Dışişleri Bakanımız Sayın Hakan Fidan’ın TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’ndaki Hitapları, 20 Kasım 2023, Ankara

Sayın Başkan,

Değerli Milletvekilleri,

Plan ve Bütçe Komisyonumuzun değerli üyelerini, kıymetli Milletvekillerimizi ve Başkanlık Divanını şahsım ve Bakanlığım adına saygıyla selamlıyorum.

Cumhuriyetimizin 100., Hariciye Teşkilatımızın 500. yılını idrak etmekte olduğumuz bu anlamlı dönemde, Dışişleri Bakanlığı’nın 2024 Mali Yılı bütçe tasarısının görüşülmesi vesilesiyle, huzurunuzda bulunmaktan mutluluk duyuyorum.

Cumhuriyetimizin ilk asrını geride bırakırken, “Türkiye Yüzyılı”na güçlü ve özgüvenli bir şekilde adım atmaktayız.

Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde yürütmekte olduğumuz bağımsız ve milli dış politikamız, kadim coğrafyamızın ve şanlı tarihimizin mirasını, insani ve vicdani değerlerimizi yansıtıyor.

Bu dış politikamız, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” temel ilkesine hizmet etme anlayışına dayanmaktadır.

Dışişleri Bakanlığı olarak, “Türkiye Yüzyılı”nda;

- Bölgemizde barış ve güvenliğin tesisi,

- Refah ortamının geliştirilmesi,

- Dış ilişkilerimizin yapısal zeminde güçlendirilmesi ve

- Küresel hedeflerimizin ilerletilmesi

yönünde tüm gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz.

Dışişleri Bakanlığımızın milli güvenlik sistemimizin temel bir parçası olduğu anlayışıyla, devletimizin bekasına ve milletimizin refahına katkı sunmak, asli görevimizdir.

Bu çerçevede, sahip olduğumuz değerler ve kapasiteye dayalı, her türlü dış etki alanından bağımsız milli bir dış politika izlemekteyiz.

Dış politikamızda stratejik hedeflerimizi hayata geçirirken;

- dış ilişkilerimizin envanterinin tutulması,

- dış ilişkilerde pozisyon üretilmesi,

- dış ilişkilerimizde devlet çapında koordinasyon sağlanması

yöntemlerini kullanmaktayız.

Günümüzde dış ilişkiler; güvenlik, istihbarat, teknoloji, ekonomi, ticaret, enerji, ulaştırma ve kültür dahil olmak üzere çok boyutlu politikaların iç içe geçmesiyle örülmektedir.

Dinamik gelişmelere cevap verecek bir dış politika anlayışıyla, tüm alanlarda dış ilişkilerimizi uygulamak, koordine etmek, yönlendirmek ve geliştirmek için ilgili kurum ve kuruluşlarımızla da eşgüdüm halinde azimle çalışmaktayız.

Böylelikle ülkemizin uluslararası politikada;

- gündemi belirleyen,

- oyun kuran ve gerektiğinde oyun bozabilen,

- kritik coğrafyalarda tesir yaratan etkin bir güç olması yolunda gerekli çalışmaları gece gündüz demeden yürütmekteyiz.

Bu yolda Gazi Meclisimizin desteği bizim için son derece değerlidir.

Bütçe görüşmeleri vesilesiyle, 2023 yılının muhasebesini yapmak ve dış politikamızda öne çıkan konulara ilişkin tespit ve değerlendirmelerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.

Kıymetli Milletvekilleri,

Çok boyutlu ve zorlu sınamalarla kuşatılmış bir coğrafyadayız.

Ciddi kırılmaların yaşandığı, rekabetin arttığı, güç dengelerinin değiştiği, jeopolitik denklemin yeniden şekillendiği bir dönemden geçiyoruz.

Silahlı çatışmalar, terörizm, düzensiz göç, yabancı düşmanlığı ve İslam karşıtlığı gibi çeşitli sınamalar birbirini tetikliyor ve besliyor.

Bu ortamda;

- artan imkan ve kabiliyetlerimizle,

- geniş bir bakış açısıyla,

- yumuşak ve sert güç unsurlarımızı birlikte kullanarak,

- sahada ve masada güçlü bir diplomasi yürütmekteyiz.

Malumunuz olduğu üzere, 7 Ekim’den bu yana Gazze’deki İsrail vahşeti neticesinde Filistin halkı için durum bir insanlık trajedisine dönüşmüştür.

Şu ana kadar İsrail saldırılarında yaklaşık 12.000 Filistinli yaşamını yitirmiş, 30.000’den fazla kişi yaralanmıştır. En az 3.750 kişi ise kayıp durumdadır.

Hayatını kaybedenlerin üçte ikisi kadın, çocuk ve yaşlılardan oluşmaktadır.

Sivilleri hedef alan saldırıları hiçbir şekilde tasvip etmiyoruz. Sivillerin her koşulda korunması gerektiğini daha krizin başladığı günden itibaren tüm dünyaya duyurmuş bulunuyoruz.

Hamas’ı yok etme adına, Gazze’nin topyekûn hedef alınması, hastanelerin, okulların, camilerin bombalanması karşısında sessiz kalamayız, kalmayacağız.

Bildiğiniz üzere, İsrail’in Filistinli sivilleri hedef alan saldırılarının devamı nedeniyle Tel Aviv Büyükelçimizi istişareler için merkeze çağırdık.

Türkiye, devam eden katliamın durması, vahşetin son bulması ve bölgedeki gerilimin daha fazla tırmanmaması amacıyla, krizin ilk gününden bu yana yoğun bir diplomasi trafiği içindedir.

Sayın Cumhurbaşkanımız, İsrail ve Filistin Devlet Başkanları dahil çok sayıda liderle temas etmiştir. Son olarak 11 Kasım’da Riyad'da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi Olağanüstü Ortak Zirvesi’ne katılım sağlamıştır.

Söz konusu Zirve’de verilen mesaj son derece nettir: İsrail saldırılarının bir an evvel durdurulması, iki devletli çözümün bir an önce hayata geçirilmesi. Orada alınan kararların takipçisi olma, kalıcı barış için hep birlikte çalışma konusunda kararlıyız.

