Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 30 Aralık 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 16 Aralık 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 8 Aralık 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Arka Plan Bilgilendirme Toplantısı, 28 Kasım 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 5 Kasım 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç'in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 9 Ekim 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 15 Eylül 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 2 Eylül 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 27 Ağustos 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 7 Ağustos 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in İstanbul’da Yerleşik Yabancı Muhabirlere Verdiği Background Brifing, 31 Temmuz 2015, Hilton Harbiye Oteli, İstanbul Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 29 Temmuz 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 15 Temmuz 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 3 Temmuz 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in İstanbul’da Yerleşik Yabancı Muhabirlere Verdiği Background Brifing, 26 Haziran 2015, Hilton Harbiye Oteli, İstanbul Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 25 Haziran 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 18 Haziran 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 11 Haziran 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 15 Mayıs 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 8 Mayıs 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in İstanbul’da Yerleşik Yabancı Muhabirlere Verdiği Background Brifing, 17 Nisan 2015, Hilton Harbiye Oteli, İstanbul Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç'in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 16 Nisan 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç'in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 9 Nisan 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 31 Mart 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 24 Mart 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 11 Mart 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç'in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 27 Şubat 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç'in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 17 Şubat 2015, Ankara Enformasyon Genel Müdür Yardımcılığı’nda Daire Başkanı Beliz Celasin-Rende’nin Background Bilgilendirme Toplantısı, 12 Şubat 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in İstanbul’da Yerleşik Yabancı Muhabirlere Verdiği Background Brifing,05 Şubat 2015, Hilton Harbiye Oteli, İstanbul
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 3 Temmuz 2015, Ankara

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ: Arkadaşlar hoş geldiniz. Aslında ben her zaman Sayın Bakanın programları hakkında bilgi verirdim ama bu sefer isterseniz doğrudan soru-cevapla başlayalım. Ben hemen sorularınızı alayım, onları yanıtlamaya çalışayım.

SORU: Eğit-donat çok uzun süre tartışıldı. Amerika cephesinden bir açıklama var. Eğit-donatta Türkiye ve Amerika ne yapıyor, son durum ne? Bu çalışmanın askıya alınması şeklinde kamuoyunda bir görüş ayrılığı oluşmaya mı başladı? Açıkçası ben de öyle düşünüyorum. Son durum nedir?

Teşekkürler.

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ: Eğit-donata ilişkin olarak aslında daha önce de pek çok defa sizin sorularınızı yanıtladım. Bu konuyla ilgili olarak da güncel gelişmeleri de sizinle paylaşmıştım. Şubat ayında Sayın Müsteşarımız Amerikan Büyükelçisiyle burada bir mutabakat zaptı imzalamıştı. O zaptın ardından zaten Mayıs ayının sonunda eğit-donat faaliyetleri başladı. Bunu da size zamanlıca bildirmiştim. Tabii bu uluslararası koalisyonun bir faaliyeti; Suudi Arabistan, Katar, Ürdün’de eğit-donat faaliyetleri yapılıyor. Programda aslında en başında lojistikten kaynaklanan bazı sıkıntılar vardı ama bu sıkıntılar sizin söylediğiniz gibi programın askıya alınmasını gerektirecek unsurlar değil. Tabi özellikle bu eğit-donata katılacak unsurların seçiminde çok detaylı ve özenli davranıyoruz, arazideki gelişmeleri de göz önünde tutuyoruz. Bu çerçevede sizin söylediğiniz gibi eğit-donatın askıya alınmasını gerektirecek bir durum yok. Eğit-donat hala devam etmekte ve önümüzdeki günlerde de devam edecek.

Evet, Reuters.

SORU: Tanju Bey, dün itibarıyla Suriye’deki bazı İslamcı gruplar Halep’e yönelik yeni, yoğun bir saldırı başlattı ve bu sabah da rejimin yine aynı sertlikte karşılık verdiği, Halep’te çok şiddetli çatışmaların meydana geldiği bildiriliyor. Ankara’nın bu yeni saldırılara ilişkin görüşü nedir? Daha önce Türk yetkililer hep Halep’ten gelecek yoğun bir göç dalgası konusunda endişelerini dile getirmişti. Böyle bir göç dalgası beklentisi ve buna yönelik herhangi bir hazırlık var mı sınırda acaba?

