İran İslam Cumhuriyeti, Rusya Federasyonu ve Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanları Tarafından Yapılan Suriye Konulu Ortak Açıklama, 18 Aralık 2018, Cenevre No: 325, 29 Kasım 2018, Suriye Konulu On Birinci Yüksek Düzeyli Astana Toplantısı Hk. Türkiye-AB Yüksek Düzeyli Siyasi Diyalog Toplantısı Ortak Açıklama, 22 Kasım 2018, Ankara Türkiye Cumhuriyeti İle Filistin Devleti Arasında Ortak Bildiri, 25 Ekim 2018 İran İslam Cumhuriyeti, Rusya Federasyonu ve Türkiye Cumhuriyeti Devlet Başkanları Tarafından Yapılan Ortak Açıklama, Tahran, 7 Eylül 2018 Türkiye-Hollanda Ortak Açıklama Türkiye Cumhuriyeti ve Birleşik Meksika Devletleri Arasında Diplomatik İlişkilerin Kuruluşunun 90. Yıldönümüne İlişkin Ortak Bildiri Filistin Devleti’nde Meydana Gelen Vahim Hadiselere Mukabele Amacıyla Tertiplenen Yedinci Olağanüstü İslam Zirve Konferansı Nihai Bildirisi ABD’nin Kudüs’te Büyükelçilik Açmasına İlişkin Müessif Adımına Yönelik Olarak İslam Zirvesi Dönem Başkanı Türkiye ve Dışişleri Bakanları Konseyi Başkanı Bangladeş’in Girişimiyle İİT 45. Dışişleri Bakanları Konseyi’nde Yayınlanan Açıklama İran İslam Cumhuriyeti, Rusya Federasyonu ve Türkiye Cumhuriyeti Devlet Başkanları’nın Ortak Açıklaması, 4 Nisan 2018, Ankara Afrika Birliği – Türkiye Ortaklığı İkinci Bakanlar Gözden Geçirme Konferansı, 12 Şubat 2018, İstanbul Türkiye-ABD Stratejik Ortaklığı Hakkında Ortak Açıklama, 16 Şubat 2018 Suriye Ulusal Diyalog Kongresi Nihai Bildirisi, 30 Ocak 2018 Suriye Ulusal Diyalog Kongresi Katılımcılarının Hitabı, 30 Ocak 2018
ABD’nin Kudüs’te Büyükelçilik Açmasına İlişkin Müessif Adımına Yönelik Olarak İslam Zirvesi Dönem Başkanı Türkiye ve Dışişleri Bakanları Konseyi Başkanı Bangladeş’in Girişimiyle İİT 45. Dışişleri Bakanları Konseyi’nde Yayınlanan Açıklama

ABD Yönetimi 14 Mayıs 2018 tarihinde, uluslararası hukuk ve meşruiyeti açık bir şekilde ihlal ederek ve uluslararası toplumun Kudüs’e ilişkin tutumunu açık biçimde aşağılayarak Büyükelçiliğini Kudüs’te gayrı hukuki şekilde açmıştır.

İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT), ABD Yönetimi’nin aldığı bu yasadışı kararı en güçlü şekilde reddederek şiddetle kınar ve 13 Aralık 2017 tarihinde İstanbul’da düzenlenen İİT Olağanüstü İslam Zirvesi’nde ve uluslararası toplum tarafından 21 Aralık 2017 tarihinde BM Genel Kurulu’nda dile getirilmiş olduğu üzere, bu eylemi, Birleşmiş Milletler’in itibarını ve uluslararası hukukun üstünlüğünü zedeleyen ve bu şekilde uluslararası barışa ve güvenliğe karşı bir hakaret teşkil eden, Filistin halkının tarihi, hukuki, doğal ve ulusal haklarına yapılan bir saldırı olarak değerlendirir.