Sayın Hanımefendi’nin liderliğinde İstanbul’da düzenlenen “Filistin İçin Tek Yürek” Zirvesinde yapılan barış çağrısı, küresel vicdanın sesi olmuştur.

Ben de özellikle bölge ziyaretlerine yoğunlaşarak, sorunun bölge ülkelerince sahiplenilmesi fikrini muhataplarımıza aktarmaktayım. Gazze’ye yönelik saldırıların durdurulmasını teminen İsrail üzerinde kolektif bir baskı uygulanması bakımından da bölge ülkelerinin tek sesle tepki göstermeleri önem taşımaktadır.

Yürütülen çalışmalar belli noktalarda baskı oluşturmaktadır. Artık Batı bu noktada moral üstünlüğü tamamıyla kaybetmiş durumdadır. Buradan sonra gidecek bir yer yoktur.

Yüce Meclisimizde grubu bulunan partiler de Genel Görüşme sonucunda Gazze’de sivillere yönelik saldırılar karşısında güçlü bir bildiri yayınlamıştır. TBMM’nin uluslararası platformlarda çözüme yönelik çabalarının, milletimizin bu konudaki iradesini yansıtması bakımından özellikle değerli olduğunu belirtmek isterim.

Gazze’deki insani durumun vahameti nedeniyle, insani yardım konusu aciliyet ve önem arzetmektedir. Bakanlığımız, ilgili tüm kurumlarla eşgüdümün sağlanması ve yardımların yerlerine ulaşması için azami gayret göstermektedir.

Şimdiye kadar 11 uçak dolusu insani yardım malzemesini Gazze’ye ulaştırılmak üzere Mısır’a göndermiş bulunuyoruz. Sahra hastaneleri, tıbbi ekipman, ilaç ve diğer yardım malzemeleriyle dolu büyük bir gemimiz de Mısır’a ulaşmıştır.

Gazze Türk-Filistin Hastanesi’ndeki hastalar başta olmak üzere, yaralıların tedavisine yönelik yoğun temaslarımız var.

Gazze’den çıkışlarını sağladığımız 27 hasta ve 12 refakatçi, Ankara’ya getirilmiş, 61 hasta ve 49 refakatçi ise dün akşam Mısır’a geçirilmiştir. Ayrıca bugüne kadar 170 vatandaşımız ve yakınlarının Gazze’den çıkışı sağlanmıştır. Bugün ve önümüzdeki günlerde de çıkışlara devam edilecek.

Gazze’de bir sahra hastanesinin faaliyete geçmesine yönelik çalışmalarımız da hızla devam etmektedir.

Bunun yanısıra, 983 vatandaşımızın ve aile yakınlarının Gazze’den Refah sınır kapısından tahliyesi için İsrail ve Mısır makamlarıyla temaslarımız sürüyor.

Türkiye olarak gerek ikili, gerek çok taraflı platformlarda sürdürdüğümüz çözüm odaklı girişimlerimizi, iki ana kulvarda yürütüyoruz.

Birinci kulvarda; ateşkesin sağlanması, insani yardımların Gazze’ye ulaşması ve Filistinlilerin yerlerinden edilmelerinin engellenmesi için çaba sarfetmekteyiz. Aynı zamanda, gerilimin bölgesel çatışmaya dönüşmemesi için temaslarda bulunuyoruz.

İkinci kulvarda ise; iki devletli bir çözüm doğrultusunda kalıcı barışın sağlanması yönünde girişimlerimizi yoğunlaştırmaktayız. Bölgesel sahiplenme ve garantörlük mekanizmasının tesisini de öne çıkartmaktayız.

Filistin meselesinin kökeninde yatan derin tarihi adaletsizlikler ve hukuksuzluklar telafi edilmeden, bölgedeki şiddet sarmalının kırılması mümkün değildir.

Gazze’deki yasadışı kuşatmanın, insanlık dışı saldırıların halen devam etmesi, utanç vericidir.

Daha da vahim olan, İsrail üzerinde nüfuz sahibi Batılı ülkelerin Gazze’deki vahşet karşısında sessizliğe bürünmeleri ve İsrail’e kayıtsız şartsız destek vermeleridir. Bu durum, başka krizlerin kapısını da aralayabilecek, öngörülemez ittifaklara alan açabilecektir.

Çatışmaların coğrafi olarak yayılmasının yanısıra toplumsal ayaklanmaların da yaşanması ihtimalini göz ardı etmiyoruz.

Son gelişmeler, Filistin meselesi adil bir siyasi çözüme kavuşturulmadan ne bölgemizde, ne dünyada kalıcı bir barış ve istikrar tesis edilebileceğini bir kez daha göstermiştir.

Bunun tek yolu, 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan, bağımsız, egemen ve coğrafi bütünlüğü haiz bir Filistin Devleti’nin kurulmasıdır.

Bu nedenle, iki devletli çözüm vizyonunu her platformda savunmaya devam edeceğiz. Filistin halkıyla dayanışmamızı, Filistin davasına desteğimizi geçmişte olduğu gibi gelecekte de en güçlü şekilde sürdüreceğiz.

İkinci yılını doldurmak üzere olan Rusya-Ukrayna savaşının bölgesel ve küresel etkilerinin azaltılmasına yönelik çabalarımızı 2023 yılında da hız kesmeden sürdürdük.

Küresel ölçekte bir gıda krizinin önlenmesi için Karadeniz Girişimi’nin yıl ortasına kadar kesintisiz devamını sağladık. Girişimin faal olduğu bir yıllık süre zarfında yaklaşık 33 milyon ton tahıl ürününün dünyaya ulaştırılmasına vesile olduk.

Girişimin sonlandırılmasının ardından ise gıda piyasalarının istikrarsızlığa sürüklenmesini engellemek ve savaşın Karadeniz’e sirayet etmesini önlemek için Girişimin yeniden canlandırılması çalışmalarına ağırlık verdik.

Her iki ülkeyle işbirliğimizi milli çıkarlarımızı önceleyen, aynı zamanda uluslararası yükümlülüklerimizi de dikkate alan bir zeminde yürütüyoruz. Bu bağlamda, iki ülkeyle de iktisadi işbirliğimizde somut göstergelere de yansıyan mesafe kaydettik.

