Sözcü Ünal'ın Olağan Basın Toplantısı, 3 Eylül 2010, Ankara

Arkadaşlar sizinle yaptığım ilk resmi basın toplantısına hoşgeldiniz. Teşekkür ediyorum geldiğiniz için. Bugün sorularınıza geçmeden önce ben üç konuda size kısaca bilgi vermek istiyorum. Bir kısmı zaten bildiğiniz konular, ama yine de tekrarlamakta yarar gördüğüm hususlar.

Birincisi Güvenlik Konseyi Dönem Başkanlığımız. Bildiğiniz gibi, ülkemiz 1 Eylül tarihinde BM Güvenlik Konseyi Dönem Başkanlığını devraldı. BM Daimi Temsilciliğimizin başkanlığında yapılan ilk toplantıda Eylül ayı çalışma programı kabul edildi. Daha sonra bir basın toplantısı da yapıldı. Bunlar zaten basınımızda yer aldı. Eylül ayındaki programı biliyorsunuz, belki okudunuz ama tekrar etmekte yarar var. Eylül ayı aynı zamanda BM Genel Kurulu dönemine rastlayan bir dönem. Dolayısıyla daha yoğun geçecek bizim için. Ama Güvenlik Konseyi açısından öncelikle genel gündemi söyleyebiliriz. Afrika’dan başlayacak olursak Liberya, Sierra Leone, Somali, Sudan daha sonra Afganistan, Ortadoğu, Haiti gibi konular ele alınacak. Bu konudaki toplantılar, oturumlar ülkemizin başkanlığımızda yapılacak. BM Genel Kurulu marjında da ayrıca BM Güvenlik Konseyi Zirvesi düzenleyeceğiz. Biliyorsunuz, zirveye Sayın Cumhurbaşkanımız katılacak. Sayın Cumhurbaşkanımızın başkanlığında tematik bir toplantı yapılacak. Tematik toplantının konusu da, yine hepinizin duymuş olduğu gibi barışı kurma, barışı koruma ve barışı tesis. Daha sonra da Sayın Bakanımız başkanlığında 27 Eylül’de terörizm konulu bir toplantı yapılacak.

Bilgi vermek istediğim ikinci konu, Türk Dili Konuşan Ülkeler Zirvesi. Biliyorsunuz, bunun da önümüzdeki hafta gerçekleştirilmesi öngörülüyor. Onuncu Zirve Toplantısı olacak ve Sayın Cumhurbaşkanımızın ev sahipliğinde İstanbul’da düzenlenecek. Zirveye Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan ve Türkmenistan katılacak. Bu toplantının, bu zirvenin önemi, bu konudaki çalışmalarda bir dönüm noktası teşkil etmesi ve daha önceki zirvede kararlaştırılan Türk İşbirliği Konseyinin kurulacak olması, idari düzenlemeler açısından gerekli son adımların atılması. Daimi Sekretaryası İstanbul’da olacak, başkanlığına da Büyükelçi Sayın Halil Akıncı’nın atanması bekleniyor.

Üçüncü konu ise, Bakanlığımızın Konsolosluk Çağrı Merkez ile ilgili. Toplantıdan sonra buna ilişkin ayrıntılı bir duyuru yapacağız. İlk çağrı merkezimiz Kuzey Amerika’da kurulmuştu, Şikago Başkonsolosluğumuz bünyesinde idi. 2007 Nisan ayında da Avrupa’yı kurmuştuk. 2010 yılı içindeki çalışmalarımız çerçevesinde de Konsolosluk Çağrı Merkezi daha modern bir idari ve gelişmiş teknik altyapıya kavuşturuldu ve Şikago Çağrı Merkezimiz 25 Ağustos’tan itibaren Ankara’daki Konsolosluk Çağrı Merkezi’ne aktarıldı. Böylelikle Kuzey Amerika’dan gelen çağrılar da Ankara’daki konsolosluk çağrı merkezimizden eş zamanlı olarak, 24 saat esası üzerinden yanıtlanmaya başlandı. Bu konuda ayrıntılı duyuruyu zaten yapacağız.

