UNCTAD XI Sao Paulo Konferansı
UNCTAD XI Sao Paulo Konferansı

Mustafa Pulat (*)


Genel

Birleşmiş Milletler (BM) Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD), ticaret, kalkınma ve yoksulluk sorunlarının ele alınması amacıyla 1964 yılında kurulmuştur. UNCTAD, BM sisteminde anılan konuların yanı sıra yatırım, teknoloji ve sürdürülebilir kalkınma ile ilgili hususlara ilişkin temas noktası işlevi görmektedir.

UNCTAD, kalkınma araştırmaları, ekonomik-ticari-mali siyaset analizleri yapma, veri toplama ve GYÜ’lere bu alanlarla ilgili olarak eğitim ve teknik yardım sağlama faaliyetlerinde bulunmaktadır. UNCTAD aynı zamanda, kalkınma konularının, uzmanlarının da katılımlarıyla üye ülkelerin hükümet temsilcileri arasında görüşülmesini ve bu konular hakkında bilgi ve deneyim teatisini sağlayan hükümetler arası bir tartışma forumu niteliği de taşımaktadır.

UNCTAD, Gelişme Yolundaki Ülkelerin (GYÜ) ve En Az Gelişmiş Ülkelerin (EAGÜ), ticaret ve kalkınma konularındaki ihtiyaçlarını ve önceliklerini dikkate alarak, bu ülkelerin kalkınmalarını sağlamaya yönelik alternatif politikalar geliştirmeye çalışmaktadır. UNCTAD, bu ülkelerin, uluslararası ticaret, kalkınma ve ilgili diğer konularda yetişmiş, deneyimli insan gücü sıkıntılarının aşılmaya çalışılmasında teknik yardım programları sağlamakta ve uluslararası ticaret ve kalkınma politikalarının belirlenmesinde yönlendirmede bulunmaktadır.

UNCTAD, uluslararası ticaret, kalkınma, ekonomi, mali ve diğer konularda danışmanlık hizmeti veren ve üyelerine bu konuları tartışma ortamı yaratan bir uluslararası örgüt hüviyetiyle, ülkelerin çeşitli konulardaki farklı siyasetlerini yakınlaştırma ve uzlaşmayı sağlama ilkesi çerçevesinde faaliyet göstermektedir. Bu bağlamda, UNCTAD kararları tavsiye/temenni niteliği taşımaktadır. Diğer yandan, GYÜ’ler bakımından UNCTAD’ın önemli bir işlev gördüğüne inanıldığından, bağlayıcı olmamakla birlikte, UNCTAD kararlarının uluslararası planda sınırlı bir ağırlığı bulunduğunu söylemek mümkündür. UNCTAD kararlarına DTÖ gibi platformlarda tezlerini güçlendirici şekilde GYÜ’lerce atıfta bulunulmaktadır.

UNCTAD faaliyetlerinin, GYÜ ve EAGÜ’lerin kalkınmalarına bir ölçüde destek sağlamış olduğu kabul görmekle beraber, UNCTAD’ın genel olarak kuruluş amaçlarına ulaşamadığı yönünde güçlü bir kanı mevcuttur. Bunun karmaşık ve birbirleri ile bağlantılı nedenleri arasında, UNCTAD’ın üyelerine geniş bir çerçevede haklar ve imkanlar sağlarken, üyelerinin UNCTAD’a karşı mali, teknik ve diğer yükümlülüklerinin sınırlı kalabilmesi, UNCTAD görev tanımının gerçekçi kabul edilemeyecek derecede geniş kapsamlı tutulması, UNCTAD’ın GYÜ (G-77 Grubu) ve GÜ’lerden (B Grubu-ülkemiz bu gruba dahildir) oluşan iki ana blok tarafından yönlendirilmesi ve iki taraf arasındaki keskin görüş farklılıklarının ve fikri çatışmaların örgütün sağlıklı işleyişini engellemesi gibi hususlar bulunmaktadır.


