Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 30 Aralık 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 16 Aralık 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 8 Aralık 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Arka Plan Bilgilendirme Toplantısı, 28 Kasım 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 5 Kasım 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç'in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 9 Ekim 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 15 Eylül 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 2 Eylül 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 27 Ağustos 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 7 Ağustos 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in İstanbul’da Yerleşik Yabancı Muhabirlere Verdiği Background Brifing, 31 Temmuz 2015, Hilton Harbiye Oteli, İstanbul Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 29 Temmuz 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 15 Temmuz 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 3 Temmuz 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in İstanbul’da Yerleşik Yabancı Muhabirlere Verdiği Background Brifing, 26 Haziran 2015, Hilton Harbiye Oteli, İstanbul Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 25 Haziran 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 18 Haziran 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 11 Haziran 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 15 Mayıs 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 8 Mayıs 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in İstanbul’da Yerleşik Yabancı Muhabirlere Verdiği Background Brifing, 17 Nisan 2015, Hilton Harbiye Oteli, İstanbul Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç'in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 16 Nisan 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç'in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 9 Nisan 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 31 Mart 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 24 Mart 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 11 Mart 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç'in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 27 Şubat 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç'in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 17 Şubat 2015, Ankara Enformasyon Genel Müdür Yardımcılığı’nda Daire Başkanı Beliz Celasin-Rende’nin Background Bilgilendirme Toplantısı, 12 Şubat 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in İstanbul’da Yerleşik Yabancı Muhabirlere Verdiği Background Brifing,05 Şubat 2015, Hilton Harbiye Oteli, İstanbul
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 15 Eylül 2015, Ankara


DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ- Arkadaşlar, Sayın Bakanımız geçtiğimiz hafta 4-5 Eylül Cuma ve Cumartesi günleri Lüksemburg’da AB Dışişleri Bakanları gayrı resmi toplantısına katıldı. Bu zaten basında da yer aldı, siz de takip ettiniz. Daha önce Riga’da yapılan Gymnich toplantısına eski Dışişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu katılmıştı. Bu toplantılara katılmamız bölgesel gelişmeleri değerlendirmek açısından da çok önemli. Özellikle Avrupa’ya yönelik göçmen akımının basına yansımasından sonra bu toplantı yapıldı, mülteci sorunu ve yasa dışı göç konuları ele alındı. Sayın Bakanımız, bu toplantı sırasında Lüksemburg Dışişleri ve Avrupa İşleri Bakanı Jean Asselborn’la, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini’yle, Belçika Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri ve Avrupa İşleri Bakanı Didier Reynders’le görüşmelerde bulundu. Lüksemburg Dışişleri Bakanı’yla yaptığımız görüşme önemliydi. Sayın Bakanımız Feridun Sinirlioğlu’nun Lüksemburg Dışişleri Bakanı’yla yaptığı görüşme sonrasında bir basın toplantısı oldu. Bu, zaten basında yer aldı ama Lüksemburg Dışişleri Bakanı, soykırım kelimesinin hukukta spesifik bir tanımı olmadığını, bu tip suçların yetkili mahkemede ele alınması gerektiğini, her iki ülke tarihçilerinin ortak çalışmaları sürdürmesinin önemli olduğunu, Lüksemburg ve Türkiye’nin dost iki ülke olduğunu ve NATO başta olmak üzere çok taraflı platformlarda beraber çalıştıklarını ve Türk Büyükelçisinin de bir an evvel Lüksemburg’da göreve dönmesini beklediğini ifade etti. Biliyorsunuz, bunun üzerine Lüksemburg’daki Büyükelçimiz geçtiğimiz hafta görevine dönerek başladı. Bu konuya ilişkin olarak basına ben de bir açıklama yapmıştım.