İİT, ABD Yönetimi’nin bu müessif tutumunu, başta; 242 (1967), 252 (1968), 267 (1969), 298 (1971), 338 (1973), 446 (1979), 465 (1980), 476 (1980), 478 (1980), 2334 (2016) sayılı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Kararları ve A/RES/72/15(2017) sayılı Birleşmiş Milletler Genel Kurul kararı olmak üzere, Kudüs-ü Şerif ve Filistin'in statüsüne ilişkin mevcut tüm uluslararası kararların açık bir ihlali olarak görmektedir.

İİT, ABD Yönetimi’nin kendi taahhütleriyle çelişerek Filistin halkının meşru haklarını ve uluslararası hukuku küçümsediğini ve bunlara saygısızlık ettiğini, İslam Ümmetinin haklarına ve dini duygularına hiç bir şekilde saygı duymadığını açıkça ortaya koyduğunu belirtir ve mevcut ABD Yönetimi’nin gelecekte Filistin’e yönelik barış çabalarında aracı olma rolünü geçersiz kıldığı sonucuna varır.

Kudüs-ü Şerif’in özel statüsü, İİT, İslam Ümmeti ve diğer dinlerin mensupları için merkezi öneme sahiptir ve bu sebeple, ilgili BM kararlarında öngörüldüğü gibi, eşsiz manevi, dini ve kültürel boyutlarının korunmasını ve muhafaza edilmesini gerekli kılar. Bu cihetle, Kudüs-ü Şerif’in nihai statüsü, mutlaka ilgili BM Kararları doğrultusunda müzakereler yoluyla çözüme kavuşturulmalıdır.

İİT, olumlu ve geri döndürülemez siyasi ve hukuki gerçeklikler yaratarak iki devletli çözümü ve Filistin halkının kendi geleceğini tayin etme ve bağımsız devlet olma hakkını savunmaya yönelik çabalarını sürdüreceğini ve uluslararası hukuk ve ilgili BM kararları temelinde anlaşmazlığı sona erdirmek için çok taraflı ve muteber bir yaklaşım ortaya koyma çabalarına öncülük edeceğini belirtir.

İİT, Doğu Kudüs de dâhil olmak üzere, İşgal Altındaki Filistin Topraklarında İsrail’in sömürgeci yerleşim rejimine karşı koyulması ve bunun durdurulması için gerek ulusal gerekse uluslararası düzeyde tüm meşru, siyasi ve yasal yolları izlemeye ve İsrail’in sömürge rejiminden yararlanmayı tercih eden şirketlerin ve diğer aktörlerin İİT pazarlarına erişimin fırsatından mahrum edilmesini sağlamaya yönelik hareket tarzı benimseye karar verir.

İİT, tüm devletlere BMGK’nın 1980’de kabul ettiği 476 ve 478 sayılı Kararları tam olarak uygulamaya devam etme çağrısında bulunur, bu bağlamda, tüm devletleri, ABD’nin Kudüs’ü İsrail’in sözde başkenti olarak kabul ettiği kararı desteklemekten imtina etmeye ve diplomatik misyonlarını Kudüs-ü Şerif’e taşımamaya davet eder ve Kudüs’ün işgalci güç İsrail tarafından ilhakını tanıyan ülkeler, yetkililer, parlamentolar, şirketler ya da bireylere siyasi ve ekonomik kısıtlamalar uygulayacağını veya işgal altındaki Filistin topraklarının İsrail tarafından sömürgeleştirilmesinin yüceltilmesine karşı tüm önlemleri alacağını vurgular.

İİT, 2005 yılında Mekke-i Mükerreme’de gerçekleştirilen Olağanüstü İslam Zirvesi’nde kabul edilen uluslararası hükümler ve 2002 Arap Barış Girişimi, 2016 yılında Cakarta’da düzenlenen İİT Olağanüstü Zirvesi ve aynı zamanda 13 Aralık 2017 tarihinde İstanbul’da düzenlenen İİT Olağanüstü Zirvesi ve 21 Aralık 2017 tarihli 10/19 sayılı BM Genel Kurul Kararına uygun olarak, Kudüs-ü Şerif’in Filistin Devleti’nin Başkenti olduğu iki devletli çözüme dayalı adil ve kapsamlı bir barışa büyük önem atfeder.