İkinci sorum da Çin Uygur Türkleriyle ilgili olacak. Bu hafta içinde yine Çin’den Tayland’a kaçan yeni bir grup Uygur Türkünün Türkiye’ye geldiği yönünde haberler yer aldı. Kaç kişilik bir heyet geldi, gelmesi beklenen başka kişiler var mı ve Çin yetkililerinden bu konuda Ankara’ya iletilmiş resmi bir tepki var mıdır acaba?

Teşekkür ederim.

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ: Şimdi ilk sorunuzdan başlayayım. Suriye’deki bütün gelişmeleri takip ettiğimiz gibi Halep’teki çatışmaları da takip ediyoruz. Şu anda büyük çaplı çatışmaların olmadığını biliyoruz. Yerel muhalifler rejim pozisyonlarına saldırıyorlar, Mahalle mahalle bazı çatışmaların olduğunu da biliyoruz. Bu çatışmaları büyük bir göç dalgası yaratacak şekilde de algılamıyoruz doğrusunu söylemek gerekirse. Bu işin bir boyutu. Fakat işin öteki boyutu, dediğiniz gibi Suriye toplam 22 milyon nüfuslu bir ülkeydi, şu anda Suriye içinde sekiz milyon yerinden edilmiş kişi var, dört milyon ülke dışında yaşayan Suriyeli var, Bunların yaklaşık iki milyonu Türkiye’de. Bu kişilerin 260 bini Türkiye’deki kamplarda yaşıyor, bunların sosyal ihtiyaçlarını Türkiye karşılıyor. Bugüne kadar Türkiye bu insanlara 5.6 milyar dolar civarında para harcamış durumda. Türkiye’nin uluslararası toplumdan bu konuda aldığı maddi destekse sadece 390 milyon dolar civarında. Yani sadece bir fikir vermesi açısından söylüyorum, barınma merkezlerinde 78 bin öğrenci var ve bu öğrencilerin eğitim alması gerekiyor. Tabiatıyla bizim özellikle Suriye’den ülkemize yönelik olarak büyük bir göç dalgasının tekrar oluşmasına ilişkin olarak bazı endişelerimiz var. Özellikle son dönemde bu endişeler arttı. Bu göç dalgası sonrasında Türkiye’nin üzerine tekrar bir yük binmesi de sözkonusu olabilir. Biz tabi uluslararası toplumu bu konuda uyarıyoruz ve uluslararası toplumu bu konuda derhal harekete geçmeye çağırıyoruz.

Şimdi Uygur konusuna gelince tabi Uygur konusu bizim için önemli konulardan bir tanesi, ama ona geçmeden önce bazı parametreleri sizinle paylaşayım. Çin Halk Cumhuriyeti Türkiye’nin Asya Pasifik bölgesindeki en önemli ortaklarından bir tanesi. İkili ilişkilerimiz özellikle son yıllarda çok büyük gelişmeler kaydetti. Aynı zamanda stratejik ortaklık düzeyinde de ilişkilerimiz var. Bunlar siyasi, ekonomik, güvenlik, kültürel alanındaki ilişkileri de kapsıyor. Çin’in hem refahına, istikrarına ve toprak bütünlüğüne tabii biz önem atfediyoruz. Aynı zamanda Çin’le özellikle terörle işbirliği alanında yakın işbirliğimiz var. Tabi Uygur soydaşlarımızla da tarihi ve kültürel bağlarımız var. Aynı zamanda Uygurların yaşadığı Sincan Uygur Özerk Bölgesini Çin’in ayrılmaz bir parçası olarak görüyoruz ve Uygurların Türkiye ve Çin arasında bir dostluk köprüsü oluşturduğuna inanıyoruz.

Bununla birlikte Uygurların özellikle durumu kamuoyumuzda yakından takip ediliyor. Uygurlar konusunda duyarlı olmamız da son derece doğal. Bu çerçevede refah ve özgürlük içinde yaşamalarının ve dini ibadetlerini yine özgürce yerine getirmelerinin önem taşıdığını Çinli dostlarımıza vurguladık. Biliyorsunuz bu konuya ilişkin olarak da Çin Büyükelçisi geçtiğimiz günlerde Bakanlığımıza davet edildi ve bu hususlar kendilerine iletildi. Tabii diğer hususa ilişkin olarak ise biraz önce de söyledim, Suriye’den Türkiye’ye gelen iki milyona yakın mülteci var, bunun dışında hem Türkiye, hem Anadolu kapısına gelen misafiri yüzyıllarca geri çevirmedi. Türkiye bu anlayışla ülkemize gelmek isteyen, ülkemizin kapılarına kadar gelen Uygurlara da kapısını açık tutuyor. Yani bu çerçevede söyleyebileceğim bu konuya ilişkin olarak bu kadar.

