Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Naci Koru'nun Lizbon Caddesi Açılış Törereninde Yaptığı Konuşma, 10 Haziran 2014, Ankara Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Naci Koru'nun "Balkanlar’da Barış Ve Türkiye: Kültürel Ve Ticari Diplomasi" Başlıklı Sempozyumda Yaptıkları Konuşma, 28 Mayıs 2014, İstanbul Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Naci Koru’nun Emekli Mensuplarımız Onuruna Düzenlenen Resepsiyonda Yaptıkları Konuşma, 30 Nisan 2014, Ankara Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Naci Koru’nun Gelibolu Senfonisi ve Gelibolu Fotoğrafları Sergisinin Açılışında Yaptıkları Konuşma, 28 Nisan 2014, Ankara Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Naci Koru’nun Afrika, Asya ve Orta Doğu Fahri Konsolosları Onuruna Verilen Akşam Yemeği’nde Yaptıkları Konuşma, 15 Nisan 2014, Ankara Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Naci Koru’nun “Uluslararası Holokost Kurbanlarını Anma Günü”nde Yaptıkları Konuşma, 27 Ocak 2014, İstanbul Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Naci Koru’nun “Diyalog Çağında Eski Dünya ve Yeni Dünya” Temalı Konferansta Yaptıkları Konuşma, 9 Ekim 2013, Antalya Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Naci Koru’nun TÜBİTAK-TÜSSİDE’nin Liderlik Okulu Projesi Kapsamında Bakanlığımızı Ziyaret Eden Kosovalı Yöneticilere Verilen Brifingde Yaptıkları Konuşma, 27 Eylül 2013, Ankara Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Naci Koru’nun Türkiye – Amerika Sivil Havacılık Konferası’nın Açılışında Yaptıkları Konuşma, 1 Mayıs 2013, İzmir Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Naci Koru’nun “Türkiye’nin Balkanlardaki Rolünü Yeniden Düşünme” Başlıklı Uluslararası Çalıştayın Açılışında Yaptıkları Konuşma, 16 Nisan 2013, Ankara Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Naci Koru’nun “Genç Liderler Eğitim Programı”nın Açılışında Yaptıkları Konuşma, 4 Mart 2013, Ankara Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Naci Koru'nun 49. Dönem Aday Meslek Memurları ve 3. Dönem Aday Konsolosluk ve İhtisas Memurları Eğitim Programı Açılışında Yapmış Olduğu Konuşma, 3 Aralık 2012, Ankara Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Naci Koru’nun DMEDD Cumhuriyet Bayramı Yemeği’nde Yaptıkları Konuşma, 3 Kasım 2012, Ankara Palas Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Naci Koru'nun Körber Vakfı Dış Politika Ağı Üyelerine Hitapları (Orijinal Metin Almancadır), 8 Ekim 2012, Ankara Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Naci Koru’nun Ankara Düşünce ve Araştırma Merkezi (ADAM) tarafından Düzenlenen “Yarınlar için Genç Anayasa” Başlıklı Toplantıda Yaptıkları Konuşma, 5 Ekim 2012, Ankara Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Naci Koru’nun Avrupalı Genç Hukukçular Eğitim Programı Açılış Töreninde Yaptıkları Konuşma, 10 Eylül 2012, Ankara Bakan Yardımcısı Büyükelçi Naci Koru’nun Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü(Kei) Dönem Başkanlığımız Önceliklerini Açıklamak Üzere Kei Sekretaryasını Ziyareti Vesilesiyle Yaptıkları Konuşma, 3 Eylül 2012, İstanbul Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Naci Koru’nun Gençlik Daireleri ve Türk Aileleri Çalıştayı’nda yaptığı konuşma, 4 Temmuz 2012, Ankara Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Naci Koru’nun I. Türkiye – Afrika Sivil Havacılık Konferansı’nda Yaptıkları Konuşma, 31 Mayıs 2012, İzmir Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Naci Koru’nun Nevruz Bayramı Vesilesiyle Ankara’daki Yabancı Öğrenciler ve Diplomatik Temsilcilik Mensuplarının Katılımıyla Düzenlenen Resepsiyonda Yaptıkları Konuşma, 21 Mart 2012, Ankara
Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Naci Koru'nun 49. Dönem Aday Meslek Memurları ve 3. Dönem Aday Konsolosluk ve İhtisas Memurları Eğitim Programı Açılışında Yapmış Olduğu Konuşma, 3 Aralık 2012, Ankara