Benim sizlere ilk aşamada söyleyeceklerim bu kadar. Şimdi eğer sorularınız varsa onları almaya hazırım.

SORU : Selçuk Bey, bugün Türkiye’ye ABD’den önemli bir konuk geliyor. Bu görüşmelerde masada hangi konular gündemde olacak ve görüşme nasıl gerçekleşecek, bizimle paylaşabileceğiniz neler var bilgiler?

SORU : Tamamlamak için bir sorum olacak. Şimdi basına yansıyan haberlere baktığımızda ABD’nin Türkiye’den askerlerinin geçişi için izin isteyebileceği söyleniyor. Birincisi Amerika’nın çekilmesi 31 Ağustos’ta bitmedi mi, bu yönde siyasi olarak Türkiye’ye, Türkiye’den bir talepte bulundular mı daha önce? Bize burada böyle bir talep gelmediğini bir 10 gün önce background toplantıda açıklanmıştı. İkincisi siyaseten, siyasi açıdan, siyasi kanallardan Türkiye’ye bugüne kadar İran konusunda, füze kalkanı konusunda talep gelmiş midir? Üçüncüsü de ABD Genelkurmay Başkanı ziyareti programlı bir ziyaret miydi, yoksa “short notice” olarak mı belirtip geldiler?

CEVAP: Teşekkür ediyorum, ben son sorudan başlayarak ve müsaade ederseniz birleştirerek cevap vereyim. Amerikan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Mullen’in ziyareti esas itibarıyla bir tanışma ziyaretidir. Kendisi bildiğiniz gibi Pakistan’daki temaslarının arkasından Türkiye’ye geliyor. Sayın Genelkurmay Başkanımıza bir tanışma ziyareti yapacak. Sayın Milli Savunma Bakanımızla görüşecek. Belirli veya özel bir gündem ya da özel bir talep bu ziyaret çerçevesinde gündemde değil. Ama tahmin ediyorum, ABD Genelkurmay Başkanı da buradayken kendisi basına birtakım açıklamalar yapacaktır. Diğer haberlere gelince, daha önceden yapılmış bir talep yok, ama sizin sorunuza hemen dönecek olursak, ABD’nin Irak’tan çekilme çerçevesinde silahlı konularda, silahlı malzemenin geri çekilmesi hususunda şu ana kadar bize yönelttiği bir talep yok. Silahlı olmayan, yani teknik malzeme konusunda da kısa bir süre önce bir talep geldi. Zaten hep söylüyorduk, biliyorsunuz bunun olumlu değerlendirileceğini. Bu konudaki istişarelerimiz, görüşmelerimiz devam ediyor.

SORU : Asker dahil midir efendim buna?

CEVAP: Sözkonusu olan teknik ve lojistik malzeme. İsterseniz buradan sıradan gidelim.

SORU : Devamı niteliğinde olacak, bu teknik malzemeyle ilgili. Bu taleplerden herhangi biri Türkiye’den Meclisin kararını gerektirecek bir talep midir? Olacak mıdır?

CEVAP: Onun ayrıntısını şu aşamada bilmiyorum, ama teknik malzemenin geçebileceğine biz ilke olarak olumlu yaklaştığımızı söylemiştik. Dediğim gibi bu konudaki istişarelerimiz devam ediyor.

