CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI ASİSTANI KORGENERAL HASAN TURKMANİ: (Bu bölüm teknik sorunlar nedeniyle kaydedilememiştir.) Bugün Stratejik Konseyin ikinci toplantısı gerçekleştirilmiştir. Dün akşam Bakanlar arasında yapılan ikili düzeydeki toplantılarda bu anlaşmaların hangi ölçüde gerçekleştiği, gerçekleşemediyse engellerin neler olduğu, bunların giderilmesi için alınacak tedbirler derinlemesine ilgili Bakanlar tarafından ele alınmıştır. Yapılan bu samimi görüşmeler sırasında ileriye dönük olarak mevcut işbirliğinin daha da geliştirilmesi, tüm alanlara teşmil edilmesi hususunda irade birliği bulunmaktadır. İkinci Bakanlar Toplantımız çok verimli olmuştur. Her iki tarafı da memnuniyetini kaydetmiştir. Bunun daha güçlü ve kuvvetli bir şekilde ilgili birimler arasında devam ettirilmesine, iki kardeş ülke için ve iki kardeş halkın lehine katkıda bulunacak her şekilde sürdürülmesi hususunda mutabık kalınmıştır.
Ayrıca, görüşmeler sırasında şu noktaya da işaret edilmiştir. İki ülkenin çıkarı gerektiriyorsa, iki halkın yararı gerektiriyorsa, anlaşmalara dercedilsin veya dercedilmesin, o alanlarda işbirliğine açığız ve iki kardeş ülkenin liderleri olarak mutlak surette görüş birliği, irade ve arzu ortaklığı içindeyiz. Biz işbirliğimizle birlikte sadece iki ülke sınırları içinde değil, üzerinde yaşadığımız Ortadoğu bölgesinde arzu ettiğimiz güvenlik, istikrar ve barışı gerçekleştirmeye gayret ediyoruz. Gerçekten iki kardeş ülke örnek olarak alınabilecek bir kardeşlik stratejik işbirliğini uygulamaya koymuşlardır ve çok sayıda ülke bizim bu uygulamamızı kopyalamak istemekte, örnek almak istemektedir. Hatta bazı ülkelerden de bu sürece katılmak isteyen talepler de gelmiştir bizlere. İkili işbirliğinden her iki ülke ve her iki kardeş halk yararlanacaktır, bölge yararlanacaktır.
Suriye’nin ve Türkiye’nin coğrafi konumları bu işbirliğini aralarındaki tarihe dayanan ilişkiler bu ortak çalışmayı gerektirmektedir. Biz bölgede uzun vadede, orta vadede arzuladığımız işbirliğinin çerçevelerini çizmeye gayret ediyoruz. Bölgemiz önümüzdeki dönemlerde çok önemli gelişmelere tanık olacaktır. İşbirliği alanında gayretler ve çabalar ortak şekilde devam ettirilmektedir. Bölge ülkeleri bu işbirliği sayesinde kendi sorunlarına kendileri çözüm bulabileceklerdir. Çünkü bu ülkeler boş temeller üzerine kurulu ülkeler değildir. Tarihin en güçlü, en kapsamlı uygarlık temelleri üzerine kurulmuştur. Bölgenin sorunları bölge halkının sorunlarıdır. Bölge halkı da buna çözüm bulabilir. Bu güce haizdir.
