Sayın Ulaştırma Bakanım
Saygıdeğer Konuk Bakanlar,
Afrika ve Türk Havacılık Camiasının Değerli Mensupları,
Kıymetli Misafirler,
Öncelikle Afrikalı dostlarımıza ve diğer konuklarımıza, Dışişleri Bakanımız Sayın Ahmet Davutoğlu adına ben de hoş geldiniz demek istiyorum.
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanımız Sayın Binali Yıldırım’ın himayesi ve inisiyatifiyle yapılan bu önemli toplantıya, Sayın Dışişleri Bakanımız da bizzat katılarak sizlere hitap etmek istedi. Ancak Sayın Bakan, Birleşmiş Milletler ile birlikte düzenlediğimiz ve bugün İstanbul’da başlayan, 2. Somali Konferansına katıldığı için İzmir’e maalesef gelemedi. Bu önemli görevi bana tevdi ederek, Konferans katılımcılarına ve değerli Afrikalı dostlarımıza en iyi dileklerini iletmemi istedi.
Ben de hem Dışişleri Bakan Yardımcısı, hem de bir İzmirli olarak, bugün, Birinci Türkiye–Afrika Sivil Havacılık konferansının açılışında, Afrikalı kardeşlerimizle birlikte olmaktan ve Sayın Dışişleri Bakanımızın selamlarını ve başarı dileklerini sizlere iletmekten büyük memnuniyet ve onur duyuyorum.
Konuklarımıza yoğun mesailerinden zaman ayırarak, güzel İzmir’e geldikleri için teşekkür ediyorum. Bu konferansın tertiplenmesine katkıda bulunan ve emeği geçen herkesi canı gönülden kutluyorum.
Konferansın bir yandan Afrika’nın sivil havacılık meselelerinin ele alınması, diğer yandan da Türkiye ile ikili işbirliğinin geliştirilmesi için önemli bir fırsat yaratacağına ve bu anlamda somut ve faydalı sonuçlar doğuracağına inanıyorum.
Bu duygu ve düşünceler içerisinde, konuşmamda Türkiye’nin dış politikası ve özellikle Afrika açılımı hakkında kısaca bilgi vermek istiyorum.
Değerli konuklar,
Türkiye, izlediği aktif ve çok boyutlu dış politika ufuklarını her geçen gün daha da genişletmektedir. Bugün, gelişen ekonomisiyle ülkemiz Afrika’dan Asya’ya, Latin Amerika’dan Pasifiklere kadar, eskiden bize uzak görünen bölgelerle ilişkilerini ilerletme yönünde kararlı adımlar atmaktadır.
Bu dinamik politikamızda Afrika çok kilit bir konumdadır.
Türkiye’nin Afrika’ya olan görünür ilgisinin çok samimi bir yaklaşım olduğunun herkes tarafından görülmesini istiyoruz. Biz, geleneksel olarak dostluk bağları içinde bulunduğumuz Afrika ülkeleriyle ilişkilerimizdeki ivmeyi her geçen gün daha da artırmak için çaba sarfediyoruz.
Nitekim, ilk olarak 1998 yılında Afrika ülkeleriyle siyasi, askeri, kültürel ve ekonomik ilişkilerimize ivme kazandırmak amacıyla Afrika’ya açılım stratejimizi ilan ettik.
2005 yılını Afrika Yılı olarak kutladık ve bu çerçevede önemli projeleri hayata geçirdik.
Son dönemde Afrikalı konuklarımızın davetli olduğu muhtelif konularda çok sayıda faaliyete ev sahipliği yaptık ve yapmaya devam edeceğiz. Diğer yandan, son yıllarda Afrika ülkeleri ile karşılıklı üst düzeyli ziyaretlerin sayısında kaydedilen artış, bizleri gelecekteki işbirliğimize yönelik olarak daha da teşvik etmekte ve heyecanlandırmaktadır.
2008 yılında Türkiye’nin Afrika Birliği tarafından “stratejik ortak” olarak ilan edilmesi ve Ağustos 2008’de İstanbul’da tertiplediğimiz “I. Türkiye-Afrika İşbirliği Zirvesi” gelişen işbirliğimizin dönüm noktaları olmuştur.
Buna paralel olarak Türkiye, Afrika’daki temsilciliklerinin sayısını da hızlı bir şekilde artırmıştır. Bu çerçevede, Kıta’da 2009 yılına kadar sadece 12 olan Büyükelçilik sayımız bugün 31’e yükselmiştir. Bu sayıyı 2012 yılı içerisinde 34’e çıkarmayı hedefliyoruz.
Bizim, Kıta’ya yönelik samimi ve istikrarlı politikamızın Afrikalı dostlarımız tarafından karşılıksız bırakılmadığını görmekten mutluluk duymaktayız. Zira, bugüne kadar Ankara’da sayısı 17 olan Afrika ülkelerine ait Büyükelçilikler ailesinin önümüzdeki birkaç yıl içerisinde 33’e ulaşacak olması; gelişen işbirliğimizin somut göstergesidir.
