Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 30 Aralık 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 16 Aralık 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 8 Aralık 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Arka Plan Bilgilendirme Toplantısı, 28 Kasım 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 5 Kasım 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç'in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 9 Ekim 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 15 Eylül 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 2 Eylül 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 27 Ağustos 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 7 Ağustos 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in İstanbul’da Yerleşik Yabancı Muhabirlere Verdiği Background Brifing, 31 Temmuz 2015, Hilton Harbiye Oteli, İstanbul Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 29 Temmuz 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 15 Temmuz 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 3 Temmuz 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in İstanbul’da Yerleşik Yabancı Muhabirlere Verdiği Background Brifing, 26 Haziran 2015, Hilton Harbiye Oteli, İstanbul Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 25 Haziran 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 18 Haziran 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 11 Haziran 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 15 Mayıs 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 8 Mayıs 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in İstanbul’da Yerleşik Yabancı Muhabirlere Verdiği Background Brifing, 17 Nisan 2015, Hilton Harbiye Oteli, İstanbul Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç'in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 16 Nisan 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç'in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 9 Nisan 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 31 Mart 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 24 Mart 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 11 Mart 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç'in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 27 Şubat 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç'in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 17 Şubat 2015, Ankara Enformasyon Genel Müdür Yardımcılığı’nda Daire Başkanı Beliz Celasin-Rende’nin Background Bilgilendirme Toplantısı, 12 Şubat 2015, Ankara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in İstanbul’da Yerleşik Yabancı Muhabirlere Verdiği Background Brifing,05 Şubat 2015, Hilton Harbiye Oteli, İstanbul
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in Basın Bilgilendirme Toplantısı, 8 Aralık 2015, Ankara

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ- Geçtiğimiz hafta Sayın Bakanımızın göreve başlamasının ardından yoğun bir program çerçevesinde birkaç tane yurtdışı ziyareti oldu. Sayın Bakanın ilk temaslarına ilişkin olarak bazı bilgileri bir önceki toplantıda paylaşmıştım.

Biliyorsunuz Sayın Bakan göreve başlar başlamaz KKTC’ye ve Azerbaycan’a ziyarette bulundu, ardından da 29-30 Kasım tarihlerinde Sayın Başbakanımızın Brüksel’de katıldığı Türkiye-AB Zirvesine iştirak etti.

Brüksel Zirvesi hem AB açısından, hem Türkiye açısından çok önemli bir Zirve. Her şeyden önce, yaklaşık 11 seneden sonra ülkemizin katıldığı ilk AB Zirvesi olması açısından önemli. Ülkemiz en son diğer aday ülkelerle birlikte Aralık 2004 zirvesine davet edilmişti. 2005 yılından bu yana ise Türkiye hiçbir AB Zirvesine davet edilmemişti. Zirvede göç konusu da ağırlıklı olarak ele alındı. Bununla birlikte, aslında bu tamamen bir göç zirvesi değildi. Türkiye-AB ilişkilerine yeni bir soluk getirecek önemli bir zirve oldu, zirvede pek çok önemli karar alındı.

Bunlardan bir tanesi, müzakere sürecine ivme kazandırılması. Biliyorsunuz önümüzdeki dönemde 17 No’lu Ekonomik ve Parasal Politika faslı hükümetlerarası konferansta açılacak.

Komisyon ilave 5 faslın açılmasına ilişkin olarak 2016 yılının ilk çeyreğinde hazırlıklarını tamamlayacak. Yine bu Zirve sırasında yılda iki kez düzenli toplantılar yapılması kabul edildi. Bu sayede siyasi diyalog daha düzenli hale getirilecek. Ayrıca, Gümrük Birliği’nin de önümüzdeki dönemde güncellenmesi öngörülüyor. Vize serbestisi de bir yıl öne çekilecek, Ekim 2016 yeni bir tarih olarak belirlendi.

Bu çerçevede, zirveden çıkan sonuçlardan bir tanesi de, ülkemizde barınan Suriyelilere acil yardım çerçevesinde 3 milyar Avro’luk bir katkı yapılması; tabii bu para doğrudan Suriyelilere yapılacak bir yardım. Göçe ilişkin de Ortak Eylem Planının hayata geçirilmesi bu toplantıda kararlaştırıldı.

Zirvenin ardından Sayın Bakanımız 30 Kasım tarihinde Sayın Cumhurbaşkanımızın İklim Zirvesi çerçevesinde Paris’e yaptıkları ziyarete katıldı. Sayın Bakanımız, Sayın Cumhurbaşkanımıza refakaten 4 tane ikili görüşmeye iştirak etti. Almanya Şansölyesi Angela Merkel, Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, ABD Başkanı Barack Obama ve Ukrayna Cumhurbaşkanı Petro Poroşenko’yla yapılan görüşmelerde Sayın Bakanımız da bulundu.

Sayın Cumhurbaşkanımız Paris’te bir konuşma da yaptılar, konuşmasında zirveden beklentimizin iklim değişikliği konusunda adil, etkin ve bağlayıcı bir anlaşmanın imzalanması olduğunu vurguladılar.

Tabii İklim Zirvesi aslında bir süreç, şu anda da 7-8 Aralık tarihlerinde ilgili ülkelerin Bakanlarının katılımıyla üst düzeyli bir bölüm gerçekleştiriliyor. Çevre ve Şehircilik Bakanımız Sayın Güldemet Sarı şu an Paris’te. Bu konuya ilişkin olarak İklim Zirvesinin yapıldığı günlerde basına pek çok detay yansıdı, ben bunları size tekrarlamayacağım.

İklim Zirvesinin ardından Sayın Bakanımız Paris’ten Brüksel’e geçti. Biliyorsunuz 1-2 Aralık tarihlerinde NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı vardı. Dışişleri Bakanları Toplantısı sırasında Sayın Bakanımız 11 tane ikili görüşme yaptı. Bunları zaten peyderpey size bildirdim ama, kayıtlara geçmesi açısından burada tekrar edeyim. Sayın Bakanımız Makedonya Dışişleri Bakanı, Gürcistan Dışişleri Bakanı, ABD Dışişleri Bakanı, Danimarka Dışişleri Bakanı, Hollanda Dışişleri Bakanı, Almanya Dışişleri Bakanı, Gürcistan Savunma Bakanı, Kanada Dışişleri Bakanı, İtalya Dışişleri Bakanı, Ukrayna Dışişleri Bakanı ve Yunanistan Dışişleri Bakanlarıyla ikili görüşmeler gerçekleştirdi.