Bugün çok faydalı bir görüşme yaptık. Bu stratejik işbirliği sadece Suriye-Türkiye arasında değil, bir çekirdek ve nüve olmuş, diğer bölge ülkelerini de içine almıştır. Örneğin Ürdün ve Lübnan’ın da dahil olacağı dörtlü bir işbirliği bölgesi kurulacaktır. Bunun için mekanizmaların oluşturulmasına başlanılmıştır. Geleceğe çok iyimser bir gözle bakmaktayım ve kardeş iki ülke arasında Türkiye’de, Suriye’de gerçekten çok önemli mesafeler katetmiş durumdayız. Her iki ülke de sorumluluğunu müdriktir. Sorumluluğunun bilinci içerisinde adımlar atmaktadır. Ekonomik alanda, siyasi alanda, hayatın diğer tüm akla gelebilecek sektörlerinde gerekli altyapıyı oluşturan anlaşmalar, yasal çerçeve tamamlanmış durumdadır ve kesinlikle şuna inanıyorum; bu her iki halkın hizmetine amaç edecek, iki kardeş ülkenin çıkarına katkıda bulunacaktır. Biz toplantımız sırasında toplantıyı şereflendiren tüm Bakan kardeşlerimizin görüşlerini aldık. Konulacak ve ihdas edilecek ilave uygulama mekanizmaları hakkında bilgi edindik. Stratejik İşbirliği Konseyi her iki ülkenin Başbakanları başkanlığında devam etmektedir. Biz kesinlikle inanıyoruz ki; bu işbirliği vatandaşlarının refahına katkıda bulunmuştur ve bu refahın arzu edilen seviyeye ulaşılmasına katkıda bulunacaktır.
Teşekkür ederim.
SAYIN BAKANIMIZ: Değerli basın mensupları, her şeyden önce ben Bakan arkadaşlarım adına bize gösterilen misafirperverlik dolayısıyla Suriyeli ev sahiplerimize, Lazkiyeli kardeşlerimize bir kez daha teşekkür etmek istiyorum. Geçen sene Halep’te buluşmuş, Gaziantep’e geçmiştik. Bu sene de Lazkiye’de buluştuk. Böylece bütün Suriyeli kardeşlerimizle, geçiş yerlerindeki kardeşlerimizle bir araya gelme imkanını da buluyoruz. Bu bizim için büyük bir şeref. Suriye’nin neresinde olursak olalım biz kendimizi evimizde gibi hissediyoruz. Gösterilen misafirperverliğe teşekkür ediyoruz.
Sayın Turkmani’nin vurguladığı bütün hususlara katılıyorum. Birkaç hususun daha altını çizerek tekrar vurgulamak istiyorum. Geçen sene Suriye Devlet Başkanı Sayın Beşar Esad’ın İstanbul ziyaretinde Sayın Başbakanımız’la buluşması esnasında iki önemli adım atılmıştı. Birincisi Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi’nin bir önceki toplantısının kararı alınmıştı. Nitekim ondan bir ay sonra Bakanlar düzeyinde toplandık. Daha sonra da Başbakanlar eşbaşkanlığında bir araya geldik. İkinci olarak da vizelerin kaldırılması kararının alınmasıydı. Yine geçen sene bildiğiniz gibi sınırda yine bütün bu Bakan arkadaşlarımızın katılımıyla vizelerin kaldırıldığını ilan eden anlaşmayı imzalamıştık. Bunlar gelişmekte olan ilişkilerin işaretleriydi.
Biz bölgemizde komşu ülkeler arasında mutlak anlamda entegrasyona dayalı bir ekonomik işbirliği istiyoruz. Siyasi biçimde gelişen ilişkilerin, en üst düzeye çıkarılan ilişkilerin, siyasi liderler arasında ortaya konan güçlü siyasi iradenin alana yansıması için, toplumların artık tarihten gelen o birlikteliklerini tekrar yaşamaları gerekir. Toplumlar her açıdan tam ve örnek bir şekilde entegre olmalıdır. Ulaştırmada, enerjide, ticarette, sağlıkta, tarımda, çevrede her alanda tek bir ülkeymişçesine hareket ettiğimiz zaman, birbirimizin menfaatlerini kendi ulusal menfaatlerimizle aynı gördüğümüzde, ülke temelinde birlikte gelişme imkanı olacaktır. Bu yepyeni bir modeldir ve biz bu yepyeni modeli hayata geçirerek bu bir yıl içinde çok ciddi mesafeler aldık.
