yaptık. Orada durumun gayet sarih ve açık olduğunu düşünüyorum.

Angajman kurallarımız belli, bu angajman kurallarımız zaten ilan edildi. Angajman kurallarımızın detayları da buraya çağırdığımız Rus Büyükelçisine verildi, Rusya Federasyonu da bu durumda haberdar.

Bunun dışında, özellikle Amerika Birleşik Devletleri’yle varılan mutabakat çerçevesinde diğer üslerin kullanılıp, kullanılmadığını sordunuz. Bunlar operasyonel bilgiler. Şu aşamada diğer üslerin aktif olarak kullanıldığına ilişkin bir bilgi bende yok, ama bunu araştırıp size dönebilirim.

G-20 konusunda ise, ilgili ülkeler katılımlarını teyit ediyorlar, yaklaşık 1 aylık bir süre var. Ama katılıma ilişkin olarak da daha kapsamlı bir belgeyi size temin edip daha sonra iletebilirim. Ama G-20’ye ilişkin önümüzdeki dönemde siz basın mensuplarını bilgilendirecek ayrı bir toplantı yapacağız.

Evet, Tülay Hanım.

SORU- Tanju Bey, bir kez daha sormak istiyorum. Siz, Ankara, askeri yetkilileri beklediğini ifade etti, ama Rus tarafından gelen yanıt nedir, buna sıcak bakıyorlar mı, bir heyet anladığım kadarıyla henüz gelmedi ama, önümüzdeki dönemde gelebilir mi?

İkincisi de, ilk ihlalin sehven gerçekleştiğinin Ankara’ya iletildiği söylenmişti. İkinci ihlal konusunda Rus tarafından Ankara’ya herhangi bir izahat yapıldı mı acaba teşekkür ederim.

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ- Bu konuya ilişkin Türkiye’ye izahatta bulunacak bir Rus heyetinin Türkiye’ye beklendiğini biz Rus makamlarına ilettik. Şu aşamaya kadar herhangi bir heyet gelmedi.

İkincisi, ilk ihlalin navigasyon hatası yüzünden yapıldığına ilişkin olarak Rus tarafı bize bildirimde bulunmuştu. İkinci ihlale ilişkin olarak herhangi bir bilginin şu aşamada benim bilgim dahilinde olmadığını söyleyebilirim.

Büşra Hanım.

SORU- Tanju Bey, Almanya Başbakanı Angela Merkel’in bazı açıklamaları oldu daha önce de demişti Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğine karşıyım diye, ama bunu bir kez daha yineledi, bir de sınır kontrolleriyle ilgili yine Türkiye’yi suçlayan bir açıklaması var bununla ilgili değerlendirmenizi merak ediyorum. İkinci olarak da, Amerika Birleşik Devletleri’nden dört ayrı silah sistemi için satış izinlerinin tıkandığı yönünde haberler var bu konuda bir malumatınız var mı?

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ- İkinci sorudan başlayayım. ikinci soruya ilişkin, o dört ayrı silah sisteminin satışının yasaklandığına ilişkin herhangi bir bilgi bende şu aşamada yok. Bunun dışında Merkel’in açıklamalarını biz de basından okuduk, basından duyduk. Türkiye’nin AB’ye tam üyelik süreci aslında uzun soluklu bir süreç. Türkiye’nin AB’ye üyelik süreci Ankara Anlaşmasında ve müzakere çerçeve belgesinde açıkça yer almış durumda ve bizim AB’yle ilişkilerimizdeki temel hedefimiz tam üyelik, bunu herkes biliyor.

Katılım süreci tam üyelik hedefiyle de bu şekilde devam ediyor, bu bizim stratejik bir tercihimizdir. Biz AB’ye yönelik politikalarımızı dar görüşlü ve kısa dönemli hesaplarla değil, daima uzun vadeli çıkarlarımız çerçevesinde şekillendirdik. Türkiye-AB ilişkilerinin temel unsurlarından biri ve itici gücü olan müzakere sürecinde ilerlenme sağlanması diğer alanlardaki ilişkilerimize de bir ivme kazandıracaktır. Göç krizinde de görüldüğü üzere ortak sorunlara çözüm getirmek için Türkiye ve AB birbirine ihtiyaç duymaktadır, bu nedenle Türkiye ve AB ilişkilerinin her zaman derinleştirilmesi büyük önem arz etmektedir. Bu göç krizi de aslında Türkiye’nin AB’ye tam üyelik hedefinin bir seçenek değil de aslında bir gereklilik olduğunu ortaya koymuştur. Üyelik hedefiyle devam ettiğimiz müzakere sürecinin siyasi saiklerle suni olarak engellenmeye devam edilmesi kimsenin çıkarına değildir. Bu tür engellemeler de tabiatıyla kamuoyumuzda bir hayal kırıklığı yaratmaktadır.