Ayrıca, bunun dışında pek çok görüşmeler gerçekleştirdi. İspanya Dışişleri Bakanıyla yemekte bir görüşme gerçekleştirdi. Tabii uluslararası zirveler ve uluslararası toplantılar Bakanların biraraya gelerek özellikle gündemdeki sorular hakkında bilgi alışverişi yapması, tartışması açısından çok önemli.

NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı’nın kendine has gündemi vardı. Özellikle Kararlı Destek Misyonu, biliyorsunuz Afganistan’la NATO’nun yürüttüğü bir Misyon. Bu Misyonun 2016 yılında da sürdürülmesi hususu gündeme geldi ve bunun sürdürülmesi kararlaştırıldı. Biz bu toplantıda Afganistan’a vermiş olduğumuz desteği yineledik, uluslararası toplumun Afganistan’a yardım etmeye devam etmesi gerektiğini keza yineledik.

Ardından 28 Dışişleri Bakanı’nın katıldığı Mogherini’nin de iştirak ettiği Kuzey Atlantik Konseyi Oturumu oldu. Burada da özellikle güneyden kaynaklanan tehditler konusu gündeme geldi, bu çerçevede Hibrid Muhabere Stratejisi onaylandı. Toplantıda Sayın Bakanımız da özellikle güneyden kaynaklanan tehditler hakkında Kuzey Atlantik Konseyi’ne bilgi verdi.

28 Bakan çalışma yemeğinde özellikle Suriye’deki gelişmeler, RF’yle ilişkiler konularını ele aldı. Sayın Bakanımız Suriye bağlamında Viyana Toplantıları hakkında da görüşlerini aktardı.

Burada iki önemli husus var. Bir tanesi, NATO Varşova Zirvesinden sonra bir zirveye ev sahipliği yapma isteğimiz. Bu önerimiz Sayın Başbakanımız tarafından daha önce de dile getirilmişti, tekrar gündeme getirildi.

Ayrıca NATO Daimi Konseyi’nin önümüzdeki Haziran ayında Konya’da toplanması önerimiz var. Bu da Kuzey Atlantik Konseyi Oturumunda dile getirilen hususlardan bir tanesi oldu.

NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı sırasında Karadağ’ın NATO üyeliğine davet edilmesi hususu gündeme geldi. NATO Karadağ toplantısı yapıldı, biz de Karadağ’ın NATO’ya üye olmasının Avrupa Atlantik Güvenlik mimarisine bir katkıda bulunacağını söyledik.

Ardından NATO Ukrayna toplantısı oldu, bu çerçevede Sayın Bakanımız Ukrayna ve Kırım konusundaki görüşlerimizi vurguladı.

Bunun dışında, NATO 1 Aralık 2015 tarihinde özellikle ülkemizin savunmasına ilişkin ilave güvence tedbiri alınması hakkında bir açıklama yaptı, bu da zaten basında yer aldı.

Ardından Sayın Bakanımız AGİT Bakanlar Konseyi için 3-4 Aralık Perşembe-Cuma günleri Belgrad’a geçti. Sayın Bakanımız Belgrad’da 5 tane ikili görüşme yaptı. Malta Dışişleri Bakanı, Vatikan Dışişleri Bakanı, Macaristan Dışişleri Bakanı, Finlandiya Dışişleri Bakanı ve Rusya Federasyonu Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’la görüştü. Ayrıca, AGİT Genel Sekreteri ve İsveç Dışişleri Bakanıyla ayaküstü bazı görüşmeler gerçekleştirildi.

Şimdi önümüzdeki dönemde Sayın Bakanımızın birtakım temasları olacak, bugün de bazı temasları var. Sayın Bakanımız bugün Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Libya Özel Temsilci Kobler’i kabul edecek. Aynı şekilde Avrupa Parlamentosunun Türkiye raportörü Kati Piri’yi de bugün kabul edecek. Ayrıca BM Genel Sekreterliği’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Espen Eide’yi de bugün kabul edecek.

Bugün Sayın Bakanımızın öğleden sonra Pakistan’a bir ziyareti olacak. Biliyorsunuz, Pakistan’a ilişkin olarak 2011 yılında İstanbul’da Afganistan için İstanbul Konferansı hayata geçirilmişti, bu İstanbul Süreci olarak biliniyor. Bunların 5. Bakanlar Toplantısı yarın Afganistan ve Pakistan’ın eşbaşkanlığında İslamabad’da yapılacak. Sayın Bakanımız da bu toplantıya katılmak üzere öğleden sonra Pakistan’a hareket edecek. Buraya diğer Dışişleri Bakanları da katılacak, pek çok ülke katılacak, bu ülkelerin Dışişleri Bakanlarıyla da Sayın Bakanımızın ikili görüşmeler yapması ihtimal dahilinde.

Önümüzdeki hafta Sayın Bakanımızın bazı ziyaretleri olacak. Sayın Bakanımızın bir Libya toplantısı için 13 Aralık’ta Roma’yı ziyaret etmesi gündemde. 17. faslın açılışı için 14 Aralık tarihinde Brüksel’i ziyareti öngörülüyor. Keza dün basında yer aldı, Viyana sürecinin toplantıları önümüzdeki dönemde gerçekleşebilir, gerçekleştiği takdirde Sayın Bakanımız da önümüzdeki hafta bu toplantılara katılacak.

Arkadaşlar, ben isterseniz burada durayım, sizin sorularınızı alayım, sorularınız üzerinden soru-yanıt şeklinde devam edelim.

Evet Büşra Hanım.

SORU- Dün Rus Büyükelçisi Dışişleri Bakanlığına çağırılmıştı bu İstanbul Boğazı’ndaki görüntülerin ardından. Bu arada bugün yansıyan bir haber var, Montrö Boğazlar Sözleşmesi yenilecek 2016’da diye. Türkiye’nin revizyon bağlamında görüşmeler sırasında bu görüntüleri masaya getireceği, hatta barış dönemlerinde Boğaz’dan silahlı geçişe dair bir yaptırım kararı konusunda direteceği haberleri var. Ankara’nın böyle bir hazırlığı var mıdır, nedir bu konudaki hazırlıklar? Bir bunu soracaktım.

Bir yandan da, Musul’a asker konuşlandırmasıyla ilgili Bağdat’tan tepkiler devam ediyor. Son 24 saat diye Caferi en son uyardı, süre bugün doluyor diye asker çekilmesi konusunda. Bu konuda Ankara geri adım atacak mı, asker çekilecek mi?

Teşekkürler.

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ- Biliyorsunuz, İstanbul ve Çanakkale Boğazlarından gemilerin geçişi özel bir rejime tabi ve bu rejim 1936 tarihli Montrö Sözleşmesiyle düzenlenmiş durumda. Biz bugüne kadar Montrö’yü büyük bir titizlikle uyguladık ve bu sözleşmeyi tarafsız, saydam bir şekilde tatbik ettik, bundan sonra da bu şekilde tatbik etmeyi sürdüreceğiz.

