AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Timmermans’ın 31 Mart yerel seçim
sonuçlarıyla ilgili bazı basın yayın organlarında yer alan ifadeleri hayal
kırıklığı ve şaşkınlıkla karşılanmıştır.
Türk halkı 31 Mart’ta bir kez daha Avrupa ülkelerinde nadir görülen bir
katılım oranıyla sandığa gitmiş ve demokrasiye bağlılığını bir kez daha
tescil etmiştir. Milletimizin sandıkta verdiği mesaj Türkiye’de istikrar ve
güven ortamının devamına olan inanç ve desteğinin yansımasıdır. Buna
rağmen, Avrupa Birliği yetkililerinin henüz bazı yerlerde resmi sonuçlar
açıklanmadığı halde buralardaki sonuçların tanınması yönünde yaptığı
çağrılar talihsiz bir gaf olarak kayıtlara geçmiştir. Hukuki çerçevede
ilçe, il ve Yüksek Seçim Kurulu nezdinde yapılan itiraz ve başvuruların
sonucunu beklemek hukuka saygının bir gereğidir. Bu nedenle sözkonusu
ifadeler, demokratik ve hukuki değerlere bağlılık anlamında son dönemde
daha da fazla sorgulanmakta olan AB’nin çifte standartlarının başka bir
örneğini oluşturmuştur.
Türkiye reform kararlılığını samimiyetle ve aynı sağlam iradeyle
sürdürmektedir. Milletimizin demokrasiye olan bağlılığı 31 Mart yerel
seçimlerinde bir kez daha tescillenmiş olup, reform kararlılığımız
ortadayken Avrupa Birliği yetkililerinin hukuki sürece saygı göstermeksizin
keyfi ve aceleci açıklamaları büyük bir talihsizlik olmuştur.
AB yetkililerini siyasi heves ve tercihleri uğruna Avrupa Birliği’nin
temsil ettiği demokratik ve hukuki değerleri aşındırmamaya davet
ediyoruz.