Sözcü Ünal'ın Olağan Basın Toplantısı, 10 Aralık 2010, Ankara


Arkadaşlar hoşgeldiniz, galiba teknik olarak da hazırız. Uzun bir bayram tatili ve aradaki birçok seyahatten sonra sizlerle bir araya geldik, hoşgeldiniz diyorum. Sorulara geçmeden önce ben 5 konuda size kısaca bilgi vermek isterim.

Birincisi, dün yaptığımız basın açıklaması çerçevesinde Türkmenistan’a yapılacak olan ziyaret. Bunu gerçi dün ayrıntılı bir açıklamayla izah ettik, ama tekrar hatırlatmak için aktarmak istedim. İkincisi, daha sonraki programlar. Pazartesi günü genel bütçe görüşmesinden sonra, Sayın Bakanımızın 15 Aralık’ta gerçekleştirilecek Irak konulu bir BM Güvenlik Konseyi toplantısına katılmak üzere, New York’a hareketi planlanıyor. Toplantı, Amerikan Başkan Yardımcısı Biden’ın başkanlığında olacak. Bu, Amerikan dönem başkanlığında yapılacak bir toplantıdır. Amerikan Dönem Başkanlığı, Dışişleri Bakanları düzeyinde bir davette bulundu. Bu toplantıya, aksine bir son dakika gelişmesi olmadığı takdirde katılmamız öngörülüyor.

Bilahare gelecek haftaki programlara bakacak olursak, İstanbul’da Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’nın Zirvesi olacak. Bu 11. Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi, Sayın Cumhurbaşkanımızın ev sahipliğinde, 23 Aralık’ta İstanbul’da düzenlenecek. Devlet ve Hükümet Başkanları toplantısından önce Dışişleri Bakanları Konseyi ve ondan da önce Yüksek Düzeyli Memurlar Komitesinin toplantısının yapılması öngörülüyor. EİT 2015 vizyon belgesinin yarı dönem değerlendirmesi üzerinde mutabık kalınmıştı. Bu konuda çalışılacak sonunda bir İstanbul Bildirisi’nin kabul edilmesi öngörülüyor. Bilahare, hemen arkasından Afganistan ve Pakistan ile birlikte başlattığımız üçlü sürecin bir parçası olarak  ki, bu “Ankara Süreci” olarak da adlandırılıyordu, Üçlü Zirvenin beşinci toplantısı 24 Aralık tarihinde İstanbul’da gerçekleştirilecek. Bu da bizim başlattığımız sürecin, bir diğer halkasını oluşturacak. Arada atladığım bir toplantı da Avrupa Konseyi ile ilgili. Malumunuz 10 Kasım’da Avrupa Konseyi Dönem Başkanlığını devraldık. Dönem başkanlığımız çerçevesinde Türkiye’de çeşitli toplantılar yapılacak. Bunlardan biri de 16-17 Aralık tarihlerinde İstanbul’da “Terörizmin Önlenmesi, Önleme Yolları, Hukuki Araçlar ve Uygulamaları” konulu bir toplantı olacak. Toplantıya İçişleri Bakanımız Sayın Beşir Atalay, Avrupa Konseyi Genel Sekreteri ve Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Başkanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu da katılacak. Tabii ki diğer Avrupa  ve BM kuruluşlarından da katılımlar olacak.

Bu çerçevede dikkatinize sunacağım son bilgi de Sayın İçişleri Bakanımızın ve Avrupa Konseyi Genel Sekreteri’nin 16 Aralık, saat 14.45’te yerli ve yabancı basın mensupları için yapacakları ortak basın toplantısıdır. Benim önümüzdeki takvime ilişkin olarak aktaracağım hususlar şimdilik bunlar. Tekrarlamam istendi. Avrupa Konseyi’nin 16-17 Aralık tarihlerinde İstanbul’da “Terörizmin Önlenmesi, Önleme Yolları, Hukuki Araçlar ve Uygulamaları” başlıklı konferansı bağlamında Sayın İçişleri Bakanımız ve Avrupa Konseyi Genel Sekreteri 16 Aralık saat 14.45’de bir basın toplantısı yapacaklar. Bendeki ilk aşamadaki bilgiler şimdilik bu kadar. Sorular olduğunu tahmin ediyorum.