Rusya’yla muhafaza ettiğimiz doğrudan iletişim kanallarından da istifadeyle, savaşın adil barış temelinde sonuçlanması için çabalarımızı sürdürmekteyiz.

Savaşın başından bu yana taraflar arasındaki en üst düzeydeki görüşmelere ve en anlamlı ilerleme sağlanan müzakerelere ev sahipliği yapmış olan ülkemizin, şartlar olgunlaştığında bu mahiyette görüşmelere yine ev sahipliği ve kolaylaştırıcılık yapma iradesi bakidir.

Savaş uzadıkça, ülkemiz, bölgemiz ve dünyamız açısından ortaya çıkan sınamalar da giderek derinleşmektedir.

Suriye, dış politikamızın öncelikli başlıklarından biri olmayı sürdürmektedir. Suriye’de önceliklerimizi;

- Ülkenin birliğinin ve toprak bütünlüğünün korunması,

- Siyasi süreç temelinde kalıcı istikrarın sağlanması,

- Terör unsurlarının sınırlarımızdan bütünüyle temizlenmesi,

- İnsani gerekçelerle kapılarımızı açtığımız Suriyelilerin ülkelerine güvenli ve gönüllü şekilde dönmesi ve

- Yeni bir göç dalgasının önlenmesi teşkil etmektedir.

Bu hedeflere ulaşılması doğrultusunda hem sahada hem de masadaki çabalarımızı 2023 yılı boyunca sürdürdük. Bu kapsamda, Suriye Rejimiyle İran ve Rusya Federasyonu’nun da katılımıyla angajman sürecini başlattık.

Siyasi sürecin en önemli mekanizması olan, Birleşmiş Milletler’in kolaylaştırıcılığında Suriyeli tarafları bir araya getiren Anayasa Komitesi’nin yeniden toplanması ve somut sonuç vermesini teminen devam eden çalışmalarda yer almaktayız.

Başından beri, muhalefetle Rejimin aynı masada müzakere ederek mutabakata varmasının, ortak bir çözüm üretmesinin, kalıcı sonucun anahtarı olduğunu söylemekteyiz.

Suriye sahasındaki başlıca önceliğimiz, PKK/PYD-YPG ve DEAŞ başta olmak üzere terör tehdidinin yok edilmesidir. Bunun için tüm kurumlarımızla yoğun bir şekilde çalışmaktayız.

Maalesef bazı ülkeler, DEAŞ’la mücadele kisvesi altında PKK/YPG terör örgütüne desteğini sürdürmektedir. Bunun stratejik bir hata olduğunu ve DEAŞ ile mücadelede meşru ortaklara güvenmelerinin esas olduğunu defaatle vurguluyoruz.

Komşumuz Irak’la ikili ilişkilerimizi her boyutuyla geliştirme ve daha kurumsal hale getirme yönünde ortak siyasi iradeye sahibiz. Irak’ın, olumlu bir gündem temelinde bölgesiyle bütünleşmesini desteklemekteyiz.

Bu kapsamda, stratejik önemdeki Kalkınma Yolu projesinde Irak’la birlikte çalışıyoruz.

İkili ticaretimizin önündeki engelleri kaldırmayı, geçtiğimiz yıl 24 milyar Doları aşarak rekor kıran ticaretimizi, karşılıklı yarar ve sürdürülebilir büyüme hedefleriyle daha da geliştirmeyi arzuluyoruz.

Irak’la aramızda dostluk köprüsü olarak gördüğümüz Türkmen soydaşlarımızın hak ve menfaatlerine halel gelmemesi için ilgili tüm taraflara gerekli mesajları veriyor, gerekli girişimlerde bulunuyoruz.

Irak’taki PKK terör örgütü ve uzantılarına yönelik mücadelemizi de hız kesmeden sürdürüyor, gerekli gördüğümüz güvenlik önlemlerini uygulamakta tereddüt etmiyoruz.

Afganistan’da, insani yardımlarımızı kesintisiz sürdürmekteyiz. Bu ülkedeki durumun düzensiz göç, terörizm ve uyuşturucu ticareti gibi ülkemizin güvenliğini doğrudan ilgilendiren boyutları da bulunmaktadır. Bu bakımdan, Taliban’la pragmatik bir angajman sürdürmekteyiz.

İran’la ilişkilerimizi, ortak menfaatlerimiz temelinde her alanda geliştirmeye gayret ediyoruz.

Önümüzdeki dönemde İran Cumhurbaşkanı’nın ülkemizi ziyareti vesilesiyle Türkiye – İran Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi Sekizinci Toplantısı’nı gerçekleştireceğiz.

İran’la ikili ticaret hacmimiz için belirlediğimiz yıllık 30 milyar Dolar hedefine ulaşmak için çabalarımızı sürdürüyoruz.

Son dönemde bölgemizde yaşanan gelişmeler, uluslararası toplumun İran’la angajmanın önemini bir kez daha ortaya koymuştur. Bu bağlamda, nükleer anlaşmayı (KOEP) yeniden canlandırma yolunda atılan adımları destekliyoruz.

Türkiye’ye komşu en önemli bölgelerden biri olan ve ülkemizi doğrudan ilgilendiren gelişmelerin yaşandığı Güney Kafkasya, dış politikamızdaki öncelikli konumunu 2023 yılında da korumuştur.

“Tek Millet İki Devlet” şiarı temelinde müstesna ilişkilere sahip olduğumuz kardeşimiz ve müttefikimiz Azerbaycan ile her alandaki dayanışma ve işbirliğimizi, geçen bir yıl zarfında daha da artırarak devam ettirdik.

Azerbaycan’ın Karabağ’daki 30 yılı aşkın süren işgali sona erdirerek, egemenliğini tüm ülke toprakları üzerinde tesis etmesiyle, Güney Kafkasya’da huzur ve refahın temini yönündeki tarihi fırsat daha da güçlenmiştir.