Geçen sene Türkiye ile Suriye arasında başlayan bu yeni örnek ilişki artık bölgemizde bir model olarak yaygınlaşmıştır. Ayrıca bu dönemde ülkeler etrafında çok güçlü insani ilişkiler gelişti. Bakanlarımız, bürokratlarımız, bizler her düzeyde daha sık görüşür hale geldik ve bu görüşmeler neticesinde ortaya ciddi bir sinerji çıktı. Dün ve bugün yaptığımız görüşmelerde bu sinerjinin, ortaya çıkan bu yeni tablonun ne kadar güçlü bir araç oluşturduğunu hep beraber gördük. Dün akşam değerli Bakan arkadaşlarımla birlikte ikili görüşmeler yaptık. Bugün de hep beraber bir yılın değerlendirmesini yaptık. Geçen sene belli anlaşmalar imzalayarak çok güçlü bir hukuki altyapı oluşturduk. Bu hukuki altyapı üzerinde ne kadar mesafe aldığımızı gözden geçirme imkanı bulduk. İlgili tüm Bakanlıkların idaresinde çok güçlü bir işbirliği ortamı mevcuttur ve sorunlar çıktıkları anda çözülebilecek hale gelmiş durumdadır. Ayrıca ortak bir vizyonla hareket ediyoruz. Biz bu şekilde gerçekleştirdiğimiz istişareleri Aralık ayında Sayın Başbakanlarımızın eşbaşkanlığında yapılacak olan toplantıya bir faaliyet raporu şeklinde arz edeceğiz. Yani bütün Bakanlarımız, hep beraber Başbakanlarımıza bir yıllık raporu sunacağız. Böylece güçlü bir takip mekanizması kuracağız ve bu modelin yapısal olarak gelenekselleşmesi sağlanacak. Aldığımız kararlar sadece bu kararların ilan edildiği toplantılar şeklinde devam etmeyecek, bu kararlar hayata geçirilecek ve güçlü bir takip mekanizmasıyla her yıl, her ay, her hafta bu uygulama planlarını tekrar ele alınacaktır.
Sayın Turkmani’nin vurguladığı önemli bir husus var. Geçen sene vizeleri kaldırarak ve bu Konseyi kurarak büyük bir adım atmıştık ve bu adımlar çerçevesinde sadece bir gün içinde duraklamadan söylemek gerekirse Suriye’den Türkiye’ye gelen insan sayısı iki misli arttı. Türkiye’den Suriye’ye giden insan sayısı, misafir sayısı, ziyaretçi sayısı ise üç misli arttı. Böylece bu insani ilişkilerin temeli daha güçlendi. Bu sene bunu daha da ileri aşamaya götürecek bir adım daha attık. Haziran ayında dörtlü olarak Ürdün’ü, Lübnan’ı da aramıza katarak Türkiye-Suriye-Ürdün-Lübnan dörtlü bir işbirliği alanı, serbest ticaret, serbest vize alanı oluşturmaya karar vermiştik. Bunun özellikle ticaret, turizm, enerji, ulaştırma alanlarında yoğunlaşan dörtlü bir işbirliği alanı haline dönüşmesi konusunda önümüzdeki aylarda ciddi adımlar atacağız. Böylece Türkiye-Suriye, Türkiye-Ürdün, Türkiye-Lübnan, Suriye-Ürdün, Suriye-Lübnan ilişkilerinin daha da güçlenerek bölgemizde bir çekim alanı oluşturması yönündeki çabalarımıza zemin katmış bulunuyoruz.