Buyurun.

SORU- Mutlaka araziden bilgiler size de geliyordur, Rusya’nın PYD’yle işbirliği yaptığına dair sizin elinizde veriler var mı?

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ- Spesifik olarak benim bu konuda bir bilgim yok, yani operasyonel olarak yok.

Sevil Hanım.

SORU- Tanju Bey, daha önce Türk hava sahasını ihlal eden Suriye hava araçlarına uygulanan angajman kurallarının yine Suriye sınırından Türkiye’nin hava sahasını ihlal eden Rus uçaklarına uygulanmadığını anlıyoruz biz gözlemimizden, çünkü Suriye hava uçaklarına daha önce müdahale edip düşürülmüştü bu ihlaller durumunda. Farklı bir angajman kuralı uygulandı mı?

Bir ikincisi, Ankara’da yapılan güvenlik zirvesinin ardından AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik’in bir açıklaması vardı bundan sonra yapılacak ihlallerde Rusların yapacağı ihlallerde bunun bir artık tehdit olarak algılanacağını söylemişti. Bu açıdan angajman kuralları, Rusya’ya uygulanacak angajman kurallarında farklı bir yaklaşım olacak mı acaba bundan sonra?

Teşekkür ederim.

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ- Sevil Hanım, biraz önce de söyledim, bu konuya ilişkin olarak protestomuz en şiddetli şekilde Rus Büyükelçisine burada iletildi ve angajman kurallarının içeriği hakkında da kendisine zaten bilgi verildi. Türkiye’nin sınırları dokunulmazdır ve Türkiye’nin sınırlarına yapılacak bir taciz, tecavüz bu angajman kuralları çerçevesinde Türkiye tarafından mukabele edilecektir. Onun için bu aşamada herhangi bir farklılığın olduğunu söylemek zor, ama tabiatıyla bu angajman kuralları özellikle askeri bir konu, bunun teknik detayları muhakkak var. O teknik detayları da askeri makamlarımız çok daha detaylı bir şekilde bilirler.

SORU- Tanju Bey, geçtiğimiz günlerde mülteci eylem planı açıklandı ve bir heyetin Türkiye’ye geleceği yönünde o planda yer aldı. Heyet ne zaman gelecek, elinize ulaşan bir bilgi var mı bu eylem planını görüşmek üzere?

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ- Arkadaşlar, bu eylem planı özellikle mülteci eylem planı, göç eylem planına ilişkin basında da son dönemde çok fazla bilgi yer aldı. Bu konuya geçmeden önce genel bir çerçeve çizmek istiyorum. Suriye’de bir insanlık dramı yaşanıyor tam 2011 Mart’ından beri. 300 binden fazla insan hayatını kaybetti, ülkemizde yaklaşık 2.2 milyon Suriyeli mülteci var, bunların 260 bini kamplarda yaşıyor, bunların dışında 200 bin Iraklı var. Türkiye dünyada en fazla mülteci barındıran ülke konumunda. Yani olayın insanı boyutunun altını çizmek için mesela şu rakamları da sizinle paylaşabilirim: Toplam çocuk sayısı 960 bin. Okul çağındaki çocuk sayısı Türkiye’de mülteci olarak 600 bin ve bugüne kadar Türkiye’de 66 bin Suriyeli bebek doğdu.

Sadece ülkemizdeki yerlerinden edilmiş kişiler değil, Suriye içinde de yerlerinden edilmiş kişilerin sayısı çok fazla ve Suriye’deki istikrarsızlık devam ettiği sürece Suriye’nin içindeki yerlerinden edilmiş kişiler de komşu ülkelere sığınabilirler, böyle bir tehlike de var. Suriye’deki siyasi istikrarsızlığın ortaya çıkardığı bir başka sonuç da bu insanların kendileri için yaşanabilecek ülkelere seyahat etmeleri, göç etmeleri… Bunlar da bazı insanlık dramlarını beraberinde getiriyor.