Mogherini’yle Lüksemburg’da yapılan görüşme önemliydi, özellikle göç konusunda birlikte hareket edilmesi hususu gündeme geldi. Bizim söylediğimiz, yasa dışı göç sorununun, sorunun sadece bir kısmı olduğu ve asıl olarak bunun kaynak nedenlerinin çözülmesi ve ortadan kaldırılması gerektiği yönündeydi. Ülkemizde 2 milyon Suriyeli bulunuyor, bu rakamları sizler benden daha iyi biliyorsunuz. Bugüne kadar bizim Suriyelilere harcadığımız meblağ 6.4 milyar dolar, fakat uluslararası toplumun yardımı 417 milyon dolar olarak kaldı, bunun sadece 165 milyon doları da AB üyesi ülkelerden gelen bir meblağ…

Ardından Sayın Bakanımız KKTC’ye bir resmi ziyaret gerçekleştirdi. Bilindiği üzere, Dışişleri Bakanlarımız göreve başlar başlamaz ilk resmi ziyaretlerini KKTC’ye yapıyorlar, ardından da Azerbaycan’a bir ziyaret gerçekleştiriyorlar, Sayın Bakanımız da Lüksemburg’daki bu uluslararası toplantının ardından ilk resmi ziyaretini KKTC’ye yaptı. KKTC’de Doktor Fazıl Küçük’ün kabrini ziyaret etti, Rauf Denktaş’ın kabrini ziyaret de programdaydı. Boğaz Şehitliğini ziyaret etti ve çelenk koydu. Sayın Bakanımız, Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığını ziyaret ettikten sonra KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’yla başbaşa ve heyetlerarası görüşmede bir araya geldi. Ardından bir basın toplantısı oldu. Sonra da sırasıyla Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Siber’i, KKTC Başbakanı Sayın Ömer Kalyoncu’yu ve KKTC Dışişleri Bakanı Emine Çolak’ı ziyaret etti, bu toplantının ardından da bir basın toplantısı yapıldı. Sayın Bakan, Kıbrıs konusunda adil, kalıcı, kapsamlı ve her iki tarafın siyasi eşitliğine dayalı bir çözüme ulaşılmasının temel hedefimiz olduğunu da açıkça söyledi. Türkiye olarak, garantör ülke olarak da bu çözüm sürecine destek verdiğimizi, bundan sonra da vereceğimizi ifade etti. Gündemde sadece müzakere süreci değil, ikili ilişkilerin diğer boyutları da vardı, yani su konusu, ekonomik kalkınma konuları da gündemdeydi.

Sayın Bakanımız, ardından Paris’te Ortadoğu’da Dini ve Etnik Şiddete Maruz Kalanların Korunması başlıklı bir konferansa katıldı. Bu toplantı, 8 Eylül günü Fransa ve Ürdün eşbaşkanlığında düzenlendi. Bu toplantıda Sayın Bakanımızın yaptığı konuşmayı web sitemize koyduk, muhakkak siz de fark etmişsinizdir. Sayın Bakan, Ürdün Dışişleri Bakanı ve Fransız Dışişleri Bakanıyla burada bir ikili görüşme gerçekleştirdi.

