Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun NATO Genel Sekreteri Sayın Jens Stoltenberg ile Ortak Basın Toplantısı, 6 Mayıs 2019, Ankara

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Hazır mıyız?

Sayın Genel Sekreter, değerli dostum Jens, sevgili basın mensupları, Akdenizli bir müttefik olarak NATO Genel Sekreterini, Kuzey Atlantik Konseyini ve Akdeniz Diyaloğu ortaklarımızı ülkemizde ağırlamaktan büyük bir mutluluk duyuyorum.

Bu yıl Akdeniz Diyaloğu’nun kuruluşunun 25. yıldönümü. Akdeniz Diyaloğu, Türkiye’nin tarihi mirası ve stratejik konumu nedeniyle farklı merkezler ve coğrafyalarla kurduğu özel ilişkilerin somut bir örneğini oluşturuyor. Akdeniz Diyaloğu’nun 25. yılında bu ortak toplantıya ev sahipliği yapmamız, esasen Türkiye’nin çok taraflı ve girişimci dış politikasının başka bir sonucudur.

Değerli basın mensupları, terör ve düzensiz mücadelede başarılı olmak için mutlaka birlikte hareket etmeliyiz. Bu konularda seçici yaklaşımlarla sonuca ulaşamayacağımızı artık anlamamız gerekiyor. Ortak tehditlerle mücadele ederken uluslararası hukuka uygun davranmalı, tek taraflı adımlardan kaçınmalıyız. Ayrıca, bölgemizin gerçeklerini dikkate almak zorundayız.

Toplantıda, Akdeniz Diyaloğu ortaklarımızla pratik işbirliğimizin geliştirilmesi için bazı somut önerilerde bulunduk. Bu bağlamda ortaklarımıza güvenlik ve savunma alanında daha fazla eğitim ve işbirliği imkânı sunabileceğimizi de ifade ettik.

Sayın Cumhurbaşkanımız da sizlerin de takip ettiği gibi katılımcılara hitap ederek bölgeye yönelik vizyonumuzu paylaştı.

Sayın Cumhurbaşkanımız, NATO Genel Sekreteriyle bir görüşme gerçekleştirdi, bugün ofisinde kendilerini kabul ettiler. Bu görüşmede NATO’dan beklentilerimiz ve önceliklerimizi Sayın Cumhurbaşkanımız bizzat aktardı. Görüşmede, Aralık ayında Londra’da yapılacak NATO Zirvesi’nin gündeminde bulunan öncelikli konular da ele alındı.

Değerli basın mensupları, NATO Konseyi ve ortaklarımız yarın Akdeniz havzasının en kadim şehirlerinden Hatay’ı ziyaret edecekler ve kendilerine burada özellikle Hatay’da güzel vakit geçirmelerini diliyorum. Ayrıca, Hatay’da farklı dinlerden, farklı etnik gruplardan ve mezheplerden halkların uyum içinde yaşadıklarını kendi gözleriyle de görmüş olacaklar. Bugün tüm Konsey üyelerinin Hatay’a gidecek olmaktan dolayı çok heyecanlı olduğunu toplantıda da gördük.

Bu vesileyle Hatay’da, ülkemizin düzensiz göçle mücadelesi ve terörizm başta olmak üzere karşı karşıya olduğu güney kaynaklı sınama ve tehditler konusunda kendilerine sunumlar yapılacak.

Ben bir kere daha Genel Sekretere, Konsey üyelerimize ve Akdeniz’deki ortaklarımıza hoş geldiniz diyerek sözü Genel Sekretere veriyorum.

NATO GENEL SEKRETERİ JENS STOLTENBERG- Çok teşekkürler Sayın Bakan Çavuşoğlu, sevgili Mevlüt. Tekrar Ankara’da olmak, sizlerle birlikte olmak gerçekten çok güzel. Sıcak karşılamanız için teşekkür ederim. Aynı zamanda Kuzey Atlantik Konseyine Akdeniz yolu ortakları ülkelerimize de ev sahipliği yaptığınız için çok teşekkürler. Yine aynı şekilde ittifak içerisindeki liderliğiniz ve ittifaka bağlılığınız için de teşekkür ediyorum.