SORU : Netleştirmek açısından soracağım. İlk etapta silahlı malzeme konusunda talep yok dediniz. Mühimmat ve ağır silah anlamında söylüyorsunuz. Muharip güç olarak zaten çekildiler ama geri kalan az sayıda askerin geçmesi konusunda bir talep var mıydı onu çok anlayamadım. Muharip olarak söylemiyorum. Onlar zaten herhalde güney güzergahından çekilmelerini tamamladılar diye biliyoruz. Dolayısıyla az sayıda askerin yine Türkiye güzergahı üzerinden geçmesi gibi bir şey sözkonusu olabilir mi? Bir de aynı şekilde en azından Türkiye üzerinden geçmese bile yani Türkiye’ye gelip gitmesi noktasında olmasa bile hava sahasını Türkiye’nin açması gibi bazı taleplerin olduğu, alternatifli taleplerin olduğu bilgileri vardı. O konuda bir detay verir misiniz?

CEVAP: Son sorunuzdan hemen başlayayım, hava sahası konusunda şu aşamada bende bir özel bilgi yok, ancak diğer konularda daha önce söylediğim hususu tekrar edeceğim. Silahlı güçlerin veya asker geçmesi hususunda bize ulaşmış bir talep yok. Bu talep olduğu takdirde o zaman değerlendirilecektir.

SORU : Selçuk Bey teknik malzemenin geçmesine olumlu bakıyoruz dediniz. Teknik malzemenin geçmesi için nereler talep ediliyor acaba?

CEVAP: Dediğim gibi, bu konuda başlamış özel ve ayrıntılandırılmış bir çalışma henüz yok. Sadece istişarelerimiz devam ediyor. Dolayısıyla bu soruya şu aşamada yanıt vermek erken.

SORU: Bir mutabakat muhtırasına ihtiyaç var mı acaba?

CEVAP: Dediğim gibi, sadece ön temaslar yapılıyor yani bu hususların cevaplanması için çok erken.

SORU : Yine aynı konuyla ilgili olarak Selçuk Bey. Yani bu konu şu anda siyaseten de görüşüldü ki yani muhalefet partisinden de eski büyükelçiler yorum yaptılar. Mesela bir tank geçerken diyor bu tankı ya da uzun menzilli bir araç geçecekse o sırada onu bir Amerikan askeri kullanarak Türkiye’ye getiriyor. Yani bunların içinde belli bir anlaşma gerekiyor mu? O asker bıraktıktan sonra Türkiye üzerinden de ayrılabilecek mi? Ya da Irak’a gidecek mi? Ne tarz şeyler yöntemler nedir acaba?

CEVAP: Bunlar açıkçası bizim diğer kurum ve kuruluşlarımızın üzerinde çalıştığı veya çalışacağı ayrıntılardır. Dolayısıyla teknik ayrıntılara şu aşamada girerek sizi yanlış yönlendirmek istemem.

SORU: Asker olarak görmüyor muyuz, mesela tankı getirecek olan ABD askeri için de yeni düzenleme gerekmiyor mu?

CEVAP: Ama tank da silah kategorisine giriyor sanırım.

SORU : Biraz önce sanırım Bahadır da değindi. Çeşitli haberlerde Mullen’in Ankara’daki görüşmelerinde füze savunma sistemini de gündeme getireceği iddia edildi. Mullen’in bunu gündeme getirip getirmemesinden bağımsız olarak şimdiye kadar Ankara hep bu konunun ele alınması için gerçekten değerlendirilmesi için NATO’dan bir karar çıkması gerektiğini, ancak bir NATO meselesi haline gelirse değerlendireceğini söyledi. Bu pozisyonunu koruyor mu Ankara? Amerika’dan herhangi bir talep olması durumunda vereceği cevap aynı mıdır?

CEVAP: Bizim bu konudaki çok taraflı ve çok ayrıntılı değerlendirmemiz her zaman olduğu gibi devam etmektedir. Bu konudaki gerek kurumlar arası gerek diğer ülkelerle istişarelerimiz sürmektedir. Bu aşamada söyleyebileceğimiz daha ileri bir husus yok.

