Dışişleri Bakanı Sayın Hakan Fidan’ın Malta Dışişleri, Avrupa İşleri ve Ticaret Bakanı Ian Borg ile Ortak Basın Toplantısı, 6 Şubat 2024

MALTA DIŞİŞLERİ BAKANI IAN BORG-

https://www.youtube.com/watch?v=8Qd4sRDtLI8

DIŞİŞLERİ BAKANI HAKAN FİDAN- Sayın Bakan değerli meslektaşıma çok teşekkür ediyorum.

Değerli basın mensupları, öncelikle meslektaşıma göstermiş olduğu ev sahipliğinden dolayı teşekkür etmek istiyorum.

Dışişleri Bakanı olarak Malta’da bulunmaktan duyduğum memnuniyeti de ifade etmek istiyorum.

Sözlerimin başında özellikle 6 Şubat depreminin tam da bugün birinci yıldönümünü yaşamaktayız. Tekrar şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum, geride kalan yakınlarına tekrar büyük sabırlar diliyorum ve tekrar tekrar devletimizin, milletimizin, hükümetimizin onların her daim yanında olacağını bir kez daha buradan ifade etmek istiyorum.

Ayrıca, Maltalı dostlarımıza depremin ilk saatlerinden itibaren yanımızda olmak için gösterdikleri çabadan dolayı da teşekkür etmek istiyorum. Depremde yardıma koşan ilk ülkelerden kendileri. Kurtarma ekipleri geldi, daha sonra yardım malzemeleri geldi. Bunun için de ayrıca ülkem adına, şahsım adına kendilerine tekrar tekrar teşekkür etmek istiyorum.

Değerli basın mensupları; Türkiye ve Malta gerçekten komşuluk ilişkileri fevkalade iyi olan iki ülke. Aramızdaki ilişkiler her seviyede en iyi şekilde ilerlemekte. Özellikle ticaret alanındaki ilişkimiz günden güne daha da büyük bir hız kazanmakta. Türk işadamlarımız, şirketlerimiz, inşaat, altyapı, gemicilik, bankacılık, liman işletmeciliği, havacılık dahil birçok sektörde faaliyet göstermekte. Bizler Hükümet olarak şirketlerimizin buradaki faaliyetlerini ve yatırımlarını destekliyoruz, aynı zamanda Maltalı dostlarımızın da onlara göstermiş olduğu ev sahipliğinden ötürü de teşekkür ediyoruz. Her iki tarafın da yararına olan, burada çok güzel bir iş birlikteliği var. Aynı zamanda eğitim, turizm gibi birçok alanda da ikili ilişkilerimiz Malta’yla fevkalade iyi seviyede seyretmekte.

Kendileri de ifade ettiler, bölgesel konularda birçok konuda aynı şekilde düşünüyoruz. Uluslararası platformlarda aynı şekilde davranıyoruz. Başlıca beraber ilgi duyduğumuz, çalıştığımız konular var. Kendileri biliyorsunuz halihazırda Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi geçici üyesi, aynı zamanda AGİT Dönem Başkanlığını da yürütmekteler. Bu iki önemli rol muvacehesinde bölgesel sorunlara yönelik geliştirdikleri inisiyatifleri de biz ayrıca tebrik ediyor ve destekliyoruz.

Gazze’yle ilgili düşüncülerimiz aynı, oradaki katliamın bir an önce durmasını, insani yardımların sağlanmasını ve iki devletli çözüm temelinde bölgeye kalıcı bir barış gelmesini, böylece hem İsrail’in, hem Filistin’in kalıcı güvenliğinin ve barışının tesis edilerek artık bu problemin bölgeye daha fazla risk oluşturmasını engellemek, yıkıcı etkilerin önüne geçmek için bu çözüme kavuşmak gerektiği konusunda hemfikiriz.

Ukrayna konusunda da yine aynı şekilde görüş alışverişlerimiz oldu, bu konuda özellikle savaşın oluşturduğu riskleri ve kayıpları gündeme getirdik. Tabii ki Ukrayna’nın toprak bütünlüğünün her zaman yanında olduk, yanında olmaya devam edeceğiz, ama savaşın da yıkıcı etkilerinin bir an önce bir şekilde durması gerekiyor. Savaşın şu anda bize en büyük zararı olarak uygulaması duran Tahıl Anlaşmasının tekrar hayata geçmesi gerekiyor. Bir şekilde hem Ukrayna tahılının, hem Rus tahılının dünya marketlerine sağlıklı bir şekilde ulaşması gerekiyor, bunun için de çalışma konusunda hemfikiriz.

