Yunanistan'ın Ekonomisi

Yunan ekonomisi öteden beri bütçe açığı ve kamu borçlarının yüksekliği, kamu sektörünün hacmi, piyasaların düşük rekabet gücü ve ülkeye yapılan doğrudan yabancı yatırımların azlığı gibi sorunlarla karşı karşıya bulunmaktadır. Bu nedenle, 2008 yılında başlayan küresel ekonomik krizinin borç krizine dönüşmesiyle birlikte Yunanistan, 2009 yılından itibaren, II. Dünya Savaşı sonrasında karşılaştığı en ağır ekonomik krizle mücadele etmiştir.

Yunanistan’da ekonomik kriz ve mali uyum programının uygulanmasına ilişkin gelişmeler, son yıllarda Yunanistan’ın iç siyasetinin temel parametresini teşkil etmesinin yanısıra, AB içindeki gündem ve tartışmalara da yön vermiştir. 2010 yılından bu yana, Yunan Hükümeti ile Kurumlar (AB Kurumları ve IMF) arasında yürütülen görüşmeler neticesinde, sonuncusu Ağustos 2015’te olmak üzere toplam 331 milyar Avro tutarında üç Mali İstikrar Paketi imzalanmıştır.

Üçüncü Mali Yardım Anlaşmasının uygulaması Ağustos 2018’de tamamlanmıştır.

Yeni Demokrasi Partisi’nin tek başına iktidara geldiği 2019 yılında, uluslararası piyasaların Yunanistan’a olan güveninin tazelenmekte olduğuna yönelik işaretler görülmüştür. Nitekim, on yıl boyunca uzun vadeli finansman ihtiyacını piyasalardan doğrudan karşılaması mümkün olmayan Yunanistan, mali uyum programlarının tamamlanmasının ardından yılın ilk yarısında, bir beş diğeri 10 yıl vadeli olmak üzere iki defa devlet tahvili ihracında bulunmuştur.

Yunanistan’ın ekonomik performansına bakıldığında, 2017 yılından bu yana ekonominin düzenli olarak büyümekte olduğu görülmektedir. Bununla birlikte, 2018 yılında olduğu gibi, 2019 yılında da Yunan ekonomisi, %2 büyüme beklentisinin altında, %1,9 oranında büyümüştür.

Bu büyüme eğilimine koşut olarak, 2011 yılında %20’nin üzerine çıkan ve 2013 yılında %27,3’le en yüksek noktaya ulaşan işsizlik oranları da, düzenli olarak düşüş eğiliminde olup, ilk defa 2018 yılında %20’nin altına gerilemiş, 2018 ve 2019 yıllarında %19 oranında seyretmiştir.

Ancak, 2020 yılında salgının da sebep olduğu küresel ekonomik durum, Yunan ekonomisini de olumsuz etkilemiş ve yaklaşık %9,5 oranında küçülmesine sebep olmuştur.

Yunanistan AB ülkeleri arasında, kamu borç yükünün Gayrısafi Yurtiçi Hasılaya oranı en yüksek ülke olmayı sürdürmektedir. 31 Aralık 2019 itibarıyla, Yunanistan’ın toplam kamu borcu, 245 milyar Eurosu AB üyeleri ve kurumları, 10 milyar Eurosu IMF’ye olmak üzere, toplamda 361 milyar Euro seviyesinde olup, borcun GSYİH’ye oranının 2019 yılı sonunda %180 düzeyinde bulunduğu Yunan makamlarınca açıklanmıştır.

Yunanistan’da Devletin ekonomideki payı %40 oranındadır. Sanayinin GSYİH içindeki payı %16,9, tarımın %4,1, hizmetlerin ise %79,1’dir. Hizmet ağırlıklı bir ekonomiye sahip olan Yunanistan; gemi taşımacılığı, turizm ve bankacılık dışındaki sektörlerde rekabet edememektedir.