Dün ve bir önceki gün basında da geniş şekilde yer aldı. Bir Rus savaş gemisinin üzerinde görünür şekilde karadan havaya füze taşıyan bir askerin mevcudiyeti nedeniyle dün Rus Büyükelçisini Bakanlığımıza davet ettik ve bu konuya ilişkin olarak, gerek Montrö Sözleşmesinin, gerekse uluslararası hukukun ruhuna ve lafzına uygun olmayan ve geçişle doğrudan ilgisi bulunmayan hareketlerin tekrarlanmamasını beklediğimizi Rus tarafına ilettik.

Bu gelişmelerin hemen arkasından, Montrö değişir mi sorusunu soruyorsunuz; Montrö’nün nasıl değişebileceğine ilişkin maddeler gayet açık şekilde Montrö Sözleşmesinin içinde mevcut. Bu aşamada, konuya ilişkin olarak bizim yaptığımız bir hazırlık yok, ama gelişmelere göre her şey değerlendirilebilir. Benim şu aşamada size söyleyebileceğim: biz bugüne kadar Montrö’yü tarafsız ve gayet saydam bir şekilde titizlikle uyguladık, bundan sonra da bu yönde uygulamaya yönelik bir kararımız var.

Bunun dışında, Musul’a ilişkin olarak bir soru sordunuz. Arkadaşlar, Musul’a ilişkin olarak dün Hükümet Sözcümüz Sayın Numan Kurtulmuş zaten basın toplantısında çok teferruatlı bilgi verdi. Ben onun söylediklerini tekrarlamak istemiyorum ama Türkiye DEAŞ’la mücadelede uluslararası koalisyonun bir parçası ve DEAŞ’la mücadele ediyor. Biz DEAŞ’ı bir ulusal güvenlik tehdidi olarak görüyoruz. Türk havaalanları uluslararası koalisyonlara açık, onlara kullandırtıyoruz. Irak’ın topraklarının bir kısmı zaten DEAŞ’ın işgali ve kontrolü altında, biz Irak’ın DEAŞ’la mücadelesinde mümkün mertebe her türlü katkıyı Irak makamlarına vermeye çalışıyoruz.

Bu çerçevede DEAŞ’la mücadelede hem Kuzey Irak’taki Peşmerge unsurlarına, hem de Musul Ulusal Muhafızları’na eğitim ve malzeme desteği veriyoruz. Bu gizli değil, zaten bunu basında da daha önce pek çok defa dile getirdik. Peşmerge’ye yönelik olan desteğimiz Diyana tesislerinde devam ediyor ve bugüne kadar 2308 Peşmerge’ye eğitim desteği sağlandı. Ayrıca, yine IKB makamlarına öldürücü olmayan askeri malzeme yardımında da bulunduk. Bunları daha önce ben bu kürsüden sizlere aktarmıştım.

Musul Ulusal Muhafızları’nın çekirdeğini oluşturacak kuvvetlerin eğitimi ise Musul’un 30 kilometre doğusundaki Başika Kampı’nda devam ediyor. Bugüne kadar 2441 personel burada eğitilmişti. Bunlar Irak Hükümetinin ve uluslararası koalisyonun bilgisi dahilinde yapılan faaliyetlerdi.

Geçtiğimiz günlerde Başika’daki bu eğitim kampının güvenliğinin sağlanmasına yönelik olarak bazı tedbirler aldık. Bu kamp DEAŞ çatışma sınırına çok yakın bir bölgede. Türkiye olarak orada yeni olmadığımızı söylemem gerekir. 27 Eylül 2014 tarihinden beri zaten bunlar devam ediyor ve Başika Kampı bağlamında da Mart 2015 tarihinden bu yana Türkiye eğitim veriyor. Dün Hükümet Sözcümüz “Irak Hükümetinin hassasiyetini anlıyoruz, bunlara da saygı duyuyoruz” dedi. Fakat siz de takdir edersiniz, bu intikal biraz abartılı şekilde kamuoyuna ve basına yansıdı.

Türkiye olarak bizim kararımız, bundan sonra da Irak’ın DEAŞ’la mücadelesine mümkün mertebe katkı sağlamak. Bu çerçevede Irak Hükümetinin toprak bütünlüğüne, egemenliğine de saygılı olduğumuzu burada belirtmem lazım. Sayın Başbakanımızın Irak Başbakanına göndermiş olduğu bir mektup var. Bu mektubun içeriği de yine basına yansıdı. Keza Milli Savunma Bakanımız Iraklı muhatabıyla bir görüşme yaptı.

Sizin için yeni olabilecek bir unsur ise, dün Dışişleri Bakanımız akşam saatlerinde Irak Dışişleri Bakanıyla bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Sayın Bakanımız Irak’ın toprak bütünlüğüne ve egemenliğine saygılı olduğumuzu yineledi, faaliyetlerimizin Irak’ın DEAŞ ile mücadelesine katkıda bulunma hedefi güttüğünü söyledi. Irak makamlarının hassasiyeti çerçevesinde zaten intikallerin durdurulmuş olduğunu yineledi. Irak’ın DEAŞ’la mücadelesine destek olmaya bundan sonra da devam edeceğimizi ifade etti.

Arkadaşlar, bu konuya ilişkin olarak, biraz önce söyledim, bu yeni bir unsur değil. Daha önce de basına yansımıştı. Ayrıca, Irak’ta çok sayıda yabancı danışman var, 20 ülkeden 5000’e yakın danışman olduğu söyleniyor. Türkiye de Irak makamlarıyla koordineli bir şekilde bu çalışmalarını bundan sonra da devam ettirecek.

Tülay Hanım, buyurun.

SORU- Tanju Bey, rakamları sormak istiyorum. Gönderilen asker sayısına ilişkin çok farklı rakamlar var basında. Ne kadar asker gönderildi? Çünkü intikalin durduğu söyleniyor. Belli ki daha fazla askerin gönderilmesi planlanıyordu. Acaba Başika bölgesine Türkiye’nin göndermeyi planladığı asıl sayı nedir?

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ- Bu konu operasyonel bir konu. Bende herhangi bir bilgi yok, onun için size bir rakam veremeyeceğim. Yalnız bu intikallerin durdurulduğunu size buradan söyleyebilirim.

Buyurun.

SORU- Geçtiğimiz günlerde Hollandalı aşırı sağcı Özgürlük Partisi lideri Geert Wilders, partisine ait sosyal medyada Türkiye’yi Avrupa’da istemiyoruz başlıklı bir paylaşım yapmıştı. Geert Wilders’in ifadelerine ilişkin olarak Dışişleri Bakanlığı tarafından Hollandalı makamlara herhangi bir şey iletildi mi?