Sayın Bakanımız, ardından 11 Eylül Perşembe ve Cuma günleri Astana’daydı. Burada bildiğiniz üzere 5. Türk Konseyi Zirvesi oldu. Türk Konseyi, bizim için aslında çok önemli bir uluslararası örgüt, çünkü 1992’den itibaren Türkçe Konuşan Devletler Zirvesi olarak düzenli bir şekilde yapılıyor. 2009 yılında en son Nahçıvan’da yapılan zirvede bunun kurumsallaşmış bir örgüte dönüştürülmesi kararı alındı ve Türk Konseyi’nin temelleri 2009 yılında atıldı. Ondan sonra sırasıyla önce İstanbul’da bir zirve yapıldı, daha sonra 2011 yılında Almatı’da, ardından Bişkek’te, ondan sonra Azerbaycan’ın Gebele kentinde ulaştırma temalı bir zirve yapıldı. Geçtiğimiz sene Türk Konseyi Zirvesi Bodrum’da yapıldı, teması da turizmdi. 2015 yılında, yani Astana’da yapılan bu zirvede ise medya konuları ve enformasyon konuları ortak bir tematik konu olarak belirlendi. Türk Konseyi, her geçen gün uluslararası alanda etkisini hissettiren önemli bir örgüt. BM Ekonomik İşbirliği Teşkilatı, İslam İşbirliği Teşkilatı, AGİT, AB gibi pek çok kurumla işbirliği içinde, ayrıca birçok örgüte ilişkin gözlemcilik statüsüne başvuruları da var. Devlet Başkanları Zirvesi’nin dışında Dışişleri Bakanları da düzenli olarak bir araya geliyor, ayrıca kıdemli memurlar bir araya geliyor ve sekretaryası İstanbul’da. Bu zirve zarfında liderler bir araya gelmeden önce Dışişleri Bakanları bir araya geldiler ve ikili konular dahil olmak üzere pek çok konuda görüş alışverişinde bulundular. Türk Konseyi’nin bağlı ve ilişki içinde olduğu farklı kurumlar da var. Ankara’da TÜRKSOY ve merkezi Bakü’de olan TÜRKPA var. Astana’daki zirve sırasında Kırgızistan’da bir göçebe merkezinin kurulması kararı da alındı, ayrıca Genel Sekreter Yardımcılığına bir Türk, Ömer Kocaman atandı. Aslında TÜRKSOY’un yaptığı şeyleri sıralasak pek çok içerikli şey de var. Bunlardan bir tanesi Türk dünyası için ortak tarih kitabının yazılması. Ayrıca ortak edebiyat ve coğrafya kitabı, üzerinde çalışılan konulardan bir tanesi. Türk Konseyi üyesi ülkeler arasında öğrenci değişimini sağlayacak ERASMUS programına benzer bir proje de var. Ortak bir televizyon kurulması, kültürel konular ve siyasi konularda işbirliği yapılması da gündeme gelen konular arasında. Siyasi konularda da düzenli olarak işbirliği yapılıyor, Dışişleri Bakanları bir araya geliyor. Ayrıca BM Genel Kurul listesinde Türk Konseyi üyesi ülkelerin Dışişleri Bakanları bir araya geliyor, 2013 yılından beri düzenli siyasi istişareler yapılıyor. Ekonomik konularda ilgili bakanlar bir araya geliyorlar. Ulaştırma, gümrük konularında da ilgili bakanlar ve kurumlar bir araya geliyor. Bu konuda yoğun bir işbirliği olduğunu söylemem gerek. Çok verimli bir toplantı ve bir zirve oldu. Sayın Meclis Başkanımız ülkemizi temsil etti. Dışişleri Bakanımız Feridun Sinirlioğlu da hem Kazak hem Kırgız ve Azeri muhataplarıyla bir araya geldi.

Sayın Bakanımız hafta sonu ABD Dışişleri Bakanı Kerry’le bir telefon görüşmesi yaptı. Basına bu konuda kısaca bir bilgi verdik. Sayın Kerry, Sayın Bakanımızı tebrik etti, terör olayları nedeniyle başsağlığı diledi. Türkiye’nin terörle mücadelesine tam desteği tekrar teyit etti, ayrıca BM Genel Kurulunda da mutat olduğu üzere Bakanın görüşmesi bekleniyor. DEAŞ’la mücadelede ortak mutabakatımız teyit edildi ve Kıbrıs konusu da telefon görüşmesinde gündeme geldi. Haftasonu Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Usame Nuceyfi de Sayın Bakanımızı ziyaret etti, bu konuda basına bilgi vermiştik.

Yarın Sayın Bakanımız Azerbaycan’a bir ziyarette bulunacak. Biraz önce de söyledim, normal şartlarda ilk ziyaret KKTC’ye, ikinci ziyaret resmi ziyaret Azerbaycan’a yapılır. Sayın Bakanımız, ikinci resmi ziyaretini de Azerbaycan’a yarın itibariyle yapacak, bu akşam Azerbaycan’a hareket edecek. Azeri mevkidaşı Sayın Memmedyarov’la bir araya gelecek, Cumhurbaşkanı tarafından kabul edilecek, Meclis Başkanı ve Başbakan’la da görüşecek. Azerbaycan’la her yönüyle mükemmel ilişkilerimiz var. Son olarak Türkmenistan, Azerbaycan ve Türkiye üçlü toplantısı iki hafta önce Antalya’da yapılmıştı. O sırada eski Dışişleri Bakanımız Sayın Mevlüt Çavuşoğlu, Azeri muhatabıyla bir araya gelmişti, Türk Konseyi’nde tekrar bir araya geldiler, bu da çok kısa bir zamanda üçüncü toplantı olacak.

Ardından Sayın Bakanımız, 16 Eylül Çarşamba ve Perşembe tarihlerinde Rusya Federasyonu’na resmi bir ziyaret gerçekleştirecek. Görüşmeler Soçi’de olacak. İkili ve bölgesel konuların hepsi bu ziyaret sırasında gündeme gelecek ve bu konuya ilişkin olarak da resmi açıklamayı yapacağız. Arkadaşlar, bunun dışında önümüzdeki hafta BM Genel Kurulu çerçevesinde New York programı olacak, ama bunun tarihleri tam olarak net değil, onları da netleşince sizinle paylaşacağım.