UNCTAD XI Konferansı

Her dört yılda bir düzenlenen ve UNCTAD’ın 4 yıllık çalışma programının belirlendiği konferansların on birincisi Brezilya’nın Sao Paulo kentinde 13-18 Haziran 2004 tarihlerinde düzenlenmiştir.

UNCTAD’ın ve GYÜ’leri BM sisteminde bir araya getiren G-77 ve Çin Halk Cumhuriyeti Grubu’nun 40. kuruluş yıldönümleri UNCTAD XI. Sao Paulo Konferansı ve konferans marjında düzenlenen etkinliklerle kutlanmıştır. Konferansa 160’dan fazla ülkeden yaklaşık 3 bin yetkili, basın mensubu ve çeşitli uluslararası örgütlerden görevliler katılmışlardır. Konferansa, ev sahibi Brezilya’nın Devlet Başkanı Lula’nın yanı sıra Latin Amerika ve Afrika ülkelerinden Devlet Başkanları, birçok AB üyesi ülke ve GYÜ’den Bakan düzeyinde katılım sağlanmış, bir önceki UNCTAD X Konferansı’nın ev sahipliğini yapan Tayland geniş bir heyetle ve Başbakan düzeyinde konferansa iştirak etmiştir. Konferansta ayrıca, BM Genel Sekreteri Kofi Annan, Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) Genel Müdürü Supachai, OECD Genel Sekreteri Johnston ve UNCTAD Genel Sekreteri Ricupero da hazır bulunmuşlardır.

UNCTAD XI Konferansı’nda, Bangkok’ta 2000 yılında düzenlenmiş olan UNCTAD X Bangkok Eylem Planı’nın halen geçerli olduğu kabul edilmiştir. Bunun yanı sıra, Sao Paulo Uzlaşması, UNCTAD’ın Teknik İşbirliğine İlişkin Ortaklıkları Hakkında Ek, “Sao Paulo Ruhu” isimli ev sahibi ülke Brezilya’nın sorumluluğunda hazırlanmış olan bildiri, EAGÜ Bakanlar Toplantısı, Parlamentolar Toplantısı, Denize Çıkışı Olmayan GYÜ’ler Bakanlar Toplantısı, G-77 Grubu Bakanlar Toplantısı ve Sivil Toplum Kuruluşları (STK) Forumu Bildirileri konferansta kabul edilmiştir. Ayrıca, STK’lar arasında görüşülen “Adil Ticaret Bildirisi” ve Güney-Güney ticaretinin (GYÜ’ler arasındaki ticaretin) geliştirilmesi hakkındaki “Uluslararası Ticarette Yeni Coğrafya” başlıklı belgeler de konferansta yayınlanmıştır .

Sao Paulo Uzlaşması, UNCTAD’ın önümüzdeki dört yıllık çalışma programını ve uluslararası ekonomik sistem hakkındaki saptamaları, değerlendirmeleri ve eyleme dönük tavsiyeleri içermektedir. Bu bağlamda, UNCTAD’ın kalkınma ve yoksulluk gibi GYÜ ve EAGÜ’leri olumsuz etkileyen sorunlara yönelik çalışmalarını geliştirmesi önerilmiştir. Sao Paulo Uzlaşması başlıklı metnin Cenevre’de yaklaşık bir yıl süren müzakerelerinde, GÜ ve GYÜ ile EAGÜ’ler arasında belgede yer alabilecek hususlar hakkında görüş ayrılıkları doğmuş ve belgenin müzakeresi uzun tartışmalara sahne olmuştur.
 
Sao Paulo Uzlaşması’nda; küreselleşen dünya ekonomisinde kalkınma stratejileri, üretim kapasitesinin ve rekabet gücünün geliştirilmesi, uluslararası ticaret sistemi ve ticaret müzakerelerinden kalkınma amaçlı kazanımlar elde edilmesinin güvence altına alınması ve kalkınma için ortaklık başlığını taşıyan dört ana bölüm bulunmaktadır.