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ- Bu videoyu biz de gördük, bu aşamada şunları söyleyebilirim. Wilders’in sosyal medya hesabından yayınladığı videodaki özellikle ülkemizi ve İslam’ı hedef alan ifadelerini kınıyoruz. Hollanda Avrupa Birliği için çok önemli bir ülke ve Avrupa Birliği’nin demokratik temellerinin atılmasında önde gelen ülkelerden bir tanesi. Hollandalı bir milletvekilinin AB değerleriyle çelişen açıklamalarda bulunması ise üzüntü verici.

Biz Hollanda kamuoyunun ve özellikle sağduyu sahibi kişilerin Wilders’in bu ifadelerine gerekli karşılığı vereceğine inanıyoruz. Öte yandan, Hollanda Başbakanının da sözkonusu ifadelere ilişkin bazı tepkileri var, bunları da memnuniyetle karşılıyoruz.

Duygu Hanım…

SORU- Tanju Bey, bugün itibariyle Rus uçakları tarafından yeniden bir sınır ihlali olduğu yönünde bir bilgi var mı sizde?

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ- Bu da çok operasyonel, teknik bir konu. Şu aşamada bende böyle bir bilgi yok.

SORU- Bir de, Irak’la ilgili olarak asker gönderilmeden önce Bağdat Hükümetiyle anlaşma halinde olduğunuzu söylüyorsunuz. Süreç Barzani’yle de, KBY’yle de koordine edilmiş. Ayriyeten gönderilecek asker konusunda Türkiye Bağdat’a oraya gönderdiğimiz birlikleri takviye etmek ve güçlendirmek istiyoruz, koruma amaçlı gönderiyoruz gibi öncesinden bildirimde bulunmuş muydu?

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ- Baştan beri bunu özellikle Irak makamlarıyla ve IKBY makamlarıyla koordinasyon içinde yürüttüğümüzü söyledim. Bu sorduğunuz çok spesifik bir soru, ama genel anlamıyla bunun koordineli bir şekilde yürütüldüğünü söylemem gerekir. Tabiatıyla bundan sonra da yine Irak makamları ve KBY makamlarıyla koordinasyon içinde bu eğitimi ve özellikle DEAŞ’a karşı mücadelede verdiğimiz desteği yine beraber yürüteceğiz.

Ebru Hanım…

SORU- Benim geri kabul anlaşmasıyla ilgili 3 sorum olacak size.
Geçtiğimiz gün Sayın Bakanın bu konuda bazı açıklamaları olmuştu, Geri Kabul Anlaşmasının Suriyeli mülteciler için geçerli olmadığını söylemişti ama, ben tekrar sormak istiyorum, Geri Kabul Anlaşması kimler için geçerlidir? Anlaşmanın uygulanmasıyla Türkiye’ye çok sayıda yasadışı göçmen akın etmesini bekliyor muyuz? Ek olarak, 1951 tarihli Mülteci Statüsüne Dair Cenevre Sözleşmesi bu anlaşmayla çelişiyor mu?

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ- Arkadaşlar, aslında bu çok önemli bir konu. Özellikle AB’yle yapılan zirve sonrasında bu konuya ilişkin olarak pek çok yanlış haber basında yer aldı, bunları gidermek için yazılı olarak bu konulara ilişkin soru ve yanıtları içeren bir dosyayı arkadaşlarımız toplantı bitiminde size tevdi edecekler.

Ama şunu söyleyebilirim: 1 Ekim 2014 tarihinde Geri Kabul Anlaşması yürürlüğe girdi. Tabii Geri Kabul Anlaşması ile özellikle Türkiye üzerinden AB ülkelerine geçmiş, yasadışı göçmenlerin geri kabulüne, özellikle bu anlaşma yürürlüğe girdikten 3 yıl sonra başlanması öngörülmekteydi. Bu anlaşma 1 Ekim 2017 tarihinde yürürlüğe girecekti, ama şimdi Haziran 2016 tarihinden itibaren yürürlüğe girmesine yönelik çalışmalar yapılıyor.

Tabii bu AB ülkesinden gelecek herkesin ülkemize kabul edileceği anlamına da gelmiyor. Göçmenin en son Türkiye üzerinden Avrupa Birliği’ne giriş yaptığının kanıtlanması ve durumun tarafımızdan kabul edilmesi gerekiyor. Göçmenlerin Türkiye’ye otomatik iadesi ve göçmen akını iddiaları bu aşamada temelsizdir. Bütün Avrupa’daki göçmenlerin ülkemize gönderileceği yönündeki husus doğru değil. Yasadışı göçe kaynaklık eden ve geri kabul anlaşmamızın bulunmadığı ülkelerle de ikili anlaşmalar imzalanmasına yönelik çalışmalarımız devam ediyor.

Şimdi Geri Kabul Anlaşması kimler için geçerli olacak? Bu çok önemli bir soru. 1 Ekim 2014’ten beri Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına yönelik uygulamada vatandaşlarımızın geri kabulü aslında bir anayasal yükümlülük, bunun için geri kabul zaten vatandaşlarımız için geçerli. Ama Geri Kabul Anlaşması Avrupa Birliği’nde yasal ikameti olan vatandaşlarımızı kapsamayacak.

Özellikle Geri Kabul Anlaşmasının 18. maddesinde de yer alıyor, vatandaşlarımızın serbest dolaşım çerçevesinde kazanılmış hakları geri kabul anlaşması ile ortadan kaldırılmayacak. Geri Kabul Anlaşmasının yasa dışı göçmenlere ilişkin bir anlaşma olduğunu söylemem lazım. Yani iltica başvurusunda bulunan kişilerin haklarına ve usul güvencelerine halel getirilemeyeceği de yine Geri Kabul Anlaşmasında yazıyor. AB’ye iltica eden Suriyeliler geri kabul anlaşmasının kapsamı dışındalar.

Bizim Geri Kabul Anlaşmamızın bulunduğu bazı ülkeler var, bunları size sayayım, Suriye, Yunanistan, Kırgızistan, Romanya, Ukrayna, Pakistan, Rusya Federasyonu, Nijerya, Bosna Hersek, Yemen, Moldova, Belarus ve Karadağ ile Geri Kabul Anlaşmalarımız var. Özellikle Nijerya, Yemen ve Pakistan ile de bu imzalanan anlaşmaların onay süreci bu aşamada devam ediyor.

Evet, buyurun.