Türkiye benim Genel Sekreter olarak en çok ziyaret ettiğim ülkelerden bir tanesi ve her zaman buraya tekrardan gelmekten büyük memnuniyet duyuyorum.

Türkiye çok önemli ve çok değer verilen bir NATO müttefiki. Sizler ittifakımızın güvenliğine çok önemli katkılarda bulunuyorsunuz. Toplu savunma ve ortak güvenliğimize katkılarda bulunuyorsunuz ve birlikte terörle mücadelede çok büyük ilerleme kaydettik. Ve DEAŞ’ın ele geçirdiği tüm toprakların DEAŞ’ten kurtarılması tarihi bir başarıdır, ancak yapılması gereken halen birçok şey vardır. NATO’nun Konya’dan uçan Awacs gözlem uçakları DEAŞ’e karşı küresel koalisyona destek vermektedir. Aynı zamanda NATO’nun eğitim misyonu da Irak güvenlik kuvvetlerinin güçlendirilmesine yardımcı olmaktadır. Amaç, DEAŞ’in bir daha hiçbir zaman dönmemesinin sağlanmasıdır.

Türkiye’nin Irak’taki eğitimlerimizde kilit bir rol oynamasını memnuniyetle karşılıyorum. Türkiye yine aynı şekilde Afganistan’daki kararlı destek misyonumuza en büyük katkıda bulunan ülkelerden bir tanesi. Ve bu ülkenin yeniden uluslararası teröristler için güvenli bir liman haline gelmemesini sağlıyor.

Türkiye, aynı şekilde NATO’nun kasabadaki barış gücünün bir parçası olarak Batı Balkanlar’da da istikrarın geliştirilmesine yardımcı oluyor.

Yine aynı şekilde Türkiye’nin yakın geçmişte, geçmiş günlerde yaşadığı kayıplardan dolayı taziyelerimizi ifade etmek istiyorum.

NATO ittifakı, Türkiye’nin karşı karşıya olduğu güvenlik sınamalarında Türkiye’nin yanında yer almaktadır. Biz Türkiye’ye hava ve füze savunma sistemlerinde Türkiye’nin korunmasına yardımcı oluyoruz ve Türk toprakları üzerinde Awacs’lar ile devriyeleri daha da geliştirdik ve yıllar içerisinde NATO Türkiye’deki askeri tesislere 5 milyar ABD dolarından daha fazla yatırım yaptı. Bunların içerisinde uçuş pistleri, deniz üstleri, radar sahaları gibi çok önemli bazı altyapılar bulunuyor.

Geçen ay Dışişleri Bakanları Toplantısında Vaşington’da, Karadeniz bölgesindeki güvenliğin daha da artırılmasına yönelik olarak yeni bir tedbirler paketi üzerinde anlaşmaya vardık. Bütün bu faaliyetler bizi çok daha güvenli ve emniyetli sağlıyor. Türkiye’ye NATO’nun güvenliğine sağladığı katkılardan dolayı teşekkür ediyorum. Ama aynı zamanda NATO da bizim ittifakımız içerisindeki önemli üyelerden bir tanesi olan Türkiye’ye önemli destekler sağlıyor.

Türkiye’ye NATO’nun Akdeniz Diyaloğu’nun kurulmasının 25. yıldönümü vesilesiyle düzenlenen bu toplantıya ev sahipliği yaptığı için teşekkür etmek istiyorum.

Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki istikrarsızlıkla bu diyalog artık eskisine oranla çok daha değerli. Bugün biz bölgedeki güvenlik sınamalarını görüştük ve halklarımız için nasıl daha fazla güvenlik sağlayabileceğimizi görüştük. Suriye ve Irak’la sınırı bulunan Türkiye, NATO müttefikleri içerisinde Ortadoğu’da en fazla şiddete ve çalkantıya maruz kalan ülke oldu. Ve sizler diğer tüm müttefiklere kıyasla çok daha fazla mülteciye ev sahipliği yapmaya devam ediyorsunuz, bunların içerisinde Suriye’den gelen 3.6 milyon kişi de yer alıyor. Sizin de desteğinizle NATO insan kaçakçılığıyla mücadele ve yasa dışı göç hatlarının kesilmesinde çok önemli bir rol oynamaya devam ediyor.