Değerli Konuklar,
Hükümetimiz Afrika kıtasına ulaşım imkanlarının artırılmasına yönelik olarak da önemli adımlar atmıştır. Bu çerçevede son yıllarda, Türkiye’den Afrika ülkelerine havayolu taşımacılığında önemli kapasite ve frekans artışlarına gidilmiştir. Aynı zamanda bir diğer büyük hedefimiz, havacılık alanında Afrika ülkelerinin ihtiyaçlarını karşılayabilmek, tecrübelerimizi paylaşmak ve sorunların çözümünde ortak olabilmekdir.
Kıta ülkeleri ile ikili düzeyde geliştirdiğimiz ilişkiler bağlamında Türkiye, son yıllarda Afrika Kıtası’nda görünürlüğü hızla artan, teknik kurumları ve Sivil Toplum Kuruluşları vasıtasıyla Kıta’da icra ettiği projelerle öne çıkan bir aktör konumuna erişmiştir. Bu bağlamda, bazı rakamsal verileri de bilginize sunmak isterim:
Sahra-Altı Afrika ülkeleriyle 2000 yılında sadece 742 milyon ABD Doları olan ticaret hacmi 2011 yılında 7,5 milyar ABD Doları düzeyinde gerçekleşmiştir. Tüm Afrika ülkeleriyle bu rakamın 2011’de 17 milyar Doları geçtiğine bu vesileyle dikkat çekmek isterim.
Kıta ülkelerine yapılan ve çok sayıda aileye istihdam imkanı yaratan doğrudan Türk yatırımları da hızla artmaktadır. Etyopya’da bu rakam 1,5 milyar Dolar, Güney Afrika’da 500 milyon Dolar, Sudan’da 160 milyon Dolar ve Nijerya’da ise 60 milyon Dolar civarındadır.
Türkiye’nin Kıta’ya yönelimi Afrika’nın gelişme ve kalkınmasına destek olunmasını amaçlayan çok boyutlu bir stratejidir.
Bu çerçevede, 9-13 Mayıs 2011 tarihlerinde BM 4. En Az Gelişmiş Ülkeler Konferansı’na ev sahipliği yapan ülkemiz, 33’ü Afrika ülkesi olan EAGÜ’lere 2012 yılından itibaren her sene 200 milyon ABD Doları tahsis etmeyi taahhüt etmiştir. Bu meblağ teknik işbirliği projeleri, yardım programları ve burslar için kullanılacaktır. Bu yıl içerisinde projenin uygulamasının başlatılması için öncelikli projelerin tespiti çalışmaları Bakanlığımız tarafından TİKA ile eşgüdüm halinde sürdürülmektedir.
TİKA ve sivil toplum kuruluşlarımız, Kıta’nın hemen her noktasında Afrikalı kardeşlerine yardımcı olabilmek için elinden geleni yapmaktadır. Kıta’ya yönelik resmi/sivil toplum kuruluşlarımızın kalkınma yardımları yılda 100 milyon ABD Doları’nı geçmektedir. Bu rakamlara sözkonusu meblağın birkaç katına ulaşan ve Somali’de yürüttüğümüz geniş ölçekteki yeniden imar, insani yardım ve kalkınma faaliyetleri dahil değildir.
Diğer yandan, Kıta’nın geleceği ve kalkınması açısından eğitim çalışmalarına ayrı bir önem atfediyoruz. 1991’den beri geçen 20 yıl boyunca Afrika ülkelerine, askeri eğitim ve kurslar hariç, toplam 3200’ün üzerinde burs kontenjanı tahsis edilmiştir. 2011-2012 öğretim yılında Afrika kıtasına tahsis edilen burs sayısı 425’tir. Özel üniversiteler ve sivil toplum kuruluşları tarafından yerinde sağlanan eğitim imkanları ve burslar bu rakama dahil değildir.
Bakanlığımız Diplomasi Akademisi tarafından 1992 yılından bu yana düzenlenen “Uluslararası Genç Diplomatlar Eğitim Programı”na bugüne kadar Afrika ülkelerinden yaklaşık 100 diplomat katılmıştır.
Değerli Konuklar,
Türkiye, Afrika ülkeleriyle karşılıklı yarar ve eşitlik temelinde geliştirdiği ortaklık ve işbirliğini her alanda daha ileriye taşımak için sebatla elinden gelen gayreti gösterecektir. En samimi temennimiz, Afrika’nın her şeyden evvel Afrika halklarının mutluluğu, huzuru ve refahı için bir fırsatlar kıtasına dönüşmesidir.
Türkiye Afrika’nın parlak geleceğine inanmaktadır. Bu çerçevede, her şeyden önce engin gönül bağına sahip olduğumuz Afrika ülkeleri ve halklarıyla ilişkilerimizin 21. Yüzyılın ikinci yarısına damga vuracak şekilde her alanda güçlenerek gelişeceğine yürekten inandığımızı bilmenizi isteriz.
Bu duygu ve düşüncelerle, tüm Afrika halklarının geride bıraktığımız “25 Mayıs Afrika Günü”nü bir kez de bu vesileyle gönülden kutlarken, bugün sizleri aramızda görmekten duyduğum memnuniyeti bir kez daha ifade etmek istiyor ve “Türkiye-Afrika Sivil Havacılık Konferansı”nın Afrika sivil havacılığının gelişimi yolundaki önemli köşe taşlarından biri olmasını temenni ederek, katılan siz değerli misafirlerimizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.
Teşekkür ederim.