Bunların dışında arkadaşlar, ben iki tane hususun altını çizmek istiyorum. Bir tanesi, Kabe’de meydana gelen vinç kazası konusunda bilgi vermek istiyorum. Aslında dün basına da yansıdı ama maalesef 8 vatandaşımız burada hayatını kaybettiler. Ben şahsım ve Bakanlığım adına hayatlarını kaybedenlerin yakınlarına başsağlığı, yaralı vatandaşlarımıza ise acil şifalar diliyorum. Bu konuyu zaten Diyanet İşleri Başkanlığımız da çok yakından takip ediyor, basına gerekli bilgilendirmede bulunuyor. Şu aşamada hayatını kaybeden 8 vatandaşımız var, 11 vatandaşımız da maalesef yaralı. Ben tüm hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet diliyorum ve bütün yaralılara da acil şifalar diliyorum.

Arkadaşlar, son husus ise, Pazar günü Mescid-i Aksa’da İsrail güvenlik güçlerinin şiddetine ilişkin olarak bir basın açıklaması yaptık. Maalesef bu şiddetin dün sabah, hatta bugün de devam ettiğini basından öğrendik. İsrail güçlerinin 13 Eylül günü ve dün sabah Mescid-i Aksa’ya girerek buradaki Müslümanlara saldırmalarını; aşırıcı Yahudi grupları içeri alırken, Müslümanların Harem-i Şerif’e girişine saatlerce güç kullanarak engel olmalarını infialle karşıladık. Bu konuya ilişkin olarak, biraz önce söyledim, bir Bakanlık açıklaması yaptık. Maalesef İsrail’in bu şiddeti ve ihlalleri bu sabah da tekrar etmiştir. Bu ihlalleri en şiddetli şekilde tekrar kınıyoruz.

Sayın Cumhurbaşkanımız, dün Filistin Devlet Başkanı Abbas’la görüşerek konuyla ilgili bilgi aldı. Aynı zamanda BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon’la da görüşerek uluslararası toplumun İsrail’in bahsekonu ihlallerine karşı harekete geçmesi gerektiğini vurguladı. Son dönemde İsrail’in Harem-i Şerif’i, El Halil’deki İbrahim Camii örneğindeki gibi zamansal ve mekânsal olarak bölme gayretlerinde bir artış görüyoruz, maksatlı ve planlı bir tecavüzün söz konusu olduğunu görüyoruz. İslam aleminin, Harem-i Şerif’in kutsiyetine ve Müslümanların haklarına bu şekilde tecavüz edilmesinin kabul edilmesi mümkün değildir, onu da bu kürsüden tekrar vurgulamak istiyorum.

Arkadaşlar, varsa sorularınızı alayım hemen.

SORU- Tanju Bey, Irak’la ilgili iki sorum olacaktı. Irak’ta bir süre önce kaçırılan Türk işçilerin salıverilmesi için bazı ön şartların öne sürüldüğü bir video yayınlandı kaçıran grup tarafından. Bu videodaki şartları nasıl değerlendirirsiniz acaba? Bir de Türk vatandaşlarının salıverilmesi için yapılan girişimler hakkında bilgi verebilir misiniz?

İkinci sorum da, Irak Dışişleri Bakanı’nın geçtiğimiz günlerde yaptığı bir açıklamaya istinaden olacak. Türk askerinin PKK’ya yönelik Irak sınırlarında yaptığı operasyonlarla ilgili koordinasyon beklentisini dile getirmişti Irak Dışişleri Bakanı. Irak makamlarına haber verilmediğine ilişkin bir şikayet vardı, serzeniş vardı o açıklamada. Irak, makamlarla, hatta Türk Büyükelçisini çağırarak bu konuyu ifade etmişler. Operasyon öncesinde Iraklı makamlara bilgi veriliyor mu acaba ya da bu yönde bir çalışma yapılması gündemde midir?
Teşekkür ederim.

