SAYIN BAKANIMIZ: Değerli basın mensupları, çok değerli bir dostumu, çalışma arkadaşım Polonya Dışişleri Bakanı Radoslaw Sikorski’yi bugün Türkiye’de ve evimde misafir etmekten büyük bir şeref duyuyorum, Daha önce AB, NATO ve birçok uluslararası forumda bir arada olmuştuk, ama bu ikili düzeyde ilk defa bir araya gelişimiz ve çok kapsamlı görüşmeler gerçekleştirdik. Kendisi bütün bu uluslararası forumlarda çok ciddi katkılar yapan, benim çok saygı duyduğum, entelektüel arka planıyla da gerçekten hem ilişkilerimize hem uluslararası ilişkilerimize çok katkıda bulunabilecek bir Dışişleri Bakanı arkadaşım. Biz bugün ikili ilişkilerimizi bütün veçhesiyle ele aldık ve dört düzlemde Türkiye ile Polonya arasındaki ilişkilerin daha da güçlendirilmesi konusunda mutabakata vardık. İkili ilişkiler düzlemi birincisi, ikincisi AB ve NATO’da, Transatlantik bağlamındaki kurumlarda işbirliğimiz, üçüncüsü Avrasya ölçeğinde birçok konuda, enerji güvenliği gibi konulardaki işbirliğimiz ve dördüncüsü de uluslararası örgütlerde işbirliğimizdir.
İkili ilişkilerde çok köklü, çok tarihi bir arka plana sahibiz. Türkiye ve Polonya birçok açıdan birbirine benzeyen, coğrafi ve nüfus özelliklerine sahip… Her şeyden önce bayraklarımıza bile baktığınızda ikisi de kırmızı beyaz. Coğrafi olarak da bütün Avrasya geçişlerinde en önemli iki koridorda merkezi ülkeler konumundayız. Ekonomik krize tepkimiz bağlamında bile. Türkiye ve Polonya Avrupa’da ekonomik krize rağmen kalkınma hızını sürdürebilen iki ülke oldu. Tarihi olarak ise ilişkimiz tamamıyla özel ve çok kendine has bir özelliğe sahip, çünkü 2014 yılında Türkiye ile Polonya’nın diplomatik ilişkilerinin 600’ncü yılını kutlayacağız. İlişkilerimizi daha da güçlendirmek için önemli kararlar aldık bugün. Polonya Başbakanı Sayın Tusk’un Aralık ayında Türkiye’ye ziyaretine kadar birçok konuda önemli adımlar atmayı ve Başbakanlarımızın ziyaretinde bunları yeni bir çerçeveye oturtmayı düşünüyoruz. Stratejik işbirliğimizi ve istişare mekanizmalarımızı daha kapsamlı bir çerçeveye oturtacağız ve daha üst düzey bir noktada gerçekleştireceğiz. Türkiye ile Polonya arasında Sayın Başbakan’ın ziyaretinde bir iş forumu, bir de entelektüel forum-sivil toplum forumu toplantısı gerçekleştireceğiz. Liderlik düzeyinde, siyasi düzeydeki üst düzey işbirliği anlayışı böylece toplumun her katmanına yaymaya çalışacağız. İki Dışişleri Bakanlığı olarak diplomat değişimi de dâhil olmak üzere karşılıklı olarak diplomatlarımızın Bakanlıklarımızda tecrübelerini geliştirmeleri amacıyla çalışma imkânları da dâhil olmak üzere, özellikle Diplomasi Akademilerinde, iki ülke diplomasi akademisinin birlikte çalışmalarına karar verdik.