Küreselleşen dünya ekonomisinde kalkınma stratejileri başlıklı bölüm, özellikle soğuk savaşın ertesinde azalma eğilimi gösteren resmi kalkınma yardımlarının (Official Development Aid-ODA) kalkınma sürecindeki önemini ve çok sayıda EAGÜ ile GYÜ’leri etkileyen dış borç sorununun nasıl ele alınabileceğini irdelemektedir. Üretim kapasitesinin ve rekabet gücünün geliştirilmesi bölümü, GYÜ’lere yapılan yabancı yatırımların artırılabilmesinin yolları, bilgi teknolojisi alanında GÜ’lerle GYÜ’ler arasındaki gelişmişlik farkının azaltılması ve ticaretin kolaylaştırılması konularını içermektedir.
UNCTAD XI Konferansı’nın en önemli gündem maddesi olan uluslararası ticaret sistemi ve ticaret müzakerelerinden kalkınma amaçlı kazanımlar elde edilmesinin güvence altına alınması başlıklı bölüm; DTÖ’nün 2001 yılında Doha’da yapılan 4. Bakanlar Konferansı sırasında başlatılması kararlaştırılan ve Doha Kalkınma Gündemi (DKG) olarak adlandırılan uluslararası ticaret müzakerelerinde, EAGÜ ve GYÜ’leri olumsuz etkileyen ticari engeller, pazara giriş sorunları, fikri mülkiyet hakları, özel ve lehte muamele ile uygulama konuları gibi hususları kapsamaktadır. Kalkınma için ortaklık başlıklı son bölüm ise, UNCTAD’ın iletişim ve bilgi teknolojileri, yatırım, ana mallar ve teknik yardım konularında geliştireceği ortaklıklara dair unsurlara yer vermektedir. Ayrıca, UNCTAD XI Konferansı’nda ticaretle bağlantılı sosyal içerik taşıyan; ticaret ve kadın-erkek eşitliği ile fakirlik-yaratıcı sanayiler gibi konular da görüşülmüştür.

“Policy Space” ve “Open Nationalism” Kavramları

Konferansta cereyan eden tartışmalarda, küreselleşme sürecinde hükümetlerin ulusal politikalarını belirledikleri manevra alanlarının daralması (policy space) ve ülkelerin kendi ulusal çıkarları ile uyumlu kalkınma politikaları belirlerken, aynı zamanda küresel ekonomi ile bütünleşmelerinin de sağlanabilmesi (open nationalism) kavramları ele alınmıştır. Bu kavramlar üzerinde GÜ’ler ve GYÜ’ler arasında önemli görüş ayrılıkları bulunmaktadır. GÜ’ler, GYÜ’lerin bu kavramlar vasıtasıyla, üstlenmiş oldukları uluslararası taahhütlerden (örneğin DTÖ bağlamında üstlenilmiş olan ticarette serbestleşme taahhütleri gibi) geri adım atmaya çalışabileceklerinden endişe duymaktadırlar. GYÜ’ler ise, uluslararası taahhütlerine sadık olduklarını, ancak kalkınmaları açısından ulusal politika belirlemede belli ölçülerde serbestiye ihtiyaç duyduklarını vurgulamaktadırlar.

Bu bağlamda, “policy space” kavramının, bir ülkenin uluslararası taahhütleri dışında kalan serbest hareket edebileceği manevra alanını; “open nationalism” kavramının ise, ülkelerin uluslararası taahhütlerini de dikkate alarak kendi ulusal çıkarlarına uygun politikaları belirleme ve uygulama haklarını ifade ettikleri, diğer yandan küresel ekonomik sistemle bütünleşmenin, bütün ülkelerin yararına olacağı hususunda bir anlayış birliğinin de geliştiğini söylemek mümkündür.

UNCTAD XI ve Doha Kalkınma Gündemi (DKG) Müzakereleri

Bangkok’ta düzenlenmiş olan UNCTAD X Konferansı’nın sonuçsuz  kalan Seattle DTÖ III. Bakanlar Konferansı’ndan sonra düzenlenmiş olması gibi UNCTAD XI de geçtiğimiz yıl gerçekleştirilen ve başarısızlıkla biten DTÖ Cancun V. Bakanlar Konferansı ertesinde yapılmıştır.