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ- Sevil Hanım, ilk sorunuzdan başlayayım. Bağdat’ın Sadr bölgesinde bir inşaat firmamız tarafından sürdürülen stadyum inşaatı şantiyesinde çalışan 18 Türk vatandaşı, 2 Eylül Çarşamba günü kimliği belirsiz kişilerce kaçırıldılar. Bu kaçırılmanın ardından güvenlik konularından sorumlu Iraklı tüm yetkililerle kesintisiz temas içindeyiz. Hem Bağdat Büyükelçimiz, hem de Dışişleri Bakanlığı olarak bu konuyu en üst düzeyde takip ediyoruz. Sonuca yönelik atılması gereken tüm adımlar, vatandaşlarımızın can güvenliği esasında titizlikle değerlendiriliyor ve konunun ehemmiyetine binaen hassasiyetle takip ediliyor. İlgili kurumlarımız gerekli girişimleri başlatmış ve her türlü çaba içindedir. Kaçırdıkları günden beri Bakanlığımız, biraz önce de söyledim, Bağdat Büyükelçiliğimiz, ilgili tüm kurumlarımız olayın takipçisidir. Burada 18 kişinin hayatı söz konusu, onun için ben o operasyonel detaylara giremeyeceğim ama sadece söylemek istediğim şey, gereken her türlü çaba en üst düzeyde de olmak üzere sarf ediliyor.

İkinci konu, Türkiye’nin bir terör örgütüyle mücadelesi değil, birden fazla terör örgütüyle aynı zamanda eş zamanlı mücadelesi vardır. Türkiye de kararlılıkla bu terör örgütleriyle mücadelesini sürdürecek. Buna ilişkin olarak gereken tüm tedbirleri kararlılıkla ve gözünü kırpmadan alıyor, daha önce de aldı, bundan sonra da almaya devam edecek. Koordinasyon konusu çok spesifik, operasyonel bir konu, yani bu konuya ilişkin olarak muhakkak bazı detaylar vardır, ama şu anda ben bu detaylara sahip değilim. İsterseniz size onları daha sonra ileteyim.

SORU- Tanju Bey, Tayland makamları Bangkok saldırısıyla ilgili yeni bir açıklamada bulundu. Saldırının ana sorumlusunun, planlayıcısının Türkiye’ye kaçtığını ifade etti. Bu kişinin Türkiye’de olduğuna dair elinizde bir bilgi var mı, Tayland makamlarıyla bir temasınız oldu mu? Interpol’ün bu kişinin teslim edilmesi yönünde Türkiye’den herhangi bir talebi oldu mu acaba?

İkinci bir sorum da, son günlerde kaçak göçmen olayı fazlasıyla gündemde. Çok sayıda, hatta yüzlerce Suriyeli ve Iraklının deniz yolunun güvenli olmaması nedeniyle Edirne üzerinden Bulgaristan ve Yunanistan’a geçmeyi deneyeceği ve Edirne’den bu sınıra doğru hareket ettiği yönünde bilgiler var. Yunanistan ve Bulgaristan makamlarıyla herhangi bir temasınız oldu mu, sınırdan geçmeleri durumunda Türkiye nasıl bir yol izleyecek acaba?
Teşekkürler.

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ- İlk önce Tayland sorusundan başlayalım, zaten bu konu uzun zamandır gündemde, uzun zamandır da özellikle Tayland makamlarının basına yaptığı açıklamalar çerçevesinde şekilleniyor. Dün sizin de söylediğiniz gibi uluslararası haber ajanslarında ve daha sonra da basında 17 Ağustos tarihinde gerçekleştirilen tapınak saldırısındaki şüphelilerden birinin Türkiye’ye kaçtığına ilişkin bir iddia yer aldı. Tayland polisinin yaptığı iddia edilen bu açıklama çerçevesinde bu haberler şekillendi. Fakat ben şunu söyleyebilirim: Tayland makamlarından biz resmen bu konuya ilişkin olarak herhangi bir isim, herhangi bir bilgi almadık. Bu sabah Bangkok’taki Büyükelçimiz Tayland Dışişleri Bakanlığı’na giderek konuya ilişkin bu ifadelerin doğru olup olmadığını sorgulayan bir notayı Tayland makamlarına iletti. Biz de, bizim güvenlik güçlerimiz de basında yer alan bu bilgiler çerçevesinde gerekli tahkikatı yapıyoruz, ama asıl olan Tayland makamlarının bize resmen bu kişiye ilişkin bilgileri iletmesidir. Ancak bu bilgiler iletildikten sonra biz bu kişiye ilişkin gerekli araştırmayı yapabiliriz ve gerekli soruşturmayı yapabiliriz. Aynı zamanda Ankara’daki Tayland Büyükelçisiyle de bu konuya ilişkin olarak temas halindeyiz. Yani ben şu aşamada basın haberlerinden hareketle bu kişinin Türkiye’ye giriş yaptığına ilişkin olarak bir şey söyleyemiyorum, söylemiyorum. Asıl olan dediğim gibi Tayland makamlarından bizim bu konuya ilişkin olarak resmen bir bildirim almamız ve bunun üzerine bizim soruşturma yapmamız. Biz gerekli tahkikatı yapıyoruz ama bu konularda asıl beklentimiz Tayland makamlarından bir bilgi almaktır.