Akdeniz’de boğulan ve hayatını kaybeden mülteci sayısı 6 bin civarında. Türkiye tarafından denizden kurtarılan mülteci sayısı 60 bin. Bütün bunları söylerken aslında bir karşılaştırma da yapmak lazım. Türkiye bugüne kadar Suriyeli mültecilere 7.6 milyar ABD doları harcadı, uluslararası toplumdan aldığı katkıysa sadece 417 milyon dolar civarında. Biz insani ve vicdani nedenlerle açık kapı politikası izliyoruz. Fakat bir yandan gayri safi milli hasılası 18.5 trilyon dolar olan 570 milyonluk AB ülkeleri, diğer yandan gayri safi milli hasılası 800 milyar dolar olan 77 milyonluk Türkiye ve bizde 2.2 milyon Suriyeli mülteci var insani nedenlerle aldığımız. AB’de ise sadece 500 bin civarında Suriyeli mülteci var.

Bizim istediğimiz, göç konusundaki AB Eylem Planını da sorduğunuz için bunları anlatıyorum, bizim istediğimiz, AB’yle özellikle bu konuda bir yük paylaşımı yük transferi değil Özellikle adil sorumluluk çerçevesinde külfet paylaşımı. Maalesef AB kurumları özellikle Suriye’deki sıkıntılara göç dalgası kendi kapılarına gelene kadar ciddiyetle bir reaksiyon vermediler ya da yeterli bir reaksiyon vermediler. Bizim hedefimiz özellikle göç konusunda geçici tedbirlerle bunun engellenmesini çalışmak değil. Suriye’de bir siyasi kriz var. Bu siyasi krizin de siyasi bir çözümle ortadan kaldırılması lazım. Bu ortadan kaldırılmadığı takdirde Suriye’deki göç dalgası maalesef devam edecek.

Önemli olan, tabii bu insanların kendi ülkelerine geri dönmelerini ve güvenli bir şekilde yaşamalarını teminen orada bir uygun siyasi ortam yaratmak. Aksi takdirde biraz önce söylediğim gibi, Suriye içinde yerlerinden edilmiş kişilerin özellikle de bombalamalar, mesela Rusya’nın yaptığı bombalar çerçevesinde de yine yerlerinden edilmeleri, göç dalgasına, göçe maruz kalmaları da muhtemel.

Biraz önce söyledim, aslında AB’nin Türkiye’yle bu konuda işbirliği yapması gerekiyor. Şimdi taslak eylem planı, bu konuya ilişkin bilgiler zaten basında detaylı şekilde yer aldı, ama taslak eylem planı Sayın Cumhurbaşkanımızın AB Komisyonu Başkanı Juncker’le yaptığı görüşme sırasında kendisine zaten tevdi edildi. Daha önce de 23 Eylül tarihinde AB Hükümet ve Devlet Başkanları Zirvesinde Türkiye’yle bu konuda kuvvetlendirilmiş bir diyalog mekanizmasının hayata geçirilmesi konusunda bir karar alındığını biliyoruz.

Eylem planının detayları hakkında da basına bazı bilgiler yansıdı, ama ben şunu söyleyebilirim: Teknik olarak üzerinde anlaşılmış bir metin yok, bize iletilen bir metin var, o metin üzerinde ilgili kurumlarımızca çalışmalar devam ediyor. En son Komşuluk Politikası ve Genişleme Müzakereleri Genel Müdürü Christian Danielsson başkanlığındaki bir heyet 6-7 Ekim tarihlerinde Ankara’daydı, Bakan Yardımcımızla da görüştü. Biraz önce söyledim, teknik çalışmalarda bulundu.

Ayrıca, Bakan Yardımcımız Naci Koru, Lüksemburg’da dün yapılan İçişleri ve Dışişleri Bakanlarının katıldığı Doğu Akdeniz-Batı Balkanlar Rotası Yüksek Düzeyli Konferansı’na katıldı.

Bizim için önemli olan, dediğim gibi göçün tamamen engellenmesini teminen Suriye’de bir siyasi çözümün bulunması ve çabaların buna yönlendirilmesi.