Evet, Büşra Hanım.

SORU: Tanju Bey, bugün gazeteye yansıyan bazı açıklamalar var. Bu açıklamaların üst düzey bir yetkiliye ait olduğu söyleniyor. Sözkonusu açıklamalar çerçevesinde Türkiye tek taraflı müdahaleyi rafa kaldırmış görünüyor, zaten Başbakanın dün akşamki açıklamaları da bu yöndeydi. Türkiye koalisyonla ortak müdahale planı mı yapıyor birinci sorun.

İkincisi bir dönem PYD tehdit olarak söylenmişti ama sonradan bir yumuşama var gibi. İkinci sorum, Ankara’nın PYD’den beklentileri nelerdir?

Üçüncüsü, Türkiye’nin Amerika Birleşik Devletleri’nin Suriye’de öncelikle DEAŞ tezine yaklaştığına dair yorumlar yapılıyor buna ne dersiniz?

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ: Şimdi ortak operasyon da zaten, her şeyden önce şunu söylemem gerekir. Türkiye ulusal güvenliğini tehdit eden her türlü tehdide karşı gerektiğinde her türlü tedbiri alır, bu konuda da kararlılıkla hareket eder.

İkincisi biz bu tehditlere karşı mücadele ederken bunu hem uluslararası koalisyon ortaklarımız, hem de Amerika Birleşik Devletleri’yle her platformda tartışıyoruz, her düzeyde de temasımız devam ediyor. Özellikle Amerikalılarla karşılıklı ziyaretler oluyor. Obama’nın DEAŞ’la mücadele Özel Temsilcisi Allen ve Yardımcısı Brett McGurk geçtiğimiz haftalarda Türkiye’deydi. Yine önümüzdeki dönemde de bu ziyaretler tabiatıyla devam edebilir. En son Sayın Bakanımız Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanı Kerry’le de bu konuyu görüştü ve temaslarımız devam ediyor. Yani arazideki gelişmeler konusunda da koordinasyonumuzun olduğunu söyleyebilirim. Biraz önce de söyledim. Eğit-donat konusu da mesela yine koordine ettiğimiz konulardan bir tanesi. Bu çerçevede Amerika Birleşik Devletleri’yle ilişkilerimiz yine saydığım şekliyle devam ediyor.

PYD konusuna gelirsek, PYD tabi kendi tek taraflı gündemiyle hareket ediyor ve kazanım sağlamaya çalışıyor. Daha önce de söyledik, Türkiye PYD’nin demografik operasyonlarını ve yarattığı fiili durumu kabul etmeyecek. Bu endişelerimiz aslında PYD tarafından da gayet iyi biliniyor. PYD’nin kendisini doğru yerde konumlandırması lazım. Örneğin, Tel Abyad’a dönüşler konusunda kimseyi engellememesi, tüm ayrılanların dönmesini sağlaması ve etnik kimliğe dayalı siyaset gütmemesi gerekir. Tabii son sorunuzda özellikle Suriye’deki mücadeleye ilişkin olarak söylediniz. DEAŞ bizim için bir terör örgütü. DEAŞ’la bir terör örgütü olarak bizim mücadelemiz kararlılıkla devam ediyor, bu konuya ilişkin olarak da uluslararası koalisyonun bir parçasıyız. Yabancı terörist savaşçılara ilişkin olarak Hollanda’yla birlikte oluşturulan çalışma grubunun eş başkanlığını yürütüyoruz. DEAŞ’ın Türkiye’ye ne gibi problemler yarattığını geçtiğimiz günlerde de gördük. Aynı zamanda DEAŞ’ın ortaya çıkmasına sebebiyet veren unsurlardan bir tanesinin hatta en önemlisinin rejimin oradaki mevcudiyeti olduğunu söyledik. Yani Türkiye rejim ortadan kalkmadan terörle mücadelenin tam anlamıyla başarılı olmayacağını düşünüyor, bunu daha önce ifade ettik. Bu çerçevede Türkiye, Suriye’de Cenevre Bildirisi çerçevesinde bir transformasyonu, hem de terör örgütüyle mücadeleyi öncelikli hedefi olarak belirlemiş durumda.