SORU: Selçuk Bey, Mahmut Gürer, Akşam gazetesi. Biliyorsunuz dün Sayın Bakan Bey de çeşitli açıklamalarda bulundu, ama İsrail’le sürdürülen barış görüşmeleri, normalleşme görüşmeleri diyelim, devam ediyor ve devam edecek gibi görünüyor. Bu görüşmelerde Sayın Bakan, herhangi bir tazminatın, sözkonusu rakamın söylenilmediğini gündeme getirdi, ama Türk tarafı acaba İsrail’den spesifik bir, bu diğer dört isteminin dışında, spesifik bir tazminat istemi var mı? İkinci sorum, biliyorsunuz bu Wikileaks belgeleri açıklandı ve Wikileaks belgelerinde çok ilginç unsurlar da yer aldı. Bunlardan bir tanesi,  ABD’nin kontrolünde olmak üzere Türkiye’de nükleer silahların bulunduğuydu. Türkiye’de acaba bu nükleer silahlar var mıdır? Dışişleri Bakanlığı eğer bu silahlar varsa, bu silahlardan, füzelerden haberdar mıdır? Teşekkürler.

CEVAP: Teşekkür ediyorum. İlk sorunuzla başlamak istiyorum. Bu huusları dünkü basın toplantısında Sayın Bakanımız da gerçi ayrıntılı olarak belirtti.  Bildiğiniz gibi, Mavi Marmara olayında biz Türkiye’ye bir haksızlık yapıldığını düşünüyoruz ve bu haksızlığın  giderilmesi için beklentilerimiz, taleplerimiz malumdur. Bunu daha önce değişik düzeylerde, her seviyede, her aşamada kamuoyuna duyurduk. Cenevre’de Sayın Müsteşarımızın, Müsteşar Büyükelçi Feridun Sinirlioğlu’nun yaptığı görüşmelerde de, ki üç kişilik bir İsrailli heyetle görüşme yapmıştır, bundan sonra da tabii ki temaslar devam etmiştir, edecektir. Burada bizim beklentilerimizde hiçbir değişiklik yok. Rakam konusundaki telaffuza girmiyoruz. Sayın Bakanımız da dün gayet net söyledi. Bizim rakam konusunda belirttiğimizi bir husus yok, fakat beklentimiz, tazminat beklentimiz, özür beklentimiz sürüyor, bunlarda bir değişiklik yoktur. Bu konularda gelişme olunca size bilgi vermeyi sürdüreceğiz. Şu aşamada öngörülen bir toplantı yok.

Sorunuzun ikinci bölümü nükleer silahlar konusuydu: Türkiye’nin güvenlik politikası çerçevesinde belirli konularda bazen her hususu açıklamıyoruz. O nedenle bu konuda şu anda size herhangi bir şey söyleyemeyeceğim.

SORU: Bir devam sorusu niteliğinde. Türkiye’nin talepleri belli diyoruz. İşte bunun içinde Gazze’deki ablukanın kalkması da var. Bu tazminatla özrün gelmesi halinde veyahut yani şöyle söyleyeyim, ikisinin eş zamanlı olması gibi bir durum var mıdır? Mesela bir özür ve tazminat geldiğinde bizim ilişkilerimiz normalleşecek, ama Gazze ablukasının kalkması bir sonraki aşama mıdır, yoksa Türkiye için bu bir eş zamanlı bir plan mıdır?

CEVAP: Teşekkür ederim. Demin de söylediğim gibi, buradaki temaslarımız devam ediyor. Şu aşamada ne İsrail basınında çıkmış bazı haberler veyahut diğer spekülatif haberler ya da açıklamalar üzerinde ben bir yorumda bulunmak isterim, ne de bu görüşmelerin veya temasların içeriği hakkında bir şey söylemek isterim. Bunun için erken olduğunu düşünüyorum.  Dolayısıyla bazı haberlerde yansıtılan belirli senaryolar veyahut bir yol haritası gibi olasılıklara şu aşamada girmiyoruz. Bizim zaten beklentimiz malum. Bunlar karşılanınca diğer konular tabii ki gündeme gelecektir.

SORU: Selçuk Bey, Amerikan basınında Amerikalı diplomatlara dayanarak bazı haberler gördük. Bu Wikileaks belgelerinin sızmasının ardından Türkiye’deki diplomatlardan randevu almakta güçlük çektiklerine dair ifadeleri yer aldı. Böyle bir tepki sözkonusu mudur? Öncelikle bunu sormak istiyorum. İkincisi de bu İstanbul’daki Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Toplantısı’nda, Devlet Başkanları düzeyinde bir toplantı. Bu teşkilatın üyelerinden biri de İran. Ahmedinejad’ın da gelmesi sözkonusu mu bu toplantıya? Teşekkür ederim.