SORU : Efendim şimdi bir tezkere görüşülüyor ve bu tezkerenin sözkonusu olmadığı söyleniyor Amerikan askerlerinin Türkiye üzerinden geçişi sırasında. Şimdi Amerika Irak’ı işgal ederken böyle bir tezkere gündeme gelmişti Meclis’e ve reddedilmişti. Şimdi neden tezkereye gerek yok deniliyor? İkincisi de bir geçiş olacaksa ne kadarlık bir süreyi kapsayacak?

CEVAP: Az önce dediğim gibi, kendimi tekrar edeceğim galiba, öncelikle bunların bir kısmı teknik ayrıntılardır. Dolayısıyla bunlara şu aşamada girmek ne kadar yararlıdır onu bilemiyorum. İkincisi, tezkere konusuna da şu aşamada daha girmedik ve bu konuda herhangi bir hususu belirtmek için sanırım erken. Kaldı ki ABD Genelkurmay Başkanı’nın ülkemizdeki temasları henüz başlamadı. İsterseniz bu temaslar başlasın, görüşmelerini yapsın, ondan sonra sanırım kendisi de bazı açıklamalar yapacaktır - eğer bunu soruyorsanız.

SORU : Selçuk Bey Ermenistan’dan son dönemde Türkiye’ye yönelik birtakım açıklamalar geliyor. Dışişleri Bakanlığı olarak bu açıklamaları nasıl değerlendiriyorsunuz?

CEVAP: Hangilerini kastediyorsunuz?

SORU: Bu işte “biz Türkiye gibi verdiğimiz sözlerde durmamazlık etmeyiz, Türkiye hiçbir adım atmadı vs.” şeklinde birtakım açıklamalar vardı Ermenistan’dan gelen. “Türkiye kendi kendine konuşuyor galiba kendi kendileriyle konuşuyorlar, işte Rusça şarkı vs.”

CEVAP: O bahsettiğiniz açıklamalardan hangisini kastettiğinizi tam anlayamadım, ancak tahmin ettiğim ise, bizim bu konudaki tutumumuz malum, elimizden gelen çabayı sarfettik. Bu konudaki temas ve girişimlerimiz ileride de sürmeye devam edecektir.

SORU : Vaşington’da doğrudan görüşmeler başladı. Bakanlık bir açıklama yaptı. Ama buna ek olarak orada Hamas yok. Hamas’ın olmaması da tartışılıyor. Bir de olmamasının etkileri tartışılıyor. Türkiye’nin pozisyonu son dönemde Hamas’ın dahil edilmesi gerektiği yönündeydi barış görüşmelerinde. Acaba, Türkiye’nin bu konudaki şu anki pozisyonu nasıl? Hamas’ın dahil edilmesi için herhangi bir girişim var mı?

CEVAP: Siz de bahsettiniz. Bu konuda zaten daha önce bir açıklama yaptık. Vaşington’da başlayan görüşmeleri tamamen destekliyoruz. Memnuniyetle karşılıyoruz. Türkiye olarak barışa giden yolda atılan her adım bizim için makbuldur ve memnuniyetle karşılanacaktır. Dolayısıyla bu aşamada biz de tüm taraflara, herkese itidal ile hareket etmesini telkin ediyor ve tüm tarafların itidal çerçevesinde kalmasını, barış sürecine destek vermesini istiyoruz. Bu aşamada söyleyebileceklerimiz bu kadar.

SORU : Selçuk Bey bu İsrail ile olan anlaşmamız , bu insansız hava araçları Heronlar, 4 tane kalmıştı , bunlar teslim edildi mi Türkiye’ye?

CEVAP: Ben geldi diye biliyorum, ama arzu ediyorsanız belki de Savunma Sanayi Müsteşarlığı ile tekrar kontrol etmekte fayda olabilir.

SORU : Selçuk Bey New York’ta da BM Genel Kurulu toplantıları sırasında, Cumhurbaşkanı ya da Dışişleri Bakanı Ermeni muhataplarıyla görüşecekler mi?