Azerbaycan ile Şuşa Beyannamesi’nde ifade edildiği şekilde, her düzeydeki ikili ilişkilerimizi daha da ileri taşıdık ve uluslararası teşkilatlarda yakın işbirliğimizi sürdürdük. Azerbaycan’ın işgalden kurtardığı toprakların yeniden imarı ve ihyası da dahil olmak üzere, Güney Kafkasya genelinde kalıcı barış ve istikrar çabalarında tam bir dayanışma içinde hareket ettik.

Bu yakın işbirliği ve eşgüdüm, Ermenistan’ın artık barışın bir paydaşı haline getirilmesi yönündeki girişimlerimiz bakımından da söz konusudur.

Bu bağlamda, Azerbaycan’ın teklif ettiği barış anlaşmasına Ermenistan’ın aynı yapıcı anlayışla karşılık vermesi gerektiği yönündeki tutumumuzu sürdürmekteyiz. Türkiye’nin Ermenistan ile yürüttüğü normalleşme sürecinde de, Azerbaycan ile aynı işbirliği ve eşgüdüm içinde hareket etmekteyiz.

Güney Kafkasya’daki bir diğer komşumuz olan dost Gürcistan ile ilişkilerimiz, 2023 yılında da karşılıklı yarar temelinde gelişmeye devam etmiştir. Türkiye, Gürcistan’ın toprak bütünlüğüne saygı doğrultusunda, Abhazya ve Güney Osetya ihtilaflarının bu ülkenin uluslararası tanınmış sınırları ve egemenliği çerçevesinde barışçı yollardan çözülmesini savunan ilkeli tutumunu sürdürmüştür.

Jeopolitik sınamalar karşısında Türkiye-AB ilişkilerinin somut ve olumlu bir gündem temelinde ilerletilmesi önem arz etmektedir.

Türkiye, AB üyeliği hedefine bağlılığını korumakta, her alanda işbirliği ve diyaloğu geliştirmek için yapıcı politikalar izlemeye devam etmektedir.

Bununla birlikte, AB’nin zaman zaman stratejik vizyon sergilemekten uzak olduğunu, son olarak AB Komisyonu’nun 2023 yılı Türkiye Raporu örneğinde gördük.

Karşı karşıya olduğumuz meydan okumalar, Türkiye-AB ilişkilerinin bazı üye ülkelerin dar görüşlü çıkar arayışlarına indirgenemeyecek kadar stratejik olduğunu göstermektedir.

AB’den temel beklentimiz, aramızdaki işbirliğine ve üyelik sürecimize yeniden ivme kazandıracak somut ve anlamlı adımlar atmasıdır.

Türkiye’nin bölgesel krizlerin ortasında bir istikrar ve refah aktörü olarak ağırlığı ve rolü bellidir. AB’nin, katılım süreci dahil tüm stratejilerinde bu rolü hesaba katması, hem ülkemiz hem AB için kazanç olacaktır.

Kıbrıs meselesinin ortaya çıkmasının 60’ıncı yıldönümündeyiz.

Meselenin Ada’daki gerçekler temelinde, adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir çözüme kavuşturulmasının anahtarı, Kıbrıs Türk halkının özden gelen hakları olan egemen eşitliğinin ve eşit uluslararası statüsünün tescil edilmesidir.

Şayet bir müzakere olacaksa, bu iki toplum arasında değil, iki devlet arasında olacak, müzakere masasına oturmadan önce iki tarafın da statüleri eşitlenecektir.

Bu bağlamda Sayın Cumhurbaşkanımızın, BM 78. Genel Kurulu’nda yaptığı hitaplarında KKTC’nin bağımsızlığının tanınması çağrısı yinelenmiştir. KKTC’yi bu yolda desteklemeyi ve iki devletli çözüm vizyonunu kararlılıkla savunmayı sürdüreceğiz.

Diğer yandan, Ege ve Doğu Akdeniz’de hak ve çıkarlarımızı hassasiyetle korumaya devam edeceğiz.

Komşumuz Yunanistan’la ilişkilerimizi olumlu gündem temelinde, samimi ve yapıcı bir diyalogla ilerletmeyi arzu etmekteyiz. Bunun yakın bölgemizde barış, istikrar ve refaha da katkı sağlayacağına inanıyoruz.

Yunanistan ile ilişkilerimiz, son dönemde karşılıklı sergilenen dayanışma diplomasisinin de yardımıyla olumlu yöne evrilmektedir. Yıl içinde gerçekleştirdiğimiz üst düzey görüşmelerde, pozitif gündemin geliştirilmesine yönelik çabaları yoğunlaştırarak, mevcut diyalog mekanizmalarımızı yeniden canlandırdık.

7 Aralık 2023 tarihinde Atina’da düzenlenmesi kararlaştırılan Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi (YDİK) 5’inci Toplantısı için hazırlıklarımızı sürdürüyoruz.

Batı Trakya Türk Azınlığı ve Onikiadalar’da yaşayan soydaşlarımızın durumları, öncelik verdiğimiz hususlardan biridir. Lozan Barış Antlaşması ve uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınmış olan eğitim, dini özgürlükler ve vakıfların yönetimi gibi alanlarda soydaşlarımızın haklarının korunmasının yakın takipçisiyiz.

Parçası olduğumuz Balkanlarda yürüttüğümüz aktif ve kapsayıcı dış politika çerçevesinde, tüm Balkan ülkeleriyle yakın temas halinde, bölgede istikrar ve refahın tesisi ve korunması için çaba göstermekteyiz.

Bölgede artan gerginliğin yatıştırılması, bölgesel işbirliği ve siyasi diyaloğun güçlendirilmesi için karşılıklı üst düzey ziyaretler de gerçekleştirerek aktif şekilde çalışmaktayız.

Bosna-Hersek’te artan ayrılıkçı eylem ve söylemler ile Kosova-Sırbistan arasında dönem dönem tırmanan gerginliğin bölgemizin barış ve istikrarına yönelik tehdit oluşturmasını engellemek üzere önalıcı ve yapıcı politikalar izlemekteyiz.

Öte yandan, soydaş ve akraba topluluklarımız başta olmak üzere bölgedeki tüm halkların refah ve huzurunu artırmaya yönelik politikalar izlemeye devam etmekteyiz.

Balkanlardaki tüm kesimlerle geliştirdiğimiz diyalog kanallarından istifadeyle, önümüzdeki dönemde de bölgede herkesin güvendiği, barış ve istikrar odağı bir aktör olmayı sürdüreceğiz.