SORU- Tanju Bey, Sayın Başbakanın mektup diplomasisi ve bugün az önce verdiğiniz bilgi çerçevesinde dışişleri bakanları nezdindeki telefon görüşmesine rağmen Irak Başbakanı Abadi’nin İngilizce mesajları paylaşıldı dün akşamüstü ve o mesajlarda “Türkiye kanıt sunsun bizimle asker gönderme konusunda uzlaşmasına dair” şeklinde bir resti vardı.

Bunun yanı sıra, Bedir Şii Tugaylarının “o tankları başlarında patlatırız” gibi çok ciddi tehdit edici mesajları vardı dün akşam. Özellikle Türkiye’nin Irak’ta Kürtler, Sünni Araplar ve Türkmenlerle birlikte bir Sünni cephe oluşturduğu yönünde Bağdat cephesinden gelen eleştirileri nasıl değerlendirirsiniz? Türkiye’nin Irak politikası mezhep temelli bir gelişim mi gösteriyor?

İkinci olarak da şunu sormak isterim: Suriye konusunda İran cephesinden ciddi sert açıklamalar var, önümüzdeki günlere ilişkin Sayın Bakanın programında ya da Ankara’da ağırlayacağımız ziyaretçi programında İran’la ilişkiler çerçevesinde biraz bilgi verir misiniz?

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ- İkinci sorunuzdan başlayayım. Bu aşamada Sayın Bakanımızın İran’a herhangi bir ziyaret öngörülmüyor. Ama bununla birlikte bazı uluslararası toplantılar var malumunuz. Mesela Afganistan ile ilgili toplantı. İran Dışişleri Bakanı geliyor mu bilmiyorum, ama İstanbul Sürecinde İran’ın da olduğunu biliyorum. Bu tür toplantılarda Bakanların biraraya gelmesi mümkün olabilir. Gelecekler demiyorum, bu konuda bir hazırlık olduğu konusunda bende bir bilgi yok, ama biraraya gelinebilir.

Biraz önce söyledim, Viyana’da başlayan, özellikle Suriye’ye ilişkin bir süreç vardı, bu süreç için toplantılar önümüzdeki dönemde yine yapılabilir. Bu çerçevede Sayın Bakanımız İran Dışişleri Bakanıyla aynı toplantı masasına da oturabilir, bu imkan dahilinde.

Irak’la ilgili olarak, Başika Kampı konusunda, özellikle bizim oradaki eğitmenlerimizin korunması amacıyla göndermiş olduğumuz askerlerin sayısı maalesef basına abartılı bir şekilde yansıdı. Kamuoyuna bu şekilde yansıdı. Hatta bugün basın organlarında gönderilen asker sayısının belki 100 katı, 10 katı, 20 katı rakamların, abartılı rakamların bulunduğunu görüyoruz. Bunların bir hassasiyet yaratması normal. Bu konuya ilişkin olarak biraz önce de söyledim, gerekli diplomatik kanalları kullanıyoruz. Bağdat Büyükelçimiz, Başbakanlık Müsteşarı, Savunma Bakanı ve Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı ile görüştü. Dün Savunma Bakanıyla tekrar biraraya geldi, Savunma Bakanlarımız telefonla görüştüler. Sayın Bakanımız dün Irak Dışişleri Bakanıyla bir telefon görüşmesi yaptı, detayını size verdim. Bu çerçevede tabii bu sorunu çözerek koordinasyonu mümkün mertebe en üst düzeye çıkartacağız. Biraz önce de söyledim, bu hususu dün Bakanlar Kurulu toplantısının akabinde yapılan basın toplantısında Sayın Numan Kurtulmuş da ifade etti; zamanında Irak makamlarının bilgisi dahilinde başlatılmış bir eğitim programı ve tamamen Irak’ın DEAŞ’la mücadelesine yönelik olarak yardım yapma hedefini güden bir program.

Mezhepçilikle ilgili bir soru sordunuz. Bizim en çok istediğimiz aslında özellikle bölge ülkelerinde mezhepçi yaklaşımların terk edilmesi. Çünkü mezhepçi yaklaşımlar, maalesef DEAŞ gibi terör örgütlerinin ortaya çıkmasına sebebiyet veriyor. Mümkün mertebe kapsayıcı yaklaşımlar, özellikle Irak çerçevesinde kapsayıcı yaklaşımların benimsenmesinin DEAŞ’la mücadelede de hem Irak Hükümetini, hem de bölge ülkelerini daha da kuvvetlendirdiğini düşünüyorum.

SORU- Tanju Bey, bugün Birleşmiş Milletler Kıbrıs Özel Temsilcisi Ankara’da. Kıbrıs’a ilişkin çözüm arayışlarında bir ivme olduğu da ortada. Ancak bir yandan müzakereler sürerken, diğer yandan Adadan yapılan bazı açıklamalar da var. Nüfus dağılımına ilişkin Rum Lider Anastasiadis’e atfen yapılan açıklamalar haberlerde yer aldı. Türklerin nüfusunun Rumların nüfusuna oranla dörtte bir oranında olmasının kararlaştırıldığı yönünde açıklamalar, haberler var. Bunları nasıl değerlendiriyorsunuz, böyle anlaşmalar söz konusu mu?

Diğer yandan, Güney Kıbrıs’ta bir askeri tesis kurulması için Rusya’nın ve Güney Kıbrıs’ın görüşmeler yaptığı yine basına yansıyor. Böyle bir askeri tesisin DEAŞ’le mücadele söz konusu olsa da gerekliliğine inanıyor musunuz?

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ- Arkadaşlar, biliyorsunuz Kıbrıs’ta halen bir müzakere süreci devam ediyor. Biz de anavatan ve garantör ülke olarak Kıbrıs’taki bu müzakere sürecine destek veriyoruz, ayrıca kalıcı siyasi çözüm için gerekli destek ve kararlılığı da gösteriyoruz. Önceliğimiz bir an önce çözüme kavuşulması. Adil, kalıcı ve kapsamlı bir çözüme ulaşılması temel hedeflerimizden bir tanesi. Halen Adada müzakere süreci iki liderin, KKTC Cumhurbaşkanı ve GKRY Liderinin biraraya gelmesiyle devam ediyor. Özlü konularda müzakereler yoğunlaşarak sürüyor. Kasım ayında liderler 6 kez biraraya geldi, Aralık ayında da yine 3 kez biraraya gelecekler. Ayrıca müzakereciler ve ekipleri de sıklıkla biraraya geliyorlar.