CEVAP: Teşekkür ediyorum. Amerikan Büyükelçiliğinin diplomatlarına yönelik olarak randevu alınmada güçlükle karşılaştığı konusunda, yanılmıyorsam geçtiğimiz günlerde, basında bir haber yayımlanmıştı. Tahmin ediyorum bunu kastediyorsunuz. Böyle bir durum yok. Amerikan Büyükelçiliği personeli randevu talep ettiği zaman, tabii ki normal, mutad usuller, diplomatik usuller dairesinde diğer Büyükelçilikler gibi randevularını almakta, görüşmelerini yapabilmektedir. Bunda bir kısıtlama yok.

EİT Zirvesi’ne kimlerin katılacağı konusunda şu aşamada netleşmiş bir liste yok. Tabii ki İran da üye. Devlet Başkanları olduğu için birçok Devlet Başkanının gelmesini bekliyoruz, ama şu anda bende netleşmiş bir liste yok.

SORU: Selçuk Bey, özür ve tazminat gelirse Büyükelçi gidecek mi?

CEVAP: Daha önce de söylediğimiz gibi bunlara, şu aşamada hiç girmiyoruz. Bizim beklentilerimiz belli, taleplerimiz malum, temaslarımız sürüyor. Tabii ki yangın, yani İsrail’de ortaya çıkan yangın, sonucunda biliyorsunuz İsrail Başbakanı Netanyahu önce kamuoyunun önünde ülkemize teşekkür etti. Sonra Sayın Başbakanımızı aradı, bilahare yangın söndürmeye giden, uçaklarımızı ziyaret etti. Sonra bu konuda Maslahatgüzarımıza bir plaket verildi. Bunlar tabii ki olumlu bir atmosfer yaratmıştır. Sorunun dostça çözülmesini isteyen bir tarafın uzattığı el havada kalmamıştır, kalmayacaktır, ama bu beklentilerimizi değiştirmez.

SORU: Selçuk Bey, Sayın Müsteşarın Cenevre’de yaptığı görüşmelerdeki karşıtı İsrailli BM Komitesi’nin temsilcisiydi. Acaba İsrail’in bu BM’ye raporunu ne zaman sunacağıyla ilgili Türk tarafına bir bilgi verildi mi? Bir de bu rapor içerisinde de İsrail’in bir şekilde özür dileyeceği söyleniyor. Bununla ilgili bilgi verebilir misiniz?  Bir de İran’la ilgili bir sorum olacak. Dün Sayın Bakan İran’la ilgili olarak Ocak ayında yapılacak toplantı için Türkiye’nin sadece ev sahibi olacağını söyledi. Yani burada Türkiye’nin rolü sadece lojistik sağlamaktan mı ibaret olacak? Çünkü Tahran Deklarasyonundan sonra acaba Türkiye’nin rolünde, arabuluculuk rolünde bir gerileme oluyor diyebilir miyiz?

CEVAP: Teşekkür ederim, Sayın Müsteşarımızın yaptığı görüşmedeki karşıtını zaten ismen siz de söylediniz. Üç kişilik bir heyetle görüşmeyi yaptı, fakat bu görüşmelerde karşı taraftan gelmiş talepler veyahut bize iletilmiş  olan öneriler ya da bizim önerilerimiz, tekliflerimiz konusunda içerikle ilgili olarak şu aşamada biliyorsunuz bilgi vermiyorum.

Diğer konuyu Sayın Bakanımız da dün açıkladı. Ona atıfta bulunuyorsunuz, o toplantıya atıfta bulunuyorsunuz sanırım. 24 Ocak’la başlayan hafta, P5+1 ülkelerinin İran’la yapacağı görüşmeye ev sahipliği yapacağız. Buradaki rolümüz tabiatıyla ev sahipliğiyle sınırlı. Bildiğiniz gibi Türkiye, P5+1 görüşmelerinin bir tarafı değil. Ancak geçmişte de olduğu gibi konunun diplomasiyle çözülmesi gerektiğine inanan bir ülke olarak, eğer bizden bir katkı istenirse, bu görüşmelere giden süreçte, sırasında veya sonrasında tabiatıyla elimizden geleni yapmaya gayret edeceğiz, bunu zaten daha önce de kamuoyuyla paylaştık. Bu konudaki tutumumuz da bu noktada.

SORU  : Efendim şimdi bu Wikileaks ile ilgili olarak Bakanlıkta çeşitli bölümlerinde çalışmalar yapılıyordu, tutanaklar karşılaştırılıyordu. Acaba herhangi bir aykırılık, herhangi bir çelişki görüldü mü? Sağolun.