Değerli Milletvekilleri,

Avrupa-Atlantik güvenliğinin yapıtaşlarından biri olarak gördüğümüz NATO’nun güncel tehditlerle mücadelesinde yönlendirici roller üstleniyoruz.

Sayın Cumhurbaşkanımızın özellikle 2022 Madrid Zirvesi’nin terörizm oturumundaki müdahaleleri ve bu konunun tarafımızdan NATO’nun tüm üst düzey toplantılarında takip edilmesinin de tesiriyle terörizmle mücadelenin İttifakın gündemindeki görünürlüğü artmaktadır.

Nitekim, Temmuz 2023’deki Vilnius Zirvesi’nde, İttifak’ın terörizmle mücadele gayretlerine yön verecek temel NATO belgelerinin güncellenmesi kararı alınmış olup, bu yöndeki çalışmalar sürmektedir.

Söz konusu Zirve’yi müteakiben Genel Sekreter, Terörizmle Mücadele Özel Koordinatörü atamıştır. Ayrıca, İttifak’ın Güneyinden neşet eden başta terörizm olmak üzere çeşitli tehdit ve sınamalara ilişkin olarak 2024 Vaşington Zirvesi’ne kapsamlı bir rapor sunulabilmesini teminen bir Uzmanlar Grubu ihdas edilmiştir. Ülkemiz de sınırlı sayıda Müttefikin bulunduğu bu grupta bir Büyükelçimizle temsil edilmektedir.

ABD Yönetimiyle yıl boyunca temaslarımıza devam ettik.

Yaptığımız görüşmelerde, ABD’nin PKK/PYD/YPG’yle yaptığı işbirliğinin, FETÖ’nün ABD’deki varlığının ve tek taraflı yaptırımların müttefiklik ruhuyla bağdaşmadığını güçlü bir şekilde vurguladık.

ABD’nin milli güvenliğimizi doğrudan etkileyen konulardaki yanlış tutumunu düzeltecek somut adımlar atması gerektiğini defaatle ifade ettik.

Bu bağlamda, F-16 tedarik ve modernizasyon talebimizin herhangi bir koşul ve sınırlama olmaksızın bir an önce sonuçlandırılması yönündeki beklentimizi her seviyede gündeme getirdik.

Öte yandan, ABD’yle ortak çıkarlara sahip olduğumuz birçok bölgesel ve küresel meselede işbirliğine devam etmekteyiz.

Körfez ülkeleri ile stratejik işbirliğimizi; üst düzey ziyaretler, ikili anlaşmalar ve yüksek düzeyli işbirliği mekanizmaları vasıtasıyla daha da ileriye taşımaktayız.

Siyasi ilişkilerimizde yaşanan gelişmelerin diğer veçhelerde de olumlu etkileri görülmektedir. Türkiye ile Körfez İşbirliği Konseyi üyesi altı ülke arasında toplam ticaret hacmi son 20 yılda 12 kattan fazla büyümüştür.

Sayın Cumhurbaşkanımızın Temmuz ayında gerçekleştirdiği Suudi Arabistan, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri ziyaretleri ve bu ziyaretler sırasında imzalanan anlaşmalar, bu anlamda önemli bir adımı teşkil etmektedir.

Yemen’de devam etmekte olan iç savaşa yönelik, Yemen’in toprak bütünlüğünden yana bir yaklaşım izlemekteyiz. Ülkedeki insani ve siyasi krize çözüm çabalarımız, diyalog ve arabuluculuk temelli olarak devam edecektir.

Komşu coğrafyamız olan Kuzey Afrika’yla ilişkilerimizde son bir yılda önemli ilerlemeler kaydettik.

Mısır’la ilişkilerimizde karşılıklı Büyükelçi atanmasıyla yeni bir döneme girildi. Mısır yönetimiyle anlayış birliği ve ortak irademiz çerçevesinde ilişkilerimizi, karşılıklı temas ve ziyaretlerle çeşitlendirerek geliştirmekteyiz.

İki ülke halkının ve bölgenin yararına olacak şekilde ticaret ve ekonomi başta olmak üzere işbirliği mekanizmalarımızı canlandırıyoruz.

Afrika’daki halen en büyük ticaret ortağımız Mısır’la ticari ilişkilerimiz, geçtiğimiz yıl rekor değerlere ulaşırken, firmalarımızın bu ülkedeki yatırımları da artmaya devam ediyor.

Cezayir’le ilişkilerimizde, son üç yılda kaydadağer ilerleme sağladık. Karşılıklı üst düzey ziyaretlerin getirdiği ivmeyle ilişkilerimizi güçlendirerek ilerletiyoruz. İşbirliği mekanizmalarından etkin biçimde yararlanarak ekonomik ilişkileri ve yatırımları karşılıklı yarar anlayışıyla artırıyoruz. Nitekim Sayın Cumhurbaşkanımızın yarın Cezayir’e devlet ziyareti olacak.

Libya’da ülkenin birlik ve bütünlüğünü koruyacak ve kalıcı istikrarın tesisine imkan sağlayacak siyasi çözümün temini yönündeki çabalara aktif katkımız devam ediyor.

Yüce Meclisimizin, 2022 Haziran ayında, 18 ay süreyle yenilediği yetkiyle, sahadaki denge ve sükunetin korunmasına, ülkenin yeni çatışmalara sürüklenmesine engel olmaya ve siyasi sürecin ilerleyebileceği ortamın devamına çalışıyoruz.

Libya’nın Doğu, Batı ve Güneyindeki tüm kesimlerle diyaloğumuzu geliştirmeyi sürdüreceğiz.

Bingazi Başkonsolosluğumuzu yakın zamanda yeniden faaliyete geçireceğiz.

Ülkede yaşanan afet sonrasındaki yeniden imar sürecinde de aktif rol aldık.

Libya’da gelişim ve refahın önünü açacak kalıcı ve sürdürülebilir istikrarın, ancak adil, hür ve muteber seçimlerle sağlanabileceğine inanıyoruz. BM’nin seçim sürecinin uzlaşı temelinde ve uygulanabilir bir perspektifle sürdürülmesi yönündeki çabalarını destekliyoruz.