Yasa dışı göç konusuna gelirseniz arkadaşlar, yasa dış göç konusu özellikle son günlerde çok daha fazla gündemde. Bu sabah Muğla yakınlarında sığınmacıları taşıyan bir teknenin battığına ilişkin haberler de basında yer aldı tam ben basın toplantısına inmeden, ölü ve yaralıların olduğu söyleniyor.

Ben isterseniz ilk önce yasa dışı göç konusunda Türkiye’nin neler yaptığına ilişkin olarak size kısaca bir bilgi paylaşayım, ondan sonra spesifik sorunuza yanıt vereyim.

Türkiye, istikrarsız bir coğrafyada yer alıyor, yani Irak ve Suriye başta olmak üzere bölgede genel bir istikrarsızlık var. Her ne kadar komşu olmasa da Libya ve Yemen’de de durum aynı. Hem ekonomik hem siyasi nedenlerle ülkemiz göç konusunda gerek transit, gerekse hedef ülke konumunda. Bu, ülkemizi ciddi sınamalarla karşı karşıya bırakıyor.

2005-2014 döneminde ülkemizde yakalanan yasadışı göçmen sayısı 500 bine yakındı. Ülkemiz çok sayıda insanın hayatını kaybetmesine yol açan deniz yoluyla göçe karşı mücadelesini de kararlılıkla sürdürüyor. 2015 yılından bu yana Sahil Güvenlik Komutanlığımız birimlerince 53 binden fazla yasadışı göçmen denizden kurtarılmış ve 103’e yakın göçmen kaçakçısı da yakalanmıştır. Bu rakam, son 5 yılın toplamından da fazladır, onu da vurgulamak istiyorum. Sahil Güvenlik Komutanlığımızın bu çalışmaları aylık 5 milyon Avro’ya mal oluyor. Sahil Güvenlik Komutanlığımızca 2015 yılı başında Akdeniz’de, 2015 Mayıs ayı itibariyle ise Ege’de hayata geçirilmiş durumda. Biz ilgili bütün taraflarla işbirliği yapıyoruz. Malumunuz, bunu hepiniz benden daha iyi biliyorsunuz, yaklaşık 2 milyondan fazla Suriye ve Iraklıyı Türkiye misafir ediyor. Ama Türkiye’nin nüfusu 77 milyon. AB ülkelerinin tamamı yaklaşık 570 milyonluk nüfusa sahip ve AB ülkelerindeki Suriyeli sayısı 500 binler civarında.

Bizim söylemek istediğimiz, yasadışı göçün küresel bir sorun olduğu, yani geçici çözümler yerine kapsamlı ve küresel bir çözümün bulunması gerektiği, bu çerçevede de adil bir sorumluluk ve külfet paylaşımının yapılması gerektiği yönünde. Biraz önce rakamları saydım. Yani Suriyelilere 6.4 milyar dolar Türkiye olarak harcamışız. Aldığımız yardım sadece 417 milyon dolar civarında, bunun 165 milyon doları da AB ülkelerinden geliyor. Bu süre zarfında birçok aile dramına tanık oluyoruz. Her gün basında bu konuya ilişkin olarak bazı fotoğraflar yayınlanıyor. Daha iyi bir gelecek için hayatlarını kaybeden kişilerin yakınlarına ben başsağlığı diliyorum buradan, çok üzücü görüntüler. Ama dediğim gibi, bunun çözümü hem külfet paylaşımı, hem de sorunların siyasi bir şekilde yerinde çözümlenmesi, aksi takdirde bu göçün önüne geçmek mümkün değil. Bulgaristan ve Yunanistan’la her konuda olduğu gibi bu konuda da bazı temaslarımız oluyor. Ama spesifik olarak, yani bu son konuya ilişkin herhangi bir gelişme oldu mu? O konuda bir malumatım yok. Bu konuyu da araştırıp size tekrar dönebilirim.
Evet.