Yine Libya konusunda değerli dostumla görüş alışverişinde bulunduk, Libya’da da biliyorsunuz Türkiye olarak pozisyonumuz özellikle biz Milli Birlik Hükümetinin meşruiyetini ve faaliyetlerini destekliyoruz, ama doğu-batı bölünmesinin daha fazla devam etmeden belli bir süreç içerisinde sona ermesini de arzu ediyoruz. Bu amaçla bütün süreçleri destekliyoruz. Birinci önceliğimiz, Libya’da herhangi bir savaşın tekrar çıkmaması, şiddete başvurulmaması, tarafların diyalog yoluyla sorunlarını çözme yolundan asla vazgeçmemesi.

Bu çerçevede yaptığımız görüşmelerde tekrar istişarelerimize devam etme kararı aldık. Kendileri Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi geçici üyesi olarak belki Nisan ayında tekrar bir Ortadoğu ile ilgili toplantı planlama durumları var. Ona da belki Türkiye olarak biz tabii ki memnuniyetle katılırız. Ben kendilerine tekrar çok teşekkür ediyorum bu misafirperverliklerinden dolayı ve göstermiş oldukları yapıcı ve pozitif çalışma ve ilişkiden dolayı.

SORU- Putin, Türkiye’yi çok kısa bir süre içerisinde ziyaret edeceğini duyurdu. Türkiye’nin bir NATO üyesi olması itibariyle ve aynı zamanda her iki ülkeyle de savaş sırasında bile ilişkilerini sürdüren bir ülke olarak, bu ziyarete nasıl yaklaşacak Türkiye?

DIŞİŞLERİ BAKANI HAKAN FİDAN- Teşekkür ediyorum.

Evet, ifade ettiğiniz gibi Sayın Putin, Türkiye’yi yakın gelecekte ziyaret edecekler. Bu tabii Türkiye ile Rusya arasında devam eden düzenli diyalog ve görüşmelerin bir başka tezahürü esas itibariyle. Türkiye ve Rusya arasında biliyorsunuz hem birçok alanda işbirliği var başta enerji olmak üzere. Diğer taraftan sorunlu alanlara ilişkin görüşmelerin gerçekleşmesi gerekiyor başta Suriye olmak üzere, Kafkaslar olmak üzere, Ortadoğu olmak üzere. Buralardaki pozisyonlarımızı sürekli gözden geçirmemiz gerekiyor. Gerek sorunlara çözüm bulmak için, gerek daha ciddi çatışmaların yayılmasını önlemek için. Bu açıdan bakıldığında Rusya ile olan düzenli diyalogumuzun devam etmesine büyük önem veriyoruz. Gerek bizim düzeyimizde, gerek Cumhurbaşkanlarımız düzeyinde devam eden bir diyalog süreci var. Bunun bir yansıması olarak Sayın Putin Türkiye’yi ziyaret edecek. Tabii ki bu ziyaret esnasında hem ikili ilişkiler, hem bölgesel konular, Ukrayna da dahil olmak üzere, konuşulacaktır.

SORU- Barış Seçkin, Anadolu Ajansı.

Sayın Bakan Fidan’a sorum var. Efendim, Libya’ya en yakın Avrupa ülkesi Malta’da bulunuyoruz. Burada temaslarda bulundunuz, bu konuda 2 sorum olacak. Bir televizyon programında Türkiye-AB ilişkilerinde karar vermesi gereken tarafın Avrupa olduğunu söylediniz. AB’den beklentileriniz nelerdir, bunu biraz açar mısınız, bu Avrupa tarafı? Libya’yla ilgili bölünmüşlüğe değindiniz, Libya’daki bölünmüşlüğü nasıl değerlendiriyorsunuz, bunu nasıl aşabiliriz, diyalog dediniz, biraz daha açabilir misiniz?

Teşekkürler Sayın Bakanım.