Bütün bu haberler her iki ülkenin dost ve kardeş halkları için çok güzel haberler. Bizler tarihte hep beraber olduğumuz gibi gelecekte de beraber olacağımız, ortak kaderi paylaşacağımız inancıyla bundan sonra bu faaliyetlerimizi arttırarak sürdüreceğiz. Çünkü iki ülkenin halkları bunu istemektedir. Halklarımız daha fazlasını bizden talep ediyor. Bütün amacımız bu taleplerin hayata geçirilmesi. Bu güzel dostluk, kardeşlik ilişkisi bölgemize sirayet edecek ve bölgemizde, tüm Ortadoğu’da bu bölgenin iradesinden kaynaklanan yepyeni bir dönem, yepyeni bir kalkınma, refah, istikrar, barış dönemi ortaya çıkacaktır. Ben tekrar misafirperverlikleri için Suriyeli ev sahiplerimize teşekkür ediyorum. Her konuda Türkiye’nin Suriye’nin yanında olduğunu, Türk halkının Suriye halkıyla her konuyu paylaşmaya hazır olduğunu bir kez daha teyit ediyorum. Sayın Başbakanlarımızın başkanlığında Türkiye’de Aralık ayında yapılacak olan Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi toplantısında beraber olmak ümidiyle saygılarımı sunuyorum.
Teşekkür ederim.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI ASİSTANI KORGENERAL HASAN TURKMANİ: Sorular için 5 dakika gibi bir süre veriyoruz. Her iki taraftan da soru alabiliriz. Buyurun.
SORU: Abdülhamit Tevfik, El-Cezire Kanalı’ndan. Sayın Türkiye Dışişleri Bakanına soru sormak istiyorum. İsrail özür dilemediği sürece Türkiye-İsrail arasındaki eski ilişkilere dönülmeyeceği hususunda ısrarlısınız. Türkiye ısrarlı görünüyor. Sayın Bakan bu tutumunuzda herhangi bir değişiklik var mı?
SAYIN BAKANIMIZ: Doğrusu bugün iki ülke arasında Türkiye ve Suriye arasında pozitif ilişkilerden kaynaklanan yepyeni bir toplantı yapmayı, gündemimizin pozitif olmasını arzuluyoruz, yani gündemimiz sadece Türkiye’nin Suriye ile ilişkilerine münhasır olsun istiyoruz. Bugün hiçbir başka konu Türkiye ile Suriye arasındaki yoğun işbirliği alanını işgal etmemeli. Ortak konularımızı konuşalım, ortak ufkumuzu konuşalım. Hiçbir başka konu ufkumuzu daraltmasın, bize gölge etmesin. Türkiye ile Suriye arasındaki bu ilişkilere yoğunlaşalım. O konularda zaten o kadar çok konuşuldu ki, yani Türkiye’nin pozisyonu o kadar net biliniyor ki, bir kere daha tekrar etmeye ihtiyaç hissetmiyorum. Gelin hep beraber karşılıklı pozitif gündem üzerinde konuşalım.
SORU: Deniz Kilislioğlu, CNN Türk Televizyonu’ndan. Her iki Bakana da sorum olacak. Öncelikle Sayın Bakan size olacak. Terörle mücadele çok yoğun bir şekilde son günlerde Türkiye’de tartışılıyor. Yanlış hatırlamıyorsam geçen Bakanlar toplantısında Suriye ile bir Güvenlik İşbirliği Anlaşması konusunda çalışmalar yürüyor şeklinde bir açıklama olmuştu. Bugün çalışmalar ne aşamadadır? Özellikle bu toplantıda terörle mücadele konusunda daha önce Beşar Esad’ın da açıklamaları vardı. Bu yönde bir adım atılıp atılmayacağı konusunda ne oldu? Aynı soruyu aynı şekilde Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısına da sormak istiyorum.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI ASİSTANI KORGENERAL HASAN TURKMANİ: Kuşkusuz terörle mücadele konusu ve iki kardeş ülke arasında buna mahsus özel bir anlaşma imzalanmıştır. Bu doğru. Bu konu iki ülkeyi ilgilendirir ve bu hususta ilgili Bakanlıklar ve birimler arasında işbirliği devam ettirilmektedir, ortak irade ve arzu vardır. Biz birlikte bu hususta çalışmamızı devam ettiriyoruz. Anlaşmanın güvenlik alanında işbirliğini daha zenginleştirmesi yönünde çalışıyoruz. Geçtiğimiz dönem içerisinde, ilgili birimler çok iyi bilmektedirler, güvenlik mercileri arasında her iki tarafı da memnun eden işbirliği sergilenmiştir.