Biraz önce de söyledim, garantör devlet olarak bizim temel hedefimiz; müzakere sürecinin olumlu bir şekilde sonuçlanmasıdır. Müzakere sürecinde pek çok başlık görüşülüyor, vatandaşlık konusu da bunlardan bir tanesi. Sorduğunuz soruya ilişkin olarak, yani 4’te 1 oranı konusunda uzlaşıya varıldığına ilişkin bir bilgi bizde yok, bu konuda bir mutabakatın olmadığını biliyorum. Ama biraz önce söyledim, müzakere süreci çok hassas bir süreç, bu konuya ilişkin haberler daha önce de çıkmıştı. Bunlar manipülatif haberler. Özellikle müzakere süreci devam ederken, müzakere sürecini etkileyecek, müzakere sürecini baltalayacak bu tür açıklamalardan müzakere sürecine zarar vermemek için kaçınmak gerektiğini düşünüyorum.

Sabah yazılı basında ben de gördüm. Haberde, GKRY’de bir Rus askeri üssünün kurulmasına ilişkin birtakım çalışmalardan bahsediliyordu. Her şeyden önce 1960 Garanti ve İttifak Anlaşmalarına göre Adada garantörler dışında üçüncü bir ülkenin askeri mevcudiyetinin bulunması mümkün değil. Bu haberleri o çerçevede değerlendirmek, çok ciddiye almamak lazım. Bununla birlikte GKRY’nin bazı üçüncü ülkelerle yaptığı askeri anlaşmalar var. Bu askeri anlaşmalara ilişkin olarak bizim tutumumuzu GKRY tarafı da, bu anlaşmayı imzalayan ülkeler de, Rus tarafı da gayet iyi biliyor.

Buyurun.

SORU- Tanju Bey, ben Başbakan Davutoğlu’nun açıklamaları üzerine bir soru sormak istiyorum. Rusya’yla ilgili bazı tedbirler alınacak. Bunların içinde Boğazların kapatılması var mı? Birinci soru.

Bir de bugün Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin gündeminde uçak krizinin ve Türkiye’nin Musul’a asker göndermesinin olması, Rusya Federasyonu’nun bunu Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne getirmesi bekleniyor. Siz bu konuda ne dersiniz? Yani şöyle söyleyeyim. Bir karar çıkmasını bekler misiniz? Biliyoruz ki Rusya P5 ülkeleri içinde.

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ- Dün Hükümet Sözcümüz de zaten ilk sorduğunuz soruya ilişkin olarak bir soruya yanıt verdi. Dün Bakanlar Kurulu’nda alınacak tedbirlere ilişkin detaylı bir görüşmenin gerçekleştiğini biliyoruz. Hükümet Sözcümüz “bu konuya ilişkin olarak alınacak tedbirler bu aşamada bizde kalsın” dedi. Benim de zaten bu konuda bir malumatım yok.

Basın haberlerinden BM Güvenlik Konseyi’nde bugün özellikle Irak’la ilgili olarak Rusya’nın girişimiyle bir toplantı yapılacağını biz de öğrendik. BM Güvenlik Konseyi üyelerinin böyle toplantılar önerme hakkı vardır. Bu konuyu biz de takip edeceğiz, hangi sonuç çıkacak göreceğiz.

SORU- Birkaç sorum olacak benim Tanju Bey. Birincisi eğitim faaliyeti. Musul civarındaki eğitim faaliyeti koordineli şekilde yürüyor dediniz, ama sayı arttırıldı. Bu sayının arttırılması sırasında yani asker sayısı konusunda da bir koordinasyon sağlanmış mıydı?

Bir de bu hafta içinde İran Savunma Bakanı’nın Türkiye’ye geleceğine dair haberler vardı. O ziyaretle ilgili bir gelişme var mı?

Bir de Geri Kabul Anlaşmasıyla ilgili soracağım. Ekim 2014’te yürürlüğe girmişti. Daha sonra yapılması gereken birtakım hazırlıklar vardı. Giden göçmenlerin hangi ülkeden geldiğinin belirlenmesi için dil merkezleri kurulacaktı. Frontex’le ortak sınır güvenliği artırılacaktı. Bu hazırlıklar halihazırda başlamış mıydı? Bunu soracağım.

Teşekkür ederim.

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ- İran Savunma Bakanının ziyaretine ilişkin olarak herhangi bir bilgi bende yok.

SORU- İran mı dedim?

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ- İran dediniz.

SORU- Irak pardon.

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ- Irak Savunma Bakanı’na daha önce bir davet vardı zaten. Irak Savunma Bakanı’nın ülkemize ziyaretine ilişkin olarak da zaten bir prensip mutabakatı vardı. Yalnız tarihler üzerinde bildiğim kadarıyla henüz bir anlaşma olmamıştı. Önümüzdeki dönemde tabiatıyla bu ziyaret de gerçekleşebilir.

Koordinasyonla ilgili birinci sorunuzu zaten Duygu Hanım sormuştu. Ona yanıt verdim.

Geri Kabul Anlaşmasında öngörülen hususlara ilişkin çalışmalarımız devam ediyor. Bunları da en kısa zamanda tamamlayacağız ama spesifik olarak o çalışmalar hangi aşamada, bunu kurumlara sormanız gerekiyor.

SORU- Tanju Bey, Musul’daki varlığımız yeni değil, desteğimiz sürecek dediniz. Ama şunu netleştirmek adına soruyorum. Bunu sizin ağzınızdan duymamız önemli. Şu anda Musul’da varlığını sürdüren askerler kalacak mı geri çekilecek mi?

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ- Arkadaşlar, bu konuya ilişkin olarak biraz önce söyledim yine tekrarlıyorum. Yeni değil zaten. Bizim temel hedefimiz DEAŞ’la mücadelesinde Irak’a mümkün mertebe destek olmak. 20 ülkeden 5 bine yakın askeri danışman zaten Irak’ta bulunuyor. Biz de önümüzdeki dönemde bu faaliyetlerimize Irak’ın toprak bütünlüğü ve egemenliğine saygı göstererek Irak makamlarıyla koordineli bir şekilde devam edeceğiz.

SORU- Aslında Zeynep’in sorusuna ek gibi olacak. Barzani geldiğinde gündem bu değildi, ama tam da bu döneme denk geldi. Bu konu mutlaka konuşulacak. Peki orada durdurulan askerlerin gönderilmesiyle alakalı ya da arttırılması yönünde Türkiye’nin bir teklifi olacak mı?

Diğer bir sorum da bugün yine internette vardı bu haber. Rusya’nın Suriye açıklarına yeni bir denizaltı göndermesiyle ilgili bir bilgi var mı?

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ- Arkadaşlar, askerlerin artıp artmayacağına ilişkin olarak bunlar yine Irak makamlarıyla konuşulur ve bir karara varılır. Bunlar operasyonel konular.

Denizaltı gönderdi mi göndermedi mi, o konuda bilgim yok. Belki bizim güvenlik makamlarının, askeri makamların vardır, ama benim bu konuya ilişkin olarak size yanıt olarak verecek bir malumatım yok.