Değerli meslektaşlarım,

Öncelikle aramıza hoş geldiniz diyor ve hepinizi ayrı ayrı kutluyorum. Her biriniz gerçekten çok zorlu bir sınav sürecini başarıyla tamamladınız. Bu güzide kurumun bir mensubu olarak bugün hariciye mesleğine ilk adımınızı atmış bulunuyorsunuz.

Türkiye Cumhuriyeti’nin diplomasi geleneği uzun bir geçmişe dayanmaktadır. Osmanlı İmparatorluğu’nun yüzyıllar boyu geniş bir coğrafyada hüküm sürmesinin önemli sebeplerinden biri, güçlü diplomasi geleneğini etkin bir araç olarak kullanmış olmasında yatmaktadır. Günümüzde de Türk Diplomasisi, bu güçlü miras üzerine bina edilmiş olarak dünyadaki diplomasi örnekleri arasında en iyiler arasında yer almaktadır.

Türkiye Cumhuriyeti’nin 1923 yılında kuruluşundan bu yana Büyük Önder Atatürk’ün görüş ve ilkeleri Türk dış politikasının yürütülmesinde rehber olmuş, “Yurtta barış, dünyada barış” özdeyişi Türk dış politikasının temel hedefini oluşturmuştur.

Bu temel hedef çerçevesinde, dış politika uygulayıcıları olarak olayları analiz ederken, bunların diğer coğrafyalarla olan etkileşimlerini, iç ve dış dinamiklerini, paralel gelişmeleri de göz önünde bulundurmanız gerekmektedir. Birbirinden bağımsız görünen olayların çok değişik alanlarda başka olayları tetikleyebileceğini, yakın geçmişte ve günümüzde yaşananların, kısa ve uzun vadedeki etkilerini dış politika analizlerinde hesaba katmalısınız.

Bu amaca uygun olarak, Akademide izleyeceğiniz program, sizlerin mevcut donanımlarına yeni kazanımlar getirecek, 21. Yüzyıl dış politikamızda karşımıza çıkan sorunları daha iyi irdeleyebilmenize ve sonuçlar çıkartmanıza katkıda bulunacaktır. Mesleğinizin hangi kademesinde olursanız olun öğrenmeye ve kendinizi sürekli olarak geliştirmeye önem veriniz. Zira meslek yaşamınız, 30-40 yılı kapsayan uzun soluklu bir süreçtir.

Değerli arkadaşlar,

2012 yılı tüm dünya için zorlu bir döneme sahne olmuştur. Bir yandan devam eden küresel ekonomik krizin başta Avrupa ülkeleri olmak üzere geniş bir coğrafyada hissedilen olumsuz etkileri, diğer yandan kuzey Afrika ve Orta Doğu’da gerçekleşmekte olan tarihi dönüşümün fırsatlarla belirsizlikleri beraberinde getiren karmaşık yapısı uluslararası toplum için ciddi bir sınama yaratmıştır.

Ayrıca, küresel risk ve tehditlerin sürekli değişim gösteren yapısı ve iklim değişikliğinden kitle imha silahlarının yayılmasına, terörizmden gıda ve enerji güvenliğine kadar birçok alanda yenilenen sorunlarla baş edilmesi gereği, uluslararası gündeme yoğun ve zorlayıcı bir nitelik kazandırmıştır.

Bu yoğun gündem ışığında, uluslararası barış ve güvenliğin temininde sürekli olarak yeni sorumluluklar üstlenen ülkemiz dış politika alanında hareketli bir dönemden geçmektedir.

Arap coğrafyasında yaklaşık iki yıl önce başlayan halk hareketleri, tarihten gelen özel bağlarımızın bulunduğu bu ülkelere yönelik ilişkilerimize yeni bir boyut kazandırmıştır. Başta Suriye olmak üzere bölgede yaşanan gelişmeler dış politika gündemimizin doğal olarak üst sıralarında yer almaktadır.