SORU-Tanju Bey, benim şöyle bir sorum olacak: Libya’da biliyorsunuz Ulusal Birlik Hükümeti kuruldu, önemli bir adım atıldı. Birlik Hükümetini kuracak isimlerin belirlenmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ- Şimdi Libya’da 2015 Ocak ayından bu yana devam eden siyasi diyalog sürecinde dün akşam itibariyle yeni bir aşamaya geçildiğini biz de takip ediyoruz, biliyoruz. Siyasi anlaşmaya ilişkin müzakerelerin tamamlanmasından sonra bu kez BM Genel Sekreterinin Libya Özel Temsilcisi ulusal mutabakat hükümetinde görev alabilecek isimleri taraflara önerdi dün itibariyle, müzakere süreci bu çerçevede sonlandırıldı. Libyalı müzakerecilerin gayretleriyle ortaya çıkan metnin onaylanması aşamasına geçildi, akabinde ise siyasi anlaşma imzalanması öngörülüyor.

Biz bu sürecin bu şekilde sonuçlanmasından büyük memnuniyet duyuyoruz. Ancak bunu söylerken de sürecin tam anlamıyla sonuçlanmadığını da bilmek lazım, önemli olan bunun nihai hale getirilmesi.

Türkiye bundan sonra da daha önce olduğu gibi Libya’da müzakere sürecini destekleyecek ve taraflar nezdinde de gerekli telkinleri sürdürecek.

Tülay Hanım…

SORU- Tanju Bey, az önce çok kısa bahsettiniz ama, Rusya’nın askeri operasyonlarıyla birlikte askeri bir tırmanış var Suriye içinde. Yeni bir göç dalgası bekleniyor mu Türkiye sınırlarına yönelik? Bu yönde herhangi bir sınır bölgesinde yapılmış bir hazırlık var mı?

Bir de, dün New York Times Gazetesi’nde çıkan bir haber vardı, Amerikan yönetiminin 5 bin Arap ve yaklaşık 20 bin Kürt savaşçıyla Rakka’ya yönelik bir kara operasyonuna hazırlık yaptığı yönünde. Bu konuda Ankara’yla herhangi bir görüş alışverişi ya da bilgi paylaşımı oldu mu? Özellikle PYD’nin böyle bir operasyona katılması, Amerika’yla bu şekilde işbirliği yapmasını Ankara nasıl değerlendirir?

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ- İkinci söylediğiniz hususu ben ilk defa duyuyorum. Dediğim gibi operasyonel bir konu, yani bir bilgim yok.

Göç dalgası konusuna gelince, zaten bizim Türkiye olarak 911 kilometrelik Suriye’yle bir sınırımız var. Suriye’deki karışıklıktan ve Suriye’deki istikrarsızlıktan hiçbir ülke bizim kadar etkilenmiyor; bir defa herkesin bunu bilmesi lazım. Türkiye çok sayıda, yani rakamları tekrar söylemek istemiyorum ama, çok sayıda Suriyeli mülteciye evini açmış durumda, bunun tabii mali bir yükü de var. Özellikle Rusya’nın son haftalarda gerçekleştirdiği hava operasyonları, ki bu operasyonun büyük bir kısmının ılımlı muhalefete yöneldiğini anlıyoruz pek çok kısmının, tabiatıyla bir göç dalgası oluşturma ihtimali de mevcut.

Özellikle bu konuda endişemiz var, bu hususun halkta tedirginlik yarattığını da biliyoruz. Biz özellikle Reyhanlı’nın tam karşısındaki Atme kampına çok sayıda insanın son günlerde bu hava operasyonları nedeniyle geldiğini biliyoruz. Türkiye olarak biz gerekli tedbirleri alıyoruz, bu konuda zaten tecrübemiz de var ve Suriyeli mültecilere, Suriyelilere elimizden geldiği kadarıyla iyi şekilde misafirperverlik gösteriyoruz. Ama dediğim gibi, bu ihtimal her zaman mevcut ve bundan en fazla etkilenecek olan ülke Türkiye olduğu için bu konuyu da yakinen takip ediyoruz.

Duygu Hanım...

SORU- Sizi doğru anladım mı: Ekim 15’te mi Alman Patriotları gidiyor öncelikle?

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ- Biraz önce söyledim, evet.

SORU- Yani bu yılın sonu değil.

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ- Ekim 2015, evet, öyle.

SORU- Amerikalılar da gitti. Çünkü şöyle bir şey var, bunu onun için soruyorum: Eylül 15 itibariyle Amerika Patriotları için birlikte veda töreni düzenlenmiş, Amerikalıların söylemi Ekim sonunda ayrılacakları yolunda, NATO’ya göre ise Almanlar da, Amerikalılar da halihazırda Türkiye’de faal, onun için sordum özellikle, erken mi gittiler?