Duygu Hanım.

SORU- Tanju Bey, 24 Kasım’dan bu yana, uçak düşürüldüğünden bu yana ABD’nin isteğiyle Türk uçaklarının uçmadığı doğru mudur? Bunun ne kadar sürmesini bekliyorsunuz? Hani Rusya ve Türkiye arasındaki kriz de bir noktadan sonra eğer inerse, tansiyon inerse, Türk uçakları yeniden uçacak mı, ne kadarlık bir süre?

Bir de mesela, ABD Musul krizinin neresindeydi? Zira Özel Temsilci McGurk attığı tweetle Türk askerlerinin çekileceğini duyurdu. Bağdat’ta diyaloğunuzda ABD’nin rolü nedir, McGurk’ın bu tweetlerini, bu yorumlarını nasıl buluyorsunuz?

Bir de bugün Yeni Şafak’ta Abdülkadir Selvi’nin bir yazısı var “Türkiye ABD’yle anlaşmıştı Cerablus’da operasyon başlayacaktı ve fakat uçağın bu zamanda düşürülmesi tuzak mı?” gibi. Dışişleri’nin kafasında da zamanlamayla ilgili bir muamma var mıdır?

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ- Son sorunuzdan başlayalım, Abdülkadir Selvi’nin yazısını okumadım. Onun için herhangi bir yorum yapamayacağım, okuduktan sonra size bir yorum yaparım.

İkincisi, McGurk konusunda, McGurk anladığım kadarıyla Türk askerlerinin geri çekildiğine ilişkin bazı yorumlarda bulundu, biz intikali durdurduk bunu teyit edebilirim size, şu anda bir geri çekilme yok, ama intikal durdu bu doğru, bunu Sayın Başbakanımız da zaten söylediler.

Türk uçaklarının uçuşlarının durdurulmasına ilişkin olarak bu konuya ilişkin bir malumatım yok onu ben toplantıdan hemen sonra size teyit edip söylerim doğru olduğunu düşünmüyorum.

SORU- Tanju Bey, Dışişleri Bakanı’nın Iraklı mevkidaşıyla görüştüğünü söylediniz ve Türkiye’nin Irak’ın toprak bütünlüğüne, egemenliğine saygı duyduğunu ilettiğini bir kez daha söylediniz. Peki, Iraklı Bakanın yanıtı ne oldu bu görüşme sonucunda, o taraftan nasıl bir açıklama yapıldı? Çünkü onlar hala sürenin dolacağını ve bugün BM’ye gideceklerini söylüyorlar, tatmin etti mi bu Türkiye’nin yaptığı açıklamalar Iraklı Bakanı?

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ- Doğrusunu söylemek gerekirse Sayın Bakanın dün gece yaptığı telefon görüşmesinin detaylarını kelimesi kelimesine bilmiyorum, ama benim size verdiğim çerçevede bir görüşmenin olduğunu söyleyebilirim. Buradan tekrar söylüyorum, biz Irak’ın toprak bütünlüğüne, egemenliğine saygılıyız, Irak makamlarının bilgisi dahilinde zaten oradaydık ve orada bulunmamızın tek sebebi de DEAŞ’la mücadele ve DEAŞ’la mücadelede Irak makamlarına katkıda bulunmak.

SORU- Sayın Bilgiç, teşekkür ederim. İki tane sorum olacaktı. Bir tanesi, başından beri haberdar olmalarına rağmen Sayın Abadi ve diğer Iraklı yetkililerin son açıklamalarında İran ve Rusya tesiri görüyor mu Türkiye Cumhuriyeti?

İkincisi de, Kıbrıs’la ilgili bir soru soracaktım. Burada özellikle mal varlıklarının iadesi, iade edilemeyenlerin tazmin edilmesiyle ilgili ortak bir fon kurulmasıyla ilgili Türkiye’nin bir çabası var mı? Böyle bir fon eğer kurulacaksa Türkiye’nin çabasıyla kimler buna katkıda bulunacak Türkiye dışında ve büyüklüğü ne olabilir, böyle yani “solid” bir çalışma var mı?

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ- İkinci sorunuz çok teknik bir soru, bu konuların müzakere sürecinde ne kadar gündeme geldiğini tam olarak bilmiyorum. Kıbrıs’ta özellikle mülkiyet sorunu önemli sorunlardan bir tanesi, bunlar daha önceki müzakere süreçlerinde de, Annan Planı döneminde de yine gündeme gelmişti. Tabii müzakere süreci işleyen, sürekli devinim halinde olan bir süreç. Bu çerçevede müzakere sürecinin içeriğine ilişkin herhangi bir bilgim olmadığı için, böyle bir fonun kurulması öngörülüyor mu ya da bu fona kimler katkıda bulunacak bunu söylemek zor. Ama dediğim gibi müzakere sürecinde muhakkak bunlar ele alınıyordur. Müzakere sürecinin sona ermesi ile beraber detaylar, teknik ayrıntılar ortaya çıkacak.

SORU- İran ve Rusya etkisi konusunda ?

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ- İran ve Rusya etkisi; bu konuya ilişkin Sayın Bakanımız dün Kanal 24’e bir mülakat verdi. Sayın Bakanımızın ifadelerine bakarsanız orada bu konuya ilişkin olarak bazı yorumlarda bulundu.

SORU- Tanju Bey, Arap Ligi Genel Sekreteri’nin Kahire’deki bir konferans sırasında gazetecinin sorusunu yanıtlarken Türkiye’nin Irak’a asker göndermesi, Musul’a asker göndermesine ilişkin eleştirileri var. Bunun ardından BM Güvenlik Konseyinin bu konuda gerekli icraatlarının yapılabilmesine ilişkin de bir açıklama yapıyor, bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ- Arap Ligi Genel Sekreteri’nin Türkiye’ye hasmane bazı açıklamaları daha önce de olmuştu, bu ilk değil. Ama şunu söyleyebilirim: Ben Arap Ligi Genel Sekteri El Arabi’nin sözlerinin Arap Ligi içinde istişare edilmediğini ve adıgeçenin kendi şahsi görüşlerini yansıttığını anlıyorum. Daha önce de ülkemiz aleyhine benzer ifadeler sarfetmiş olan adıgeçenin, temsil ettiği örgütün görüşlerini yansıtmayan bu beyanların bizim açımızdan herhangi bir ağırlığı ve geçerliliği yoktur. Bu konuya ilişkin olarak bugün içinde yazılı olarak soruya cevap da yapacağız.