SORU- Tanju Bey, Sayın Bakan Sinirlioğlu’nun Rusya Federasyonu’na resmi ziyarette bulunacağını teyit ettiniz. Bu konuyla ilgili biraz daha ayrıntılı bilgi verebilir misiniz; bu ziyaret ve görüşme talebi kimden geldi, öncelikli bir gündem maddesi olacak mı bu görüşmelerin?

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ- Arkadaşlar, Rusya Federasyonu’yla pek çok alanda ilişkilerimiz var. Yani 30 milyar dolarlık bir ticaret hacmimiz var, turizm ilişkilerimiz var, 4,5 milyon turist geliyor. Enerji ilişkilerimiz var, Akkuyu’da bir nükleer enerji santrali Rusya tarafından inşa ediliyor. Müteahhitlik hizmetleri var. 2010 yılında ülkemizle Rusya Federasyonu arasında Üst Düzey İşbirliği Mekanizması (ÜDİM) kuruldu. Bu ÜDİM çerçevesinde düzenli olarak toplantılar yapılıyor. Bu ziyaret de bu siyasi istişare mekanizmasının bir parçası aslında, bunu bu şekilde değerlendirebiliriz. Bu ziyarette sadece ikili ilişkiler değil, özellikle bölgesel konular, Suriye, Ukrayna gibi konular da gündeme gelecektir. Önemli olan, Rusya Federasyonu’yla her konuda samimi bir diyalog içinde olmak ve görüşlerimizi birbirimize aktarmak. Ama temel itibariyle gündemdeki en önemli konular olan bölgesel konular, Suriye konusu da yine burada gündeme gelecektir. Bu kadar söyleyebilirim.
Evet, buyurun.

SORU- Tanju Bey, benim de iki sorum olacak.

Birincisi; Türkiye’nin Kuzey Irak’a yönelik hava operasyonlarında yol açtığı bazı maddi ve can kayıplarıyla ilgili Irak Hükümetinin tazminat talebi olduğuyla ilgili geçen hafta bazı haberler çıktı. Hatta Erbil Başkonsolosumuzun bu konuyla ilgili Dışişleri Bakanlığı’na çağrıldığı yönünde haberlerdi bunlar. Böyle bir tazminat görüşmesi var mıdır, miktarı nedir, ne kadar zayiata uğratılmış gözüküyor, oradaki tablo nedir, onu biliyor musunuz; birinci sorum bu.

İkinci sorum da; son birkaç gündür özellikle ABD medyasından Rusya’nın Suriye üzerinde yeni, yani şöyle diyelim: Suriye’de yeni bir hava limanı yapılacağı, tamir edileceği, işte Rus tanklarının orada gözüktüğü, Rus askerlerinin Suriye’ye geldiği yönünde çeşitli haberler var. Bu haberlere nasıl yaklaşıyorsunuz? Rusya’nın Suriye’deki mevcudiyetinin artmasına yönelik?

Bir de, Sayın Sinirlioğlu’nun Rusya’ya yapacağı ziyarette bu konu gündeme gelebilir mi? Türk akımının, ertelenmesi, dondurulması da gündemde şu an. Bu tür konular da gündeme gelebilir mi?
Sağ olun.

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ- Şimdi istersen ilk sorudan başlayayım. Spesifik olarak bu soruya ilişkin bir malumat bende yok, yani tazminata ilişkin olarak. Yine bu konuyu araştırıp size dönebilirim.

İkincisi; basında pek çok haber yer aldı. Rusya Federasyonu’nun Suriye’ye yaptığı yardımlar, özellikle askeri yardım çerçevesinde de haberler basında-medyada yer alıyor. Biz Suriye’de eli kanlı rejime yapılacak her türlü desteğin insan kaybının daha da artmasına sebep vereceğini düşünüyoruz. Biraz önce de söyledim, Rusya’yla çok yönlü ilişkilerimiz var. Suriye konusu da Sayın Bakanımızın Rusya’da yapacağı görüşmede gündeme gelecek konulardan bir tanesi olacaktır.
Mahmut Bey.