Üç milyar dolar civarındaki dış ticaretimizi beş milyar dolara çıkarma kararındayız. Enerji güvenliği konusunda da özel bir çalışma ekibi oluşturacağız. Kültürel ilişkilerde her iki ülke üniversiteleri arasında daha yakın bir işbirliği olacak. Türkiye’de, bunu özellikle vurgulamak istiyorum, Türkiye’de Lehçe eğitim yapan ya da Polonya tarihi ve dili üzerine çalışan üniversite bölümlerini destekleyeceğiz, buraya akademisyenlerin gelişini teşvik edeceğiz, daha çok sayıda Polonyalı öğrencinin Türkiye’de öğrenim görmesi için her türlü kolaylığı sağlayacağız, bu konudaki bütün bürokratik engelleri kaldıracağız. Bu çerçevede karşılıklı vize kolaylıkları konularında da gereken adımları atacağız.
İkinci alanda, Transatlantik ilişkilerde ve AB ilişkilerinde, AB’de Polonya’nın bize verdiği destek dolayısıyla müteşekkiriz. Ayrıca Polonya gelecek sene, 2011 Temmuz’undan itibaren AB Dönem Başkanlığını üstlenecek. Biz Polonya Dönem Başkanlığı süresinde yapacağımız ortak çalışmaları da ele aldık ve Polonya Dönem Başkanlığı’nda Türkiye-AB ilişkilerinin büyük bir ivme kazanacağından eminiz. NATO içinde çok yakın bir işbirliği içerisindeyiz. NATO, Avrupa Birliği işbirliği konularını da kendisiyle istişare ettik. Ayrıca diğer bölgesel ve uluslararası konuları ele aldık, biraz sonra yemekte de ele almaya devam edeceğiz. Ben aramızdaki bu istişarelerin bu derece verimli ve son derece açık yüreklilikle seyretmiş olmasından çok memnunum, kendisine de ziyaretleri dolayısıyla bir kez daha teşekkür ediyorum ve hoş geldiniz diyorum.
KONUK BAKAN: Sayın Bakan nazik davetiniz için çok teşekkür ediyorum. Bugün artık rahatlıkla söyleyebilirim ki ‘Lehistan Elçisi geldi’...
Ülkelerimiz arasında tarih boyunca çeşitli olaylar oldu. Genelde dosttuk, bazen de savaştık, ama birbirimize her zaman saygı duyduk ve her zaman ülkelerimizin bulundukları bölgelerde öneminin farkındaydık. Ülkelerimizin büyüme potansiyeli çok yüksektir ve iki ülke de uluslararası arenada kendi yerini almak üzereler diyebilirim. Onun için Başbakanlarımızın bize verdikleri görevi, yani Türkiye ve Polonya arasındaki ilişkileri güçlendirmede bana da pay düştüğüne çok seviniyorum. Birinden sonra söz almak o kadar zor ki, genelde akıllı konuşmacı her şeyi söylemiş oluyor. Onun için hem siyasi hem ticari hem kültürel konularda meslekdaşımın söylediği her şeyi sadece memnuniyetle teyit edebilirim. Polonya önümüzdeki sene yapacağı AB Dönem Başkanlığı’nı çok ciddiye alıyor. Özellikle genişleme konusundaki sorumluluğu çok iyi hissetmekte ve anlamaktadır. Tabii ki dönem başkanlığında Troyka denilen yapıda çalışacağız, Danimarka ve Kıbrıs ile birlikte, onun için bu da daha önem kazanıyor.
Polonya Birliğin güvenlik ve savunma konularında güçlendirilmesine çok önem vermektedir ve bu konuda Türkiye de çok büyük deneyimlere sahiptir. Bu anlamda Türkiye’nin AB yolunu kolaylaştırmak adına, AB ve NATO arasındaki anlaşmazlıkları gidermeye ve hafifletmeye çalışacağız. Tekrar Anayasa referandumunda alınan sonuçtan dolayı sizi kutlamak istiyorum, bu çok önemli bir adım, AB’ye size yakınlaştırmakta büyük bir önemi var. Aynı zamanda Türkiye’nin Balkanlar’da, Afganistan’da ve Irak’taki çabalarından dolayı kutlamak ve teşekkür etmek istiyorum. Aynı zamanda enerji hammaddelerinin nakli konusundaki çeşitlendirme konusunda da çabalarınızı destekliyoruz ve kutluyoruz. Polonya Başbakanı’nın Türkiye’yi ziyaretinden önceki birkaç hafta, çok yoğun çalışmalarla geçecek. Sayın Bakan sizi önümüzdeki dönem Polonya’da görme arzusundayız.