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ- Benim elimdeki bilgi bu çerçevede. Ama zaten sizin söylediğiniz doğru olsa bile bir 15 günlük bir fark oluyor.

SORU- Bir şey fark etmez.

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ- Bir şey fark etmez demiyorum tabiatıyla, ama bu teknik bir soru, yani ne zaman gitti, bugün mü gitti, dün mü gitti? Ama bu karar alınmış vaziyette, böyle bir karar var zaten.

SORU- 3-4 Ekim’de meydana geldiği için sınır ihlalleri, hani Eylül sonunda gelmesi o sırada faal olup olmamasıyla ilgili bir şey.

Şimdi Ruslarla ilgili olarak siz askeri yetkililerin gelmesini ve hesap vermesini, durumu anlatmasını mı istiyorsunuz, yoksa Rusya’yla Türkiye arasında bundan sonraki operasyonlar için bir koordinasyon mekanizması mı kurulmasını istiyorsunuz? Mesela Amerika’yla kurulduğu gibi telekonferans yöntemiyle başladı, sonra askerler arasında bir diyalog var. Nasıl bir şey?

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ- Biz ilk aşamada, bunu biraz önce de söyledim aslında, ilk aşamada ihlale ilişkin olarak bize bilgi vermelerini istiyoruz, bunun için de zaten Rus makamlarını ülkemize davet ettik, bunu da Rus Büyükelçisine söyledik.

SORU- Ama koordinasyonu öngörmüyorsunuz?

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ- İlk aşamada bu konuya ilişkin olarak bir açıklama beklediğimizi söyledik.

SORU- Anladım.

Bir de, şimdi Patriotlarla ilgili NATO’da talebinizin devam ettiğini anlıyoruz, Konseyin en azından yılsonuna kadar almış olduğu karar çerçevesinde uzatma istediğinizi anladım sözlerinizden. ABD’nin Patriotları çektiği sırada yapılan Dışişleri açıklamasında şu ifade vardı: Bir hafta içerisinde tekrar yollanabilir. Yakın müttefikinizden bu kararını gözden geçirmesini, tekrar yollamasını istediniz mi?

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ- Biraz önce de söyledim zaten, Savunma Bakanımız bugün Savunma Bakanları Toplantısı için Brüksel’deydi, bu konular detaylı şekilde…

SORU- Ben ABD özelinde soruyorum.

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ- ABD özelinde de tabii müttefiklerimizle bu konuları görüşüyoruz. Teknik açıdan daha fazla bir bilgi bende yok, zaten olsa da sizinle burada paylaşacak değilim, yani o durumda değilim.

Ama bu konuya ilişkin olarak size söyleyebileceğim, Patriotlar dahil ülkemizin savunması için gerekli tüm tedbirler hem NATO’da, hem de ikili şekilde müttefiklerimizle temaslarımızda gündeme geliyor.

SORU- Yine ABD’yle ilgili, Büşra sordu ama, aslında orada bir yasaklanma söz konusu değil, ABD’yle Türkiye arasında beklenen askeri mühimmatlar malum ve 5 yılı aşan sürelerdi, işte İHA’lar, akıllı bombalar, Skorskyler Türkiye’nin helikopter talebi yıllardır süren bir şey. Siz bunun hızlandırılmasını istiyor musunuz müttefiklerinizden?

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ- Bu konuya ilişkin bilgim yok, teknik bir konu, yani ilk defa duyuyorum, daha sonra…

SORU- Bugün Hürriyet Gazetesi’ndeydi de onun için, hani okumuşsunuzdur bizimle toplanmadan önce.

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ- Yani bir bilgim yok bu aşamada. Arzu ederseniz daha sonra özel konuşuruz.

SORU- Bir de, Vatikan Büyükelçimizin dönmesi için de Vatikan’dan benzer bir açıklama mı bekliyorsunuz Lüksemburg ve Avusturya’da olduğu gibi?

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ- Bunlar iki ülke ilişkileri çerçevesinde değerlendirilir. Yani bu konuya ilişkin benzer bir adım atarsa bu da yine değerlendirilir. Ama böyle bir adım atması demek Büyükelçimizin geri dönmesi anlamına her zaman gelmez, bu siyasi olarak değerlendirilecek bir konu.

Evet, arkadaşlar, teşekkür ediyorum, sağolun.