Atayurdumuz Orta Asya’daki kardeş Cumhuriyetlerle ekonomiden enerjiye, eğitimden kültüre, ulaşımdan savunma sanayiine, turizm, tarım ve sağlık sektörlerine pek çok alandaki yakın işbirliğimizi güçlendirme çabalarımızı yıl içerisinde sürdürdük. Bölgedeki ilk beş yatırımcı arasında yer alıyoruz. Ticaret hacmimizdeki artış eğilimi devam ediyor.

Türk Devletleri Teşkilatı’nın güçlendirilmesine ve Türk dünyasının birlikte daha güçlü kılınmasına yönelik çalışmalarımızı hız kesmeden sürdürmekteyiz. Teşkilat bünyesinde İstanbul merkezli Türk Yatırım Fonu’nun kurulması ve afetlerle ortak mücadele için Sivil Koruma Mekanizması’nın hayata geçirilmesi kararları, son bir senedeki somut adımlarımızdan sadece bazılarıdır.

Dış politikamızda özel bir yere sahip olan Afrika kıtasındaki ülkelerde son derece itibarlı bir konumda olan ülkemiz, kıtanın barış ve istikrarı ile ekonomik ve sosyal kalkınmasına katkıda bulunmaya devam etmektedir.

2005 yılında Afrika Birliği’ne (AfB) gözlemci üye olan ülkemiz 2008 yılındaki Zirve’de Kıta’nın Stratejik Ortağı ilan edildi. 2013 yılında ilan ettiğimiz Afrika Ortaklık politikamızı başarıyla sürdürmekteyiz.

G-20 üyeliğini desteklediğimiz Afrika Birliği’nin Yeni Delhi’de bu yıl yapılan Zirve’de üyeliğe kabul edilmesini memnuniyetle karşıladık.

Değişen küresel dinamikler çerçevesinde, vizyoner bir anlayışla hayata geçirdiğimiz Latin Amerika ve Karayipler Açılım Politikamız, meyvelerini vermektedir.

18 Büyükelçiliğimizle en geniş diplomatik ağa sahip bölge dışı ülkelerden biri olmakla kalmayıp, THY seferleri, TİKA, Yunus Emre Enstitüsü, Maarif Vakfı başta olmak üzere, ilgili kurum ve kuruluşlarımızla, Latin Amerika ve Karayipler’de etkin varlık göstermekteyiz.

Latin Amerika açılım politikamız, aradan geçen 25 yılı aşkın süre içinde tesis edilen güçlü zemin ve kurulan bağlar temelinde daha da verimli bir evreye geçme aşamasındadır. Bölge ile ilişkilerimize ivme kazandırarak daha sistematik bir ortaklığın tesisini ve Açılım Politikamızı karşılıklı güven temelinde Türkiye- Latin Amerika ve Karayipler Ortaklık Politikasına dönüştürmeyi hedefliyoruz.

Asya ülkeleriyle uzun geçmişe dayalı ilişkilerimizi karşılıklı yarar ve ortak öncelikler temelinde geleceğe taşımak üzere başlattığımız Yeniden Asya Girişimi dördüncü yılını doldurdu.

Girişimin ilk aşamadaki hedeflerine ulaştık.

Çok sayıda kıta ülkesiyle işbirliğimizin kapsamını genişlettik, ikili işbirliği mekanizmalarına canlılık kazandırdık. İlişkilerin ahdi çerçevesini güçlendirmeye de devam ediyoruz.

Kıymetli Milletvekilleri,

Güvenlik alanında dünya genelinde ve coğrafyamız özelinde artan kırılganlıkların terör örgütleri için fırsatlar sunduğunu biliyor ve terörizmle mücadele stratejimizi, sahada ve masada, bu anlayışla yürütüyoruz.

Terör örgütleri etki alanlarını genişletmekte ve faaliyet kapasitelerini teknolojik gelişmeleri de kapsayacak şekilde zenginleştirmektedir. Terörizmin sınıraşan ve dönüşen bir tehdit olduğunun bilinciyle, bu alanda uluslararası işbirliğini ikili ve çok taraflı girişimlerimizle güçlendirmek üzere çalışmalar yürütmekteyiz.

Gerek ülkemize gerek bölgemize yönelik en ciddi tehditlerden birini oluşturmaya devam eden PKK/YPG terör örgütüyle mücadelemizde üçüncü taraflara uyarılarımızı yapıyor ve gereken adımları atıyoruz, atmaya da devam edeceğiz.

FETÖ’nün yurtdışı faaliyetlerini yakından takip ediyor ve bu terör örgütünün aynı zamanda bir istihbarat ve suç şebekesi olduğu gerçeğini muhataplarımıza aktarıyoruz.

DEAŞ’la mücadelede ülke içinde ve dışında önemli operasyonlar gerçekleştiriyoruz. Örgütün Afrika’da artan faaliyetleri ve Afganistan’daki varlığı da uluslararası aktörlerle işbirliği halinde takip ettiğimiz gelişmeler arasında yer almaktadır.

İlgili tüm kurumlarımızla eşgüdüm halinde diplomatik girişimlerimizi aralıksız sürdürüyor, terörizmin her biçim ve tezahürüyle aynı kararlılıkla mücadele edilmesi gerektiğini vurguluyoruz.

Karşı karşıya bulunduğumuz sınamalar, etkin çoktaraflılığa duyulan ihtiyacı çok net bir biçimde gözler önüne sermektedir.

İstanbul’un New York veya Cenevre gibi çoktaraflı diplomasinin başkentlerinden biri haline getirilmesi vizyonumuz çerçevesinde, 12 Birleşmiş Milletler kuruluşunun İstanbul’da bölgesel ve küresel mevcudiyet tesis etmesini sağladık. Bu sayıyı önümüzdeki dönemde daha da artırmayı hedefliyoruz.

Tüm bunları yaparken, BM’nin eksiklerini, aksayan yönlerini de en sık ve en güçlü şekilde dile getiriyoruz.