SAYIN BAKANIMIZ: Ben de Polonya’ya gitmekten büyük bir memnuniyet duyacağım. Sayın dostum çok güzel bir jest yaptılar, onu belki izah etmekte fayda var. ‘Lehistan Sefiri geldi’ ne anlama geliyor, bunu bilmeyen arkadaşlarımız için açıklamak isterim. Geçmişte Polonya işgal altında iken, Osmanlı protokolünün resmi törenlerinde diğer Büyükelçilerin geçişi yapılırken, Polonya işgal altında olduğu için, Polonya Büyükelçisi olmazmış ve Osmanlı yani Türk protokol memuru, o zaman ‘Lehistan Büyükelçisi’ diye anons ettiğinde, bir başka protokol memuru önceden hazırlanmış bir şekilde “Lehistan Büyükelçisi yolda, geliyor Sultanım!” dermiş. Bu da Polonya’nın bağımsızlığının sağlanmasının yakın olduğunun işareti olurmuş ve Polonya bağımsızlığına verilen destek anlamda kullanılırmış. O günden bugüne, bizim için Polonya’nın bağımsızlığı, istikrarı, gücü Türkiye’nin gücü gibi görülür.
KONUK BAKAN: Polonya’daki okullarda, tarih derslerinde her Polonyalı çocuk bunu bilir ve öğrenir.
SAYIN BAKANIMIZ: O günden bugüne Polonya’nın bağımsızlığı Türkiye’nin bağımsızlığı gibidir, Polonya’nın gücü Türkiye’nin gücü gibidir bizim açımızdan ve hep öyle olacaktır.
SORU: Türkiye’nin Polonya’dan, AB Dönem Başkanlığı sırasında özel beklentileri var mı? Genel olarak konuşuldu ama, detaylı bir şey var mı? İki Bakan’a da soruyorum.
SAYIN BAKANIMIZ: Gerçekten beklentimiz yüksek, çünkü Polonya’nın hem Türkiye’nin yakın bir dostu olarak, hem de AB ilkelerine ve süreçlerine son derece sadık bir Dönem Başkanı olarak, bu dönemde Türkiye ile AB ilişkilerine büyük bir ivme katacağına inanıyoruz. Gerek Kıbrıs gibi ve AB-NATO ilişkileri gibi kritik konularda, gerekse Türkiye’nin AB müzakere süreci fasıllarının açılması gibi daha teknik konularda Türkiye’yi en yakından anlayacak dost ülkelerden biri Polonya’dır, ben de bütün bu konularda kendisine bugün detaylı bilgi verdim. Polonya’dan beklentimiz yüksek, güvenimiz ise tam.
KONUK BAKAN: Her Dönem Başkanlığı’nı yürüten ülke bir hedef önüne koyuyor. Her Dönem Başkanlığı yapan ülkenin en az Türkiye ile bir fasılı kapatması hedefiydi. Biz de, böyle istekli bir Dönem Başkanı olmak istiyoruz.
SORU: Şimdi Sayın Polonyalı Bakan’a soru sormak istiyorum. Polonya-Türkiye işbirliği, AB-Türkiye, bu konularda Sayın Bakan ne düşünüyor?
KONUK BAKAN: Polonya ve Türkiye’nin enerji kaynaklarını çeşitlendirme, yolları çeşitlendirme konusunda ortak çıkarları mevcut. Şimdi Türkiye bu konuda Hazar Denizi ve Ortadoğu arasında bir koridor olma niyetinde. Bunun bir örneği de Nabucco Gaz Boru Hattı. Biz tabii ki bu konuları birleştirip, desteklemek istiyoruz.