Keza, ayrılmaz bir parçası olduğumuz Avrupa’da, ekonomik krize bağlı olarak yaşanan, ancak siyasi ve sosyal etkileri de giderek artan şekilde hissedilen gelişmeler de, gerek AB’ne üyelik sürecimiz, gerek Avrupa’nın geleceği bakımından yakından takip ettiğimiz bir diğer konuyu teşkil etmektedir.

Türk dış politikasının son on yıldır sürekli genişleyen dış politika ufukları Türkiye’yi küresel ölçekteki tüm gelişmeleri izlemeye ve artan imkânları ölçüsünde katkıda bulunmaya zorlamaktadır. Bu itibarla, Türkiye’nin 2012 yılındaki dış politika gündemi, yakın bölgemizdeki gelişmelerin ötesinde çok daha geniş bir yelpazeyi içermektedir.

Türkiye, Afrika’dan Asya-Pasifik bölgesine, Latin Amerika’dan Okyanusya’ya kadar geniş bir coğrafyada ilişkilerini geliştirmeye çaba göstermekte, bölgesel ve uluslararası tüm çok taraflı platformlarda artan etkinliğine paralel olarak bir çok konuda küresel girişimlere öncülük etmektedir.

Bu kapsamda, İspanya ile birlikte yürüttüğümüz Medeniyetler İttifakı’nın her geçen gün artan önemi ve derinlik kazanan içeriği; Finlandiya ile birlikte başlattığımız Barış için Arabuluculuk girişiminin kısa sürede uluslararası alanda arabuluculuk konusundaki en merkezi forum olma özelliğini kazanması; ABD ile birlikte eş-başkanlığını yaptığımız Terörizmle Mücadele Küresel Forumu’nun bu alanda eksikliği en fazla hissedilen uluslararası işbirliği konusunda büyük bir boşluğu doldurması; geçen yıl ev sahipliği yaptığımız En Az Gelişmiş Ülkeler toplantısı sonrasında, artan dış yardımlarımızın da etkisiyle kalkınma diplomasisinde sözü geçen ve işbirliği aranan bir aktör haline gelmemiz, üstlendiğimiz yeni ve küresel sorumluluklar bağlamında ilk akla gelen örneklerdir.

Türkiye, Soğuk Savaş sonrasındaki yeni düzen arayışlarının devam ettiği ve geçiş döneminin sancılarının en ağır şekilde hissedildiği bu dönemde ayrıca, küresel yönetişim yapılarının günümüz gerçeklerine uygun bir nitelik kazanması yönündeki çalışmalarda da önde gelen bir rol oynamaktadır. Bu doğrultuda, mevcut yapıların dünyadaki güç dengesini daha etkin bir şekilde yansıtması ve Türkiye gibi yükselen güçlerin küresel karar alma mekanizmalarında hak ettiği konumu kazanmaları gerektiği savunulmaktadır.

Ülkemizin uluslararası alandaki bu aktif ve dinamik tutumunun en temel dayanağı, dış politikamızın ilkeli ve vizyoner karakteridir. Bu çerçevede Türk dış politikası, çıkarlarıyla değerlerini bütünleştirebilen; konulara dar bir açıdan ve tepkisel olarak yaklaşmak yerine, bütünlükçü ve ön alıcı yaklaşımlar geliştirebilen; uluslararası işbirliği ve etkin çok taraflılığı öncelikli bir hedef olarak gören; gerçekçi ve sistematik bir nitelik taşımaktadır.

Tabiatıyla, ülkemizin güçlü devlet yapısı, giderek güçlenen ve küresel konjonktür içinde daha da önem kazanan ekonomik performansı, pekişen demokrasisi, coğrafi konumu, tarihi birikimi ve bütün bunlara bağlı olarak ortaya çıkan stratejik derinliği de böyle bir dış politikayı başarıyla uygulayabilmemizi mümkün kılan başlıca unsurlardır.