Evet, son soru buyurun.

SORU: Konuyu yeniden eğit-donata getireceğim. Basında eğit donat programının hiç mezun vermediği ve programa katılanların tamamının ayrıldığıyla ilgili haberler çıktı. Bunların doğruluğu var mı?

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ: Programa katılanların tamamen ayrıldığı doğru değil, henüz bir mezun verip vermediğini tam olarak bilemiyorum, ama bildiğim kadarıyla Temmuz ayı içinde galiba programın ilk aşaması tamamlanacak. Bunlar tabii operasyonel konular olduğu için teknik anlamda benim de tam olarak detaylarını bilmediğim konular ama eğitimin hala devam ettiğini söyleyebilirim. Doğrusunu söylemek gerekirse, herkesin oradan ayrıldığına ilişkin o iddiaları ben ilk defa duyuyorum.

Evet, Ebru Hanım.

SORU: Yine Suriye’deki gelişmelerle ilgili ABD’yle bir koordinasyonunuzun olduğunu söylediniz. Bazı yerlerde Rusya ve İran’la da görüşmelerin sıklaştığı söyleniyor. Bu haberler doğru mu? Rusya ve İran’la tam olarak neyi görüşüyoruz?

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ: Şimdi arazideki gelişmelere bağlı olarak uluslararası camiayla temaslarımız devam ediyor. Biz baştan beri akan kanın durdurulması için her türlü tedbiri alacağımızı açık bir şekilde ifade ettik, hala da bunu söylüyoruz. Mesela De Mistura’nın en son Cenevre’de yaptığı birtakım temaslar var, buna biz de katılım sağladık, biz de oraya temsilci gönderdik. Mayıs ayında yapılandırılmış istişareler gerçekleştirdi. Cenevre görüşmeleri sonrasında gelişmeleri ortaya koyacak bir rapor hazırlamasını bekliyoruz. BM Genel Sekreterine bu raporu sunacak. Bu uluslararası camianın özellikle Suriye konusunda attığı önemli adımlardan bir tanesi. Biz de bunları destekliyoruz.

Bunun dışında tabii ikili bazda bazı ülkelerle ilişkilerimiz oluyor. En son Rus Dışişleri Bakan Yardımcısı aynı zamanda Putin’in Ortadoğu Temsilcisi Bogdanov buraya geldi, Ankara’da bazı temaslarda bulundu. Özellikle Suriye’deki transformasyonun, rejimin nasıl değişeceğine ilişkin olarak geniş ve detaylı bir şekilde Ruslarla temaslar gerçekleştirdik. Bunu söyleyebilirim.

Evet.

SORU: .... (Mikrofonsuz Konuşma)

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ: Petek Hanım, Cenevre müzakerelerinden büyük bir ihtimalle siz de haberdarsınız. Cenevre müzakerelerinde bu unsurlar en detaylı şekilde ele alındı, biz de pozisyonumuzu açık bir şekilde ortaya koyduk. Bizim pozisyonumuzda herhangi bir değişiklik yok. Ama bu da gizli bir husus değil. Bazı ülkeler özellikle Suriye konusunda farklı politikalar izliyor, bizden farklı şekilde düşünüyorlar. Suriye’deki istikrarsızlığın bu şekilde devam etmesi sadece Türkiye için değil, bölgedeki diğer ülkeler için de hatta dünya için de bir istikrarsızlık kaynağı. Suriye’deki rejimin devam etmesi sonucunda ortaya çıkan terör tehdidini hepimiz görüyoruz. Buradaki terör tehdidi sadece bizim için bir sorun değil, aynı zamanda Amerika Birleşik Devletleri, Rusya için de bir sorun. Yabancı terörist savaşçıların Suriye’ye ulaşmak için hangi yöntemler izlediğini görüyoruz, bunların daha sonra geri dönme ihtimalleri var. Bütün bunlar tabii uluslararası toplum tarafından yakından takip ediliyor ve görüşülüyor. Tabii ben bütün toplantıların içeriğini size burada açıklayamam, ama bu konuda en önemli olan şey, Ruslarla bu diyaloğumuzun sürüyor olması. En azından karşılıklı olarak kendi görüşlerimizi ifade ediyoruz.