SORU: Efendim öncelikle Polonya ve Türkiye arasındaki vizelerin kalkacağına yönelik bir çalışma olduğunu söylediniz. Bunun için yakın bir tarih vermek mümkün müdür? Bir de konu dışında bir sorum olacak efendim. Bugün Azerbaycan’da yeniden bir bayrak krizinin yaşandığına yönelik Azerbaycan basınında bir haber yer aldı. Herhangi resmi bir açıklama yok, ama bu konuda bilgi almamız mümkün müdür?
SAYIN BAKANIMIZ: İkinci soruya yanıt vererek başlayayım. Daha sonra detaya gireriz. Böyle bir bilgi, bize ulaşmış hiçbir bilgi yok, ortada da bir kriz yok, bu tür basın haberleriyle dost ve kardeş Azerbaycan’la Türkiye arasında kimse herhangi bir sıkıntı varmış görüntüsü uyandırmamalıdır. Bizim için Azerbaycan ve Türkiye Cumhuriyeti bayrakları aynı ölçüde saygı duyulan, Azerbaycan ve Türkiye halkları tarafından saygı duyulan bayraklardır. Bu konuda hiçbir kriz yok. Yeni bir kriz varmış gibi ortaya konulmamalıdır.
Vize konusunda tabii Polonya AB üyesi olarak Schengen sistemi içinde bir ülke. Biz iki konuyu Polonya ile ele aldık. Bir, Türkiye’nin şu anda AB ile yürütmekte olduğu vize liberalleşmesi konusunda Polonya’nın desteğini talep ettik, kendileri de destek beyan ettiler. İkincisi de, bizim İtalya, İspanya gibi ülkelerle uyguladığımız türde, özellikle işadamları, öğrenciler için vize kolaylaştırılması ve uzun dönemli vize kolaylıkları, bu konuda da mutabık kaldık. Türkiye’ye Polonyalıların gelişi konusunda ise bazı pratik vize sıkıntıları varmış, biz de Türkiye olarak bütün bu sıkıntıların aşılacağını, Polonyalı öğrencilerin özellikle öğretim üyelerinin, işadamlarının Türkiye’ye hiçbir zorlukla karşılaşmadan gelecekleri konusunda çalışmalar yapacağımızı kendilerine söyledik.
KONUK BAKAN: Halkların dolaşımı söz konusu ise, keşke Polonyalıların Türkiye’ye geldiği kadar Türkler de Polonya’ya gelebilseydi, çok memnun olurduk. Bu konuda vize herhangi bir sorun, engel teşkil etmez. Polonya vize serbestisi ve kolaylaştırılması konusunda kararlıdır ve özellikle Schengen ve AB’nin komşu ülkelerine o kolaylıkları sağlamak için elinden geleni yapacak, bundan emin olabilirsiniz.
SORU: Efendim ben size sormak istiyorum. 20-22 Ekim tarihleri arasında OECD Kudüs’te bir toplantı yapacak. Bu toplantıya İspanya ve İngiltere katılmazken, Türkiye’nin bir heyet göndereceği söyleniyor. Acaba gerilen ilişkiler sonrasında Türkiye’nin böyle bir adımda bulunması, bir yumuşama sinyali olarak algılanabilir mi?
SAYIN BAKANIMIZ: Şimdi “söyleniyor” diyorsunuz, dolayısıyla bu sadece söylenen bir hsusu. Bu konuda verilmiş ve netleşmiş bir kararımız yok. Ancak bildiğiniz gibi, bu çok taraflı bir toplantıdır. Buna bakacağız, değerlendireceğiz; ama şu anda katılınması yönünde verilmiş bir kararımız yok.
Teşekkür ederim.