Dış politikanın uygulanmasındaki en önemli güç kaynaklarından birisi insan kaynağımız yani sizlersiniz. İnsan kaynaklarına yaptığımız tüm yatırımları bu kurumun etkinliğini en üst seviyeye çıkartacak, geleceğe dönük yatırımlar olarak görüyoruz.
Kurumsal kapasitemizin geliştirilmesini teminen 2009 yılında başlattığımız yeniden yapılanma sürecinde, 2010 Ağustos ayında yürürlüğe giren yeni Teşkilat Kanunumuz önemli bir adım teşkil etmiştir. Sözkonusu yeniden yapılanma sürecinin hukuki zeminini oluşturan ve aktif dış politikamızın daha sağlam bir zeminde icra edilmesi açısından büyük önem taşıyan yeni Teşkilat Kanunumuzun insan kaynakları yönetimi bakımından hayata geçirilebilmesi amacıyla, liyakat ve şeffaflık esaslarına dayalı, hukuk devletinin gereklerine uygun, çağdaş yönetim anlayışı çerçevesinde ikincil mevzuatlar da zaman kaybedilmeden yürürlüğe konulmuştur.

Dış teşkilatımız, hâlihazırda son 20 yıl içerisindeki en büyük genişleme sürecinden geçmektedir. 2010, 2011 ve 2012 yılları içinde faaliyete geçen veya kararnamesi çıkmış olup önümüzdeki dönemde faaliyete geçecek olan 44 yeni temsilcilikle birlikte, Bakanlığımızın yurtdışı teşkilatını oluşturan toplam temsilcilik sayısı 126’sı Büyükelçilik, 11’i Daimi Temsilcilik ve 84’ü Başkonsolosluk olmak üzere toplamda 221’e ulaşacaktır. Sözkonusu temsilciliklerin hâlihazırda 204’ü aktif durumdadır. Açılmasına karar verilecek ilave yeni temsilciliklerle birlikte temsilcilik sayımızın önümüzdeki dönemde 230’a ulaşması planlanmaktadır.

Merkez ve yurtdışı teşkilatında hâlihazırda 1153’ü Meslek Memuru, 788’i Konsolosluk ve İhtisas Memuru, 4’ü Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri, 10’u Hukuk Müşaviri, 17’si Danışman, 9’u Uzman Müşavir, 3’ü Haberleşme Teknik Personeli, 448’i Güvenlik Görevlisi, 913’ü Merkez Memuru, 2735’i Yurtdışı Sözleşmeli Personel olmak üzere toplam 6080 personel görev yapmaktadır.

Sözkonusu personelimizden 657 Meslek Memuru, 428 Konsolosluk ve İhtisas Memuru, 7 Hukuk Müşaviri, 8 Danışman, 9 Uzman Müşavir, 448 Güvenlik Görevlisi ve 2735 Sözleşmeli Personel olmak üzere toplam 4292 mensubumuz yurtdışı temsilciliklerimizde görev yapmaktadır.

İstihdam edilen personelin nicelik ve nitelik bakımdan güçlendirilmesi için yapılan çalışmalar çerçevesinde diplomatik kariyer memurlarının sayısının artırılması, bu memurlarca mahalli dillerin öğrenilmesi ve bu memurlara yurtdışında lisans üstü eğitim imkanı sağlanması amacıyla önemli adımlar atılmıştır.
Yeni Teşkilat Kanunumuzda öngörülen, kariyer imkânının yaygınlaştırılması ve görevlilerimizden daha etkin yararlanma ilkesi uygulanmaya başlanmıştır. Nitekim, Konsolosluk ve İhtisas Memurlarının daha üst kariyer noktalarına yükselebilmeleri için özel yeterlilik sınavı düzenlenmiş ve başarılı olanların terfi işlemleri yapılmıştır.

Dış politikamızın kapsamının genişlemesi ve bölgesel açılımlarla orantılı olarak personel ihtiyacı da giderek artmaktadır. Nitekim bu sınavla geçtiğimiz yıllara kıyasla daha fazla sayıda Meslek Memuru ve Konsolosluk ve İhtisas Memurunu bünyemize kattık.