İlgili Bakanlıklar ve kurumlar arasında bu işbirliği gittikçe geliştiriliyor. İçişleri Bakanları öyle sanıyorum ve aralarında yaptıkları ikili görüşme sırasında bu konuyu ele almışlardır ve ileriye dönük olarak daha da bunun şümulleştirilmesi ve daha verimli şekle dönüştürülmesi için görüş birliğine varmışlardır. Benim de kanımca her iki Bakan da işbirliğinden duydukları memnuniyeti karşılıklı olarak aktarmışlardır. Çünkü bu işbirliği çok önemlidir. Terörle mücadele çok önemli konudur, her iki ülke ve her iki kardeş halk için. Teşekkür ediyorum.
SAYIN BAKANIMIZ: Aslında gördüğünüz gibi, bölgemizde iki vizyon bulunmaktadır. Birisi bizim bugün gerçekleştirdiğimiz şekilde Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi ve benzer mekanizmalarla bölgede refahı, istikrarı, barışı, huzuru koruma vizyonu, ve bu yöndeki çalışmalardır. Diğeri ise bölgede çatışmayı, gerilimi, ihtilafları körükleyecek şekilde ülkeler arasında veya terörü kullanarak bölgeye huzursuzluk yayma vizyonudur. Birinci vizyonun gerçekleşmesi konusunda atılacak her adım diğer vizyonun alanını daraltıyor, yani biz ne kadar Suriye, Irak, Ürdün’le, diğer bütün komşu ülkelerle ve komşu ülkeler de birbirleri arasında böylesine olumlu bir atmosfer oluşturursa; bölgede gerilime, çatışmaya, teröre, özellikle de teröre, alan kalmayacaktır. Onun için biz bir taraftan bu çalışmaları yoğunlaştırıyoruz, bir anlamda pozitif gündemi artırıyoruz. Diğer taraftan da, önleyici bir tedbir olarak teröre karşı alınacak önlemler konusunda da tam bir işbirliği halinde çalışıyoruz.
Türkiye ile Suriye’nin vizyonları bu konuda her iki alanda da örtüşüyor. Birincisinde ne kadar başarı sağlıyorsak, ikincisinde de o derece yoğun bir işbirliğimiz var. İçişleri Bakanlarımız çok yoğun temas halinde, güvenlik ve istihbarat örgütlerimiz arasındaki diyalog mükemmelen seyrediyor. Teröre karşı alınacak tedbirler konusunda bu anlamda Türkiye ile Suriye arasında hem bir vizyon hem de faaliyet uzlaşması mutabakatı var. Bundan sonra da bu konudaki çalışmalar artarak hızla devam edecektir.
SORU: (Sorunun tam çevirisi yapılmamıştır) İki ülke sınırları arasındaki mayınlı bölgenin durumu nedir?
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI ASİSTANI KORGENERAL HASAN TURKMANİ: Gerçekten iki ülke sınırında çalışmalar devam etmektedir ve bu sınırdaki, sınır bölgesindeki mayınlı bölgeler tamamen temizlendikten sonra burada çeşitli çalışmalar yapılacaktır ve bölgede ortak projeler yürütülecektir. Tarım olsun, sanayi olsun veya işte iki ülkenin projeleri olacaktır. Biz daha önce de söylediğim gibi, bu mayınlar temizlendikten sonra arazide çalışmalar yapılacaktır. Ancak o zaman ne gibi çalışmaların yürütülebileceği görülecektir.