CEVAP: Planlanmış bir toplantı olduğunu söylemek için sanırım erken, hepiniz biliyorsunuz BM Genel Kurulu toplantıları için New York’a gidildiğinde birçok seviyede, birçok ikili görüşme yapılıyor. Daha önce de Ermenistan Dışişleri Bakanı ile görüşmeler oldu, bunları biliyorsunuz. Şu anda planlanmış bir ikili toplantı var mı yok mu, bilmiyorum. Çünkü daha ziyade program gidişe yakın netleşmektedir, dolayısıyla şu aşamada bir görüşme olacağını söylemek için erken. Bu kadarını söyleyebilirim.

SORU : Selçuk Bey ben Emine arkadaşımızın sorusuna verdiğiniz, hani değerlendirmelerimiz devam ediyor dediniz bu füze kalkanı konusunda. Şimdi net olarak ben şunu öğrenmek istiyorum. ABD’nin dediği Kasım ayına kadar Türkiye yanıt vermezse biz bu füze kalkanları ve radarı Balkanlar’da kurmak durumunda kalacağız. Şimdi Türkiye bunu bir deadline olarak algılıyor mu yoksa NATO’dan hala resmi bir talep gelmesini ya da bunu NATO ile görüşmeyi, muhatap olarak kimi kabul ediyor? Kasım ayının bizim için bir bağlayıcılığı var mı? Bir de Hrant Dink davasıyla ilgili bir sorum olacaktı. Bugün Adalet Bakanlığı’ndan bir yetkili, bu savunmanın altında imzası bulunan yetkili savunmanın, Hrant Dink’in Nazi’ye benzetildiği ve ‘koruma istemedi ki koruyalım’ dediği ve Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun ‘içime sindiremiyorum -herhalde Adalet Bakanlığını kastederek- oradan bir arkadaş iyi niyetle savunmak için böyle bir şeyi kaleme aldı’ dediği yazının Dışişleri Bakanlığı tarafından hazırlandığını, kendilerinin sadece istenilen belgeleri sunduğunu söylüyor. Yani doğrudan topu Dışişleri Bakanlığına attığı için Dışişleri Bakanlığının yanıtı nedir? Teşekkür ederim.

CEVAP: Bu konuda ek bir yanıt vermek ya da yeni bir hususu belirtmek herhalde gerekmiyor. Daha önce yapılan açıklamalar malumunuz, bunlara yani gerek Sayın Bakanımız gerek bizler tarafından yapılan açıklamalara eklenecek herhangi bir husus bulunmamaktadır. Fakat bir hususu daha tekrar etmek isterim, bu sabahki haberleri ben de gördüm. Bu alandaki her savunma ilgili kurumlardan alınan bilgi, belge, değerlendirmeler çerçevesinde, son şekli verilmek üzere Bakanlığımızda ele alınmaktadır. Yabancı diline tekrar bakılıyor ve ondan sonra, yani sunuşa hazır hale getirildikten sonra sunuluyor. Bunun ötesinde ekleyebileceğim bir husus yok.

SORU : Füze kalkanı?

CEVAP: Füze kalkanı konusunda da söylediğimi tekrar edeceğim, bu konudaki çalışmalarımız, değerlendirmelerimiz devam ediyor. Bu konuyu da gündemimizde tutmaya devam edeceğiz.

SORU : Selçuk Bey biraz teknik ayrıntı olacak ama sadece aydınlığa kavuşturmak için soruyorum. Şimdi Amerika’nın bütün muharip askerleri çekildi. Irak ve Amerika arasındaki Sofa Anlaşmasına göre. 50.000 asker kaldı, bunlar eğitim verecekler Irak ordusuna deniyor. Peki bu askerlerin önümüzdeki yıla kadar çekilmesi sırasında biz bu askerleri ne olarak kabul edeceğiz? Yani şu anda muharip değil görünüyorlar. Peki biz eğer onlar Türkiye üzerinden çekilirse ya da böyle bir şey gündeme gelirse biz onları muharip asker mi kabul edeceğiz yoksa muharip olmayan asker mi, silahsız asker mi kabul edeceğiz? Yani bunun teknik ayrıntısı nasıl belirlenecek?