SORU- Tanju Bey, Suudi Arabistan Suriyeli muhaliflerle bir toplantı düzenliyor, toplantının katılımcıları tartışılırken PYD’nin de katılması gündeme gelmişti. Son kertede ne olacak bilemiyorum ama, eğer böyle bir katılım olursa Türkiye bu toplantının sonuçlarını tanıyacak mı ya da böyle bir katılıma nasıl bakıyor acaba?

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ- Toplantı zaten bugün yapılıyor. Bizim PYD’ye ilişkin görüşlerimiz çok açık ve çok net, bunu biz hem Suudi makamlarına, hem ABD makamlarına zamanında ilettik ve bildiğim kadarıyla da zaten bu toplantılarda yok.

SORU- Ben de bugün Riyad’daki toplantıyla ilgili soracaktım. Amerika’nın Özel Temsilcisi Michael Ratney katılıyor. Türkiye’den temsilci var mı Riyad’da diye soracağım.

Bir de, Rusya Ermenistan’daki üslerini güçlendiriyor, takviye gönderiyor. Onunla ilgili bir yorumda bulunur musunuz?

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ- İkincisi için bir yorumum yok. İlki için bir bilgim yok toplantıya kimin katıldığı konusunda. Ama katılan birisi varsa onu size öğrenip toplantıdan sonra söylerim.

SORU- Kıbrıs’ta mal varlıklarıyla ilgili mağduriyetlerin giderilmesi açısından fon oluşturulması sorusuna teknik bir detay diye cevap verdiniz ama onun devamı gibi olacak… Bu fonun oluşturulmasında da Kıbrıs’tan çıkacak gazın bu fona aktarılacağı gibi haberler de var. Yani bu çözümü hızlandıracak bir süreç olabilir mi? Çünkü müzakerelerin sonuçlanması için en önemli çıkmaz noktalardan birisi bu mal varlıkları konusu. Çıkacak gazın bu fona aktarılıp çözümü hızlandırması mümkün olabilir mi?

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ- Arkadaşlar, tabiatıyla Kıbrıs’taki müzakere sürecinin sona ermesinin ardından Kıbrıs’a bir kaynak bulmak, kaynak aktarmak gerekecek. Ama buna ilişkin olarak biliyorsunuz bir müzakere süreci devam ediyor. Bu müzakere sürecinde her iki taraf da belli önerilerde bulunuyor. Bunun teknik detayları müzakere süreci çerçevesinde müzakerecilerin yaptıkları teklifler çerçevesinde ortaya çıkar. Yani bu aşamada ben bunun kaynağı nereden bulunacak, ya da gaz çıkarsa bunun kaynağı olacak mı, bu tarz sorulara tabiatıyla yanıt veremiyorum. Ama dediğim gibi, bu çok teknik bir süreç. Kıbrıs’taki müzakere süreci sona erdiğinde özellikle mülkiyet konusunda belli bir meblağa ihtiyaç duyulabilir. Daha önce KKTC’de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları çerçevesinde oluşturulmuş bir Taşınmaz Mal Komisyonu var biliyorsunuz. Bu Taşınmaz Mal Komisyonu da özellikle Rumların kuzeyde bıraktıkları mallara ilişkin iddiaların ortadan kaldırılmasına yönelik olarak mahkeme niteliğinde faaliyette bulunuyor. Zaten Taşınmaz Mal Komisyonu çerçevesinde bazı Rumların iddiaları böylece son dönemde ortadan kalktı. Ama bu Taşınmaz Mal Komisyonu da bunun için belli bir para harcadı. Kıbrıs’ta müzakere süreci sonunda varılacak böyle bir anlaşma sonunda bir meblağa ihtiyaç duyulabilir. Dediğim gibi, bu çok teknik bir konu ve Ada’da görüşülen bir konu, onun için bu konuda daha fazla yorum yapamayacağım.

SORU- Tanju Bey, benimki, sorudan öte bir talep olacak. Öyle görünüyor ki, Irak-Musul konusunda biz tam olarak yanıtları almış değiliz. Acaba Irak’la ilgili Sayın Dışişleri Bakanının, -Kanal 24’ü de izleme şansım benim şahsen olmadı dün akşam- Sayın Dışişleri Bakanlığımızın Musul konusunda, Rusya ve İran konusundaki tepkisi, asker sayısı -çünkü siz abartıldığını söylüyorsunuz, biz abartmayalım, doğru sayıyı o zaman Bakanlığımızdan öğrenelim- ve Irak’la ilgili bir yazılı açıklamayı bize belki uygun görürseniz, ben talep etmiş olayım.

Bunun yanı sıra, Duygu’nun sorduğu uçak meselesiyle ilgili teyidi bizimle de paylaşırsanız sevinirim. Keza, Riyad’la özel temsilcimiz teyidini hepimizle paylaşırsanız sevinirim. Benim taleplerim olarak ileteyim size sorudan öte.

DIŞİŞLERİ BAKANI BASIN SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ- Bunları not almaya çalıştım.

Asker sayısını sordunuz. Bu operasyonel bir konu, bu konuda yorum yapmayacağım.

SORU- Abartıldığını söylüyorsak, Türkiye Cumhuriyeti olarak bizler doğrusunu Dışişleri Bakanlığımızdan alalım ve yazalım isteriz.

DIŞİŞLERİ BAKANI BASIN SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ- Şu kadarını söyleyeyim: Dün bazı gazetelerde 6 bin kişi deniyordu, bugün benzer gazetelerde 8 bin kişinin orada bulunduğu söyleniyor. Bunlar abartılı rakamlar, bu kadar olmadığını biliyorum. Ama dediğim gibi, operasyonel bir konu, nerede ne kadar asker var, herhalde hiçbir Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü bu konulara yorum yapmaz.

Diğer sorunuz, Riyad’a kimin katıldığıyla ilişkindi. Bir temsilcimizin olup olmadığı hususu. O konuya bakacağım.

SORU- 24 Kasım’dan bu yana Türk uçaklarının uçmaması ve Amerika sizden, Türkiye’den uçmamasını istemiş…

DIŞİŞLERİ BAKANI BASIN SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ- Tamam, bu konuya ilişkin olarak da size net bir bilgi vereceğim, ama biraz önce de söyledim, bunun doğru olduğunu düşünmüyorum.

SORU- … (Mikrofonsuz Konuşma)

DIŞİŞLERİ BAKANI BASIN SÖZCÜSÜ TANJU BİLGİÇ- Yani eğer söyledilerse ben bilemiyorum. Bu da arkadaşlar, dediğim gibi operasyonel bir konu. Operasyonel konularda takdir edersiniz bir Bakanlık Sözcüsü olarak hemen size bilgi veremeyebilirim, ama iyi niyetle bundan sonra teyit edip size dönmeye çalışacağım.

Teşekkür ederim.