KALICI ORTAKLIĞIN EŞİĞİNDE TÜRKİYE VE AFRİKA
Afrika muazzam bir değişim yaşamaktadır. Olumlu yöndeki bu değişim, yoğun çalışma, direnç ve azimle yoksulluk sayfasını çevirmeye kararlı gençlisi ve yaşlısı da dahil olmak üzere Afrikalı toplumların tüm katmanları tarafından teşvik edilmektedir. Afrika’nın geleceğinin ümit verici olduğuna inanmamız için pek çok sebebimiz var. Aslında, Kıta'daki olumlu ivmeyi azalan jeopolitik riskler, sürdürülebilir istikrar, ekonomik büyüme, genişleyen ticaret, refah seviyesinin artması ve daha iyi yaşam koşullarının yansımasında görebiliriz. Barışın ve güvenliğin önündeki sınamalar halen varlığını sürdürmekle birlikte, bu sınamaların üstesinden kesinlikle gelinebileceğine inanıyoruz.
Geleceğe baktığımızda, ülkemiz Afrika ile işbirliğini yeni alanlara doğru genişletmede her zamankinden daha kararlıdır. Uzun süreli ve verimli ilişkiler için sağlam bir zemin inşa edilmesine yardımcı olacak, karşılıklı fayda temelinde bir ortaklık geliştirilmesi arayışındayız. Tarih, geçmişteki sömürgeci güçlerin aksine, bizim yanımızdadır. En önemli artılarımızın başında insani ilişkiler gelmektedir. Türkiye’nin Kıta ile Osmanlı İmparatorluğu dönemine kadar uzanan, derin tarihi ve kültürel bağları bulunmaktadır. Ayrıca, insani münasebetlerin beşeri temasların teşvik edilmesi suretiyle geliştirilmesine önem vermekteyiz. Uluslararası ulaşımda milli taşıyıcımız Türk Hava Yolları, Kıta’daki 51. uçuş noktası olarak ahiren Konakri’yi listesine eklemiştir. Kıta’daki 32 ülkeye ulaşımı kolaylaştırarak, Afrikalıların hem Türkiye hem de dünya ile etkileşiminin gelişmesine katkı sağlamaktayız.
Uzun süreli ilişkiler için güçlü siyasi kararlılık
Afrika ile işbirliği yapma konusunda siyasi irademizin kesinliğine de vurgu yapmak isterim. Kararlılığımız, Afrika’ya büyük önem atfeden Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın yoğun ilgisinde akis bulmaktadır. Sayın Cumhurbaşkanımız, yalnızca Afrika ülkelerine ziyaretlerde bulunmak ve Afrikalı liderleri Türkiye’de ağırlamakla yetinmemekte, iş çevrelerini, üniversiteleri, STK’ları, araştırma merkezlerini ve halkları da aralarındaki ilişkileri karşılıklı olarak güçlendirme yönünde teşvik etmekte, tüm konuların açık ve samimi bir şekilde ele alınabilmesini teminen, karşılıklı güven, itimat ve ortak fayda oluşturulmasını sağlamaktadır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz on yılda önce Başbakanlık ve sonra Cumhurbaşkanlığı dönemine denk gelen süre içinde, 23 Afrika ülkesine 30’dan fazla ziyarette bulunmuştur. Bu sayı, Afrikalı olmayan bir lider için rekordur. Ayrıca, 2016 yılında birçok Afrika Devlet Başkanını ülkemizde ağırlamaya devam ettik. Etiyopya, Gine, Sierra Leone ve Somali Devlet Başkanlarının bu yılın ilk yarısında Türkiye’ye yaptıkları ziyaretler, gerek ülkemizde gerek ülke dışında Afrika politikamızın görünürlüğüne katkı sağlamıştır.
Kıtadaki diplomatik varlığımızın da giderek artmakta olduğunun altını çizmek gerekiyor. Bugün, 39 Türk Büyükelçiliği Kıtanın farklı ülkelerinde faaliyetlerine devam etmektedir. Aynı şekilde, Ankara’daki Afrika Büyükelçiliklerinin sayısında da önemli bir artış kaydedilmiştir. Son olarak, Tanzanya Büyükelçiliğinin açılmasıyla birlikte, toplam sayı 33’e yükselmiştir.
Bir yandan Afrika ülkeleriyle ikili bağlarımızı geliştirmeye çalışırken, diğer yandan da Afrika Birliği ile geniş bir işbirliği mekanizması tesis etmekteyiz. Afrika’yla ilişkilerimizin gelişiminde 2008 yılı özel önemi haizdir. Sözkonusu yıl içinde Afrika Birliği Türkiye’yi stratejik ortak olarak ilan etmiş ve “Birinci Türkiye-Afrika İşbirliği Zirvesi” İstanbul’da düzenlenmiştir. Bahsekonu zirve, 2014 yılında Ekvator Ginesi’nde tertiplenen “İkinci Türkiye-Afrika Ortaklık Zirvesi”ne giden yolda istikrarlı ve sürdürülebilir bir işbirliği sürecinin başlangıcı olmuştur. Üçüncü Zirvenin ise 2019 yılında İstanbul’da düzenlenmesi öngörülmektedir. Afrika ülkeleriyle ikili ilişkilerimizin güçlenmesi ve çeşitlenmesi ile Afrika Birliği’yle kurumsal bağlarımızın gelişmesiyle birlikte, “Afrika’ya Açılım Politikamız”ı daha yerinde bir kavram olarak “Türkiye’nin Afrika Ortaklık Politikası” şeklinde yeniden tanımladık.