CEVAP: Bu, sizin de dediğiniz gibi, şu aşamada benim için dahi çok teknik bir soru. Ancak daha önce söylediğimi tekrar edeceğim. Yani muharip olmayan unsurlar için zaten son dönemde yapılan talebi biz ilke olarak olumlu karşıladık. Bu konudaki temas ve istişarelerimiz sürüyor. Tahmin ediyorum bahsettiğiniz detaylar da o çerçevede ele alınacak.

SORU : Selçuk Bey kabul edildiği takdirde teknik teçhizatın geçişi ile ilgili bir takvim var mıdır? Yani sonbahar, kış hani hangi tarih üzerinden konuşma yapılıyor bir, ikincisi de dün Türkiye Mavi Marmara’yla ilgili raporunu BM sundu. Bu rapordaki tespitlerinizi bizimle paylaşmanız mümkün olabilir mi?

CEVAP: İlk sorunuza ben yine aynı cevabı vereceğim. Bu konudaki temas ve istişareler devam ediyor ve edecek.

SORU: Amerikan tarafından en azından işte sonbaharda geçmek istiyoruz gibi bir şey var mı? Yani görüşmelerin ne zaman sonuçlanmasını bekleyebiliriz anlamında sordum.

CEVAP: O konuda da bir tarih söyleyebilecek durumda değilim. Diğer sorunuza gelince, Mavi Marmara konusunda, evet dün yani 1 Eylül’de Ulusal Veri ve İnceleme Komisyonu Temas Noktası Büyükelçi Sayın Mithat Rende ulusal raporumuzu Panel’e sundu. Bu raporun niteliği, esasında bir ön rapor olmasıdır. Tabiatıyla BM’nin bizden isteyebileceği, talep edebileceği diğer bilgiler üzerine nihai hale getirilebilecektir. Dolayısıyla bu aşamada içeriği hakkında kamuoyuyla bilgi paylaşmamız öngörülmemektedir.

SORU : Selçuk Bey, ek olarak İsrail tarafından bir ön raporun sunulduğunu biliyor muyuz? Yani bu konudan haberimiz var mı?

CEVAP: İsrail tarafından bir rapor sunulduğu ya da sunulmadığına dair şu ana kadar bana intikal etmiş bir bilgi yok. Onu belki İsrail tarafına da sormakta yarar olabilir.

SORU : Ben biraz komisyonun çalışması ile ilgili bir soru sormak istiyorum. Şimdi 15 Eylül’de ara raporunu vermesi gerekiyor Uluslararası Komisyonun. Ancak, ilk toplantıda İsrail’in her şeye ayak dirediği gibi rapor yani tarafların raporlarını verme tarihleriyle ilgili de sanırım bazı sıkıntılar çıktı. Şimdi Türkiye raporunu verdi. Bildiğimiz kadarıyla İsrail henüz raporunu sunmuş değil. Eğer 15 Eylül’e kadar raporunu vermezse, daha önce komisyon kurulurken bazı tarihler konuldu, komisyonun çalışma şekillerine ilişkin olarak, 15’inden daha sonraya kalabilir mi? Yani İsrail bu anlamda şey yapabilir mi? Bunun deadline’ı var yoksa 15’inde ara raporunu uluslararası komisyona sunacak ve İsrail bir şekilde vermek zorunda mı? Yani daha ileriye kalabilir mi? Yoksa daha öncesinde verilecek mi?