SORU- Mahmut Gürer, Akşam Gazetesi.
Tanju Bey, birkaç sorum olacak. Öncelikli olarak ABD Savunma Bakanı eğit-donat sisteminin ve projesinin yapısının değiştirilmesine ilişkin birtakım çalışmalar olduğunu dile getirdi. Türkiye de bu konunun paydaş ülkelerinden bir tanesi, biraz bilgi paylaşabilir misiniz, neler değişecek? Üs sayısı mı arttırılacak, başka ülkelerden eğitimcilerin gelmesi söz konusu mu?

İkinci sorum; İsrail ile Filistin arasında az önce söz ettiğiniz gibi Mescid-i Aksa’ya yönelik olayların yanı sıra konuşulan bir diğer konu da; Gazze açıklarına bir yüzer liman yapılması ve uluslararası medyada bu konuda Türkiye’nin arabulucu olduğuna dair bazı haberler yer alıyor. Bu doğru mudur, Türkiye arabulucu mudur?

Üçüncü sorum da aslına bakarsanız yeni oluşan Hükümetle ilgili olacak. Avrupa Birliği Bakanı Konca, göreve geldikten sonra gazetecilerle ilk buluşmasında 1915 olayları için katliam yapıldığı çok açık ve nettir ifadelerini kullandı. Dışişleri Bakanlığı bu görüşü paylaşmakta mıdır?
Teşekkürler.

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ- Birinci sorudan başlayayım.

Eğit-donat konusunda bu basın haberlerini ben de okudum, ama şu aşamada spesifik olarak herhangi bir değişiklik önerildiğine dair bende bir bilgi yok, yalnız sürecin şu aşamada devam ettiğini söyleyebilirim. İlk gruptan sonra ikinci grubun eğitimi de devam ediyor.

İsrail-Filistin arasındaki Gazze açıklarındaki liman meselesine ilişkin olarak arabuluculuk konusunu araştırıp size dönebilirim bu konuya ilişkin olarak.

Sayın AB Bakanı yaptığı açıklamaları kendisi daha sonra düzeltti, onun için bu konuda herhangi bir yorumum yok. Ama bizim Ermeni konusunda olan yaklaşımımız gayet açık ve net, bu konuda hem Sayın Cumhurbaşkanımızın, hem Sayın Başbakanımızın açıklamaları var. O açıklamalar çerçevesinde bizim yaklaşımımızda bir değişiklik yok. Zaten Sayın AB Bakanımız da daha sonra bildiğim kadarıyla yaptığı açıklamalara bir izahat getirdi kendisi.
Evet arkadaşlar. Tülay Hanım.

SORU- Rusya konusuna bir devam niteliğinde; bugün basında bazı haberler yer aldı, Rusya’nın Suriye’deki son faaliyetlerinden Ankara’nın rahatsız olduğu ve bu rahatsızlığını Rus makamlarına ilettiği şeklinde. Böyle bir durum var mı? Diplomatik kanallardan ya da başka bir şekilde Sayın Bakanın bir teması sırasında bu rahatsızlık iletildi mi?

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ- Şu aşamada herhangi bir şey yok, yani bir teması olduğu konusunda bende bilgi yok. Zaten iki gün sonra bakanlar bir araya gelecekler, gerekli görüş alışverişi orada yapılır ve görüşler karşılıklı olarak karşı tarafa iletilir. Ama benim bildiğim kadarıyla Sayın Bakanın Rus muhatabıyla bugünlerde bunun dışında herhangi bir teması olmadı.
Evet, son soru Bahar Hanım.

SORU- Tanju Bey, Irak’ta kaçırılan 18 Türk’ün kurtarılmasına ilişkin olarak İran’la temasa geçildiği ve bir arabuluculuk durumunun gündeme geldiği yazıldı-çizildi, bu konuyla ilgili ne diyeceksiniz?

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ- Arkadaşlar, biraz önce söyledim, yani bu soru sorduğunuz konu operasyonel bir konu artık. Burada alıkonulan 18 vatandaşımızın hayatı söz konusu. Onun için operasyonel konulara ilişkin ben herhangi bir detaya girmeyeceğim burada. Sadece şunu bilmenizi istiyorum: Bu konuya ilişkin bakanlığımız gerekli tüm girişimleri sürdürüyor ve konuyu yakından takip ediyoruz, konunun takipçisiyiz.
Peki, teşekkür ediyorum, sağ olun.