DIŞİŞLERİ BAKANI HAKAN FİDAN- Çok teşekkür ederim, iki soru da önemli soru. AB ile ilgili sorunuza cevap verecek olursam, iki eksende şu anda konu gündeme alınıyor. Birincisi, Türkiye’nin üyelikle ilgili tartışmaları, ikincisi üyelik dışı yürütülen işbirliği alanları neler olabilir. Üyelikle ilgili konu daha önce de siz de söylediniz ifade ettim, bu bizimle ilgili bir konu değil, Avrupa Birliği’nin şu anda karar vermesi gereken bir konu. 2023 Mayıs seçimlerinden sonra Cumhurbaşkanımız meşru yetkiyi aldıktan sonra, iradesini halk adına ortaya koydu. Biz Avrupa Birliği konusundaki hedeflerimize bağlıyız, burada Türkiye’nin pozisyonu net, ama Avrupa Birliği Türkiye’yi kendi içerisine almak istiyor mu, istemiyor mu, böyle bir siyasi denklemi kurabilir mi, o kendilerinin karar vereceği bir husus. Ama biz tabii Avrupa siyasetine baktığımız zaman, partilerin geliştirdikleri argümanlara, siyaset kavramlarına baktığımız zaman, gittikçe başka medeniyetlerle ve kültürlerle bütünleşme hedefinden uzaklaştığını görüyoruz. Belki ileride bundan vazgeçerler ama şimdiki siyaset dili, kuşatıcı ve yakınlaşıcı olmaktan ziyade uzaklaştırıcı bir dil. Bu kendi dediğim gibi iç meseleleri. Ama Türkiye olarak biz Avrupa Birliği kurumlarıyla olan ilişkimizi devam ettirmek istiyoruz. Özellikle Gümrük Birliği ile ilgili güncelleme çalışmalarının yapılması, vize kolaylığı ve serbestliğiyle ilgili çalışmaların tamamlanması yönündeki çalışmalarımıza devam edeceğiz.

Avrupa Birliği kurumları dışında Avrupa Birliği ülkeleriyle zaten ikili ilişkilerimiz devam ediyor, onları daha da ilerletme peşindeyiz. Biliyorsunuz Almanya en büyük ticari ortağımız. Onun dışında Fransa, İtalya, İspanya gibi başlıca AB ülkeleriyle çok yoğun ilişkilerimiz, başta ticari ilişkiler olmak üzere devam ediyor. Bu ilişkileri ilerletmeye devam edeceğiz. Malta, Avrupa Birliği ülkesi, fevkalade iyi ilişkilerimiz var. Buradaki politikamız bu şekilde.

Diğer taraftan Libya konusunda, yarın buradan Libya’ya gidiyorum. Libya’ya gittiğimde de Trablus’ta Milli Birlik Hükümeti Başbakanıyla ve Yüksek Devlet Konsey heyetiyle, Devlet Başkanıyla hep bir araya gelişlerimiz olacak. Bu toplantılarımız esnasında da zaten Türkiye’nin son yıllarda ortaya koyduğu yapıcı politikayı tekrar ifade edeceğim, desteğimizi ileteceğiz. Bizim buradaki önceliklerimiz neler? Az önce konuşmamda da ifade ettim, yani Libya’da biz herhangi bir çatışmanın tekrar Doğu ve Batı arasında veya Güneyin de dahil olduğu bir şekilde başlamasını istemiyoruz. Libya’nın sorunlarını diyalogla çözmesini istiyoruz. Doğu ve Batı arasındaki şu andaki mevcut cari bölünmüşlüğün kalıcı hale gelmesini de görmek istemiyoruz. Belli bir süreç içerisinde ve diyalog yoluyla bu bölünmüşlüğün bütün tarafların razı olacağı şekilde, barışçıl bir yönle ve yöntemle çözülmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu yöndeki çalışmalarımız devam ediyor. Özellikle Doğu tarafıyla da biliyorsunuz Türkiye’nin ilişkileri giderek ilerliyor. Bu noktada oradaki aktörlerle de çalışmalarımız devam ediyor. Bingazi’deki Başkonsolosluğumuzu tekrar açma kararı aldık, bunu yakın zamanda açacağız. Şirketlerimiz tekrar çalışmaya başladı.

Diğer taraftan, gerek Mısır’la, gerek Birleşik Arap Emirlikleriyle ve diğer bölgesel dostlarımızla da Libya meselesinde yapıcı rol oynama konusundaki çalışmalarımızı devam ettiriyoruz. Şimdilik bu konuda söyleyeceklerim bu kadar.

SORU- Türkiye’nin bir arabulucu olarak hareket ettiğinden bahsettiniz Rusya-Ukrayna savaşında, aynı zamanda tahıl anlaşmasıyla ilgili olarak. Malta’nın pozisyonu nedir?

MALTA DIŞİŞLERİ BAKANI IAN BORG-

https://www.youtube.com/live/8Qd4sRDtLI8?si=cfPyZY1fYsQI7Gjo&t=1085

* Interpress deşifresidir.