CEVAP: Çok uzun bir soru, belki yorumla da karışık oldu galiba. Ben önce ilk yorumdan başlayayım. Bu ilk toplantılarda ne olup ne olmadığına dair bizim şu aşamada bir yorum yapmamız uygun değil diye düşünüyorum. Dolayısıyla toplantının içeriği hakkında söylediğiniz, bahsettiğiniz ifadelerin sizin ifadeniz olduğunu kabul ediyorum. Zira biz BM Genel Sekreterini destekliyoruz. Genel Sekreterin çabalarını destekliyoruz. Genel Sekreterin zaten bizim talebimizle kurduğu Panelin çalışmalarını destekliyoruz. Diğer sorularınıza gelince bunu yine İsrail’e sormak lazımdır diye düşünüyorum. Dediğim gibi, İsrail’in raporunu sunduğuna veya sunmadığına dair bir bilgi şu ana kadar bana intikal etmedi. Tahmin ediyorum, komisyon New York’ta toplantısına devam ediyordur. Belki o sırada başka gelişmeler olacaktır, ama sunmadıysa da bunun BM Genel Sekreteriyle kendi aralarında konuşmaları gereken bir husus olduğunu düşünüyorum.

SORU :15’inden daha ileriye…

CEVAP: Dediğim gibi raporu sunup sunmadıklarını bilmiyorum. Belki bunu onlara sormanızda fayda olabilir. Ama biz kendi görevimizi zamanında yaptık. Bize verilen, daha doğrusu gerekli olduğunu düşündüğümüz süre içerisinde, yani BM Paneli ara raporunu sunmadan önce kendi ulusal raporumuzu, ön raporumuzu sunduk.

SORU: Selçuk Bey geçen tekzip ettiğiniz bir haber vardı Bakanlık tarafından. Bir gazetede yayınlanan Amerika’dan silah alımıyla ilgili tekzip ettiğiniz bir haber vardı. Orada ..

SAYIN SÖZCÜMÜZ: Financial Times’ın haberinden mi bahsediyoruz?

SORU: Hayır Türk ulusal basınında. Sayın Tan’ın açıklamalarına dayandırılarak hazırlanmış bir haberdi. Orada başka bir unsur daha vardı haberin başka bir unsuru. Türkiye-Amerika ilişkilerinde lobi faaliyetleri için bütçenin daha çoğaltıldığı, bütçenin arttırıldığı yönünde. Burada gerçek olan veriler nedir?

CEVAP: ABD’deki veyahut diğer ülkelerdeki tanıtım faaliyetlerimiz kendi çerçevesi içinde değerlendiriliyor, ele alınıyor. Her ülkede, kendine göre başka bir çalışma yöntemi var. Her ülkeye dönük farklı çalışma yöntemleri de mevcut tabiatıyla. Bu Avrupa’da başka türlü olabiliyor. Bazı Avrupa dahi ülkelerinde farklı olabiliyor. Amerika’da da keza hepimizin malumu olduğu gibi, her ülke gibi, ülkemiz de bazı lobi firmalarının hizmetlerinden yararlanıyor. Bunların bütçeleri azaltıldı, çoğaltıldı gibi hususlara ben şu aşamada girmek istemiyorum. Çünkü bu sonuçta, yine bütçe ile ilgili teknik bir konu. Bundan siyasi bir anlam çıkartmak istiyorsanız ki bence doğru değil, bunu bilemem, çünkü Amerika’daki tanıtım çalışmalarımız devam ediyor, artarak devam edecek.

SORU: Selçuk Bey, Türk Hava Yollarının Amerika’ya başlatacağı bir seferin ilk seferinde Amerikan Kongre üyelerinin Türkiye’ye geleceğine dair bir haber vardı, bunu doğrulayabilir misiniz? Sayı olarak verebileceğiniz…

CEVAP: Vaşington’dan doğrudan seferler başlayacağını tabii ki teyit ediyoruz. Ama ilk seferde kimler gelecek, kimler gelmeyecek isterseniz, onu ben öğrenip size döneyim. Şu aşamada bir bilgim yok, yanlış bilgi vermiş olurum.

Çok teşekkür ederim arkadaşlar.