CEVAP: Bu konuya da daha önce değindik. Birçok soru geldi biliyorsunuz. Öncelikle Wikileaks belgeleri konusunda birebir herhangi bir yorumda bulunmuyoruz. İkincisi, her ülke gibi biz de tabiatıyla bu belge olduğu iddia edilen metinlerin içeriğini inceliyoruz.  Bunun için de Dışişleri Bakanlığı bünyesinde bir çalışma başlattık. Birim ya da grup ya da çalışma grubu diyebileceğimiz meslektaşlarımızın yaptığı çalışma, şu aşamada bu belgeleri incelemekten ibaret. Bunların içeriğiyle ilgili olarak, kendi çalışmamızın içeriğiyle ilgili olarak da şu aşamada bilgi vermenin çok erken olduğunu düşünüyoruz, çünkü öncelikle bunların hangisi doğru, ne kadarı doğru, onlara bakmak gerekiyor, ya da doğru mu, kısmen mi doğru, dezenformasyon ihtimali var mı? Örneğin geçtiğimiz günlerde başka konu oldu biliyorsunuz. Bir telgraf olduğu iddia edilen bir metnin içeriği bir yabancı ülke basınında aktarıldı, fakat atıfta bulunulan bu telgraf sonra internet sitelerinde bulunamadı. Bu da çeşitli soru işaretleri yarattı. Dolayısıyla biz şu aşamada birçok bilinmeyen noktada kendi incelememizi yapmakla yetiniyoruz, o kadarını söyleyebilirim.

SORU: Selçuk Bey, Fransa mali kaynaklarını incelemek üzere hafta içinde PKK’ya yönelik olarak bir operasyon yaptı. Acaba Türkiye’ye, Ankara’ya ulaşan bir detay var mı ya da o çerçevede bizim Fransa’dan bilgi talebimiz oldu mu?

CEVAP: Birçok AB ülkesiyle olduğu gibi, Fransa’yla da bu konuda bir diyaloğumuz var. Bu diyalog çerçevesinde tabii ki terörle mücadele konuları da görüşülüyor. Bu en son yapılan operasyon hakkında da bilgi alışverişi sürüyor. Bu kadarını söyleyebilirim.

SORU: Selçuk Bey, Sayın Cumhurbaşkanı geçtiğimiz günlerde Ermenistan’la ilgili süreçte birtakım adımların, birtakım gelişmelerin olacağını söyledi. Böyle bir adım beklemeli miyiz? Bir de bilmediğim için soruyorum. Bu Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’nın üyeleri arasında Ermenistan ya da Özbekistan var mıdır?

CEVAP: Son sorunuzdan başlayayım, hatta tam üyeleri müsaade ederseniz okuyayım. Zirvenin yani EİT’nin üyesi olan ülkeler; İran, Pakistan, Afganistan, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Tacikistan ve Türkmenistan, ama tabii çeşitli uluslararası kuruluşlar ve misafir olarak ülkeler de davet edildi, fakat bende şu anda o yönde bir bilgi yok, yani Ermenistan’ın katılımı konusunda. Ermenistan’la olan protokollerin son durumunu biliyorsunuz, Meclis Komisyonu’nda. Buradaki tutumumuz da belli, bunu daha önce kamuoyuyla paylaştık. İsviçre’nin daha önce yaptığı gibi belirli bir, arabuluculuk demeyeyim de, bir çözüm bulma yönündeki isteği ve iradesini de muhafaza ettiğini görüyoruz.  Bunun ötesinde şu aşamada söylenebilecek bir husus yok.

SORU: Levent Bilman BM’de sanırım yeni bir görev aldı. Dün Davutoğlu konuşmasında açıkladı. Bu nasıl bir süreçti, seçimle mi oldu?

CEVAP: Şöyle söyleyeyim; Yeni Delhi Büyükelçimiz Sayın Levent Bilman’ın BM içinde bir göreve aday olduğu ve bu adaylığının kabul edildiği, yani görevin kendisine verileceği yönünde bize ulaşan gayriresmi bir bilgi var. Müjdeli haberi bilahare resmi olarak vermek istiyoruz. Dolayısıyla bu aşamada isterseniz BM’nin önce bir açıklama yapmasını bekleyelim, çünkü bu bir seçim süreciydi. Seçim sürecinin tamamlandığını biz gayriresmi olarak öğrendik, ama müjdeli haberi bilahare resmi olarak da vereceğiz. Fakat hemen şunu söylemeliyim ki, Yeni Delhi Büyükelçimiz Sayın Bilman’ın hakkında bu müjdeli haber gelirse, ki ümit ediyoruz, bu Türkiye’den birçok yetkilinin birçok yerde önemli görevler alması konusunda bir başka adım olavaktır. Keza yeni bir bilgi de, AİHM’e aday gösterilecek yargıçları değerlendirmek ve yeterliliklerini incelemek üzere kurulan Danışma Paneline de bizim tarafımızdan aday gösterilen Yargıtay eski Başkanı Sayın Sami Selçuk’un seçilmesidir. Bu da yeni gelen haberlerden biri. Dolayısıyla bütün bunlar Türkiye’nin, çok taraflı Türk diplomasisinin artan ağırlığını teyid etmektedir.