2010 yılında sınavı 100 Meslek Memuru ve 86 Konsolosluk ve İhtisas Memuru olmak üzere toplam 186 kişi kazanmıştır. 2011 yılında 75 Meslek Memuru ve 103 Konsolosluk ve İhtisas Memuru olmak üzere toplam 178 kişi kazanmıştır. 2012 yılında ise 69 Meslek Memuru ve 125 Konsolosluk ve İhtisas Memuru olmak üzere 194 kişi kazanmıştır.

Genel toplamda son üç yılda 244 Meslek Memuru ve 314 Konsolosluk ve İhtisas Memuru Bakanlığımız sınavını kazanmıştır. Son üç yılda Meslek Memurlarımızın 31’i kadın 213’ü erkek olup, bu dağılım Konsolosluk ve İhtisas Memurlarında 82 kadın 107 erkek şeklindedir.

Yeni Teşkilat Kanunumuzla getirilen önemli değişiklikler arasında, Eğitim Merkezimin ‘Diplomasi Akademisi Başkanlığına’ dönüştürülmesi yer almaktadır. Diplomasi Akademisi’nin yüksek lisans programları verebilecek bir yapıya kavuşturulması için çalışmalarımız sürdürülmektedir. Değişen uluslararası şartlar bir diplomatın sahip olması gerektiği beceri ve bilgileri de değiştirmektedir. Dolayısıyla her yeni uluslararası çerçeveye uyum göstermek için diplomasinin, diplomatlarımızın meziyetlerini geliştirme ihtiyacı var.

Bakanlığımızın ihtiyaçları dikkate alınarak bu yıl Akademimizde Aday Memurlara verilen eğitim gerek süre gerek içerik bakımından daha da geliştirilmiş ve zenginleştirilmiş, akademik boyutu güçlendirilmiştir.

Eğitiminizin ilk iki haftası, her devlet memurunun alması gereken temel eğitimi kapsayacaktır. Eğitimin ikinci aşaması ise size mesleğinizi yerine getirirken mutlaka bilmeniz gereken teorik temeli vermeyi amaçlamaktadır. Alanlarında uzman akademisyenlerimiz tarafından verilen bu dersler sayesinde bugünkü uluslararası ortamı daha iyi kavrayacak, analiz edecek ve yorumlayacaksınız. Eğitiminin üçüncü aşaması mesleğinizi yerine getirirken ihtiyaç duyacağınız mesleki bilgileri uygulamalı olarak size kazandıracaktır. Böylelikle, günlük mesainizi etkin ve verimli şekilde yerine getirme kabiliyeti kazanacaksınız.

Eğitiminiz sırasında, yurtdışına tayin olmadan önce İngilizce dilini mesleki açıdan en iyi şekilde kullanacak seviyeye gelmenizi de hedeflemekteyiz. Bu amaçla, mesleki İngilizce kavramları, İngilizce müzakere ve yazışma tekniklerine odaklanan bir programa da devam edeceksiniz.

Eğitim boyunca aday memurların Bakanlığımızın birimlerinde göreve başladıklarında en çok karşılaşabilecekleri sorunlarda ve pratik konularda yönlendirme yapmak üzere bir bilgilendirme dersi de uygulanacaktır. Bu ders ile amaçlanan aday memurlara günlük mesai düzeni, iş akışı, yazışma, not tutma, servis notu, olur belgesi, bilgi ve konuşma notu hazırlama, ziyaret hazırlıkları, ziyaret dosyası yapma, uluslararası toplantılar, kriz yönetimi, konsolosluk örnek olaylar, basınla ilişkiler, nöbet, dış görevlerde memurlardan beklenenler, resepsiyonlar, davetlerde beklenenler gibi mesleğin pratik yönlerinin anlatılmasıdır.

Bu eğitim döneminde geçmişten farklı olarak Mesleğe yeni başlayan memurların teknolojiden azami ölçüde faydalanmalarını sağlamak için program kapsamında okuma ve tartışma saatleri planlanmıştır. Her birinizin tablet bilgisayarlardan kolaylıkla ulaşılan eğitim videoları aracılığıyla kendinizi geliştirmenizi, okumalar yapmanızı, sonra bunları “mentor”lar eşliğinde küçük gruplar halinde tartışmanızı hedefliyoruz.