SAYIN BAKANIMIZ: Soru tam tercüme edilemedi, ama cevaptan soruyu çıkardım. Cevaplandırmaya çalışayım. Bir kere sınır boylarında en başından beri çok yoğun bir işbirliği sözkonusudur. Ayrıca, gümrükler konusunda bugün çok olumlu görüşmeler gerçekleşti; kapıların, gümrüklerin daha iyi işlemesi konusunda bir de Anlaşma sağlandı biliyorsunuz. Yine bu bölgelerde, sınır bölgesinde serbest ticaret bölgesi kurulması konusunda ortak mutabakat sağlandı. Yine kalkınma Bakanlıklarımız arasında bölgede bütün vilayetlerimizi kuşatacak şekilde ortak vilayet toplantıları yapılması kararı alındı, bir tek vilayetimiz eksikti o da sağlanacak. Ulaştırma konusunda çok büyük bir proje mevcut; hayata geçirebilirsek bölge için örnek olacaktır, o da demiryollarının ıslah edilmesi ve özellikle de Gaziantep’le Halep arasında hızlı tren ulaşımı kurulmasıdır.
Bir taraftan ulaştırma imkanları, bir taraftan enerji politikaları ve ticaret altyapısıyla biz bütün sınır bölgelerimizin tam bir entegre alan haline dönüşmesini istiyoruz. Bu şehirler, bu köyler, bu insanlar tarih boyunca bir arada yaşadılar, bundan sonra da bir arada yaşayacaklar. Önümüzdeki gümrük kapıları duvar olmaktan çıkacak, gerçek anlamda evden eve açılan kapılar kadar rahat olacak. Ticaret, serbest ticaret alanlarıyla ortak pazar haline dönüşecek. Enerji akışkanlığı 250 Megavat’tan 750’ye çıktı. Dolayısıyla enerji elektrik akışkanlığı sağlanacak. Dolayısıyla her alanda tam bir entegrasyon sağlanacak, hedefimiz bu. Böylece sınır boylarındaki kardeşlerimiz, halklarımız bir arada bu refahtan istifade edecekler. Tabii bunlar içinde mayınların temizlenmesi en önemli adımı teşkil edecek.
SORU: Suriye Televizyonu’ndan. Sayın Türkiye Dışişleri Bakanı, Suriye-Türkiye ilişkilerinin şu anda ulaştığı seviye AK Parti’nin iktidarda olmasından kaynaklanmaktadır. Bu ilişkilerin AK Parti olmadan da devam edebileceği konusunda fikriniz nedir?
SAYIN BAKANIMIZ: Türkiye demokratik sistemle yönetilen bir ülkedir ve hükümetler devletin iradesini temsil ederler. Dolayısıyla, Türkiye’nin Suriye ile yürüttüğü o yoğun ve iyi ilişki tabii ki AK Parti’nin ve Hükümetimizin felsefesini yansıtıyor; ancak bu aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin de siyasi iradesidir. Dolayısıyla burada bir ayırım gözetmek mümkün değildir. Sorunuzun ikinci kısmında, “AK Parti Hükümetleri dışında” gibi bir ifade var. Önümüzdeki görünen dönemde AK Parti hükümet olmaya devam edecek, bundan şüpheniz olmasın. Ama zaten Türkiye ile Suriye ilişkileri konusunda çok güçlü bir toplumsal mutabakat var. Herkes, muhalefet partileri de dâhil olmak üzere, herkes Türkiye ile Suriye arasında gelişen bu ilişkiden memnuniyet ifade ediyor. O bakımdan bu ilişkiler kalıcı ve tarihi ilişkilerdir. AK Parti Hükümetlerinin güçlü iradesi tarihin normalleşmesini sağlamıştır. Bundan sonra kimse tarihin geriye akışına izin vermez. Tarih normal mecrasına oturmuştur. Bundan sonra da ilelebet bu mecrada kalacaktır. Hiç kimsenin tereddütü olmasın.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI ASİSTANI KORGENERAL HASAN TURKMANİ: Sayın Bakanlar yemeğe davetlidir. Yarım saat sonra ayrılacağız.
Herkese teşekkür ediyorum.