Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Ve Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’in İslami Yakınlaşmaya İlişkin Ortak Bildirisi, 13 Nisan 2016, İstanbul

Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Nursultan Nazarbayev’in 14-15 Nisan 2016 tarihinde İstanbul’da düzenlenecek 13. İslam Zirvesi öncesinde 13 Nisan 2016 tarihinde Türkiye’ye gerçekleştirdiği çalışma ziyaretinde cereyan eden ikili görüşmeleri takiben,

22 Ekim 2009 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti ile Kazakistan Cumhuriyeti arasında imzalanan “Stratejik Ortaklık Anlaşması” çerçevesinde;

Kazakistan ve Türkiye halkları ve sivil toplumları arasında ortak tarihi ve kültürel ilişkilere dayanan kuvvetli bağların yanısıra; tüm siyasi, ekonomik ve sosyal alanları içine alan kapsamlı bir ortaklığa sahip olarak;

Kazakistan ve Türkiye arasındaki ikili ilişki ve işbirliğinin daha da geliştirilmesinde önemli rol oynayan üst düzey ziyaretler ile siyasi istişarelerin düzenli olarak gerçekleştirilmesi ilkesine bağlı kalarak;

Birleşmiş Milletler Şartı ve İslam İşbirliği Teşkilatı Şartı’nın uluslararası barış ve güvenliğin korunmasını, ülkeler arasındaki dostane ilişkiler ile işbirliğinin geliştirilmesini amaçlayan hedef ve prensiplerine bağlılıklarını teyit ederek;

Ekonomik sorunlar, medeniyetlerarası ihtilaflar, terörizm tehdidinin görülmemiş şekilde artması, organize suçlar, göç ve yoksulluk gibi küresel sınama ve tehditlere karşı ortak çaba sarfedilmesi hususundaki ivedi ihtiyacın farkında olarak;

Uluslararası ilişkilerdeki hızlı dönüşümün merkezinde yer alan İslam Dünyası'nın, çok sayıda çatışma, devletlerarasında bozulan ilişkiler ve azalan işbirliğinin eşlik ettiği zorlu bir dönemden geçtiğinin bilincinde olarak;

Bazı önde gelen Müslüman ülkeler arasında, İslam Ümmetinin birliğini tehdit ederek ve İslami dayanışmaya zarar vererek derinleşmekte olan ihtilaflar konusundaki kaygılarını ifade ederek;

Çözüme kavuşturulamamış tarihi sorunların, istikrarsızlığın ve terörle mücadelenin Müslüman ülkelerin esasen kalkınma hedeflerine yönlendirilebilecek muazzam kaynaklarını tükettiğini mütalaa ederek;

Devletlerin meselelerine karışmama ilkesinin milletlerin barış içinde beraber yaşamalarının esasını teşkil ettiği kanaatinde olarak;

Uluslararası uyuşmazlıkların BM Şartı çerçevesinde barışçıl yöntemlerle çözümlenmesinin ve uluslararası barış, güvenlik ve adaletin tehlikeye atılmamasının tüm devletler için eşit ölçüde önemli olduğunu gözönünde bulundurarak;

Dünya toplumlarının barışçıl ve müreffeh geleceğini sağlama sorumluluğunun bilincinde olarak; devletler ile halklar arasında iyi ilişkiler geliştirme arzusu ve toplumların her türlü güvenlik tehdidinden bağımsız olarak yaşamalarına ilişkin koşulların sağlanması ilkeleri doğrultusunda;

Uluslararası ilişkilerde hoşgörünün ve uzlaşma, barışa karşı tehditlerin ortadan kaldırılması ve işbirliği ile iletişimin güçlendirilmesi bakımından mühim bir araç olan diyaloğun önemini vurgulayarak;

İslam Dünyası’nın muhtelif bölgelerinde artan gerilim ile derinleşen siyasi, ekonomik ve insani problemler bağlamında, İstanbul, Türkiye Cumhuriyeti’ndeki İslam İşbirliği Teşkilatı 13. İslam Zirvesi Konferansı’nın zamanlamasının önemine işaret ederek;

13. İslam Zirvesi Konferansı’nın “Adalet ve Barış için Birlik ve Dayanışma” olarak belirlenen temasını bütünüyle nazar-ı itibara alarak;

Aşağıda ifade edilen hususlarda mutabık kalmışlardır:

1. Birleşmiş Milletler ve İslam İşbirliği Teşkilatı’nın devletlerin milli sınırlarının kutsallığı, toprak bütünlüğüne ve egemenliğine saygı, diğer devletlerin içişlerine karışmama, devletlerarasındaki çatışma ve uyuşmazlıkların barışçıl müzakerelerle çözümlenmesi konularındaki temel prensiplerini teyit ederiz.

2. İslami dayanışma ruhuna bağlılığımızı kuvvetli bir şekilde teyit eder; İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi devletleri, devletlerarası ilişkilere dair meseleler ile çatışma ve uyuşmazlıkların çözümü konusunda iyi niyet ve yapıcı tutum sergileyerek, İslam Dünyası’ndaki ilişkilere yönelik yeni bir paradigma geliştirmeye davet ederiz.

3. İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi devletleri, İslam Dünyası’nda devletlerarası ilişkilerde mevcut sorunlara ilişkin olarak, ortak değer ve çıkarları vurgulayan bir gözden geçirme süreci başlatmaya davet ederiz.

4. İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi devletlerini, İslami yakınlaşmayı desteklemeye ve gelecek yıllarda İslam Ümmeti için yeni bir siyasi platform olarak değerlendirmeye davet ederiz.

5. İslami yakınlaşma sürecinin gelişmesi konusunda Birleşmiş Milletler ve İslam İşbirliği Teşkilatı’nın uluslararası çatışmaların önlenmesi ve bunların barışçıl yollarla çözümlenmesi konusundaki merkezi rolünü; ayrıca İslam İşbirliği Teşkilatı’nın İslami yakınlaşma sürecinin ilerletilmesi bakımından diğer uluslararası ve bölgesel örgütlerle geliştireceği işbirliğini memnuniyetle karşılarız.


6. İslam İşbirliği Teşkilatı’nın İslami yakınlaşma sürecinin ilerletilmesi konusunda görev üstlenmesini teklif eder; İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri’nin sözkonusu inisiyatifin hedeflerine ulaşmasını teminen öneriler ortaya koymak amacıyla kapsamlı bir durum incelemesi gerçekleştirmesini talep ederiz.

7. İslami yakınlaşma konusunun, İslam İşbirliği Teşkilatı Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı ve Devlet ve Hükümet Başkanları Zirveleri’nin kalıcı gündem maddesi olmasını teklif ederiz.

8. İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi devletleri, uluslararası ilişkilerdeki gerilimin azaltılmasına ve süregelen sorunları çeşitli istişare mekanizmaları oluşturmak, diplomatik misyonların imkânlarından faydalanmak, parlamentolararası diyalog, hükümetdışı örgütler ve güven artırıcı önlemler geliştirmek suretiyle çözümlemeye yönelik somut adımlar atarak, İslami yakınlaşma inisiyatifinin hayata geçirilmesine katkı sağlamaya davet ederiz.


İstanbul, 13 Nisan 2016