İkincisi, tabiatıyla bizim arzu ettiğimiz hususlar var. Bunları da Ruslara söylüyoruz. Özellikle uluslararası koalisyon çerçevesinde yine bazı sıkıntılarımızı dile getiriyoruz. Ama biraz önce söyledim farklı ülkelerin farklı pozisyonları var, biz de kendi pozisyonumuzu en kuvvetli şekilde ortaya koyuyoruz.

Evet, buyurun.

SORU: Tanju Bey, dün akşam Amerikan Büyükelçisi John Bass PYD konusunda bazı açıklamalarda bulundu ve beklentilerini PYD’ye net bir şekilde ilettiklerini söyledi. Ankara Amerika’nın özellikle Tel Abyad’ın kontrolünün alınması noktasında PYD’ye verdiği destekten rahatsızdı ve bunu iletmişti. Gelinen noktada Amerika’nın PYD konusundaki tavrında bir değişiklik var mı, yoksa hala Ankara’yı rahatsız eden bir tutum var mı acaba?

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ: Amerika’nın tavrını aslında Amerikalılara sorsanız belki daha iyi olur, ben o konuda yorum yapmayayım. Ama bizim PYD hassasiyetlerimizi çok iyi biliyorlar, bunlar da zaten kendilerine iletilmiş durumda.

Evet, Büşra Hanım son soru.

SORU: Tanju Bey, Türkiye’nin tüm ısrarına rağmen Amerika Birleşik Devletleri güvenli bölgeye sıcak bakmadığını açıkladı. Dışişlerinden son yapılan açıklama da bu yönde, bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Bir de bugün yine basına yansıyan açıklamalarda 4,5 milyonluk bir göç dalgasından korkulduğundan bahsediliyor, yani orada 4,5 milyon nüfusun olduğundan ve böyle büyük çapta bir göç dalgasından da söz ediliyor, bu rakamı siz de telaffuz edecek misiniz?

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ: Şimdi ikinci sorunuzdan başlayayım. Sahada bazı gelişmelerin olduğu bir gerçek, özellikle Mare ve Mare’nin, Azaz’dan aşağı doğru Halep’e doğru inen düz çizginin batı tarafında nüfus yoğunluğu var, burada pek çok insan yaşıyor. Özellikle DEAŞ’ın buraya yönelik herhangi bir saldırısı ülkemize yönelik bir göç dalgasını tetikleyebilir, biz aslında bunun farkındayız. Bölgede 4-4,5 milyon insan yaşıyor. Aslında DEAŞ’ın ve rejimin burada engellenmesi ve oradaki nüfus yoğunluğunu kuzeye, bizim sınırlarımıza itmemesi bizim açımızdan önemli

İkincisi, yine sorduğunuz sorular birbiriyle bağlantılı aslında. Niye? Bizim güvenli bölge ve uçuşa yasak bölge istediğimizi de aslında açık bir şekilde ortaya koyuyor. Yani biz güvenli bölgeyi aslında eğer ülkemize yönelik olarak bir göç dalgası olursa bu göç dalgası engellensin, insanlar güvenli bölgelerde Suriye içinde ikamet edebilsinler diye gündeme getiriyoruz. Bu tehdit büyüdükçe tabii güvenli bölgeye olan ihtiyaç da kendini daha fazla, daha yoğun bir şekilde hissettirecek. Biraz önce size Suriye’den ülkemize gelen kişilerin sayılarını ve Türkiye’ye nasıl bir yük getirdiğini anlattım, tabii bu yükün daha da artmamasını istiyoruz, insanların yerlerinden edilmemesini istiyoruz. Suriyeli mültecilerin diğer ülkelerde olduğu gibi normal hayatlar yaşamasını istiyoruz. Bütün bunlar için de dile getirdiğimiz unsurlardan bir tanesi olabilecek göç dalgasına karşı güvenli bölge ve uçuşa yasak bölge. Amerikalılarla bu konuda görüşmelerimiz sürüyor ve her konuda olduğu gibi bu konularda da yine görüş alışverişini devam ettiriyoruz.

Evet arkadaşlar, teşekkür ediyorum, sağ olun.