Afrikalı sorunlara Afrikalı çözümler: Ortaklık Politikamızın sloganı
Ortaklık politikamız samimi bir öze ve açık bir yönelime sahip olup, yalnızca dikkat çekme amacı güden bir dış politika aracı olarak görülmemelidir. Afrika’yla işbirliği konusunda mutlak kararlılığımızı kapsayan bu anlayış, aynı zamanda iki yönlü etkileşim yaratma isteğimizi de yansıtmaktadır. Bu bağlamda, Afrika Ortaklık Politikamızın düsturu “Afrika sorunlarına Afrikalı çözümler” ilkesidir. Bu çerçevede, Afrikalı ortaklarımızla işbirliğimizde Afrika sahiplenmesini teşvik etmek üzere her türlü çabayı sarf etmekteyiz.
Sürdürülebilir ekonomik kalkınmanın Afrika’nın geleceği açısından kaçınılmaz olduğu görüşündeyim. Bu kritik değişim döneminde, kıtayla tecrübe paylaşımı ve kazananlar ve kaybedenlerle sonuçlanan sıfır toplamlı bir oyun yerine “kazan-kazan” senaryosu temelinde bir ekonomik işbirliği modelinin geliştirilmesi açısından, Türkiye’nin en uygun ülke olduğunu düşünüyorum. Afrika’daki toplam Türk yatırımları yakın zaman önce 6 milyar ABD Doları eşiğini aştı. Bu yatırımlar, ihtiyaç duyulan istihdam yaratımı ve altyapı oluşumuna katkı vermekte, yerel ekonomileri desteklemekte ve Afrika’dan üçüncü ülkelere nihai ürün ihracatını artırmaktadır. Kıtayla ticaretimizde de hızlı bir artış kaydedilmekte olup, ticaret hacmimiz 2016 yılında 2003 yılına kıyasla dört katlık bir artışla 16,8 milyar ABD Dolarına ulaşmıştır. Türk ve Afrikalı işadamlarını biraraya getiren forumlarla birlikte ticaret ve tarım gibi alanlarda Bakan düzeyinde toplantılar organize ederek Afrika Birliğinin ekonomik kalkınma planı niteliğindeki “2063 Gündemi”nin uygulanmasına da katkı sağlamaya çalışıyoruz.
Afrika’ya insani ve kalkınma yardımında en ön sırada olmak
Türkiye, Afrika’daki insani krizlerin üstesinden gelme çabalarına da aktif destek vermektedir. 2011 yılından bu yana Somali’ye yönelik uzun soluklu angajmanımız bu bakımdan çok iyi bir örnektir. Doğal ya da insan kaynaklı afetlerin gözlerimizin önünde yüzbinlerce insanın yaşamını mahvetmesine ve gelecek nesillerin hayatlarını tehlikeye atmasına karşı, bekle ve gör anlayışıyla hareket edemeyeceğimizi düşünüyoruz. Son dönemde Doğu Afrika’da yaşanan kuraklık felaketini örnek alalım. Mart ayının başında, Türk Kızılayı “İnsanlığın Umudu Ol” isimli bir ulusal yardım kampanyası başlattı. Kampanyanın ilk adımı olarak, Türk Kızılayı ve Türkiye İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) ihtiyaç duyulan insani yardım malzemesini Somali’ye ulaştırmaya başlamıştır. Bununla birlikte, kuraklık ve açlık kısır döngüsünü kırarak, soruna kalıcı çözüm bulunması elzemdir. Bu nedenle, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Zirve Dönem Başkanı olarak, İİT tarafından Doğu Afrika’da kuraklıktan etkilenen ülkelerde sürdürülebilir projeler hayata geçirilmesini hedefleyen bir girişime öncülük ediyoruz.
15 Temmuz 2016 tarihinde Türkiye, 249 vatandaşının vahşice öldürüldüğü, 2000’den fazla masum sivilin yaralandığı Fetullah Gülen terör örgütü (FETÖ) tarafından düzenlenen hain darbe girişiminin hedefi olmuştur. Demokrasimize ve temel özgürlüklerimize kasteden bu girişimin ardından Türkiye ile sergiledikleri destek ve dayanışma için Afrikalı dostlarımıza teşekkür etmek istiyorum. FETÖ Afrika’daki mevcut ağıyla yalnızca Türkiye için değil, Afrika ülkeleri ve bu ülkelerin liderleri için de tehdit oluşturmaktadır. Halihazırda, birçok Afrika ülkesi hızlı ve doğru bir şekilde FETÖ’ye karşı harekete geçerek, FETÖ iltisaklı okulları kapatmış veya Türk Maarif Vakfına devretmiş, FETÖ iltisaklı örgütleri de yasaklamıştır. Tüm Afrikalı dostlarımızı aynı tavrı almaya davet ediyoruz.
Sonuç olarak, Afrika ile işbirliği vizyonumuzun eşitlik, şeffaflık ve sürdürülebilirlik temelinde, karşılıklı kazanç politikasına dayandığının altını çizmek isterim. Türkiye olarak girişimci ve insani politikamızla Afrika’ya elimizi uzatmaktayız. Bu arzumuzun daha iyi bir Afrika vizyonuna sahip Afrikalı kardeşlerimiz tarafından da paylaşıldığını görmekten memnuniyet duyuyoruz.