DKG olarak adlandırılan müzakere sürecinde 2004 yılı yaz aylarında kritik bir dönemece girilmekte, Temmuz ayı içinde şekillenmesi beklenen bir paket aracılığıyla DKG müzakerelerine ivme verilmesine çalışılmaktadır. Bu çerçevede, UNCTAD XI Konferansı marjında, DKG müzakerelerindeki tarım gibi bazı hayati müzakere alanlarında kilit DTÖ üyeleri arasında bir dizi toplantılar yapılmıştır.

G-77 ve Çin Halk Cumhuriyeti Grubu, konferans görüşmelerini DKG’deki kalkınma ile bağlantılı hususları vurgulama ve DKG müzakerelerinin GYÜ’ler lehine ilerletilebilmesi vesilesi olarak görmüşlerdir. GÜ’ler ise, UNCTAD XI Konferansı’nda GYÜ’lerin DKG müzakerelerinde kullanmak üzere bazı tavizler koparmaya çalışmalarından rahatsızlık duymuşlardır.
Bununla birlikte, DKG müzakerelerinin, UNCTAD XI Konferansı çalışmalarında yeniden ele alınmaması ve sekteye uğramasına yol açabilecek yaklaşımlardan mümkün olduğunca kaçınılması UNCTAD XI Konferansı’nın yukarıda değinilen Sao Paulo Uzlaşması ile sonuçlanabilmesini sağlamıştır. Bu meyanda, 8-10 Haziran 2004 tarihlerinde yapılan G-8 Zirvesi’nde GYÜ’lerin kendi tespit edecekleri şekilde ve hızda ekonomik-ticari serbestleşmeye gidebileceklerinin teyit edilmesi üzerine GYÜ’lerin uluslararası ekonomik sisteme dair bazı endişelerinin hafifletilmesi sağlanmıştır. Ayrıca, UNCTAD XI Konferansı’nda GYÜ’lerin kalkınmalarının uluslararası ekonomik sisteme daha fazla ve etkin olarak iştirak etmeleri aracılığıyla ivme kazanabileceği gerçeğini kabul etmeleri ve ihracata dayalı kalkınma stratejilerinin önem taşıdıklarının vurgulanması da dikkati çekmiştir.

UNCTAD ve STK’lar

UNCTAD tarihinde ilk defa STK’ların ve özel sektörü temsil eden kuruluşların konferans hazırlık sürecinde dinlenmelerine imkan tanınması, GÜ ve GYÜ’lerden birçok STK’nın yoksulluk,  kalkınma ve küresel ekonomik sorunlara ilişkin görüşlerini ve önerilerini ortaya koyabilmelerine imkan tanımıştır.

UNCTAD XI Konferansı’nın Bazı Özet Sonuçları

Küreselleşme doğurduğu fırsatlara karşılık kalkınma açısından bazı sorunlar yaratmaktadır. Bir kısım GYÜ’ler, küresel ekonomik sistemde meydana gelen değişimlere başarıyla ayak uydurarak süreçten yararlanmış ve kalkınabilmişler, ancak aynı durum diğer bazı GYÜ’ler ve özellikle de sayıları 50’yi bulan EAGÜ’ler açısından sözkonusu olmamıştır. Hatta Afrika’daki birçok EAGÜ’lerin sosyal-ekonomik koşullarında kayda değer kötüleşme meydana gelmiştir.

Konferansta, UNCTAD’ın 40 yıl önce kurulduğu dönemin şartlarının kalkınma sorunları açısından halen geçerli olduğu ve kalkınma sorunlarının küresel gündemin merkezinde yer aldığı konusunda görüş birliği doğmuştur. Diğer yandan, UNCTAD XI Konferansı, GYÜ’ler ve GÜ’ler arasında UNCTAD’ın görev yönergesine ilişkin görüş farklılıklarını da bir defa daha gündeme taşımıştır. GÜ’ler UNCTAD’ın sadece ticaret politikalarının geliştirilmesinde EAGÜ ve GYÜ’lere teknik yardım ve ekonomik analizler yapmasını savunmakta, GYÜ’ler ise, kalkınma süreçlerinde UNCTAD’ın daha etkin ve kapsamlı bir görev yönergesi ile hareket etmesini arzu etmektedirler.