SORU: Bu resmi bir bilgi mi?

CEVAP: Bana ulaşan bilgi şu aşamada gayriresmi, o nedenle her ikisi de gayriresmi bilgi.

SORU: Sami Bey’in seçildiği görevi tekrar eder misiniz? Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne…

CEVAP: Aday gösterilecek yargıçları değerlendirecek kurulun, yani Danışma Paneli’nin üyeliği. Bu coğrafi dağılıma göre belirlenen bir panel, toplam 7 kişiden oluşuyor, diğer 7 kişinin ismi de anladığım kadarıyla gayriresmi olarak belirlenmiş durumda.

SORU: Şimdi Selçuk Bey, AB ile bu Dönem Başkanlığı sırasında  herhangi bir başlık açılmayacağı anlaşılıyor. AB yetkilileri bu konuda Türkiye’nin gerekli olan teknik çalışmaları yapmadığını belirterek, yani Türkiye’yi biraz suçluyorlar. Acaba bu konudaki bir değerlendirmede bulunur musunuz?

CEVAP: Burada kastedilenin rekabet faslı olduğunu anlıyorum. Rekabet faslındaki çalışmanın karşılıklı olarak belki de tam sonuca ulaşmadığı anlaşılıyor. Bu dönem, fasıl açılamayacağını anlıyoruz şu aşamada, tabii son ana kadar çalışmalarımız sürecek, ama bu konudaki gelişmeleri takip etmeyi sürdüreceğiz.

SORU: Bu eleştirilere katılmıyor musunuz? Yani bu Türkiye’den kaynaklanan bir problem midir?

CEVAP: Yok tamamen bizden kaynaklandığını söylemeyiz. Tabii ki herkesin üzerine düşeni yapması gereken şeyler var.  Ancak şu aşamada ben, faslın açılamayacağını anlıyorum.

SORU: Peki Selçuk Bey, bu Aralık’ta Hükümetlerarası Konferansa Türkiye’den de bir katılım olacak mı, Brüksel’deki Zirve’ye?

CEVAP: Bilmiyorum, onu sorup öğreneyim.

SORU: Selçuk Bey, Wikileaks belgelerinden sonra biraz geri planda kaldı, ama füze kalkanını çok yakın zamana kadar tartışıyorduk. Füze kalkanıyla ilgili Türkiye’de bir parçası olacağı anlaşılıyor ve Karadeniz’de de etkin bir biçimde bunun kullanılacağı öngörülüyor. Biliyorsunuz Montrö Boğazlar Sözleşmesi birçok geminin geçişini, Boğazlar’dan geçişini özellikle silah yüklüyse 21 günden fazla kalmasını engelliyor. Türkiye Karadeniz ile ilgili olarak ne gibi bir tasarrufta bulunacak? Herhangi bir geminin geçmesine, füze kalkanı kapsamında, füze ya da radar gemisinin geçmesine izin verecek mi, bu konuda pazarlıklar yürüyor mu?

CEVAP: Lizbon Zirvesi ertesinde bu konudaki teknik çalışmalar tabiatıyla devam edecek. Ancak sizin söylediğiniz gibi, belirli bir bölge, belirli bir bölgeden geçiş, belirli bir bölgeye çeşitli malzemenin, teçhizatın, vesairenin konuşlandırması gibi teknik detaylar şu aşamada ele alınmıyor. Bu konudaki görüşmeler NATO çerçevesinde başlayacak, bilahare detaylandırılarak sürecek.

SORU: Selçuk Bey, Afganistan-Pakistan Zirvesi ne düzeyde, Başbakanlar düzeyinde mi, Devlet Başkanları düzeyinde mi olacak?

CEVAP: Devlet Başkanları düzeyinde.

SORU: Bir de Sayın Bakanın Amerika temasları sırasında şu anda öngörülen bir ikili görüşme var mı?

CEVAP: Çeşitli randevu talepleri üzerinde çalışılıyor. Ancak şu aşamada netleşmiş bir program yok, yani Amerikan Başkan Yardımcısı Biden’ın başkanlığında yapılacak Güvenlik Konseyi Toplantısı’na katılmasının haricinde, bu alandaki çalışmalar yapılıyor.

Başka soru olmadığını anlıyorum. Teşekkür ediyorum.