Avrupa Birliği Adalet Divanı tarafından 28 Nisan tarihinde alınan Orams davasına ilişkin kararın müzakere sürecinde belirlenmiş parametrelere, kurulacak yeni Ortaklık’ın doğasına, dolayısıyla Ada’da bir yılı aşkın süredir sürdürülmekte olan müzakere sürecine aykırı olduğu hususu Bakanlığımızın 29 Nisan tarihli açıklamasında vurgulanmıştır.
Orams Kararı’nda atıfta bulunulan “Kıbrıs Cumhuriyeti” 1960 yılında kurulan Ortaklık Devleti değildir. Kıbrıs Rumları, Kıbrıs Türkleri’ni veya Ada’nın tamamını temsil etmeye yetkili olmadıkları gibi, eşit siyasi statüye sahip Kıbrıs Türkleri üzerinde yetki veya egemenlikleri bulunmamaktadır. Yargı kararlarıyla “Kıbrıs Cumhuriyeti”nin Kıbrıs Türkleri’ne dayatılması çabalarının sonuç doğurmayacağı aşikardır.
Türkiye, Kıbrıs sorununa siyasi çözüm bulunması kararlılığını muhafaza etmekte, adil ve kalıcı çözümün bölgenin barış ve istikrarına önemli katkılar sağlayacağına inanmaktadır. Bu bağlamda Türkiye BM Genel Sekreteri’nin yerleşik BM parametreleri uyarınca yeni bir Ortaklık Devleti kurulmasını hedefleyen çabalarını desteklemeyi sürdürecektir.
Kapsamlı çözüm çerçevesinde ortaya çıkacak yeni Ortaklık Devleti siyasi eşitliği ve eşit statüyü haiz iki Kurucu Devlet’e sahip olacaktır. Kapsamlı Çözüm Anlaşması, Türkiye ve Yunanistan’ın da katılımıyla ilgili taraflar arasında imzalanacaktır.
Son olarak Orams Davası’nda görüldüğü üzere, bazı ferdi mahkeme kararlarıyla bu sürece zarar verilmeye çalışılması kabul edilemez. Çözüm BM parametreleri ve zemininde sağlanacaktır.