BM Milenyum Bildirisi’nde yer alan kalkınma hedeflerine  2015 yılı itibariyle ulaşılabilmesi yönünde UNCTAD ve BM’nin diğer uzmanlık kuruluşlarının etkin rol oynamaları, UNCTAD XI Konferansı görüşmelerinin odaklandığı hususlardan birisi olmuştur.

UNCTAD XI’de uluslararası ticaretle ilgili olarak meydana gelen kayda değer bir başka gelişme de 1980’lerde başlatılan, ancak Uruguay Round’un başarıyla tamamlanması üzerine rafa kaldırılan GYÜ’ler arasındaki GSTP’nin (Generalized System of Trade Preferences) “Ticaretin Yeni Coğrafyası” olarak tanıtılarak, Arjantin’in girişimi ve Brezilya’nın desteği ile canlandırılmasıdır. Sözkonusu girişim, UNCTAD Genel Sekreteri Ricupero tarafından da desteklenmiştir. GYÜ’ler arasındaki ticareti kolaylaştırması ve artırması beklenen bu girişimin, ayrımcılık yapılmaması yönündeki DTÖ ilkesi ile ne derecede uyumlu olabileceği tartışmalı görülmektedir. Nitekim, DTÖ Genel Müdürü Supachai’nin, GSTP’den bütün DTÖ üyelerinin yararlanması gerekeceği yönündeki açıklaması dikkat çekici olmuştur. ABD ise, anılan girişime karşı olduğunu duyurmuştur.

Uluslararası ticaret sisteminde fakir ülkelerin ihtiyaçlarının artan biçimde dikkate alınması gereği bulunmakta ve EAGÜ’lerin küreselleşme sürecinde kronik olarak marjinalleşmeleri sorunu acil çözüm beklemektedir.

Küresel ekonominin etkin ve kalkınma çabalarını destekleyecek biçimde idaresi bakımından, uluslararası ticaret, finansman ve para politikalarının birbirleriyle uyum içinde yürütülmeleri ihtiyacı bulunmaktadır. Uluslararası sermaye piyasalarında meydana gelen dalgalanmalar kalkınma sürecini olumsuz yönde etkilemekte olduğundan, uluslararası planda uygulanabilecek yeni ve yaratıcı finansman mekanizmalarına gerek duyulmaktadır.

Sürdürülebilir kalkınmanın sağlanabilmesi açısından uluslararası yardım politikalarının reforma tabi tutulması ve GYÜ ve EAGÜ’lerin dış borçlarının yapılandırılarak ertelenmeleri önem taşımaktadır. Küreselleşme sürecinin sosyal boyutu ihmal edilemeyecek sorunlar içerdiğinden, özellikle uluslararası ticarette serbestleşmenin sosyal etkilerinin tespit edilmesi yarar sağlayabilecektir.

UNCTAD XI Konferansı’nda dikkati çeken bir başka husus, UNCTAD’ın geleneksel Üçüncü Dünyacı savlarından, piyasa aktörlerini, tüketici haklarının korunmasını, adil rekabet şartlarının oluşturulmasını ve devletin piyasalar üzerindeki düzenleyici rolünü bir ölçüde dikkate alan söylemlere kaymasıdır.

UNCTAD XI Konferansı çerçevesinde, GYÜ’ler ülke grubunda etkin rol oynayan Brezilya’nın, özellikle Devlet Başkanı Lula’nın yoksullukla mücadele girişimlerini uluslararası toplum nezdinde vurgulaması sözkonusu olmuştur. Konferans bu bağlamda, küresel planda önemli bir kalkınma ekonomisi uzmanı olarak tanınan ve 2004 yılı Eylül ayında görev süresi sona erecek olan UNCTAD Genel Sekreteri Brezilyalı Ricupero’nun ülkesinde ve doğduğu kentte UNCTAD’a vedası niteliği de taşımıştır.