Sayın Bakan, bir ittifak olarak bizler her zaman toplu caydırıcılığımız ve savunmamızı güçlendirmeye çalışıyoruz ve sınırlarımız ötesinde de istikrar sağlamak istiyoruz. Türkiye, her ikisinde de çok önemli bir rol oynuyor. Ve ittifak da sizlerle güçlü bir dayanışmayla yanınızda yer alıyor.

Tekrar NATO’ya bağlılığınız ve bugünkü toplantıya ev sahipliği yaptığınız için teşekkürler.

SORU- Nisa Yıldırım. (TRT)

Benim Sayın NATO Başkanına ve Sayın Çavuşoğlu’na sorum var. Türkiye’nin ortak bir komite oluşturulması ve bu şekilde Amerika’nın S-400’lerle olan, F-35’lerle olan çakışmasıyla ilgili olarak bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Aynı zamanda Sayın Bakan, S-400’lerin satın alınmasının Türkiye’nin kararı olduğunu, ancak müttefiklerin de birlikte çalışması gerektiğini söylediniz. Birazcık açıklayabilir misiniz acaba, sizce pratik anlamda bir sorun yaratabilir mi?

NATO GENEL SEKRETERİ JENS STOLTENBERG- Evet, bu her bir NATO müttefikinin hangi ekipmanı alacağı kararı kendi kararıdır. Ancak aynı zamanda ben de potansiyel olarak ortaya çıkabilecek bazı sonuçlardan endişe duyuyorum S-400’lerin satın alma kararıyla ilgili olarak. Çünkü ABD çok net bir şekilde yaptırım uygulayacağını ifade etti. Bu konu şimdiye kadar birçok defa ele alındı hem Vaşington’daki, hem de Ankara’daki toplantılarımda ve umuyorum ki bir çözüm bulunması mümkün olacaktır. Çünkü biz şöyle bir durumdan kaçınmak istiyoruz, bir müttefik ülkenin diğer bir müttefik ülkeye bir yaptırım uygulaması durumundan kaçınmak istiyoruz.

NATO için önemli olan, tabi ki birlikte çalışılabilirlik, yani sistemlerin birlikte çalışabilmesi bizim için önemli. Şunu da memnuniyetle karşılıyorum, Türkiye şu anda hem İtalya, hem de Fransa’yla görüşme içerisinde, SAMP-T isimli bir Eurosam sistemini satın alma konusunda görüşüyor ve SAMP-T hava füze savunma sistemini zaten NATO’nun Türkiye’ye vermiş olduğu destek çerçevesinde kullanıyor, İtalya bunu SAMP-T sistemine sağladı. Yine aynı şekilde Türkiye ve ABD arasında da potansiyel olarak Patriot bataryalarının teslimatıyla ilgili görüşmeler devam ediyor. O yüzden temasları ben memnuniyetle karşılıyorum, iki gerçekten çok yüksek değer verdiğimiz ABD ve Türkiye olarak NATO müttefiklerinin bu sorunu çözmek için farklı yöntemler araması diyaloğunu memnuniyetle karşılıyorum.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Sorunuz için çok teşekkür ediyorum.