Son olarak, İsrail-Filistin bağlamında yaşanan gelişmeler karşısında BM Güvenlik Konseyi’nin gösterdiği atalet, Sayın Cumhurbaşkanımızın dünyanın her köşesinde yankı bulan “Dünya beşten büyüktür” çağrısının haklılığını bir kez daha gözler önüne sermiştir.

Daha demokratik, şeffaf, etkin, hesap verebilir ve temsil niteliğini haiz bir Güvenlik Konseyi hedefi doğrultusunda, reform çağrımızı, yüksek sesle dile getirmeyi sürdüreceğiz.

Değerli Milletvekilleri,

Yurtdışındaki vatandaş ve soydaşlarımıza yönelik faaliyetlerimizi 2023 yılında da tüm gücümüzle sürdürdük. Konsolosluk hizmetlerine getirdiğimiz yeniliklerle yurtdışında yaşayan vatandaşlarına en fazla sayı ve çeşitlilikte hizmet sunan ülkelerin başında geliyoruz.

Dış Temsilciliklerimizde, vatandaşlarımıza 70’i aşkın türde konsolosluk hizmeti sunmaktayız; bu yılın başından bu yana gerçekleştirdiğimiz konsolosluk işlemi sayısı 3 milyona yaklaştı.

Temsilciliklerimize uzak olan vatandaşlarımıza ulaşmak amacıyla başlattığımız uygulama çerçevesinde, 2023 yılında 62 Gezici Konsolosluk Hizmeti verildi.

Yurtdışındaki vatandaşlarımızın sağlık ve esenliğinin korunması temel önceliğimizdir.

Pandemi döneminde 142 ülkeden vatandaşlarımızın ülkemize dönüşü sağlanmış, Libya, Yemen, Afganistan, Kazakistan ve Ukrayna’dan başarılı tahliye operasyonları hatırlayacağınız gibi gerçekleştirilmiştir.

2023 yılında, Sudan’dan 421’i yabancı ülke vatandaşı olmak üzere toplam 2.434 kişiyi ülkemize tahliye ettik, son olarak, yerel makamlardan alınan özel izinle düzenlenen THY seferiyle Nijer’den 54 Türk vatandaşı ve 169 yabancı ülke vatandaşının ülkemize naklini sağladık. Gazze’deki tahliye çalışmalarımıza yoğun şekilde devam ediyoruz.

Diğer yandan, bulunduğu ülkelerde tedavilerinin yapılması mümkün olmayan 121 kişi Temsilciliklerimizin koordinasyonunda Sağlık Bakanlığı tarafından ambulans uçakla ülkemize getirilerek ileri tedavi imkanlarına kavuşturuldu.

Büyük başarı gösterdiğimiz bir başka alan da yurtdışında kurduğumuz sandıklar aracılığıyla vatandaşlarımızın seçimlere katılımını temin etmemiz oldu.

Cumhurbaşkanı ve 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimi kapsamında, 73 ülkedeki 151 Temsilciliğimizde ve 16 şehirde, 167 noktada sandık kurduk.

Konsolosluk hizmetlerimizin kapsamını genişletmenin ve etkinliğini artırmanın yanısıra, vatandaşlarımızın ve soydaşlarımızın hak ve çıkarlarının korunması da önceliklerimiz arasında yer alıyor.

Dünyanın neresinde olursa olsun vatandaşlarımızın ülkemizin şefkatli gücünü hissetmelerini sağlamak için çalışmaktayız.

İslam düşmanlığının tüm dünyada özellikle de Avrupa ülkelerinde ürkütücü bir boyuta ulaştığını görüyoruz. Sorun, ulusal ve uluslararası düzeyde acil tedbir alınmasını gerekli kılıyor.

2023 yılında, BM ve İslam İşbirliği Teşkilatı’nda kutsal kitapların tahkir edilmesini, dini nefret ve uluslararası hukukun ihlali olarak tanımlayan kararların kabul edilmesinde öncü rol oynadık. Tüm uluslararası platformlarda İslam karşıtlığıyla mücadeleye dair girişimleri desteklemeye devam edeceğiz.

Sayın Milletvekilleri,

Karşı karşıya bulunduğumuz sınamalarla etkin ve çok boyutlu mücadele edebilmek, güçlü bir diplomatik teşkilata sahip olmayı gerektirmektedir. Bu anlayışla, Bakanlığımızın dış teşkilatını genişletmeyi ve kuvvetlendirmeyi sürdürüyoruz.

Bugün dünyada en geniş dış temsilcilik ağına sahip ilk 5 ülke arasında yer almanın haklı gururunu yaşıyoruz.

Değerli Milletvekilleri,

Bakanlığımızın dünya ölçeğinde bir Dışişleri Bakanlığı olması için gereken fiziki koşulların iyileştirilmesi, personel ve teknoloji alanlarında da çalışmalarımıza hızla devam ediyoruz.

“Türkiye Yüzyılı”nda, dijital çağın sunduğu imkanlardan yararlanarak, teşkilatımızın ve vatandaşlarımızın yeni boyutlar kazanan ihtiyaçlarını karşılamaya önem atfediyoruz. Siber uzay, yapay zeka ve kuantum gibi çığır açan ilerlemeler konusunda uluslararası alanda cereyan eden gelişmeleri yakından takip ediyoruz.

Teknolojinin büyük bir hızla geliştiği bu dönemde, Dışişleri Bakanlığı olarak, kurumsal yapımızı ve teşkilatlanmamızı güçlendirmeye, fiziki imkanlarımızı ve teknik altyapımızı iyileştirmeye odaklandık.

Bilgi teknolojileri altyapımızı çağın gerekleri doğrultusunda gözden geçirerek, gerekli iyileştirme ve yenilemeleri yapmaktayız. Kurumumuzun işleyişine ve verimliliğine önemli katkı sağlayan bu çalışmalarla, hizmetlerin kalitesinin yükseltilmesini amaçlıyoruz.

Aynı zamanda dış işlerinin, milli güvenliğimizin nüvesi olması itibariyle, bilgi güvenliğimizi de garanti altına alan siber güvenlik tedbirlerini almaktayız.

Etkin dış politikamız ve Temsilcilik sayımızdaki artış çerçevesinde, nitelikli personel ihtiyacımızı karşılamak üzere Diplomatik Kariyer Memuru alımlarına devam ediyoruz.