Tüm eğitim programı boyunca ayrıca, seminerler için belli zaman dilimleri ayrılmış olup, üst düzey kamu görevlileri, akademisyenler, ülkemize ziyarette bulunmakta olan konuk Bakanlar gibi ilgi çekici şahsiyetlerin aday memurlarla bir araya getirilmesi sağlanacaktır.

Bugünkü uluslararası ortamda Bakanlığımızın ihtiyaçları uzmanlaşmayı da gerekli kılmaktadır. Uzmanlaşmanın iki boyutu bulunmaktadır: İngilizce dışında bir yabancı dili bilmek ve uzmanlaşılacak alanda gerekli ve yeterli bilgiyi kazanmak. Mesleki hayatınız boyunca seçtiğiniz konular üzerinde uzmanlaşmanızı sağlayacak master ve doktora programlarını da teşvik edeceğiz.



Değerli arkadaşlar,

Mesleğimiz bir maraton koşusudur. Amaç en kısa sürede en çok mesafeyi kat etmekten çok, koşunun sonuna kendimizi geliştirerek, her üstlendiğimiz görevden bir şey öğrenerek, katkı sağlayarak, tecrübe kazanarak, aldığımız bilgileri özümseyerek gelebilmektir. Mesleğimizin sürekli bir öğrenme süreci olduğunu hiç unutmayın. Yaparak, içinde yaşayarak, görerek, hatalardan ders çıkartarak, iyi uygulamaları örnek alarak sürekli öğrenecek, deyim yerindeyse “pişeceksiniz”.

Türk diplomatı olmak özeldir. Zordur, birçok meydan okumayı beraberinde getirir. “Türk diplomatı itfaiye eri” gibidir, birçok yere koşar. Diplomat olmak zordur ama çok da şerefli ve onurludur. Bugüne kadar eğitiminiz süresince edinmiş olduğunuz donanımla birlikte şimdi söyleyeceklerimin, bundan sonraki mesleki yaşantınızda başarıya ulaşmanızda faydalı olacağına inanıyorum.

- Ulusal ve evrensel kültüre önem verin.
- Ülke çıkarlarını her şeyin üstünde tutun.
- Ülkenizi iyi tanıyın.
- Her türlü göreve hazır bulunun.
- Meslekte her aşamada yeni şeyler öğreneceğinizi hatırda bulundurun.
- Görev yapacağınız her ülkeyi yeni bir dünyanın keşfi için fırsat olarak değerlendirin.
- Okumayı sürdürün.
- Sadece bir alanda değil, sanat ve kültür dahil her alanda kendinizi geliştirin.
- Gündemi iyi takip edin.
- Analiz-sentez yapmaya ve sonuçlar çıkarmaya önem verin.
- Türkçe ve yabancı dilde yazılı/sözlü ifadenizi geliştirin, ikinci/üçüncü bir yabancı dil öğrenin.
- İyi bir hukuk bilgisine sahip olun.
- Teknolojiden yararlanın.
- Takım çalışmasına inanın.
- Dış temasa açık olun.
- Diplomasinin temeli iletişimdir. İletişim yeteneklerinizi geliştirin.
- Ketum olun. Güvenilir olun. Alçakgönüllü olun.
- İçi doldurulmuş, temeli sağlam bir özgüvene sahip olun.
- Meslekte yükselmede liyakatin esas olduğunu hatırlayın.

Modern Türkiye Cumhuriyeti’nin temsilcileri olarak Bakanlığımızın karşılıklı sevgi ve saygıya dayalı geleneklerini korumak hepimizin görevidir. Sizlerden de bu anlayışla çalışmanızı, sabırlı olmanızı ve her zaman sağduyu içinde hareket etmenizi bekliyoruz.

Bu duygu ve düşüncelerle, Bakanlığımıza katılmanızdan dolayı sizleri bir kez daha kutluyor, yeni meslek yaşantınızda sizlere sağlık, mutluluk ve başarılar diliyorum.