Türkiye’nin hava savunma sistemlerine ne kadar ihtiyaç duyduğunu en iyi NATO bilir ve tabii ki NATO’nun Genel Sekreteri. Çünkü bizim bölgemizdeki tehditleri NATO yakından takip etmektedir ve tespitleri ortadadır ve Türkiye ile dayanışma için diğer müttefiklerden bataryalarını sınırlarımıza yerleştirmeleri konusunda da NATO öncü rol oynamıştır, bu tehditlerden dolayı. Ama Genel Sekreter de çok iyi biliyor ki, bazı müttefiklerimiz, ABD ve Almanya ve Hollanda özellikle, bölgemizdeki bataryaları geri çektiler. NATO niye bu bataryaları sınırlarımıza gönderdi, müttefiklerden rica etti? Çünkü Türkiye’nin elinde şu anda kendisine ait bir hava savunma sistemi yok. İspanya’ya ve İtalya’ya çok teşekkür ediyoruz, Patriot ve SAMP-T bataryalarını yine NATO’nun da ricasıyla ve adeta bir dostluk ve müttefiklik göstergesi olarak da halen burada tutuyorlar. Ama bizim acilen hava savunma sistemine ihtiyacımız var, sürekli bu böyle gidemez. Biz 10 yıldır almak istedik, kimden? Müttefiklerimizden. Alabildik mi? Hayır. Sebebi, sorumlusu biz miyiz? Hayır, müttefiklerimiz bize bunu satmak istemediler. O sebepten-bu sebepten satamadılar. Biz de ihtiyacımızı karşılamak için değişik ülkelere teklif verdik ve karşılığında en iyi teklifi Ruslar verdi, S-400 teknolojisi ve diğer imkanlar bakımından bizim için en uygun, zaten Genel Sekreter bu konuda açıklamasını yapıyor. Şimdi diğer bir müttefikimizin ortaya attığı iddiaları da dikkate alıyoruz. Ama o iddiaların doğru olmadığını net bir şekilde de söylüyoruz. Bu konuda ben ne söylüyorum, o ülke, yani ABD ne söylüyor, yani siyasetçiler ne söylüyor, belki buna fazla önem vermeyebilirsiniz ya da rağbet olmayabilir. O nedenle biz uzmanlardan oluşan bir geçici komisyonun, bir çalışma grubunun oluşması teklifini yaptık. Bunu hem NATO’ya ilettik, hem de müttefikimiz ABD’ye bizzat değişik seviyelerde ilettik. Eğer bu kaygılarda ABD samimiyse, arkasında farklı bir gündem yoksa bu teklifimizi kabul eder, uzmanlar oturur çalışır, inceler ve raporunu hazırlar, NATO’ya da bir nüshasını verir, bize de verirler. O zaman bu iddialar doğru mu-değil mi hep birlikte görürüz. Yani burada işbirliğine ve diyaloğa açıksak bu konuda tüm kafamızdaki soruları aydınlatmış oluruz. Bizim kafamız sarih, ama bu konuda tereddüt eden ülkeler için ve başta ABD olmak üzere herkesin kafasındaki sorular da giderilmiş olur. Bundan daha yapıcı bir yaklaşım var mı? Türkiye her türlü esnekliği gösteriyor, ama Türkiye hiçbir zaman yaptırım dilini kabul etmez, reddeder, dayatmalara da hiçbir zaman boyun eğmedik, eğmeyiz. İşbirliğine ve bu konuda ortak çalışmaya varsa ABD ile çalışmaya hazırız, diğer türlü bir yaklaşımı doğru bulmuyoruz.

SORU- Benim sorum da Sayın Stoltenberg’e olacaktı.

NATO’yla Avrupa Birliği arasındaki işbirliğinin mevcut durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu kapsamda NATO olarak AB’ye üye olmayan müttefikiniz Türkiye’nin AB’nin güvenlik ve savunma faaliyetlerine dahil edilmesi konusunda herhangi bir çabanız var mı? AB’den bu konuda beklentileriniz nedir?

Aynı zamanda Sayın Çavuşoğlu, sizin de AB’den bu kapsamda beklentileriniz nedir?

Teşekkürler.

NATO GENEL SEKRETERİ JENS STOLTENBERG- Ben tabii ki destekliyorum ve Avrupa Birliği’yle NATO arasındaki işbirliğini teşvik ediyorum. Bu NATO’nun tamamı için iyi ve Avrupa Birliği için de iyi bir işbirliği olacaktır. Farklı alanlarda birlikte çalışıyoruz zaten, siber güvenlik, hibrit tehditler, denizcilik faaliyetleri gibi konularda birlikte çalışıyoruz zaten, paralel uygulamalarımız, egzersizlerimiz var ve tatbikatlarımız var ve partnerlerimizle birlikte bunu yapıyoruz. Daha öncesinden çok daha da iyidir, güçlü bir işbirliğimiz var.