UNCTAD ve BM Reform Süreci

UNCTAD XI Konferansı görüşmelerinde, yürütülmekte olan BM reformu sürecinden UNCTAD’ın ne şekilde etkilenebileceği hususu da ele alınmıştır. Uluslararası ekonomik sistemde meydana gelen değişiklikler ve birçok GYÜ ve EAGÜ’lerin tamamının ciddi ekonomik kalkınma ve yoksulluk sorunları ile karşı karşıya bulundukları gerçeği dikkate alınarak, UNCTAD’ın da değişen koşullarda rolünün yeniden belirlenmesi gereği doğmuştur.

Başta ABD, Kanada ve AB olmak üzere bazı GÜ’lerin UNCTAD’ın BM reformu çerçevesinde idari ve mali açıdan reforma tabi tutulmasını gündeme getirmeleri, bazı GYÜ’lerce UNCTAD’ın etkisizleştirilmesi çabası olarak görülmektedir.

Türkiye-UNCTAD

Ülkemiz BM sistemi içinde ve dolayısıyla UNCTAD’da GÜ’lerden oluşan B Grubu’nda yer almakta, ayrıca AB üyesi olmayan OECD ülkelerini bir araya getiren JUSCANZ alt grubuna da üye bulunmaktadır. Ülkemizin AB adayı ülke statüsünde bulunması konferans sürecinde ülkemiz açısından dikkate alınan bir husus olmuştur. Diğer yandan, GYÜ statüsündeki ülkemizin, GYÜ’lerce dile getirilen birçok kalkınma sorununu anlayışla karşıladığını, zira geçirmekte olduğu kalkınma sürecinde benzer deneyimleri paylaştığını da söylemek mümkündür.

Türkiye, UNCTAD XI Konferansı’ndan DKG müzakerelerine siyasi destek mesajı çıkması, UNCTAD’ın GYÜ ve EAGÜ’leri destekleyici faaliyetlerinin sürdürülerek somut ve eyleme yönelik biçimde hayata geçirilmesi, GYÜ ve EAGÜ’lerin uluslararası ekonomik sisteme ilişkin bazı haklı endişelerinin konferans vesilesiyle dile getirilebilmesine imkan tanınması ve BM reform sürecinde UNCTAD’ın idari ve mali bakımlardan reforma tabi tutularak GYÜ’lere ve EAGÜ’lere UNCTAD’ın sağladığı desteğin artırılması ve etkinleştirilmesini savunmuştur.

Sonuç

Uluslararası sistemde sömürgeciliğin sona erdiği 1960’larda bağımsızlıklarına kavuşan GYÜ’lerin ekonomik bakımdan kalkınmaları için bu ülkelere teknik yardım yapılması ihtiyacından doğan UNCTAD’ın, kuruluş döneminde ve 1970’lerdeki taşıdığı önem ve prestij azalmıştır. Bununla birlikte UNCTAD, GYÜ ve EAGÜ’lerin ekonomik sıkıntılarını serbestçe dile getirebildikleri demokratik bir tartışma forumu haline gelmiştir. UNCTAD’da cereyan eden yoksullukla mücadele ve kalkınma odaklı tartışmaların uluslararası ekonomik sistem üzerindeki etkisi sınırlı kalabilecektir. Ancak, ticaret, kalkınma ve yoksullukla mücadele gibi uluslararası sistem açısından önem taşıyan konuların bütünlük içinde ele alınabildiği bir uluslararası örgüt hüviyeti taşıyan UNCTAD’ın GYÜ ve EAGÜ’lere sağladığı teknik desteğin sürmesi, küresel ekonomik gelişmeler hakkındaki araştırmaların devamı ve geliştirilmesi kuşkusuz önem taşımaktadır.


* DTÖ Nezdinde Türkiye Daimi Temsilciliğinde Müsteşar.