“Değişmeyen tek şeyin değişimin kendisi olduğu” şiarıyla sürekli yenilik ve rakiplerimizden bir adım önde olma arayışımızı sürdürmekteyiz.

Dış temsilciliklerimizin, dünyanın her yerinde, ülkemizin itibarına yakışan fiziki koşullarda, vatandaşlarımıza en iyi şekilde hizmet verebilmelerini teminen misyon binalarımızda tadilat ve yenilemeler gerçekleştiriyoruz.

Sayın Milletvekillerimiz,

Bakanlığımıza tahsis edilen bütçeyi, dış politika vizyonumuz doğrultusunda, ülkemizin menfaatlerinin yanısıra yurtdışında vatandaşlarımızın hak ve çıkarlarının en etkin biçimde korunması amacıyla, tasarruf tedbirlerine riayet ederek, etkili bir şekilde kullanmaktayız.

2022 yılı Kesin Hesabına göre, Bakanlığımıza 7,5 milyar TL ödenek tahsis edilmiş, yıl içerisinde aktarılan ilave 3.5 milyar TL ile toplam ödeneğimiz 10,9 milyar TL’ye baliğ olmuştur. Yılsonu harcamamız 10,9 milyar TL olarak gerçekleşmiştir. Dolayısıyla etkin kullanılan bütçemizin gerçekleşme oranı %99.95’tir.

Bakanlığımızın 2022 yılına ait Kesin Hesabı malî mevzuatta öngörülen formatta ayrıntılı olarak hazırlanarak Hazine ve Maliye Bakanlığı’na iletilmiştir. Kesin hesap cetvelleri bir kitapçık olarak da Komisyon’un bilgisine sunulmuştur.

Harcamalarımızın denetimi konusunda Sayıştay Başkanlığımızla yakın işbirliğimiz sürüyor. Bakanlığımızın çalışmalarına olumlu katkı sağlayan bulgular birimlerimizce dikkatle incelenmekte ve ilgili kurumlarla bilistişare gerekli düzenlemeler yapılmaktadır. Bu çerçevede, ilave mevzuat ve idari çalışmalarımız sonucunda bulgu sayıları önemli ölçüde azaltılmıştır.

Nitekim, Sayıştay’ın 19 Eylül’de Bakanlığımıza ulaşan 2022 yılına dair denetim raporunda 2 bulgu yer almaktadır. Bu 2 bulgudan biri mevzuatla ilgili olup, diğeri ise yurtdışında yaşanan tahliye, iç karışıklık, siyasi krizler gibi olağanüstü koşullardan kaynaklanmaktadır. Söz konusu bulgularla ilgili mevzuat çalışmaları, Hazine ve Maliye Bakanlığımız ve Sayıştay’la bilistişare gerçekleştirilmektedir.

2024 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile de Bakanlığıma 31,4 milyar TL ödenek tahsis edilmesi öngörülmektedir.

Bütçemizin yaklaşık %55’i yurtdışı teşkilatımızın harcamaları için kullanılmaktadır. %31’i uluslararası kuruluşlara katkı payı ödemelerimiz ile yurtdışındaki öğretmen, okutman ve din görevlileri maaşları için harcanmaktadır.

Buna ilaveten yüklendiği görevler çerçevesinde 4,2 milyar TL’si Ulusal Ajans ve AB programlarına katılım olmak üzere AB Başkanlığı için de toplam 4,6 milyar TL tutarında bütçe teklifi, Komisyonunuzun onayına sunulmuştur. Türk Akreditasyon Kurumu’nun 2024 bütçe teklifi olan 266 milyon TL ödenek de onaylarınıza sunulmuş bulunuyor.

Dış politika vizyonumuz temelinde hazırladığımız 2019-2023 Stratejik Planımızda bu harcamaların hangi amaç ve hedeflere ulaşmak için kullanılacağı açıklanmıştır.

Bakanlığımızın 2024-2028 Stratejik Plan hazırlık çalışmaları da tamamlanmıştır. Yeni Stratejik Planımız, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığınca yürütülen değerlendirme süreçleri tamamlanınca kamuoyuyla paylaşılacaktır.

Ayrıca, 2024 yılı Performans Programımız ve 2022 yılı İdare Faaliyet Raporumuz da Komisyon’un bilgisine sunulmuştur.

Kıymetli Milletvekilleri,

Dünyamızın içinden geçtiği konjonktür ve bulunduğumuz coğrafya itibarıyla zorlu bir yıl daha bizleri bekliyor.

Rusya-Ukrayna, Ortadoğu ve Afrika başta olmak üzere 2024 yılında tüm dünyada sınamaların artarak devam edeceğini öngörüyoruz. Asya coğrafyasında ABD-Çin rekabeti, Çin’in dünya aktörü olma yönünde farklı alanlarda nüfuzunu artırma girişimleri, ABD’deki seçimler, Avrupa Birliği’nin genişleme ve reform çabaları, Afrika’da artan istikrarsızlık, yeni konvansiyonel savaş alanları, dondurulmuş krizler, 2024 yılında takip edeceğimiz başlıklardan bazılarıdır.

Yapay zeka, kuantum ve büyük veri analizi gibi gelişmeler, uzaydaki rekabet, siber uzaydaki gelişmeler de dijital diplomasi ve dış politika alanında yakından takip edilecek ana konulardan olacaktır.

Ülkemiz, güçlü bir bölgesel aktör olarak dış politikada öne çıkmaya devam ettiği sürece, uluslararası güçlerle rekabetin şiddeti artacaktır. Her anlamda hazırlıklı ve donanımlı olmalı, yılmadan çalışmalıyız.

Sizlere kısa bir kesitini sunduğum faaliyetlerimizi, önümüzdeki yıl da, 2024 yılı Performans Programımız ve Yeni Stratejik Planımız doğrultusunda, hız kesmeden sürdüreceğiz.

Bu duygu ve düşüncelerle, 2024 bütçemizin hayırlara vesile olmasını diliyor, Sayın Başkanımız başta olmak üzere tüm Plan ve Bütçe Komisyonu üyelerimize destekleri için şükranlarımı sunuyorum.