Şunu da dikkate almamız lazım, biz Avrupa Birliği örneğin yeni savunma inisiyatifleri konusunda adım attıkça PESCO gibi ya da yapısal işbirliği gibi Avrupa Birliği üyeleri ile savunma fonu ile ilgili adımlar attığında tabii ki Avrupa Birliği liderleri ve NATO’da birlikte görüşmeler gerçekleşiyor ve bu tekrarlamalardan kaçınmak anlamına geliyor. Yani NATO’nun yaptığı çabaları tekrarlamıyor, Avrupa Birliği NATO’nun bir alternatifi değildir, NATO’nun bir ikamesi değildir, olamaz. Ve şeffaf bir şekilde bu çalışmaları yapıyoruz ve Avrupa Birliği üyesi olmayan müttefiklerimizi de mümkün olduğunca bu sürece dahil etmeye çalışıyoruz. Çünkü Avrupa’nın güvenliği NATO’ya bağlı ve tabii ki Brexit sonrası dönemde bu çok daha önemli olacak. Çünkü NATO’nun savunma harcamalarının yüzde 80’i AB üyesi olmayan müttefiklerden geliyor, ABD, Kanada ve batıda Birleşik Krallık, Norveç, İzlanda gibi ülkeler var kuzeyde ve tabii ki güneyde de Türkiye. Bu uluslar, bu devletler Avrupa’nın güvenliği için önemli. Tabii ki Avrupa Birliği’nin gayretleri, çabaları, NATO’nun çabalarının yerini alamaz, ikamesi olamaz ve Avrupa Birliği’ni savunma konusundaki çabaları da yeni engeller oluşturmamalı tabii ki. Örneğin, Türkiye gibi AB üyesi olmayan ya da Norveç gibi üye olmayan ülkeler için de engel oluşturmamalı. Avrupa Birliği gayretlerini destekliyoruz, ama bu tabii ki rekabet etmeyen bir yolda olmalı, tamamlayıcı nitelikte çalışmalar olmalı, NATO’nun faaliyetlerini tamamlayıcı nitelikte olmalı. NATO da tabii ki AB’ye üye olmayan devletleri de, müttefikleri de mümkün olduğunca çok bu sürece dahil edecek.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Teşekkür ediyorum.

Aslında kısa bir cevap verebilirdim Genel Sekreter Jens Stoltenberg’in söylediklerine katılıyorum diye. Gayet güzel bir şekilde NATO’nun ve bizlerin görüşlerini aktardılar. Esasen biz Türkiye olarak genel anlamda güvenlik konusunda NATO ve Avrupa Birliği arasındaki işbirliğini destekliyoruz. Diğer taraftan, Avrupa Birliği’nin NATO’ya erişimi konusunda da her zaman olumlu yaklaştık. Ve Avrupa Birliği’nin tamamlayıcı bazı güvenlikle ilgili kararları var, düşünceleri var henüz daha somut adımları net olarak görmüyoruz. Ama bu süreçte Avrupa Birliği’nden ricamız şudur, NATO’nun müttefik olmayan AB üyelerine yaklaşımını, yani Finlandiya ve İsveç’e yönelik NATO’nun yaklaşımını Avrupa Birliği’nin örnek alması gerekiyor. Yani AB üyesi olmayan NATO müttefiklerine de Avrupa Birliği aynı yaklaşımı göstermelidir. İşte o zaman gerçek anlamda işbirliğinden bahsedebiliriz ve özellikle Türkiye’nin bu süreçten de dışlanmaması gerekiyor. Karar verme mekanizmalarına Türkiye’nin de davet edilmesi gerekiyor, tıpkı bizim biraz önce söylediğim ülkeleri NATO toplantılarına davet ettiğimiz gibi. Ama genel anlamda NATO ve Avrupa Birliği’nin bu çalışmaları birbirine alternatif değil tamamlayıcı nitelikte olmalıdır.

Çok teşekkür ediyorum.